Sahnenin Dışındakiler Kitap Bilgileri
Yazar: Ahmet Hamdi Tanpınar
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 39 dk.
Sayfa Sayısı: 376
Basım Tarihi: 14 Mart 2024
İlk Yayın Tarihi: 1973
Yayınevi: Dergah Yayınları
ISBN: 9789759955779
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Sahnenin Dışındakiler Kitap Tanıtımı
Sahnenin Dışındakiler, 1950’de Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edildikten sonra, ancak 1973 yılında kitap olarak yayımlanabilmiştir. Yazarın diğer romanlarından Mahur Beste ile Huzur bu kitapla birlikte bir nehir romanın parçaları olarak değerlendirilmiştir. Sahnenin Dışındakiler’de zaman 1920 yılıdır ve mekân İstanbul’dur. Türk milletinin yaşadığı o ateşten günlerde İstanbul hem bir sahnedir, hem de sahnenin dışı. Asıl sahne Anadolu, sahne dışı İstanbul’da pek az ve değişik aynalardan görülür.
Bu baskıda, eserin tefrikasıyla ilk baskısı arasındaki farklılıkları da bulacaksınız.
Sahnenin Dışındakiler Kitaptan Alıntılar
1. "Az okuyoruz, hatta hiç okumuyoruz ve galiba hiç de düşünmüyoruz."
2. "Ancak zaaflarımızı seven bizi hakkıyla sever, meziyetlerimizi herkes zaten kabul eder."
3. "Ağır ve felaketli bir muharebeden çıktık. Belimizi doğrultmak için birleşmemiz, çalışmamız lazım."
4. "Fakat insana nerede güvenilir, bana onu söyleyin!"
5. "Hiç kendini denemeyecek misin? Ne olduğunu, kim olduğunu öğrenmeden mi öleceksin?"
6. "Hiç kendini denemeyecek misin? Ne olduğunu, kim olduğunu öğrenmeden mi öleceksin?"
7. "Hiçbirisi doğru dürüst bir cevap vermiyor. Allah diyorlar, iman diyorlar, itaat diyorlar... Razı ol, diyorlar!"
8. "Sizler, arkasından ağlamak için seversiniz!"
9. ""Hiç kendini denemeyecek misin? Ne olduğunu, kim olduğunu öğrenmeden mi öleceksin?""
10. "Sadece tiksiniyordum. İnsandan tiksiniyordum, tabiattan tiksiniyordum, eşyadan tiksiniyordum. Dışarıda lapa lapa yağmaya başlayan kardan tiksiniyordum. Varrlığın türlü yüzlerinden tiksiniyordum ."
11. "Sadece tiksiniyordum. İnsandan tiksiniyordum, tabiattan tiksiniyordum, eşyadan tiksiniyordum."
12. "Bütün insanlar bana öyle geliyor ki, olacakları şeyi olamamışlar."
13. ""
14. "Senin yüzünden bazı sevdiğim şeylerden mahrum olsam bile yine seni severim."
15. ""
Sahnenin Dışındakiler Kitap İncelemeleri
Tanpınar kitapları bende çok yavaş ilerliyor. Biraz yoruyor da diyebilirim, araya kitaplar alarak ara vererek okuyorum. Külliyatını tamamlamak istediğim yazarlar arasında olduğu için 'nehir' üçlemesiyle başlamak istedim. Serinin ikinci kitabını da bitirmiş oldum biraz ara verdikten sonra sıradaki eseri 'Huzur' ile devam etmeyi düşünüyorum. Sahnenin Dışındakiler, Mahur Beste'den sayfa olarak daha uzun olmasına rağmen daha kolay okuyabildim. Daha akıcı bir olay örgüsüne sahip.
Tanpınar'ın bu eserinde karakterlerin hepsi belirgin özellikler taşıyor. Cemal, Sabiha, İhsan hepsinden ayrı ayrı bir şeyler öğreniyorsunuz.
Tanpınar kendisine özgü mizahıyla bambaşka hayatlara dokunduruyor. Dönemin sosyal yaşantısını farklı bakış açılarıyla görebiliyoruz.
1920'li yıllarda Cemal'in gözünden, Milli Mücadele döneminde İstanbul'u okuyoruz. Aynı zamanda sevdiği kadın olan Sabiha'yı arayışına da tanık oluyoruz. Cemal karakteri şimdiki zaman ve geçmiş zaman hatıraları arasında yolculuk yaptırıyor.
Tanpınar okunması zor ama alışınca alıp götürüyor. Tanpınar'ı daha iyi tanıyabilmek, anlayabilmek için okumalara devam..
*Dünyada başka mesut milletler de vardı. Onların bizim yaşlardaki gençleri, hiç de bizim bu anda olduğumuz gibi bir “olmak ve olmamak” meselesiyle meşgul değildiler. Onlar aşkı, sporu düşünüyorlar, yaşlarınınn tabii iştiyakları ve meseleleriyle meşgul oluyorlar, kurulmuş bir hayatın imkanlarından istifade ederek çalışıyorlardı. Biz ise el parçası kadar bırakılmış, çok harap bir vatanda yaşamak imkanlarını düşünüyorduk.
*Biz evvela kelimeleri öğreniriz; sonra yaşadıkça teker teker manalarını..
Açıkçası başlarken gözümün korktuğu bir kitap. Sebebi ise
'ı
ile okumaya başlamam. Zira kendisi sadece dönemin beş şehrini tasvir eden bir kitap olduğu için çok ağır ilerlemiş ve sıkıcı gelmişti.
Kitaba gelecek olursak; roman, işgal yıllarında yaşanan olaylara ve kitaba, kendi gözüyle bakacağımız ana karakter Cemal ile başlıyor.
Arkadaşı olan, aynı zamanda çocukluğundan beri sevdiği Sabiha'nın, küçük yaşında büyük gördüğü fikirlerine, kendi iç hesaplaşmalarına ve duygularına bizi de ortak edip, dönemin koşullarını, insan ilişkilerini, işgalin bıraktığı izleri, insanların bu dönemde yapabildiklerini, tanık olduğu bazı siyasi olay ve alışverişleri de okumuş, koşullarla alakalı fikir edinmiş oluyoruz.
Çocukluğunun geçtiği mahalleyi, daha sonra Sabiha'yı aramak için altı yılın ardından döndüğü İstanbul'u, onu çok da alakadar etmeyen ama bir şekilde kendini içinde bulduğu, öğretmeni ve aynı zamanda arkadaşı olan İhsan'ın emri vaki tavırları, siyasi fikir ve tutumundan dolayı müdahil olduğu olaylarla, onun da suyun üzerindeki bir yaprak gibi akışına bırakıp, bir nevi teslim olduğu bir yolculuğa çıkılıyor.
Bazı yerlerde, betimlemeler uzayıp sıksa da sevdiğim bir kitap oldu.
Tavsiye edebileceğim, beğendiğim ve okuyanın da beğeneceğini düşündüğüm bir eser. Kitapla kalmanız dileğiyle
Tanpınar’ın bu nehir roman üçlemesine (Mahur Beste-Sahnenin Dışındakiler -Huzur) Huzur’la giriş yapmıştım. Ama o nasıl bir girişti? Ne yazılıp ne yayımlandıkları,ne de tarih sıralamasına göre hareket etmişim. Benim gibi canının istediği kitaptan başlamak isteyenler için belirteyim, hiçbir ziyanı yok.
Bu kitap milli mücadele yıllarını, 1920’li yılların İstanbul’unu konu alıyor. "Orada (Anadolu'da) mücadele var, muharebe var. Mukadderatımız orada halledilecek! Asıl sahne orası. Biz burada malesef sadece seyirciyiz. Sahnenin dışındayız"
İstanbul’da, sahnenin dışındaki sahneye çıkarılan insan yüzleri..Memleketin elden gitmesine Adalar’daki evi kadar üzülmeyen siyasetçiler, işini bilirler, harp vurguncuları, işbirlikçileri; umumi bir yoksulluk ve çaresizlikle yaşamaya çalışan bir halk, Anadolu’daki mücadeleye omuz vermeye çalışan bir avuç vatansever.
"Gün, hafta, ay gibi zaman bölümlerinin yanında bir de hadiselerin iklimi vardır ki, hemen öbürleri kadar, hatta daha fazla insanların hayatını içine alırlar." Tıpkı bu alıntıdaki gibi, işgal altında olan bir şehrin iklimini aktarıyor Tanpınar. Dünya gömlek değiştirirken düğmesini iliğe geçiremeyen İstanbul’u..Bağrı açık kalmış, kuru öksürüğe tutulmuş İstanbul’u ve her öksürükte sarsılan insanlarını.
Kasvetli, ağır akan ama nefis bir dönem kitabı bu. Bir Huzur değil ama sevilesi.
Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın Sahnenin Dışındakiler kitabındaki hikaye Milli Mücadele yıllarında geçiyor. Aslında bu kitap Tanpınar’ın nehir romanlarının ikinci kitabı. Diğer kitapları ise Mahur Beste ve Huzur.
Kitapta tanıdığımız birçok isim karşımıza çıkıyor. Gerçek ile kurgu olanı birbirinden ayırt etmek bu yüzden güç oluyor. Kitap sanki bir roman değil de o dönemi gerçekten yaşayan “Cemal” adlı gencin gerçek anılarından oluşuyor hissi yaratıyor. Bu hissi bozan tek şey kitapta sık rastlanan uzun tasvirler. Mesela bir burun hakkında sayfalarca tasvir ile karşılaşacağımı tahmin etmezdim. Bununla birlikte okuduğum en iyi karakter tasvirleri ve iç okumaları da mevcut kitapta.
Okuduğum baskının (19. Baskı) dili biraz ağırdı. Günümüzde kullanılmayan pek çok sözcük olduğu için sık sık sözlük kullanmak durumunda kaldım. Ama anlatıldığı dönem düşünülecek olursa bu yadırganacak bir şey değil diye düşünüyorum. Zira günümüz Türkçe’si ile yazılsa dönemi ve dönemin önemli bir unsuru olan “ağdalı dili” anlatmak konusunda eksik kalırdı.
İşgal altındaki İstanbul’u, yozlaşmayı, hayatları ve yaşam standartları tamamen değişmiş insanları en çıplak haliyle okuduğum bu kitapta, “Sahnenin Dışındakiler” i yani merkezi Anadaolu’da olan milli mücadeleye İstanbul’da canlarını ortaya koyarak destek veren insanların hayatlarını okudum.
Kısa sürede okunamayacak ama elden de bırakılamayacak bir eser.
Bir edebi deha olarak Ahmet Hamdi Tanpınar romanı diye başlayarak aslında kitaba vermiş olduğum önemi belirtmek isterim. belli bir yere kadar normal bir kitap ; bir dönem romanı okur gibi hissettirse de sonrasında muhteşem bir yükselişle kitabı elinizden bırakmanıza imkan vermiyor .
Huzur -Mahur Beste- Sahnenin Dışındakiler sırasıyla okudum ikinci kez , sonra düşündüm kronolojik olarak iki ileri bir geri acaba Mahur beste -Sahnenin Dışındakiler- Huzur sırasıyla mı okusam diye düşündüm fakat okudum bitti bir daha ömür olursa okunur.
Bu eserleri okuyacaksanız illa bir edebi birikiminiz , belli bir olgunluğunuz olması gerekiyor . Öyle haydi ben okuyorum deyip okunacak eserler değil.
Öyle derinlikli tahliller, öyle tanış eyleyen tasvirler var ki mekanları ve insanları tavrı ve tarzı inanılmaz şekilde benimsiyorsunuz.
Ah Sabiha ve Ah Cemal ama en çok da kendini çok belli etmese de İhsan ! Nuran hafiften selam veriyor .
Devrin ahlaki içtimai ve mali durumunu hırsları ve hayalleri ile bir ülkenin kurtuluş aşamasının İstanbul ayağı az da olsa göz önüne seriliyor .
Kitap son kırk - elli sayfa gibi olsaydı öyle zor okunur du ki ; hem elinden bırakmak gelmezdi içinden hem de bırakayım da bu lezzet sürsün
Gelsin bir başka Ahmet Hamdi Tanpınar Eseri