Rüzgar Gülü Kitap Bilgileri
Yazar: Halil Cibran
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: Ağustos 2013
İlk Yayın Tarihi: 1900
Yayınevi: Avrupa Yakası Yayınları
ISBN: 9789944979931
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Rüzgar Gülü Kitap Tanıtımı
Halil Cibran'ın 2. eseri olma özelliğini taşıyan kitap aynı zamanda yazarın sanatının gelişmesinin de habercisidir. Eseri farklı bir tarzla kaleme alan yazarın anlatımda sergilediği ustalık okuyucuyu derinden etkiliyor. Neyin habercisi olduğunuza karar verme zamanı...
"Gerçek olan şu ki: Biz her zaman kendi habercilerimizdik ve bundan sonra da her zaman kendi habercilerimiz olarak kalacağız. Topladıklarımızın ve toplayacaklarımızın hepsi el değmemiş tarlalarda hayat bulacaklar. Biz tarlalarda; hem çiftçi, hem toplanan, hem toplayanız.
Sen siste dolanan bir arzu olduğun zamanlar ben de aynı siste dolanan bir arzu olarak oradaydım. Sonra birbirimize aktık ve isteklerimizden düşlerimiz doğdu. Ve o düşler sınırsız zamandı ve ölümsüz boşluktu."
(Tanıtım Bülteninden)
Rüzgar Gülü Kitaptan Alıntılar
1. ""İçimde yalnızlığımın ötesinde bir başka yalnızlık var.""
2. "Yüreğim derinliklerinde bir kuş uçtu göklere. Uçtukça daha da büyüdü. Ancak yüreğimi terk etmedi..."
3. "Sahip olmak istiyorsan talep etmemelisin."
4. "Rüzgârgülü şöyle dedi rüzgâra: " Ne kadar da sıkıcı ve tekdüzesin! Benim yüzümden bir başka yöne esmek bilmez misin? Bana tanrı ''nın bahsetmiş olduğu durağanlığı altüst ediyorsun."
Rüzgâr yanıt vermedi, safi güldü boşlukta.."
5. "Yüreğimin derinliklerinden bir kuş uçtu göklere. Uçtukça daha da büyüdü. Ancak yüreğimi terk etmedi."
6. "yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin karmaşasıdır."
7. "Gönüllerinizi verin, fakat diğerinin himayesine değil."
8. "Sen sandığından çok ama çok büyüksün."
9. "Yüreğimden göğe doğru yükseliyorum yine de, seni yüreğim tutuyor ve ben huzur bulacağım."
10. "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var.."
11. "Hareket düşüncelerimizde.Düşünce olmadan hiçbir şey hareket edemez."
12. "Saf yaratıldım ve sonsuza dek saf kalacağım. Karanlığın bana dokunmasına veya pisliğin yanıma yaklaşmasına katlanacağıma,yanıp beyaz küllere dönüşmeyi yeğlerim!
Dedi,beyaz kâğıt."
13. "Yine yüreğimden çıkıp yükseliyorsun sen göklere."
14. "Bağışla yoldaşım; çok oyalandım."
15. "Yüreğimin derinliklerinden bir kuş uçtu göklere. Uçtukça daha da büyüdü. Ancak yüreğimi terk etmedi."
Rüzgar Gülü Kitap İncelemeleri
Kitap, Halil Cibran'ın yazdığı ikinci eser olması sebebi ile ilgimi çekmişti. Kolay okunan, üzerinde diğer okuduğum eserleri kadar düşünmeme sebep olacak cümlelere çok rastlayamazsam da keyif vericiydi...
Bir saat gibi kısa bir sürede okunacak bir eser...
Eser iki sayfalık denemeler ve şiirlerle yazılmış. Çoğunlukla herkesin aynı şeylere bakıp farklı düşünceleri, fikir zıtlıkları konu edilmiş olsa da verilen bilgiler, herkesin bildiği şeyler olmuş...
Cibran'ın eserlerinde yer alan bilgece cümleler bu kitapta oldukça az. Neye nasıl bakarsan öyle görürsün kavramı üzerinde durulmuş...
Özellikle ülke yöneten kralların, kendi yüksek egolarından ve onları terk edişleri ile ilgili denemeler var. Kendileri ile yüzleştikçe, makamlarının, tahtlarının mutlu olmak için yetmediği, asıl mutluluğun iç huzurlarında olduğu ve bunu keşfetmeleri için makamlarının ne kadar boş ve anlamsız olduğunu anlamaları gerektiği anlatılmış...
Halil Cibran her eserinde olduğu gibi, insan, doğa, vatan sevgisi bu eserinde de göze çarpıyor. Bağımlılıkların bu ister makam olsun, ister bir aşk olsun, isterse başka insanların üzerimizde kurdukları hakimiyet olsun, Cibran'a göre hiç fark etmez, zincirlerimizi kırmadan özgür olamayacağımızın altı çizilmiş...
Halil Cibran'ın kitaplarında mutlaka kendimize katacağımız bilgece öngörüler var. O yüzden yazarın tüm eserlerinin birbirinden kıymetli olduğunu düşünüyorum...
Okumamış olanlara tavsiye ederim...
Halil Cibran denince öncelikli olarak akla gelen kavram, “Doğu felsefesi”dir. Bu yüzden kitaplarını okumadan önce Doğu felsefesinin mantığını biraz çözümleyebilmek gerekir. Aksi takdirde şiir ve metinlerin ardında yatan anlamı çözebilmek oldukça zorlaşır ve bazen de bu anlatım tarzı pek bir şey ifade etmez.
Burada kısaca ele almak gerekirse, Doğu felsefesi yaşamın anlamı üzerine eğilme ve varlığın özündeki hakikate ulaşma çabasıdır. Batı felsefesinin savunduğu bireyselciliği değil, aksine kolektivizmi temel alır ve bir yandan “ben” kavramının keşfedilmesinde anlam bulmaya çalışırken, diğer yandan da insanların ve hatta grupların eylemlerine ve düşüncelerine odaklanır. Temel ilkesi birlik olmadır. Özetle, Batı felsefesi
“ben” derken, Doğu felsefesi “biz” üzerine düşünce sistemini oturtmuştur. Biri hakikati, diğeri ise anlamı bulmayı kendine hedef edinmiştir. Bu yönüyle de Doğu felsefesi kendince daha çok manevi bir yaklaşım tarzı yakalamış, Batı felsefesi gibi daha bilimsel ve daha akla yakın olmamıştır.
Halil Cibran eserlerinde daha çok aşk, ölüm, doğa ve yurt özlemi gibi konuları işlemiştir ve eserlerini bir nevi kendi dinsel ve mistik iç dünyasını yansıtmak için kullanmıştır. Eserlerinde lirizmle dolu oldukça romantik bir tarz görmek mümkündür.
Yazarın kısa hikâyelerden oluşan bu kitabı da her eserinde olduğu gibi yine ders verici nitelikte kaleme alınmış ve konular yazarın geniş bakış açısıyla değerlendirilip bilge insana dönüşmenin ipuçları okuyucuya sunulmuştur.
Halil Cibran'ın 2.eseri olan bu kitabı evde olan kitaplar arasında gördüm ve okumaya başladım. Açıkçası önceden bu yazarı duymamıştım halbuki çok bilinen ve bilinmesi gereken bir yazarmış.
.
.
Neyse kitabın incelemesine geçelim: Kitabın 55.sayfasına kadar yazarın hayatı anlatılmaktadır. Bu önce garip gelse de hoşuma gitti. Garip gelmesinin nedeni normalde kitapların en fazla ilk birkaç sayfasında yazarın hayatına yer verilmekte. Bu kitapta ise 115 sayfalık kitabın 55 sayfasında yazarın yaşamını okuyunca benim gibi düşünenler olmuş olabilir. :)
Kısa kısa öykü - deneme - şiir derlemesi halinde olan kitap anlatımda genel bir bütünlük sağlamasa da yazım dilinde bütünlüğünü korumaktadır. Geçişler beni rahatsız etmedi. Ancak kısa kısa oluşturulmuş başlıklardan sadece ilki olan 'Haberci' aklımda kalarak tekrar okuma isteği uyandırmıştır. Kitabın tamamında aynı tadı yakalayamadım ama Halil Cibran okumak isteyenler için de tavsiye niteliğinde evet okunabilir diyebileceğim bir kitap.
Kitaptan alıntı: Kendinin habercisisin sen ve etrafında inşa ettiğin kuleler öz benliğinin yanında uzanan yapılardır. Ve o öz de ayrı bir yapı haline gelecek. Bende kendimin habercisiyim; çünkü tan vakti önümde metrelerce uzayan gölge, güneş en tepeye çıktığında ayaklarımın altına çekilecek. Bir başka gün doğumunda başka bir gölge uzanacak önümde ve oda başka bir öğlende ayaklarımın altında yok olacak.
Kitap incelemelerini sevmem ben pek. Bu, incelemesi yapılan kitaplara veya benim kitap sevgime halel getirir mi bilmem ama sevmem işte. Benim okuyacağım bir kitabı ilk ben tanıtmak isterim kendime. İlk fikre ben sahip olmak isterim kendimce. Dünyanın en güzel kitabı olsun ya da olmasın ilk sözünü ben söyleyeyim o kitap hakkında kendime. O yüzden pek okumam incelemeleri. Yazmam da. Bir takım istisnalar olacak. Bu Cibran'a olsun.
Rüzgar Gülü, Halil Cibran'ın ikinci kitabı. Maviçatı Yayınları'ndan okudum. Elimdeki kitap 115 sayfa. 'O rüzgar' elli üçüncü sayfada esmeye başlıyor. Tarlakuşundan özgürlük, kurbağalardan filozof yaratan adamın hikayeleri kitap sonuna kadar sarıyor sizi. ('BİLGİ VE YAZI-BİLGİ' ve 'BİLGE VE OZAN' hikayeleri kalp kalp kalp...) (yüz kere okudum o ikisini.) Kitabın başında da Halil Cibran'ın hayatına dair bilgiler var ve güzel detaylar. Doğumu... ABD'ye göçü... Aşkları... 13 yaşındaki fotoğrafları... Mesela bir de Mary ile mektupları... On yedi buçuk yıl süren konuşmaları... Mesela Cibran'ın Mary için kitaplarını İngilizce yazması ve Mary'nin onun için Arapça öğrenmeye kalkışması...
Böyle güzel detaylar işte...
Bir şey söyleyerek büyüyü bozmak istemiyorum.
Şiddetle değil sevgiyle tavsiye ederim.
Çok keyifli okumalar dilerim.
Sık sık haksız eleştirilere maruz kaldığını düşündüğüm, kendine has muazzam bir anlatımı bulunan, eşi benzeri olmayan bir yazar
Kısacık hikayelerine devasa anlamlar kazandırmış, hem edebi içerikleri doyasıya barındıran hem de eğitici, derin anlamlara sahip bir kitap sunmuş okurlarına değerli yazar. Yazım dili o kadar ustaca ki, hikayelerde yer alan cümleler arasında ahenk ve kafiye var birer şiir misali. Bu öyle bir yazarın kitabı ki okuma esnasında, cümlenizi bitirmeden araya biri dahil olup okumanızı yarıda keserse, cümleyi, hatta paragrafı, zaman zaman da tüm hikayeyi baştan okumanız gerekir. Yalın bir anlatım değil yazım tercihi. Yazarken kelimelerle oynamayı, sıradışı yazmayı seviyormuş bilge adam.
'ın bu ve diğer hikaye kitaplarını tavsiye ediyorum. Lütfen okurken, ilgi ve odağınız kitap üzerinde bulunsun. Zira cümleyi dikkat dağınıklığıyla tamamladığınızda anlam bulmanız da zorlaşacaktır. Ve ayrıca tüm hikayelerin altında yatan mesajı anlamaya çalışın. Sıradan dahi görünse o hikaye, aslında yaşadığımız hayatlarımızla bağdaştırılabiliyor ve ders niteliğinde oluyor.
Kitabın puanlaması bir hayli düşük. Eğitici içerikler barındıran kitapların puanlamaları, yalın dille anlatılmış film izler gibi okunan, edebi ve eğitici içeriklerden uzak kitapların altında kalmamalı.
Keyifli Okumalar.