Şeytan'ın Günlüğü Kitap Bilgileri
Yazar: Leonid Andreyev
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 37 dk.
Sayfa Sayısı: 198
Basım Tarihi: 2024
İlk Yayın Tarihi: 1920
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786052955932
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Şeytan'ın Günlüğü Kitap Tanıtımı
Cehennem’de canı sıkılan Şeytan bir yandan yalanlar söyleyip oyunlar oynamak, ama esas olarak insanoğlunu yakından tanımak için yeryüzüne iner. Amerikalı milyarder Henry Wandergood’u öldürerek onun kalıbına girdikten sonra Yaşlı Avrupa’da çıktığı yolculuğun varış noktası Roma’dır. Macera ve eğlence peşinde koşarken insanda içkin özelliklerle; açgözlülük, gaddarlık, kurnazlık ve ikiyüzlülükle tanışır. İnsanın Şeytan’a “pabucunu ters giydiren” türlü hile ve düzeniyle kandırılır, aşağılanır, alaylara maruz kalır ve servetinden olur. Şeytan’ın bile saf ve temiz kaldığı bu karanlık dünya tasavvurunun barındırdığı keskin yergiden Batı uygarlığı ve Katolik Kilisesi’nin temsil ettiği ruhban sınıfı da nasibini alır.
Şeytan'ın Günlüğü Kitaptan Alıntılar
1. "…Unutun her şeyi. Geride bırakabilmesi, insanın en mucizevi kabiliyetidir, biliyor musunuz?"
2. "...kollarım hep boşluğa sarılıyor..."
3. "…Yapıtı bir deha başlatıyor, bir budala sürdürüyor ve bir hayvan tamamlıyor."
4. "Kukla tiyatrosunu bilir misiniz fani dostlar? Kuklalardan biri kırılırsa yenisi ile değiştirilir, ama eğlenceli tiyatro devam eder, izleyiciler sevinçle alkışlar ve kimse kırılmış kuklayı nereye attılar diye endişelenmez!
İşte sizin de attığınız taklalar ve maskaralıklarınız beni böyle eğlendiriyor.."
5. "...hep aynı boşluk hep aynı sessizlik."
6. "Oysa insanlardan korkmalı, dostum!"
7. "Sadece biraz eğlenmeye gelmiştim yeryüzüne, meğerse devasa bir mahkemeye gelmişim fani dostum!
Gammazcılar, Kirli yalancı tanıklar, yalan yere yeminler, sahte yargılamalar, dolandırıcılar ve iki yüzlü suçlular. Herkes birbirinin hakimi. Tam bir çöp kutusu.."
8. "Kadın ne demektir, söylesene?"
9. "Bir keresinde Milano’da meslektaşım Mephisto’nun cemaat tarafından ellerinde haçlarla dans ettirildiğini görüp çok gülmüştüm. Ama bugün Meryem’in bana aşık olduğunu öğrenince kahkaha krizine girdim! kutsal meryem’in benim gibi bir şeytan’a aşık olduğunu düşünebilir miydiniz?"
10. "Müthiş yalnızım. Öyle yakın dost filan istemiyorum, istediğim kendimi anlatmak, ama anlatabileceğim kimse yok."
11. "Ah! Ama Ben şu evrende yapayalnızım!"
12. "Sizin talihsizliğiniz insanları fazla sevmeniz."
13. "Ben güneşi sahne ışığı yerine kullanacağım büyük oyunlar peşindeyim ."
14. "Müthiş yalnızım. Öyle yakın dost filan istemiyorum, istediğim kendimi anlatmak, ama anlatabileceğim kimse yok."
15. "Unutun her şeyi. Geride bırakabilmesi, insanın en mucizevi kabiliyetidir."
Şeytan'ın Günlüğü Kitap İncelemeleri
Şeytan, cehennemde sıkılıyor ve milyarder bir Amerika’lının bedenini ele geçiyor, yeryüzü yaşamına başlıyor. Normal insanlar gibi günlük tutuyor ve bizlerde günlüğünde yaşadıklarına duygu durumlarına şahit oluyoruz.
Şeytanın günlüğünü okumak fikri oldukça ilgi çekiciydi. Şeytan bile yalnızlıktan şikayetçi! “Yaşam doğum ve ölümden ibaret biliyorsun ya üçüncü yolu söylersem” diyordu.
Diyordu da o ne kadar biliyordu!
Şeytanın, ruhu ve zihni ile baş edememesi, insanlardan korkması, kilise ile hesaplaşması ve insanları hor görmesi günlüklerinde görüyoruz.
"Düşünsene: Doğurduğun her üç çocuktan biri katil, öbürü kurban, üçüncüsü ise yargıç ve cellat olur. Her gün katilleri öldürürler, her gün de yeni katiller doğar; her gün katiller vicdanı öldürür, vicdan da katilleri idam eder; sonuçta ikisi de varlığını sürdürmektedir: Katiller de vicdan da. Nasıl bir sisin içinde yaşıyoruz böyle!" S:113
Magnus ile Wandergood monologları ile insan ve şeytan ilişkisi ve hayata bakış açılarını net bir çizgi ile görüyoruz.
Şeytanın tahtını almak isteyen insan Magnus, bunu Şeytana söylediğinde insan suretinde ki Şeytan’ı bir düşünün.
Şeytan’nın insan suretinde olsa dahi kadın karşısında nasıl diz çöktüğü, insanların açgözlülük, kurnazlık, gaddarlık ve ikiyüzlülük karşısında hem gülünç hem utanç verici duruma düştüğünü hissetmesi ne kadar ironik.
Yüzyıl evet yüzyıl önce yazılmış bu eser günahların sıradanlaştığı doğal olduğu insanlık için oldukça düşündürücü ve sorgulatıcıdır.
Okumak isteyenler için farklı bir fantastik eser.
Şaka değil cidden clickbait kitabın kendisi :D arka kapağından bulunan tanıtım yazısını okuyup hayvan gibi beklentiye girdim. Sonuç yine hüsran yine hüsran. Yazar mükemmel bir konu seçmiş, şeytan milyarderin kılığına girer ve başına gelenler adı altında bir hikaye. ŞEytanın pabucunu ters giydirecekler sözde. Tanıtım yazısında yazıyor lakin kitap içerğiyle alakası yok. Yani bir anda tamamiylen aşk hikayesine dönen bu kitap beni çok üzdü. İçinde çok güzel cümleler var ama ana konunun o konular yerine aşk olması aşırı saçmalık. Şeytanın bu kadar komik duruma düşeceğini düşünmüyorum. İnsanlarında bu kadar basit planlarla başkalarını kandıracağını düşünmüyorum.(bu arada kitabın arka yazısında şeytanı soyulacak diye kitabın en büyük spoilerını da bize veriyorlar. çünkü tek hikaye var ve tek olayda soyulup soyulmaması, kitap yazısında en büyük spoiler veriliyor.) hikaye gidişatı dediğim gibi aşka bağlanıyor bu. Evet maalesef günümüzde şeytana iş kaldığının bende düşünmüyorum. Şeytan kavramı zaten bizim her zaman suçladığımız ancak tanımadığımız bir şey. İşimize gelince suçlarız hiç kendi içimizdeki şeytanlıklara suç atmayız. Dünya bu halde olmasının en büyük sebebi nefsine yenik düşen ahlaksız toplumlar olmasıdır.(keşke kitap şu üç cümlede kurduğum konuları da biraz ele alsaydı aşk nedir ya...)
Leonid Andreyev, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında, insan ruhunun karanlık yönlerine derinlemesine bakışlarıyla tanınan Rus bir yazardır. Eserleri, bireysel trajediler ve toplumsal çatışmalar üzerine yoğunlaşmış, dönemin edebi akımlarına önemli katkılarda bulunmuştur.
Yazarın stilinde, bazen karanlık bir gotik öğe bulunur, ancak bu öğe, insan ruhunun karmaşıklığını ve derinliklerini daha iyi keşfetmek için bir araçtır. Andreyev, ruhsal çatışmaları dramatize ederek, dönemin sosyal ve psikolojik gerilimlerini yansıtmıştır.
"Şeytanın Günlüğü", bir şeytanın günlükleri şeklinde yazılmıştır. Kitap, Şeytan’ın insanları gözlemleyişi ve onların davranışlarını, tutkularını, zaaflarını ve kötülüklerini anlamaya çalışırken yazdığı notlardan oluşur. Şeytan, insanlık tarihi boyunca yaşanan olayları, bireylerin içsel çatışmalarını ve toplumların karanlık yönlerini gözlemler. Bu gözlemler, onun için bir anlam arayışı ve insan ruhunun çürümüşlüğünü keşfetme çabasıyla şekillenir.
"Şeytanın Günlüğü", sadece bir edebi eser değil, aynı zamanda derin bir felsefi incelemedir. Andreyev, insanın içsel çatışmalarını, toplumsal eleştirisini ve varoluşsal sorgulamalarını ustalıkla işler. Eğer insanın doğasına dair derinlemesine bir keşif yapmak ve insan ruhunun karanlık yönlerini anlamak istiyorsanız, "Şeytanın Günlüğü" bu amaca ulaşmanıza yardımcı olacak bir kitaptır.
Cehenemmede oturmaktan sıkılan Şeytan yanında bir de arkadaş alarak, insanlarla oynamak, onları kandırmak üzere dünyaya gelir hem de ne gelmek Amerikalı genç milyarder Henry Wandergood kılığında. Bu Amerikalı üç milyon Dolarını insanlık yararına sarf etmek istemektedir. Bunun için bir gemiye biner ve Roma'ya gitmeye karar verir. Ama aşk Şeytan'ın aklını başından alır. Papa'nın sağ kolu olan Kardinal, kral, pek çok kişi de bu milyarderin paralarının peşine düşer ama o sadece aşık olduğu kızın babasına güvenmeyi tercih eder.
Konusu kısaca böyle Şeytan'ın Günlüğü'nün. Roma'ya gelme sebebi Vatikan. Papa'yı ve katolik kilisesini eleştirmek olduğunu düşünüyorum. Arka kapağında da yazdığı için spolier sayılmayacaktır o yüzden söyleyeyim insanların artık Şeytan'dan daha Şeytan olduğu dünyada kilisenin de Kardinalin de kötülüğün , çıkarcılığın içinde kaybolduğunu anlatıyor roman
Kitapta Şeytan sürekli günlük tutuyor ve günlükte kendinden bahsettiği yerlerde ben, bana, benim kelimlerinde b harfleri hep büyük, bir kaç yoruma baktım bunun Şeytan'ın kendi kibirinin temsili olduğunu yazanlar olmuş, bir kaç kitapsever dostumla da konuştum biz Şeytan'ın özel isim olması onun yerine kullandığı bu şahıs ifadelerinin büyük harfle başladığını düşündük.
Türü hakkında tam olarak bir türlü karar veremediğim bir klasik diyebilirim. Biraz Usta ve Margarita tadında diyebilirim ama. Bu tarzı seviyorsanız okuyun derim ben
Bu kitabı arka kapak yazısından merak edip almıştım. Yazar çok çarpıcı bir konu seçmiş. Gelgelelim ne yazık ki beklentimi tam olarak karşılayamadı.
Dili çok ağır değildi ama yine de bitirmem baya uzun sürdü. Asıl konuya yani Şeytan’ın dolandırılması kısmına( arka kapakta da yazan bir bilgi-spoi değil) son bölümde geliyor ki bu kitabın sadece 37 sayfası. Onun dışındaki bölümlerde birileri girip çıkıyor, bazen konudan sapan konuşmalara giriliyor vs. bunlar beni okurken çok yordu ve şevkim kırıldı. Kitabı yarım bırakmayı bile düşündüm.
Buna rağmen kitapta bulunan son bölüm diğerlerine kıyasla oldukça hızlı ilerledi ve bir sonraki sayfada ne olacağını düşündüğüm tek kısım burası oldu. Ama sanırım yarım kalmış ve bu bağlamda tam da bir son yok. Mesela ben olanlardan sonra herkesi layığını bulacağı bir kısım da görmek isterdim ama eser bitmediği için bu tatmini de alamamış oldum.
Değindiği konuya gelecek olursak, insanlığın ilk yıllarından beri kötülük dünyada yer alan bir gerçek ve belki de göreceli olarak zaman ilerledikçe şiddeti artıyor. Bu açıdan kitaptaki gibi Şeytan’ın bile pabucunu dama atacak cinsten olaylar yaşanabiliyor ve bu çok korkutucu. Artık kendimizi toplayıp bu durumu düzeltmek dileğiyle...
NOT:SPOİLER
SPOİLER
SPOİLER
Magnus’ u başından beri gözüm tutmamıştı ama Maria’nın böyle olabileceği aklıma bile gelmezdi. Ben en kötü Magnus paraları alır, kızını asla Wandergood’la evlendirmez ve uzaklara kaçar diye düşünmüştüm. Ben de Şeytanla birlikte kandırılmışım.