Server Tanilli En Beğenilen Sözleri
1. "...bilim özgürlük ister."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
2. "Ben isterim ki
Bulutlar ağlasın,
Ama çocuklar ağlamasın;"
- Uygarlık Tarihi
3. "Acaba bugün, özellikle Türkiyeli bir insan için, çağdaş olmanın, giderek çağdaş kafa taşıyor olmanın "asgari" ölçütleri nelerdir?"
- Uygarlık Tarihi
4. "“Çalışan halk, emekçi halk açtır!”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
5. "Aklın kurallarına uyarak YAMYAM'lara barbar diyebiliriz ama bize benzemiyorlar diye barbar diyemeyiz....!"
- Uygarlık Tarihi
6. "Güzel olduğunu söylemeye gelmedim. Biliyorum, güzelsin. Ama konu bu değil şimdi, Konu ölünü istemeleri, Kafatasını istiyorlar Angela Jackson'un ve Lumumba'nın kafatasları gibi, Büyük Şef'in(A.B.D) çadırını süslemek için...."
- Uygarlık Tarihi
7. "Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır; üniversitelerdeki ilahiyat öğrenimi dışında, devlete bağlı bütün okullar da dinsel eğitime son vermeli, bu cümleden olmak üzere de, devletin mali yönden desteklediği tüm İmam-Hatip Okulları, her türlü dinsel okul ve kurslar devletin görev alanından çıkarılıp ilgilenen kimselere bırakılmalıdır; keza imam, vaiz, hoca ve benzeri her türlü din görevlisinin devlet memurluğuna son verilmelidir; ..."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
8. "Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma."
- Voltaire ve Aydınlanma
9. ""Her şeyde aşırılığa kaçmaktır, gençlik "
Aristoteles"
- Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
10. "Bunun gibi yine böyle laik bir devletin bulunduğu bir toplumda, bugün ceza kanunu ile yasaklanmış olan(m.175), tanrı tanımaz ve din karşıtı her türlü görüş ve propaganda sérbest olmalıdır."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
11. "“Her şeyden kuşku duyunuz, hiçbir şeye de inanmayınız!”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
12. "Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma. -"
- Voltaire ve Aydınlanma
13. ""Her şeyde aşırılığa kaçmaktır, gençlik "
Aristoteles"
- Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
14. "Bunun gibi yine böyle laik bir devletin bulunduğu bir toplumda, bugün ceza kanunu ile yasaklanmış olan(m.175), tanrı tanımaz ve din karşıtı her türlü görüş ve propaganda sérbest olmalıdır."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
15. "“Her şeyden kuşku duyunuz, hiçbir şeye de inanmayınız!”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
16. "Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma. -"
- Voltaire ve Aydınlanma
17. "Sağlıklı bir anayasa, " ulusal bir uzlaşma" -dan çıkacak, çıkmalı."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
18. "12 Eylül rejiminin ana çerçevesini veri olarak kabul eden bir muhalefet, bu rejimle uzlaşma içine girmiş demektir.
Bu rejimle uzlaşmanın ise adı şudur: Demokrasi düşmanlığı!"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
19. "“Kendi ülkesinde düşmanla andlaşmaya giden bir halk yenilmiş bir halktır ve bağımsızlıktan vazgeçmiş demektir !”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
20. "“Krallara adil olmayı emreden Tanrı iktidarı, halklara da köle olmayı yasaklar.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
21. ""Çocuklara anne-babalarından önce Cumhuriyetdir." Çocukları kormak ve sahip çıkmak Cumhuriyetin görevidir."
- Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
22. "Tarihi yapan cihangir komutanlar değil, üretim araçları mülkiyetinden doğan sınıflar mücadelesidir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
23. "“İnsan büyük kentlerin mahşer kalabalığı içinde değil, doğayla (...) iç içe olması halinde erişebilirdi mutluluğa.”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
24. "İlkel topluluk, sınıfsız ve insanın başka insanlarca sömürüsünün bulunmadığını bir toplumdu"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
25. "“Genel kanıyı okşamak için düşünceme ihanet etmeyi bilmiyorum... Halkı, çiçekli yollardan geçirip uçurumun kenarına götürme sanatını da bilmiyorum.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
26. "“Gençliğin büyük bir kesimi, kışla disipliniyle yönetilen fakültelerde, yurtlarda, atılma, harç ödeme, sınav, derse devam vb. derdine düşmüş mahkumlar haline getirilmiştir.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
27. "“Kadınların köle olduğu her yerde, erkekler de despotizm altında eğilip büküleceklerdir.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
28. "“Köşeyi dönmek” için herkesin birbirini çiğnemesi “ekonomide liberalizm”in erdemi olarak görülüyor."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
29. "“Halklar, kendi yazgılarına kendileri karar verirler.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
30. "“...halk ise, özgürlük davası uğruna bütün özgürlüklerini feda etmişti.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
31. "“Entrikanın en korkunç silahı, birkaç kuruşla tutulmuş yazarın satılık kalemidir.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
32. "Bilimde kural belgelemek ya da kanıtlamak dinde ise inanmak iman etmektir."
- Yaratıcı Aklın Sentezi
33. "“Hürriyet kelimesi, Türk aydınlanma hareketi içinde ortaya çıkmıştır ve düpedüz uydurmadır; eski kültürümüzde ne bu kelime vardır, ne de onun gerçekliği.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
34. "“Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
35. "“Kavgadan zaferle çıkanların ilk yaptıkları şu olur : Diktatörlüklerini kurarlar; ve aristokratlara, gerici rahiplere ve parayla satılmış gazetecilere karşı, tam bir teröre geçerler.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
36. "“Egemen sınıf, kendi ayrıcalıklarını sürdürmenin aracı olarak bakıyordu devlete.”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
37. "“Belki de en korkunç olanı da ‘kafaların bağımlılaşması’.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
38. "İnsanı, insan kendi elleriyle yaratmıştır ."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
39. "- Kültürel planda, Batılılaşmanın yarattığı çoğu edebiyat ve düşünce ürünleri de, topluma yabancı kalmışlığın ve taklitçiliğin belgeleridir."
- Uygarlık Tarihi
40. "... Özgür olmayan biri, özgür yurttaşlar yetiştiremez..."
- Din ve Politika
41. "İnsanı, insan kendi elleriyle yaratmıştır ."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
42. "“Demokrasi kültürümüz sığdır ve alabildiğine yanlışlarla doludur.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
43. "“Kendi çekip çevirmelerine uygun gelen her sisteme düzen adını verirler...”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
44. "“Özgür olmak istiyorlar, ama adil olmasını bilemiyorlar !”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
45. "Goethe: Başlangıçta eylem vardı
İnsanı , insan kendi elleriyle yaratmıştır!"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
46. "O Bildiri'nin bir onuncu maddesi vardır ki, pek çarpıcıdır: «İdam sehpasına çıkmak hakkına sahip olan kadının, kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır» denir orada."
- Fransız Devrimi'nden Portreler
47. "Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat’a değin geçen beş yüz yıl içinde, birçok şair yetişti. Ama Evliya Çelebi’yi bir yana bırakırsak hiç yazar yetişmedi hemen hemen. Bunda, matbaanın, icadından iki yüz yılı aşkın bir süre sonra imparatorluğa gelmesiyle, okuryazar sayısının çok düşük bulunmasının da etkileri olmuştur herhalde."
- Uygarlık Tarihi
48. "“...ne monarşi söz konusudur artık, ne demokrasi, ne de despotizm. Bugün, ticaret her şeydir... Kazanç, bütün devletleri yöneten ilke olup çıkmıştır.”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
49. "“12 Eylül, çağdaş tarihimizin en korkunç gericilik hareketlerinden biridir.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
50. "Ne var ki , öyle kolay olmayacaga benzer bunları yapmak..."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
51. "Goethe: Başlangıçta eylem vardı
İnsanı , insan kendi elleriyle yaratmıştır!"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
52. "“Özgür bir toplumda, düşünce ve kanılarını iletmek, kişinin bir gereksinmesi ve sosyal bir zorunluluktur; insan, yetilerini böyle geliştirebilir ve hakları üstüne aydınlanabilir. Kurumları eleştirme daha iyi hale gelmelerine yardımcı olur !”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
53. "ne var ki ırklar dediğimiz çeşitli tiplerdir sadece yalnızca dış görünüş giderek ikinci derecede niteliklere ayrılmaktadır birbirlerinden cildin rengi gözlerin saçların biçimi gibi...Yoksa beynin büyüklüğü ellerin durumu düşünce ve bedensel yetenekler hepsinde aynı .Hiçbir türün ötekinden farklılığı yok üstünü de aşağı ırklar üstün ırklar : Kapitalist dünyanın gericilerinin başka hakları saldırmak onları kendi egemenlikleri altına alıp sömürgelerini haklı göstermek için ortaya attıkları bir zırvadır bu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
54. "...Hareket noktası yanlış olursa, doğru bir sonuç vermemesi doğaldır..."
- Uygarlık Tarihi
55. "“Laiklikte devlet, dinin ne düşmanı, ne de dostudur; kurum olarak dinin dışında, uzağındadır.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
56. "Düşünce düşüncedir ve içeriği ne olursa olsun, insan etkinliğinin en soylusu olarak saygıya değerdir"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
57. "Sonra , gönenç kavramını da gözden geçirmeli!"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
58. "Tarihi yapan cihangir komutanlar değil, üretim araçları mülkiyetinden doğan sınıflar mücadelesidir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
59. "“... İslam dini, öteki dinlerden farklı olarak ‘totaliter’ bir nitelik taşır.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
60. "...Ama, genellikle sanayi denildiğinde, ilk akla gelen ve anlatılmak istenen yapım sanayiidir...Yapım sanayiinde üretilen mallar da üçe ayrılır: tüketim malları, ara malları, üretim araçları. Gerek kapitalist, gerek sosyalist üretimde olsun, sanayileşme, asıl anlamıyla üretim aracı üretmek demektir."
- Uygarlık Tarihi
61. ""Bir de bana şiirlerim / Neden söz açmazlar diye soruyormuşsunuzdur/ Düşlerden, yapraklardan / Doğduğun ülkenin koca yanardağlarından/ Gelin görün sokaklar kan/ Gelin görün kanı / Sokaklar boyunca akan...""
- Uygarlık Tarihi
62. "“Halk karışıklıklardan bıkar; çalışmak için sessizlik ister.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
63. "Her vatandaş kendi kendine şu soruyu yöneltmelidir:
- Bir toplumda gelir dağılımı ve kazançlar arasında korkunç uçurumlar varsa, zenginler gittikçe daha zengin, yoksullar gittikçe daha yoksul olurlarsa, o toplumun eğitiminde sosyal adalet sağlanabilir mi?
----------------------------------------------------------------
(İlhan Selçuk, Yeni Krallar... Yeni Soytarılar,
İstanbul, 1974, s. 95-98)"
- Uygarlık Tarihi
64. "Emek, ruhsal yapımızı da biçimlendirip yetkinleştirmiştir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
65. "Bir herif-i naşerif düşünün ki, Anadolu'daki Amerikan kasalarından İsviçre'deki Siyonist bankalarına dek her yerde sağdan bol sıfırlı hesapları bulunsun, ama hayatı banknotun yeşili gibi öğürmekle geçsin gündüz ve gece... Kendisine birazcık yakınlaşıp;
- Gel kardeşim, şu güzelim evrende yaşamak, hayatın tadını damağında duymak için bir şeyler yap...
- Ne yapalım?
- Al Aziz Nesin'in, Yaşar Kemal'in, Orhan Kemal'in romanlarını, bir kitaplık kur evinde...
- Allah göstermesin, hepsi komünist!..
- Ruhi'nin plaklarını al, türkülerini dinle...
- Şeytan görsün yüzünü...
- Ulan herif! Duvarına birkaç güzel resim as. Abidin, Avni, Cihat, Selim; bizim ressamlarımız bunlar...
- Boş ver, kimini sürdüm, kimini vatandaşlıktan attım, kimini defterden sildim...
- Nâzım'ı oku be!.. Türk dilinin büyük ozanını tanı! Dilini sevmeyen insan yurdunu sevemez ve yaşamın tadıdır şiir okumak...
- Nâzım mı? Düşmanım benim o... Mezardan çıksa yine gömerim ellerimle...
Duvarında ressamı, dilinde şiiri, kitaplığında romancısı, üniversitelerinde bilim adamı bulunmayan bir görgüsüz sınıf... Hilton'da düğün yapıp, göbekçinin külotuna banknot sokuşturmaktan başka zevki olmayan, kasaba hovardalığıyla play-boy mukallitliğinde ömür tüketen; çarpık, zevksiz, renksiz, utanç verici bir sınıf Türkiye'nin yazgısına egemen bugün..."
- Uygarlık Tarihi
66. "Terentius:
İnsanım; insana dair hiçbir şey bana yabancı değildir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
67. ""Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz."
Herakleitos"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
68. "Bilinç, sürü olmamaktır."
- Yaratıcı Aklın Sentezi
69. "NASIL BİR EĞİTİM PLANLAMASI?
Türkiye'de eğitim, bir bakıma «plânlanmıştır: Emperyalizm ve içerdeki ortakları, yığınların yaşama bakışlarını, ellerindeki her araçla yönlendirirken; okuldan"
- Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
70. "“İdam sehpasına çıkma hakkına sahip olan kadının, kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır.”
-Olympe de Gouges"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
71. ".
Özenle düzenlenmiş bir çalışma süresi gerekir mekanige. Saatin seri üretimi 1850_1860 yıllarına rastlar ve 1861 yılında Philipps zemberek yetkinleştirir.
Büyük şair Baudelaire ' o ünlü dizisinin yer aldığı şiirde o yıllarda yazılmıştır.
Saat! Uğursuz Tanrı, korkunç , tasasız"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
72. "“Sosyal eşitsizlik, toprakların tek elde toplanmasının sonucudur; çünkü, ücretlilerin sayısını artırırken, ücretleri de düşürmektedir.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
73. "Çin’den çay, porselen, ipekli, pamuklu, zamk satın alan İngilizlerin Hint Kumpanyası, kazancını artırmak amacıyla, satış yasaklanmış olmasına karşın, ülkeye haşhaş sokmak ister. Pekin protestoda bulunur ve bir imparatorluk kararı 1838’de şunu açıklar: “Bu halk (İngiliz), kendi ülkesinde yaşayacak bir şey bulamadığından başka ülkeleri köleleştirmenin aranışı içindedir ve ilk yapmak istediği de, o ülkelerin insanlarını takatten düşürüp ahlaklarını bozmaktır...” Ne var ki, Çinli yöneticileri bir o kadar ilgilendiren de gümüş akımının altüst oluşudur. Böylece, İngilizlerin kendilerini verdikleri dizginsiz haşhaş kaçakçılığına yanıt olarak haşhaş kasaları paramparça edilir. Bunun sonucu olarak, Kanton abluka altına alınır ve Pekin’in uzlaşmazlığı karşısında Nankin bombardıman edilir. Ve orada, 1842’de “Eşitsiz Antlaşmalar” imzalanır: Söz konusu antlaşmalar, beş limanı ticarete açar, Kanton’daki loncanın tekelini yıkar ve ayrıca Çin’i, Hongkong adasını bırakmaya ve bir savaş tazminatı ödemeye zorlar.
'Afyon Savaşı ', 'Çin 'e darbe vururken, bir ağır darbeyide Mançu hanedanın saygınlığına indirir ;çünkü yönetim açılmış limanlarda, serbest ticaret hakkını başka devletlerden esirgeyemez haldedir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
74. "Bu bizi , her şeyi yeniden gözden geçirmeye götürüyor."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
75. "- Edilgen küçük burjuva sanat ve edebiyatı, küçük burjuvazinin kaypak, uyuşmacı niteliğinin sanat planındaki yansıması sonucu ortaya çıkan sanat ve edebiyattır. Dünyanın değiştirilmezliğini ve anlaşılmazlığını odaklaştıran bu sanat ve edebiyat, kitleleri eylemsizliğe iteleyici etkin bir afyondur."
- Uygarlık Tarihi
76. "“Kötülük düşünmeden hükümdarlık edilemez. Her kral bir asi ve gasıptır.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
77. "«Benim eğilmez ruhum, iftiraya ve haksızlığa karşı hep direnecektir. Granit gibiyim; kırılabilirim, ama bükülmem!».
Kaç kişi vardır bunu söyleyecek yeryüzünde?"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
78. "Türkiye, bir eğitim keşmekeşinde çırpınmaktadır. Bir memleketin milli eğitimi piyasanın alışveriş usullerine terk edilirse, o memleketin yarınlarından hayır gelmez. Türk milli eğitiminde simsarlık, tüccarlık, komisyonculuk politikası almış yürümüştür. İnanılmaz adaletsizlikler içinde yetişmektedir çocuklarımız.
----------------------------------------------------------------
(İlhan Selçuk, Yeni Krallar... Yeni Soytarılar,
İstanbul, 1974, s. 95-98)"
- Uygarlık Tarihi
79. "Kişinin Tanrı ve din konusundaki inançları, iç dünyasının en dokunulmaz köşelerindedir.. Kişi, Tanrı ve dinler konusunda dilediği seçimi yapabilir.. İnancından ötürü kınanamaz, suçlanamaz, dinsel İnanç ve kanılarını açıklamaya zorlanamaz.. Bunlar, mutlak olarak korunan değerlerdir.."
- İslam Çağımıza Yanıt Verebilir Mi?
80. "...
Tanık, ayağa kalk!
Hiroşima, sana söylüyorum, duy beni.
Son ver artık yıkıma, acıya.
Savaşın olanca zulmüne tanık oldun.
Kim savunabilir barışı senden daha iyi?
Bağırmalısın bütün dünyaya,
Anlatmalısın ölenin nasıl ölüp,
Kalanın nasıl kaldığını,
Tanık, ayağa kalk!
Efendiler, susalım lütfen biraz,
Hiroşima konuşacak.
Ai Z’ing
(Çev. Gürkal Aylan)"
- Uygarlık Tarihi
81. "Devlet, elbette eski devlet değildir; her şeye kendini yetkili gören "pilot devlet"ten "stratej devlet"e doğru bir evrim olmuştur ve devlet gerçekliği sürüyor demektir bu; önemli olan, onu daha da demokratikleştirmek ve insan haklarıyla donatmaktır.
Sağ'ın bütün bu olan bitene bakıp sağlıklı bir çözümlemeye gitmesi ve gelecek için yeni yollar açması düşünülemez. Sosyal demokrat ideolojiler, bu ılımlı, "utangaç sosyalizm"ler de, olumsuzlukları önlemede pek bir şey yapıyor değiller; birden renksiz-kokusuz hale gelen bu politikalar günü kurtarmanın arkasındalar ve gelecek için de bir umut vermiyorlar."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
82. "...A faktörü ile açıklanacak bir şeyi B faktörüyle açıklamaya kalktığımızda, hiçbir şeyi açıklayamadığımız gibi, üstelik açıkladığımızı hayal edip, yanlış üstüne yanlış yaparız."
- Uygarlık Tarihi
83. ""Çalışmakta utanç yoktur; utanç, hiçbir şey yapmamaktadır""
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
84. "Almanya’da Luther, Fransa’da Calvin, İsviçre’de Zwingli, çeşitli sorunlar hakkında -birbirinden az çok-farklı düşünce ve inanışlarla ortaya çıkmış ve Reform hareketinin önderleri olmuşlardır."
- Uygarlık Tarihi
85. "Devlet, her şeye karşın bir fazlayı temsil etse de, özünde, Manifesto'nun dediği gibi, "burjuvazinin ortak işlerinin bir idari komisyonu" durumundadır."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
86. "Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
Bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,"
- Uygarlık Tarihi
87. "Önce Konsüllük, arkasından İmparatorluğun ilanı ve imparator. Henüz iktidarın başını döndürmediği o yıllarda, bir karar vermeden önce, dinleyen bir insandır Bonaparte. Buradan kalkarak da, eyleminin sınırlarının pek çabuk farkına varır: «Devrim'in romanını bitirdik der, şimdi tarihine başlamalı ve ilkeleri içinde gerçek ve mümkün olan ne, onları görmeli!»"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
88. "Ne var ki, Cumhuriyet’e değin olan dönemde, özellikle üzerinde durulması gereken ancak iki büyük romancı vardır: Halit Ziya Uşaklıgil ile Hüseyin Rahmi Gürpınar.
Onlar, tüm Cumhuriyet öncesi Türk romanının iki doruğudur aynı zamanda."
- Uygarlık Tarihi
89. "“İşçi sınıfının iktisadi, siyasal ve sosyal istemleriyle örgütlenme girişimleri, her zaman komünizm suçlamasıyla engellenmiştir; Kürt halkının ulusal demokratik istemleri de bölücülük suçlamalarıyla.”"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
90. "Halk müziğinde büyük sanatçıların ortaya çıkışı da, gene Cumhuriyet döneminde olur. Bunların içinde, özellikle Ruhi Su, -Anadolu Türk köylüsünün büyük başkaldırı dizisinin bir halkası olarak- çalışı, söyleyişi ve besteciliğiyle yepyeni bir yorum getirmiştir.
Başka sanatçılar da görüyoruz bu alanda: Bir Rahmi Saltuk, bir Zülfü Livaneli, bir Sadık Gürbüz... Klasik müziğimizi çokseslendirmeye değin varan -geniş çaplıçalışmalarıyla, Timur Selçuk’un apayrı bir yeri var bu gelişmede.
Âşıklar müziği içinde de Âşık Veysel’in, Âşık İhsani’nin, Âşık Mahzuni’nin yerlerini unutmamalı!"
- Uygarlık Tarihi
91. "...Avrupa, yüzölçümü bakımından kıtaların en küçüğü idi gerçi. Oysa, yeniçağın başlarındaki gelişmelerle kıtaların en önemlisi oldu. Öteki kıtalar ise, Avrupa’nın birer sömürgesi haline gelmeye başladı. Avrupa, ticareti ile diğer ülkeleri sömürüyor, oradaki servetler kendisine akıyordu.
Batı Avrupa’nın, 16. yüzyıldan başlayarak, iktisadi, siyasal ve giderek kültürel üstünlüğü ele geçirmesinin temelinde bu yatar en başta."
- Uygarlık Tarihi
92. "Bir de sapmalar vardır ki, devrimci sanat ve edebiyat açısından en önemlisi “popülizm”dir."
- Uygarlık Tarihi
93. "Türkiye'de egemen sınıflar, gençlerin uyanmasını istemiyorlar; öyle olduğu için de daha üniversite öncesi eğitimden başlayarak, gözlerinin önüne bir "duman perdesi" çekip, içinde yaşadıkları çağa ve topluma yabancılaştırmaktadırlar onları; yaman bir oyundur oynanan ve doğrusu hünerle oynanmaktadır.
Bu oyunu bozmak gerek!"
- Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
94. "Türkiye’de bugün, egemen sınıf ve zümrelerin başında, “burjuvazi” gelmektedir. Onun içinde, giderek sosyal güçler dengesinde en etkin olanı da “sanayi burjuvazisi”dir."
- Uygarlık Tarihi
95. "Başlangıçta eylem vardı."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
96. "“Din, siyasal iktidarı, ne denli kötü olursa olsun destekler; ve, iktidar da, ne denli ahmak ve boş olursa olsun, dinin yardımcısıdır.”"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
97. "Batı uygarlığı, bir coğrafi deyim değil, her şeyden önce bir iktisadi ve sosyal sistemin ifadesidir ki, o da “kapitalizm”dir. Gerçekten, Batı uygarlığı, kapitalizmin doğup geliştiği ülkelerin uygarlığıdır."
- Uygarlık Tarihi
98. "Ne var ki, bu ses uzun yıllar hapishane duvarlarının arkasından söyleyecektir söyleyeceğini..."
- Uygarlık Tarihi
99. "Düşünce özgürlüğü, özle öz olmayanın ayrılamadığı bir özgürlük. Azıcık sınırlandığı zaman bütünüyle yok olan bir özgürlük bu. Çünkü, düşüncenin sınırı yok.
----------------------------------------------------------------
(Mümtaz Soysal, “Sınırlı Düşünmek”, Barış, 7 Şubat 1974)
SORULAR"
- Uygarlık Tarihi
100. "“Hayır! Ölüm, bir sonsuz uyku değildir. Yurttaşlar, günahkar ellerin kazıdığı bu inançsız sözü silin mezarlardan... Daha çok şunu yazın üzerlerine : Ölüm, ölümsüzlüğün başlangıcıdır.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
101. "«Ölüm, sonsuz bir uykudur»; aynı cümleyi, tutar bir mezarlığın kapısına da astırır."
- Fransız Devrimi'nden Portreler
102. "“Cumhuriyetten önce cumhuriyetçi olarak görünen filan kişi, cumhuriyet bir kez kurulunca cumhuriyetçi olmaktan çıkar; ancak yükseldiği noktadan inmeyi de istemez. Kendisini kahraman yaptığı sürece, devrimleri sever, ama iş başında olmadı mı, karışıklık ve anarşi görür onda.”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
103. "Böylece , diyaletik yöntemle tekrar karşı karşıyayız."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
104. "Daha güzel bir gelecek için güvencedir tarih."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
105. "Babilliler, günü ve geceyi 12 saat olarak saptamışlardı; daha sonra saat 60 dakikaya, dakika da 60 saniyeye bölündü. Babilliler ayı, Ay'ın Dünya çevresindeki dolaşımına göre dörde bölüyorlardı; ancak haftanın yedi gün olarak saptanması, M.Ö. 1. bin yılın ortalarında, yedi "büyük" yıldız tanrı, yani Güneş, Ay ve çıplak gözle görülen beş gezegene göre oldu; günler de onlara göre adlandırıldı. Yedi günlük hafta, Romalılar aracılığıyla tüm Avrupa halklarına geçti ve giderek bütün dünyaya yayıldı."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
106. "'' 20. yüzyılın başlarında, dünyanın emperyalistlerce paylaşılması tamamlanmıştı. Bu durum, dünyanın yeniden paylaşılmasını günün sorunu haline getiriyordu. Sorunu gündeme getirenler de, dünyayı daha önce paylaşmış İngiltere ve Fransa gibi emperyalist ülkelere karşı, bu paylaşmaya katılmakta gecikmiş, Almanya ve İtalya gibi emperyalist ülkelerdi.
I. Dünya Savaşı bundan doğacaktır.
II. Dünya Savaşı da öyle. ''"
- Uygarlık Tarihi
107. "'' Endüstri Devrimi'ne öncülük etme yolunda, İngiltere'ye üstünlük sağlayan özelliklerin en önemlisi de, Avrupa ülkeleri arasında en geniş sömürge imparatorluğunun İngiltere'nin elinde bulunmasaydı. ''"
- Uygarlık Tarihi
108. "Gerçeğin şimşeği düşüncelerin çarpışmasından doğar"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
109. "Latin yazısının alınmasına sevinmiştim doğrusunu isterseniz. Şimdiki gibi düşünmüyordum o günlerde. Arap yazısının bırakılıp Latin yazısının alınmasını bende salt daha kolaydır diye istiyordum. Latin yazısını alışımızın derin nedenlerini devrimin doğal bir sonucu olduğunu göremiyorum. Sonradan anladım. İşin iç yüzünü anlayınca da daha çok sevindim. Kaç kez söyledim, yine de söyleyeyim. Bizde yazı devrimi dil devrimi olmamıştır. Devrim yazısını aramış bulmuş, devrim dilini aramış bulmuştur.
Nurullah ATAÇ"
- Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
110. "...Sokaklar öylesine temizdi ki, “bu sokaklarda yürüyen biri, ayaklarını ancak elleri kadar kirletebilirdi”..."
- Uygarlık Tarihi
111. "Cumhuriyet döneminde, halk şiirini, Âşık Veysel, uzun süre -hemen hemen tek başına- temsil etti. Onun şiirinde geleneğe dayanan hikmetli söyleyiş, kişisel bir lirizmle birleşiyordu."
- Uygarlık Tarihi
112. "Hiçbir uygarlık türdeş (homojen) değildir.
Bir uygarlık, başka uygarlık ya da uygarlıklarla ilişki içindedir mutlaka. Böyle bir ilişki doğar doğmaz da, o uygarlık değişmeye başlar."
- Uygarlık Tarihi
113. "Türk romanına mutlaka bir “baba” bulmak gerekiyorsa, -hiç kuşkusuz- Hüseyin Rahmi’dir o!.."
- Uygarlık Tarihi
114. "Gerçeğin şimşeği düşüncelerin çarpışmasından doğar"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
115. "Türk romanına mutlaka bir “baba” bulmak gerekiyorsa, -hiç kuşkusuz- Hüseyin Rahmi’dir o!.."
- Uygarlık Tarihi
116. "Hiçbir ırkın ötekinden farklılığı yok, üstünlüğü de.
"Aşağı ırklar", "üstün ırklar": Kapitalist dünyanın gericilerinin başka halklara saldırmak, onları kendi egemenlikleri altına alıp sömürmelerini haklı göstermek için ortaya attıkları bir zırvadır bu.
Ne bilimle ilgisi vardır ne de insanlıkla!"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
117. "Dünyanın düzenli akışına akılcı ve faal katılış, insanın başta gelen ödevidir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
118. "“Sağ kanat” deyince, “yerleşik düzen”i, başka bir deyişle “kapitalizmi ve kapitalizm öncesi ilişkileri” savunan sınıf ve zümrelerin kuruluşları, en başta partileri anlaşılır."
- Uygarlık Tarihi
119. "Azgelişmiş ülkelerin “geri kalmışlığı”ndan değil, aslında “geri bırakılmışlığı”ndan bahsetmek daha uygun düşer tarihsel gerçeklere."
- Uygarlık Tarihi
120. "Korktukları, ne sosyalizmdir bugün ne de komünizm.
Korktukları demokrasidir!"
- Uygarlık Tarihi
121. "Toprakların iki sahibi var bu dönemde:
Soylular, yani senyörler ve Kilise."
- Uygarlık Tarihi
122. "Burjuvazinin kültür devrimi."
- Uygarlık Tarihi
123. "Toplumun algılama yeteneğinin azlığından, düşünme tembelliğinden, politikacılar öteden beri yararlanıyorlar."
- Yaratıcı Aklın Sentezi
124. "Sanayi kesiminin Türk ekonomisinde önem kazanmaya başlaması, 1950’lerden ve özellikle 1960’lardan sonraki gelişmelerle mümkün olabilmiştir. Bugün ulaşılmış olan nokta şudur: Türkiye’de gelişen kapitalizmin niteliği sonucu, “dışarıya bağımlı” da olsa, sanayi Türk ekonomisinde tarıma oranla birinci kesimdir artık."
- Uygarlık Tarihi
125. "Sanayi Devrimi’nin çok önemli sosyal sonuçları oldu: Sanayi Devrimi Batı’da, eski sosyal sınıflar tablosu yerine, yeni bir sosyal sınıflar tablosu koydu.
Ve bu yeni sınıflar tablosu, yeni bir ideolojik mücadeleye yol açtı."
- Uygarlık Tarihi
126. "Kendi dünya görüşünüzü doğru belleyip zor kullanarak başkalarına ağız açtırmamaya, kalem oynattırmamaya zorbalık derler. Kurulu düzendeki ekonomik çıkarlarla birleşince de bunun adı faşizm olur. Çıkıp bunun doğruluğunu da savunabilirsiniz. Ama, ne olur, demokrasi adına faşizmi savunmayın."
- Uygarlık Tarihi
127. "“Sürü” Türkiye’nin geri kalmışlığını anlatıyormuş... Ne yapalım ki, Türkiye’nin ilerici sanatçısı şimdilik her alanda geri kalmışlığımızı anlatmayı yeğliyor. Bundan yakınanlar o zaman kendi sanatçılarını çıkarsınlar ortaya, geri kalmışlığımızı değil ileriye gitmişliğimizi, köylümüzü değil kentlimizi, emekçimizi değil burjuvazimizi anlatan pembe yapıtlar koysunlar ortaya...
----------------------------------------------------------------
(Atilla Dorsay, “‘Sürü”nün Ödülü ve Alınacak Dersler”,
Cumhuriyet, 17 Ağustos 1979)"
- Uygarlık Tarihi
128. "Yazdıkları şuydu bu kadınların: Erkek baskısı, eski krallığın baskısı ile birbirine koşuttur; bir Cumhuriyette, aristokrasinin halklara karşı baskısı sona ererken, kadınlara karşı baskıyı temsil eden «koca zorbalığı» da sona ermelidir, çünkü «kadınların köle olduğu her yerde, erkekler de despotizm altında eğilip büküleceklerdir»."
- Fransız Devrimi'nden Portreler
129. "Halkın demokratik bilinci ve demokratik istemleri geliştikçe, iç ve dış sömürücü güçler, zaman zaman baskı ve terörlerini artırmakta, giderek faşizm denemelerine girişmektedirler."
- Uygarlık Tarihi
130. "Türkler, tarihleri boyunca, müziğe büyük önem verdiler.
Eski Türklerde ve Osmanlılarda, davul, bağımsızlığın simgelerinden biridir...Ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Selçuklu ordusu yoktu...Osmanlılar ise, yalnız müzik sanatına değil, müzik bilimine de (müzikoloji) büyük önem verdiler. Müziğimizin Batı müziği ile karşılaşmadan önceki aşamada, asıl büyük atılımları da, Osmanlılar döneminde oldu."
- Uygarlık Tarihi
131. "Türkiye'de bilmediğimiz şeylerden biri de tarihtir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
132. "Gelişmelerin , bizi yeni bir ahlak ve sorumluluk anlayışına, giderek yeni bir felsefi tavra doğru götürdüğünü söyledik. Humanizmanin yeni bir yorumu olarak nitelendirebilir miyiz onu? Eğer öyle ise , eskisinden farkı ne olacaktır onun?"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
133. "Değiştirmek: Ama kimin eliyle? Hangi doğrultuda ? Nasıl?"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
134. "Tanrım, beni dostlarıma karşı koru, kendimi düşmanlarıma karşı korurum."
- Voltaire ve Aydınlanma
135. "Üniversitelerin çoğalması, kitap severlerin zevki, hümanist eleştirinin gereksinimleri, XV, yüzyılın ortalarında, kitap isteğini olabildiğince artırmıştı. Oysa el yazmaları, hammaddesi ve yazılmalarındaki ağırlık bakımından pek pahalıydı; gerçekten lüks bir nesneyi bu. Öğrenciler ise, onları , yaşam koşulları her yerde hayli duyduk olduğu için, pek saglayamıyorlardı. Zenginlerde, özellikle de tacirlerine, güzel el yazmaları elde etme,tıpkı bir mücevher gibi, bir değerli sofra takımı almak gibi, bir yatırım biçimiydi: Eşyanın dökümü yapıldığında , mobilya ve alacaklar gibi, onlarda sayılırdı."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt
136. "Roman ve hikâye, 19. yüzyılda Batı’dan gelir bize.
Gerçi, belirli kişiler canlandıran, bunların başından geçenleri dile getiren destansı (Dede Korkut hikâyeleri), dinsel destansı (Battal Gazi), lirik (Kerem ile Aslı) nitelikteki manzum (mesnevi) ya da mensur (halk hikâyesi) eserler, Tanzimat’tan önceki Türk edebiyatının bildiği anlatı türleridir. Ve bazı özellikleri, Batı roman ve hikâyesini hatırlatan eserlerdir bunlar. Ama, tür olarak roman ve hikâye Batı kaynaklıdır ve 19. yüzyılın ikinci yarısında, Türkiye’ye Tanzimat edebiyatı ile girmiştir."
- Uygarlık Tarihi
137. "II. Dünya Savaşı ertesinde, Türkiye’nin iktisadi ve sosyal tablosu hayli ilginçtir. Siyasal iktidar, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri asker-sivil bürokrat kadroların elindedir. Ne var ki, o yıllardan bu yana -bir ölçüde- burjuvalaşmış olan bu kadrolar, toplumda çeşitli sınıf ve zümrelerin muhalefeti ile karşı karşıyadır."
- Uygarlık Tarihi
138. "...Sait Faik’in çarpıttığı küçük insanı özüne uygun bir biçimde vermesi kadar, 1950-1960 dönemi içerisinde, “bunalımcı hikâye”mizin karşısında bir seçenek olarak yer almasının da etkisi vardır bunda."
- Uygarlık Tarihi
139. "KARAR: Gerekçesi yukarda gösterildiği üzere Anayasa Doçenti olup Şişli Siyasal Bilimler Yüksek Okulu öğretim görevlisi bulunan sanığın, ders kitabı olarak yazdığı ve Uygarlık Tarihi Ders Notları isimli kitabın muhtevasının ve gene derslerde ve ders harici öğrencilere komünizm propagandası teşkil edecek veya övecek şekilde telkinli sualler sorup propaganda yaptığı ileri sürülen sanığın, TCK’nun 141/6,142/1-5-6.80. maddeler gereğince tecziyesi için amme davası açılmışsa da, Anayasa’nın 20. maddesi de nazara alınarak öğretim üyesi olan sanığın ilmî mahiyette yazdığı eserin ve ders verdiği sırada ilmî görüşlerini açıklamasının komünizm propagandası olarak kabulüne ve gene komünizmi övme fiili olarak kabulüne imkân görülemediğinden, suçluluğu anlaşılamayan sanığın müspet suçtan BERAATİNE, talep veçhile ve temyizi kabil olmak üzere oy birliğiyle verilen karar sanık Server Tanilli ve müdafileri Av. Gülçin Çaylıgil ve Av. Şeref huzuruyla C. Savcısının yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı. 31.3.1978..."
- Uygarlık Tarihi
140. "Bir şeyi daha unutmamalı: Çağdaşlık, birtakım erdemleri kendisinde toplayıp, sonra da bir kenara çekilip olup biteni “temaşa” etmek demek değildir. Çağdaşlık, çağdaşlık uğruna verilen kavgaya katılmayı da içine alıyor..."
- Uygarlık Tarihi
141. ""Her şey baba sevgisi üzerine kuruluydu. Bu sevginin yirmi dört büyük örneğinden biri, hasta yatan babasının canı balık istediği için, kışın ortasında, delecek yerde, ırmağın buzunu eritsin diye sırtüstü buzun üstüne yatan oğulun hareketiydi.""
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 3. Cilt
142. "Yılmaz Güney (yazar Yılmaz Güney, ozan Yılmaz Güney, ülkesini, halkını onca iyi tanıyan gözlemci Yılmaz Güney), Berivan’la Şivan’ın öyküsü çevresine bir dolu zenginlik serpiştirmiş...
-------------------------------------------------------------
(Atilla Dorsay, “Sürü: Diyalektik Öykünün Epik Anlatımı”,
Cumhuriyet, 9 Mart 1979)"
- Uygarlık Tarihi
143. "Geçiş döneminin en önemli yönetmenleri olarak, Faruk Kenç, Baba Gelenbevi, Şadan Kâmil, Turgut Demirağ, Şakir Sırmalı, Çetin Karamanbey, Aydın Arakon ve Orhon M. Arıburnu’nu görüyoruz."
- Uygarlık Tarihi
144. "...Plansız, programsız, önceliksiz, sonralıksız dışsatım özendirmeleriyle pompalanacak “ihracat patlaması” bazı çevreleri zengin edecek; ama dengeli bir ekonomi kurmak için yeterli olamayacaktır."
- Uygarlık Tarihi
145. "Demokratik sayılmak için, refahın gelişmesi, elbette zenginliklerin eşit biçimde dağıtılmasını gerektirir; oysa kalkınmanın ürünleri çok eşitsiz bir biçimde bölünmektedir. Ve bazı sosyal sınıflar eğer bir kenara itilmemişlerse, pay diye yalnız birkaç kırıntı alabilmekte, buna karşılık bir mutlu azınlık, aslan payına konmaktadır."
- Uygarlık Tarihi
146. "Demokratik sayılmak için, refahın gelişmesi, elbette zenginliklerin eşit biçimde dağıtılmasını gerektirir; oysa kalkınmanın ürünleri çok eşitsiz bir biçimde bölünmektedir. Ve bazı sosyal sınıflar eğer bir kenara itilmemişlerse, pay diye yalnız birkaç kırıntı alabilmekte, buna karşılık bir mutlu azınlık aslan payına konmaktadır."
- Uygarlık Tarihi
147. "“Tarihte Descartes ile Locke'un dönemi olmuştur; Kant'ın ve Hegelin dönemi olmuştur. Son olarak -içinde yaşadığımız- Marx'ın dönemi gelmiştir. (...) İnsanlık tarihinin tek geçerli yorumu diyalektik maddeciliktir.""
- Uygarlık Tarihi
148. "Kemal Tahir, sanatçılığı ve romanımıza getirdiği yeni boyutların yanı sıra, bir düşünce adamı olarak da dikkatleri üzerine topladı."
- Uygarlık Tarihi
149. "Biz, çağdaş dünyada "bağımsız, demokratik ve lâik bir toplum" kurmanın kavgasını veriyoruz. Bu kavga, bugün ulaştığı aşamada, başta iki şeye de karşıdır ve çağdaşlaşma adına da karşı olmak zorundadır:
Kapitalizme ve emperyalizme!"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
150. "“Fırtına olanca dehşetiyle eserken, gemidekiler, dümende kimin olacağını tartışırlar mı ?”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
151. "Batı’nın etkisine girmiş Doğu toplumlarını inceleyen bir Fransız sosyologu şu çözümlemeyi yapıyor: “Bütün kültürler, zamanın akışı içinde bazı değişimlere uğrarlar. Başka kültürlerle temasın ve toplumlardaki doğal gelişmenin sonucunda ortaya çıkan yeni görüşler, toplumun temel değer yargılarının çerçevesinde kalmak koşuluyla onun kültürünü etkiler. Toplum, temeliyle çelişmeyen görüşleri zaman içinde benimseyebilirken, çelişenleri reddeder. Bu seçme hakkı yitirilmediği sürece, kültür, dengesini ve benliğini korur. Seçme hakkının ortadan kalktığı durumlarda ise (yeni sömürgecilik, vb.) temel değerler değişebilir ve yaşamsal kurallar sarsılabilir. Bu gelişme sonucunda kültür yıkılır, parçalanır ve kültürsüzleşme (deculturation) dediğimiz durum ortaya çıkar.”"
- Uygarlık Tarihi
152. "Paul Velery’nin o sırada sorduğu şudur: “Avrupa, göründüğü gibi kalacak mı? Yani dünyanın en değerli parçası, yerkürenin incisi, bir heybetli bedenin beyni olmayı sürdürecek mi?”. Yüzyıllardan beri böyle olmanın “mucize”sini göstermiştir. Ne var ki, bu “mucize”nin karşısına, şu ya da bu “tehditkar bur suikast tertibi” gelip dikilebilir ve ona son verebilirdi."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
153. "Bütün bunlara bakıp Hugo haykıracaktır
Hayır! Hayır! Yazgısında yok insanlığın, Mezarların soğuk eşiğinde hareketsiz kalmak!"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
154. "Liberal burjuvaların gözünde, ulus, bir duygular ve çıkarlar topluluğudur; insan ve yurttaş haklarına saygıyı sağlar bu ulus. Ne var ki, bir ulusa özgürce ait olma düşüncesinin karşısına, bir topluluğa doğal bağlılık, kanla ve ruhla ait olma düşüncesi dikilmektedir ki, bir arada yaşama görevini veren de bunlardır."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
155. "...Yunanlılara karşı en derin şükran borcumuz, onların düşünce ve tartışma özgürlüğünün ilk yaratıcıları olmalarından dolayıdır, yanıtı verilirse daha doğru olur. Çünkü düşünce özgürlüğü, onların yalnız felsefi düşüncelerinin, bilim alanındaki görüşlerinin, siyasal kurumlardaki denemelerinin ana koşulu olmakla kalmamıştır. Edebiyat ve sanatta erdikleri yüksek aşamanın da başlıca koşulu olmuştur."
- Uygarlık Tarihi
156. "Emek ruhsal yapımızı da biçimlendirip yetkinleştirmiştir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
157. "Kitabın yapraklı, bizi aydınlığa götüren kanatlar gibidir."
- Voltaire ve Aydınlanma
158. "“Tarihte Descartes ile Locke'un dönemi olmuştur; Kant'ın ve Hegelin dönemi olmuştur. Son olarak -içinde yaşadığımız- Marx'ın dönemi gelmiştir. (...) İnsanlık tarihinin tek geçerli yorumu diyalektik maddeciliktir.""
- Uygarlık Tarihi
159. "Kemal Tahir, sanatçılığı ve romanımıza getirdiği yeni boyutların yanı sıra, bir düşünce adamı olarak da dikkatleri üzerine topladı."
- Uygarlık Tarihi
160. "Biz, çağdaş dünyada "bağımsız, demokratik ve lâik bir toplum" kurmanın kavgasını veriyoruz. Bu kavga, bugün ulaştığı aşamada, başta iki şeye de karşıdır ve çağdaşlaşma adına da karşı olmak zorundadır:
Kapitalizme ve emperyalizme!"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
161. "Vietnam, Güneydoğu Asya’da 127 bin kilometre kare genişliğinde bir ülkedir. Ve Güneydoğu Asya’nın -hemen- en dinamik halkı yaşar bu ülkede.
Çok eskiye giden bir tarihi var Vietnam’ın: İsa’dan önce Çin’den göçerek bu ülkeye yerleşen Vietler, -İsa’dan önce 1. yüzyıldan, İsa’dan sonra 10. yüzyıla değin- Çin’in egemenliği altına girmiş; daha sonra bağımsız olmuş ise de, bağımsızlığını korumak için Çin ile zaman zaman savaşmış ve sonunda gene de Çin’in himayesi altına girmiştir."
- Uygarlık Tarihi
162. "Yunanlılar, “Doğu despotizmi”ne karşı “demokratik yönetim”in ilk uygulayıcıları oldular. Rejimin yalnız biçimi değil, kelimenin kendisi de onların. Yunanca “demos” (halk) ve “kratos” (iktidar) kelimelerinden oluşuyor demokrasi: “Halkın iktidarı” demek."
- Uygarlık Tarihi
163. "“XVI. Louis ve Marie-Antoinette : Tarihin aktörü olabilirlerdi, oyuncağı oldular oysa!”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
164. "“Tarihte Descartes ile Locke'un dönemi olmuştur; Kant'ın ve Hegelin dönemi olmuştur. Son olarak -içinde yaşadığımız- Marx'ın dönemi gelmiştir. (...) İnsanlık tarihinin tek geçerli yorumu diyalektik maddeciliktir.""
- Uygarlık Tarihi
165. "Kemal Tahir, sanatçılığı ve romanımıza getirdiği yeni boyutların yanı sıra, bir düşünce adamı olarak da dikkatleri üzerine topladı."
- Uygarlık Tarihi
166. "Biz, çağdaş dünyada "bağımsız, demokratik ve lâik bir toplum" kurmanın kavgasını veriyoruz. Bu kavga, bugün ulaştığı aşamada, başta iki şeye de karşıdır ve çağdaşlaşma adına da karşı olmak zorundadır:
Kapitalizme ve emperyalizme!"
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
167. "Vietnam, Güneydoğu Asya’da 127 bin kilometre kare genişliğinde bir ülkedir. Ve Güneydoğu Asya’nın -hemen- en dinamik halkı yaşar bu ülkede.
Çok eskiye giden bir tarihi var Vietnam’ın: İsa’dan önce Çin’den göçerek bu ülkeye yerleşen Vietler, -İsa’dan önce 1. yüzyıldan, İsa’dan sonra 10. yüzyıla değin- Çin’in egemenliği altına girmiş; daha sonra bağımsız olmuş ise de, bağımsızlığını korumak için Çin ile zaman zaman savaşmış ve sonunda gene de Çin’in himayesi altına girmiştir."
- Uygarlık Tarihi
168. "Yunanlılar, “Doğu despotizmi”ne karşı “demokratik yönetim”in ilk uygulayıcıları oldular. Rejimin yalnız biçimi değil, kelimenin kendisi de onların. Yunanca “demos” (halk) ve “kratos” (iktidar) kelimelerinden oluşuyor demokrasi: “Halkın iktidarı” demek."
- Uygarlık Tarihi
169. "“XVI. Louis ve Marie-Antoinette : Tarihin aktörü olabilirlerdi, oyuncağı oldular oysa!”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
170. "Önsöz' den
"Türkiye'de bilmediğimiz şeylerden biri tarihtir; kendi tarihimizi bilmeyiz, ayrılmaz bir parçası olduğumuz insanlığın tarihini ise hiç bilmeyiz; bildiklerimiz derme çatma şeylerdir ya da. Egemen ideoloji, kitlelere yanlış bir tarih bilincini aşılamak için, her iki konuda da olanca çarpıtmayı yapmış, gözler önüne bir "duman perdesi" çekmiştir.""
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
171. "Ya düşünce , ya dil?
İnsanı insan yapan düşünce ve dil, uzun bir çağ , Eskitas Çağı boyunca, gene çalışma eylemi içinde ve topluluğun bağrında doğdu ve geliştirme. Kutsal kitap, " Başlangıçta kelam vardı" diyor, yanlış ; doğrusu Geothe'nin söylediğidir: "Başlangıçta eylem vardı".
İnsanı, insan kendi elleri ile yapmıştır!"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
172. "İçinde yaşadığımız dünya, çeşitli uygarlıkları barındırıyor. Sayıları hakkında herhangi bir tartışmaya girmeden, bunların en belli başlıları şunlar: Batı uygarlığı, Latin Amerika uygarlıkları, Sosyalist Avrupa uygarlığı, İslam uygarlığı, Hint uygarlığı, Çin uygarlığı, Japon uygarlığı, Kara Afrika uygarlıkları."
- Uygarlık Tarihi
173. "Bekir Yıldız’ın birdenbire büyük bir ilgi bulması, bugüne kadar, onun hikâyeciliği veya hikâye kitapları üzerine yazı yazanlarca tartışma konusu yapıldı...
Türün genel evrimi dikkate alınmadan verilen bu yargıların ortak oldukları nokta, Bekir Yıldız’ın birdenbire ilgilerin odağı haline gelmesinin sanat-dışı birtakım faktörlerle açıklanmaya kalkışılmasıdır. Söz neredeyse “birtakım koşulların kesişmesiyle Bekir Yıldız diye bir sanatçı ortaya çıkmıştır ve bunda pay Bekir Yıldız’da değil, ortamdadır; o ortam Bekir Yıldız’ı yarattığı gibi, bir başkasını da yaratabilirdi” demeye getirilmek istenmektedir.
...Bekir Yıldız’ın hikâyelerini türün genel evrimini dikkate almadan belli bir yere oturtmaya imkân yoktur.
------------------------------------------------------------
(Mehmet Ergün, Hikâyemizde Bekir Yıldız Gerçeği,
İstanbul, 1975, s. 36-39)"
- Uygarlık Tarihi
174. "bilim ve felsefe arasında böyle bir zıtlık yoktur. çünkü her ikisi de özgür aklın işlediği konulardır ve dogmalara karşıdırlar. özellikle çağımızda felsefe bilimsel verilerin çok daha geniş sentez potalarında eritilmesidir; öyle olunca felsefe yaşadığımız bu bilim çağında çok daha zorunludur. bilim insanoğluna gerçeği gösteriyorsa felsefe ufuk kazandırıyor. dinci çevrelerin bilimle flört ederken felsefeyi horlamalarının altında yatan bu."
- İslam Çağımıza Yanıt Verebilir Mi?
175. "Feodalite bir piramide benzetilebilir. Burada, Roma hukukunda olduğu gibi, toprağa serbestçe tasarruf edebilmek söz konusu değildir.
Senyörsüz toprak bir istisnadır.
Topraklar, fief sözleşmesi ile “hiyerarşik” bir düzene bağlanmıştır.
Fief sözleşmesi, iki yanlı bir sözleşme."
- Uygarlık Tarihi
176. "Tarihsel gelişimin belli bir döneminde iktidara geçen ve onu elden bırakmamak için örgütlenen, toplumda kilit noktaları ele geçiren bir burjuva sınıfından, ayrıcalıklarını kendiliğinden bırakmasını istemek, boş bir hayal arkasından koşmak olur. O yüzdendir ki, işçi sınıfı, zora başvurmadan iktidara geçemez."
- Uygarlık Tarihi
177. "Batılılaşamayız, doğru; ama çağdaşlaşabiliriz.
Çağdaşlaşmak ise, her şeyden önce bir “yöntem” sorunudur: Doğaya, topluma ve insana, “akılcı” ve “diyalektik” bir açıdan bakmak yani. Ve sorun, bu yöntemi egemen kılma sorunudur aynı zamanda; soyuttan somuta, kuramdan uygulamaya, tek kelimeyle yaşama geçirmek..."
- Uygarlık Tarihi
178. "Batı uygarlığını Batı Avrupa’da kuranların ataları, yüzyıllardan beri o topraklarda yaşamışlardı. Birleşik Amerika’yı kuranlar ise, 16. yüzyıldan sonra -özellikle Avrupa’dan- Amerika’ya göç edenler oldu. Amerika’nın asıl yerli ahalisinin bu kuruluştaki payı, -birkaç kentin taşıdığı kızılderili kelimenin dışında- hiç denecek denli az."
- Uygarlık Tarihi
179. "Gerçekçi hikâyeye yeni bir boyut ekleyerek, hikâyemize de ivme kazandırmış olan Orhan Kemal'in, bu dönem içerisinde hikâyenin onurunu koruyan -belki- tek sanatçı olduğunu görüyoruz."
- Uygarlık Tarihi
180. "...“Ütopyacı” sosyalizm, gün gelir, “bilimsel” temeller üzerine oturtulur. Bilimsel sosyalizmin kurucusu, -Friedrich Engels’le beraber- Karl Marx’tır (1818-1883)."
- Uygarlık Tarihi
181. "Ne var ki, egemen sınıflar böyle bir gerçeğin bilincinde değildirler. Aslında yararları da yoktur bunda. Emperyalizmle işbirliği içinde, Türkiye’yi doğasıyla ve insanıyla yağmalamak bir varlık nedenidir onlar için."
- Uygarlık Tarihi
182. "Batı uygarlığı, aslında ortaçağın sonlarına doğru başlayan bir gelişmenin ürünüdür. Bir iktisadi sistemin, “kapitalizm”in damgasını taşır bu gelişme. Ve bu gelişmenin bayraktarlığını yapan sosyal bir sınıf vardır bir de: “Burjuvazi”. Ne var ki, bu gelişme daha önceki çağların kültür mirasına da konmuştur. Bu gelişimin taşıdığı kendine özgü renklerin fon boyasında işte bu kültürel miras yatar.
Nedir o miras?
Batı uygarlığı, ilkçağdan Yunan ve Roma’nın mirasına konmuştur. İlkçağın sonlarına doğru ortaya çıkan Hıristiyanlık bir başka temel öğedir. Özellikle Hıristiyanlık, ortaçağda, Kilisesi ile, Batı’nın inanç dünyasına damgasını vurur."
- Uygarlık Tarihi
183. "Bu kitap, 1972-1975 yıllarımla yazıldı. Amacı da, liselerden üniversite ya da yüksekokullara gelen öğrencilerin “kültür açığı”nı gidermekti."
- Uygarlık Tarihi
184. "Yeni liberalizmde, "ortak iyilik" fikrinin zerresi yoktur.
"Ortak iyilik" fikri olmadan da, bireysel özgürlükten söz edilemez!"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
185. "Bugünkü iktisadi, sosyal ve siyasal gericiliğin kaynaklarını, Demokrat Parti iktidarına kadar götürmek hiç de yanlış sayılmaz."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
186. "- Kozmopolit sanat ve edebiyat deyince, akla önce emperyalist toplumların değerlerini dayatmaya çalışan, o değerlerin taşıyıcılığını yapan sanat ve edebiyat gelir. Bu sanat ve edebiyat, fotoroman kültüründen “best-seller” kitaplara; erotik seks şaheserlerinden (!), kurgu-bilim “özel merakları”na değin... geniş bir alanı kapsar."
- Uygarlık Tarihi
187. "Osmanlı İmparatorluğu’nda, başta sosyo-ekonomik yapının Batı’dakinden farklı oluşu, bunun sonucu olarak da iç dinamiğin yetersizliği, toplumun Batıyla aynı zaman süreci içinde kapitalist üretime evrilmesine engel olmuştur. İç dinamiğin yetersizliği, Batı’da olduğu gibi bir burjuva sınıfının doğup gelişmesini de engellemiştir."
- Uygarlık Tarihi
188. "Yeni Dünya’da madenlerde çalışacak, toprakları işleyecek yeterli el emeği bulunmuyordu. Yerliler, daha ilk zamanlardan başlayarak, vahşice yok edilmeye başlandı. Bunların yerine geçmek üzere Afrika’dan zenci getirilmesi düşünüldü.
Zenci ticareti böyle başladı.
- Sömürgeciliğin kuruluşundan ve ticaret biçiminin değişmesinden, iktisadi düşüncelerin de etkilenmemesi olası değildi."
- Uygarlık Tarihi
189. "Para, kamuoyunu fethetmeye ve o gücün denetimini de ele geçirmenin peşindedir . Kamuoyu da basılmış olan şey, özelikle de onun oluşumuna katkıda bulunan gazetedir
Basını ele geçirebilecek bir hükümet , rahatça zenginler takımının himayesine de sokabilir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
190. "...
Ay gelip ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee.
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee.
Orada gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni.
Edgar Allan Poe
(Çev. M. C. Anday)"
- Uygarlık Tarihi
191. "Sömürüye ve emperyalizme karşı direnmek, özgürlük ve bağımsızlık uğrunda mücadele etmek.
Çağdaşlık bu kısacası!"
- Uygarlık Tarihi
192. "Ne var ki , tarihin başlangıcında, insanlığın çok kapalı küçük topluluklara bölünmüş olması yüzünden, her grubun dili, temelinde, bağımsız bir gelişme izlemiş ve bir grubun dili öteki grubun dilinden ayrı olmuştur
Çeşitli dillerin varlığı buradan geliyor."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
193. "“...ruhun, mezarın kapısında sönüp giden bir hafif soluktan başka bir şey olmadığı konusunda insanı inandırmaya kalkmaktan ne yarar görüyorsun ?”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
194. "Birleşik Amerika'da, son istatistiklere göre, insanların cebinde ya da evinde serbestçe 50 milyon silah bulunmakta, yani her dört Amerikalıdan biri tabanca taşımakta; ülkede her yirmi dört dakikada bir cinayet işlenmekte; her on saniyede bir ev soyulmakta ve her yedi saniyede bir kadının ırzına geçilmektedir."
- Uygarlık Tarihi
195. "Yalnız çevrenin değil , tüm canlı topluluklar ile onların içinde yaşadıkları fizikokimyasal bütünün uğradığı felaketler ortamında , yerkürenin yaşaması için ilk akla gelen , piyasanın gücü ve diktatörlüğünü sorgulamak ; ve yerleşik çıkarlar ile egemen düşünce biçimlerinin korkunç ortaklığına karşı ekolojik bir seçimde bulunmaktır. Her şeyi piyasaya , onun diktatörlüğüne bırakamayız!"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
196. "Marx'i yeniden okumak zorunlu; ama hangi gözlüklerle?"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
197. "İnsanı, insan kendi elleriyle yaratmıştır!"
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
198. "Batı uygarlığı, aslında ortaçağın sonlarına doğru başlayan bir gelişmenin ürünüdür. Bir iktisadi sistemin, “kapitalizm”in damgasını taşır bu gelişme. Ve bu gelişmenin bayraktarlığını yapan sosyal bir sınıf vardır bir de: “Burjuvazi”. Ne var ki, bu gelişme daha önceki çağların kültür mirasına da konmuştur. Bu gelişimin taşıdığı kendine özgü renklerin fon boyasında işte bu kültürel miras yatar.
Nedir o miras?
Batı uygarlığı, ilkçağdan Yunan ve Roma’nın mirasına konmuştur. İlkçağın sonlarına doğru ortaya çıkan Hıristiyanlık bir başka temel öğedir. Özellikle Hıristiyanlık, ortaçağda, Kilisesi ile, Batı’nın inanç dünyasına damgasını vurur."
- Uygarlık Tarihi
199. "Bu kitap, 1972-1975 yıllarımla yazıldı. Amacı da, liselerden üniversite ya da yüksekokullara gelen öğrencilerin “kültür açığı”nı gidermekti."
- Uygarlık Tarihi
200. "Yeni liberalizmde, "ortak iyilik" fikrinin zerresi yoktur.
"Ortak iyilik" fikri olmadan da, bireysel özgürlükten söz edilemez!"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
201. "Bugünkü iktisadi, sosyal ve siyasal gericiliğin kaynaklarını, Demokrat Parti iktidarına kadar götürmek hiç de yanlış sayılmaz."
- Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz
202. "Ne var ki , tarihin başlangıcında, insanlığın çok kapalı küçük topluluklara bölünmüş olması yüzünden, her grubun dili, temelinde, bağımsız bir gelişme izlemiş ve bir grubun dili öteki grubun dilinden ayrı olmuştur
Çeşitli dillerin varlığı buradan geliyor."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
203. "Özel mülkiyetin gelişiyle birlikte, ailenin malları, miras yoluyla, ana-babadan çocuklara geçiyor; bu da topluluğun eskiden eşit olan üyeleri arasında servet eşitsizliğini derinleştiriyordu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
204. "İlkel topluluk, sınıfsız ve insanın başka insanlarca sömürüsünün bulunmadığı bir toplumdu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
205. ""Ortaçağ" teriminden neyi anlamalı gerçekte? Ortaçağ tarihi, feodal rejimin, yani feodal sosyo-ekonomik oluşumun tarihidir aslında. Bu terim, vasallık ilişkileri üstüne kurulu siyasal, sosyal ve hukuksal örgütlenişi ve vasalların senyöre karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları borçları belirtmek üzere bugün de kullanılır ve devletlerin parçalanıp dağılışı böyle anlatılmak istenir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt
206. "O sözler ki, kalbimizin üstünde
dolu bir tabanca gibi
ölüp ölesiye taşırız.
O sözler ki, bir kez çıkmıştır ağzımızdan
uğrunda asılırız.
Atilla İlhan"
- Uygarlık Tarihi
207. "- Giderek etkinliğini yitirmekle beraber, “ideolojik tortu” olarak zaman zaman beyinleri bulandıran feodal sanat ve edebiyat ise, geçmişi bugünde yaşamak ister ve bugünün baskısından kurtulmanın geçmiş değerlere sığınmakla gerçekleşeceğini savunur.
Özellikle dinci kültürün bir uzantısı olarak karşımıza çıkan, sinsi bir sanat ve edebiyattır bu."
- Uygarlık Tarihi
208. "...Burjuvazi, bir yandan Batı’daki isko müziğine ve hafif müzik ürünlerine Türkçe söz döşeyip “aranjman” soytarılığına yol açarken; halkın belli bir kesimine de “arabesk”i götürmüştür.
Biri, içkili gazino ve tavernalarda mezelik; öteki afyon!
Mümtaz Soysal’ın dediği gibi, aslında küçümsenmemesi ve üzerinde titizlikle durulması gereken bir olayla karşı karşıyayız."
- Uygarlık Tarihi
209. "XVI. Louis ve Marie-Antoinette: Tarihin aktörü olabilirlerdi, oyuncağı oldular oysa!.."
- Fransız Devrimi'nden Portreler
210. "İnsan, aklını kullanmayı öğrenmeseydi yaşayamazdı ve kendini ayakta tutamazdı; aklını kullanır kullanmaz, elbette binlerce hataya ve binlerce yanılgıya giden kapı, önünde açılıverdi ama hemen aynı zamanda, bu hata ve yanılgılar sayesinde aklını daha iyi kullanmayı gösteren yol da önünde açılmış oluyordu. İnsan, hatalarını anlamayı ne kadar çabuk öğrenirse, onları düzeltmek için üstlerine ne kadar sağlam bir güçle varırsa, o kadar çok ileriye gider, insanlığı o kadar çok gelişir; insan, insanlığını yetkinleştirmek zorundadır ya da kendi suçunun ağırlığı altında yüzyıllarca inleyecektir.""
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
211. "Önsöz'den
İnsanlık, mağara döneminden bu yana sürekli bir ilerleme içinde evrilmiştir ve bu ilerleme, daha güzel bir dünyanın kuruluşu adına, geleceğe doğru uzanmaktadır Bütün bu süreç geçmişten bugüne, ilerici, demokrat ve devrimci güçlerin eseri olmuştur ve yarınların güzel dünyasını da o güçler kuracaktır gene. Gericiliğin göremediği budur. Ya da korktuğu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
212. "Herakleitos;
Mücadelenin adalet olduğunu bilmek gerekir ve her şey zorunluluğun ebedi kanununa göre mücadele içinde doğmaktadır."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
213. "Hegel’e göre, doğada ve tarihte bütün oluşum, “idea”ya, “yaratıcı bir idea”ya dayanıyordu. Ama bu “idea”nın yaratıcılığı, “idea”nm doğurduğu “çeşitleme”lerde saklıdır: “Tez” adı verilen bir başlangıç, zamanla, kendi içinden çıkan -ama kendisinden farklı olan- “antitez”i yaratmakta, her ikisinin çelişmesinden de sentez” ortaya çıkmaktadır. Sentez, daha öncekilerin her ikisini de içine alır; ama hiçbiriyle aynı değildir ve onları aşmakta, öteye geçmektedir. Başka bir deyişle, değişen, “kendi çatışmasını kendi içinde taşıdığı için” değişmektedir."
- Uygarlık Tarihi
214. ""Leonardo da Vinci de, deneyimin önemini derinden kavradı. «Bilgelik, deneyimin oğludur» diyordu. Deneyime dayanan bir bilimin uygulamadaki önemine dikkat çekerek, şöyle yazıyordu özetle: «Bilim kumandan, uygulama ise askerlerdir».""
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 3. Cilt
215. "“ devlet çocuklara eğitim ve öğretim sağlar, ana babalarının da yaşlarına uygun bir eğitim götürecektir. Ulusal bayramlar ulusun ortak ortak bilincini oluşturacaktır. Bütün insanları bir araya toplayınız; onları daha iyi hale getirmiş olacaksınız, der. çünkü bir araya gelen insanlar birbirlerinin hoşuna gitmeği ararlar… manevi ve siyasal büyük bir gerekçe veriniz toplantılarına!”"
- Fransız Devrimi'nden Portreler
216. "Genç kuşaklar bilim, sanat ve teknikle ilgili değer taşıyan yapıtları anlamlarını iyice kavrayana kadar okumalı. Aydınları serbest okuma alışkanlığı kazanmayan toplumlarda, düşündüğünü yazan, düşüncesini açıklayan insan da pek az olur; ortam demagoglara kalır."
- Türkiye'de Aydınlanma Hareketi
217. "Avrupa uygarlığı, Batı uygarlığı gibi deyimler soyut deyimler değildir aslında, olamazlar da. Avrupa uygarlığı, daha yaygın bir terim olarak Batı uygarlığı, Avrupa’da tarihin belli bir döneminde ortaya çıkıp gelişmesini yapmış belli bir sosyal sınıfın,“burjuva sınıfının uygarlığı”dır."
- Uygarlık Tarihi
218. "Dünyanın coğrafya olarak paylaşılması _aşağı yukarı _sona erdiğinde , sömürgeci çaba _bu kez_ daha derine sürer.1890 öle 1913 arasında döşenmiş demiryollarının uzunluğu, Avrupa ülkeleriyle ABD'nin eseridir......,......,.........,
Dikkatler pek açık biçimde hammadde sağlayabilecek ve donatım malzemesi alabilecek ülkeler üzerinde yoğunlaşır,.....,..... ,.... , Belli başlı iktisadi güçlerin bu beş bölüm arasında bölüşülebilecegi bir dünyanın yüz hatları az çok belli olup ortaya çıkar.
Kapitalist emperyalizmle iktisadi milliyetçiligin aynı anda gelişmeleri.
Eğitimlerde biri dünya pazarının birleşmesini isterken, öteki söz konusu pazarın bölmeler ayrılmasının arkasındadır; bu çelişme bir yerde patlak verir."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
219. ""Kendi varlık biçimini belirleyen insanın bilinci değildir, kendi varlık biçimidir ki, insanın bilincini belirler.""
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 5. Cilt
220. "...
Neden diyorsunuz, şiirlerin
Söz açmaz, düşten yapraktan;
Doğduğun yerin,
Yüce volkanlarından?
Gel de gör:
Caddeler kan-revan.
Gel de gör:
Caddeler kan-revan.
Gel de gör:
Caddeler kan-revan.
(Pablo Neruda, Şiirler,
Türkçesi: Enver Gökçe, İstanbul, 1971)"
- Uygarlık Tarihi
221. "Niçin birbirine benzer ilkeler ve siyasal kuramlar, Birleşik Devletleri sadece bir hükümet değişikliğine götürmüştür de, Fransa'yı toplumun kökten değişikliğine zorlamıştır?"
- Dünyayı Değiştiren On Yıl
222. "İhtilal, mevcut bir durumun ya da toplum düzeninin zor kullanılarak ansızın değiştirilmesi ya da yıkılması anlamına gelir. Devrim ise, daha geniş kapsamlıdır. İhtilalin yıkıcı niteliğinin yanı sıra, "yapıcı" öğeyi de içerir. İhtilaller, tasfiye edilen "üretim ilişkileri"nin yerine, daha gelişmiş bir yeni düzen kurabildiklerinde devrime dönüşürler."
- Uygarlık Tarihi
223. "20. yüzyıl başladığında, bir tek dünya vardı: Egemenliğini hemen bütün yeryüzüne kabul ettirmiş “Batı dünyası.” Bir başka deyişle “kapitalist dünya.” 1917’lerden başlayarak ikinci bir dünya doğar: “Sosyalist dünya.” II. Dünya Savaşı’nın bitiminden bu yana da, kitaplarda bir “Üçüncü Dünya” terimi yer almıştır.
Nedir Üçüncü Dünya?
Üçüncü Dünya, “azgelişmiş” de denen, belli nitelikleri olan birtakım toplumların oluşturduğu bir dünya."
- Uygarlık Tarihi
224. "Feodal dönemde sosyal sınıflar, dövüşen soylular, dua eden rahipler ve çalışan köylüler ile serflerdir."
- Uygarlık Tarihi
225. "“Dünyanın hiçbir yerinde, insan serüvenini bu denli temsil eden bir toprak bulunamaz: Savaş toprağı, istila toprağı, karşılaşma toprağı ve bazen hatta kıyım toprağı... Ama aynı zamanda da birlikte yaşama, sentez ve ahenkli anlaşma toprağı. Fakat özellikle bu diyalektik yazgının ötesinde İyonyalı filozofların çağından beri, Diyojen’den Selçuk Çağı ozanı Mevlana’dan geçerek, Cumhuriyet’in kurucusu Kemal Atatürk’e kadar, yaşamlarını kendi düşüncelerinin somut örneği haline getirmeye çalışmış insanların toprağı. Sert bir topraktır Anadolu: Ne iki yüzlülüğü ne değişkenliği kabul eder. Bizans olsun, Osmanlı İmparatorluğu olsun, ana hoşgörüsünün temel ilkelerine ihanet etmeye cüret eden bir siyasi örgütü cezalandırır.”
Bu sözleri bir ödül dağıtımında Mümtaz Soysal söylüyordu."
- Uygarlık Tarihi
226. "Ne demektir bilimde “objektiflik”?
Bilimsel objektiflik, gerçekliği (realiteyi), “olduğu gibi”, “sübjektif önyargıların etkisinde kalmadan” tespit etmektir. “Taraf tutmak” ise başka şeydir. Hemen söyleyelim: Bilim, taraf tutar; bilim adamı taraf tutar. Ama kimin tarafını? Gerçeğin, doğruların tarafını! Bütün bilim tarihi, gerçeklerin, doğruların tespit edilmesi ve kabul ettirilmesi, yanlışların giderilmesi çabasının, bu uğurda verilen mücadelelerin tarihidir. Bu mücadelede, bilim adamları, gerçeklerden; doğrulardan yana olmayan güçlerle karşı karşıya gelmiştir, zaman zaman korkunç ve iğrenç baskılara uğramışlardır. Galilei’nin Katolik Kilisesi ile çatışması bunun herkesçe bilinen bir örneğidir...
(30 Eylül 1976)
Server TANİLLİ"
- Uygarlık Tarihi
227. "O dönemde kendine özgü olan nedir?"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
228. "Çelismeler içindedir çünkü..."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
229. "Yüzyıllar boyunca insan, kendisini çevreleyen nesnelerin özelliklerine dikkat edip çalışma alışkanlıklarını biriktirirken, olayları genelleştirmeyi ve olaylar arasındaki iç bağlantıları bulup çıkarmayı da öğrenir yavaş yavaş. Çabalarının sonuçlarını önceden görüp kendini kuşatan doğayı tanımayı başarır."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
230. "Ülkeler bilim adamlarının kıymetini bilmeyip, onları ödüllendirmezlerse, gelişmeyi de beklemesinler."
- Voltaire ve Aydınlanma
231. "1848 Devrimi'ni izleyecek bir başka grup aydınsa, -sosyalizm tarihinde Ütopyacı da sayılsalar- büyük önem taşırlar. Bunlardan İngiliz Robert Owen ile Fransız Saint-Simon, Proudhon, Bakunin, Louis Blanc ilk akla gelen adlar. Almanya'da ise Rodbertus, Lassale, sosyalist düşüncenin -ütopyacılıktan bir ölçüde uzaklaşmış- temsilcileridir."
- Uygarlık Tarihi
232. "Azteklerin İspanyolları şaşkınlığa düşüren bir başka yönüde namus ve ahlak anlayışlarıydı. Kimse evinin kapısını kilitlemiyordu. Evinden çıkan, içerde kimse olmadığını işaret için eşi ğin üzerine ufak bir değnek koyuyor ve gönül rahatlığıyla işine gidebiliyordu. Fakat bu yüksek uygarlığın yanı sıra dinsel örf ve adetlerde çok ilkel bir yön vardı. Büyük piramidin en üstündeki kutsa l yeri gezen İspanyolların gözleri korkuyla doldu. Aztekler burada insan kurban ediyorlardı."
- Uygarlık Tarihi
233. "Özel mülkiyetin gelişiyle birlikte, ailenin malları, miras yoluyla, ana-babadan çocuklara geçiyor; bu da topluluğun eskiden eşit olan üyeleri arasında servet eşitsizliğini derinleştiriyordu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
234. "İlkel topluluk, sınıfsız ve insanın başka insanlarca sömürüsünün bulunmadığı bir toplumdu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
235. "Genç kuşaklar bilim, sanat ve teknikle ilgili değer taşıyan yapıtları anlamlarını iyice kavrayana kadar okumalı. Aydınları serbest okuma alışkanlığı kazanmayan toplumlarda, düşündüğünü yazan, düşüncesini açıklayan insan da pek az olur; ortam demagoglara kalır."
- Türkiye'de Aydınlanma Hareketi
236. "O dönemde kendine özgü olan nedir?"
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
237. "Çelismeler içindedir çünkü..."
- Değişimin Diyalektiği ve Devrim
238. "Yüzyıllar boyunca insan, kendisini çevreleyen nesnelerin özelliklerine dikkat edip çalışma alışkanlıklarını biriktirirken, olayları genelleştirmeyi ve olaylar arasındaki iç bağlantıları bulup çıkarmayı da öğrenir yavaş yavaş. Çabalarının sonuçlarını önceden görüp kendini kuşatan doğayı tanımayı başarır."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
239. "Ülkeler bilim adamlarının kıymetini bilmeyip, onları ödüllendirmezlerse, gelişmeyi de beklemesinler."
- Voltaire ve Aydınlanma
240. "1848 Devrimi'ni izleyecek bir başka grup aydınsa, -sosyalizm tarihinde Ütopyacı da sayılsalar- büyük önem taşırlar. Bunlardan İngiliz Robert Owen ile Fransız Saint-Simon, Proudhon, Bakunin, Louis Blanc ilk akla gelen adlar. Almanya'da ise Rodbertus, Lassale, sosyalist düşüncenin -ütopyacılıktan bir ölçüde uzaklaşmış- temsilcileridir."
- Uygarlık Tarihi
241. "Azteklerin İspanyolları şaşkınlığa düşüren bir başka yönüde namus ve ahlak anlayışlarıydı. Kimse evinin kapısını kilitlemiyordu. Evinden çıkan, içerde kimse olmadığını işaret için eşi ğin üzerine ufak bir değnek koyuyor ve gönül rahatlığıyla işine gidebiliyordu. Fakat bu yüksek uygarlığın yanı sıra dinsel örf ve adetlerde çok ilkel bir yön vardı. Büyük piramidin en üstündeki kutsa l yeri gezen İspanyolların gözleri korkuyla doldu. Aztekler burada insan kurban ediyorlardı."
- Uygarlık Tarihi
242. "Özel mülkiyetin gelişiyle birlikte, ailenin malları, miras yoluyla, ana-babadan çocuklara geçiyor; bu da topluluğun eskiden eşit olan üyeleri arasında servet eşitsizliğini derinleştiriyordu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
243. "İlkel topluluk, sınıfsız ve insanın başka insanlarca sömürüsünün bulunmadığı bir toplumdu."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 1. Cilt
244. "Genç kuşaklar bilim, sanat ve teknikle ilgili değer taşıyan yapıtları anlamlarını iyice kavrayana kadar okumalı. Aydınları serbest okuma alışkanlığı kazanmayan toplumlarda, düşündüğünü yazan, düşüncesini açıklayan insan da pek az olur; ortam demagoglara kalır."
- Türkiye'de Aydınlanma Hareketi
245. "Avrupa uygarlığı, Batı uygarlığı gibi deyimler soyut deyimler değildir aslında, olamazlar da. Avrupa uygarlığı, daha yaygın bir terim olarak Batı uygarlığı, Avrupa’da tarihin belli bir döneminde ortaya çıkıp gelişmesini yapmış belli bir sosyal sınıfın,“burjuva sınıfının uygarlığı”dır."
- Uygarlık Tarihi
246. "İhtilal, mevcut bir durumun ya da toplum düzeninin zor kullanılarak ansızın değiştirilmesi ya da yıkılması anlamına gelir. Devrim ise, daha geniş kapsamlıdır. İhtilalin yıkıcı niteliğinin yanı sıra, "yapıcı" öğeyi de içerir. İhtilaller, tasfiye edilen "üretim ilişkileri"nin yerine, daha gelişmiş bir yeni düzen kurabildiklerinde devrime dönüşürler."
- Uygarlık Tarihi
247. "20. yüzyıl başladığında, bir tek dünya vardı: Egemenliğini hemen bütün yeryüzüne kabul ettirmiş “Batı dünyası.” Bir başka deyişle “kapitalist dünya.” 1917’lerden başlayarak ikinci bir dünya doğar: “Sosyalist dünya.” II. Dünya Savaşı’nın bitiminden bu yana da, kitaplarda bir “Üçüncü Dünya” terimi yer almıştır.
Nedir Üçüncü Dünya?
Üçüncü Dünya, “azgelişmiş” de denen, belli nitelikleri olan birtakım toplumların oluşturduğu bir dünya."
- Uygarlık Tarihi
248. "Feodal Sınıflar
O devrin insanları, baski güçlerinin karşısındaki durumuna göre, üç "zümre " ye ayrılırlar: Birinci zümreye, görevi Tanrının şanını yüceltmek için dua edenler giriyor; arkasından zayıfları savunmak ve tanrısal barışı sürdürmekle yükümlü savaşanlar geliyor; son olarak da bu iki zumreden oluşan egemen sınıfın altında köylüler var ce, tanrısal plana göre emekleriyle, duadan ve savaştan anlayanların geçimini sağlamakla yükümlüdürler.Bin yılı dolaylarında,toplum bilincine giren, her yanda, kitaplardan vaazlara varıncaya dek dile getirilen şema budur ve yüzyıllar boyunca Batı toplumunu temel çatısı olacaktır bu şema.
......
........
Kilise adamlarının geçimini sağlayan üç şey vardır: İnananların verdikleri sadakalar; bölge papazlarının yararlandıkları ayinlerde ve mevsimlik olarak verilen sungular; ve özellikle dinsel kurumlara hayır için bağış olarak terk edilmiş topraklardan gelen gelirler.Sadakaların öte dünyayı kurtarıcı niteliğine inanç."
- Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt
249. "Burjuvazi, korku ve tiksintiyle bakmaktadır bu kitlelere. Öyle de olsa, her iki sınıf arasındaki sosyal eşitsizlikler, gün gelir önce mantık ve kardeşlik adına, daha sonra başka gerekçelere dayanarak, çeşitli sosyal kökenlerden gelen aydınlarca eleştirilmeye başlanır.
Sosyalist akım böyle böyle doğar."
- Uygarlık Tarihi
250. "Ve her sınıflı toplum gibi, Türk toplumu da “sınıf çatışmaları”na sahnedir. Burjuvazi ve kapitalizm öncesi sınıflardan oluşan “egemen güçler”le -başta işçi sınıfı olmak üzere- “emekçi sınıflar” arasında geçen bir kavgadır bu.
Aşağıda, Türkiye’de bugün var olan sosyal sınıfları -burjuvazi, işçi sınıfı ve köylülük olmak üzere- “üçlü” bir ayrıma uyarak inceleyeceğiz."
- Uygarlık Tarihi