Siyah İnci Kitap Bilgileri
Yazar: Anna Sewell
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 2 dk.
Sayfa Sayısı: 248
Basım Tarihi: 2024
İlk Yayın Tarihi: 1877
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053327516
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Siyah İnci Kitap Tanıtımı
Anna Sewell (1820-1878): İngiltere'de Norfolk kentinin, Great Yarmouth kasabasında doğdu. İki yaşındayken Londra'ya taşınan ailesi onu başkalarını düşünmeyi, herkese nezaket ve saygı göstermeyi ilke edinen Quaker geleneğine uygun yetiştirdi. On dört yaşında bir kas hastalığına yakalanarak kısmen yatalak oldu. Geri kalan yaşamında seyahat edebilmek için küçük iki tekerlekli arabasını çeken ata bağımlı oldu. Bir atın otobiyografisi olarak kurguladığı tek kitabı Siyah İnci'yi, hastalığının ölümcül olduğunu öğrendikten sonra, son beş yılında yazdı. Kitabın esin kaynağı, hayvanlara eziyet edilmesine, özellikle de koşum atlarına sabit mengene kayışı takılmasına duyduğu büyük öfkeydi. Amacının, "insanları atlara şefkat ve sevgi göstermeye, anlayışlı davranmaya teşvik etmek" olduğunu yazmıştı. Sewell'ın ölümünden birkaç ay önce yayımlandığında büyük ilgi gören Siyah İnci, tüm zamanların en çok okunan klasiklerinden biridir.
Siyah İnci Kitaptan Alıntılar
1. ""İnsanlar, 'Ah! Bilmiyordum, kötü bir niyetim yoktu.' deyince her şeyin yoluna giriverdiğini sanıyorlar…”"
2. "“Gençliğimizin ve gücümüzün doruğunda harap edilmiş durumdayız.”"
3. "“Güzel olan,güzel eyleyendir…”"
4. "Annem, ne kadar iyi davranırsam o kadar iyi muamele göreceğimi anlattı."
5. "Ah! İnsanlarda biraz merhamet olsa."
6. "“Her şey girer yoluna,gündüzün ya da gecenin birinde…”"
7. "“Dünya çok kötü…”"
8. "“Ah! İnsanlarda biraz merhamet olsa…”"
9. "İnsanlar sadece gözünle gördüğüne gerçekten güvenebilirsin derler; fakat bence sadece hissettiğine gerçekten güvenebilirsin…"
10. ".. Bir midillinin yorulabileceğini veya duyguları olduğunu hiç düşünmüyorlar."
11. "“Dünya niye bu kadar kötü biliyor musun?”"
12. "..yine de derim ki, her ne yapıyorsan bütün gayretinle yap, iyi bir ismin olsun…"
13. "“bence moda dünyadaki en kötü şeylerden biri. Örneğin köpeklere neler yaptıklarına bakın.Cesur görünsünler diye kuyruklarını keserler, yırtıcı görünsünler diye güzelim kulaklarını kesip sivriltirler; inanılır gibi değil!"
14. "İnsanlar her zaman işin özüne inmekten hoşlanmaz."
15. "Zayıf ve çaresiz olanlara zarar vermenin ne büyük acımasızlık ve ödleklik olduğunu anlattı. Fakat aklımdan hiç çıkmayan şu oldu:Zalimlik şeytanın işaretidir…"
Siyah İnci Kitap İncelemeleri
Bir hayvansever olarak bu kitabı okumak zor oldu. Bazı yerlerinde, özellikle hayvanlara işkence yaptıkları yerleri okurken öfkelenmemek elde değil. Sinirden kitabı fırlatasım geldi. Kötü olayların yanı sıra tabii iyi şeylerde oluyor kitapta. Mesela Siyah İnci isimli baş kahramanımız atımızın yeni arkadaşları oluyor ve onların başından geçenleri öğreniyoruz. Siyah İnci'nin bulunduğu yerden başka bir yere satıldığında orası iyiyse seviniyordum falan. Kitapta zaten Siyah İnci'nin başından geçen olaylar anlatılıyor. Kitabın dili oldukça akıcı, zaten birincil ağızdan, yani atın ağzından anlatıldığı için (ilk başta bu durum bana komik gelmişti ama alıştım sonra) okunması kolay oluyor. Kitabın yazarı Anna Sewell, sırf moda olduğu için atlara takılan, özellikle koşum atlarına sabit mengene kayışı takılmasına (bu sabit mengene kayışı atların başını dik tutarak daha güzel görünmesini sağlıyor. Tabii atlar için çok zor durum ve büyük işkence çünkü istedikleri gibi başlarını eğemiyor ve oynatamıyorlar) ve hayvanlara işkence edilmesine büyük öfke duyuyor. Amacının ''insanları atlara şefkat ve saygı göstermeye, anlayışlı davranmaya teşvik etmek'' olduğunu yazmış yazarımız. Keşke herkes bu kadar duyarlı olsa. Ben bu mesajı aldığımı düşünüyorum ve şiddetle Siyah İnci kitabını herkese tavsiye ediyorum. Okuyun, okutturun!
Keyifli okumalar...
Ilk öncelikle kitabı daha önce hiç duymamıştım, yazarını da hiç bilmiyordum. Roman, her ne kadar çocuklar için olsa da büyüklerin de okuması gereken bir kitap bana göre.
Kitabın içeriğine geçecek olursak yazar, atlara olan düşkünlüğünü, sevgisini ve empatisini çok güzel bir şekilde ifade etmiş. Olayları bir hayvanın gözünden görmek, onların neler yaşadıklarını, neler çektiklerini, nasıl hissettiklerini anlamamızı sağlıyor. Sağlamakla da kalmıyor insanların hayvanlara karşı olan zalimliğini, vicdansızlığını gözler önüne seriyor. Her ne kadar konuşmasalar da ya da duygularını ifade edemeseler de onların da biz insanlar gibi bir şeyleri hissettiklerini, sevilip sevilmediklerini anladıklarını tekrardan hatırlamamız gerektiğini vurguluyor.
Kitabın ortalarına doğru aklıma Nietzsche'nin İtalya'da bir ata eziyet edildiğini görüp, ata ağlayarak sarılması ve bu olay sonrasında aklî dengesini kaybetmesi geldi.(Bu konunun işlendiği "Torino atı" diye bir film var izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.)
İnsanlar olarak gün geçtikçe karşımızdaki her türlü canlıya karşı empati duygumuz köreliyor. Bize gücü yetmeyen her şey üzerinde bir hâkimiyet kuruyoruz. Karşımızdaki insan olsun, hayvan olsun ya da herhangi bir canlı olsun her türlü eziyeti, şiddeti ve zulmü uyguluyoruz.
Dilerim ileriki zamanlarda kendimizi bu konuda sorgulayacağımız günler olur.
Bu arada okumanızı tavsiye ederim.
Siyah İnci güzel bir siyah attır. ilk sahibi Bay Gordon’dur. Sahibi Bay Gordon, Siyah inciye güzel davranışları, beslenmesi ve eğitimi ile çok iyi bir şekilde ilgilenmektedir. Ağır yükler yüklemez. Daha sonraları at olgunluk çağına ulaşır. Ama bir gün Bay Gordon, atı başka birine verir. At için çok zor bir durum olsa da yeni sahibi aynı zamanda çok nazik ve sevecen olması attı mutu eder. Bir gün, sahibi işleri halletmek için şehir dışına çıkmak zorunda kalır. Attı da bir vagona yüklerler ve köprüyü geçmeye çalışırlar, ancak at hareket etmez ve alternatif bir rota seçmeleri gerekir. Bu yolu kullandıktan sonra, insanlar aslında büyük bir kazadan kurtulduklarını fark ederler. At bu sahibi ile üç yıl yaşar ve durumundan çok memnundur. Ama günlerden bir gün yeni birine satılır. At yeni sahibinin de diğer sahipleri gibi iyi ve şefkatli olmasını beklerken aksi bir durum ile karşılaşır. Bu sahibi nedeniyle çok farklı olaylar geçiyor. At daha sonra başka birine satılır ve bu mal sahibi atı nasıl besleyeceğini ve ona nasıl bakacağını bilmez ve at, kelimenin tam anlamıyla sahibinde kurtulmak için can atmaya başlar. Yeni sahibi onu taksi gibi kullanmaya başlar. Siyah inci’nin yaşadığı bu olaylar sonunda bir kez daha yaşı bir adam olan Joe’ye satılır. Daha kötü olmasından korkan Siyah inci, Joe’nin ona çok iyi davranıp ve beslenmesi ile ilgilenmesinden çok memnun kalır. Bu durum Joe ve Siyah inci arasında iyi bir iletişim ve bir daha birbirlerinden kopmamasını sağlar.
Herkese Merhaba <3
Bugün Anna Sewell’in tek romanı olan Siyah İnci’nin yorumuyla geldim. <3
Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse;
Başkahramanımız Siyah İnci iyi eğitilmiş, güzel huylu, çalışkan ve çok güzel bir at.. Evet evet yanlış anlamadınız bu kitapta başkarakter bir at ve bize hayatı boyunca başına gelen olayları anlatıyor.
Yazar on dört yaşında bir kas hastalığına yakalanarak kısmen yatalak olur ve kalan yaşamında seyahat edebilmek için küçük iki tekerlekli arabasını çeken ata bağımlı olarak yaşar. Siyah İnci’yi hastalığının ölümcül olduğunu öğrendikten sonra, son beş yılında yazmıştır.
Kitabın esin kaynağı, hayvanlara eziyet edilmesine, özellikle de koşum atlarına sabit mengene kayışı takılmasına duyduğu büyük öfkedir. Amacının, “İnsanları atlara şefkat ve sevgi göstermeye, anlayışlı davranmaya teşvik etmek” olduğunu yazmıştır.
Kitap yazarın ölümünden birkaç ay önce yayımlanmış ve tüm zamanların en çok okunan klasikleri arasına girmeyi başarmıştır.
Kitap sade bir dil kullanılarak yazıldığı için çok çabuk ilerliyor. Hasan Ali Yücel klasiklerini okumaya yeni başlayanlar içinde iyi bir tercih olacağını düşünüyorum.
Hayvan dostlarımızı sevelim ve koruyalım! diyerekte yorumumu sonlandırıyorum <3
OKUYUN OKUTUN
Kitapla Kalın
Sevgiler <3
"Sadece bilgisizlikten mi! Nasıl sadece bilgisizlikten diyebilirsin? Kötü kalplilikten sonra dünyadaki en kötü şeydir bilgisizlik, haberin yok mu? En çok hangisinin zararlı olduğunu tanrı bilir. İnsanlar 'Ah! Bilmiyordum, kötü bir niyetim yoktu' deyince her şeyin yoluna giriverdiğini sanıyollar."
"Sevgisiz din olmaz; insanlar dinleri hakkında istedikleri kadar konuşabilirler, fakat eğer din onlara insanlara ve hayvanlara karşı iyi davranmayı öğretmiyorsa, hepsi boşunadır-hepsi boşuna"
"Son verme imkânımız olan bir zulmü veya yanlışı görüp de bir şey yapmazsak, suça ortak oluruz"
At gözlüklerinizi çıkarmaya dünyaya hayvanların gözünden bakmaya ne dersiniz? İşte Siyah İnci konusundan çok bize verdiği mesajlar ve öğütler ile okunulası harika bir kitaptı. Kitabımız fabl türünde. Baş karakterimiz olan kişi bir at. Biz bu atın ağzından okuyoruz bütün hikayeyi. Hayvanlara yapılan zulümleri, İnsanların sırf modaya ayak uydurmak için o zamanlar atlara taktığı sabit mengene kayışı takmanın atların canını nasıl acıttığını, insanların atları gereksiz yere kırbaçlayıp onlara eziyet ettiklerinde atların neler hissettikleri tabi ki sadece atlara yapılan zülümden değil daha bir çok hayvana neler yapıldığını düşünmenizi sağlıyor kitabımız. Tavsiyemdir. ✌
Kitapla kalın...