Sıradışı Bir Ödül Töreni Kitap Bilgileri
Yazar: Mustafa Kutlu
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 153
Basım Tarihi: Mayıs 2013
İlk Yayın Tarihi: Mayıs 2013
Yayınevi: Dergah Yayınları
ISBN: 9789759954048
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sıradışı Bir Ödül Töreni Kitap Tanıtımı
Günümüz edebiyatının en saygın isimlerinden biri olan Mustafa Kutlu'nun son hikâye kitabı Sıradışı Bir Ödül Bir Töreni adıyla çıktı. Kitap, Mustafa Kutlu'nun ironik üslubunu canlı bir biçimde yansıtıyor.
Bir kıyı kasabasında bulunan Türkiye Kafadanbacaklılar Derneği, kasabalarının adını duyurmak için şenlik yapacak ve bir ödül töreni düzenleyeceklerdir. Törende, sinemadan edebiyata, tiyatrodan arkeolojiye kadar pek çok alanda ödüller verilecektir. Hiç evlenmeyen, bakanlıkta müsteşarlığa kadar yükselen Aziz Bey. Ödül törenine giden süre içerisinde turizm potansiyelinden faydalanmak isteği, İstanbul moda sektörünün otantik ürünleri dünyaya pazarlama telaşı, marka olmak hırsı, "sihirli sözcük" medya, bürokrasi, göz önünde olmanın anlamından ve zirve yapan alışverişten söz açılırken bir taraftan da sakin bir kasabadan dünyaya seslenen bir kent çıkaran, çalışkan, girişimci Nezaket'in sessizce kendine dönmesi anlatılıyor.
Modern zamanların dönüştürdüğü insan ve coğrafya ilişkisini bu sefer bir ödül töreni etrafında anlatan Mustafa Kutlu, yüz yaşına da gelse insanı bırakmayan bir dünyanın varlığını, kahramanlarını tek tek ödül almaları için sahneye çıkardığındaki hâlleriyle, ironik bir dille anlatıyor.
Sıradışı Bir Ödül Töreni insanın dünyayla olan irtibatını benlik ve nefis üzerinden yeniden okumaya davet ediyor...
(Tanıtım Bülteninden)
Sıradışı Bir Ödül Töreni Kitaptan Alıntılar
1. ""Ne demiş eskiler: Kaderde ne var ise etme merak /uyma kendi nefsine Hakk'ın emrine bak.""
2. ""İnsan bir seyi gönülden isteyecek efendi, canla başla çalıştı mı aşılmayacak engel yoktur.""
3. "Mevla görelim neyler
..Neylerse güzel eyler."
4. "Geceleri kaç kişi çıkar gökyüzüne
Gündüzleri kaç kişi iner dibe"
5. "Benden sana baba nasihatı, önce eşini düşün, sonra işini."
6. "Kader de ne var ise etme merak
Uyma kendi nefsine Hakk'ın emrine bak."
7. "Ama yapılan tezahürattan memnun idi. İnsanoğlu alkış ister."
8. "Dünya işte. Yüz yaşına gelsen seni bırakmıyor."
9. "İş insanı güzelleştirir.
İş insanın ilacıdır.
Kendini işine ver her şeyi unut."
10. "
."
11. "Kitaplarının kıymetini bilmeyecekler diye ödü kopuyor.""
12. "~
."
13. "...evde kalacak degilim, ama gönlümün akacağı birini bulmadan padişahın oğlu gelse boş."
14. "•
."
15. "İş insanı güzelleştirir.
İş insanın ilacıdır.
Kendini işine ver her şeyi unut."
Sıradışı Bir Ödül Töreni Kitap İncelemeleri
Yazar ile 5 ya da 6. sınıfta falan tanışma fırsatım olmuştu yanılmıyorsam, yağmurlu bir Beyoğlu'nda ofisine gitmiştik. Çok güzeldi...
Belki de o sebep olmasaydı adamı ömrü hayatımda hiç tanımazdım diye düşünüyorum, ideolojiler çok farklı benim için. Kafa uymuyor diye kimseyi okumamazlık etmiyorum zaten ama rastlaması zor oluyor.
Mesela Mustafa Kutlu gibi... Murat Menteş'in sağcı versiyonu gibi sanki. Aynı absürt komedi, absürt sahneler, ağlatan ve güldüren latifeler. (Eksikleri var tabi ama onları aşağıya yazacağım.)
Bu kitap yarım kalmış, kalkınca unutulmuş zar zor hatırlanmış bir rüyaya benziyor. İlk 10 sayfa çok başka bir şeyi anlatıyor, 90-100 sayfa çok farklı bir kafada ilerliyor, son 40-50 sayfalık kısmında ayrı bir hengame kopuyor. O 90-100 sayfalık kısımda bahsedilen aşklar, isimler hep yarım kalmış.
Belki de yarım kalması güzel olmuş olabilir, bir küçük klasik kasaba romanı olur çıkardı heralde.
Ben olsaydım kitap kapağına çok farklı bir şey yapardım. Kitabı okumakla okumamak arasında gidip gelmiştim zaten. Kapakta ya kumsalda bir gece vakti el sanatları dükkanının bir temsili fotoğrafını koyardım ya da her biri ayrı dünyada olan büyük bir kalabalık bir resmi çizdirirdim. Büyük ihtimal son dediğimi yaptırırdım çünkü kitabın son bölümü gerçekten absürt bir sahne içindeydi.
Yine de tadından yenmez bir kitaptı. Gözümden yaş geldiği oldu. Güldüğüm oldu.
Bir gece vakti kafam da yerinde değil neler yazıyorum hiçbir fikrim yok dinlediğim türkü arkada bağırırken saçmalamış da olabilirim. Dönüp sabah veya başka bir zaman tekrar okumam, gelip de okuyan olmaz zaten.
Bu kadardı. İyi geceler Ayşegül... :')