Romeo ve Juliet Kitap Bilgileri
Yazar: William Shakespeare
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 46 dk.
Sayfa Sayısı: 133
Basım Tarihi: Mart 2024
İlk Yayın Tarihi: 1597
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789944888004
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Romeo ve Juliet Kitap Tanıtımı
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Romeo ve Juliet’de birbirinden farklı pek çok toplumda benzerleriyle karşılaşılan trajik bir ilişkiyi, düşman ailelerin çocukları arasında doğan aşkı ele alır. Romeo ile Juliet’in umutsuz aşkını romantik örgüsünün yarı karanlık örtüsüyle sarmalayan eser, buna rağmen insan ilişkilerini gerçekçi bir anlayışla gözler önüne serer.
Özdemir Nutku (1931): Türk tiyatrosuna büyük katkıları olan eğitimci ve yönetmen Özdemir Nutku, eleştirmen, yazar ve çevirmen olarak da önemli yapıtlar ortaya koydu. Sahnelediği pek çok oyunun yanı sıra, araştırma, inceleme ve çevirileriyle de ödüller kazandı. Ülkemizde olduğu kadar yurtdışında da sahneye koyduğu oyunlar, verdiği ders ve konferanslarla tanınmaktadır.
Romeo ve Juliet Kitaptan Alıntılar
1. ""Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.""
2. "“Yarayla alay eder yaralanmamış olan…”"
3. "“Aramak boşuna bulunmak istemeyeni…”"
4. "Arama boşuna, bulunmak istemeyeni..."
5. "“Ah uzaktan nazik görünen aşk
Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde!”"
6. "-
-Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?
-"
7. ""Arama boşuna, bulunmak istemeyeni.""
8. ""Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.""
9. ""Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?""
10. "BENVOLIO: Beni dinle ve onu düşünme, unut!
ROMEO: Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?"
11. "JULİET
Binlerce kez iyi geceler sana!
ROMEO
Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa."
12. "Hiç kuşkum yok; bu çekilen acılar
İleride konuşacağımız tatlı anılar olacak."
13. "Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek."
14. "Arama boşuna, bulunmak istemeyeni..."
15. ""Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?.""
Romeo ve Juliet Kitap İncelemeleri
, tarihin en ünlü aşk hikayelerinden biridir. Oyun, başarısını
'in ustalıklı dilinin yanı sıra, güçlü ve inandırıcı karakterleri, zengin ve ayrıntılı ortamı ve trajik sonuyla da elde etmiştir.
Bence,
'in dili, oyunun en büyük güçlerinden biridir. Dil, oyunun zenginliği, duygu yoğunluğu ve karakterlerin zenginliği için gereklidir.
, her karakterin birbirinden farklı bir dil kullanmasını sağlayarak, her bir karakterin kişiliğini ve duygularını daha da derinleştirir. Örneğin, Romeo'nun romantik ve coşkulu dili ile Tybalt'ın agresif ve öfkeli dili birbirinden oldukça farklıdır.
Oyunun karakterleri, özellikle Romeo ve Juliet, oldukça derin ve inandırıcıydı. İki karakter de genç, tutkulu ve özgür ruhlu olmalarına rağmen, aralarındaki çekişmeler ve aileleri arasındaki düşmanlığın üstesinden gelmek için ciddi kararlar vermek zorundaydılar kitapta. Bu kararlar, karakterlerin her hareketini ve kararını yansıtmış olmakla beraber, karakterlerin duygusal zenginliğini daha da arttırmıştı.
Ama tabi ki eleştirilesi yanları da yok değil. Örneğin;
Bazı sahnelerin gereğinden fazla dramatik olduğu düşünebiliyorsunuz aniden. Ayrıca, oyunun sonunda Capulet ve Montague ailelerinin barışmasının, trajik sonun anlamını azalttığını düşünüyorum.
Sonuç olarak,
,
'in en unutulmaz oyunlarından biridir. Dilinin zenginliği, karakterlerinin derinliği ve trajik sonuyla, yüzyıllardır okurları ve izleyicileri etkilemeyi başarmıştır. Bazı eleştirilecek yanları olsa da, genel olarak oyunun güçlü temaları ve derin karakterleriyle büyük ölçüde benden övgüyü aldı.
Bu zamana kadar okuduğum ilk William Shakespeare, aynı zamanda ilk tiyatro eseri.
Kitabın alıntılarına hep denk geliyordum. Fakat tiyatro eseri olduğu için sevmem diye düşünmüştüm. Ne büyük yanılgı! Sizlerde benim gibi düşünüyorsanız eğer yanılıyorsunuz. Bence bir şans vermelisiniz.
Muhteşem bir eserdi. Hiç sıkılmadım kitap beni içine çekti. Orda geçen cümleler beni alıp başka yerlere götürdü.
Şiirsel bir anlatımı var eserin. Okurken akıp gidiyor. Bazı alıntılar sizi alıp başka yerlere götürebiliyor.
“Aramak boşuna bulunmak istemeyeni." (s. 37)
"Yarayla alay eder, yaralanmamış olan." (s. 37)
En çok şu alıntıyı beğenmiştim.
“En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir,
Aynı tat isteği, iştahı köreltir.
Onun için,ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin.” (s.62)
Kitapta iki düşman ailenin çocuklarının yani Romeo ve Juliet’in birbirine olan aşkı oyun haline getirilmiş. Kitapta sadece aşk değil o zamana ait insan ilişkileri de anlatılmış. Sonu beni biraz üzdü biraz da sinirlendirdi. Öldükten sonra bazı şeyler gerçekten de anlamsız oluyor.
Oyunda verilmek istenen asıl mesajsa şu “Aileleriniz sizin aşkınızı hiç istemese de bazen aşk uğruna ölmeye bile değerdir.”
Ama böyle birine denk gelmek günümüzde artık oldukça güç. Kimse kimse için yorulmayı göze almıyor en küçük sorunda pes ediyor.
Sevgiyle kalın. Umarım herkes Romeo'sunu, Juliet'ini bulur.
Mutlu sonla bitseydi bu aşk hikâyesi ölümsüz olur muydu? Kesinlikle hayır. Bizler tabîi kahramanların mutlu olmasını istesek de onların yüzyılları aşıp günümüzde hâlâ konuşuluyor olmasını sağlayan da bu mutsuz sonlarıdır. Bihter, Madam Bovary intihar etmeseydi, Yusuf'un Muazzez'i ölmeseydi, Leyla ile Mecnun, Talat ve Fitnat kavuşabilseydi bu aşk hikâyeleri çoktan unutulurdu.
Eserin yazıldığı zamanlarda telefon icat edilmiş olsaydı şuan kahramanlarımızın torunlarının ismini biliyor olurduk. İşte talihsizlik bu ya, mektup Romeo'ya yetişemeyince biricik eşinin aslında derin bir uykuda olduğundan habersiz aptal aşığımız hemen ben de ölmek istiyorum diye artistlik yapıyor. Ama tabîi bundan önce gerçekleşen bir olay var ki bütün bunların nedeni. Tybalt ile kavgaya tutuşmayıp onu öldürmeseydi sizce evlenebilirler miydi? Zaten bu iki aile birbirine düşman. Türk romanlarında örneği çokça olan bir durum. Suat ve Süreyya mutlu mutlu yaşarken birden yaşadıkları evden taşınmak istiyorlar ve gittikleri ev felaketleri oluyor. Ömer Behiç ve Vedide yine sekiz yıl süren mutluluklarının ardından yeni evlerine taşındıkları anda bütün düzen kaybolur. Romeo ve Juliet'te de durum aynı. Ortada hiçbir sorun yokken herkes sakin sakin yaşarken bir sorun çıkagelir ve bütün düzen alt üst olur. Her şey ideal olsaydı zaten ortada bir olay olmazdı. İşte bu düzeni alt üst eden olaylar sayesinde başlıyor ölümsüz romanlar.
"Erken görüp tanımadığım, tanımakta geç kaldığım."
Yıllar yılı çoğu dizi de ortaokul veya ilkokul öğrencilerinin canlandırdığı "Ah Romeo, neden Romeo'sun sen..." sahnesinden aslında hemen hemen herkesin bildiği bir eser
. Ayrıca
'ın da en çok okunan ve sahnelenen eseridir kendisi.
İlk kez oyun tarzında bir kitap okudum ve
' ın da okuduğum ilk kitabıydı. Kitabın ilk sayfasında karakterlerin kim olduğunu anlamaya çalışırken biraz anlaşılması zor diye düşündüm ama okuyamaya başlayınca aslında hiçte öyle olmadığını anladım. Aslında kendime okumayı sevdiğim yeni bir tür keşfettim bile diyebilirim.
Kitabı okurken daha çok tiyatro da izliyormuşsunuz havası veriyor size. Gerçekten oyuncular sahneye çıkıyor, rolü biten arkaya geçiyor, oyuncuların sesi yankılanıyor, gülünecek sahnelerde tüm seyirciler gülüyor, heyecanlı sahnelerde sanki tüm seyirciler ile birlikte pür dikkat izliyor gibiydim oyunu.
Böyle klasik bir eseri okumanızı mutlaka tavsiye ediyorum ama izlemekte mutlaka gerekiyor. Yapacağım ilk iş izlemek olacak hatta şöyle sizin içinde link bırakayım.
Kitabın içeriğinden bahsetmek istemiyorum ama gerçekten beni çok etkiledi. Çünkü okuyana kadar gerçekten de Romeo ve Juliet'i sadece o meşhur sahneden ibaret sanıyordum. Ama aslında çok büyük bir dram var. Özellikle son sahne de muazzam bir göz yaşı şöleni yaşayabilirsiniz.
Romeo ve Juliet. Senelerden beri süregelen bir düşmanlık güdüsü içerisinde olan iki ayrı aileye mensup iki aşık. Romeo, Juliet'i görmeden önce farklı bir kadın için adeta yanıp tutuşmaktadır ve sevdiği kadını öyle yüce öyle eşsiz bir yere konumlandırmıştır ki kimsenin ondan daha güzel, daha ihtişamlı olacağını aklına dahi getirmez, ta ki Juliet'i görene kadar. Juliet'i görür görmez ona tutulmuştur, eskiye dair ne varsa bir çırpıda unutmuş, tek arzusu Juliet ile yeni bir sevda macerasına atılmak olmuştur. Shakespeare, kalemiyle bu arzuyu öyle ustalıkla dile getirmiş ki adeta yaşarcasına merak içinde tek solukta okuduğumu itiraf etmeliyim. Eserde; arkadaşlık, akrabalık ilişkileri yüzeysel aktarılmış ve aşkın gölgesinde kalmış diyebilirim. Aslında Shakespeare bir nevi insanların olumsuz, güvenilmez, çıkarcı kişiliklerine de vurgu yapmıştır. Romeo'nun sevdiği kadının acısını çekerkenki göz yaşları henüz yanaklarında kurumamışken başka bir kadına yıldırım hızıyla aşık olması, bir şekilde arkadaşının ölümüne sebebiyet vermesi, öfkesine hükmedemeyip sevdiği kadının akrabalarından birinin canına kıyması, Juliet'in dadısının davranışları vb. Pek çok duruma şahit olmaktayız. Benim için oldukça etkileyici bir kitaptı. Çok seneler önce başladığım ve yarım bıraktığım eserlerden biriydi ve bugün tamamlamak nasip oldu. Shakespeare severler için şiddetle öneriyorum. Yazarı daha önce okumamış arkadaşlar için de bir şans vermeleri gerektiğini düşünüyorum. İyi okumalar.