Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Sen - Mehmed Uzun | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Sen Kitap Bilgileri


Yazar: Mehmed Uzun
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 6 dk.
Sayfa Sayısı: 215
Basım Tarihi: Nisan 2011
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2011
Yayınevi: İthaki Yayınları
Orijinal Dil: Kürtçe
ISBN: 9789752732100
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Sen Kitap Tanıtımı


İnsanın dünya üzerinde "yalnız" kaldığı anlar vardır. Böylesi anlarda, içini dökebileceği tek varlık bazen sadece yolu oraya düşmüş bir böcektir. Yalnızlığın ve dışlanmışlığın acısı, sıradan bir böcek de olsa bir dinleyici bulduğunda hafifler mi? 



"Sen", acılı, trajik bir yaşamdan, Doğu'nun renkleriyle bezenmiş pastoral bir manzara... Aynı insanın dününü ve bugününü iki farklı üslupla anlatan Uzun, bu ilk romanında insanın zor şartlar altında verdiği yaşam mücadelesini, dayanma gücünün sınırlarını ve Doğu insanının hayata bakış açısını bu manzaranın çerçevesi içine yerleştiriyor.

(Tanıtım Bülteninden)




Sen Kitaptan Alıntılar


1. "Kürt yok diyordu. Kürt yok!
Güneş yok dermiş gibi,
Ay yok, yıldız yok dermiş gibi.

Bir halk nasıl inkar ediliyordu!.."




2. "...
Yüzbinlerce bilinçli gencimiz var
Zindanlar onlarla dolu!..
..."




3. ""İnsanların güzelliği, dillerinin güzelliğiyle ölçülür.""




4. ""Bu diyarlarda,
güneş görünmüyor..""




5. ""Batı'ya elektrik, yol
Doğu'ya jandarma, karakol""




6. "Devletin temsilcileriyle Kürtçe konuşmak yasaktır..."




7. "Yüzbinlerce bilinçli gencimiz var.
Zindanlar onlarla dolu!..."




8. "...
İnsanların güzelliği,
Dillerinin güzelliğiyle ölçülür
..."




9. ""Ben kendim esir düşmüşüm, seni nasıl esir edebilirim.""




10. "Kürtlerin de haklarını almalarını istediler, onların da insan gibi yaşamalarını istediler; Kürtler ve Türkler kardeş gibi, birlikte yaşasın istediler...."




11. "Ve bu bay Kürt yok diyordu. Kürt yok! Güneş yok dermiş gibi, ay yok, yıldız yok dermiş gibi. Bir halk nasıl inkar ediliyordu ?..."




12. "... ha ev Diyarbekir, xweşiya welatê me, jana dilê me ye. Hêviyê jiyana me...
---------
... ha bu Diyarbakır, ülkemizin güzelliği, yüreğimizin sızısıdır. Hayatımızın umudu..."




13. "Ve insan yaşlanınca da öğüt verme hastası olmaya başlar..."




14. "Ama bir kadınının nasıl sevileceğini çok iyi bilirim."




15. "Öyle ince zevkleri, büyük mutlulukları yoktu. Düşmanlık, adetler, töre ve cehalet bir olmuş, alınyazılarını zevkten ve zarafetten uzak, yücelikten hissesiz şekilde yazmıştı. En büyük amaçları çocuklarını büyütmekti. Çocuklarıyla mutlu ve şen olurlardı. Bu kederli, hüzünlü kadınlar toplumunuzun temeli idiler aslında. Çünkü çocuklarınızın annesiydiler."





Sen Kitap İncelemeleri


Öncelikle bu incelememi önyargılarıyla boğuşan bu toplumda, farklılıkları zenginlik olarak gören, sevgi ve barışın değerini bilen insanlar için yazıyorum.



, "Ben, ruhu zedelenmiş, sesi kısılmış, kendisini ifade etmekte çok güçlük çeken insanların yazarıyım." demiş.

"SEN"in yaşamı, memleketinin renklerin şenliği haline geldiği ovalarda; meyve ağaçları, yoncalar, hatmi çiçeklerinin ışıl ışıl boy verdiği dağlarda; saçları örgülü berîvanların siyah gözlü oğlakları, koyunları sağdığı yaylalarda başlamıştı. Stranlar, türküler, destanlarla, kaval sesleriyle büyümüştü. Hiç yalnız olmamıştı, kalabalık bir ailesi kardeşleri, çok sevdiği ona bilmeceler anlatan dedesi, masallar anlatan ninesi vardı. Yaz günlerinde damında gözleriyle yıldızlarla sohbet ettiği bir evi vardı.

Ama kör talih ve acımasız tarih arasında yolu "Viran" Diyarbakır Cezaevine düştü. (Ya da düşürüldü.) Yalnız başına bir hücrede ona yoldaşlık edecek, umut olacak ne bir insan, ne bir ışık ne bir ses vardı.. Orada kimsesizdi. Dayak yerken düşündüğü, dedesiyle birlikte adını koyduğu "Adsız" oğlağının düşünden ve hücresinde bulunan tek canlı varlık olan, ninesinin anlattığı masaldaki hatun böceğinden başka kimse yoktu.

İnsanın varlığının ve onurunun hiçe sayıldığı, yaşam ve mücadele romanı bu. Mehmed Uzun'un gözlerim dolarak okumadığım tek bir kitabı olmadı. O insanların gözlerinden okuduğu acıları kaleme döken usta bir yazar..






Yazdığı ilk kitap da "Sen" zaten. Uzun, eserleriyle bastırılmış Kürt insanının sesi olmaya yazdıkları düşünceleriyle okura sesini duyurmak tadır Kitabı okurken Mehmet Uzun'un kendi yaşadıklarını anlattığı izlenimi de veriyor o hisse kapılıyorsunuz..
Akıcı bir dili, güçlü bir gözlem yasanmışlıkların deneyimi zengin ve dolu birikimin eseri bu kitap..

Şehr-i Diyarbekır'in Zindanlarında yaşanan acının, işkencenin, zulmün, baskının gerçek gizlenen yüzünü tekrar gözler önüne seren roman.

Diyarbekir zindanlarını anlatırken okura kitaptan s:170

Diyarbakır zindanından söz ederken ;

"Buradaki dünya, zulüm, işkence, zorbalık, haysiyetsizlik, ahlaksızlık üzerine inşa edilmişti."

(Syf.170)

İnsanın dünya üzerinde "yalnız" kaldığı anlar vardır. Böylesi anlarda, içini dökebileceği tek varlık bazen sadece yolu oraya düşmüş bir böcektir. Yalnızlığın ve dışlanmışlığın acısı,

Sen", acılı, trajik bir yaşamdan, Doğu'nun renkleriyle bezenmiş pastoral bir manzara... Aynı insanın dününü ve bugününü iki farklı üslupla anlatan Uzun, bu ilk romanında insanın zor şartlar altında verdiği yaşam mücadelesini, dayanma gücünün sınırlarını ve Doğu insanının hayata bakış açısını bu manzaranın çerçevesi içine yerleştiriyor.

Kürt yok diyordu. Kürt yok! Güneş yok dermiş gibi, ay yok, yıldız yok dermiş gibi. Bir halk nasıl inkar ediliyordu?..

(S: 204) kitaptan

Yasanmışlıkların, acının ve hayatın izlerini taşıyan bu güçlü kalemin küllüyatını tamamlamak adına adım adım ilerlemeyı düşünüyorum.

Ozamn kendimize bir iyilik yapın #OKUYUN & #OKUTUN diyelim mii



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: