Selvi Boylum Al Yazmalım Kitap Bilgileri
Yazar: Cengiz Aytmatov
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Mart 2017
İlk Yayın Tarihi: 1961
Yayınevi: Nora Kitap
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9789752473041
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Selvi Boylum Al Yazmalım Kitap Tanıtımı
Toplumsal ve siyasi geçiş süreçlerinde Kırgız halkının yaşadığı sancıları çeşitli hayat hikâyeleri üzerinden yansıtan Aytmatov, elinizdeki romanda, hızla gelişen teknolojinin bu halkın yaşayışı üzerindeki olumsuz etkilerine odaklanıyor. Okur, birbirini seven, talihsiz bir olay sonucu yolları ayrılan ve en sonunda garip bir tesadüfle tekrar karşılaşan iki insanın parçalanmış hayatlarına tanık olurken dönemin geniş toplumsal manzarasına da çok çeşitli açılardan bakma imkânı yakalıyor.
“Ya insanın yaratılışından bu, ya da ben böyleyim; hep bir şeylerin eksikliğini duyuyordum. […] Anarhay’da geçirdiğim son bir buçuk yılda oğlumun ve karımın özlemine dayanamaz olmuştum. Geceleri gözüme uyku girmiyordu. Samet’in gülümseyişi, tombul bacakları üstünde düşecekmiş gibi duruşu gitmiyordu gözlerimin önünden. Hele o körpe bebek kokusu sanki içime sinmişti.”
Selvi Boylum Al Yazmalım Kitaptan Alıntılar
1. "“Belki bir gün yine karşılaşırız…”"
2. "“Yazgısıyla fazla oynamamalı insan…”"
3. "“Ne insanlar var şu dünyada…”"
4. "“Herkesin derdi kendine yeter…”"
5. "“Sevgi neydi?”"
6. ""Seviyordu ama özlemiyordu , yanındayım diyordu ama uzaktaydı ; sadece sözler vardı , kendisi yoktu.""
7. "Büyüklerin de çocuklaştıkları zamanlar çoktur…"
8. "Ziyanı yok. At aynı ize binlerce kere basarmış. Belki bir gün yine karşılaşırız."
9. "Yaşamak için önce ekmek parası kazanmak gerekiyordu."
10. ""Belki bir gün yine karşılaşırız.""
11. ""Seni kaybetmek istemiyorum dedikten sonra beni kendi ellerinle hayatından çıkarışını unutamıyorum""
12. ""Belki bir gün yine mutlu olurum.""
13. "Uzun bir yolculuğa çıkan insan neler düşünmez ki!"
14. "…
“At aynı ize binlerce kez basarmış. Belki bir gün gene karşılaşırız.”
…"
15. "Herkesin derdi kendine yeter."
Selvi Boylum Al Yazmalım Kitap İncelemeleri
-Sevgi neydi?
-Sevgi emekti…
Yazarın bu ölümsüz eserini okumak için sırasının gelmesini iple çekiyordum. Yukarıdaki cümle aslında bütün kitabın özetidir diyebiliriz.
Bu kitap sadece bir aşk hikâyesi değil aynı zamanda bireysel sorumluluklar, toplumdaki roller ve ahlaki seçimler üzerine kurulmuş edebi bir eserdir.
Romandaki karakterler (İlyas-Asel-Baytemir) arasında gelişen olaylar aşkın ve sevginin ne olduğu üzerine okuyucuyu düşüncelere sokar. Asel’in İlyas’a duyduğu tutkulu aşka karşılık İlyas’ın sorumsuzluğu ve yapmış olduğu eylemler duymuş olduğu tutkulu aşkı hayal kırıklığına uğratır. Oğlu Samet ile ortada kalan Asel’in karşısına bu sefer sevgi dolu sadık olan Baytemir çıkar. Asel yapmış olduğu seçim ise romanın kırılma noktası olur. Asel vermiş olduğu bu kararla aslında kendi kararlarını verebilen, sorumluluk sahibi ve hissettiği duyguları akıl süzgecinden geçirebilen güçlü bir karakterdir.
Bu kitap evrensel bir soruya -Sevgi neydi?- aşkın gelip geçebileceğini ve sevginin daimi kalıcılığı üzerine cevap sunmaktadır.
Okuyan herkesi duygusal anlamda etkileyecek bu kitap aslında derinlerde felsefi izler de taşımaktadır. Aşkın ötesine geçerek sevginin bir erdem olduğu ve emek verirken mücadele etmek gerektiği üzere okuyucuyu düşünmeye davet eder.
Kitabı okuduysanız filmi izleyin, filmi izlediyseniz kitabı mutlaka okuyun…
Keyifli okumalar dilerim…
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Toprak Ana, Gün Olur Asra Bedel gibi birbirinden güzel eserlerden sonra tekrar
'un başka bir eseriyle tanışmış olduk...
Selvi Boylum Al Yazmalım....
bir anda görür etkilenir aşık olur
e...oysa Asel evlenmek üzeredir sevmediği tanımadığı biriyle...İlyas öğrenir... dayanamaz tekrar arabasını bir kez daha görmek için onu geçer yakınından tekrar tekrar geçer... sürprizler olur... İkisi de
dinler ve Asel İlyasla beraber gider... evlenir çocukları olur...İlyas da iş hayatı sıkıntısının vermiş olduğu yükle birçok girişimde bulanır
... Fakat öyle bir
hissi yaşar ki.. bambaşka birine dönüşür...
Fakat
İlyas eve gitmemeye başlar...
ya sığınır teselli bulur... birçok kez gider ve ev dönmez....
insanı mahveder...ve bunu öğrenen Asel terk eder gider...sonra yepyeni şeyler olur yeni insanlar girer hayatına...sonra öyle bir an gelir ki... geçmiş bir an da önünde durur Asel in...karar vermek zorunda kalır...
.... İlyas ise sonsuza dek kaybetmiş olur...peki
? Bunca güzel sıcak bir mutluluğu terk etmek...
( Birçok olayı, kişiyi,
bahsetmedim
diye... )
......
......
Söylemek istediğim çok şey var bu hikayeyle ilgili aslında ama maalesef hepsini söyleyemeyeceğim sanırım çünkü hisler her zaman tam anlamıyla anlatılamaz. Bu sadece klasik bir aşk ve ihanet hikayesi değil anlatılan hislerin birçoğu defalarca yaşanmış ve yüzlerce kadının kalbini kırmış olaylar. İki tip erkek var sanırım biri İlyas gibi olanlar (ne yazık ki genelde onlarla karşılaşırsınız) aşkı sadece dilinde olup, sevgisini yüreğinde hissetmeyen, en ufak bir bunaltıda sizi terk edip, kalbinizi kıracak ve hayatınızda hissettiğiniz ilk ve belki de tek büyük aşkınızı birkaç günde mahveden tipler. Diğeri ise Baytemir gibi olanlar, sizi siz olduğunuz için seven, yargılamayan, yalnız bırakmayan, güvenen ve güven veren, bütün zorlukları birlikte aşabileceğiniz ender tipler :) Asel'e o kadar çok üzüldüm ki okurken sonunda biraz da olsa huzura kavuşması beni çok mutlu etti ama ölene kadar kalbinde taşıyacağı buruk bir huzurdu bu. İlyas'a ise hiç üzülmedim, birini sevmek söylenen süslü cümlelerle ya da iş işten geçtikten sonra pişman olmakla olmaz. Yanındayken kıymetini bildiğin,zorlukları birlikte aşmak istediğin, ufak bir problem çıktığında arkanı dönüp gitmediğin, sevgini ve saygını esirgemediğinde birini gerçekten sevmiş olursun. Ee o zaman senin de dediğin gibi İlyas, "Testi kırıldıktan sonra ağlamışsın, ne çare" :)
Kitabı elime ilk aldığımda açıkçası biraz korktum.Beni içine çekebileceğinden şüpheciydim.Ama sandığımın aksine kitap beni o kadar çok içine çekti ki.En sevdiğim kitaplar içine girdi.Asel'in çaresizliğini,içindeki savaşları öylesine hissettim,öylesine benimsedim.Sanki biz Asel'iz.Ve o durumdayız.Belki bir yerlerde Asel olacağız.Fakat böyle bir durumda ne yapmamız gerektiğini,kalbimizin mantığımıza yenik düşmemesi gerektiğini biliyoruz.Eğer böyle bi durumda kalırsak kalbimizi arka plana atıp beynimizle hareket etmek zorundayız.İlyas,Asel'i çok güldürdü,yaşama tutundurdu,belki de ömrü boyunca mutlu olamayacağı kadar mutlu etti onu.Ama onun mislini aldı ondan.O gülüşlerin yerini onun bıraktığı acılar aldı.Gülümseyen,neşeler saçan kadın yerine baştan aşağı acıyla dolmuş bi kadın çıktı karşımıza.Asel,her şeyin sevgiyle olmayacağını,yetmeyeceğini anladı.Hem belki de sevgi bu değildi.Baytemir onu İlyas kadar güldüremedi,belki de hiç gülmeyecek o kadar.Ama Baytemir,tek damla gözyaşının akmasına izin vermedi.Onda yeni yaralar açmak yerine olan yarayı hep kapamaya çalıştı.Eğer bir gün Asel olursak;yüreğimizi dağıtıp,parçalayıp gideni,İlyas'ı ,değil de sevginin arkasında duran,sahip çıkan,üzmeyen,ağlatmayan Baytemir'i seçeceğiz.Gözümüzü kör edene değil,kalbimizi sapasağlam bırakanın yanında kalacağız.
Sahiden sevgi neydi?
Emekti.
Merhabalar, açıkçası bu ilk incelemem olduğu için bir kaç hatalarım olabilir şimdiden kusura bakmayın.
Bu kitaba dair çok bi' alıntı paylaşmak istemedim açıkçası çünkü zaten hepimizin gerek müziğini ,gerek filmini bildiğimiz bir kitap.
İlyas , kamyon şoförüdür. İşi için İstanbul'dan Asya'nın olduğu köye gelir. Doğru düzgün bir tanışma olmasa da tanışırlar, aşık olup evlenirler. Bir oğulları olur. Mutlu bir yaşantıları vardır ama İlyas sürekli uzun işlere çıktığı için bazen haftalarca bazen de aylarca eve gelmez. İlyas'ın evde olmadığı sürece Asya'nın tek düşündüğü İlyas'ın bir an önce eve gelmesidir. Yine bir gün işe çıkan İlyas çok uzun bir süre gelmez. Asya kahrolur, yollara düşer. Yolda aç, susuz ve yağmur yağdığı için de epey bir ıslaktır. Asya'ya Cemşit adında bir adam yardım etmek ister,evini açar. Birlikte yaşamaya başlarlar. İlyas uzun bir süre sonra çıkagelir. Asya'nın bir karar vermesi gerekir. Çocuğunun babası ve sevdiği adamı mı seçecek yoksa kendine kol kanat geren bir adamı mı?
– Durursam bi daha kurtulamam.
+ Ziyanı yok gülüşü yeter bize.
– Yüreğim kaydıysa günah mı ?
+ Çamura saplansam yardıma gelir misin ?
– Elini tuttum sıcacıktı, yüreği elimdeymiş gibi...
+ Elinden tutuversem benimle gelir mi ?
– Seninim işte, alıp götürsene beni.
+ Elveda Asya, elveda selvi boylum, al yazmalım, elveda, bitmemiş türküm benim.