Sıfıra Doğru Kitap Bilgileri
Yazar: Agatha Christie
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı: 176
Basım Tarihi: 7 Nisan 2022
İlk Yayın Tarihi: Haziran 1944
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789752101739
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sıfıra Doğru Kitap Tanıtımı
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda yazı hayatına atılmış olan Agatha Christie tüm dünyada polisiye romanların kraliçesi olarak bilinir. Özellikle, yarattığı ufak tefek bir adam olan Belçikalı dedektif Hercule Poirot polisiye roman literatüründe en bilinen ve sevilen kahramanlarından biridir. Tüm dillere çevrilen yetmiş yedi dedektif romanı ve öykünün satışları milyonlarla ifade edilmektedir.
Nevile Strange yeni karısı Kay’la çok mutludur.
Eylülde Martı Burnu’ndaki halasını ziyaret etmeyi düşünmektedir. Ama aynı zamanda Nevile’in eski karısı Audrey’de orada olacaktır...
Agatha Christie’nin ölümsüz eserlerinden Sıfıra Doğru okuyucuyu başından sonuna dek heyecanlı kılmayı başarıyor.
Ünlü tenisçi Neville Strange ve karısı Kay mutlu bir evlilik sürmektedir. Eylül ayında Neville'in yaşlı akrabası Lady Tressilian'ın Martı Koyu'ndaki köşküne giderler. Ancak orada kötü bir sürprizle karşılaşırlar. Neville'in eski karısı Audrey de oradadır. Kimse bir olay çıksın istemez.
Bir akşam bir çok konuğun olduğu sırada yaşlı avukat Mr. Trevet, geçmişte işlenen bir cinayeti anlatır. Bir çocuğun işlediği cinayeti. Daha sonra Mr. Trevet otelinde kalp krizi geçirir ve ölür.
Daha sonra Lady Tressilian odasında vahşice öldürülür. Acaba Mr. Treves da mı öldürülmüştü? Bu cinayetlerin yıllar önceki o olayla bir ilgisi var mıydı?
Bunları aydınlatacak yegane kişi Başkomiser Battle'dı.
Sıfıra Doğru Kitaptan Alıntılar
1. "Çok kimsenin zayıf bir noktası vardır. Çoğu zaman bu açıkça da görülür. Bir çocuğun aç gözlü mü, huysuz mu, zorba mı olduğunu hemen anlarsın."
2. "“Geçmişe değil, geleceğe bak. Daha gençsin. Daha önünde uzun bir hayat var. Yarını düşün, dünü değil.""
3. "“Aşk sandığınızdan daha kolaylıkla kine döner…”"
4. ""Olmadı. 'Hiçbir zaman yılma.' İşte benim prensibim budur.""
5. "Eğer seni gerçekten sevseydi, önce senin mutluluğunu düşünürdü."
6. "Kader ona kaşlarını çattıktan sonra şimdi birdenbire gülümsemeye karar vermişti. Ancak MacWhirter'ın da karşılık olarak gülecek hali yoktu. Sevinmiyordu da..."
7. "“Belki aptalız. Hayal gücümüz de pek yok. Ama kötü niyetli değiliz.”"
8. "Ben var olduğunu sandığım bir adama aşıktım."
9. ""Bunun iyilikle bir ilgisi yok. Söylediklerim doğru. Ama ben geçmişi düşünmenin gereksiz ve yararsız olduğuna da inanıyorum. 'Ne yazık ki öyle oldu, böyle oldu,' diye düşünmek yersiz. Her şey sona erdi artık. Olanların üzerinde durmak neye yarar? Şimdiyi düşünmeli ve yaşamaya devam etmeliyim.""
10. "İşim, param, sağlığım, umudum ve beni seven bir insan da yok."
11. "Ben var olduğunu sandığım bir adama aşıktım."
12. "“İnsanlar… Her türde, boyda, biçimde insan… Bazıları akıllı, çoğu akılsız…”"
13. ""Korkarım ben hayal gücümün etkisinde kaldım.""
14. "Kapıyı aç, insanları göreceksin."
15. ""Seninle beni kader birleştirdi. Karşılaşmamızı kader sağladı. Cannes'da karşılaşmamızı hatırlıyor musun? Ben Portekiz'e. Estoril'e gitmeye hazırlanıyordum. Oraya eriştiğim zaman ilk gördüğüm güzel Kay oldu! O zaman bunu kaderin istediğini, artık kaçamayacağımı anladım."
Kay, "Buna kader değil, ben neden oldum," diye açıkladı.
"Ne demek istiyorsun?
"Karşılaşmamızı ben sağladım! Senin Cannes'da Estoril'e gideceğini söylediğini duymuştum. Annemi kandırdım hemen. İşte bu yüzden Estoril'e eriştiğin zaman ilk gördüğün kimse ben oldum."
Nevile yüzünde acayip bir ifadeyle karısına baktı. "Bunu bana daha önce söylemedin..."
"Hayır çünkü bu seni şımartırdı. Ama ben iyi plan yapmasını bilirim. İnsan bir şey yapmazsa istediğini de elde edemez! Bazen bana, 'Ahmak,' diyorsun. Ama ben kendimce bir hayli zekiyim. Bazen çok uzun vadeli planlar da yaparım.""
Sıfıra Doğru Kitap İncelemeleri
" ... Güzel bir cinayet romanına benziyordu bu. Fakat bildiğiniz gibi o hikayelere yanlış yerden başlarlar. Yani cinayetten. Oysa cinayet, olayın sonudur. Aslında hikaye bu cinayetten çok daha önce başlar. Bazen yıllar önce. Nedenler ve olaylar belli bazı kimseleri , belirli bir noktaya toplar. Belli bir günde belli bir saatte.
…
Onların hepsi de belirli bir noktaya ve bir ana doğru sürükleniyorlardı . Kritik ana! Sıfır noktasına! "
Agatha Christie 1944’te yazdığı bu kitabında; cinayeti, olayın başlangıcı değil de insanların ve olayların nihayete eriştirdiği sıfır noktası olarak tanımlıyor. Kitaptaki dedektif ise Başmüfettiş Battle.
Roman Avukat Mr. Treves’in yukarıdaki sözleri ile başlıyor. Hikayeye başarısız bir intihar girişiminde bulunan Angus MacWhirter katılır. Daha sonra da Başmüfettiş Battle. Ünlü tenisçi Nevile Strange ve yeni karısı Kay. Nevile Strange’in eski karısı Audrey. Ve artık yatağına kapanmış Leydi Tressilian bütün bu uyumsuz misafirler grubunu gönülsüzce Gull's Point'teki sahil evine davet eder.
Akşam yemeğinde Bay Treves bir çocuğun diğerini okla öldürdüğü eski bir vakanın hikayesini anlatır. Çocuğun ok ve yay ile çalışırken görülmesine rağmen masum olduğu düşünülür. Bu çocuğa yeni bir isim ve yeni bir başlangıç verilmiştir. Bay Treves, açıklamadığı ayırt edici bir fiziksel özellik nedeniyle vakayı ve çocuğu hatırlamaktadır.
Ve olay kritik ana! Sıfır noktasına ulaşır.
Agatha Christie'nin bir başka keyifli romanı,
Okunması tavsiye edilir.
Kitabı henüz bitirdim, yoğun duygular içindeyim bunu nasıl aktaracağım bilmiyorum. Klasik Agatha kitaplarıgibi değildi bu. Çünkü genelde kısa bir gişi ve 10 15 sayfa sonra cinayet olur soruşturma başlar. Ancak bu kitap çok farklıydı. Yaklaşık 100 sayfa kadar hiçbir gelişme olmadı. Sırasıyla herkesin hayatına geçmişine, duygularına ve düşüncelerine tanıklık ettik. Bay Treves'in gelişiyle olay net bir şekilde başladı. Ama herkes ve her şey o kadar şüpheli ki. Okudukça kitabı elimden bırakmadım çünkü katili öğrenmeden asla rahat edemezdim. Ve öğrenince de şok oldum ve ters köşe oldum zaten.
Her Agatha okuyuşumda Agatha' yı takdir ediyorum ama bu kitabında bir başkaydı. Bu nasıl bir kurgu nasıl bu nasıl bir detay inanamıyorum. Yaşasaydı eğer onunla tanışmayı öyle çok isterdim ki. İlginç olan şu ki bu kadar kurgu ve detayla hem farklı hem de bu kadar çok sayıda kitap yazmış olması. Agatha gerçekten bir usta.
Kitaba dönecek olursam, bu sefer kahramanımız başmüfettiş Battle. Battle tatilinin son günlerindeyken yeğeni acemi Jim tarafından ilginç bir telefon alır ve onun yardıma ihtiyacı olduğunu öğrenir, seve seve kabul eder. Sonrasında zaten karmakarışık bir ip yumağıyla karşı karşıya kalır. Ve köşke gitmesiyle asıl hikaye başlar.
Çok hatta inanılmaz lezzetli ve keyifli bir kitaptı. İyi ki okumuşum.
Kafa dağıtmak, keyifli vakit geçirmek için okunacak sürükleyici ve akıcı bir kitaptı. Bir kadının intihara teşebbüsü ve kendisiyle aynı kaderi yaşayan bir adam tarafından kurtarılması, Neville karakterinin eski eşi ve çok güzel olan yeni eşiyle aynı evde bir araya gelmesi, evde yaşanan gerginlikler, yaşlı bir avukatın ve yaşlı bir kadının öldürülmesi olaylarıyla ilerleyen kitapta herkes olağan şüpheliydi. Katilin güzel bir planı vardı ama tabi ki sonunda gerçek belli oldu. Ayrıca içerisindeki aşk da değişik bir hava vermişti. Üst üste ağır kitaplar okunduğunda ya da yoğun bir okuma dönemi olduğunda böyle kitaplar gerçekten okuyucuya nefes aldırıyor.
Yazarı tebrik ediyorum o kadar fazla eser vermiş ki. Ayrıca bunun bir kadın yazar olması daha da takdire şayan, hele de yazıldığı tarihleri ve polisiye kitap olmalarını göz önüne alırsak. Kitabın başında karakterlerin yazılı olması ise okumayı daha da kolay hale getiriyor. (Burada da sanki bir kadın yazarın ince düşüncesi var.) Bu metot sadece tiyatro kitaplarında var fakat gerçekten her kitapta bulunması gerektiğini düşündüğüm bir özellik. Öyle kitaplar oluyor ki kim kimdi karıştırıyorum hatta Rus edebiyatındaki bazı kitaplarda aynı kişiye farklı isimlerle seslenilmesi bazen karakterleri oturtmam için bir müddet geçmesini gerektiriyor.