Şimşek Kitap Bilgileri
Yazar: Peyami Safa
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 33 dk.
Sayfa Sayısı: 302
Basım Tarihi: Mart 2022
İlk Yayın Tarihi: 1923
Yayınevi: Ötüken Yayınları
ISBN: 9789754370584
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Şimşek Kitap Tanıtımı
Peyami Safa’nın insan ruhunun derinliklerinde dolaştığı Şimşek romanı, yaşanan ruhi gerilimlerin beden üzerindeki somut etkisini mükemmel bir şekilde gösteriyor. Bağlarbaşı’nda misafirlerin bir gün bile eksilmediği büyük ve eski bir köşkte, Müfid çocukluğundan beri dayısı Sacid ile hep aynı çatı altındadır. Müfid dayısının arkadaşlarından Pervin’le daha yeni evlenmiştir. Evlenmeden önce Sacid’le ilişkisi olan Pervin, her ne kadar evlendikten sonra ilişkisini sonlandırmaya çalışmışsa da Sacid her seferinde onu ikna etmenin yollarını bulmuştur. Müfid, dayısı ve eşi arasında gizli bir ilişki olabileceğinden şüphelenmektedir ve çare olarak eşiyle birlikte köşkten ayrılmak ister, fakat Pervin’den umduğu desteği bulamaz. Müfid, karşılaştığı olaylar ve arkadaş çevrelerinin imaları neticesinde bir veda mektubu bırakarak teyzesinin Çengelköy’deki evine taşınır. Bütün şüphelerine ve aslında içten içe inandığı gerçeklere rağmen, eşine duyduğu sevgiden vazgeçemeyen ve zaten zayıf bir bünyeye sahip olan Müfid, Pervin'e duyduğu hasretten dolayı yatağa düşer. Ancak hasretine dayanamadığı eşinin kendisini ziyarete gelmesine daha sonra müsaade eder. Hatta Pervin'in varlığından aldığı güçle biraz olsun iyileşmeye başlar. Fakat o gün, bir şimşek aydınlığının doldurduğu hasta odasında korkunç bir manzara ile karşılaşır.
Şimşek Kitaptan Alıntılar
1. "“Bazı insanlar ölünceye kadar çocuk kalırlar…”"
2. "“Bu dünya sözlerini tutmayanlarındır…”"
3. "“Her öfke geçer…”"
4. "" Hiçbir şeyi çok düşünmeyiniz!
Yüzünüzün güzelliğini muhafaza etmek için size verebileceğim en iyi ilaç bu nasihattir.""
5. "Akla muhtacız."
6. "İnsan pek ehemmiyetsiz şeylere mânâ verir."
7. "-*Sacid Behire'ye ;
- "Söyle bakalım, fitne fucur, ne dedikodu var?"
diye sorar."
8. "Her şeyden vazgeçen, her şeye malik olur.."
9. "İnsanın sevdiğine karşı kıskanç olmaması kaabil değildir..."
10. "Öyle derin gözlerdi ki, insan onlara bakarken içlerine dalıyordu."
11. "Herkes ıstırabının nevini kendi şahsına münhasır sanır."
12. "Bilmek her zaman iyi değildir, tahammül edilemeyen hakikatler vardır."
13. "Ümitsizlik içinde diş sıkmak ruhunun idmanı olmaya başladı."
14. "(2)
" Kalp canlı bir şeydir; daima değişir ve yeniyi yaratır; kalbi bir porselen vazo gibi camid bir şey farzetmek doğru mudur?""
15. "Bazı günlerimiz olur ki nefes almak bile güçtür."
Şimşek Kitap İncelemeleri
Âh beee Müfid....
Okurken hayatını baştan sona, ihanetin soğuk yeli vurdu yüzüme...
Sahi hangisi daha ağırdı? Eşin Pervin'in ki mi? Yoksa küçüklüğünde beri sevip saydığın sözünden çıkmadığın dayın Sacid'in ihaneti mi?
Peki kim bu Müfid? Anne babasını küçük yaşta kaybeden bu yüzden dedesinin yanında yaşamaya başlayan, dedesi öldükten sonra da dayıs Sacid in sözünden çıkmayan hasta durgun hep bir buhranlığın pençesinde yaşayan sesiz sakın bir insan. Bir gün yolu Pervin'le kesişir ve kendide nasıl olduğunu anlamadan evlenirler. Ama geçmişte kalan bir ilişki, evlilikleri süresi zarfında da devam eder dayısı Sacid ve eşi Pervin arasında! Önceleri hiç şüphelenmeye ama sonraları bu denli yakınlıkta rahatsız olmaya başlayan Müfid eşiyle birlikte yaşadıkları konakta ayrılmaya karar verir. Ama dayısı Sacid bu işe onay vermeyince, eşide kendisi ile gitmeyi reddedince yanlız kalır ve teyzesi Şayeste' nin yanına taşınır. Burada hastalığı daha çok lükseder ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Okuduğum her kitap' ta kendime dersler çıkarırım, o yüzden Müfid karakterine hem kızdım hem üzüldüm bu kadar aciz bu kadar sözünün hükmümü yoktu Müfid :( seni istemeyen seni sevmeyen bir kadın uğruna hayatını heba etmeye deydimi? Seni anladım mı diye soracak olursan anlamadım ama çektiğin acıyı hissettim eserin son sayfalarını okurken "Biraz daha yaşa az daha güçlü ol" dediğimi hatırlıyorum şimdi.
Okumak isteyen kitap dostlarıma tavsiye ederim.
Kitapla kalın ucretsizkitap.com.tr ailesi
Bir şimşek aydınlığına muhtaç bir günah. Bir koca. Bir amca. Bir yeğen.
Peyami Safa'nın yine film tadında bir kitabı. 1923 yılında yazılmış ve Peyami Safa'nın gençliğinde yazdığı kitaplardan. Birikim, psikolojik çözümlemeler, karakterterlerin analizi, hasta psikolojisi, şüphe duygusunun ifadesi, dönemsel toplumsal yapının betimlemesi... nerden baksanız yine harikulade bir kitap çıkarmış. Kitap, üç karakter etrafında dönse de öyle güzel anlatıyor ve betimliyor ki kafanızda soru işareti kalmıyor. Üstelik aldatılma duygusunu çok güzel yansıtmış. Aldatılan kisinin şüpheleri ve ruhsal bunalımları, aldatan kısının vurdumduymazlığı, nankörlüğü, basitliği ve muptezelligi karakterlere ustaca yedirilmis. Olaylar genellikle köşkte geçmesine rağmen "aman bu ne be ne kısır hikaye"demiyorsunuz. Zira benzer bi hikayeyi Mehmet Rauf'tan okumuştum da canımı çok sıkmıştı. Bu kitabı çok genç yaşta yazmasına rağmen profesyonel bir hikâye çıkarması ve muazzam aktarımı yazarın kalem kalitesinin ne kadar yükseklerde olduğunu gösteriyor. Sözde kızlar kitabı da ilk romanlarındandı ve ben onu da çok sevmiştim. Sürprizli son yazarlarına bayılıyorum ve bu isimlerin ilki Peyami Safa. :) Sanırım kitaplığımın bir kısmını sadece Peyami Safa kitaplarına ayıracagım :) Sevgilerle pek sevgili Peyami Bey :)
Yazarın aile ve sadakat kavramlarını vurguladığı, yaşadığı dönemin bu kavramlarla ilgili anlayışını gözler önüne serdiği sürüleyici bir roman: Şimşek. Üslubu, teşbihleri, tasvir ve tahlillerden bahsetmeye bile gerek yok. Çünkü eser bir Peyami Safa eseri.
Ruhsal tahliller, çevre tasvirleri ve olayların anlatımı muhteşem. Özellikle psikolojik tahlilleri okuyucuyu derinden etkiliyor. Karakter tasvirleri, insan duygularını ve karakterlerin olaylar karşısındaki tutumlarını en ince ayrıntılarına kadar doğru bir şekilde ortaya koyması çok etkileyiciydi. Eminim birçok okuyucu Zweig kitaplarındaki hazzı almıştır. Zweig’ın Korku romanının uzun versiyonu diyebilirim. Nasıl orada korku hissi kitabın ana teması ise şimşekte de şüphe ve korku işlenmiş.
Yasak aşk etrafında şekillenen bir roman. Yazar bu romanında yanlış batılılaşma, insan psikolojisinin ruhi bunalımlarını ve çatışmalarını güzel bir şekilde dile getirmiş.
Ahlak anlayışı olmayan Sacid, sadakat ve ihtiras ikilemi yaşayan Pervin ve değer yargıları olan, ama irade yoksunu Müfid'in ürkütücü bir malikanede geçen esrarengiz hayatları anlatılıyor. Kitapta Ali karakteriyle de Peyami Safa'nın fikir ve dersleri yer alıyor.
Okuduğum süre boyunca kitabın isminin şüphe olmasının daha uygun olduğunu düşünsem de son 40 sayfasına geldiğimde Şimşek kavramı öyle bir yer alıyor ki akıllara zarar.:) Yaşattığı gerilim ve heyecan polisiye romanlara taş çıkartır. Tüylerim diken diken oldu öyle bir son tahmin etmemiştim, edemezdim de.
Okunması gereken bir kitap, özellikle psikolojiyle ilgilenenler tarafından. Finali beni çok etkiledi, tavsiye ederim.
Peyami Safa'dan Şimşek...
Kitap biteli yarım saatten fazla olmasına rağmen hala tavanı seyrederek okuduklarımı sindirmeye çalışıyorum. Uzun süre etkisinden çıkamayacağım sanırım.
Aile yadigârı konakta yaşayan şüpheci, hissi yönü kuvvetli bir adam olan Müfid, geçmişi ve şimdiki hali meçhul, hovarda diyebileceğimiz eşi Pervin ve onlarla birlikte yaşayan Müfid'in dayısı Sacid. Olay örgüsü bu üç ana karakter arasında şekillenirken, yan karakterlerden Ali, Behire, Şayeste Hanım gibi destekleyici, fikirleri ve yapıp etmeleri değerli bazı karakterler de var.
Şüphe bir insanın ruhunu nasıl kemirir, onu nasıl içten içe öldürür öyle güzel anlatmış ki yazar. Bir başka kitabında "Her hastalık evvela ruhta başlar sonra vücuda sirayet eder." gibi bir sözü vardı, Şimşek'i okurken bunu çok iyi anladım.
Kitabın son 40 sayfası beni o kadar etkiledi ki gerçekten hemen düşüncelerimi duygularımı bir yere yazıp birisiyle paylaşmazsam delirirmişim gibime geliyor :)
Dili bu kadar iyi kullanabilen, bu kadar başarılı psikolojik tahliller yapan, efsunlu bir anlatım gerçekten çok az. Peyami Safa...Çok büyük adamsın, çok.
En kısa sürede mutlaka okumanızı tavsiye ederim, bundan sonra her şimşek çaktığında aklıma burada yaşananlar gelecek. Sebebini ise kıymetli yazarımızın şu son cümlesini ekleyerek açıklamak istyorum:"(...)bu onlar için ebedi meçhuldur, bunu yalnız biz, bu haileyi en yakından, bu haileyi içinden seyredenler, bunu yalnız biz biliyoruz."
Merhaba; Agustos ayın Peyami Safa kitabını Şimsek olarak belirlemiştim ve bu eserin de sonuna geldik.
Kurgusu ve akıcılığı diğer eserlerinde olduğu gibi kusursuzdu. Bunun yanında karakterlerin ruhsal durumlarını size yansıtması ve olayların geçtigi sahneyi tasvirlemesi oldukca etkileyiciydi. Bence bu konuda Peyami Safa gercekten oldukca başarılı.
Konusundan biraz bahsetmem gerekirse; Şimsek romanında da bambaşka bir konuyu ele almış yazar ve yine bir kadin karaktere bence biraz fazla yüklenmiş. Müfid ile evli olan fakat Mufid'in dayısı Sacid ile de gizli bir ilişki içerisinde olan Pervin karakterini okuyorsunuz. Biraz entrika olduğu için hem sonunda ne olacağını merak ediyorsunuz ve bu sayede de hızlıca akıp gidiyor sayfalar.
Eminim ki sizlerin de bir tahmini olacaktır kitabın sonuna dair ama bence sizler de benim gibi yanılacaksınız.
Kötü olan şu ki kitabı bitirdiginiz gün kalbinize bir ağrı çöküyor ve gün boyunca sizi terk etmiyor. Çünkü ister istemez okurken empati yapmaya çalışıyorsunuz ama sizde karakter gibi bir çıkar yol bulamıyorsunuz. Bu da sizi biraz yoruyor. Bir de son olarak okuduğum diğer kitapları ile kıyasladığım zaman bu eserinde daha fazla anlamını bilmediğim kelime vardı, bubu da belirtmek isterim.
Hepinize keyifli okumalar dilerim.
ucretsizkitap.com.tr kanalım için;