Safahat Kitap Bilgileri
Yazar: Mehmet Âkif Ersoy
Tahmini Okuma Süresi: 30 sa. 50 dk.
Sayfa Sayısı: 1088
Basım Tarihi: Mart 2007
İlk Yayın Tarihi: 1943
Yayınevi: Beyan Yayıncılık
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789754733990
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Safahat Kitap Tanıtımı
Halkının içinden yükselmiş, ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar, Doğu'yu ve Batı'yı dili, edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesi'nin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen, at binen, gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış, Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş, gerçekleri yaşamış ve neye mal olursa olsun hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı, acıyı, yenilgiyi ve zaferi gören gözleri, her daim yaşlı duygulu bir insan, bir şair...
Bu adam, "İstiklâl Marşı"mızın yazarı Mehmed Âkif Ersoy'dur.
O, bütün hayatı, ahlâkı, kişiliği, davranış ve düşünceleriyle birlikte, kendimiz ve çocuklarımız için, hiç çekinmeden, "İşte tam bir örnek!" diyebileceğimiz, bir millî kahramandır.
Onun eseri olan "Safahat", bu milletin çağdaş destanıdır. Milletimizin bin yılda kıvama ermiş olan ruh ve fikir olgunluğu, inanç ve ahlâk sağlamlığı, cesareti ve kahramanlığı - elbette kusurları ve tedavi çareleriyle birlikte bu destanda dile getirilmiştir.
Kendisi"ni ve milletini öğrenmek isteyen genç aydınlar, onu okuyacak ve anladıkları kadar bu "millet"ten olacaklardır. Mehmed Âkif gibi bir evlâda ve "Safahat" gibi bir esere sahip olmak, bir millet için, büyük bir şans ve büyük bir mutluluktur...
Safahat Kitaptan Alıntılar
1. ".
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
."
2. "Kendi sağlam... Duygusu ölmüş, ruhu ölmüş!"
3. ".
Yetim sevindirenin ömrü çok olur...
."
4. "Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçarelerin, yoksa fellahı!"
5. "-Gamsız insanlara eğlence gelirmiş yaşamak;
Yüreğin hisli mi, işkencedesin, tali'e bak!"
6. "Ağlarım,ağlatamam; hissederim,söyleyemem,
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizârım !"
7. "...
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!*
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa."
8. "Ömrümün bitmesini bekliyor en genç döneminde!
Derin izler bırakmış acılar, alnının çizgilerinde..."
9. ""Aldanma insanların samimiyetine!
Menfaatleri gelir her şeyden önce.
Vaad etmeseydi Allah cenneti;
O’na bile etmezlerdi secde.""
10. "Gamsız insanlara eğlence gelirmiş yaşamak;
Yüreğin hisli mi, işkencedesin, tâli’e bak"
11. "Oku, şâyed sana hisli bir yürek lazımsa;
Oku, zirâ onu yazdım, iki söz yazdımsa."
12. "Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizârım!"
13. "Ya bu âlemde vefâ yok zâten,
Ya vefâsız bütün ebnâ-yı zaman;
Kime ok atmayı öğrettimse
Sonra bir gün beni de aldı nişan!"
14. "Şikayet olmasın amma tahammülüm bitti."
15. ""Kimden kime şikayet edelim biz de şaşırdık!""
Safahat Kitap İncelemeleri
Mehmet Akif Ersoy sadece İstiklal Marşı'nın yazarı mıdır? O sade milliyetçi duygularla hareket ederek mi bu marşı yazdı? Elbetteki hayır. Mehmet Akif Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya çıkmış İslamcılık/Ümmetçilik akımının en önemli temsilcilerindendir. Arkadaşı Eşref Edip'le Volkan ve Sebillürreşad gibi dergi ve gazeteleri çıkarmış ve "İstibdat Rejimi" olarak gördükleri İkinci Abdülhamid yönetimini eleştirmişlerdir. Mehmet Akif zamanla Osmanlı'da önemli bir isim olmuş ve çeşitli vazifeler üstlenmiştir. Kurtuluş savaşında vatan, din ve hilafetin kafirlere karşı savunulmasına destek vermiş ve İstiklal Marşı'nı bu değerler üzerine yazmıştır. Marşı Safahat adlı şiir kitabına almamış ve sadece orduya ithaf etmiştir. Ne var ki Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye yönetiminin git gide İslami değerlerden uzaklaştığını görmüş ve Mısır'a yerleşmiştir. Bir ömür omuz verdiği davanın Müslümanlar arasında yasaklı bir ideoloji haline gelmesini görmüş ve bu ruh hali içinde vefat etmiştir.
İşte bu şiir kitabı, Safahat, Akif'in bir ömür omuz verdiği davayı kendi dilince anlattığı değerli bir eserdir. Kitaptaki şiirler manzum hikayeler şeklindedir. Kitapta İslami değerler ve Akif'in onları algılayış biçimi hikaye edilerek aktarılmıştır. Vatan aşkı, ahlak, yeni nesil, istibdat, Kur'an, Hz. Muhammed (sav) ve Peygamberliği, Sahabe-i Kiram, Osmanlı ve Hilafet, Ümmet bilinci gibi önemli konular hakkında oldukça derin fikirleri içeren bu kitabı herkese tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
Mehmet Akif'in Safahat'ı XIX. yüzyılın başındaki toplumumuzun düştüğü acıklı durumun bir anlatısıdır. Her şiirinde nasıl bir gözlemci ve usta bir anlatıcı şair olduğu açıkça belli oluyor. Özellikle "Hasta", (
) "Küfe" (
) ve "Mahalle Kahvesi" şiirleri bunun en iyi örneği.
,
kitabında Akif için şunları söylüyor:
"Akif’in şiiri bir nevi günlük (jurnal) tür. Ancak, bir şairin (ben)i etrafında toplanan eşya ve olayların anlatılışı değil, bütün bir toplumun günlüğü..." (Diriliş Yayınları, 30. Baskı, s.41)
"Modern Türk edebiyatında (gerekse eski edebiyatımızda), bir dönem fikriyle donanmış olarak, belli bir dünya görüşünün ışığında, geniş anlamdaki kronikler halinde, safha safha bir kuşağın dramını veren, ilk bakışta birbirine zıt, realist çizgilerle mitleşmeye elverişli davranışlarını kaynaştırarak canlandıran böyle bir başka realizm ve destan şairimiz yoktur." (Diriliş Yayınları, 30. Baskı, s. 46)
Mehmet Akif'i ve XIX. yüzyıl başlarındaki Türk toplumunu tanımak için okunması gereken bir eser.
Akif Safahat'ını şöyle noktalıyor:
Safahât'ımda, evet, şi'r arayan hiç bulamaz,
Yalınız, bir yeri hakkında "Hazin işte bu!" der.
Küfe? Yok. Kahve? Hayır. Hasta? Değil. Hangisi ya?
Üç buçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder!
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Eser, Türkiye’de en fazla okunan şiir ve fikir kitaplarındandır[1]. İçerdiği şiirlerin konusu dönemin sosyal sorunları, tarihi ve dini konularıdır.
Kelime olarak “Hayatın değişik yüzleri, görünümleri” anlamına gelen Safahat[2], yedi kitabın da ortak adı olmuştur ancak şairin sadece 1911 yılında yayınlanan ilk şiir kitabı yayımlandığında sırf “Safahat” adını taşımıştır. Şairin daha sonra yayınladığı diğer kitaplar “ikinci kitap”, “üçüncü kitap” olarak adlandırılır ve kendilerine ait alt başlıklar taşırlar. Safahat adı altında bir araya gelmiş kitaplarının alt başlıkları sırasıyla şunlardır: Safahat (1911), Süleymaniye Kürsüsünde (1912), Hakkın Sesleri (1913), Fatih Kürsüsünde (1914), Hatıralar (1917), Asım (1924), Gölgeler (1933).
Safahati meydana getiren eserler o zamana kadar ayrı ayrı basılmakta iken yeni harflerle (Latin alfabesi) basılmaya başladığı 1943 yılından toplu olarak tek bir büyük ciltte basılmıştır.
Eserin Tevfik Fikret'ten izler taşıdığı görülmekle birlikte bağımsız bir edebi kişiliğin ürünü olduğu kabul edilmektedir[3].
Safahat’in kimi baskılarında Mehmet Akif'in sağlığında kitaplarında yer vermediği bazı şiirleri de eklenmiştir. İstiklâl Marşı ise Safahat’da yer almaz. Şair bunun nedenini marşın Türk milletinin eseri olduğu düşüncesiyle açıklamış ve bu düşüncesini “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım” sözleriyle ifade etmiştir [4]
VİKİPEDİ