Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Rüzgara Dokunmak - K. Kübra Berk | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Rüzgara Dokunmak Kitap Bilgileri


Yazar: K. Kübra Berk
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 448
Basım Tarihi: 2020
İlk Yayın Tarihi: 2020
Yayınevi: Ephesus Yayınları
ISBN: 9786257077262
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Rüzgara Dokunmak Kitap Tanıtımı


Siz her şeyi geride bıraktığınızı düşünmenize rağmen, geçmişin izlerinden kaçmak ne kadar mümkün?



Rüzgâr Ulu, asistan doktor olarak çalıştığı hastanede sıradan bir hayat süren genç bir kadındır.

Ta ki kapısının önünde, birtakım saplantılı aşk notları bulana dek... Bu korkunç notlarla beraber zihnine şüphenin ilk tohumu düşer ve geçmişin kirli izlerinin peşini bırakmadığını fark eder.

Mavi Gece'den tanıdığımız Emir ve Gece'nin de yer aldığı romanda Rüzgâr artık ılık bir melteme değil, fırtınaya dönüşmek zorundadır.

Peki, Mavi Gece'nin Tuna'sı bu fırtınanın oluşumunda nasıl bir rol oynayacaktır?

Bu kitapta kendi kaderini şiddete teslim etmeyen güçlü bir kadının hikâyesini okuyacaksınız.



Birine sıkıca sarılmak canını acıtmadığında güzeldir.

Kemikleri kıran sevgi, artık sevgi değil, sevgiye ihanettir.




Rüzgara Dokunmak Kitaptan Alıntılar


1. ""İyiyim"
Uzun zamandır söylediğim en anlamsız yalandı.."




2. "Sevdiklerini kaybetse bile yaşama meydan okumaya devam eden insanları kimse yenemez."




3. ""Sevgi öldürmez, yalnız hayat verir.""




4. ""Hayat yaşayabildiklerin kadardır.""




5. ""Birine sıkıca sarılmak canını canını acıtmadığında güzeldir. Kemikleri kıran sevgi, artık sevgi değil, sevgiye ihanettir.""




6. ""Sizi anlamayacak insanlar için nefesinizi tüketmektense onları kendi kirli dünyalarında, inandıkları kör düşüncelere mahkûm etmek çok daha acı vericiydi.""




7. ""Bu dünyada adını bile duymadığınız, yüzünü hiç görmediğiniz, belki de ömrünüzde hiç rastlamayacağınız, tanımadığınız bir insanla aynı acıları paylaştığınız tek yer yarım kalmış bir kitap satırı olabilirdi.""




8. ""Bir çiçeğin kokusuyla mest olmanın bedeli defalarca tenime batan dikenleri tek tek ayıklamak zorunda olmak mıydı?""




9. ""Sevgi öldürmez, yalnız hayat verir.""




10. ""Çünkü biliyordum ki kelimeler bazen hayatın aynası olurdu, hayal gücü deyip geçmek anlamsız gelirdi.""




11. ""Sevdiklerini kaybetse bile yaşama meydan okumaya devam eden insanları kimse yenemez.""




12. ""Zor olan kaybettiklerinle yaşamak.""




13. ""Güneşli günleri görebilmek için hep çamurlu yollardan mı yürümek gerekecekti""




14. "şiddetin hiç bir türü masum değil."




15. ""Bazı insanlar tenezülle değmezdi.""





Rüzgara Dokunmak Kitap İncelemeleri


Okurken her bir sayfasında farklı bir hissin derinliklerine savrulduğum, büyük bir mücadelenin kahramanı olmasından ise gurur duyduğum Rüzgar ile tanıştırmak istiyorum sizi.

Çocukluğunda geçirdiği zor hayattan kaçarak kendisini kurtarmayı bir nebze başarmış olsa da, tırnaklarıyla kazıyarak geldiği noktanın sarsılmasıyla en derin korkularıyla yüzleşen çok güçlü bir kadın var karşımızda. Adı Rüzgar, bazıları için ise Fırtına. Hayatı boyunca karşılaştığı tüm zorluklarla göğsünü gere gere savaşmış olan bu güçlü karakterimiz başarısının zirveye tırmandığı bir dönemde kapısına bırakılmaya başlayan notlarla birlikte elindeki iplerin kontrolünü yavaş yavaş kaybetmeye başlıyor. Bir yandan doktor olmak için var gücüyle çabalarken diğer yandan da şiddetin en aşağılık yönlerine maruz kalıyor. Buna rağmen esmeyi asla bırakmıyor, karşısına çıkan her türlü engeli bir fırtına misali uzaklaştırmayı başarıyor. Bu kitapta bir kadının psikolojik şiddetle savaşını ve onun başarı öyküsünü okuyorsunuz, unutmayın bu meşakkatli yolda dimdik durabilmeniz çok önemli...

Rüzgar gibi güçlü bir karakteri okumak, onun hikâyesinde onun mücadelesine şahit olmak gerçekten çok güzeldi. Tuna ise her daim destekleyici ve sevgisini en güzel şekilde ifade ederek kalbimi kazanan kitap karakterlerinden birisi oldu. Rüzgar'ın hikayesinin burada sona erdiğini düşünmeyin sakın, asıl savaş bundan sonra başlıyor....




Rüzgâr, babasından gördüğü şiddetten kaçmış, yıllardır kendine kurulu bir düzen kurmuş, İstanbul'da bir hastanede oldukça başarılı, birçok uzman doktor tarafından takdir gören bir asistan doktordur. Hayatı gayet güzel giderken ona bir takım saplantılı notlar gelmeye başlar. Bu notları ilk başlarda umursamayan, hatta kendisine yanlışlıkla geldiğini düşünen Rüzgâr, bir süre sonra bu konu hakkında çok yanıldığını fark eder. Notlar dayanılmaz bir hâl almaya başlar. Hatta Rüzgâr bu saplantılı kişi tarafından darp edilir. Hem de durduk yere. Ama bu süre zarfında yalnız değildir. Ona her türlü destekte bulunan Tuna Kartal... O koca, merhametli yüreğine Rüzgâr'ı da sığdırır.


Bu kitap benim için çok ayrı bir yere sahip oldu. Maalesef günlük hayatta bu tür olaylarla karşılaşmak zorunda kaldığımız bir konu üzerinde duruyor yazarımız. Kadınların nasıl zorluk çektiği, bu zorlukları kimseye ispatlayamadığı... Defalarca polise gidip, her şeyi anlatıp, nasıl da eli boş döndüğü... 'Bu böyle bir şey yapmaz...' 'Sen yanlış anlamışsındır...' diyerek nasıl hiçbir şey yapılamadığını açıkça gösteren bir kitap. Aslında bizim dürüst, başarılı diye nitelendirdiğimiz, çok yakın olduğumuz bazı kişilerin arkamızdan neler düşündüğünü, ne gözle bakabileceğini gösteren bir kitap. Ve bunların karşısında dimdik duran, hayatından taviz vermeyen güçlü bir kadın... Böylesine güçlü bir karakteri okumak bana da güç verdi. Hiçbir zaman pes etmeyen, düştü düşecek dediğiniz kadının dimdik durması... Buraya yazılabilecek çok şey var. Ama işin kısası; Rüzgâr bize dokundu, biz ise Rüzgâr'ın kalbine...




Rüzgar gerçekten çok başarılı genç bir asistan doktordur. Hastanede herkes onu hırsı, zekası ve azmi ile tanımlar. Babasının şiddetinden kaçmış ve İstanbul'a gelerek kurulu bir düzeni ile yaşamaktadır. Fakat bir gün hastaneden eve döndüğünde kapısında Rüzgar'a saplantılı bir aşık tarafından yazılmıştır. Bunun ardından Rüzgar'ın hayatının nasıl değiştiğini ve neler yaptığını okuyoruz.
...
(Spoiler yok rahat olun okuyabilirsiniz)
Bu kitap gerçekten de çok güçlü bir kadın karakteri anlatıyor. Ben hep güçlü kadın karakterlerini sevmişimdir. Çok güzel kitaptı. Ben şahsen kitabı bir günde bitirdim. Çok sürükleyici bir kitap olduğunu düşünüyorum. Rüzgar bana gerçekten çok iyi örnek oldu. Mavi Gece kitabını okumadan bu kitabı okumanızı pek önermem. Çünkü eğer planlarınız da Mavi Gece kitabını okumak da varsa çok fazla spoiler yersiniz. Ben Mavi Gece kitabını okumadan Rüzgara dokunmak kitabını okudum. Ve çok fazla spoiler yedim. Ama bu kitabı sevmemek için engel değil. Rüzgara hayranım. Okuduğum en güçlü kitap karakterlerinden biri olabilir. Okuyun okutturun. Özellikle kadınların şiddet gördüğü ve hiç bir şeyin yapılmadığı bir ülkede yani adaletsiz bir ülkede yaşıyorsanız gerçekten bu kitap çok güzel örnek olacaktır. Türkiye'de kadın olmak çok zor fakat kadın ölmek çok kolay. Kitapta +18 yok.




"Dünyanın en güzel rengi," diye mırıldandım Tuna'nın güneşte daha açık bir renge bürünen harelerini hayal ederken. Ah, yokluğunda bile kalbimi tekletmeyi başarabilen tek kişiydi. "Kahverengi, dünyadaki en sıradan renktir."

Burak'a gözlerimi devirdim. "Saçmalama."

"İlk kez bu rengi böylesine seven birini görüyorum." Kıkırdayıp kahvemden bir yudum aldım.

"O renkte benim gördüklerimi görmüyorsunuz çünkü,"

diye fısıldadım dumanı tüten kahvemin sıcaklığını yüzümde hissederken.

Onu çok özlüyordum.

Keşke tam şu anda Tuna'yı baş ucumda hissedebilseydim. "O çirkin renkte bizim göremediğimiz ne olabilir ki?"

Burak sigarasından bir duman daha çekerken ona yanıt vermek yerine başımı kaldırıp bulutları seyretmeye başladım. Baktığım her yerde anlamsız şekilde kahve gözleri görüyor ve zaman zaman akıl sağlığımdan endişe ediyordum. "Hiç âşık oldun mu?" diye sordum bir anda Burak'a.

Şaşkınca dönüp bana baktı. "Ben mi?" "Evet," diye fısıldadım gökyüzüne bakmaya devam ederken. "Eminim olmuşsundur."

Burak'a bakmıyordum ancak başını salladığını göz ucuyla görebildim. "Oldum," dedi.

"Sence aşk, herkese aynı şeyleri mi hissettiriyor?"

Burak bir süre sessiz kaldı. Tuna'ya sarıldığım, kokusunu içime çektiğim zamanları, saçlarımı okşayan parmaklarını, du- daklarını dudaklarıma değdirdiğinde dünyamın dönmeyi bıraktığı anları düşündüm.




Rüzgar Ulu, şu ana kadar okuduğum kitaplardaki en güçlü kadın karakter sen olabilirsin.Gerçek olsaydın, sana sımsıkı sarılır gücüne güç katmak isterdim.

Evet, kitaba başlamadan önce biraz endişem vardı.Çünkü bu tarz bir kitap okumayı planlamıyordum ama kitaplarıma erişimim o an olmadığı için okuyabileceklerim sınırlıydı bende başlamaya karar verdim.Ve iyi ki okumuşum diyorum.Kitaba bayıldım.Çok sürükleyiciydi.Konusundan bahsetmeyeceğim çünkü arka kapakta aşağı yukarı ne ile ilgili olduğunu anlıyorsunuz zaten.

Okurken, ana karakterimiz Rüzgar kadar en az bende öfkelendim, sinirlendim, başına gelenlere isyan ettim.Kendimi Rüzgar’ın yerine her koyduğumda tüylerim diken diken oldu.
Erkeklerin kadınlara yaptığı psikolojik ve fiziksel şiddetleri her gün duyuyoruz, öfkeleniyoruz.Ama kadının kadına yaptığı zulümlere hala inanamıyor ve bin kat daha öfkeleniyorum.O yüzden Burcu ve Umay karakterlerini her gördüğümde “neden” diye çığlık atmak istedim.

Tuna karakterinin ise Rüzgar’a olan desteği,onu cesaretlendirmesi, düşmesine asla izin vermeyişini, ona olan sevgisini görmek çok güzeldi.Kitabın yarısına doğru o kişinin kim olduğunu tahmin edebilmiş olsam da bu beni hiç rahatsız etmedi.Çünkü Rüzgar’ın hayatından vazgeçmeyişini, pes etmeyişini, mesleğine olan azmini okumaya devam etmek istedim.

Kitap, edebi olarak bir şaheser olmasa da yazarın yarattığı karakterler ve konu itibariyle bence mutlaka okunmalı.Tavsiyemdir.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: