Sen On Yedi Yaşımsın Kitap Bilgileri
Yazar: Miraç Çağrı Aktaş
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 160
Basım Tarihi: Şubat 2017
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2017
Yayınevi: Olimpos Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786059609388
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sen On Yedi Yaşımsın Kitap Tanıtımı
Seni ''canımın içi'' diye sevecek birini kaybettin.
Şimdi hiçbir can nefes olmayacak sana.
Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa kalbin, elini kalbine koy. Çünkü o acı benim.
O sıkışmayla sana, bizi bitirme çabalarını ve
hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim.
Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim.
Bir insan hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim.
Bu da benim yenik zaferim...
Sen benim ilk çaresizliğim,
sen benim ilk yenilgimsin.
Sen On Yedi Yaşımsın Kitaptan Alıntılar
1. "Mesafeler engel değildir başka bir kalbi içinde hissetmeye…"
2. "Papatyaların bilmediği bişey var,sevmek kavuşmaya yetmiyor..."
3. "Ve ben en çok keman olmak
isterdim sana.
Boynundaki kokunun üzerime
sinmesini isterdim,
seni sevdiğimi insanlara
anlatırken."
4. "İnsanı da zaten her zaman bu üç şey yaralıyormuş: Sandığı, yanıldığı ve yaralandığı..."
5. "Bizim ayıbımız da güvenmek olsun.
Yine olsa yine güveniriz"
6. "Oysa ben sar diye açmıştım sana yaralarımı. Biraz daha kanat diye değil."
7. "Kırdığının farkında olmayan insanlara iki çift lafım var; gün gelecek sizde kırılacaksınız. Hem de tam bizi kırdığınız yerden..."
8. "Bir insana tutamayacağınız sözler vermeyin."
9. "Son cümlesi, “Sana güvenmiştim” olan bir aşkta hayal kırıklığı unutulmaz ."
10. "Canımızdan çok sevdiklerimiz acıtmadı mı zaten hep canımızı?"
11. "Kalbinizi veremeyeceğiniz insanlara umut vermeyin."
12. ""İnsanıda zaten her zaman üç şey yaralıyormuş:
Sandığı
Yanıldığı
Ve Yaralandığı ""
13. "𝐆𝐨̈𝐤𝐲𝐮̈𝐳𝐮̈𝐧𝐮̈ 𝐬𝐞𝐯,𝐛𝐢𝐬𝐢𝐤𝐥𝐞𝐭 𝐬𝐮̈𝐫𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐬𝐞𝐯,𝐛𝐚𝐥ı𝐤 𝐭𝐮𝐭𝐦𝐚𝐲ı 𝐬𝐞𝐯.𝐌𝐚𝐫𝐭ı𝐥𝐚𝐫𝐚 𝐬𝐢𝐦𝐢𝐭 𝐚𝐭𝐦𝐚𝐲ı,𝐜̧𝐢𝐦𝐥𝐞𝐫𝐞 𝐮𝐳𝐚𝐧ı𝐩 𝐠𝐨̈𝐠̆𝐞 𝐛𝐚𝐤𝐦𝐚𝐲ı,𝐠𝐨̈𝐤𝐲𝐮̈𝐳𝐮̈𝐧𝐮̈,𝐦𝐚𝐯𝐢𝐲𝐢,𝐝𝐞𝐧𝐢𝐳𝐢,𝐝𝐞𝐧𝐢𝐳 𝐤𝐚𝐛𝐮𝐠̆𝐮 𝐭𝐨𝐩𝐥𝐚𝐦𝐚𝐲ı,𝐩𝐚𝐩𝐚𝐭𝐲𝐚𝐥𝐚𝐫ı,𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩𝐥𝐚𝐫𝐝𝐚 𝐤𝐚𝐲𝐛𝐨𝐥𝐦𝐚𝐲ı,𝐤𝐞𝐧𝐝𝐢𝐧𝐞 𝐛𝐢𝐫 𝐟𝐢𝐧𝐜𝐚𝐧 𝐤𝐚𝐡𝐯𝐞 𝐲𝐚𝐩ı𝐩 𝐨𝐧𝐮𝐧𝐥𝐚 𝐦𝐮𝐭𝐥𝐮 𝐨𝐥𝐦𝐚𝐲ı 𝐬𝐞𝐯...𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 𝐛𝐢𝐫𝐚𝐳 𝐬𝐢𝐥𝐤𝐞𝐥𝐞𝐧,𝐡𝐚𝐲𝐚𝐭 𝐤ı𝐬𝐚."
14. ""Ben bile bazen kendimi anlamıyorum, başkası beni nasıl anlasin?""
15. "Oysa ben sar diye açmıştım sana yaralarımı
Biraz daha kanat diye değil."
Sen On Yedi Yaşımsın Kitap İncelemeleri
Ben lisedeyken kitabın ilk basımı yapıldı okulda öğrenciler arasında bayağı popüler oldu. O sıralar Miraç Çağrı Aktaş şehrimize de imza gününe gelmişti. Bu kadar ilgi gördüğü için hep merak etmiştim. O sıralar okuma fırsatım olmamıştı. Kardeşim okuduktan sonra kitaptan etkilendiğini söyledi ve tavsiyesi ile okudum. Cümleler çok basit şekilde kurulmuş yani yazar hislerini öyle betimlemeler,süslemeler ardına koymamış. Okurken yaşadığı duygulara ve olaylara sizin empati kurmanızı bekliyor ve hayatınızda birini sevmek ve güvenmek gibi bir karar aldığınızda her zaman karşılığının olmayacağını bunu bile bile sevmeye karar verdiysek en azından sevgimize saygı duyup bunu en iyi şekilde yaşamamızı bekliyor. Karşındaki kişi ona duyduğun sevgiyi hak etmiyor olabilir ama yine de en güzel şekilde sevip emeğini vermelisin, istemiyorsa gerisin geri o düşünsün. Vaktiniz olursa kahvenizi yudumlarken okumanızı tavsiye ederim. Zaten bir çırpıda bitiyor, tabi üzerine düşünerek ve kendi hissiyatlarınızı da ekleyerek okursanız daha keyifli olur. Kitap ile ilgili bahsetmek istediğim bir diğer husus yazar birçok sayfada yinelemelere düşmüş. Yani olaylar oluş sırasına göre de verilmemiş zaten ara ara da aynı cümleler tekrar önünüze geliyor bunu belirtmek isterim. Ben kitaba belli bir olay örgüsü olduğunu düşünerek başladım fakat yazar bir söyleşi, bir iç dökme tarzında konuyu ele almış. Yer yer de okurlarına hayata, aşka, sevmeye, sevilmeye dair tavsiyeler vermiş.
İlk olarak deneme tarzında açıklama yapılmış ve yine cümle tekrarları. alıntı dozunda fakat bir alıntıyı diğer kitabında da okumuştum! sonra kendi hayatını anlatmaya başladı şaşkınlıkla okumaya devam ettim: annesinin ona sahip çıkması, babasının ölümü, küçüklüğünü yaşayamaması üzücü ve kaleme alınmaya değer buraya değindikleri iyi fakat aşk hayatinda hep karşılıksız sevmiş.6' ıncı sınıftayken
sonra 17 yaşındayken ve sonra da kendisinden 2 yaş büyük 27 yaşında birini sevmiş, hepsini de sevilmeden sevmiş ve hepsi için anlatırken çok güzeldi diye anlattı. kendine hoş geldin kitabında sadece güzel olduğu için seven adamlar var pardon adam dedim! içi önemli gibi yazıları var fakat sevilmeden güzel oldukları için sevmiş ve çok acı çekmiş, sevildikten sonra değiştikleri için kızsaydı neyse de sevilmeden bir kişiyi de sevmek neyse de her sevdiğini güzel diye sevilmeden sevmek nedir! aşkı da çok iyi bilirim acıyıda hatta baya! fakat bu aşk mı bilemedim! kendi hikayesi sürükleyici ama bazı kısımları ergence, 17 yaş olduğu belli. sonrası ise deneme yazıları denemede değil de içini karşıdandakine içini döker gibi. roman ama kitabın yarısında içini dökmüş ve 100 üncü sayfadan sonra ön yargı olmasın diye yarıda bırakmadım fakat bu kitabını beğendim diyemiyeceğim malesef.
Miraç Çağrı Aktaş hayatımda bir çok kararları almamda en büyük rolü oynayan insan diyebilirim. Onu bir söz sayfasının tanıtım paylaşımında tanıdım ve takip etmek istedim. Ne mutlu bana ki şanslıydım. Önceki kitaplarını hiç alıp okumamıştım ama yeni çıkıcak olan 'Sen On Yedi Yaşımsın' kitabını mutlaka alıp okumalıydım. Gerek ailem gerek arkadaşlarım çevremdeki herkes o kitabı ilk çıktığı anda nasıl almak istediğimi biliyorlardı. Heyecanla çıkıcağı günü bekliyordum. Tabi beklerken de bir çok paylaşım da bulunup mizah yaparak bana bu kitabı almak isteyen varsa alabilir gibi cümleler kuruyodum. Sonunda kitap çıktı almak için can atıyordum ama hava kar yağmur karışık baya soğuktu ve okul açık olduğu için de bir türlü fırsat bulamamıştım. Kitap çıktıktan 3 gün sonra en yakın dostum okulda teneffüs zili çalar çalmaz yan sıradan elindeki kitabı bana uzattı. Ben tabi şoklardayım :") Duygulandım ağlamaya başladım. Bilmiyorum bir insan bir kitap için ağlar mı? Kitaplara aşık olan insanlar ağlayabilir tabiki tartışmasız :"). Belki de en sevdiğim insandan en sevdiğim bir hediyeyi almak da ayrı mutlu etti. Neyse velhasılıkelam ben bu kitabı 1 buçuk günde bitirdim. Ama neredeyse abartısız 3 sayfadan birinde mutlaka ağlamışımdır. Kalbe en derinden işleyen çok içten bir kitap. Okunmayı en çok hak eden kitaplar arasında. Teşekkürler Miraç Çağrı Aktaş :")
Kitap beklediğim gibi bir kitap çıktı hatta beklentiminde 1 puan üstünde bir kitap genel olarak ilişki durumları ve çekilen acılarla birlikte yazarın yasadığı bazı olayları anlatıyor ancak yazarın kendi yasadığı olaylar dışında olan metinleri çok fazla tekrara girmiş gibi yani aynı şeyleri farkli cümlelerle söylüyormuş gibi geliyor bana birkaç kitabi birden birlikte okuduğum için 4 gün sürdü bitirmem yoksa 1 2 gün içinde rahatlıkla bitirilebilir ancak dediğim tekrarlar yüzünden kitaptan belli bir yerde sıkıldım şimdi bunun dışında söylemek istediğim birkaç şey var seven insan sevdiği insan için düz yokuşu bile tırmanır ancak gerçekten seviyorsa bu durum gecerli çünkü seven insanın gozunde sevdigi kisinin kusurları bile sevilir güzel gelir kitapta geçen birkaç cumlede olduğu gibi herkes seni birakmam her zaman yanindayim falan filan bir sürü cümle kurar ancak ilk giden yine kendileri olur ASLINDA BEKLENİLEN ŞEYSE SENİ ELBET ÜZERİM KIRARIM SENİN BANA YAPACAĞIN GİBİ,belki de ağlatırım ama girdiğimiz virajların hepsinde birlikte çıkariz,belki birbirimizi yorarız ama en güzelde birbirimizin omzunda onariliriz olmasi gerekn bunlardır ayriyaten seven insan sevdigine her kosulda ilgi sevgi vs verir sevmek dolu zamanda bile bosluk yaratip onunla ilgilenebilmektir.
İnsan kendisiyle aynı acıları yaşayan kalpleri istem dışı seçer , adeta mıknatıs gibi çeker. Babasız büyüyen iki kişi
Miraç ve Zümra
Miraç sevgi eksikliğini , karşısına çıkan Zümra'yı çok severek doldurmaya çalışsa da zümranın hiçbirşeyle mutlu olamaması , güzel seven adamı değil de ona acı çektiren başka bir insanı tercih etmesi ...
Güzel seven adamın sevgisinin hiç bir şekilde Zümra’nın acılarını yaralarını saramaması ...
"Bazen yaralarımız izin vermez mutlu olmamıza "
Kitabın ilk 63 sayfasında karşılıksız bir aşkın hissettirdikleri ve vazgeçiş aşaması anlatılmış. Miraç'ın Zümra' ya duyduğu imkansız aşk öylesine derinlemesine öylesine uçlarda anlatılmış ki , varmı böyle seven dedim kendi kendime yazarın kendini övdüğünü düşünmedim değil
O "63 sayfalık "bölüm pek tatmin edici değildi açıkçası masal gibi çok yavan ve düz bir dille anlatılmış.Sonraki bölümlerde yarımşar sayfalık düz yazılar mevcut daha çok iç dünyanıza insanlarla olan ilişkilere yönelik konularda.
Edebi yönü ağır basan bir kitap olmasa da ama yazarın yaşını göz önünde bulundurursak başarısız olduğunu da düşünmüyorum , insan ilişkilerine dair Aşk'a dair düşünceleri altı kırmızı kalemle çizilecek nitelikte,
Aşk’ı enlerde yaşayanlar okuyun derim,
Kısa sürede bitirilebilir.
Bu kitabı ilk gördüğümde "İbrahim Sadri'nin "on yedi yaşımsın "diye bir şiiri vardı ordan yola çıkarak aldım.
Lakin hiç beklediğim gibi değildi. Emeğe saygım sonsuz ama benlik bir kitap değildi.Liseli gençlere göre sankiBuram buram "Aşk"
Ve çokça duyduğum klişe hayat dersleri