Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Romantika - Turgut Özakman | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Romantika Kitap Bilgileri


Yazar: Turgut Özakman
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 52 dk.
Sayfa Sayısı: 172
Basım Tarihi: Ocak 2021
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2000
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789754948554

Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Romantika Kitap Tanıtımı


'Romantika', Turgut Özakman'ın 'Korkma İnsancık Korkma'dan sonra, ikinci romanı.
Yine şaşırtıcı bir aşkın öyküsü. Bir aşk güzellemesi. 1960-1987 dönemine özgü çalkantılar. Sürprizler, oyunlar, dönüşümlerle dolu, gizemli bir ilişkinin gizli tarihi. Kuşaklar arası çatışmalar. Renkli, ilginç, şaşırtıcı karakterler. Kıvrak, akıcı, neşeli bir dil, yalın bir üslup.
Çok açılı bir anlatım tekniği, usta işi bir kurgu.
Konusu, kişileri, tekniği, kurgusu ile farklı bir roman.
...
Aşk keyifli bir işemedir! Metabolizma hastalığıdır! Afyondur! Köleliktir! Yanılsamadır!, Doğanın aldatmacasıdır! Aşk havuzunda kazlar yüzer. Yaşasın seks!"
...
"Kendinden başkasını sevmeyen, bedenini kutsayan, kafası yerine bilmemnesi ile düşünen birinin aşkı anlamasını, övmesini beklemenin, bir kurbağadan arya söylemesini istemek kadar gülünç olduğunu bilirim."
...
"Sevene yılan bile dokunmaz. Bu büyük ve önemli sözü daha duymamış olabilirsin. Çünkü az önce uydurdum. Ama bir gün kalbi olan herkesin, bu sözü benimseyeceğine inanıyorum."
...
"Olayları özel bir yöntemle not ettim. Aklını çalıştırırsan kolayca çözebilirsin."
..
"Her şey şu basit, çocukça, sefil işaretlerin içindeydi ve çözemiyorduk. Hani kolaydı baba?"
...
"Bir gün 'aşk ihtilaldir' demiştiniz. Bu sözün anlamını şimdi anlıyorum. Aşk gelince, gerçekten yeni bir dünya kuruluyormuş. İçimde, varlığından haberli bile olmadığım yeni duygular keşfediyorum. Eskiden göl balığıydım. Şimdi akıntıya karşı yüzen bir sazanım."
...
bin yıllık özlemle sarılmak istiyorum
rüyalarını bile kucaklamak için.




Romantika Kitaptan Alıntılar


1. ""Aşk ihtilaldir""




2. "Söyler misin, seni ayakta tutan ne?"




3. ""Bir mucize mi bekliyordun?
Belki biraz anlayış.
Neden anlayış göstersin ki sana?
Sus artık, uyumak istiyorum, uyumak ve onu unutmuş olarak uyanmak.""




4. ""Aşkı hiç tanımayan, tatmayan, aşka inanmayan kadınlara öyle acıyorum ki.""




5. ""Aşk keyifli bir işemedir!
Metabolizma hastalığıdır!
Afyondur!
Köleliktir!
Yanılsamadır!
Doğanın aldatmacasıdır!
Aşk havuzunda kazlar yüzer.Yaşasın seks!”"




6. ""Şu sıra Türkiye'de yazan konuşan bir aydın olmanın bedeli var...""




7. "Sahi, ben o zamanlar bayağı neşeli biriydim.."




8. "Söyler misin, seni ayakta tutan ne?"




9. "“İlk hayal kırıklığını, şakadan hiç anlamadığını fark ettiğim zaman yaşadım.”"




10. "“Hayat insana gençken çok şey vadediyor ama pek azını yerine getiriyor.”"




11. "Yurdu yurt yapan, taş toprak değil, orada insanların yaşıyor olmasıdır. İnsansız yurt olmaz. O yüzden yurtseverliğin ilk şartınının, insanlara suçlu bile olsalar, insanca davranmak olduğunu sanıyorum."




12. "Kafanı yalnız bere askısı olarak kullanmana üzülüyorum..!"




13. "“Bakıp bakıp da maziye şimdi aaaaah ederiz!”"




14. "“… uyumak istiyorum, uyumak ve onu unutmuş olarak uyanmak…”"




15. "“Bazı kadınlar yaşlanmaz.”"





Romantika Kitap İncelemeleri


Ağırlıklı olarak bir Türk tarihi yazarı olarak tanıdığımız

‘ın farklı türdeki ilk ve tek kitabıdır,

. Kitap tarz olarak beni fazlasıyla şaşırttı.
Kitabı elinize aldığınızda, içinde ‘acaba basımda hata mı olmuş?’ dedirten semboller ilişir gözünüze. Yanıldığınızı sayfalar ilerledikçe anlarsınız. Çünkü bu semboller, yazarın kitabı yazarken kullandığı şifrelerdir aslında. Ve daha kitap bitmeden yazarın bu zekasına hayran olursunuz..

Kitap büyük usta Özakman’ın kaleminden, onun 2. romanı. 60’lı yılların Ankara’sında geçiyor. 1960-1987 dönemine ait akılalmaz bir aşk romanı. Türkiye’de devrimin gerçekleştiği, insanların yurtsevgisi adı altında ayrıştırıldığı dönemler.
Yazar ‘60 darbesi sırasında 30 yaşındaymış. Türkiye’nin ve onun gençliğinin geçtiği dönemlerinden birebir yaşayarak, geçmiş olaylara kendi gözüyle bakarak anlam kazandırmış. Bu yüzden sevdim kitabı..

Kitabın kısaca konusu: bir gazetede muhabir olarak çalışan Şirin’in dilinden yazılan kitapta, Şirin’in babası Doğan’ın (bir Sanat Tarihi kürsüsü doçenti) hayatını anlatıyor. Babasının evde mutlu olmadığını bilen Şirin babasına yardımcı olmaya çalışır. Doğan bey, ‘Daimi mutluluğunun ölümünden sonra itina ile çözeceği ipuçlarında saklı olduğunu’ söyler Şirin’e.
Babasının kalp krizi geçirip hastaneye kaldırıldığı dönemde, Şirin babasına ait gizli bir defter bulur. İçinde yazılan şifreli yazıları çözer ve okumaya başlar. 60’lı yıllarda başlayıp 1989 yılına kadar süren 27 yıllık gizli bir aşka şahitlik eder..
Beğenerek okudum, okunmaya değer...




Açıkçası bu kadar insanın böyle bir kitabı öve öve bitirmesi beni bir hayli meraklandırmıştı . Kitabı okudum lakin övülecek bir taraf bulamadım . Neden derseniz ortada aldatmayı meşrulaştıran bir kitap konu karakterler ve bir yazar görüyorum kitapta başka da birşey göremedim . Masum bir aşk gibi görünsede değil . Evlisin çocukların var ve sen bir başkasına pardon kızım dediğin öğrencine sözde aşık oluyorsun o kızda evli ve çocuğu var tabi . Masum bir aşk diye tabir edilir fakat özellikle eşlerinin çocuklarının bulunduğu evde buluşmaları aşk dedikleri şeyi yaşamaları bana pekte masumca görünmedi . Üzgünüm ama siz sözde kitap okurları (sözüm bu kitabı okuyup beğenenlere ) kitabı eleştirirken içinizden geldiği gibi yorumlayın kendi düşüncelerinizi katın okuyun tartın bu şekilde paylaşım yapın bir kitabı okumak için okumayın . Doğruları ve yanlışlarıyla karşılaştırın . Demem o ki bir çok yorumda masum bir aşk olarak tabir edilen şey pekte masum değil . Günlük yaşantımızdada bu geçerli bir evliliği yürütemeyeceğini düşünüyorsan hayatında olan kadına bu denli saygısızlık yapmadan boşanda git . En azından bu kadar düşmüş olmazsın !!! Sözüm eşini aldatıp salağa yatıp hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam edenlere !!! Aşkı aşk adı altında kirletmeyin... sadece bir kitap bu kadar ağır eleştiriye gerek yok demeyin kitaplar insanı yönlendiren birer araçtır bu unutulmamalı ... vesselam ....




1960’ların Ankara’sı. Üniversitenin Sanat Tarihi bölümünde öğretim görevlisi olan Doğan Hoca, 1960 Devrimi’ni desteklemesine karşın, Askeri İdare’nin üniversitelerde yaptığı “Aydın Kıyımı”na tepki olarak istifa eder. Üzerinde çok fazla düşünmeden, elit bir ailenin kızı ile yaptığı mutsuz evlilik sürerken, bir de saygın işini yitirmenin bunalımından çıkmak ve tabii ki geçimini de sağlamak için kitapçı dükkânı açar. En korktuğu olay olan; bir gün bu kitapçıda tezgâh başında öğrencilerine farkedilmek durumu sonunda gerçekleşir. Eski öğrencisi, artık çok güzel ve genç bir kadın olmuş Arzu ile karşılaşırlar. 22 Ocak 1962’de gerçekleşen bu karşılaşma Hoca ve öğrencisini tehlikeli bir yakınlaşmaya sürükleyecektir. Doğan Hoca’nın kızı Şirin, yıllar sonra babasının bir hastane odasında ölümle pençeleştiği sırada, babasının aşkını anlattığı gizli notları bulur ve şifresini çözerek merakla okumaya başlar…
(İNCELEME NOTU: Kolay okunan, okuyucuyu yormayan bir kitap. Hemen hemen hiç betimleme olmaması da okunmayı kolaylaştıran bir unsur. Ancak sebzenin vitamini gibi, kitabın da betimlemeleri asıl faydalı olan, okuru düşünmeye sevk eden, zihni açan, zekayı geliştiren. Bu açıdan bakıldığında kitabı edebi değerden ziyade bir dinlence kitabı olarak kabul etmek gerek. Bunun dışında; günümüzde örneği artık kalmayan temiz bir aşkın hikayesini okuyarak nostaljik duygular tatmin edilebilir.)




Bu kitabı hiç böyle beklememiştim. Muhteşem bir kitap...Kitabı elime almamla okuyup bitirmem arasındaki zaman nasıl geçti anlamadım. Hiç yerimden kalkmadan bir solukta okudum, çok güzel bir aşk hikâyesi. Gerek hikâye, gerekse anlatım mükemmel. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Doğan Hoca’nın kızı Şirin’den dinliyoruz hikayeyi.......Şirin, babası kalp krizi geçirince öleceğini sanıp Ona bahsettiği , babasının eski defterini buluyor ve okumaya çalışıp notları çözdüğünde yasak bir aşkın hikâyesiyle karşılaşır. Bir süre sonra şifreli olarak yazılmış notların arasında yaşamaya başlayan Şirin polisiye bir gerilim içinde bir yandan notlardaki şifreyi çözerken diğer yandan gerçek aşkın büyüsüyle sarsılır. 1960’larda başlayıp 1987’ye kadar gelen notların içinde, Ankara’nın sokaklarından parklarına, çarşılarından çay bahçelerine akan tertemiz bir aşkın ipuçları saklıdır.
Sıcacık bir aşk öyküsü. Eski bir üniversite hocasıyla öğrencisinin yasak aşkını konu alıyor. Aşk öylesine incelikli, içinizi sarsan bir şekilde işlenmiş ki aşk, yasak aşk olmaktan çıkıp sizi önünde eğen bir durum haline geliyor.....
Arzu, Doğan hocanın üniversiteden öğrencisi ve evliliğinde mutlu değil.. Doğan hocası ile karşılaştıktan sonra telefonla ve yüz yüze çok seyret olsa da görüşmeye başlıyorlar yıllarca.... Birbirlerine delice aşık oluyorlar. Ama gerçek sevgi aşk anlatamam.. Ancak okuyup anlayabilirsiniz. Arzu, Aziru, Albertina, Azize bu kadın karakterlerine bayıldım..
Kitaba puanım 10 üzerinde 11.. İyi okumalar




Bazen bazı şeylerin “o anda” olmasında bir hikmet vardır. Belki içinizi yiyip bitiren bir şey vardır ve çıkış yolu bulamıyorsunuzdur. Böyle bir zamanda bir filmle, bir kitapla veya bir kişiyle yolunuz kesişir. İşte öyle bir zamanda böyle bir kitapla tanışmak, belki o aradığınız çıkış yolunu gösterebilir. Veya belki de bir çıkış yolu yoktur, belki o yolda bağdaş kurup güneşlenmek gerekiyordur. Kim bilir? :)

Tüm olumsuz yorumlara inat ben kitabı çok çok beğendim.

benim tiyatrolarıyla tanıdığım ve çoğunlukla

kitabıyla tanınan bir isim. Zamanında bir öğretmenimin tavsiyesi üzerine kütüphaneme eklediğim bu kitap tam ihtiyacım olan zamanda hayatıma girdi. İncecik ama duygu yoğunluğu fazla bir aşk romanı.

Doğan hoca, Arzu ve Şirin. Kitabın içinde yer bulan politik olaylar dallanıp budaklansa belki bu yoğun aşkı hissedemeyecektik. Aşk çok ön planda olsa bu kez de belki sığ bulacaktık. Bence bu oran kitapta çok iyi ayarlanmıştı. Müzik, şiir, resim ve tüm diyaloglar oldukça güzeldi. Verdiği mesajlar bakımından da gayet orijinal. Örneğin son sayfada bu bir film olsa birinden biri ölürdü saçma bir sebepten diyor, bu çağın insanına mutlu sonları yakıştırmıyorlar gibi bir tespitte bulunuyor. Haklı da :)

Peki mutlu son nedir? Bana bu kavramı sorgulattı kendi içimde. Bu kitaptaki mutlu son mudur mesela? Bu konuyu kitabı okuyan biriyle tartışmayı çok isterim.

Aşka inancı olan, aşkın güzelliğini, iyileştiriciliğini, mutluluğunu, ışıltısını savunan herkesin okumasını isterim. Tabuları olmayan, ‘insan’ olmanın ne demek olduğunun farkında olan herkesin… yargılamadan, kızmadan, küçümsemeden okuyacak olan herkesin…



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: