Saklı Bahçeler Haritası Kitap Bilgileri
Yazar: Nermin Yıldırım
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 52 dk.
Sayfa Sayısı: 348
Basım Tarihi: Eylül 2018
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2013
Yayınevi: Hep Kitap Yayınevi
ISBN: 9786051922478
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Saklı Bahçeler Haritası Kitap Tanıtımı
Bir yayınevinin genel yayın yönetmeni olan Rıdvan bir sabah masasında elli üç yıl önce yazılmış iki mektup bulur. Başta mektupların yanlışlık sonucu masasına bırakıldığını düşünerek bunun üzerinde durmaz. Ancak mektuplar en umulmadık zamanlarda gelmeye devam eder. İki kız kardeşin birbirlerine yazdıkları mektupları kendisine kimin, ne amaçla gönderdiğini bulmaya çalışan Rıdvan bir yandan da mektuplardaki, geçmişten günümüze uzanan gizemi çözmeye çalışır.
Nermin Yıldırım aynı dönemde, ayrı coğrafyalarda yaşamış iki kadının ortak kaderini yaklaşık otuz yıllık bir zaman dilimine yayarak yakın tarihe ayna tutuyor. Yeni baskısı hep kitap’tan çıkan Saklı Bahçeler Haritası gerilim ve merak unsurunun hiç eksilmediği, ustaca kurgulanmış olay örgüsüyle çok hikâyeli, sarsıcı bir roman.
Saklı Bahçeler Haritası Kitaptan Alıntılar
1. "Mutsuz bir kadın ne kadar güzel olabilirse o da o kadar olmuştu."
2. "Ölemeyenler hep böyle yapar; usul usul, sessizce erir."
3. "- Aklını mı kaçırmış yani?
+Hayır, sadece çok özlemiş."
4. "İstemiyorsan sen okuma. Fakat rica ederim bana mani olmaya da kalkma."
5. "Hatırlamak ne kelime, hiç unutmadım ki!"
6. "Mesele onu yanlış yerde aramak değil, doğru yerde bulamamaktı."
7. "İnsanlardan, fikirlerden, filmlerden, kitaplardan, yazarlardan, resimlerden, kederlerden, sevinçlerden ve aklımıza gelen hemen her şeyden bahsediyorduk."
8. "Hayatta hiçbir şey sonsuza kadar kötü gitmez. Bir an gelecek ve bu kabus bitecek. Göreceksin, her şey düzelecek."
9. "Oysa yaralarıyla değil, kabuklarıyla olgunlaşır insan dediğin."
10. "Ama böyle küslük yapma. Bak geçen 3.500 yılın, sadece 230 yılında barış içinde yaşamış dünya. Gel bu ayıba ortak olma!"
11. "Ben ki hiçbir şeyi unutamamakla cezalandırılmışlardanım."
12. "İnsan yola bir kere çıktı mı, bazen nereye gittiği ya da niye gittiği önemini kaybediyor."
13. "Kabuğu soyuldukça acıyanlar, en çok çocukluk yaraları değil mi?"
14. "Gitmek bazen dönüşü olmayan bir yoldu, bir kerelikti."
15. "Kadın milletinin kalbi bir kere kırılmayagörsün, artık sahibi istese bile tamir edilemezdi."
Saklı Bahçeler Haritası Kitap İncelemeleri
Okuduğum Roman'lara inceleme yazmam genelde.
Çünkü herkesin zevki farklıdır.Kiminin kalbine dokunabilen bir hikâye öbürüne hoş gelmeyebiliyor.
Zaten incelemeyi yapmamdaki sebep de Roman'da anlatılmak istenen konu değil.
Yazarın kalemi, kullandığı edebi dil beni çok etkiledi.
O cümleler, beni de çocukluğuma, gençliğime ve şimdiye götürdü. Okurken ,acılarımı,sevinçlerimi, hüzünlerimi,hatıralarımı, özlemlerimi tekrar yaşamış gibi hissettirdi..
Hatta kitabın bitmesine çok az kala gözyaşlarıma hakim olamadım:)
Öyle bir duygu yoğunluğu yaşadım ki,toparlanmak için mola vermek zorunda kaldım.
Bu kısacık hayatı öyle çok ciddiye alıyoruz ki, boşuna kendimizi hırpalıyoruz..Halbuki yazarın
dediği gibi"her şeyin bir hiç olduğu bir dünya işte"
Benim de her daim dediğim gibi "sadece bir nefeslik" bu hayat..
Son olarak bir alıntı ile bitireyim:
"İnsan da böyle bir şeydi işte. Az sonra eriyeceğinden habersiz minik bir kar tanesi gibi. Bir yerden bir yere gittiğini düşünürken, aslında havada savrulup dururdu. Biricik olduğunu sanırdı ama ne yaparsa yapsın daima öbürlerine benzerdi. Bölünüp dururdu kalabalığın içinde insan. Kendini kendine, kendini başkalarına, sonra başkalarını yine kendine bölerdi. Hiçe varıncaya kadar bu hep böyle sürerdi. Biliyordu artık,her şeyin hiçbir şey olduğu bir dünyada yaşıyordu..."
Kitap beni çok etkiledi ,keyifle okudum.
Sizlere de Keyifli okumalar dilerim..
Yazara
selam olsun..
Keşke bir kitabı okuduğumuzda bizde uyandırdığı hisleri, düşünceleri direkt olarak ifade edebilseydik. Ben de bunu yapmaktan acizim şu an. Kitap öyle derinden etkiledi ki beni, doğru kelimeleri seçemiyorum. Sonuna geldiğimde öyle çok şaşırdım ki.. Kitabı okurken zaman zaman ağladığımı söyleyebilirim. Çok hisli bir kitap. Ve canım Suad, seni asla unutmayacağım.. Seni ve iç dünyanı. Eskilere ait her şey beni kendine çeker zaten hep. Kitap grubumuzda okuma kararı almasak hiç okumayacaktım belki de bu kitabı. Ama şu an iyi ki, iyi ki okumuşum diyorum. Sanırım burayı çok fazla uzattım. :') Biraz da içeriğinden bahsedeyim.
Yayınevinde çalışan Rıdvan bir gün eski zamanlara ait bir mektup bulur masasının üzerinde. Okur ve şaşırır, nereden geldiğini anlamaya çalışır. Çünkü mektup Rıdvan'a gönderilmemiştir, hiç tanımadığı isimler geçmektedir mektupta. Sonra mektupların arkası gelmeye devam eder. Spor salonunda, restoranda, hatta evinde bile bulur mektuplar onu. 53 yıl önce iki ismin birbirine yazdığı bu mektuplar Rıdvan'ı hem korkutur, hem şaşırtır, hem de kendi sorgulamalarına götürür. Ve kitabın sonunda sır açığa kavuşur, düğümler çözülür.
Okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ediyorum. Dili akıcı, kitap zaten çok sürükleyici. Keyifli okumalar.
Ah son olarak, Suad'ın radyoda çaldığını söylediği müziği de buraya iliştirmek istiyorum. Kitabı okurken bana eşlik etti. Hüzünlü melodisiyle kitaba çok uyuşuyor..
Nermin Yıldırım'ın okuduğum 3. Kitabı.Yazarın bundan önceki okuduğum kitaplarında en iyi yazdığı kitap budur diye düşünürken bir sonraki okuduğum kitabında yanılıyordum. Hikaye 53 yıl önce yazılmış esrarengiz mektuplar almaya başlayan Rıdvan'ın okudukça kendinden birşeyler bulduğu , esrarengiz mektupların sırlarının peşinde sürüklenmesiyle başlıyor.Birbirinden uzak şehirlerde yaşayan ve geçmişlerinden bir türlü kurtulamayan, uzun bir tren yolculuğuna benzeyen mektupların sahibi farklı ülkelerde yaşasalar da acıları aynı olan iki kadın. Gitmek mi zor? Kalmak mı? Ya da gittikten sonra dönecek bir yerinin olmadığını anlamak mı?
Hikayeyi okurken her mektubun sonunda ağzım açık , mektubun cevabı sanki bana yazılacakmış hissiyle heyecan icinde nefes bile almadan sayfaları ceviriyordum.Her mektubun sonu bir ters köşe cümleyle bitiyordu,okuduğum her sayfa bir sonraki mektupta neler yazabilir diye zihnimi sürekli canlı tutmamı sağlıyordu.Hikaye ilk sayfadan itibaren beni içine aldı ve son sayfaya kadar ayaklarımı yere değdirmeden fırlatıp attı.Yazar "Saklı bahçeler haritası" ile okuru aklın ve kalbin karanlık dehlizlerinde dolaştıran, kaybolmuşlara, hayattan ne istediğini unutmuşlara ve çıkış aramaktan yorulmuşlara eşsiz bir harita sunuyor. Okuduğunuzda pişman olmayacağınız bir Nermin Yıldırım romanı.
Ah kalbim! Ben nasıl bir kitap okudum böyle! Yorum yazmak için sabahı bekleyemedim. Oysaki nasıl anlatacağımı bilmiyorum, hangi kelimelerle yazacağımı da...
.
Gerçekten boğazımda koca bir yumrukla kapattım kitabın kapağını. Ağlayamadım, gülemedim, şaşıramadım bile, nutkum tutuldu adeta! Yıllar önce okuduğum ve sık sık herkese tavsiye ettiğim bir kitap vardı (spoiler olmasın diye ismini vermiyorum) o kitabın kapağını da yine bu duygularla kapatmıştım. Ve çok uzun zamandır bir kitaptan bu kadar çok etkilenmemiştim.
.
Konusundan kısaca bahsetmeye çalışayım. Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul'da konak hayatı yaşayan bir aileden, Berlin'e uzanan ve İkinci Dünya Savaşı Nazi Dönemi'ne sert bir geçiş yapan kitap, aslında mektuplaşmalardan oluşuyor. Bu mektupların gizemli bir şekilde adım adım kendisine ulaştırılmasından tedirginlik duyan bir yayınevinin genel yayın yönetmeni, işin peşine düşmeye ve sır perdesini aralamaya çalışıyor.
.
Kitap hakkında daha fazla bilgi vermek yersiz olur kanaatindeyim; çünkü ne söylesem yetersiz kalacak. Mutlaka okuyun dediğim pek az eser vardır ama bu kitap onlar arasına girdi. Nermin Yıldırım gibi nitelikli bir kalemle bu kadar geç tanıştığım için kendime kızıyorum şu anda. Kesinlikle bütün kitaplarını temin edip okumak istiyorum. Bir kadın yazar daha kazanmış oldum; Ayfer Tunç gibi, İclâl Aydın gibi, Ayşe Kulin gibi... Anlatabiliyor muyum? Kalbimi kurumuş bir çiçek misali o hüzün dolu satırlarda bıraktım ve kitaplığa kaldırdım. Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım duygularımı. Umarım faydalı olmuştur ve siz de severek okursunuz. Kitapla kalın.
Saklı bahçeler hatırası
Nermin Yıldırım
Kitap ilk sayfadan sizi koluna takıp bir güzel zamanda yolculuk yaptırıyor. nasıl bitiyor anlamıyorsunuz .Şahane kelimeler, cümleler... dünyanın en nazik sitemleri, bedduaları, delirmeleri var bu kitapta. her sayfası dolu olur mu bir romanın ? oluyormuş...edebiyat sevenlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.
Saklı bahçeler haritası ile okuru aklın ve kalbin karanlık dehlizlerinde dolaştıran nermin yıldırım, kaybolmuşlara, hayattan ne istediğini unutmuşlara ve çıkış aramaktan yorulmuşlara eşsiz bir harita sunuyor.
"insanın karakteri, bir ülkenin ve bir çağın tarihiyle iç içe geçtiğinde hayatlar kolay savrulur. birindeki değişim, diğerindeki değişimin habercisidir. yarın ne olacağını kim bilebilir? has bir dile yaslanan nermin yıldırım, insanın ruh haritası ile toplumun ruh haritasının kesiştiği yerde, edebiyatın güçlü haritasını çıkarıyor ve orada herkese yeni bir kader çiziyor."
1915'ten 1961'e ülkemizde ki dünyada ki gelişmeleri insan odaklı ,naif bir dille okuyacaksınız. Kah George Orwell çıkacak karşınıza,kah gözü dönmüş naziler..
Aya ayak basan kozmonotomuz da var,ispanya da bağımsızlık mücadelesi veren cumhuriyetcimizde..
Gerilim,gizem mektuplar merak uyandıran arka fon,film ve müzik önerileri sırası ile dalga dalga okura nüfus ediyor.
Yazarın rüya yüklü ve masalsı anlatımını sevdim. Rüya ve masal demişken anlatılanların hepsi acı birer gerçek nereden mi biliyorum,cografyamı ve dünyayı tanıyor,acıyı biliyorum.
Sürükleyici bir solukta okunan bu kitap tarihe bir dipnottur,tavsiye etmekte bir beis görmem.
Gürbüz Deniz