Sofie'nin Dünyası Kitap Bilgileri
Yazar: Jostein Gaarder
Tahmini Okuma Süresi: 16 sa. 46 dk.
Sayfa Sayısı: 592
Basım Tarihi: Haziran 2020
İlk Yayın Tarihi: 1995
Yayınevi: Pan Yayıncılık
Orijinal Dil: Norveççe
ISBN: 9789758434572
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sofie'nin Dünyası Kitap Tanıtımı
Benzer insanların, yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, 3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır diyen Goethe'nin günübirlik insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım.
15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan Sofie, posta kutusunda ''Kimsin sen?'' yazılı bir kağıt bulur. Bu soruyu, diğer sorular ve günümüze kadar uzanan bir felsefe kursu takip eder.
Kendine has kurgusu ve şaşırtmacalarıyla, Jostein Gaarder, 15 yaş üstü gençlere sadece kuru bir felsefe tarihi sunmak değil, aynı zamanda hayatı anlamaya yönelik sorular sormanın yollarını açar.
Çağımız bölümünde şöyle diyor yazar: ''Bütün gerçek filozofların gözleri hep açık olmalı. Hiç beyaz karga görmemiş olsak da, aramayı sürdürmeliyiz. Günün birinde, benim gibi bir şüpheci bile daha önce inanmak istemediği bir olguyu kabul etmek zorunda kalabilir. Bu olasılığın kapısını açık tutmasam, dogmatik biri olurdum. Gerçek bir filozof olmazdım o zaman.''
Sofie'nin Dünyası Kitaptan Alıntılar
1. "Kadın kendini geri kazanmalı, kimliğini erkeğin kimliğine bağımlı kılmaktan vazgeçmeli. Çünkü kadını baskı altında tutan yalnızca erkek değildir, yaşamının sorumluluğunu ele almayan kadın kendi kendine de baskı uygular."
2. ""Carpe diem" Yani gününü gün et! Yine çok söylenen bir başka Latince söz de şuydu: "Memento mori" Bunun anlamı da, "Öleceğini unutma!"
3. "Her zaman en korkulan kişiler soru soran kişilerdir."
4. "- "Aptalca sorular sormaya başladın ama."
- "Sen cevap veremiyorsun diye ben aptalca soru sormuş olmam.""
5. ""Kadın bu sorumluluğu yeniden ele geçirmeli, diyordu Simone de Beauvoir.Kendini geri kazanmalı, kimliğini erkeğin kimliğine bağımlı kılmaktan vazgeçmeli.Çünkü kadını baskı altında tutan yalnızca erkek değildir, yaşamının sorumluluğunu ele almayan kadın kendi kendine de baskı uygular.""
6. ""...Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu...""
7. "...en akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir..."
8. ""İnsanın hayvanlardan bir farkı da, hayatını planlayabilmesidir.""
9. ""...Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu...""
10. "Rus bir beyin cerrahıyla yine Rus bir astronot din konusunda tartışıyorlardı. Beyin cerrahı dindar, astronotsa dindar bir kişi değildi. “Uzayda çok dolaştım” diye övünerek konuştu astronot, “ama ne Tanrı’yı gördüm ne de meleklerini!” Cerrah cevap verdi: “Ben de çok zeki beyinler ameliyat ettim, ama tek bir düşünce görmedim!”"
11. "Barok dönemin tipik bir sloganı vardı: 'carpe diem'.Yani 'gününü gün et!' Yine çok söylenen bir başka Latince söz de şuydu: 'momento mori'. Bunun anlamı da, 'öleceğini unutma!'"
12. "'Adalet birbirinin eşiti olan insanlar arasında geçerlidir.'"
13. ""Her zaman en korkulan kişiler soru soran kişilerdir. Sorulara cevap vermek o kadar sakıncalı değildir. Tek bir soru bin cevaptan daha güçlü olabilir...""
14. ""...Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu...""
15. "Saatlerimiz hep aynı zamanı göstermiyor."
Sofie'nin Dünyası Kitap İncelemeleri
Ne yazık ki şimdiye kadar okumaktan çekindiğim ve yaşımın geçmiş olduğunu düşünerekten elime almadığım, aynı zamanda da yıllardır elimde olan bir kitaptı. Ve fakat kitapta ilerledikçe yaşımın geçmiş olması ile alakalı bir durum olmadığını fark ettim. Baş karakter Sofie 15 yaşında bir kız olmasına rağmen kitap bir gençlik kitabı değil. Tabii ki de detaylı bir felsefe kitabı da değil. Kurgu ile bezenmiş bir felsefeye başlama kitabı. Ve mantıklı bir tercih bence.
Neredeyse sırasıyla tarihteki filozoflar hakkında kısa aydınlatıcı bilgiler veren bir kitap. Filozoflar hakkında hiçbir bilgisi olmayanlar, felsefe ile alakalı hiç öngörüsü olmayanlar için mantıklı.
Kurgu güzel. Belli bir yere geldikten sonra anlıyorsunuz ki kitabın içinde kitap var. Fazla detaya girmeyeyim. Fakat sevmediğim iki kısım oldu. Çok fazla Hristiyan güzellemesi vardı. Çoğu yerde satır aralarında hep karşıma çıktı. İkinci olarak da kitabın sonlarına doğru Sofie'nin doğum günü partisinde yaşananlar. Rahatsız edici. O yüzden 16 yaşının altındakilerin okuması bence pek de uygun değil.
Ve bir şey daha. Okuyanın aklını biraz olsun karıştıran, şimdiye kadar hiç sormadığı soruları sordurtan bir yapısı var kitabın. Düşündüğümüz şeylerin hayatımıza olan etkisi ve değişim gelişim açısından farkındalık oluşturan bir eser. Sevdim kitabı tavsiye ederim.
İyi okumalar...
Benim bir kitapla yaşadığım en uzun sürevenlerden biriydi sanırım 4 5 ayda ancak okuyabildim. Pes etmediğim ve bu yolculuğu tamamlayabildiğim için öncelikle kendimi tebrik etmek istiyorum.
Şimdiye kadar ki okuma serüvenimde büyük çoğunlu kurgu olan kitapları okudum hep. Eğitim hayatım da formüller üzerine kurulu olduğu için hiç kelimelerden bilgi öğrenmediğimi farkettim bu kitabı okurken. Kitap bir roman ama büyük çoğunluğunda felsefe tarihinin temelini anlatıyor. Felsefeyi hep merak edip öğrenmek istediğim için bana çok iyi bir zemin hazırladığını düşünüyorum.
Biraz da kitaptan bahsedicek olursak Sofie adında bir kız var ve 15. Yaş günü için bir mektup almasıyla başlıyor kitap. Mektupta "Kimsin sen?" yazıyor. Bu soruda aslında felsefenin en temel sorularından biri. Böylelikle de Sofie felsefe dersleri almaya başlamış oluyor. Kitap için iç içe geçmiş iki bölümden oluşuyor diyebiliriz. Kurgu kısmı ve felsefi bilgilerin bulunduğu ara kısımlar. Felsefi bilgi kısımları benim gibi sadece lisede 3, 5 filozof öğrenmiş biri için müthiş doyurucuydu. Sadece bugüne yaklaşırken Satre, Nietzche, Camus çok hızlı geçilmişti bence. Kurgu kısmına gelirsek başta çok güzel bir merak duygusuyla beslenmişti, ama gizem çözüldükten sonra iş biraz karıştı. Son bölüm bana biraz gereksiz geldi açıkçası. Evet baştaki bölümlerle bağlantılı bir sürü kısım vardı ama felsefi bölüm bittikten sonrası olmasada olur tadındaydı. Okuycak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Herkese merhaba, bu kitabı birçok yerde görmüştüm biraz eski bir kitap zaten ve bir fırsat bulup okuma şerefine sonunda katıldım. Bu kitaba karşı tek bildiğim çocuklar için felsefe kitabı olduğuydu özellikle arka kapağında 15 yaşındaki Sofie yazısını görünce ön yargı oluşmuştu biraz...
Kitabı ilk okumaya başladığımızda aslında gayet sıradan bir "Sofie'nin Düyası" nı görüyoruz. Sonraki karakter gelişimini ben orta okulda okuduğum
kitabına benzetiyorum. Orada da sıradan hatta daha kötü bir öğrencimiz vardı ve bilge bir figür yani karınca karşımıza çıkıyordu ve hayatını değiştirecek sınava çalışmasına yardım ediyordu onu da küçük öğrencilere öneririm bu arada her neyse...
Kitap aslında belli bir amaç etrafında edebileşmiş denebilir. Hani denir ya bir şeyi hikayeleştirirseniz daha akılda kalır kalıcılığı artar diye onun gibi bence başarılı olmuş da çünkü edebinin içerisinde de felsefi bir bilinmezcilik de var ve bu asıl konuyla kaynaşmış.
Kitabı öneririm özellikle felsefeye biraz ilginiz varsa ama isimler çok karmaşık geliyorsa kim neyi düşünüyordu diyorsanız kesinlikle güzel bir başlangıc olabilir. Orta düzeye yani benim gibi olanlara da pekiştirmek açısından bazen farklı bir bakış açısı gösterebiliyor hoş oluyor. İleri düzeyseniz her şeyi yalayıp yutmuşsanız bence okunmasına gerek yok size bir şey kazandıracağını sanmıyorum.
İlk incelememi de yapmış oldum :)
Hiç beyaz bir karga gördünüz mü?
Mavi bir kar tanesi peki?
Yeşil bir güneş?
Ya da sarı bir bulut?
Portakal dereotu kokar mıydı?
....
Kimsin sen?
Dünya nereden çıktı?
Neden yağmur yağıyor?
Kadere inanır mısın?
...
Sofie'nin Dünyası bu cevapsız sorular çok ve aynı zamanda herşey mümkün olabilir.
İronik, şüpheli, muhtemel, kafa karıştırıcı ve daha bir çok farklı duygu ve düşünce barındıran alıntılara doyamadığım öyle ki kaç tane paylaştığımın sayısını da hatırlayamadığım takip edenlerin isyanları hissettiğim bir kitap.
Hayli geniş konu dalları bulunmakta.. Sanat mesela, edebiyat, müzik, bilim, tarih, siyaset, sosyoloji, mitler, din ve bolca felsefe.
Konu kadar kişi ve karakter sayısızlığı da mevcut. Sofie, Hildecik, Albert, Alberto, Hermes, Demokritos, Sokrates, Aristoteles, Spinoza, Locke, Freud, Kant ve daha nicesi...
Kitabın içerik ayrıntısına girmeyi düşünmüyorum. Biliyorum ki girersem işin içinden asla çıkamam, söz ve kelimelerimi frenleyemeyip kitapçık haline getirebilirdim. (:
Kitap 576 sayfa ve 15 sayfalık da bir dizin bölümüne sahip. Benim için ziyadesiyle istifade edinebileceğim bir şaheser. Öyle ki azımsanmayacak bir sayfa sayısıyla felsefe defteri oluşturmama teşvik bile etti diyebilirim. Çokça beynimin yandığı, 'abi bu ne diyo yahu anlayamıyorum' diyerek sinir krizi geçirdiğim yerler çokça olmuştur bunuda itiraf ediyorum ki hele Kant ile ilgili bölümler. Yaktı beni, yaktı beynimi..
Ve bir o kadar da birbirinden farklı enteresan ilginç hikayeleriyle bağımlı kılmış, kendine hayran bırakmıştır.
Tavsiye ederim arkadaşlar. Okuyunuz.
Kitap dolu masmavi günler.
"...Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu..."
Kitap hoş, güzel ama bitmek bilmedi...
Felsefe her zaman sevdiğim bir ders olmuştur, bu yüzden kitabı daha bi' severek okudum daha doğrusu okumaya çalıştım.
Okurken ben Sofie oldum ve sanki felsefi mektuplar benim için yazılmış gibiydi çünkü yazar gerçekten de kelimeleri çok iyi kullanmış.
Kitap şu namını salmış filozoflardan bahsetmektedir; Demokritos, Sokrates, Atina, Platon, Aristoteles, Spinoza...
Bahsetti derken üstün körü değil, soru cevap mantığı ile... Bu bilgiler açıkçası işime yarar diye düşünüyorum...
-"İnsanın hayvanlardan bir farkı da, hayatını planlayabilmesidir."
-''Adalet birbirinin eşiti olan insanlar arasında geçerlidir.''
-"Her zaman en korkulan kişiler soru soran kişilerdir. Sorulara cevap vermek o kadar sakıncalı değildir. Tek bir soru bin cevaptan daha güçlü olabilir..."
-"Çünkü insan düşünen bir varlıktır. Eğer düşünmüyorsan, demek ki insan değilsin."
-"Her şey akar"demişti Herakleitos. Her şey hareket halindedir ve hiç bir şey sonsuza dek kalmaz. Bu yüzden de "Aynı ırmağa iki kez giremeyiz"
Çünkü ikinci kez ırmağa girdiğimde ben de değişmiş bulunuyorum, ırmak da.