Söylemeyeceğine Söz Ver Kitap Bilgileri
Yazar: Jennifer McMahon
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı: 282
Basım Tarihi: Nisan 2012
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2012
Yayınevi: Ephesus Yayınları
ISBN: 9786055358068
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Söylemeyeceğine Söz Ver Kitap Tanıtımı
Jennifer McMahon'un sıra dışı romanı. Söylemeyeceğine Söz Ver arkadaşlık, aile, bağlılık ve ihanet üzerine yazılmış gerilim dolu, derin iç görüsü ve güzelce örülmüş geçmişiyle kesinlikle unutulmaz bir kitap ve bir cinayet romanından fazlası.
Bu unutulmaz güzellikteki romanda, bir kadının geçmişi ve geleceği karşı karşıya gelerek beklenmedik sonuçlara yol açıyor.
Kırk bir yaşındaki okul hemşiresi, Alzheimer hastası olan annesi ile ilgilenmek için kırsaldaki evine dönmüştür. Geldiği ilk gece bir cinayet olur ve küçük bir kız öldürülür. Bu olay, kadının çocukluğunda yaşanan bir başka cinayete esrarengiz biçimde benzemektedir. Sınıf arkadaşları tarafından "Patates Kız" denilerek alay edip dışlanan yoksul arkadaşı Del de otuz yıl önce aynı şekilde öldürülmüştür. Del'in katili asla bulunamamış, o günden sonra küçük kız, hayalet hikâyeleri ve efsanelerde ölümsüzleşmiştir.
Şimdi, yeni cinayetin soruşturması kahramanımızı karşı konulamaz bir şekilde içine çekerken, geçmişi ve geleceği korkunç, beklenmedik bir şekilde bir araya geliyor. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil... Ve gençliğinin hayaletleri unutulmaktan çok uzak.
"Bir hayalet hikâyesi, polisiye ve büyümek üzerine bir masal, bu kitap sizi yetişkinlerin arkadaşlık, ihanet ve cinayetle dolu çarpık dünyasına götürüyor. Jennifer McMahon'un bu heyecan dolu kitabı, bir sonrakini hevesle beklemenizi sağlıyor."
-Pam Lewis-
"Bu kitaba bayıldım. Eğlendim, korktum ve bitene kadar onun esiri oldum. Elimden bırakamadım."
-Sara Gran-
"İyi kurgulanmış, sürükleyici ve eğlenceli."
-Kirkus Reviews-
(Tanıtım Bülteninden)
Söylemeyeceğine Söz Ver Kitaptan Alıntılar
1. "Birinin ilk aşkıyla yarışamazsın , özellikle ölü olanlarla. Kendini her zaman en iyi ikinci seçenek gibi hissedersin."
2. "Tanıdık birinin ölüm haberini almak her zaman sarsıcıdır ve bu kişi bir de sizinle yaşıtsa..."
3. "Ölü olan birini nasıl öldürebilirdiniz?.."
4. "Daha önce de dediğim gibi, birini bir kere sevdiğimde, bu hayat boyu sürüyor. Her şeye rağmen. Delice, biliyorum."
5. "Birinin ilk aşkıyla yarışamazsın, özellikle de ölü olanlarla. Kendini her zaman en iyi ikinci seçenek gibi hissedersin."
6. "“Birini tanıdığımızı sanıyoruz ve sonra onun hakkında öyle bir şey öğreniyoruz ki, her şey değişiyor.”"
7. ""Her şey her zaman göründüğü gibi olmaz.""
8. "Ölüler suçlayabilir."
9. "Pişmanlık abartılan bir şey."
10. "Evet, sen beni tanıyor olabilirsin ama Tanrı aşkına, peki sen kimsin ?"
11. ""Zaten beni buraya bu yüzden çağırmamışlar mıydı? Yapılması gerekenin ne olduğunu bildikleri, ama kendileri yapmak istemedikleri için.""
12. "Eğer kendime özel bir cehennem inşa etmem gerekseydi herhalde böyle görünürdü: en kötü anılarımı sürekli, tekrar tekrar yaşamak ve sonucu asla değiştirememek."
13. "O, diğerlerinin nefret etmeyi sevdiği kişiydi."
14. ""Kim olduğunu biliyorum.""
15. ""Kimse hiçbir şey hakkında konuşmaz.""
Söylemeyeceğine Söz Ver Kitap İncelemeleri
Okuduğum 3. Mcmahon kitabı. Sayesinde ciltli kitap okumaktan nefret eden ben, bu inadimi kırdım. Fiziksel olarak kaliteli bir kitap. doğan kitabin acilen örnek alması gerek. Sayfaları zevkle çevirdim. Kapak tasarımınıda içerikle uygun ve başarılı buldum. Bir 29. Oda ve Şeytanın eli değildi ama güzeldi. Ortalama bir zekaya sahip olan herkes kitabın ortasında sonunu tahmin edebilir. Bir insan yaşamında, öldükten sonra hortlaması için ne kadar tahrik edilirse o kadar tahrik edilmiş bir hayalet hikayesi. Yani bir hayalet romanı ne kadar "mantıklı" sebepler ile anlatılabilirse o derece mantıklı. McMahon'u gerek kurgusal zeka gerekse uslüb bakimindan çok beğeniyorum. ( şeytanin eli ve 29. Oda'da alıştığım tarzından dolayi cogu ayrıntıyı yakaladım. Mesela bişeyi uzun uzadıya gerekli gereksiz anlatıyorsa, ileri sayfalarda onun altından bir sey cikiyor. Bu kitaptaki kolye gibi). Çocukların bazen çok acımasız olduğunun, sürü psikolojisi ve aidiyet hissinin önemine değinmiş. Evet bazen çocuklar ileriki hayatlarını etkileyecek kadar büyuk zorbaliklara karisabiliyorlar. Kitaptaki pedofili vakasi da dozunda kullanılmış. ( bu leş gerçeklik hakkinda konuşmak istemiyorum) Çok fazla yan karakter vardı ve adaptasyonumu zorlaştırdi. Bu kadının kitaplarinin kapağini kapatinca tüm o hayaletlere, mahlukatlara karşi acima duygusu yaşıyorum. Hortlaklar da bu kadar sempatik yazılmaz ki yahu. =) seviyorum bu yazarı.
Patates Kız 'ın peşinizde olup olmadığına bakmak için arkanızı kollamaya hazır mısınız?
Kate alzheimer hastası olan annesi ile ilgilenmek için evine döner ama döndüğü gece küçük bir kız öldürülür. Bu olay çocukluğunda yaşanan esrarengiz bir cinayete benzemektedir. Sınıf arkadaşları tarafından "Patates Kız" denilerek dalga geçilen Del de otuz yıl önce aynı şekilde öldürülmüştür. Del'in katili ise asla bulunamamıştır. O günden sonra "Patates Kız" hayalet hikâyeleri ve efsanelerde ölümsüzleşmiştir.
Acaba seneler sonra yaşanan bu trajedinin nedeni geçmişe mi dayanmaktadır?
Kitabın içeriğini biraz anlattığıma göre düşüncelerimi sizlere aktarabilirim. Genel anlamda güzel kurgulanmıştı. Çünkü geçmiş ve gelecek iç içe okuyucuya sunulmuştu. Anlatım yer yer kendini tekrarlayıp sıksa da merak duygusu insanı bir şekilde kitabın içine çekiyordu. Kitabın son 100 sayfası baya sürükleyici diyebilirim. Zaten yazarın kalemine alışkınsanız şaşırmazsınız. Genelde kitaplarında sonlara doğru heyecan dozu artıyor. Betimlemeler biraz fazlaydı ama benim için sıkıntı değil. Betimleme yoğun olan eserleri de okumayı severim. Özellikle Del'in yaşadıkları beni çok etkiledi ve üzdü. Kate 'nin annesinin gizemli havası ve büründüğü kişilik ustaca kaleme alınmıştı. Okuyanlar demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.
Yazarın okuduğum kitapları korku-gerilim türünde lâkin türüne göre başarılı değil. Bunu sanırım her okuduğum kitabında dile getiriyorum. Bana eserlerini psikolojik açıdan ele almak daha mantıklı geliyor. Çünkü psikolojik tahlilleri çok başarılı.
Jennifer McMahon'un sıra dışı romanı Söylemeyeceğine Söz Ver arkadaşlık, aile, bağlılık ve ihanet üzerine yazılmış gerilim dolu, derin iç görüsü ve güzelce örülmüş geçmişiyle kesinlikle unutulmaz bir kitap ve bir cinayet romanından fazlası.
Bu unutulmaz güzellikteki romanda, bir kadının geçmişi ve geleceği karşı karşıya gelerek beklenmedik sonuçlara yol açıyor.
Kırk bir yaşındaki okul hemşiresi, Alzheimer hastası olan annesi ile ilgilenmek için kırsaldaki evine dönmüştür. Geldiği ilk gece bir cinayet olur ve küçük bir kız öldürülür. Bu olay, kadının çocukluğunda yaşanan bir başka cinayete esrarengiz biçimde benzemektedir. Sınıf arkadaşları tarafından "Patates Kız" denilerek alay edip dışlanan yoksul arkadaşı Del de otuz yıl önce aynı şekilde öldürülmüştür. Del'in katili asla bulunamamış, o günden sonra küçük kız, hayalet hikâyeleri ve efsanelerde ölümsüzleşmiştir.
Şimdi, yeni cinayetin soruşturması kahramanımızı karşı konulamaz bir şekilde içine çekerken, geçmişi ve geleceği korkunç, beklenmedik bir şekilde bir araya geliyor. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil… Ve gençliğinin hayaletleri unutulmaktan çok uzak.
"Bir hayalet hikayesi, polisiye ve büyümek üzerine bir masal, bu kitap sizi yetişkinlerin arkadaşlık, ihanet ve cinayetle dolu çarpık dünyasına götürüyor. Jennifer McMahon'un bu heyecan dolu kitabı, bir sonrakini hevesle beklemenizi sağlıyor."
- Pam Lewis
"Bu kitaba bayıldım. Eğlendim, korktum ve bitene kadar onun esiri oldum. Elimden bırakamadım."
- Sara Gran
"İyi kurgulanmış, sürükleyici ve eğlenceli."
- Kirkus Reviews
"Sıkıysa beni yakala, Çöl gülü."
Kitap ailesinden kopmuş şekilde yaşayan hemşire Kate'in komşusundan annesinin hasta olduğuna dair bir telefon almasıyla başlıyor. Arkadaşı Del'in çocukken korkunç şekilde öldürülmesi ve buna katkısının da olduğunu düşünen Kate, kaçtığı New Hope'e geri dönüyor. Döndüğü gün de eski sınıf arkadaşı Ellie'nin kızı tıpkı 30 yıl önceki cinayette olduğu gibi vahşice öldürülüyor. Çocukluğundan sakladığı sırlar, Del'in uğradığı korkunç zorbalık ve zorbalığın başrollerinden biri olan Ellie'nin kızının öldürülmesi, etrafta Del'in hayalletinin intikam için dolaştığı söylentileri varken her şey karmakarışık bir hal alıyor. Kate ölen arkadaşının hayaletini görürken Alzheimer olan annesine bakmak için ve geçmişin suçluluğunu, sırlarını ortalığa çıkarmak için çabalıyor. Tabi tüm bunları yaparken de delirmemek için...
Kitap biterken, olaylar ilerlerken ve her şeyde ilk yazdığım cümle zihnimde yankılandı. Hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalmıyor ve her sır eninde sonunda sinsice öğrenilmeyi bekliyor. Kitabı okurken katili hiç ummadığım yerden buldum, olaylar şaşırtıcı şekilde ilerliyor ve içine çekiyor. Kısacık sürede bitirilecek, sürekliyici bir roman. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar....
Ödünç aldığım bir kitabın incelemesiyle karşınızdayım. Söylemeyeceğine Söz Ver, insanın içinde acı hisler uyandıran, biraz da tüyleri diken diken eden ama özünde basmakalıp bir yazarın basmakalıp bir eseri niteliğinde.
Kitabın konusu, karakterleri çok hoş. Zorbalığa karşı sessiz kalan Patates Kız'ın, öz adıyla Del'in, öldürülmesi ve ruhunun kasabadan ayrılmayışı üzerine. Baş karakterimiz Katie, yasak aşk niteliğindeki arkadaşlığını dışlanma korkusuyla ki zaten dışlanıyor, kimseye anlatmıyor. Üstüne Del'e yapılan zorbalıklara sürü psikolojisi nedeniyle destek çıkıyor. Kalp kırıcı, empatiden yoksun değilseniz, inciniyorsunuz.
Sayfaları değiştirirken ve Tori adlı kızın ölümünden sonra, olay örgüsünü çıkarmak açıkçası pek zor değil. Kitap güzel ama bu tür kitaplara baktığımda olay örgüsü aynı düzeyde. Ancak çocukların ne kadar acımasız olabileceğini, her ruhun kötü niyetli olmadığının, dünya üzerinde her zaman birtakım şerefsizler olacağının geniş anlatımı olmuş.
Özet geçilecek olursa, kitabın konusu ve karakterlerinin güzel olmasının yanında, olay örgüsü, kimin ne yapacağı fazla ortada. Kitabın tek bir dönüm noktası var, onu da söylemiyorum tabii. Eğer romanın sonundaki kitap tanıtımlarını okursanız, yazarın tüm kitaplarının benzer olduğunu göreceksiniz, Sarah Jio misali, açıkçası ben artık bunu eksiklik olarak görüyorum. Okuma alışkanlığı gelişmemiş olanlara bu tür kitapları tavsiye etmiyorum. Daha çok aralarda çerez olarak okunması gereken bir kitap. Yine de okumak isteyenler için, bu türlere fazla bağlanmamalarını öneririm.