Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Şeytan - Lev Tolstoy | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Şeytan Kitap Bilgileri


Yazar: Lev Tolstoy
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 24 dk.
Sayfa Sayısı: 120
Basım Tarihi: Nisan 2018
Yayınevi: Bordo Siyah Yayınları
ISBN: 9786053541905
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Şeytan Kitap Tanıtımı


Tolstoy, Şeytan'ı. Anna Karenina'dan yaklaşık on yıl sonra, 1898 yılının Kasımında yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru, Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra aristokrasisine dayalı ideal "aile mitosu"yla ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildiğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün devamından öteye bir amacı bulunmayan "irade", "cinsel dürtü" olarak kişiyi sürükler durur. Bu durumda şeytan, asıl içimizdeki o karşı konulmaz dürtüdür. Dışarıdaki şeytan kadın ise, bu dürtüyü uyaran nesneden başka bir şey değildir. 



Şeytan: İçimizdeki karşı konulmaz dürtü. 

(Arka Kapak)




Şeytan Kitaptan Alıntılar


1. "Beni kendimden kurtarın."




2. ""bütün insanlar akıl hastasıdır.""




3. "Mesele aşk değil. Asıl mesele bir şeytan tarafından baştan çıkarılmak. Ona sahip olduğunu sanıyorsun ama o sana sahip oluyor, özgür olduğunu sanıyorsun ama değilsin. Utanç verici ve mükemmel. Ben de tam bir pisliğim.."




4. "“İstediğim an kullanabileceğimi,
Alabileceğimi sandım; şimdi o beni aldı
Ve bırakmıyor. Özgür olduğumu sanıyordum,
Oysa ne zamandır özgür değildim..”"




5. ""Beni kendimden kurtarın.""




6. ""Böyle kötü işlere sen nasıl oldu da bulaşabildin?""




7. ""Beni kendimden kurtarın""




8. "...ruhunun içinde davranışlarını onaylamayan...............katı bir yargıç oturuyordu..."




9. "'hastanın karakterini bilmezsek bir hastalığı hiçbir zaman teşhis edemeyiz'"




10. "İçi dışı bir olmayan insanlarla yaşamak dünyanın en zor şeyidir. Bunun dışında her şeye katlanabilirim, Ama buna asla."




11. "“Başına dert olan sağ gözünse, onu
Söküp al ve kendinden uzağa at.
Çünkü uzuvlarından birinin yok olması,
Bütün bedeninin Cehenneme atılmasından
Daha iyidir..”"




12. "Çünkü, aşk sanılan yoğun tutkular, geçici olabilirdi."




13. ""Beni kendimden kurtarın,""




14. "...o duygudan hâlâ kurtulamamış..."




15. "Kendini tutsak hissediyor..."





Şeytan Kitap İncelemeleri


Şeytanın dürtmelerini hatta beyninize indirmelerini iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir kitapla karşıya karşıyasınız sevgili kaliteli okurlar:) Aslında sizin değil tabi, baş karakter Yevgeniy İvanoviç’in şeytanla cebelleşmesini göreceksiniz. Arkadaş, bu Ruslar ruhsal çözümlemeleri nasıl bu kadar iyi yapabiliyor? Acaba yaşanmışlıklar olduğu için mi? Bu kadarı da sadece kurgu olamaz heralde. Vardır bir işler:)
Konunun ne olduğunu söylemeyeceğim tabi ki, spoiler vermek istemiyorum. Ancak Yevgeniy denen pis herif şeytana karşı çok mücadele etti. Başlarda şeytan dürtmelerinin hiç ama hiç farkında olmadı, basit ve bastırılabilecek duygular sandı birçok şeyi ama baktı gidişat hiç de öyle değil. Hatası şu oldu: hafife aldı şeytanını beyefendi! Ee ne demişler, düşmanını/rakibini hiçbir zaman hafife alma. Bizimki ne yaptı? Yok bunlar da geçer, yok hallederiz usta, yok bunlar benim elimin kiri bilmem ne… Karaktere uyuz oldum ama saygı duyduğum bir nokta şu oldu, güzel mücadele etti. Kaybetti ama yine de mücadele etti. Bazen kaybetsen de kazanırsın ya, öyle bir durum işte. Onurlu kaldı en azından. Az şey değil bu tabi.
Ben Rus edebiyatını zaten seviyorum. Hatta hayranıyım. Her türlü beğeniyorum kitaplarını adamların. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli dakikalar diliyorum.




Eehehhe Tolstoy amcamı okudum mutluyum.

Bu aralar okuyacağımı düşünmüyordum ama etkinlik sayesinde okumuş oldum.
Reyiz
https://ucretsizkitap.com.tr.com/avsar_kizi38
ve kaptan
https://ucretsizkitap.com.tr.com/Rodyanikov
sayesinde. Öncelikle teşekkürlerimi sunuyorum efenim. Nice etkinliklerde buluşalım.

AH! Yevgeni AH!

Yevgeni arzularının mahkumu oldu. Yevgeni daha gençliğinin başındayken cinsel arzularını bastıramadı ve sonunda birisini buldu. İlerde bunun başına sorun olacağını bilmiyordu tabi ki.
Bunun bir ihtiyaç giderme olduğunu düşünüyor ve bunu yenemiyordu. Daha sonra Yevgeni evlendi ve diğer kadını unuttuğunu sanıyordu. Kadın sürekli karşısına çıkıyor ve Yevgeni duygularına, arzularına sahip olmaya çalışıyordu. Ama Yevgeni buna engel olamadı, bu istek karşısında ahlaki değerleri yok sayarak şeytanın sesine kulak verdi. Geçmiş hiçbir zaman peşini bırakmadı. Unuttuğunu sandığı şey bir gün karşısına çıkıverdi. Herkesin kendi şeytanı vardır ve kendi şeytanlarına kulak verirler.













Kitabın içeriğini biraz kısa tuttum, yoksa baya spoiler yerdiniz.

Yani geçmiş sürekli hayatımızda, her zaman karşımıza çıkabilecek durumda. Biz her ne kadar kaçsak da kurtuluşumuz yok. Bugün bile başımıza sorun açabilir.




“Şeytanın ta kendisi o; ete kemiğe bürünmüş şeytan! Ben istemeden beni boyunduruk altına aldı.”

Genç toprak ağası Yevgeni, babasından kalan çiftliği işletmek üzere yerleştiği mülkü için yoğun bir çabaya girer ve kısa sürede, uğraşlarının meyvesini toplamaya başlar. Belki çiftlik yaşamının sakinliği belki Yevgeni’nin deli çağları artık siz neye yormak isterseniz, kahramanımızı tetikleyen bir durum ortaya çıkar: kadın..

Kendince düşünür taşınır, sonrasında gerekçesini de bulur. Bu muhtemel ilişki gözlerden uzak, ucunun ahlaksızlığa varmayacağı dahası da sağlığı için belirlenmiş sınırlar içerisinde kalmalıdır.

Konuyu açabileceği birini bulur, sonuç olarak eşi şehirde çalışan bir kadın Yevgeni için uygun görülür. Açmazların ilk düğümü de böylece atılmış olur.

Kahramanımız Yevgeni evlenene değin bu ilişkiyi sürdürür. Aşık olduğu için evlenmek yerine, evlenmek zorunda olduğu için aşık olmayı seçer ve kıskançlığını göz önünde bulundurarak pek de güzel sayılmayacak zengin bir kadınla hayatını birleştirir.

•“Gelecekteki hayatım, benim için, zedelemekten her zaman kaçınacağım bir kutsallıktır. Ve geçmişte, bekârlığım sırasında olmuş bitmiş ne varsa, artık toprağa gömüldü.”

Geçmiş üzerine bu cümle ile sünger çektiğini düşünse de bir açmazın içinde bulur kendisini.

Bu küçük anlatı bizi sonuç kısmında iki varyasyon ile karşılıyor, içiniz hangisine elverir bilemiyorum ama ikisi de sarsıcı oldu benim için..
Kitapla kalın




Tolstoy bu uzun öyküsüne "Şeytan"adını vermiş. Öyküde şeytan iki biçimde yer alıyor.

İlki: Günaha girmesine neden olan cinsel dürtü. Aslında burada bildiğimiz şeytan tasvirinden ( günaha çağıran ) yakınıyor.

İkincisi : Burada kadın direk şeytanla eşleştiriliyor.

bknz: "Şeytanın ta kendisi o; ete kemiğe bürünmüş şeytan! Ben istemeden beni boyunduruk altına aldı."

Aslında Tolstoy ister istemez "Ataerkil Tanrı" inanışını ve ahlaki boyutunu, tüm dinlerde olduğu gibi ortaya koyuyor.

Bununla ne demek istiyorum, askında her zaman yakınılan kadın erkek eşitsizliği kutsal kitaplarda Adem ve Havvanın yaratılışına kadar gider. Ve tabii ki daha öncesine.

Bknz: " ..... O zaman yaratıcı “Adamın yalnız olması iyi değil” (Tekvin 2:18) dedi ve Adem’i yarattığı topraktan bir de kadın yaratıp adını Lilith koydu. Ama Adem ve Lilith hemen kavgaya başladılar; çünkü Lilith: -Ben senin altına yatmam, ancak üzerine çıkarsam sevişirim. İkimiz de aynı topraktan yaratıldığımız için eşitiz- diyordu. Öyle kavga ettiler ki, sonunda Lilith Tanrının “ağza alınmaz” adını söyleyip göğe kaçınca, Adem yaratıcıya Lilith’i şikayet etti. Bunu duyan yaratıcı Adem’i uyutup, kaburga kemiğinden...."

Tolstoy'un kitabında da cinsel dürtülerini kontrol etmekte zorlanan "Yevgeni" tüm suçu, kendisini kışkırttığını düşündüğü köylü çalışanı "Stepanida" 'da bulacaktır. Sonuçta bu ızdırap Tolstoy'un düş gücünde farklı şekilde sonuçlanan iki yok oluşla son bulur.




Evet bu kitap benim için tam olarak bir iblis masalı. Böyle dememin sebebi: ben bu kitabı okumadan önce Sabahattin Ali’nin İçimizdeki Şeytan kitabını okumuştum. Onun da konusu bu kitabın konusu ile aynı: İçimizdeki şeytansı dürtülere hükmedememek.
Tabi bu iki kitabı ayıran önemli bir unsur var: Tolstoy’un Şeytan kitabında hem ana kahramanın içinde hükmedemediği duyguları yani kendi şeytanı var hem de gözlerini üzerinden alamadığı, şeytan diye nitelendirdiği bir kadın.

Kitabın konusunu az çok anladınız zaten. Ben de şimdi kitap ile ilgili dikkatimi çeken noktalara değinmek istiyorum.
Yazar, Anna Karenina’yı yazdıktan yaklaşık on yıl sonra 1898 Kasım’ında Şeytan adlı bu uzun öyküyü kaleme almıştır. Sabattin Ali ise İçimizdeki Şeytan kitabını 1940 yılında yazmıştır. Ve kitabın konusu da dahil olmak üzere, karakterlerin kendilerinden kaçmaları, iradesizlikleri, yaptıkları şeyleri bir başkasına yükleme çabaları birbirine çok benziyor.( Belki de Sabahttin Ali de Tolstoy’un kitabını okuyup etkilenmiş ve bu tarz bir kitap yazmıştır. Kim bilir :))

Kısacası kitabı genel anlamda beğendim. 1 puan kırmamın sebebi de bu tarzda yazılmış olan İçimizdeki Şeytan kitabı kadar beni etkilememiş olması.
Okumayı düşünenler için şimdiden keyifli okumalar.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: