Sır Kitap Bilgileri
Yazar: Mustafa Kutlu
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 36 dk.
Sayfa Sayısı: 92
Basım Tarihi: Ekim 2021
İlk Yayın Tarihi: 1990
Yayınevi: Dergah Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789759953003
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sır Kitap Tanıtımı
(29.Baskı) Mustafa Kutlu'nun bu eseri "Şark hikâyesi"nin tasavvufî ve biçimsel özellikleri üzerine kurulmuş bir kitaptır. Kitapta yer alan hikâyeler tek başlarına müstakil bir hikâye olmaları yanında aynı zamanda bir bütünün parçalarıdır.
Kitabın bütünü bir şeyhin dramını yansıtmaktadır. Şeyhin dergâhında ve etrafında toplumun hemen her kesiminden tipler yer alır. Bir gazeteci, bir ilim adamı, bir siyasetçi, vb. Bu tiplerin tekke ile olan bağlantıları aynı zamanda kendi şahsî dramlarını da ortaya koyar.
Sır kitabı Kutlu'nun öteden beri işlemekte olduğu Türkiye'de toplumsal değişme serüveninin bilhassa seksen sonrasındaki görünümüne ışık tutmakta, eleştiriler getirmektedir.
Kitaptaki hikâyeler: Sır, Tarihin Çöp Sepeti, Politik-vizyon, Her Ne Var Âlemde, Aramakla Bulunmaz, Mürit, Satılık Huzur, Cüz Gülü.
Sır Kitaptan Alıntılar
1. "“Telaş etme” dedi, “kalıcı değiliz”"
2. "Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsiniz."
3. "Benim servetim, kitaplarım diyordu o.
Kitaplarım, yani hayatım."
4. "Aramakla bulunmaz.. Ama, bulanlar ancak arayanlardır."
5. "Ben çoktan kapadım o defteri...Lakin defter kapanmıyor...Mazi hiçbir vakit bizi büsbütün terk etmiyor. En umulmadık yerde birden karşımıza çıkıveriyor."
6. "İçimin içinde sönüp küllenmiş ateşte bulunan o bir tek kıvılcım parladı. Aşkın alevi kalbin buzlarını eritti."
7. "Mevki demek koltuk demek değildir. Ahmaklar koltuk peşine düşer. Önemli olan, geçerli olmak, sözü dinlenir olmak. Herkesin bir tarzı var..."
8. "‘Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir.’"
9. ""Aramakla bulunmaz.
Ama bulanlar ancak arayanlardır.""
10. "Görmemişlik zor zanaat."
11. "Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben neredeyim? Zamanın neresinde? Hangi sarmaşıklar sarıp sarmaladı beni?"
12. "İkimizin de anlamakta güçlük çekeceği, meşhur olmuş bir sözü, hafifçe fısıldıyorum:
— Aramakla bulunmaz... Ama bulanlar ancak arayanlardır."
13. ""Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar kazançlarının helal mi haram mı olduğuna bakmayacaklar artık.""
14. "Telaş etme kalıcı değiliz..."
15. "Hava güzel.
Tatlı-serin.
"Hadi gidelim" der gibi..."
Sır Kitap İncelemeleri
Sır Mustafa Kutlu'nun hikayelerinden oluşan, ilk baskısını 1990 yılında yapmış bir eser.
Daha dün, geçtiğimiz ay basılan bir kitabını okumuştum yazarın. Bu 21 yıllık süreçte dil ve üslubunun değişimini de görmüş oldum. Sekiz hikaye yer alıyor eserde. Bu sekiz hikaye için birbirinden bağımsız desem mi demesem mi bilemedim. Tam bağ kurmaya kalktığımda bambaşka bir hikayede buldum kendimi, tam bambaşka bir hikayedeyim derken bağlantıya denk geldim.
Tasavvuf hikayelerde varlığını hissettiriyor. Bununla birlikte, dönemin eleştirisi, değişen insanlarla birlikte değişen kurum ve kuruluşlar, değişen siyaset ve hatta değişen dile eleştiri kendini gösteriyor hikayelerde. Neden bilmem bazı bölümlerde yıllar önce okuduğum "Huzursuz Bacak" eseri geldi aklıma.
"Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar kazançlarının helal mi haram mı olduğuna bakmayacaklar artık."
Kitaba adını veren ilk hikayede, içinde yer aldığı kurumun değişimini gören şeyhin sırra kadem basması yer alıyor. Sizin de yer yer içinde bulunduğunuz yerlerden çekip gidesiniz gelmiyor mu? Hem çok havalı da bir ismi var: Sırra kadem basmak.
Başarılı bulduğum bir eser. Kimi yerlerde okurun zorlanabileceği eski kelimelere yer verilmiş ama onlara yabancı olmak da bizim kabahatimiz olsun. Okunmaya, okutulmaya, üstünde tartışılmaya değer.
Yine birbirinden bağımsız gibi görünen 8 hikaye var kitapta fakat hepsi bağlantılı ve ilk hikayedeki Şeyh'in, isteksiz olarak dergahın başına geçmesi ve buradaki yanlışlardan, siyasi bağlantılardan sıkılıp ortadan kaybolması ve sırra kadem basması ile başlıyor. İman dolu bir dünyanın yozlaşmasına dayanamıyor şeyh, çekip gidiyor. Herşeyi ardında bırakıp gidebilmek herkesin zaman zaman düşündüğü, istediği ama bir türlü başaramadığı, gerçekleştiremediği bir durum.
Yine hikayelerden biri olan yedinci hikaye Satılık Huzur, Ya Tahammül Ya Sefer kitabındaki İlhan'ın gelecekteki yaşamıyla karşımıza çıkıyor. Kutlu'nun kitaplarında bu tarz bağlantılar vardır. Malesef bu arkadaşta diğer kitapta sisteme, yanlışlara karşı eleştirisini, duruşunu bu kitapta kendisininde bu sistemin içine girdiğini üzülerek görüyoruz.
Kitap siyasi veya bireysel güç kazanmak için yozlaşanları, özünü, davasını unutanları gösteriyor bize, Kutlu bu kitabı yazdığında bu günleri görerek mi yazdı bilmiyorum ama bilmek istediğim Kutlu'da yedinci hikayedeki İlhan'ların ne kadar yanında, 20-30 yıl önce yazdıklarının ne kadar yanında. Kitaptaki gibi amacından saptırılan tekkeler, gruplar, davası olan insanlar, politikaya alet edilip, çıkar dünyaları için, siyasi rant için nasıl yozlaştığını günümüzde görmenin hüznü kaplıyor kitabı bitirdiğinizde.
Hadi gelin bu incecik kitaptaki sırrı çözelim.
Kitap toplamda sekiz hikâyeden oluşuyor ve her hikâye birbirinden farklı olsa da derinliklere indiğimizde kitabın adına yani büyük sırra ulaşıyoruz.
Kitabın geneline yayılacak olursak geçmişten bu güne kadar yaşanan olayların, insanlar üzerinde bıraktığı etkilerin ve değişimlerin sebep ve sonuçlarını ele alarak kim olduğumuzu sorgulatan hikâyelerden oluşuyor.
Yazar bu kitabında toplumsal olayların ve toplumsal bozulmanın arttığı bu günlerde temel sebepleri gösteriyor hikâyelerinde. Tabii hikâyelerinde bu sorunlardan çıkış yolunu da gösteriyor bakmasını bilene…
Kitabın adının bahsedildiği Sır hikâyesine bakacak olursak bu hikâyede şeyhi vefat eden garip bir dervişin hikâyesidir. Şeyhi vefat etmeden önce yerine rehber olarak onu bırakır. Köyünde kendi işinde gücünde olup ekmeğini kazanan derviş kendi yağında kavrulmaktadır. Derken bir gün kapısı çalınır ve imtihana tutulduğunun haberi verilir. Şeyhinin yerine geçtiğinde kafasındaki düşünce diğer güzel insanlar var iken şeyhinin neden onu seçtiğidir. Dergâha gelenler çalışma ve yaşam şartlarından uygun olmadığını düşünseler de sır bir kez ortaya çıkmıştır. Bir sabah uyandığında aynaya baktığında gördükleri sonrasında sırra kadem basmıştır. Kimse nereye gittiğini bilmez.
İnsanın değerini artıran şey hakkaniyetli olması, doğrudan dönmemesi, adaletli olmasıdır. Makam, koltuk ve servet derdine düşünler bu saydıklarımızın hangisini rol bilmiştir. Günümüzü aydınlatan bu eseri okurken bu konuları sorguluyor olacaksınız.
Keyifli okumalar dilerim…
"Yine Mustafa Kutlu yine ben...
Yazarın bütün kitaplarını bitirmek en büyük hedefim ve uzun süre önce okuduğum kitabının incelemesini de mübarek Ramazan ayının son gününde, bayram arifesinde yazmak nasip oldu. Çok uzattım, başlayayım.
Bismillahirrahmanirrahim.
Yazarın dili yine akıcı ve betimlemeler bile akıp gittiği için hemen bitirilebilecek bir kitap. Kitap kendi içinde şu öyküleri barındırıyor:
- Sır (en beğendiğim)
- Tarihin Çöp Sepeti
- Politik-Vizyon
- Her Ne Var Alemde
- Aramakla Bulunmaz
- Mürit
- Satılık Huzur
- Cüz Gülü
Hikayelerde olay yok durum hikayesi hepsi. Ama bizi anlatan okuyunca gerçekten kendinizden parçalar bulabileceğiniz harika öyküler var kitapta. Anadolu'nun yüreğini içinde taşıyan birbirinden güzel, sıcak, samimi öyküler...
Yazarın dilini, üslubunu bilmeyenler okurken biraz zorlanabilir çünkü dediğim daha doğrusu üstte yazdığım gibi öyküler durum öyküleri ve biraz üstü kapalı bir dil ile anlatılmış. Yazarın okuduğum 23. kitabı olduğu için ben okurken akıp gitti ama herkes için aynı olmayabilir:)
Birbirinden güzel samimi öyküler okumak isteyenlere bu kitabı ve
nun diğer kitaplarını öneriyor incelememe son veriyorum. İnşallah faydalı bir inceleme olmuştur."
İyi okumalar, kitaplarla geçecek güzel günler dilerim:)
Öncelikle Mustafa Kutlu okumaya yeni başladığımı belirtmeliyim, hem de Sır kitabıyla! Benim için biraz ağır oldu çünkü diğer kitaplarıyla bütünlük içerisinde olduğunu, kitabı okuyup bitirdikten sonra yapılan birkaç yorumda gördüm. Sır'la başladım ama Sır'ı çözemedim , Sır olarak kaldı. Daha sonra tavsiyeler aramaya başladım . Nereden başlasam'ın tavsiyesini..
Sonra karşıma Nazan Bekiroğlu'nun önerisi çıktı.
***
NAZAN BEKİROĞLU:
Ben ana kubbeden başlamayı öneririm. Sır ile. Sonra "beşleme"nin tamamlanması gerekir. Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir sırasıyla tekrar Sır kitabına gelinir. Böylece onun hikâyesinin asıl karakteristiğini veren şeyin, Şark hikâyesi ile kurduğu ilişkinin tadı, bilgisi, estetiği oluşur. Bundan sonra Sır sonrası uzun hikâyeler kendi kronolojileri içinde okunabilir. Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm, Mavi Kuş, Tufandan Önce, Menekşeli Mektup, Chef, Huzursuz Bacak, Tahir Sami Beyin Özel Hayatı. Bu eserlerle de onun halk hikâye geleneği ile kurduğu ilişki fark edilir, tadı alınır, bilgisi edinilir. Mustafa Kutlu bir yazar olarak külliyatıyla kavranır.
***
Bu tavsiye sonrası önce "beşleme"yi tamamlama kararı aldım daha sonra Sır'ı çözmek için yeniden okuyacağım. Kitabın sonuna kadar okudum, Sır'ı çözerim düşüncesiyle. Ama yarım bıraktıklarım listesine ekleyeceğim. Sır'ı anlamak ümidiyle..