Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Sabır Taşı - Necip Fazıl Kısakürek | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Sabır Taşı Kitap Bilgileri


Yazar: Necip Fazıl Kısakürek
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 43 dk.
Sayfa Sayısı: 96
Basım Tarihi: Ocak 2016
İlk Yayın Tarihi: 1985
Yayınevi: Büyük Doğu
ISBN: 9789758180011
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Sabır Taşı Kitap Tanıtımı


Olayın ezeldeki mazi ve ebeddeki istikbalde geçtiği ifade edilen piyes, ana hatlarını eski bir Türk masalından alır.



1940´da yazılan eser, 1947 senesinde açılan bir yarışmada C. H. P sanat mükafatını kazanmıştır. Ancak Juri´nin birincilik kararı, Parti ileri gelenleri tarafından iptâl edilerek piyes yarışma dışı ilân edilmiş ve olaydaki komedi(!) günün gazetelerine aksetmiştir.




Sabır Taşı Kitaptan Alıntılar


1. "İnsan dediğin kuş misali!"




2. "Sen nerede bıraktın kendini?"




3. "Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek... Sevgi aradan çıkmak, yok olmak..."




4. "Ben, içimdeki gökyüzünü, sen gelinceye kadar herkesten sakladım."




5. "Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek... Sevgi aradan çıkmak, yok olmak..."




6. "Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek... Sevgi aradan çıkmak, yok olmak..."




7. "Sensiz murat olur mu hiç?"




8. "İkiden iki çıkarsa dört kalır."




9. "Ne gelen var, ne giden; ne konuşan, ne susan!"




10. "Ağlama! Senin tek damla gözyaşına kurban etmeyeceğim şey yok. En miskin kurbanın, benim!"




11. "İnsan gül olur da, fidanı başkasının olur. İş, becerenin; kılıç kuşananın!"




12. "Sabır taşı! Mercimek tanesi kadar taş! Seni seçtim kendime dert ortağı!"




13. "Dertlerini, içinde saklıyamıyor insanlar. Derde ortak lâzım. Dert, gökyüzü gibi bir şey! Ayrı ayrı seyretsek de hepimizin çerçevesi. Üstüne perde çekilemiyor. Dert, hava gibi bir şey! Ayrı ayrı ciğerlerimizi doldursak da hepimizin malı. Bir kişinin sandığında kilitlenemiyor."




14. "Şimdi anlıyorum, sana ve murada ermek için neden düz yol olmadığını! Sen beni kırk gün kırk gece bekledinse, ben de gözlerinin içine baka baka öleceğim."




15. "Ben bir sabır taşı istiyorum. Mercimek tanesi kadar bir sabır taşı!"





Sabır Taşı Kitap İncelemeleri


"Kırk gün kırk gece bir ölü bekleyeceksin! Sonra da muradına ereceksin!"

Sabrı hep beklemek olarak düşünürdüm. Halbuki sabır direnmekti. Gerektiğinde ölümü göze alabilmekti.

Direnmek beklemeyi içinde barındırsa da  beklemek her zaman direnmeyi içinde barındırmıyor. Bazen sabır bekleyişe direnmektir. Merhum Sepetçioğlu sabrın zamanın kördüğümünü çözebilecek tek anahtar olduğunu söyler.

Cariye muradına erebilmek ümidiyle yola koyuldu. Bekledi, bekledi, bekledi...
Lâkin bekleyişine direnemedi. Direnemediği bekleyişin bedeline direnmek durumunda kaldı.
Aradan çıkarak,
yok olarak,
nefsini unutarak...

Direnmek her şartta ve durumda bozulmadan doğru istikamette sağlam kalabilmektir. Peki sırat-ı müstakîmde olmak murada erişebilmek için sınanmayı gerektirmez mi?
İşte sadakatimiz bu sınanma sürecinde ortaya çıkar. Allah'ın kullarını imtihan etme gayesi de sadakatimizi ortaya çıkarmak değil midir?!

Saray masallarını severim. Ancak tiyatro türünde ilk defa bir kitap okudum. Necip Fazıl beşerî keşiflerin en büyüğünün tekerlek, sanat şekilleri içinde en büyük keşfin tiyatro olduğunu söyler. Hayatı da bir tiyatroya benzetir. Ayette de Dünya Hayatının oyun ve eğlence olduğu söylenmiyor mu?

Sabır Taşı birkaç saatte okunabilecek bir kitap ama üzerinde belki birkaç saatten fazla düşünülmesi gereken bir masaldı benim için.

Kitabı okuyanlara ve okuyacak olanlara cariyenin konumuna bekleyiş ve direniş penceresinden bakmalarını ve düşünmelerini  naçizane tavsiye ediyorum.




Kitapta iki tiyatro eseri mevcuttur. Okuduğum eser (3. Baskı) olduğundan Büyük Doğu Yayınları iki ayrı tiyatro eserini bir kitap halinde yayınlamış. Yeni basımlarda, iki eser ayrı kitap halinde. Birincisi Sabır Taşı, ikincisi Ahşap Konak. Sabır taşı, piyesinde beklemenin en güzel şekli anlatılmış. Öylece bir ölünün baş ucunda beklemek ne olacağını bilmeden. Gaybı bilmeyen birinin bekleyişi. Bütün bekleyişlerini boşa çıkaran o olay olana kadar. Sevdiği adam elinden saniyelerle nasıl alındı bende şaştım kaldım. Onca bekleme yetmezmiş gibi sevdiğinin evinde evli olduğunu bilerek, hizmetçi olması da cabası. Sonucu tatlıya bağlansa da. Bu kitapta anlatılmak istenen Sabır teması, Allah'tan gelen her ne ise tamamen bir teslimiyet içinde olmayı anlatıyor. Sizin için hayr olan belki şer, şer olan belki hayır kısmını yaşamış bir insanın hayatı.
Ahşap Konak, piyesinde ise iki nesil bir konak. Çatışmalar, kavgalar, anlayışsızlık, ahlaksızlık her türlü fitnenin kol gezdiği bir çatı katı. Ve onca horlanmaya rağmen yaşayan alt kat ki yaşlı, saygıya layık insanlar. Paraya tapan ve tek eğlenceleri kumar olan yeni nesil. Onları düzeltme gayreti içinde olan aileleri. Hatalarından ders çıkarmadıkları yetmezmiş gibi ahlaksızlıklarına kılıf uydurma peşinde olan gafil insanlar. Neyse ki en sonunda çürümüş, kokuşmuş rezalet yuvası duman kokularıyla piyesi kapatır.




Ana hatları eski bir Türk masalından alınmış olan bir piyes...

Piyes okumayı pek sevemesemde yıllar önce yine Üstadın bir Adam yaratmak adlı kitabını okuyup hayran olmuştum. Çok yönlü bir yazar ve hayran olmamak elde değil.

Kitapta genç bir kıza cinlerin 40 gün boyunca bir ölüyü bekleyeceği ve muradına ereceği haber veriliyor.

Sonra yola çıkan genç kız yolda bir derviş ile karşılaşıyor. Bu dervişin her soruya Yunus Emre'nin şiiri ile cevap vermesi çok hoşuma gitti. Bilenler vardır tıpkı Kur'an ayetleri ile konuşan yaşlı kadın gibi... Sonrasında ise kızımız 40 gün bir şehzadeyi bekliyor. Ancak muradına hemen eremiyor. Orada teslimiyet ve sabır gerektiren bir imtihan veriyor.

Sabır kelimesi genç kızın teslimiyeti üzerinden okuyucuya veriliyor.

Taş olsa çatlar dediğin yerde sabrın sonunda selâmete ulaşılıyor. Sabreden derviş muradına ermiş misali...

Yine kitapta önemli mesajlardan biri de cariye karakteriyle vurlanıyor. İnsanın doğru olması, hile ile başkasının hakkını gasp etmemesi. Yalan söyleyen kişi bir müddet kazançlı gibi görünse de muhakkak sonunda ziyana uğruyor. 'Eğri hiç doymamış. Doğru ise yolda kalmamış.' çok doğru bir söz.

Çok kısa bir kitap. Ancak üzerinde çok fazla düşünülmesi geren bir kitap.

Ben çok severek okudum.

Keyifli okumalar




Eski dönem yazarlarından kimle tanışmak istersin deseler kesinlikle Necip Fazıl Kısakürek derdim
#SabırTaşı 'nı okudum 1 saate kalmadan bitti ama hiç bitmesin istedim gerçekten.
Kendi halin de olan Genç Kızımız işlemesini yaparken cam kenarına gelen kuşun " Kırk gün kır gece bir ölüyü bekleyeceksin ve muradına ereceksin " demesiyle başlıyor her şey. Genç kızın ninesi ona inanmıyor ve kısa bir plan yapıp oda içindeki ambara saklanıyor. Kuşun dediklerine bu sefer kendisi de şahit oluyor ardından derhal bulundukları yeri terk etme kararı alıyorlar ve düşüyorlar yollara. • Genç kız ve ninesi uzun yolun sonunda bir derviş görürler ve ondan akıl alabilmek adına yanına giderler. Derviş'in yanına vardıkları zaman her ikisi de söylenenlerden hiç bir şey anlamazlar. Daha sonra Derviş bulunduğu yerden kalkıp yoluna devam edecekken Genç Kız Derviş 'e seslenir ve son bir medet umar. Derviş'in dudaklarından ise Sabır Taşı dökülür sadece ve her şey bu noktadan sonra daha da çıkmaz bir hal alır... Genç Kızın başına gelene inanamayacaksınız. İyi niyetinin ona nasıl pahalıya patladığını görecek ve onun olaylar karşısında ki duruşuna da hayran olacaksınız kesinlikle. #SabırTaşı bir #TİYATRO oyunu . Daha önce ki okuduğum #ReisBey kitabıda öyleydi. Sahneleri okurken canlandırmayı deneyin o zaman çok daha keyifli bir hâl alıyor. Yani demem o ki... Ben bu kitaba da BA YIL DIM ...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: