Sokak Nöbetçileri 2 Kitap Bilgileri
Yazar: Aslı Arslan
Tahmini Okuma Süresi: 24 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 872
Basım Tarihi: Aralık 2021
İlk Yayın Tarihi: 2021
Yayınevi: İndigo Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786257671583
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sokak Nöbetçileri 2 Kitap Tanıtımı
“Ama hep aynı noktaya dönüyorsun. Çocukluğuna. Senin affetmediğin değil, seni hiç affetmeyen çocukluğuna.”
Sokak Nöbetçileri’nin arasına ajan olarak gönderilen Helin Aktan, karşısında bir aile bulmuştur ve o ailenin de bir ferdi olmak üzeredir fakat kendisini bir köprünün ortasında hissetmeye başlamıştır. Köprünün bir tarafında merhameti, sevgisi ve kurtuluşu vardır; diğer tarafında ise geçmişi, korkuları ve gerçek ailesi. O köprünün ortasında durmaya devam ederken sırlar yavaş yavaş açığa çıkmaya başlamış, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığını da fark etmiştir. Koza ve Sokak Nöbetçileri’nin arasındaki soğuk savaş sadece Helin’in mağlup olduğu bir savaşa dönüşecektir çünkü bağlılığın yıkıcı hissini de tadacaktır.
Mutlu Sarca, nasıl kıyametlerin içinde olursam olayım hayata sıkı sıkı bağlanan neşeli tarafımdı.
Işık Sarca, en büyük depremleri yaşadıktan sonra hayattan vazgeçen tarafımdı.
Lâl Sarca, ruhen sırtına kırbaçlar yediği halde yürümeye devam eden hırçın ve yaralı tarafımdı.
Bartu Sarca, daima yalnız kalacağına inanan ve elinde vicdanından başka hiçbir duyguyu barındırmayan kimsesiz tarafımdı.
Yankı Sarca, umudumu ve yolumu bulduğum ama hiçbir zaman aynaya baktığımda olamayacağım, kaybolmuş tarafımdı.
Koza, izlerimle ve çocukluğumla zorla itildiğim karanlık tarafımdı.
Onlar Sokak Nöbetçileri’ydi; hepsinde kendimden bir parça vardı.
Sokak Nöbetçileri 2 Kitaptan Alıntılar
1. ""... ve lütfen kendini, en çok kendine ada. Bir başkasına değil.""
2. ""Ben yalnızlığı bile seninle istiyorum şu anda,""
3. ""Ne olacak bu senin durmadan titreyen ellerin, dizlerin ve sesin? Ne olacak bu benim, senin karşında defalarca aklımı kaybedişim?""
4. ""Ama bazen gücün kalmaz. Hem fiziksel hem de ruhsal.""
5. "𝑖𝑛𝑠𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 𝑏𝑒𝑛𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑎𝑐̧𝑎𝑐𝑎𝑘, 𝑏𝑒𝑛 ℎ𝑖𝑠𝑙𝑒𝑟𝑖𝑚𝑑𝑒𝑛."
6. ""Hep yalnızdım. Daima yalnızdım. Sen yoktun.""
7. ""𝑆𝑒𝑛𝑖 𝑠𝑜𝑛 𝑜̈𝑝𝑢̈𝑠̧𝑢̈𝑚𝑢̈𝑛 𝑒𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑢𝑛𝑐𝑢𝑠𝑢 𝑜𝑙𝑎𝑐𝑎𝑔̆𝚤𝑛𝚤 𝑏𝑖𝑙𝑠𝑒𝑦𝑑𝑖𝑚, 𝑎𝑠𝑙𝑎 𝑑𝑢𝑟𝑚𝑎𝑧𝑑𝚤𝑚 diyordu sevdiğim bir dizide. O zaman anlamamıştım, şimdi anlıyorum.""
8. ""Beni duyuyor musun? Sana ihtiyacım var.""
9. "... "Yollarımızı hiç ayırma."
..."Yollarımız ayrılsa bile bütün yollarının tekrar bana çıkmasını sağla.""
10. "On sene sonra da yan yana olur muyduk? Olurduk. Olmalıydık. Olmama ihtimalimizin canı cehennemeydi, bunu düşünemezdim."
11. ""𝐺𝑖𝑡𝑚𝑒," dedi bana, beni bozguna uğratarak. "𝑆𝑎𝑛𝑎 𝑎𝑙𝚤𝑠̧𝑡𝚤𝑚.""
12. "Ona kırıldım.
Ona çok kırıldım.
Ama ona daha sıkı sarıldım.
Canımı o acıttı, kalbimi o kırdı ama belki yine o geçirir diye ben ona sarıldım."
13. ""... 𝑖𝑛𝑠𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤 𝑠𝑒𝑣𝑚𝑒𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑣𝑎𝑧𝑔𝑒𝑐̧, demiştim sana çünkü sevgi en sonunda bir silaha dönüşür.""
14. "Bir insan bir romanın mutsuz sonla biteceğini bilerek okursa kendini hazırlardı ama bilmeden okursa son sayfalara geldikçe mahvolurdu."
15. ""Nefretse bana nefret. Öfkeyse bana öfke, acıysa bana acı. İhanetse bana ihanet. Sevgiyse bana sevgi." Burnu burnuma dokundu. "Sevgiyse sana sevgi Helin. İhtiyaçsa sana ihtiyaç. Muhtaçlıksa sadece bana muhtaçlık Helin. Muhtaçlıksa sadece sana muhtaçlık.""
Sokak Nöbetçileri 2 Kitap İncelemeleri
Ama hep aynı noktaya dönüyorsun. Çocukluğuna. Senin affetmediğin değil, seni hiç affetmeyen çocukluğuna.”
Sokak Nöbetçileri’nin arasına ajan olarak gönderilen Helin Aktan, karşısında bir aile bulmuştur ve o ailenin de bir ferdi olmak üzeredir fakat kendisini bir köprünün ortasında hissetmeye başlamıştır. Köprünün bir tarafında merhameti, sevgisi ve kurtuluşu vardır; diğer tarafında ise geçmişi, korkuları ve gerçek ailesi. O köprünün ortasında durmaya devam ederken sırlar yavaş yavaş açığa çıkmaya başlamış, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığını da fark etmiştir. Koza ve Sokak Nöbetçileri’nin arasındaki soğuk savaş sadece Helin’in mağlup olduğu bir savaşa dönüşecektir çünkü bağlılığın yıkıcı hissini de tadacaktır.
Mutlu Sarca, nasıl kıyametlerin içinde olursam olayım hayata sıkı sıkı bağlanan neşeli tarafımdı.
Işık Sarca, en büyük depremleri yaşadıktan sonra hayattan vazgeçen tarafımdı.
Lâl Sarca, ruhen sırtına kırbaçlar yediği halde yürümeye devam eden hırçın ve yaralı tarafımdı.
Bartu Sarca, daima yalnız kalacağına inanan ve elinde vicdanından başka hiçbir duyguyu barındırmayan kimsesiz tarafımdı.
Yankı Sarca, umudumu ve yolumu bulduğum ama hiçbir zaman aynaya baktığımda olamayacağım, kaybolmuş tarafımdı.
Koza, izlerimle ve çocukluğumla zorla itildiğim karanlık tarafımdı.
Onlar Sokak Nöbetçileri’ydi; hepsinde kendimden bir parça vardı.
7 küçük çocuk, 7 çocukluğunda kalmış yetişkin... Bu Sokak Nöbetçileri'nin hikayesi.
Beni çok derinden etkileyen ve her bir karakterinde kendimden bir parça bulduğum bir kitapla karşınızdayım.
Sokak Nöbetçileri'nin arasına ajan olarak gönderilen Helin Aktan, hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. İhanet etmek için gönderildiği yerde aile sıcaklığını ve sevgiyle tanışır. Bir yanda çocukluğunu kurtaran ekip, bir yanda ona bir yuva veren Sokak Nöbetçileri. Helin bir tercih yapmak zorundadır. Ama çocukluğu onun peşini bırakmaz ve Helin'in eline gerçeklerini verir.
Bazen yaşadığımız hayatın gerçeklerini, acılarını, kötülüklerini göremiyoruz. Sokak Nöbetçileri bunları gözümün önüne öyle bir savurdu ki, onların acılarını sırtlandım, onlarla beraber acı çektim. O yedi güzel, kalpleri tertemiz yetişkinin çocukluklarını kurtarmak istedim, acılarını onlardan söküp almak istedim. Çok ağır oldu her birinin acılarıyla yüzleşmek, inanmak istemedim bunları yaşayabileceklerine. Sokak çocukları aslında bu dünyadaki en masum çocuklarmış. Bizim onlardan korktuğumuz zamanlar olsa bile, onlar bizlerden, insanlardan kaçtıkları için sokaklara sığınmışlar. Sokaklar onların evi olmuş, güvenli alanları olmuş. Onların hayatlarına, acılarına hep bir sokak lambasının ışığı şahit olmuş. Yalnızlığa ve kimsesizliğe alışmışlar ama bir yuvanın sıcaklığına hep mahrum kalmışlar. Nereden bilebilirlerdi bir gün o sıcaklığı bir insanda bulacaklarına...
"Ama hep aynı noktaya dönüyorsun. Çocukluğuna. Senin affetmediğin değil, seni hiç affetmeyen çocukluğuna."
Sokak Nöbetçileri'nin arasına ajan olarak gönderilen Helin Aktan, karşısında bir aile bulmuştur ve o ailenin de bir ferdi olmak üzeredir fakat kendisini bir köprünün ortasında hissetmeye başlamıştır.
Köprünün bir tarafında merhameti, sevgisi ve kurtuluşu vardır; diğer tarafında ise geçmişi, korkuları ve gerçek ailesi. O köprünün ortasında durmaya devam ederken sırlar yavaş yavaş açığa çıkmaya başlamış, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığını da fark etmiştir. Koza ve Sokak Nöbetçileri'nin arasındaki soğuk savaş sadece Helin'in mağlup olduğu bir savaşa dönüşecektir çünkü bağlılığın yıkıcı hissini de tadacaktır.
Mutlu Sarca, nasıl kıyametlerin içinde olursam olayım hayata sıkı sıkı bağlanan neşeli tarafımdı.
Işık Sarca, en büyük depremleri yaşadıktan sonra hayattan vazgeçen tarafımdı.
Lâl Sarca, ruhen sırtına kırbaçlar yediği halde yürümeye devam eden hırçın ve yaralı tarafımdı.
Bartu Sarca, daima yalnız kalacağına inanan ve elinde vicdanından başka hiçbir duyguyu barındırmayan kimsesiz tarafımdı.
Yankı Sarca, umudumu ve yolumu bulduğum ama hiçbir zaman aynaya baktığımda olamayacağım, kaybolmuş tarafımdı.
Koza, izlerimle ve çocukluğumla zorla itildiğim karanlık tarafımdı.
Onlar Sokak Nöbetçileri'ydi; hepsinde kendimden bir parça vardı.
SOKAK NÖBETÇİLERİ
10/10
5/5
SPOİ İÇERİR.......
Kitap tam bir kaostu bence hep bir şey oldu. Her bir karakterin sırrı gizli yaptıkları yaşadıkları hepsi bu kitapta ortaya çıktı. Ben bu kitapta en çok Bartuya ısındım. Yankı ya ise soğudum. İnanamıyorum hala Yankı'nın bunu Heline yaptığına. Helin Yankıyı terk etmekte haklıydı. Helin'den izinsiz geçmişi yazılı olan mektubu okuyor. Yankı'nın yaptığı çok yanlıştı ya. Bartu'm o masada Helin'in yanında olması ona destek çıkması çok güzeldi. Yankı o masaya oturmadan önce Heline elini bırakmayacağım diyor ama Lal ağlayınca Helin'in elini bırakıyor. O an Helin için çok üzüldüm. Lal kesin bir şekilde çok sevdim diyemiyorum bu karakter için fakat hiç sevmedim de diyemiyorum. Bölüm bölüm değişiyor. Mutlu'm da Mutlu'm çok SEVİYORUM. Çok komik bir karakter ben bayıldımmm. Işık Sarca çok soğuk davrandı ilk başlarda daha sonra onun yaşadıklarını geçmişini öğrendiğim de...Soğuk davranmasının nedenini öğredndiğimde hak verdim. Aslında soğuk değil. Korumacı. Tanımadığı kişilere böyle davranıyor. Sadece Koza'm... Koza... Poyraz... Ya bir abi kardeşine nasıl böyle davranabilir aklım almıyor. Kozaya üzüldüğüm zaman ise bir gözünü kaybetmesi. En çok güldüğüm sahnesi ise uçak sahnesiydi. '' Sonuncu kusarsam uçak düşer mi? '' hjhjhjhj çok güldüm ya. Kitabın akıcılığı çok güzeldi. Bayıldım. Ama gereksiz betimlemeler var maalesef. Onun dışında kitap kelime ile mükammeldi. KESİNLİKLE OKUYUN OKUTTURUN.
Yazar:
Selamlaaar :)
Bol bol spoiler bulunmaktadır!
'ın kitabıyla size geldim.
Sokak Nöbetçileri 1 çok hızlı bitti ama ||. kitap hiç bitmeyecek gibi geldi.
İçinde bolca dram, aşk, aksiyon ve kahkaha var.
Şimdi gelelim karakterlerimize;
Mutlu Sarca, Mutluga prensimiz kendisi kötü esprileriyle, hayal gücüyle ve neşesiyle hepimizi en az birkaç kez güldürmüştür :)
Işık Sarca, canım ikiz - Mutlu'nun ikizi - kendisi ışıldak gibi girdiği ortamı aydınlatıyor tabi bir de ikizinin önünde koruma.
Yankı Sarca, o umut. Her zaman başka bir yol vardır, der kendileri. Robotluktan vazgeçtik artık.
Bartu Sarca, merhametini, abiliğini sevdiğim :)
Öfke sorunları olsa da biz onu sevdik.
Helin Aktan, sadece Helin.
O artık yuva, Yankı'nın yuvası.
Lal Sarca, sessiz kızım. Sessizce ihanetler eden, evin anne rolüne bürünen, konuşamayan minik kızımız.
Ve Koza...
Haksızlıklara, ihanetlere kurban gitmiş güzel gözlüm.
İntikam almak için geri dönen Helin'in kıskanç abisi :)
Bu arada siz sanmayın ki soyadları aynı diye bunlar kan bağıyla akraba. Onlar sokak çocukları, Sokak Nöbetçileri.
Bir adam geliyor, hepsini bir eve topluyor ve eğitiyor, görevler veriyor.
Aksiyon dolu bir kitap ama daha çok drama
- _ -
Küfürler daha az olsaydı daha da güzel olabilirdi tabi ki. Ama onu da Bartu'nın öfkesine veriyorum.
7/10 puanlık kitap bence.
|||. kitap gelebilir diye duydum ama hadi bakalım.
Tavsiye ediyorum, iyi okumalar.