Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Sarnıç - Sait Faik Abasıyanık | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Sarnıç Kitap Bilgileri


Yazar: Sait Faik Abasıyanık
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 29 dk.
Sayfa Sayısı: 123
Basım Tarihi: Ocak 2013
İlk Yayın Tarihi: 1939
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053607724
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Sarnıç Kitap Tanıtımı


Önümüzde hayat... Her gün bir başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz. Halbuki zaman, ağır ağır bizimle beraber akan nehir, bir göle varıyordu. Bu gölde artık biz akmıyor, dalgalanıyorduk.



''Sarnıç'' adlı öyküden




Sarnıç Kitaptan Alıntılar


1. ""Tüccar adam kimsenin kölesi değildir.""




2. "Bu dünyada insan en güzel, en büyük, en bahtiyar olacak mahluktu."




3. "Kış saadetimizi tamamlamak için geliyor. Bahar, aşkımızı tazelemek için.
____"




4. "" İnsan aslını unutmamalıdır. ""




5. "İnsan, dedi, aslını unutmamalıdır.
____"




6. "Gidenin arkasından gözyaşı dökülmezdi."




7. "Gidenin arkasından gözyaşı dökülmezdi."




8. "Önümüzde hayat...Her gün bir başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz.."




9. ""Kış güzel şeydir. Tabiat yemişleri,
mahsulleri, kuşları ve arılarıyla insanların
saadeti için çalıştığı gün mevsimler ne
güzeldir! Çalışan bir insan için kış bir ılık
su, yaz bir serin vantilatördür.""




10. "O kadar güzel bir ay vardı ki gökyüzünde. İnsanın içine ay aleminin acayipliği çöküyordu. İnsan kendi kendine orada olsak, diyordu, ayın içinde ...
____"




11. "Vurulanla vurulduğum, ölenle öldüğüm günler oldu. Kimdim, neydim, kimi seviyordum? Her barınacak, her çorbası tüten, her sobası yanan evde bir kederin, bir bilinmez yaranın korkusunu gördüm.
______"




12. "Kimdim, neydim, kimi seviyordum?"




13. "Köpeğimi sevdi.Demek ki darüdünyada, dedi, bundan başka sana yâr kalmadı.
- Kalmadı çavuş, dedim, kalmadı.
"darüdünya -bu dünya, yeryüzü-"




14. "Sana gel diyorum
Bekliyorum...."




15. "Ölüm, dedi. Bugün, yarın hepsi bir... (Durdu, biraz sonra) Hepsi bir değil ama, dedi, ne yaparsın? .. (Yine düşündü) Hayatta bir gün bir gündür, ..
_____"





Sarnıç Kitap İncelemeleri



, Türk edebiyatının içten seslerinden birisi. Öykülerinde insanlar yanında fısıldar gibi anlatıyor. Büyük sözleri, aforizma kasan cümleleri kurmuyor. Hayatın en sade ve en içli anlarını samimiyetiyle okuyucusuna sunuyor.

‘da sıradan insanların zamana meydan okuyan öyküler barındırıyor.

Öykülerini okurken verdiği his aheste bir sıradanlığın içindeki menevişi, unutulmuşlukların arasındaki insanın hayatını hatırlatıyor. Küçük sevinçlerle okuyucusunun hayatına yazdıklarıyla ışık huzmesi demeti gibi avarelik hissini veriyor. Öykülerindeki yoksulluk, yalnızlık temaları da var ama o duygusal anın içinde küçücük bir umudu, tebessümü minik bir iyiliği yakalayabiliyor. Bu kitapta çok detay gibi gözükse de hayatın içindeki öyküden bu hissi çıkarmak müthiş bir gözlem yeteneği olduğunu gösteriyor.

Kitapta

başta olmak üzere

ile

öykülerini özellikle çok beğendim. Diğer öyküleri de İnsan ve doğa sevgisini, yalın anlatımını insanların sınıfsal kimliklerinden ziyade onların haletiruhiyesindeki konuları devşiriyor…

Sait Faik’in kalemi, sıradan hayatları olağanüstü bir incelikle işlerken, aslında insan ruhunun derinliklerine dokunuyor. Okuduğunuzda öykülerindeki ince ışık huzmesi, yazarın öyküleri edebi mirasının en sade ama en dokunaklı hali gibi, insan olmanın ne anlama geldiğini hatırlatan yankı gibi insanın içinde bir köşesinde yerini alıyor.

Herkese Keyifli okumalar




1800’lü yılların sonunda Henri Matisse tablolarını, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerle, yani görselliği olduğu gibi kullanarak yaptığında onu kimse anlamamıştı.

Claude Monet , bir günbatımını kendisinde uyandırdığı izlenimleri, duygusal izleri yansıtarak “Impression” u yaptığında hakim olan sanat anlayışının hışmına uğramıştı.

Sait Faik de tıpkı bu iki sanatçı gibi, toplumsal gerçekçiliğin tüm sanat dallarında hakim olduğu bir zamanda toplumsal sorunları değil, oturup bireyin toplum içindeki hallerini, kimilerine göre fovist, kimilerine göre izlenimci, ama illa ki kendi gibi yazacak kadar özgündü .

Ve

. İlk baskısı bin tane yapıldı. Sadece 150-200 tane satıldı. Sarnıç’ın kapak resmini yapan ressam Agop Arad’ın dediğine göre bu baskının bitmesi 20 yılı buldu.



, servi gölgesinde on altı öykü. Sıra sıra, uzun uzun serviler.

Ve kesilir birgün serviler, kokuları İstanbul’u, Adaları, Gülhane Parkı’nı, Galata’yı, hatta gider Marsilya’yı sarar. Üzerinde koz helvacıların, şıracıların, bozacıların uyukladığı, aralarında çocukların saklambaç oynadığı, kenarlarını baldıranların sardığı mezarlıkları sarar, bütün ölüleri ayağa kaldırır. Tıpkı Sait Faik’in öyküleri gibi. Bir kitabı kapar, bir müzik sesi duyar gibi olursunuz.

Söz konusu

ise , doyumsuz okumalar..




Öykü ve öykü okumak deyince aklıma gelenlerden ilki Sait Faik Abasıyanık'sa ikincisi diyorum Çehov... Dünya edebiyatında durum öykücülüğünün temsilcisi Çehov'sa bizim edebiyatımızda da Sait Faik Abasıyanık'tır.

Bir günün kesitinden yahut da yaşamın bir noktasından pay biçilerek ele alınan bu öykücülükte insana o duyguyu, düşünceyi verebilmek mühimdir. Çünkü dinamik bir yapıda süregelen bir hareket, bir eylem yoktur. Sadece o harekete canlılık katabilmektir gaye.

Bu gayeyi Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde izlerken onun üslubuna, ele aldığı konulara, en önemlisi de insan olmanın mahiyetindeki ölçülerine... Galiba öykü deyince baştan ayağa kadar bir Abasıyanık hayranıyım.

Onun birçok kitabında birçok öykü yer alırken sadece bir kitabını şu kitabından ayıran yönü budur diyemem şahsen. Çünkü onun bir çizgisi var ve bu çizgide öykülerini yansıtıyor. Farklı üslup denemeleri yapmış mıdır? Bunu öğrenebilmek adına elbet

'ün

kitabına danışmak hatta bunun da ötesinde farklı bilgiler var ise Sait Faik Abasıyanık'ı anlamak için bu kitabı okumak farklı bir deneyim katacaktır.

Şu öyküsünde bu böyle oldu gibisinden beylik laflar etmeyi lüzum görmüyorum. Fakat Sait Faik Abasıyanık okuyun, okutun.

Sizin Sait Faik Abasıyanık okumanız onu popüler yapmaz. Aksine kıymeti bilinir. Bir eser ne kadar çok okunursa göreceli olarak değerlendirilecek ve Türk edebiyatındaki değeri anlaşılacaktır.




Öykülerin sonunda Agop Arad'ın Sait Faik için yazdığı yazıda şöyle bir cümle var: "Alın Sait Faik'i i, okuyun, iyi insan olursunuz." Tam da öyle bir his Sait Faik okumak. Dünyanın bir köşesine ya da belki Ay dedenin tam ortasına oturup ayaklarımızı sallaya sallaya olan biteni izlemek gibi. Bir kafenin sandalyesinden ya da evimizin penceresinden izlediğimiz akışı zaten bizim için çoktan yazmış hatta akıştaki insanların duygularını, hayatlarını, neyi sevip neyi sevmediğini bize anlatmış Sait Faik Abasıyanık. Bize de okumak kalmış.

16 öykü var kitapta. İlk öykü kitaba ismini veren Sarnıç. Öykülerin her biri farklı hayatlara götürüyor okuru. Bir sürü insanla tanıştırıyor. Bunu yaparken de diyor ki "Bak işte, hepsi gerçek hayattan. Köşedeki dükkan, bir grup arkadaş, vapurun gelişinin muazzam betimi, mutluluk kadar hüzün, sevinç kadar endişe, yalnızlık kadar hayata tutunma, ..."

Sarnıç'ı okuyun. Sarnıç olmazsa başka bir Sait Faik okuyun ama okuyun. Sonra gidin, oturun bir deniz kenarına dalgaların ardı ardına gelişini izleyin; pencereden trafiğin akışını izleyin; sokaktan geçen kediyi ve ona mama veren insanı, alışveriş yapanları, istasyonlardaki buluşmaları ve ayrılıkları,... En güzeli de yoldayken açın bir Yeni Türkü; gökyüzü, bulutlar, güneşin batışıyla kendinize bir Sait Faik öyküsü hediye edin.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: