Siyah Gözler Kitap Bilgileri
Yazar: Cemil Süleyman
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 8 dk.
Sayfa Sayısı: 75
Basım Tarihi: Ağustos 2020
İlk Yayın Tarihi: 1911
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786254050435
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Siyah Gözler Kitap Tanıtımı
1911’de yayımlanan Siyah Gözler, âşık bir erkek tarafından sevilen ve ilişkide çok da etkin olmayan kadın kalıbını tersyüz eden bir anlatı. Cemil Süleyman bu kısacık romanda, tutkulu bir kadının saplantılı duygularına odaklanırken erkeği arka planda bırakarak çağının ötesine geçmeyi başarıyor. Toplumsal baskıların gölgesinde yaşanan bu ilişkide arzudan kuşkuya, kıskançlığa uzanan “hummalı” marazi aşkın anlatımındaki başarı, bir dönemin ünlü romanı Siyah Gözler’i günümüze de taşıyor.
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum… Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim…”
Siyah Gözler Kitaptan Alıntılar
1. "“İnsanlardan her şey beklenirdi…”"
2. "“Bir kere kırılan bir şeyi nasıl yerine getirebilecekti?”"
3. "Fakat mademki sevmeyecektiniz, beni niçin büyülediniz, kalbimle niçin oynadınız?"
4. "“Oh, Yarabbi, işte yine gece oluyordu. Ve o yine yalnız, yine kimsesizdi.”"
5. "“Aşk… Onu bu hale getiren zaten o değil miydi? Vaktiyle kendisi için açılan kollar, şimdi kim bilir kimi kucaklıyordu?”"
6. "“Zaten şu otuz senelik hayatında, bahtiyar yaşadım diyebilecek nesi vardı? Şimdiye kadar gelmeyen saadet, bundan sonra mı gelecekti?”"
7. "“Fakat sevmek ayıp mıydı?”"
8. "“Rica ederim, bana itiraf ediniz. Bir saniye olsun, benim için kalbiniz çarptı mı?”"
9. "“Aşk gençliğe, ihtiyarlığa bakar mı?”"
10. "“Bunların hepsi yalan… Aşk, saadet, vefa, insaniyet, vicdan, hepsi… Hepsi… Artık her şeyden nefret ediyor, hayattan, aşktan, saadetten, vicdandan, insanlardan, hatta kendi nefsinden iğreniyordu.”"
11. "“…Onu asıl müteessir eden şey, ihanete uğramak ihtimaliydi. Ve buna hiçbir zaman tahammül edemeyecekti.”"
12. ""İnsanlardan her şey beklenirdi...""
13. "Aşk, vefa, saadet... Hep birer yalandan ibaretti."
14. "Artık her şeyden nefret ediyor, hayattan, aşktan, saadetten, vicdandan, insanlardan, hatta kendi nefsinden iğreniyordu."
15. "Ben kıskanç bir kadınım. En küçük bir hatanla bile tahammül edemem."
Siyah Gözler Kitap İncelemeleri
Geçmişinde kötü şeyler yaşamış otuz yaşında bir kadınla, gençliğinin baharında yirmili yaşlarında bir adamın aşk öyküsünü okuyoruz. Çetrefilli, kuşkulu, tutkulu, karmakarışık duygularla hummalı bir aşkın romanı.
Bu romanda isimler yok, duygular var. Dul bir kadının kuşku dolu yaklaşımları, kendini hep geri planda tutması, üzerinde hissettiği toplum baskısı, terk edilme korkusu ve bunların beraberinde ruhsal dengelerin bozulması var.
Başlarda kendisine aşık olan bu genç adamdan, dul olması ve toplumdan dışlanacağı korkusuyla hep geri duran kadın, duygularına engel olamayarak tüm sınırladı ortadan kaldırıyor. Ve artık gözü hiç bir şeyi göremeyecek kadar kararıyor. Karşısında kendisinden çok genç ve yakışıklı bir erkek olduğunu aklından hiç çıkaramayan kadın, hep bir kuşku ve korku içinde bu ilişkiyi yürütmeye çalışıyor fakat kendi ruh sağlığında çok büyük yıkımlara sebep oluyor.
Genç adam başlarda sadakat ve aşk yeminleri etse de zaman geçtikçe bu sözlerin yerini başka şeyler alıyor ve olay tam tersine dönüyor.
Sizce bu çiftin sonu ne olur ? Adamın vadettiği bu aşk vuslatla biter mi ? Ruhsal çöküntüler yerini mutluluğa ve huzura bırakır mı ? Yada tam tersi, güçlü duygular cehennem olup ikisini de yakar mı ?
Gerisi size kalmış. Okuyup görünüz efendim
Selim İleri’nin sonsözü ile bitiyor kitap. Ve selim bey bu kitap hakkında “Bugün hâlâ siyah gözler’den habersiz nice edebiyat sever var…”
Edebiyatımızın unutulmuş ve kenarda köşede kalmış eserlerinden biri.
Kesinlikle tavsiyedir.
KİME AŞIK OLACAĞIMIZI SEÇEBİLİR MİYİZ?
''Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim...''
Kitaba bakarken arka kapakta bu alıntıyı gördüm, siyah gözleri o genç aşığının siyah gözlerini ben de merak ettim ve okumaya başladım.
Otuzlu yaşlarında dul bir kadın ile yirmili yaşlarında genç bir delikanlının aşk hikayesi. Toplumsal baskılar altında aşk yaşayan karakterlerin psikolojik durumuna değinen başarılı bir roman. Cemil Süleyman, aşık bir erkek tarafından sevilen ve ilişkide çok da etkin olmayan kadın kalıbını tersyüz ediyor. Kitap verdiği duygu yoğunluğu itibariyle bana Werther karakterini anımsattı fakat olaylar benzer değil sadece aşk yolculuğunda hissedilen haz ve ıstırap olarak benzetebilirim.
Yirmili yaşlarda okudum ama kırkıma da gelsem aynı heyecanla okurum. Selim İleri'nin ön sözünde bahsettiği gibi ''Bugün hala Siyah Gözler'den habersiz nice edebiyatsever...'' Değeri anlaşılmamış, arka planda kalmış bir kitap ama keşfetmek için geç değil. Umarım, Cemil Süleyman sizin güzel kalplerinize de dokunur ve keyifle okursunuz.
Daha önce ne bu yazarı ne de kitabı duydum. Kitaba rastgele denk geldim ve okumaya başladım.
Kitapta otuzunu geçmiş dul bir kadının ve yirmi iki yaşında genç bir adamla münasebeti anlatılıyor.
Karakterlerimiz birbirlerini seviyor fakat kadın yaşından ve dul olduğundan genç adamın hislerine güvenmiyor. Başkalarının ne düşüneceğinden, herkesin kendisine namussuz bir kadınmış gibi davranacağından çekiniyor. Kendisi bile öyle düşünüyor kendi için. Adamın daha sonra istediğini elde ettikten sonra kendisi gibi genç bir sevgili bulacağından endişeleniyor. Fakat daha fazla uzak duramıyor ve görüşmeye başlıyorlar. Kadın, genç adamla her görüştüğünde başkalarına görünmekten çekiniyor ve görüşme sonraları iffetsiz olduğunu, bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğini düşünüyor fakat öyle olmuyor. Hatta hiç beklemediği bir şekilde gece yarıları eve dönmeye başlıyor ve adamı da eve alıyor korka korka. Kadında bir süre sonra kıskançlıklar iyice artıyor sürekli adamın kendisini aldattığını düşünüyor, kendi kendini yiyor. Adam da kadının bu kıskançlıklarından bıkıyor, eskisi gibi görmeye bile gelmiyor. Kadın sonunda yapacağını yapıyor.
Kitabı çok beğendim, okurken hiç sıkılmadım zaten kısacık :)
Kadının psikolojik çöküntüsünü, kıskançlığını ve duygularını çok başarılı buldum. Yazar gerçekten çok iyi yansıtmış, tahlil etmiş.
"Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim..."
SİYAH GÖZLER - ÖZET
Kitap 70 sayfadan oluşuyor.
Dulkadin; beykoz'daki evinde 30 yaşında dul bir kadındır 10 yıldır hizmetçisi ve aşçısı ile yalnız ve mutsuz yaşamaktadır. Delikanlı; 20 yaşında, hayatın daha başında, siyah gözlü bir gül yakışıklı bir delikanlıdır. Dul kadın daha önce evlenmiştir ama kocasının ihaneti ile ondan ayrılmıştır. Ayrılık sürecinde de bayağı sarsılmıştır. Kadın bir gün gezerken kendinden 10 yaş küçük bir gence denk gelir. Başlarda ona yaklaşmaz. Zamanla genç, kadına yaklaşır. Ona mektup bırakır ama bir karşılık alamaz. Kadın başlarda bu durumu hiç istemez çevresi tarafından kötü görüleceğini düşünür. Bir gün delikanlı ona yine mektup bırakır, mektubunda artık onun bu karşılık vermemesine dayanamadığını, burayı terk ettiğini bir müddet buralardan uzaklaşacağını yazar. kadın mektubu ilk okuduğunda bu durumdan kurtulduğunu düşünse de aslında o da gence bağlanmış ve aşık olmuş durumda genç mektupta ben senin peşinden çok koştum sıra sende dese de bir gün dayanamaz geri döner. Biraz zaman geçtikten sonra ise görüşmeye başlarlar. Adam artık kadının evinde kalmaya başlamıştır bile. Kadın ilişki devam ederken adamın genç olmasının onun zararını olacağını bir gün onu terk edeceğini düşünür durur sürekli. Kendince bir rakibi hayali birinin sevgilisiyle birlikte olduğunu düşünür. Neredeyse çıldırmak üzeredir ve öyle de olur. Hayalleri artık gerçekmiş gibi düşünür . Ve genci orada boğarak öldürür.
Tek kelimeyle mükemmel bir yapıt. Sonda yazacağımı hemen yazayım; bayıldım esere..
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın basımıyla Cemil Süleyman'ın Siyah Gözler eseri bir öykü bir roman olmaktan ziyade bir tahlil kitabı aslında. 1910 tarihinde kaleme alınmış olsa dahi aslında günümüze de o kadar uyuyor ki tahliller. Sebep belli çünkü evrensel bir duygunun bir kadında ki ruhsal olarak geçirdiği evreler kaleme alınmış. Hikaye az ve öz aslında, 30 yaşlarında evlenmiş ancak evlendiği kişide mutluluğu bulamamış daha da doğru ifadeyle aldatılmış bir kadının (ki kadın ailesini silmiş o derece bir aşk) yıllar sonra tekrar aynı duyguları bu defa kendinde küçük ve onun tabiri ile evlenmemiş ve toy bir delikanlı ile aşk yaşaması, ancak hikayenin başından sonuna kadar aslında iç dünyasını anlatması üzerine kurgulanmış bir eser. Sonunu böyle beklemiyordum pek tabi, bunu da ifade etmek gerekir. Sonucu için üzgünüm, zannediyorum kadın da aynı akıbeti yaşadı sonrasında. Zira sonlara doğru kadının akıl ve ruh sağlığı endişe verici idi. Bunun dışında kitabın sonunda Selim İleri'nin de kitap üzerine yaptığı yorumda dediği gibi adamın gözünden de okuyabilseydik keşke durumun tahlillerini.
Eser son dönem Osmanlı toplumuna da ışık tutuyor ayrıca. Dönemin İstanbul'una ve çevre yapısına da. Açıkçası okurken Beykoz çayırını da merak etmedim değil. İstanbul'da bulunduğum şu günlerde gidip yerinde görmek istesem bile eminim çayırın yerinde yeller esiyordur. Ve sonuç: Evliliğe, aşka, toplumun değer yargılarına ışık tutan bu eseri tavsiye ederim, okuyunuz efenim