Sıfır Noktasındaki Kadın Kitap Bilgileri
Yazar: Nevâl El-Seddavi
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: Ocak 2016
İlk Yayın Tarihi: 1977
Yayınevi: Metis Yayınları
Orijinal Dil: Arapça
ISBN: 9789753421959
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sıfır Noktasındaki Kadın Kitap Tanıtımı
Dünya'nın herhangi bir köşesinde herhangi bir insan sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda. Neval El Seddavi, ölüm hücresinde "cinayet" zanlısı Mısırlı fahişe Firdevs'le konuşuyor. Firdevs'in anlattığı yaşam öyküsünü aktarıyor bize. Bu dünyada kadın olmanın, "fahişe" olmanın ne anlama gelebileceğini okuyoruz bu "içe işleyen" yaşam öyküsünde. Sıfır noktası neresidir?
Sıfır Noktasındaki Kadın Kitaptan Alıntılar
1. "Bu kadının canının istediğini yapma, istediğini yapmama özgürlüğü vardı."
2. "Yanına gitmeyi, elini tutmayı çok isterdim..."
3. ""Ait olmadığı büyülü bir dünyada yürüyen bir kadın gibiydim. Bu kadının canının istediğini yapma, istemediğini yapmama özgürlüğü vardı. Ender rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çevredeki dünyayla bütün ilişkilerini kesme, tamamen bağımsız olma ve bağımsızlığının hakkını vererek yaşama; bir erkeğe, evliliğe, ya da aşka bağlanmadan özgür olma; tüm kural ve yasaların sınırlandırmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın.""
4. "Beynimdeki bir kurşunu çıkarır ya da bir uru çıkarıp atarcasına onu kafamdan çıkarabilecek bir şey yok muydu?"
5. "Sanki gözleri gözlerime daldığında ölmüştüm."
6. "“Çünkü gelecek, istediğim renklerle boyamak üzere hâlâ benimdi.”"
7. "Kitaplığa kimse giremezdi. Yalnızca bana ait, çok özel bir odaydı burası.
Misafirlerimi kabul ettiğim yer yatak odamdı."
8. "insanlar tarafından dışlanma, aynı zamanda onları dışlayabilme duygusu; her şeye, yeryüzüne, gökyüzüne hatta ağaçlara bile yabancılaşma. Ait olmadığı büyülü bir dünyada yürüyen bir kadın gibiydim. Bu kadının canının istediğini yapma, istediğini yapmama özgürlüğü vardı."
9. "Erkekler kadının değerini bilemez, Firdevs. Kendi değerini belirleyen kadındır."
10. ""Yaşam bir yılandır. Onlar da aynı Firdevs. Yılan, senin yılan olmadığını anlarsa sokar. Zehirli iğnelerin olmadığını bilirse hayat seni bir lokmada yutar.""
11. ""Vahşi ve tehlikeli bir kadınsın sen."
"Ben gerçeği söylüyorum. Gerçek vahşi ve tehlikelidir.""
12. "Erkekler kadının değerini bilemez, Firdevs. Kendi değerini belirleyen kadındır."
13. "Zehirli iğnelerin olmadığını bilirse hayat seni bir lokmada yutar."
14. "Kitapları sevmeye başladım, çünkü her kitaptan yeni bir şey öğreniyordum. Acemler, Araplar ve Türkler hakkında pek çok şey öğrendim. Krallarla hükümdarların işlediği suçlar hakkında, savaşlar, halklar, devrimler ve devrimcilerin yaşamları hakkında kitaplar okudum. Aşk öyküleri, aşk şiirleri okudum. Fakat hükümdarlar üzerine yazılmış kitapları yeğliyordum. Cariyeleriyle odalıkları ordu kadar kalabalık olan bir hükümdarla, hayatta tek ilgilendiği şey şarap, kadınlar ve köle kırbaçlamak olan bir başka hükümdar hakkında kitaplar okudum. Bir başkası kadınlara fazla ilgi göstermiyor; savaşlardan, öldürmekten, işkence yapmaktan zevk alıyordu. Yine bir başkası, doymak bilmezcesine tıkınmayı ve parayı seviyordu. Bir diğer hükümdar kendine ve büyüklüğüne, dünyada başka kimse yokmuşçasına hayrandı. Bütün zamanını tarihsel gerçekleri çarpıtıp halkını aldatmakla geçiren entrikacı bir hükümdar da vardı.
Bütün bu hükümdarların erkek olduğunu keşfettim. Ortak yanları hırslı ve çarpık bir kişilik, paraya, cinselliğe ve sınırsız güce karşı doymak bilmez bir iştahtı. Dünyaya kötülük tohumlarını eken, haklarını talan eden erkeklerdi bunlar; kalın sesli, ikna yeteneğine sahip, tatlı sözler seçip söyleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerçek yüzleri, ancak ölümlerinden sonra ortaya çıkıyordu. Böylece tarihin aptalca bir inatçılıkla kendini tekrarladığını keşfettim."
15. "Erkekler kadının değerini bilemez Firdevs, kendi değerini belirleyen kadındır."
Sıfır Noktasındaki Kadın Kitap İncelemeleri
Kitabı yeni bitirdim. Karmakarışık kafam, benliğim alt üst. Öyle bir zamana denk geldi ki bu kitabı okumam. Gerçek bir kadının düşüncelerini, hayattan beklentilerini ve hayal kırıklıklarını, düşüşünü ve yükselişini, tekrar düşüşünü çıplaklığıyla cesur bir biçimde anlatan bir eser. Okurken duygulandım, sarsıldım, bir çok ortak şey buldum. Özellikle bu cümleler beni çok çok eskiye götürdü... Düştüğüm zamanlara sürekli..
'Ama aşkta her şeyimi vermiştim; yeteneklerimi, çabamı, duygularımı, en derin duygularımı... Bir azize gibi, bedelini hiç hesaplamadan, elimde avucumda ne varsa hepsini vermiştim. Tek bir şey dışında hiçbir şey istememiştim, hiçbir şey: aşkın korumasına sığınmak. Kendimi yeniden bulmak, yitirdiğim benliğimi
yeniden kazanmak. Küçük görülmeyen, aşağılanmayan, tersine saygın ve üstün tutulan, duyarak yaşayan bir insan olmak'
Güçlü kadın olmak çok zor.. ama başardığın an olaylara acı bir gülümsemeyle bakabiliyorsun.. Hiç bir şey ve hiç kimse canını yakamadan.. Sıfır noktasına inmek kolaydır, ya çıkmak?.. Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadının kendine yer edinmesi ve saygı kazanması maalesef o kadar kolay değil. Etrafındaki aç gözlü insanlar her daima olacaktır. Bu eserde Firdevsin çnüne çıkanlar gibi. Menfaatleri bittiğinde gerçek yüzleri ortaya çıkan..
Çok şey söyleyebilirim, ama kendiniz okuyun.. Mükemmel ve güçlü bir eser..
Bir kitap bitirdim diyemiyorum.. Çünkü bitmedi... Bu kitabın yüzlercesi hatta binlercesi yaşıyor şu an. Yüzlerce Firdevs var. İçinde Firdevs'in gücünü hissedip yıllarca susan kadınlar var.
Bir kadının yaşamını okudum. Ondan yüzlerce olan kadının yaşamını... Firdevs'in... O güçlü kadının. Her şeye rağmen dik durmayı başaran kadının. Gerçeklik olarak tanımlanan tüm yalanlara da ölüme de kafa tutan kadının yaşam hikayesini.
Biri bana kitaplara objektif yaklaşmıyorsun demişti Tutunamayanlar'a yazdığım incelemeden sonra. Ona da dediğim gibi bazı kitaplara objektif yaklaşılmaz, yaklaşılamaz... Bazı kitapların hissettirdikleri kalbinizde bir yerlere dokunur. Ve kalbime dokunmuş kitaba ben objektif yaklaşmam, yaklaşamam.
Kelimeleri toparlayamıyorum. Okuduğum şey veya Firdevs'in yaşadıkları karşısında dehşet içinde kaldım desem önce size sonra kendime yalan söylemiş olurum. O kadar çok var ki Firdevs'ten. O kadar çok kadının onunla ortak ortak derdi, yaşamı var ki şaşıramıyorum bile. Çok acı değil mi? Bazı zulümleri normal karşılar olduk.
Sanırım yazarken en çok zorlandığım kitap incelemesi olabilir. Kelimeleri de düşüncelerimi de toparlayamıyorum.
Kadınlar olarak her şeye kafa kaldırabilmeliyiz evet. Ama bu çoğu zaman sonumuzu da getirebiliyor. Ölene kadar kulaklarımda çınlayacak bir ses var mesela "Ben ölmek istemiyorum." diyen o annenin sesi. Asla unutmuyorum o günü. Cehennem gibiydi...
Daha fazla yazmayacağım sanırım. Fahişe diye tanımladığınız o kadının penceresinden bakın bir de hayata. Ne ölümden korktu, ne sizin doğru dediğiniz yanlışlardan...
Mısırlı feminist yazar Neval el Seddavi'nin 1987'de basılmış olan kitabı. Cinayet işlemekten dolayı idama mahkûm edilen Mısırlı fahişe Firdevs’in yaşamını anlatan biyografik romanı. Erkeksi iktidarın gölgesinde gerçek kimliğini bulamayan, böyle bir ortamda kadın olmanın, insan olmanın, fahişe olmanın ne anlama geldiğini üstüne üstelik bir kere değil, her seferinde nasıl öldürülüp devam etmek için direndiğini, direndikçe kadın olmaktan bıktığını ve erkeklerden ne kadar muazzam kelimelerle nefret ettiğini öğreniyoruz.
Okudukça anlıyoruz ki bu kitap sadece Firdevs'in değil, milyonlarca kadının biyografisi. Hepimiz Firdevs'in penceresinden bakarken, kendi penceremizin de aynı yerlerden geçtiğini fark ediyoruz. Her satırda biz seniz Firdevs demeye başlıyoruz. Sanki bir çok kadının hayatından kesitler tek bir Firdevs'te toplanmış gibi.
Bütün duygularını teker teker, itina ile kaybettirilmiş bir kadının sokaklarda yürürken hayattan hiç beklentisi kalmadığını anladığındaki gözlerini görüyoruz ve o andan sonra o gözlerle bakmaya başlıyoruz. Sevgisizlik, şiddet, cinsiyet ayrımcılığı hepsinin ince ince işlenmesi ve bir kadının maruz kalabileceği daha bir çoğunun özetini okuyoruz. Kadının nasıl israf edilmeden bir mal gibi kullanıldığını okurken bir yandan da bir kadının tüm aldanışları var kitapta. Yaşamı da ölümü de aşmıştı; çünkü artık ne yaşama arzusu duyuyor, ne de ölümden korkuyordu.
Dikkat ! Gerçek yaşanmış bir hayat hikayesi okuyacaksınız öfkenize hakim olmanız dileğiyle. Bu dünyada kadın olmanın zorluğunun tokat gibi yüze çarpıldığı bu kitabı hâlâ okumayan varsa tavsiye olsun.
Kitabın kapağını açıp Mısır da bir cezaevinin hücresine adımımızı atıyoruz. Karşımızda kendisiyle konuşmak isteyen yazar Neval el Seddavi yi defalarca reddetmiş, idam cezası almış Mısırlı fahişe Firdevs var... Yazarın son konuşma hamlesini kabul eden Firdevs başlıyor anlatmaya... Kitabı okumayanlar için yorumum burada bitiyor okuyanlar devam edebilir. Çocukluğundan başlayarak babasını, ona dokunan amcasını, kendisi 19 yaşındayken evlendirildiği 60 yaşındaki kocasını, onu kandıran arkadaşını, onu erkeklere sunan Şerife yi, Fevzi yi, aşkı buldum dediği İbrahim i... İçim sızlıyor yüreğim daralıyor... Ne zaman bitecek tanrım bu azap diyorum. Başının okşanması gerekirken taciz edilen Firdevs e, sevgi ve saygı duyulması gerekirken dövülen hor görülen Firdevs e çok üzüldüm. Firdevs e bunları reva görenler ellerini kollarını sallayarak dışarda gezerken Firdevs in Başkana af dilekçesi bile yazmayarak idam edilmesi ne acı !
Derinden etkilendiğim klasikleşmiş bu kitabı okuduktan sonra şu soruya cevap verelim. İdam edilmesi gereken Firdevs i bu hale düşürenler mi ? Firdevs mi ? !
Kadın; duyguları olan, sevebilen, hissedebilen, duyabilen bir canlıdır. Biz erkekler olarak kadınları yok sayıyoruz kadın bilmez, düşünemez, görüşü önemli değildir bir erkek hegemonyası altında yaşarlar.. ya da yaşayama çalışırlar(!)
Kitapta anlatılacak çok şey var ama en önemli nokta Kadının insan yerine konulmamasını ve maalesef toplumumuzun bir gerçeği olmuş bu tabi gerçeği bilinçli, insanlar olarak yıkmak zorundayız çünkü Kadın insandır. Kitapta Firdevs bir fahişe olmuş ama onu bu duruma getiren ise erkeklerin kendi bencil duygularından dolayı kadına o yaşamı reva görmüşler.. Günümüzde bir kadın hayat kadını olmuşsa eğer bunun arkasında bir elin olduğunu bilmeliyiz ve bu el bir erkek elidir..
Kadın ve erkek , kuralların farklı olduğunu ve kadın ile erkek arasında eşitliğin olmadığını,kadınların toplumsal alanda ne zorluklarla mücadele ettiğini anlatan ve bunu gerçek bir olaydan aktararak önümüze sermesi kitabı daha da içselleştiriyor. Kadın bu toplumun gerçeğidir ve biz erkekler olarak bu gerçeğin yanında olmalıyız. Günümüzde birçok kadın öldürülüyor bu ölümlere sessiz kalmamalıyız. Kitap gerçek bir olaydan yazılmıştır bir kadının fahişe olup ve zor şartlar altında yaşamanı nasıl sürdürmüş onu aktarmış. İyi okumalar dilerim şimdiden..
“Kendimi yeniden bulmak, yitirdiğim benliğimi yeniden kazanmak. Küçük görülmeyen, aşağılanmayan, tersine saygın ve üstün tutulan, duyarak, yaşayan bir insan olmak..”
“Kadınlar insandır, biz insanoğlu..”
Neşet Ertaş