Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Siyah Süt - Elif Şafak | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Siyah Süt Kitap Bilgileri


Yazar: Elif Şafak
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 35 dk.
Sayfa Sayısı: 303
Basım Tarihi: Ağustos 2024
İlk Yayın Tarihi: 2015
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789759915315
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Siyah Süt Kitap Tanıtımı


Bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. Suya yazı yazar gibi...



Siyah Süt kadınlığın, kadınların hayatının kasvetli ve karanlık ama son tahlilde geçici bir dönemiyle ilgili. Birdenbire gelen ve geldiği gibi hızla dalgalar halinde çekile çekile giden bir haletiruhiye bu arada incelenen. Bu haliyle elinizde tutuğunuz kitap bir nevi tanıklık. Otobiyografik bir roman.



(...) Annelik dünyanın en yaşanılası, en muhteşem lütuflarından biri; güzel ki hem de nasıl. Aldığı tüm övgüleri fazlasıyla hak ediyor.



Öylesine benzersiz, öylesine kıymetli... aynı zamanda çetrefil, karmaşık ve kimi zaman hayli ağır.



"Siyah Süt, cesur, şaşırtıcı, tılsımlı bir roman: Bunca kötülüğün ortasında, bize umut veriyor Elif Şafak, dayanabilmek, direnebilmek ve sonra hayata, bir mucize gibi, yeniden başlayabilmek için."

Selim İleri

(Arka Kapak)



Yatak odasındaki komodinin üzerinde yuvarlak bir ayna var. Kenarları gümüşten. Aynanın ortasında bir kadın duruyor. Bedeni patiskadan bez bebek; bir tek bakışları etten ve kemikten. Bakıyor kendine dinmeyen bir merakla. Ayırmıyor gözlerini suretinden.



Oysa bilmez mi ki "bakmak" masum bir şey değildir ya da aynalar basit birer obje? Bilmez mi ki aynaların yüzeyleri ya bir kumaş parçasıyla örtülmeli ya da duvara doğru çevrilmeli? Bu kadar mı kayıtsız geleneklere? Yoksa bile bile mi çiğniyor kaideleri? Asırlık öğretilerle inatlaşmak istercesine?



"Her ayna anahtarını kaybetmiş bir kapıdır. Açılır Diyar-ı Esrar'a. Olur da fazla bakarsan aynaya, aralanıverir kapı, kaybolursun sonsuzlukta."



Kadının saçları gelişigüzel bir şekilde toplanmış, sağdan soldan çalı gibi saç tutamları fırlamış. O tutamlardaki her bir saç teli dile gelmiş, isyana gelmiş. Bas bas bağırıyor:

"Ne olur artık bizi yıka, bizi tara, bizi topla!"

Saç dipleri daha da beter haykırıyor, feryat figan.

"Ne olur artık bizi boya. İnsan içine çıkamaz olduk utancımızdan. İstersen civciv sarısına boya. Hatta seneler evvel bir keresinde kızıl yapmaya kalkmıştın da korkunç olmuştuk hani. Ona bile razıyız. Yeter ki boya bizi, unutma!"

(Önsöz'den)




Siyah Süt Kitaptan Alıntılar


1. "“İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime. Buralar çok karışık. Kaç defa geldim. Gene de kayboluyorum”."




2. "Süreklilik duygusundan yoksunum."




3. "Hayatı kendime zorlaştırmayı huy edinmişim herhalde."




4. "Bir erkeğe bağlanabilmek için evvela onun beynine ilgi duyması gereken kadınlardandı."




5. ""Sen sen ol, demokrasiyi gül bahçesi sanma.""




6. "Hangi yolu seçersen seç, seçmediğin yolda kalacaktır aklın."




7. "Parlatıla parlatıla, cilalana cilalana doğallığını yitirmiş bir kırmızı elma olmuş annelik."




8. "İnsan hiç tanımadığı birini özler mi?"




9. "Sen istediğin kadar planladığını zannet geleceği, o gene bildiğini okur."




10. ""Aslolan şu andır. Sayfa sayfa gideceksin.""




11. "“Ne çok özlemişim seni.”"




12. "Aşktan önce olan biten her şey - mişli geçmiş. Adeta yaşanmamış."




13. ""Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın. Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında. "Yandın!" diye atılıyorsun oyun dışına.""




14. "Ve tüm yaşananlar unutuluyor.
Unutulmalı da."




15. ""Aman dikkat! Çocuklarına nefes alanı bırakmayan sevgi faşisti annelerden olma.""





Siyah Süt Kitap İncelemeleri


Elif Şafak anlatımını,dilini genel olarak beğeniyorum. Bu okuduğum 4.kitabıydı.
İç Sesler Korosu en çok hoşuma giden kısımdı, onlara verdiği isimler, insanın içinde zıt kutuplarda cereyan eden iç seslerinin kavgaları, muhabbetleri..
Siyah Süt bir kadının hamileliğinin öncesi ve sonrası yaşadığı ruh halini,duygu değişimlerini anlatan otobiyografik bir roman ve çalışan bir kadının kariyer mi annelik mi girdabını öne seriyor.
Yazar kendi dışında bir çok yazardan da örnek vermiş;
•Tolstoy’un eşi Sofya’nın 13 çocukla her şeye yetişmek zorunda olduğunu.. Eğer Sofya romancı olsaydı, Tolstoy aynı şekilde kendini ona adar mıydı acaba? Karısının asistanlığını yapar mıydı mesela? Ya da karısı içerde rahat rahat yazsın diye çocukları alıp parka götürür müydü?
•Adalet Ağaoğlu’nun neden çocuk yerine yazarlığı seçtiğini.
•Fuzuli’nin kız kardeşinin yazdığı yazıları içine gömüp, evlenmek zorunda kaldığını. Mesela bekar olsa, evlenmeyi reddetse, bütün taliplerini geri çevirse, şair ya da yazar olarak yaşama şansı artar mıydı? Muhtemelen evet.
•Sylvia Plath kendini annelik sürecine tamamen adadığı dönem boyunca edebiyat dünyasında ki olan biten her şeyi uzaktan, kenardan takip etmekle yetindi. Plath evde bebeklere bakarken Ted Hughes(kocası) dışarıda dolaşmaya ,şiir yazmaya, ününü pekiştirmeye devam etti. Ev sorumluluklarını karısının üzerine yıktı.. 30 yaşındayken de çocuklarını yatırıp baş ucuna süt ve kurabiye bıraktıktan sonra intihar etti..

Siyah Süt otobiyografik bir roman olmasına rağmen okuyanların kendinden bir parça bulabileceklerine inanıyorum.




Okudugum ilk Elif Safak eseri... Baska bir eserini okurmuyum bilemiyorum su an icin...

200. sayfada "hamileyim" diyene dek tekduze , kopuk kopuk gidiyor ... bir turlu toparlanamayan surekli ic seslerle , ic hesaplasmalarla gecmis.... sonrasinda hic tadına varilmamis bir hamilelik donemi hissettirdi bana....
sonrasinda anne olunmus ama hic bir ozel an paylasilmiyor okuyucuyla .... sanki hersey zoraki hissi veriyor.... Arka sayfada Selim ileri yorumunda "bunca kotulugun ortasinda ,bize umut veriyor Elif Safak" denmis olsa da ben o umudu hissedemedim....

Sanki sadece yazarlar , edebiyatcilar ......vb bir kesim icin yazilmiscasina cok fazla yazar ve kitap isimlerine , ayni zamanda onlarin mini mini biyografilerine yer verilmis... konu dagilmis bana gore ....

Sayfa 288'de " on ay boyunca ne yeni bir romana baslamak, ne bir oyku kaleme almak...Edebiyat icin tek bir satir uretmedim.Bu kadar uzun bir donem boyunca hicbir sey kaleme almamak zincirleme bir reaksiyona yol acti bende.Yazmadikca dunyaya ilgimi kaybettim,dünyaya ilgimi kaybettikce pasiflestim,pasiflestik
ce ozguvenim eridi,ozguvenimi kaybettikce hayal gucum zedelendi,hayal gücüm zedelenince ....yazamaz oldum..." diyor yazar....

Sanirim tum bu sebeplerden dolayi bir turlu icine giremedim bir okuma oldu benim icin....

Uzuuuunca bir Elif Safak arasi veriyorum... Umarim bir gun keske baska bir eserinden baslasaymisim derim.




Okuduğum ikinci otobiyografik romandı bu kitap. Diğeri yabancı bir yazara aitti. Otobiyografik olduğu için çok tat vereceğini sanmıyordum diğer romanlar gibi fakat beni yanılttı. Kitapta 6 tane parmak kadın var ve bunların hepsi aslında yazarın kendi karakterleri. Bu kadınlar:
1. Hırs Nefes Hanım : İsminden de anlaşılacağı üzere hırslı, işkolik ve kariyer düşkünü bir karakter
2. Pratik Akıl Hanım : Bu karakter de olayları pratik yoldan halledip bitirmek düşüncesinde olan bir tipleme
3. Sinik Entel Hanım : Bu parmak kadın da tamamen bilgi manyağı , sürekli okumayı, sürekli bilgi edinmeyi seven bir karakter.
4. Anaç Sütlaç Hanım : Tam bir evcimen, ev işine bayılan, sütlaç yapmayı seven bir karakter.
5. Can Derviş Hanım : Bu kadın da olaylara tasavvufi bakan, dini, imanı güçlü bir karakter.
Son olarak,
6. Saten Şehvet Hanım : Bu da kadınlık yönü ağır basan, süslenmeyi, şaşalı kıyafetler giymeyi , dikkat çekici makyajlar yapmayı seven bir tipleme.
Kitapta yazarın tüm bu yönleriyle kavgasına şahit oluyoruz. Kavganın nedeni de yazarlık mı annelik mi ?Tüm bu karakterlerin kendi aralarında ve yazarla çatışmaları genel anlamda anlatılıyor.
İnsan okurken keşke benimde parmak kadınlarım olsa demeden alıkoyamıyor kendini. Okurken hayallere dalarak okudum bu kitabi ve inanılmaz keyif aldım. Hamilelik öncesi ve sonrası hakkında da bir çok detaylı bilgiden de bahsediyor yazar. Bu yönüyle de kitap beni etkiledi ve 2 günde bitirdim kitabı. Tavsiye ederim, keyifli bir kitap benim gözümde.




Öncelikle kitabın isminin nereden geldiğine ilişkin yazarın paylaşımından bahsedeyim: Anlatıldığına göre eskiden doğum yapan kadınları bir döşeğe yatırırlarmış ve başına da nazar boncuklu, çörekotu torbaları asılı, çıngıraklı bir ip bağlanırmış boydan boya. Bu çıngırak ses çıkardığında anlarlarmış ki lohusa kadına cinler musallat oldu. Evdeki diğer kadınlar ipi çekmeye başlarmış. Bir yanda cinler bir yanda kadınlar. Yaklaşık 40 gün boyunca cinleri kovalamaya çabalarlarmış bu şekilde. Cinler pes edip giderse kadın sütünü sağlıklı bir şekilde verir ve doğum sonrası depresyonundan da çıkarmış. Cinler galip gelirse süt gri bir renk alırmış ki ona da Siyah Süt diyor Elif Şafak.

Kitap kadınların kasvetli ve karanlık ama son tahlilde geçici bir dönemi ile ilgili konulardan bahsediyor. Birdenbire gelen ve geldiği gibi hızla dalgalar halinde çekile çekile giden olaylar var. Annelik duygusunun dünyanın en yaşanılası, en muhteşem lütuflarından biri olduğundan bahseden Elif Şafak ne olursa olsun dayanabilmek, direnebilmek ve sonra hayata bir mucize gibi yeniden başlayabilmeye değiniyor yazdıklarında.

Açıkçası bir kadının içsel dünyası ancak bu kadar güzel anlatabilirdi. Kesinlikle şunu söyleyebilirim ki bu kitabı okuyan her kadın kendinden bir parça bulacaktır. Yazarın iç seslerini, tüm çelişkilerini somutlaştırıp parmak kadınlar olarak sunması da hoş bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için kesinlikle dönüm noktası olacak bir kitap diyebilirim. Özellikle de bir kadınsanız ve çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız bu kitabı ısrarla tavsiye edebilirim.




"Bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. Suya yazı yazar gibi... " cümlesi ile başlıyor Elif Şafak. Aslına bakılırsa bu yazı kitaba merak unsuru oluşturuyor. Nasıl yani ? Nasıl olur da bir yazar kitabını unutulmak için yazar ? İçinde ne olabilir ki?Elif Şafak bir şekilde okuru kendine çekmeyi başarıyor. Kelimelerle türlü türlü oyunlar oynayıp okuru kendi dehlizine hapsediyor.Bu büyük bir yetenek. Fark ettiğim bir başka durum da şu: Elif Şafak en basit bir cümleyi süsleyip püsleyip, allayıp pullayıp sanatsal bir üslup oluşturabiliyor. Benim için de edebiyatın en güzel tanımlarından biri budur.Söylenmek isteneni açık ama edebi bir şekilde dile getirmek.
*Kitap içeriğine gelecek olursak Siyah Süt Elif Şafak'ın otobiyografik romanı. Yasamından belli bir kesiti okuruyla paylaşıyor. Ama buna sadece otobiyografik roman denemez. Masal tadında bir otobiyografik bir roman. Masal da denemez ki...
*Her insanın olduğu gibi Elif Şafak'ın da içinde birden fazla Elif vardır. Ve bu iç sese İçimden Sesler Korosu demeyi tercih ediyor. Altı parmak kızdan oluşan bu İçimden Sesler Korosu hem eğlendiriyor,hem güldürüyor hem de düşündürüyor.
*Hırs Nefes Hanım, Pratik Akıl Hanım,Sinik Entel Hanım, Anaç Sütlaç Hanım, Can Derviş Hanım, Saten Şehvet Hanım... İçimden Sesler Korosu'nun nadide üyeleri ile keyifli bir okuma sunuyor Siyah Süt.
*Ayrıca bu kitapta kadın yazarlar hakkında önemli bilgiler bulunuyor.Bilinen ve bilinmeyen bir çok değerli yazar hakkında bilgi veren bir eser.
*Tavsiye edilir...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: