Ruhlar Kütüphanesi Kitap Bilgileri
Yazar: Ransom Riggs
Tahmini Okuma Süresi: 14 sa. 44 dk.
Sayfa Sayısı: 520
Basım Tarihi: Ekim 2018
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2016
Yayınevi: İthaki Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053755890
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Ciltli
Ruhlar Kütüphanesi Kitap Tanıtımı
Tuhaf çocukların hikayesi, serinin üçüncü kitabı Ruhlar Kütüphanesi'yle son buluyor. Olağanüstü güçlere sahip bir çocuk. Ölümcül canavarlardan oluşan bir ordu. Tuhafların geleceği için verilen destansı bir savaş.
Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları ile başlayan ve Gölge Şehir ile devam eden macera, Ruhlar Kütüphanesi'nde nefes kesici bir son buluyor. Öykümüz on altı yaşındaki Jacob'ın yeni bir özel güç keşfedip, tuhaf yoldaşlarını sıkı korunan bir kaleden kurtarmak için tarihin içine dalmasıyla başlıyor. Bu yolda Jacob'a, ateşi kontrol edebilen Emma Bloom ve kayıp çocukları bulmakta üstüne olmayan Addison MacHenry adlı bir köpek eşlik ediyor.
Günümüz Londra'sından, Viktorya İngilteresi'nin en korkunç mahallesi olan Şeytanın Arka Bahçesi'nin labirentvari arka sokaklarına seyahat edecekler. Burada, bütün tuhaf çocukların kaderleri belirlenecek. Serinin önceki kitaplarında olduğu gibi, Ruhlar Kütüphanesi heyecan verici fantazi ile daha önce hiç basılmamış eski fotoğrafları ve eşi benzeri olmayan bir okuma deneyimini kusursuz biçimde bir araya getiriyor.
Ruhlar Kütüphanesi Kitaptan Alıntılar
1. ""Arkadaş kılığına girmiş bir fırsatçı, en az düşmanınız kadar tehlikeli olabilir.""
2. "Kalbi olan her şeyi iyileştirebilir."
3. "Eğer kalbinin her şeyi hissetmesine izin verirse mahvolurdu. Bu nedenle onu ehlileştirmek, susturmak, kapatmak zorundaydı."
4. "Eğer kalbinin her şeyi hissetmesine izin verirse mahvolurdu. Bu nedenle onu ehlileştirmek, susturmak, kapatmak zorundaydı."
5. "Kimse sevdiğiniz insanlar kadar canınızı yakamaz.."
6. "...hayat ayaklarımızın altına daima gül yaprakları sermez, öyle değil mi?"
7. "Keşke kendimi senin gördüğün gibi görebilsem..."
8. "Kimse sevdiğiniz insanlar kadar canınızı yakamaz."
9. "Kalbi olan her şeyi iyileştirebilir."
10. "Eğer kalbinin her şeyi hissetmesine izin verirse mahvolurdu. Bu nedenle onu ehlileştirmek, susturmak, kapatmak zorundaydı."
11. "“… ileride tutamayacağın sözler veriyorsun. Birbirini seven insanların canını asıl yakan da budur.”"
12. "Hayat ayaklarımızın altına daima gül yaprakları sermez, öyle değil mi?"
13. ""Biraz umudun kimseye zararı olmaz.""
14. "Akılsızca davranmakla tamamen aptalca davranmak arasındaki ince çizgiyle ilgili sıkıntı, genellikle artık çok geç olana dek çizginin hangi tarafında olduğunuzu fark etmemenizdir."
15. "İleride tutamayacağın sözler veriyorsun. Birbirini seven insanların canını asıl yakan da budur."
Ruhlar Kütüphanesi Kitap İncelemeleri
Ben bu yazarın kalemine aşığım. Kolay kolay bir yazarın kalemine aşık olmam da. Betimlemelerin gerektiği yerde gerektiği kadar yapılması, duyguların bize sanki biz o karaktermişiz gibi şekillenmesi, karakter yelpazesi, diyaloglar, davranışlar, seçimler, aşkın hem olayların önüne geçmemesi hem de ailesinden ve kendisinden önemli bir sıraya koymaması, mantık hatasının olmaması, benzetmelerin çok hoş ve tuhaf olması, gerçek hayattaki olayları çarpıtarak kitaba aktarması, hayal gücünün bambaşka bir boyutta olması, fotoğraflar kısacası kitapla alâkalı her şey mükemmeldi. Sadece hangi karakterin bize ihanet edeceği çok belliydi. Ama buna rağmen bile çok iyiydi. Zaten ilk iki kitabı da çok beğenmiştim, bu kitapla birlikte yazardan okuduğum kitapların hepsine çok yüksek puanlar vermiş oldum. Özetle bu seriyi okumanızı tavsiye ederim. Sadece 13 yaş ve üzeri kişilere öneririm.
Karakterlerin hepsi olması gerektiği gibi davranıyordu. Enoch, huysuz biri gibi görünse de en gerçekçi konuşanlardan biriydi. Emma, yaşının ağırlığı nedeniyle mantıklı kararlar verebiliyordu. Bronwyn, annelik iç güdüsüyle herkesi korumaya çalışıyordu. Bayan Peregrine, kaç yıllık ailesi olan çocukların üzüntüsünü boş vermeyip her şeyi yapabilecek potansiyele sahip birisiydi. Ve ben bu kitapta geçen, düşman tarafından olmayan, herkesi çok seviyorum. Eğer ki okursanız sizin de seveceğinizden eminim.
Herkese Merhaba....
Bu gün sizlere Ruhlar Kütüphanesi kitabı ile geldim. Serinin en heyecanlı, en sarsıcı, en muhteşem kitabıydı.... Yerimde duramadığım, acaba şimdi ne olacak diye sayfaları arşınlayıp bitirmeden elimden bırakamadığım bir okuma oldu. Ve yazarımız kitabı yine öyle bir yerde bitirdiki dördüncü kitapta ne olacağını çok merak ediyorum. Fantastik aşığı bir insan olarak seri kesinlikle en favori serilerim arasına girdi. Yazarın hem kurgusu hem de oluşturduğu tuhaf dünya kesinlikle okumaya değer. Herkese şiddetle tavsiyemdir.
!!!Serinin diğer kitaplarını okumayanlar için spoi içerir.!!!!
Gelelim konusuna;
"Gölge Şehir; hortlakların bütün tahaf çocukları toplayıp kaçırırken konuşan köpek Addison'un Emma ve Jacob'ı kurtarması aynı zamanda Jacob'ın güçlerini keşfetmesi ile bitmişti. Şimdi bu üçlüyü çok zor bir görev beklemekte. Hem tuhaf çocukları hem de tutsak tutulan bütün ymbrylerı kurtarmaları lazımdır. Bunun için herkesin girmeye korktuğu Şeytanın Arka Bahçesine girmeli ve karşılarına çıkan bütün engelleri aşmalıdırlar. Ruhlara sahip olup herşeyin tanrısı olmaya karar veren Caul'u durdurmak ise en zor görevleridir. Neler yaşanacak? Bu muhteşem üçlü arkadaşlarını ve ymbrylerini kurtarabilecekmi? Bu zorlu yolculukta nelerle karşılaşacaklar? Hikayenin sonunda kazanan kim olacak? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim..."
Şahanelikten yıkılan son kitap heyecanı ciddi manada yükseltiyordu..
Öyle ki son kitap olunca hep aklınızda "Acaba, acaba?!" soruları oluşuyor.. Kitabın sonuna kadar tahminleriniz de tutmuyor.. Sabredip sonuna geldiğinizde de sonu çok ölçülü bir sondu diyorsunuz..
Serinin üçüncü kitabında Jacob, ikinci kitabın can alış sonunun ardından hızla bir plan yapıyor.. Geride kalan tuhaflar, ölenler, yeni tuhaflar derken Şeytanın Arka Bahçesi'ne doğru bir gezi başlıyor.. Ahh pardon! Bir macera başlıyor! Gölge Şehir'de çok fazla mekan varken Ruhlar Kütüphanesi'nde olay daha çok Şeytan'ın Arka Bahçesi'de geçiyor.. Jacob'ı yıllardır bekleyen, evcil bir ayının kucağında gezen kaçık bir adamın ilginç evi ve amaçları kafaları karıştırıyor.. Dedesinin ruhu hakkında hiç bilmediği o korkunç sır neydi?! Kaçırılan Tuhafların ruh özlerinin nektar olması, nektar müptelalarının bunun için her şeyi yapacak delilikte olması.. Jacob' ın gölgelerle imtihanı.. Şifacı ananın müthiş fedakarlığı..
Bu kitapta o kadar çok şey var ki kesit vermemek için direniyorum.. Sonunu söylememek için kasılıyorum resmen.. Muazzam bir son.. Harry Potter'dan yazılan en muhteşem kitap serisi.. Helal olsun ödediğim bi ton para! Kitap o kadar farklı ki sanki rüyamdı bu ve bitince uyandım.. Karakterler içimde yaşıyor resmen.. Sanki her an biriyle karşılaşabilir isim gibi..
Filmi acayip eksik ve alakasızdı.. Çok sevdiğim Tim Burton'dan nefret etme sebebim bu filmi yapmayı üstelenmesi oldu.. Batırmış.. Önce okuyun lütfen filmi izlemeyin..
Size yemin ederim çok iyi bir final kitabıydı. Gercekten seri bence burada bitebilirdi ve herkeste tatmin olabilirdi. Gerçekten yer yer sıkılmış olsamda çünkü kitabi 2.ye okuyorum. Aşırı iyi bir kitaptı. Deliriyorum karakterler çok iyiydi. Addison'u cidden seviyorum aşırı mükemmel bir tuhaf. Fiona'ya harbiden çok üzüldüm. Jacob ve Emma'yı çok seviyorum keşke ayrılmasalardı. Bayan Peregrine'den soğudum sanki çocuklar küçük onlar olmasa sen yaşıyor olabilir miydin acabaaa?? Hayır Caul'ü de hic sevmiyorum cani şerefsiz en nefret ettiğim karakterler arasına girdi. Bentham'ı gerçekten sevdim tamam çok kötü bir karakterdi ama o yaptığı seyi yapmasa bence kimse kurtulmazdı. Bayan Peregrine çok salak dlamdla ama sondaki hareketi>> düşülür. Jacob'u aşırı seviyorum. Çok kaliteli bir erkek karakter asla üzerine tanımam ve boyle erkek karakter yazılmadı yazilmamistir. Bu kadar abartıyorum cunku cidden mukemmel bir seri. Ay Jacob'un gücünün guclenmesi mukemmeldi bence. 2. Defa okuyor olmam rağmen unutmusum o özelligini. Emma gerçekten hırçın birisi olsa da onu da cidden seviyorum. Cok değerli bir karakter benim için ve seri icin. Jacob'un anne ve babasından da nefret ediyorum. Hugh ve Horace'ı seviyorum. Bronwyn cidden mükemmel herkesin ablası gibi ya. Enoch gıcık yaaa gercekten ama seni de seviyorum kopek dwojdlwldlw. Addison erkekmis kız zannediyordum mdlwmdlamdm. Bayan Wren'i cidden seviyorum. Toz Ana'da mükemmeldi. Gercekten üzülmedim değil. Ve Pondipton'u calistirmalari cok iyiydi... yeni dünyalara merhaba. Veee herkesin yaşlarinin sifirlanmasi mukemmelddii.
Ruhlar Kütüphanesi bitti ama açıkcası benim için hayal kırıklığı oldu, sanki birileri Ransom Riggs'i zorla koltuğa oturtmuş da 500 sayfa yazmadan hiçbir yere kalkamazsın demiş gibi hissettim.
Bayan Peregirine'nin Tuhaf Çocuklarını çok beğenmemiştim, Gölge Şehir için ise güzel demiştim. Gölge Şehir'de olaylar ilk kitapta kaldığı noktadan bir noktadan başlayıp bir amaç uğruna çeşitli maceralar eşliğinde sona kadar ulaşıyordu. Ruhlar Kütüphanesi ise öyle değildi, son 200 sayfa boyunca sürekli karşılarındaki hedef ve zorluk büyüyordu; benim bir noktadan sonra nasılsa önlerine yeni engel çıkacak diye düşünmeme neden oldu.
Elbette bunda kitabın adı da çok etkiliydi. Kitap, adından kahramanlarımızın er ya da geç kendilerini Ruhlar Kütüphanesi'nde bulacağının bilgisini veriyor (oysa bu olay son 100 sayfada oldukça hızlı bir şekilde geçiştirilmiş bir olay) dolayısıyla yaşadıkları tüm maceralar anlamını yitiriyor, çünkü kitabın ortalarına gelmeden oraya gitmeleri için başlarına neler gelebileceği tahmin edilebiliyor.
Çeviri için sadece Aslı Dağlı'nın desem zaten birçok kişi için yeterli olacaktır diye tahmin ediyorum. Bu serinin çevirisine gerçekten çok emek verdiğini biliyorum ve bu satırlara da yansımış.
Daha fazla yorum için -->