Sefiller (2 Cilt Takım) Kitap Bilgileri
Yazar: Victor Hugo
Tahmini Okuma Süresi: 48 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 1724
Basım Tarihi: Ocak 2025
İlk Yayın Tarihi: 1862
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Fransızca
ISBN: 9786053324744
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sefiller (2 Cilt Takım) Kitap Tanıtımı
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarındandır. Şiirleri, oyunları ve romanları ile tanınır. Romantizm akımının Fransa’daki temsilcisidir. Edebiyat alanındaki devasa başarılarının yanında politik hayatta da etkin bir rol üstlendi, bu nedenle sürgün cezasına çarptırıldı, cezasını tamamlamasına rağmen İmparatorluk yıkılana dek Fransa’ya dönmedi. İlk kez 1862 yılında yayımlanan Sefiller yazarın Notre-Dame’ın Kamburu ile “Din”, Deniz İşçileri ile “doğa” konularını işlediği roman üçlemesinin “toplum”u ele alan, en görkemli ayağıdır. Bu destansı roman Fransız toplumundan yola çıkarak, kozmolojik bir bakış ve eşsiz bir duyarlılıkla insanlığa ulaşır. Fantine’in, Cosette’in, Marius’ün, Saint-Denis Sokağı barikatlarının, Paris’in, Javert’in ve Jean Valjean’ın sefaletten sevgiye, felaketten iyiliğe ve karanlıktan aydınlığa uzanan hikâyeleri Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nin 250. kitabında okurlarla buluşuyor.
Sefiller (2 Cilt Takım) Kitaptan Alıntılar
1. "Ucuz olan ne kaldı ki? Her şey ateş pahası. Ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava!"
2. "Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz."
3. "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç."
4. "Hayattaki en güzel mutluluk sevildiğinden emin olmaktır."
5. "Ama zengin olsaydım etrafta hiç fakir kalmazdı! O zaman görürdünüz! Ah! İyi yüreklilerin keseleri dolu olsaydı, her şey yoluna girecekti!"
6. "Yolda çok yoksul ama âşık bir gence rastladım.
Ayakkabılarına su, ruhuna yıldızlar doluyordu"
7. "“Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık. Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin…”"
8. "Aç insanlar var! Üşeyen insanlar var! Yoksullar var! Yoksullar var! diye fısıldayan şu gereksiz eşyalardan tek birine bile sahip olmak istemezdim."
9. "Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz."
10. "Bir günü iyi niyetli düşünceler, güzel sözler ve iyiliksever davranışlarla tıka basa doluydu."
11. "Hayatın en yüce mutluluğu kişinin sevildiğine, kendisi olduğu için hatta kendine rağmen sevildiğine inanmasıdır."
12. "''Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç.""
13. "“Hayattaki en güzel mutluluk sevildiğinden emin olmaktır.”"
14. ""Ölmek dert değil, esas korkunç olan yaşamamak.""
15. "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç."
Sefiller (2 Cilt Takım) Kitap İncelemeleri
Dünya edebiyat tarihindeki yazılan ilk tarihi romanlardan birisi olan
, şekillenmesi yaklaşık 17 yıl süren ve 1862 yılında okuyucu ile buluşan 19.yy ın en önemli, en başarılı eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Viktor Hugo' nun hükümet darbesi sonrasında sürgün dönemlerinde kaleme aldığı bu eseri kısa sürede pek çok dile çevrildi.
Sefiller, bir çok tiyatro, televizyon ve sinema eserine uyarlanarak adını yalnızca Fransa da değil tüm dünyada duyurmuş bir başyapıttır.
1815 ile 1832 yılları arasında gerçekleşen bu hikâyede din, siyaset, ahlak felsefesi, aşk gibi bir çok konuya değinilmektedir.
Kitapta bir kürek mahkumunun(Jean Valjean) yaşadıkları, yapılan haksızlıklar, çekilen sefalet, ailevi problemler, karşılıksız sevgi her bir detayı ince ince içinize işleyerek anlatılmaktadır.Ayrıca dönemin Fransa tarihi, devrimler ve waterloo savaşına da yer verilmektedir.
Beni derinden etkileyen, fazlasıyla duygulandıran harika bir eserdi.Umarım sizlerin de hayatına dokunur.
İyilik ve kötülüğün sürekli çatışması, ölümle sonuçlanan sefil hayatlar...
Jean Valjean, Psikopos, Fantine, Cosette, Gavroche asla unutamayacağım isimler arasında.
Aslında tüm kitabı özetleyen tek bir cümle var:
"Ölmek bir şey değil , yaşamamak korkunç."
Keyifli Okumalar
Fransa'nın 1800lü yıllarında, ayıpların en büyüğü kürek mahkumluğu olarak bilinir.
Toplum algısına göre bir kürek mahkumunun yeri ancak giyotindir. (Mahkumların başını kesmeye yarayan idam aracı.)
İskencelerden önce neden orada oldukları sorulmadığı ve bir hiç için orada oldukları ihtimalı önemsenmediği gibi, onlar gibilerinin yeminleri adliyede geçerli değildir.
Bu eser; yedi küçük yeğeni için fırından bir ekmek çalan bir adamın kürek mahkumluğuna çarptırılışından sonra yaşadığı acı ve mağduriyetler vasıtasıyla yüceleşini merkezine alır. Sefiller, tek fikir odaklı bir roman değildir. Adaletsizliği kamulaştıran dönem mahkemelerini, Cumhuriyet için canını veren isyancıların gözünden Fransız İhtilal'ini, öksüz kaldığı halde sevginin en üst derecesini tadan Cosette'i, anne-babası olduğu halde mutluluğu ancak sokakta bulabilen Gavroche'u, kötülüğün vücut bulmuş hali Thénardier'i tanıştırır biz okuyucularla..
Kendinizi olaylar silsilesine kaptıracağınız bu roman gerçeklilikle ve çeşitli duygular ile harmanlananarak sunulmuştur. Yazar karakterlerin duygularından yola çıkarak yaşam tecrübelerini ve deyişlerini de aktarır. Bu cümlerlerde, iç dünyanızın henüz kelimelerle tanımlamadığı duygular, fikirler ile karşılaşırsınız.
Yeter ki okumak isteyin ve bırakın kitap sizi kendi dünyasına çekiversin.
yazarın adıyla başlamayı uygun görüyorum. Bu incelemeyi kısa tutucam çünkü sefiller hakkında yaklaşık 10 dakikalık bir podcast hazırladım bu podcast yeterli değil eser hakkında bir hafta boyunca oturup konuşulabilir.
Podcast'de üzerinden geçmeyi unuttuğum bir nokta daha var sefiller iş bankası 2. Cilt 298. Sayfada söyle bir alıntı var "hiç kuşkusuz başka bir dünyanın bekleme odası olan bu dünyada mutlu insan yoktur."
eserinde ise benzer bir alıntı "hayat nedir ki? Ölümüm bekleme odasında bir mola" iş bankası 2. Cilt 231. Sayfada geçer. Bu iki dev yazarın benzer düşüncede olması şaşırtıcı iki kitabın çevirisi de volkan yalçın toklu çevirisi.
1862
ise 1844 yılında ilk olarak yayınlanmış ben bunu
'nun
'a bir selam çakması ya da günümüzde +1 leme olarak değerlendiriyorum.
Genel olarak
'nin
eserinden etkilendiği yerler buldum ve podcast'de bunları belirttim ayrıca Jean valjean karakterinden oldukça söz ettim. Barındırdığı duygulardan, vicdandan, otoriteden, hüzünlerden bahsettim. Alt mesajlardan ve diğer içeriklerden farklı bir içerik üretmeye çalıştım linkini yorumlara bırakıcam umarım keyifle dinlersiniz. İnsan bazen bir cümleyi bile söylemekten bıkabiliyormuş. "Zor bir yılı geride bıraktık."
Umulmadık bir yıl olabilir bu yıl
Bir çay söyle yağmurların kokusunda..
Victor Hugo'nun Sefiller'ini okurken, adeta onun muazzam dünyasına adım atmış gibi hissettim. 19. yüzyıl Paris'inin kasvetli sokaklarında dolaşırken, Jean Valjean'ın vicdan azabına ve umut arayışına tanıklık ettim. Fantine'in çaresizliği, Cosette'in masumiyeti ve Javert'in katı adalet anlayışı... Her karakter o kadar canlı ve gerçek ki, sanki hepsiyle aynı anda yaşıyormuşum gibiydi.
Victor Hugo'nun Sefiller kitabı, sadece bir roman olmanın ötesinde, adeta bir insanlık dersi sunuyor. Yazar, sefalet, adaletsizlik gibi karanlık temaların yanı sıra, sevgi, merhamet ve umut gibi aydınlık değerleri de etkileyici bir şekilde işliyor.
Romanın başkahramanı Jean Valjean'ın yaşadığı dönüşüm, insan doğasının ne kadar güçlü ve değişime açık olduğunu gözler önüne seriyor. Valjean'ın hikayesi, okuyucuya insanların içindeki potansiyeli ve iyiliğin gücünü hatırlatıyor.
Sefiller, beni derinden etkileyen ve hayatıma önemli katkılar sağlayan, unutulmaz bir eser oldu. Bu roman, okuyucusuna sadece bir hikaye anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda insan olmanın anlamı üzerine düşündürüyor.
1724 sayfalık devasa bir eseri okumayı bitirmenin verdiği mutluluğu yaşıyorum. Kitabın kalınlığı ilk başta gözünüzü korkutabilir, ancak okuması oldukça akıcı ve hızlı ilerleyen bir yapısı var. Bazı bölümlerin temposu biraz düşse de, bu durum okuma hızınızı önemli ölçüde etkilemiyor. Özellikle ikinci cilt, ilk cilde kıyasla çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor.
Kitabı okurken büyük bir keyif aldım ve size de gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Yeğenlerinin karnını doyurabilmek için ekmek çalan ve akabinde 5 yıl kürek mahkumluğu cezası alan Jean Valjean birkaç kez kaçmaya teşebbüs etmesinden dolayı tam tamına 19 yıl ceza yatmıştır.
Mahkumluğunun bitmesiyle birlikte özgürlüğüne kavuşan ana karakterimiz Jean Valjean bi rahip ile tanışmasından sonra hayatında radikal değişiklikler olmuş ve bundan sonra kendini tamamen iyilik yapmaya ve iyi bir insan olmaya adamıştır.
Geçmişinin yakasını bırakmaması dolayısıyla ana karakter karşımıza birkaç kez isim değişikliği yapmış olarak karşımıza çıkıyor.
Kitap 1800’lü yıllarda yazılmış olmasına karşın adalet, özgürlük ve eşitlik kavramlarının vurgulanmasının takdir edilmesi gerekir. O Yıllarda bu kavramların kullanmasının bile suç teşkil ettiği yıllarda kitabın bu kavramlardan bahsetmesi cesaret gerektiren ayrıca bir olgudur.
Kitabımızda sayfa sayısı çok olmasına rağmen dili çok sade ve akıcı bir kitap. Fransa’nın iç çatışmaları, manastır, Fransa lağımları vb. bazı konuların olduğu kısımlarda sıkılıyorsunuz.
Genel olarak hapis cezasından sonra toplum tarafından dışlanan ana karakter Jean Valjean yaşamış olduğu güçlükler ve bu güçlükler karşısında nasıl mücadele ettiği ele alınmıştır.
Kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında olması gerekir.