Romain Rolland En Beğenilen Sözleri
1. "Sevilen insanın yokluğu başka bir ölümdür."
- Jean-Christophe 1
2. "Kadınlara en az saygı gösterenlerin, durmadan kadına saygıdan söz edenler olduğunu da söylemekten geri kalmadı."
- Jean-Christophe 2
3. "Dil vücudun en soylu parçasıdır, bunu bilmeyen yoktur; söz olmasaydı düşünce neye yarardı."
- Jean-Christophe 1
4. "Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun acısından daha büyük bir acı olamaz. Böyle bir çocuk bütün dünyanın kendisine saldırdığını, kimsenin ona el uzatmadığını, yeryüzünde yapayalnız kaldığını sanır. Hiçbir şey yoktur onun için, hiç, hiç!.."
- Jean-Christophe 1
5. "İnanın öyle günler oluyor ki insanın keşke ben de kör olsaydım da aşağılıkları ve kötülükleri görmeseydim diyesi geliyor."
- Jean-Christophe 2
6. "Ne söylediklerinin önemi yoktu; konuştukları, konuşacak birini buldukları için mutluydular."
- Jean-Christophe 1
7. "Her insan, içinde bir mezarlık gibi, sevdiklerini taşır. Yıllar boyunca uyurlar orada... Hiçbir şey tedirgin etmez onları. Nihayet bir gün çukur açılır, ölüler dışarı çıkar, soluk dudaklarıyla sevene, sevilene, ana karnında uyuyan bir çocuk gibi, anılarını içinde taşıyana gülümserler..."
- Jean-Christophe 1
8. ""Her günün bir yarını vardır!"
Hayatı zorlama! Bugünü yaşa! Her güne karşı dindarca bir saygı olsun içinde. Sen onu soldurma, hele çiçeklenmesine engel olma. Karanlık ve kasvetli zamanlarda bile... Tıpkı bugün gibi. Tasalanma... Bak, gör... Şimdi kış... Her şey uykuda. Ama toprak uyanacak! Toprak gibi ol sen de... Sabretmesini bil... İnançlı ol, bekle... Sen iyi isen, her şey de iyidir. Böyle değilsen, zayıfsan, başarı gösteremezsen bile, yine de mutlu olman gerek. Şüphesiz, daha fazlası da elinden gelmez. O halde neden daha fazlasını istemeli? Neden yapamadığın şeyleri düşünerek kahırlanmalı?
(İnsanın neye gücü yetiyorsa onu yapmalı.)"
."
- Jean-Christophe 1
9. "İnsanların çoğu yirmisinde, ya da otuzunda ölür; bu sınırı aşınca, artık kendi kendilerinin yansımasından başka bir şey değillerdir; bundan sonraki yaşayışları kendi kendilerini taklitle geçer."
- Jean-Christophe 1
10. "Cesaret! Cesaret! Ruhunun müziğini yazmaktan çekinme!"
- Jean-Christophe 1
11. "Bir avuç değersiz kişinin size hakim olmasına, hor görmesine, ayaklar altına almasına göz yumuyorsunuz. Kendinize gelin, yahu!"
- Jean-Christophe 2
12. "Dahi bir erkek ne kadar azsa, iyi bir kadın da o kadar azdır."
- Jean-Christophe 2
13. "Kitapları en iyi sığınaktı onun için. Unutkan ve aldatıcı değildi hiç onlar."
- Jean-Christophe 2
14. "Acı duyan, acı veriyordu."
- Jean-Christophe 1
15. "Herkes yalnız yaşar ve yalnız ölür; -duygularını dile getirmekten korkarak ve duyguları derinleştikçe bunları dile getirme ihtiyacını daha kuvvetle duyarak."
- Jean-Christophe 2
16. "Sevmek, sevmek ve sevmekten başka bir şey yapmamayı ne kadar isterdim!"
- Jean-Christophe 2
17. ""Yumuşaklık sertlikten iyidir", "Namus, hayattan da değerlidir." "İyi olmak, kötü olmaktan yeğdir.""
- Jean-Christophe 1
18. "Bütün eğitimiyle, bütün çevresinde görüp işittikleriyle çocuk, hayatın temel hakikatleriyle birlikte o kadar çok yalan ve budalalık yutar ki, sağlıklı bir insan olmak istiyorsa, ilk ödevi bunları kusmaktır."
- Jean-Christophe 1
19. "Bu çamur ve kandan yapılmış zavallı yaratıkların bütün çabası saatten saate biraz daha çürüyen bu hayatı boşu boşuna sürdürebilmek, boşu boşuna uzatabilmek içindir."
- Jean-Christophe 1
20. "Müzik de, inanç gibi, günün çok keskin ışığından kaçmak için bir sığınaktı."
- Jean-Christophe 2
21. "Ömrünün akşamı gelip çatmıştı ama onda hep yirmi yaşında bir gencin ruhu vardı."
- Jean-Christophe 2
22. "Hayat! Tümüyle hayat! Her şeyi görmeli, her şeyi tanımalı. Sevmeli, araştırmalı, doğru olanı kucaklamalı."
- Jean-Christophe 2
23. "Hakikati görmek ihtiyacı duymayanlarla bunu istedikleri biçimde görebilenler, kendi yarattıkları tatlı rüyalara gömülenler için yaşamak ne kolay şey!"
- Jean-Christophe 1
24. ""Çocuklarınıza paradan çok ahlak verin.""
- Beethoven
25. "Güzel bir kitap ruhun sessizliğinde mırıldanılan bir sırdı onlar için."
- Jean-Christophe 2
26. "İnsanların buyuranlar ve boyun eğenler diye ikiye ayrıldığını, kendilerinin birincilerden olmadıklarını anladığı gün, bütün varlığı ayaklandı ve bu, hayatının ilk bunalımı oldu."
- Jean-Christophe 1
27. "Sevgili, sevenin ruhuyla kaynaşır, bir olur onunla."
- Jean-Christophe 1
28. "... acı, merhamet, umutsuzluk, kaybolan bir varlığın açtığı onulmaz yaralar, bütün o ölüm kabusları, hepsi ama hepsi, kuvvetli insanlarda bu yaşama sevincini kamçılamaktan başka bir şey yapmaz."
- Jean-Christophe 1
29. "Ne istiyorsunuz güzelim?
Şöyle çirkin bir koca mı?"
- Jean-Christophe 2
30. "Halk, bir oyun sayar yüceliği. Onu olduğu gibi görebildiği zaman da manzarasına katlanamaz."
- Jean-Christophe 1
31. "Sanatta olduğu kadar sevgide de başkasının dediğini değil, kendi hissettiğini söylemelidir insan. Söyleyecek sözü olmadan konuşmak için elini çabuk tutmaya kalkan aslında hiçbir şey söylememiş olur."
- Jean Christophe 3
32. "Hepsi bir sonunda: Tanrı kötü olana da adil olana da acı çektiriyor."
- Jean-Christophe 2
33. "Beethoven'ın dediği gibi, "Eğer yaşamak için hayatımızın tüm güçlerini tüketirsek elimizde ne kalır daha soylu daha iyi şeyler için?""
- Jean-Christophe 2
34. "İnsanlar, çok kere, birbirleriyle hep kendilerinden söz etmek için anlaşarak, dost olurlar."
- Jean-Christophe 1
35. "Yoksulluk, aşırı çalışma yiyip bitiriyor bizleri. Servetine servet katmaktan başka düşüncesi olmayan politikacılar, ancak satın alabilecekleri emekçilerle ilgileniyorlar. İlgisiz ve bencil burjuvazi ölümümüze seyirci."
- Jean-Christophe 2
36. "Sanıyor musun ki, ben döneceğim yolumdan?"
- Jean-Christophe 2
37. "Bir çiçek gördükleri zaman bu insanların tek düşüncesi onu saksıya, bir kuş görünce kafese koymak, özgür bir insanı da uşaklaştırmaktı."
- Jean Christophe 3
38. "Yaşasın hayat! Yaşasın sevinç! Yaşasın sevgi! Yaşasın inancımızı tazeleyen dostluk, - sevgiden daha tatlı olan dostluk! Yaşasın gün! Yaşasın gece! Güneş şan, şeref! Hayal ve eylem tanrısına, müziği yaratan Tanrı'ya, Laus Deo!"
- Jean-Christophe 2
39. "Deli olduğunu bilen deli, iki kat delidir.
."
- Jean Christophe 3
40. "İnsan yapmadan önce, yaptığını başkalarına hiç söylememeli. Böyle olmazsa sonuna kadar gitme cesareti gösteremez. Çünkü, artık bu onun öz düşüncesi değil, kendinde göreceği, başkalarının zavallıca düşünceleridir."
- Jean-Christophe 2
41. "Her insan, içinde küçük bir mezarlık gibi sevdiklerini taşır. Yıllar boyunca uyurlar orada...
."
- Jean-Christophe 1
42. "Mutluluk oradaydı. Ah! Bir varabilseydi oraya!.."
- Jean Christophe 3
43. "Hiçbir şey üzgün ve halinden memnun olmayan zayıf ruhlu insanları, karşılıklı olarak güçsüzlüklerini anlamaları kadar birbirine yaklaştıramaz."
- Jean-Christophe 1
44. "Mutluydu, işte o kadar!"
- Jean-Christophe 2
45. ""İnsanların haksızlıkları, kaderin acımasızlığı karşısında iyi olmak, iyi kalmak... Bunca, hırçınca çatışmalar arasında yumuşaklığı ve hayırseverliği elden bırakmamak... Geçirdiği tecrübeler sırasında ruhundaki hazineye el sürdürmemek...""
- Jean-Christophe 2
46. ""Neyin iyi, neyin kötü olduğuna insanların
söyledikleri ve yaptıkları değil, benim
yüreğim karar verir." | Tolstoy/İtiraflar"
- Tolstoy’un Yaşamı
47. "En kötü kölelik, insanın kendi düşüncesinin kölesi olması ve ona her şeyi feda etmesidir. İnsanın kendi kendisini aldatmaması gerekir...
."
- Jean-Christophe 1
48. "Ne korkunç şeydi varlığın yokluğa gömülüşü, tıpkı bir pompayla emiliyormuş gibi...
."
- Jean-Christophe 1
49. "Sevilen insanın yokluğu başka bir ölümdür.
."
- Jean-Christophe 1
50. "Olduğumuz kişiyi hiç tanıyor muyuz?"
- Pierre ve Luce
51. "Gurur, gurur, her yanda gurur, mezarın eşiğinde bile! Yüzyılımıza özgü bir hastalık bu... Neden Homeros'lar, Shakespeare'ler aşktan, şandan, acılardan söz ediyorlarda günümüzün yazını gururlu kişilerin, züppelerin yazını olarak beliriyor? | Tolstoy"
- Tolstoy’un Yaşamı
52. "Başkalarının hakkımda düşündüklarine metelik verdiğim yok.
."
- Jean-Christophe 1
53. "Çirkin ve kederle dolu değil mi bu dünya? ..
."
- Jean-Christophe 1
54. "En çok sevdiklerin bile seni anlamaktan ne kadar uzak."
- Jean Christophe 3
55. "Bütün hayatı, önünde boyun eğmek istemediği zalim bir yazgı ile durup dinlenmek bilmeden sürdüreceği bir mücadeleydi artık."
- Jean-Christophe 1
56. "Yaşamak için az vakit olduğundan, insan, hayatı iki kat kuvvetle yaşar.
."
- Jean-Christophe 1
57. "...gururu, aşkı! Ne boş şeylerdi bütün bunlar! Ne kadar hiçten şeylerdi, biricik gerçeğin, ölüm gerçeğinin yanında! Her şeyin sonu ona varacak olduktan sonra değer miydi bunca acı, bunca istek, bunca çırpınma!..
."
- Jean-Christophe 1
58. ""Bu alabildiğine güzel yeryüzünde, bu
sonsuz, bu yıldızlı gökyüzü altında insanlar
rahat yaşayamazlar mı?""
- Tolstoy’un Yaşamı
59. ""Konuşmanın hiçbir şeye değmediği anlar oluyor.""
- Beethoven
60. "Hiçbir şey, üzgün ve halinden memnun olmayan zayıf ruhlu insanları, karşılıklı olarak güçsüzlüklerini anlamaları kadar birbirine yaklaştırmaz.
."
- Jean-Christophe 1
61. "Gelen günler, gidenlerin eşiydi sanki.
."
- Jean-Christophe 1
62. "Uyanık bir adam, iki kişiye bedeldir, derler ..
."
- Jean-Christophe 1
63. "Geniş dalgalar halinde ağır ağır akıp gidiyordu günler. Gün ve gece değişmeksizin, engin bir denizin yükselişi ve alçalışı gibi .. Haftalar, aylar geçiyor, sonra yeniden başlıyor. Gelen günler, gidenlerin eşiydi sanki.
."
- Jean-Christophe 1
64. ""İnanç; hayatın gücüdür. İnançsız yaşayamaz insan. Dinsel fikirler insan düşüncesinin uzak sonsuzluğunda oluşmuştur. İnancın hayat bilmecesine verdiği karşılıklarda insanlığın en derin bilgeliği yatar.""
- Tolstoy'un Yaşamı
65. "Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun çocuğun acısından daha büyük bir acı olamaz. Böyle bir çocuk bütün dünyanın kendisine saldırdığını, kimsenin ona el uzatmadığını, yeryüzünde yapayalnız kaldığını sanır. Hiçbir şey yoktur onun için, hiç hiç !..
."
- Jean-Christophe 1
66. "İnsanın hareketlerini köstekleyen bir şey olmadığı zaman ruh harekete geçmek için neden bulamaz.
."
- Jean-Christophe 1
67. ""Cesaret! Cesaret! Ruhunun müziğini yazmaktan çekinme!"
."
- Jean-Christophe 1
68. ""Akıl hiçbir şey öğretmedi bana; bütün
bildiğimi yürek verdi, yürek gösterdi bana."
| Tolstoy"
- Tolstoy’un Yaşamı
69. ""Namuslu olmak kadar güzel şey yoktur dünyada" ..
."
- Jean-Christophe 1
70. "Christophe için en ezici şey insanların düşmanlığı değildi. Onların şekilden ve muhtevadan yoksun, tutarsız yaradılışlarıydı. Bu dar ve katı kafalı, her yeni düşünceye sırt çeviren yaratıkların direnişine karşı ne kadar uğraşmıştı! Kuvvete karşı çıkabilirdi. Kayayı biçen ve parçalayan küskü ve dinamitti. Ama hiçbir şekli olmayan, pelte gibi kendisini bırakan, en küçük bir baskı uygulandığında hiçbir iz bırakmayan bir yığına karşı ne yapabilirdi ki?"
- Jean-Christophe 2
71. "Yolunu şaşırmış iki yıldız gibi, sonsuz uzayda birbirlerinden ebediyen uzaklaşmışlardı.
."
- Jean-Christophe 1
72. ""Bilim ve sanat, ekmek ve su kadar
gereklidir, hatta daha da gereklidir..."
| Tolstoy"
- Tolstoy’un Yaşamı
73. "Tutkunluğundan sevdiğini olduğu gibi göremiyen bir aşık halindeydi.
."
- Jean-Christophe 1
74. "Ey tatlı anılar, güzel hayaller, bütün bir ömür boyunca ahenkli kanat çırpışları gibi uğuldayacak bunlar!.. Sonraki yolculuklar, büyük şehirler, fırtınalı denizler, rüyayı andıran görüntüler, sevilen yüzler, hiç biri, ama hiç biri bu çocukluk günlerindeki gezintiler kadar, avare çocuğun minicik ağzını dayayarak, nefesiyle buğulandırdığı camdan seyrettiği bahçe köşesi kadar insanın ruhunda derin izler bırakmaz.
."
- Jean-Christophe 1
75. "İçinde bir arı kovanının uğultusu vardı sanki. Ama ne kimse bunun farkındaydı ne de kendisi...
."
- Jean-Christophe 1
76. "Fırtınalar esiyordu başında. Öfke fırtınaları!.. Acı fırtınaları!.. Ah ne acı şey!.. Ama umurunda değildi!.. Kendisini o kadar kuvvetli hissediyordu ki!.. Acı çekmek, durmadan acı çekmek!.. Ah ne iyi şey güçlü olmak ve ne iyi şey güçlü iken acı çekmek!...
."
- Jean-Christophe 1
77. "İnsan bir eylül akşamı, gökten bir yıldızın koptuğunu ve yavaşça söndüğünü görür gibi olurdu onu dinlerken.
."
- Jean-Christophe 1
78. "Ölüme layık olanlar ölsün. Acı çekmesi gerekenler çeksin! Mutluluk için yaşanmaz. ... Acı çek. Öl. Fakat İnsan olmak gerektiğini unutma.
."
- Jean-Christophe 1
79. "Hiçbir şeyin dindiremediği ve her şeyle tazelenen bir coşkunluk. Sayıklamalarla dolu bir rüya, fışkıran bir kaynak, bir gülüş, tükenmez bir umut hazinesi, bir şarkı, sürekli bir sarhoşluk.
."
- Jean-Christophe 1
80. ""İnanç yaşamın gücüdür. İnançsız
yaşayamaz insan. Dinsel düşünler insan
düşüncesinin uzak sonsuzluğunda
oluşmuştur. İnancın yaşam bilmecesine
verdiği yanıtlarda insanlığın en derin
bilgeliği yatar." | Tolstoy"
- Tolstoy’un Yaşamı
81. "1816'da not defterine, ''Hiç arkadaşım yok. Dünyada yapayalnızım,'' diye yazmıştı."
- Beethoven
82. ".. fakir insanlar için geçmişe bağlanmanın ne kadar acı bir şey olduğunu düşündü: Ne bir evleri vardır zenginler gibi, ne de anılarını saklayabilecekleri bir kıyı köşe: Sevinçleri, kederleri, bütün günleri rüzgarlarla savrulup gider.
."
- Jean-Christophe 1
83. ""Boyun eğmek gerek yavrum" dedi.. "O böyle diledi. O'nun buyruğuna boyun eğmek gerek."
."
- Jean-Christophe 1
84. "Yürü, daima yürü, durup dinlenmeden yürü."
- Jean-Christophe 1
85. ""Gerçek acılar" der Balzac, "kendilerini gömdükleri derin yatakta sakin görünür, orada uyuyor gibidirler ama ruhu kemirmeyi sürdürürler."
."
- Jean Christophe 3
86. "Ne güzeldi bu sesteki yumuşaklık, bu rahatlık, bu sessizlik, bu tatlı hava! En ufak bir pürüz, en küçük bir katılık yok. Çetin hayatının ortasında yemyeşil bir vaha gibi.
Sonra Goethe, Schiller, Shakespeare gibi muhteşem şairleri okurken açılan sihirli dünyadan gelen ve bütün varlıklara yayılan kahramanca ışık, kuvvet, istirap ve aşk seli!
."
- Jean-Christophe 1
87. ""Tolstoy düşüncelerini başkalarından
almış olsa da olmasa da onun sesi gibi
bir ses daha hiç çınlamamıştı Avrupa'da.
Ne zamandır beklediğimiz, gereksinimini
duyduğumuz bu ruh ezgisini işitince
duyduğumuz heyecan titremesi başka türlü
nasıl açıklanır?""
- Tolstoy’un Yaşamı
88. "Çünkü, diyordu, dil vücudun en soylu parçasıdır, bunu bilmeyen yoktur; söz olmasaydı, düşünce neye yarardı, ..
."
- Jean-Christophe 1
89. "İnsan yaşadığını, hayatı anladığını sanıyor. Ama sonunda hiçbir şey anlamadığını, hiçbir şey bilmediğini anlıyor, hiçbir şey görmediğini görüyordu. Zihnimizin ördüğü bir aldanış örtüsüne bürünmüş halde yaşayıp gidiyoruz. Bu örtü, gözlerimizden gerçeğin yüzünü gizlemektedir.
Istırap hakkındaki düşüncelerimiz ile acı duyan, kanayan varlık arasında hiçbir ilişki yok. Ölüm düşüncesi ile ölen vücudun ve ruhun çırpınmaları, can çekişmesi de apayrı şeyler...
."
- Jean-Christophe 1
90. "“Bir çiçek gördükleri zaman bu insanların tek düşüncesi onu saksıya, bir kuş görünce kafese koymak, özgür bir insanı da uşaklaştırmaktı.”"
- Jean Christophe 3
91. "Bu iyi yürekli, mert, vefalı, bir kelime ile örnek, namuslu insanlar hemen hemen bütün meziyetlere sahiptiler. Ama hayatı güzelleştiren bir meziyetten yoksundular: susmasını bilmek.
."
- Jean-Christophe 1
92. "Sabırlıyım ve düşünüyorum ki tüm talihsizlikler beraberinde iyi şeyler getiriyor."
- Beethoven
93. "Tolstoy Günlük'ünde, içini kemiren üç iblisi sıralar:
1. Kumar tutkusu: Göze alınabilecek bir
savaş.
2. Haz Düşkünlüğü: Çok çetin bir savaş.
3. Boş gurur: Hepsinin en korkuncu."
- Tolstoy’un Yaşamı
94. "İyilik akıyordu mine çiçeklerini andıran mavi gözlerinden.
."
- Jean-Christophe 1
95. "Çünkü insanların özelliklerini belirleyen şey, fikirlerinden çok mizaçlarıdır. İnsanları birbirinden ayırmak için aklımızla yaptığımız gerçek ya da uydurma ayırım, ne olursa olsun, yapılabilecek tek ayırım, sağlam yapılı olanlar ile olmayanlar arasındadır.
."
- Jean-Christophe 1
96. "İnsan, isteklerini gerçekleştiremeyecek ve gururunu tatmin edemeyecek kadar zayıf görürse kendini, çocukken ana babasına, büyüyünce hayatta yenik düşmüş ise, çocuklarına bağlar bu duygularını.
."
- Jean-Christophe 1
97. "Yaşarken, insanın vücudu gibi ruhu da değişir. Bu değişim de her zaman günlerin akışına uyup yavaş yavaş olmaz. Her şeyin bir anda yenileşiverdiği bunalımlı anları vardır. Bu bunalım anlarında, işte her şeyin bittiği sanıldığı bu bunalımlı anlarda yeni bir benlik ortaya çıkar ve her şey yeniden başlar... Tükenen bir hayatın yerine bir başka hayat çoktan doğmuştur bile.
."
- Jean-Christophe 1
98. ""Aşk, yani ruhların insanların kaynaşmasına,
el ele vermesine yönelmesi, yaşamın üstün
ve biricik yasasını oluşturur... Herkes bilir
bunu, yüreğinin derinliklerinde duyar..."
| Tolstoy"
- Tolstoy’un Yaşamı
99. "İnsanın kendini düşünce gölüne bırakması ne tatlı bir mutluluktur...
Düşünce gölünde kayığın içine uzanmış, bütün bedenini güneşe vermiş..
."
- Jean-Christophe 1
100. "Ne kadar hiçten şeylerdi, bu gerçeğin, biricik gerçeğin yanında: Ölüm! Her şeyin sonu ona varacak olduktan sonra değer miydi bunca acı, bunca istek, bunca çırpınma!"
- Jean-Christophe 1
101. "Kalbi onu aldatmamıştı hiç...
Ama doğruluk için çırpınan bir ruhun, her şeyi olduğu gibi görmek isteyen ve bunun için acı çekmeyi bile göze alan bir ruhun merhametsiz içgüdüsüne nasıl karşı koyabilirdi?..
."
- Jean-Christophe 1
102. "Hiçbir şey insanı, belirli bir hedefi olmayan bir aşk kadar yıpratmaz. Böyle bir duygu insanın bütün kuvvetini tüketir. Ne olduğu bilinen bir ihtiras bütün duyguları son haddine kadar gerginleştirir, yorar, ama hiç olmazsa bunun neden ileri geldiği bilinir. Bu, boşluğa atılmaktan daha iyidir!
."
- Jean-Christophe 1
103. "Evdeki müzik, odadaki güneş gibidir. Asıl müzik dışarıda, Tanrı'nın kırlarındadır.
."
- Jean-Christophe 1
104. "Sevmek, sevmek, ama insanın sevdiğini alçaltmadan sevmesi mümkün değil mi? ..
."
- Jean-Christophe 1
105. "Anlıyordu ki mutluluk da sevgi de bir anlık bir aldanıştan başka bir şey değildi ve insanı yumuşatıp onu yolundan döndürmekten başka sonucu yoktu bunların.
."
- Jean-Christophe 1
106. "Sonunda iyilerin hep bahtsız olduğu, yalnız kendini düşünenler ile namussuzların yüzümün güldüğü düşüncesinde birleştiler. Hayatın acılarla doluduğu, hiçbir işe yaramadığı, hani acı çekerek yaşamak hiç şüphesiz Tanrı' nın buyruğu olmasa, ölümün yeğ olduğu sonucuna vardılar.
."
- Jean-Christophe 1
107. "“İnsanın üslûbu ruhudur.”"
- Jean Christophe 3
108. ""Yaşayanlardan daha canlı ölüler de vardır!"
."
- Jean-Christophe 1
109. "Ah! Yeter ki bugün yolunu kesmesin onun! Ve bugünün durmadan kurduğu tuzaklardan birine yuvarlanmasın!..
."
- Jean-Christophe 1
110. "Kederli ya da sevinçli olduğun için ayrı, yorgun isen, evini düşünüyorsan ayrı, ben bir günah işledim diye kendinden nefret ettiğin, kendini bir solucan gibi gördüğün zaman için ayrı, insanlardan kötülük görüp ağlamak isteğin için ayrı, güzel havalarda Tanrı'nın göklerini seyrederken yüreğin sevinçle dolup taştığı zamanlar için ayrı.
Her şey, ama her şey için ayrı şarkılar var...
."
- Jean-Christophe 1
111. "“Kitapları en iyi sığınaktı onun için. Unutkan ve aldatıcı değildi hiç onlar.”"
- Jean-Christophe 2
112. ""Cesaret! Cesaret! Ruhunun müziğini yazmaktan çekinme!""
- Jean-Christophe 1
113. "Başkalarından istediği tek şey, hayatı çekilir hale getiren biraz güler yüzden başka bir şey değildi...Yeter ki, insan iyi olsun, asıl olan buydu.
·"
- Jean-Christophe 1
114. ".. herkesi seviyordu! Bütün insanları, her seyi o kadar çok seviyordu ki! Her şey iyi, her şey güzeldi onun için...
.. Yaşamak ne güzel şey!..
..Öyle mutlu ki! Mutlu olmak için yaratılmış! Hiçbir şey onun mutluluğa olan inancını sarsamıyor Bütün küçücük ihtiraslı güçleriyle ona doğru koşuyor!.. Ama hayat pek yakında bu rüyalardan uyandıracaktı onu.
."
- Jean-Christophe 1
115. ""Peki ne zaman herkes eşit olacak?"
"Ölümden sonra, elbet! Kimseden bir şey kalmayacak."
."
- Jean-Christophe 2
116. "Hastalık çoğu zaman yardımseverlik eder. Vücudu çökertir ama ruhu kurtarır, arıtır. Zorunlu olarak hareketsiz geçen günler ve gecelerde, aşırı çiğ ışıktan ürken ve sağlığın güneşinde kavrulan düşünceler canlanır. Hiç hasta olmayan kimse kendini hiçbir zaman tümüyle tanıyamaz.
."
- Jean-Christophe 2
117. "Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun acısından daha büyük bir acı olamaz. Böyle bir çocuk bütün dünyanın kendisine saldırdığını, kimsenin ona el uzatmadığını, yeryüzünde yapayalnız kaldığını sanır. Hiçbir şey yoktur onun için, hiç, hiç!"
- Jean-Christophe 1
118. "Bütün eğitimiyle, bütün çevresinde görüp işittikleriyle çocuk, hayatın temel hakikatleriyle birlikte o kadar çok yalan ve budalalık yutar ki, sağlıklı bir insan olmak istiyorsa, ilk ödevi bunları kusmaktır.
."
- Jean-Christophe 1
119. "Hiçbir şeyin solduramayacağı taptaze bir inanç! Hiç tükenmeyecek bir sevinç!
."
- Jean-Christophe 1
120. "Soyluluk insanın ruhunda olmalı.
.. Ruhunda soyluluk olmadan, soylu olduğunu öne sürenlerin paçavra kadar önemi yoktur gözümde.
."
- Jean-Christophe 1
121. "..denilebilir ki yoksulluk yalnız düşüncenin değil, stilin de yol göstericisidir. Vücuda olduğu kadar zihne de bir ölçü kazandırır.
Zamanın darlığı, ölçülü konuşma zorunluluğu, insanın gerekenden çok söylemesine engel olduğu kadar, daha özlü düşünmesini sağlar.
Yaşamak için az vakit olduğundan insan, hayatı iki kat kuvvetle yaşar."
- Jean-Christophe 1
122. "Ne korkunç şeydir böyle hiç bir şey olmamak! Havada bırakılmış hantal bir cisim gibi düşer bunlar ve düşmeğe mahkümdurlar; mutlaka düşeceklerdir, düşüşleri sırasında kendilerinden olanların hepsini de sürükler götürürler.
."
- Jean-Christophe 1
123. "-İnsanın konuşmak için kendini zorlamaması ne iyi! ...Doğrusu konuşmak zorunda olduğumuzu sanmamız çok sıkıcı oluyor!
."
- Jean-Christophe 1
124. "(Rahatını, ne düşündüğünü bilmemekte bulan o kadar çok insan var ki.)
."
- Jean-Christophe 1
125. "Diyebilirim ki ekmek kadar gerekli bir besindi müzik yaşamam için..."
- Jean-Christophe 1
126. ""Neden sen bu kadar güzelsin de, onlar -insanlar- bu kadar çirkin?"
Ama ne önemi var bunun! Seviyordu, seviyordu. Her zaman sevecekti onu. Hiçbir şey engel olamazdı bu sevgisine. Kendinden geçerek toprağı kucakladı. Hayatı kucakladı:
"Seninim!.. Sen de benimsin. Seni benden alamazlar. Ne isterlerse yapsınlar! Acı çektirsinler bana!.. Acı çekmek, yaşamak demektir!""
- Jean-Christophe 1
127. "Anlatılamazdı içinden geçenler; sayılan ve sevilen birinin ölümünde duyulan duygulara benziyordu bunlar. Derin bir yıkılış, büyük bir acı.
."
- Jean-Christophe 1
128. "“Bilmedikleri şeylerden söz eden insanlara güvenim yok.”"
- Jean Christophe 3
129. "Ulusların ruhunu değiştirip ona yeni bir şekil veren rastlantısal nedenler, ahlak ve din kuralları değildir; yasalar, devlet adamları, din adamları ve filozoflar da değildir. Ulusların ruhunu değiştirip ona yeni bir şekil veren, felaket ve çileyle geçen yüzyıllardır. Onlar yaşamak isteyen halkları hayata hazırlar.
."
- Jean-Christophe 1
130. "Sevgi sürekli bir inanç işidir. ..
İnsan inandığı için inanır ve sevdiği için de sever ... Başka bir neden gerekmez ...
."
- Jean-Christophe 1
131. ""Yürü, daima yürü, durup dinlenmeden yürü."
"Ama nereye gideceğim Tanrım? Ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim, işin sonu hep oraya varacak, değil mi?"
."
- Jean-Christophe 1
132. "İnsanların buyuranlar ve boyun eğenler diye ikiye ayrıldığını, kendilerinin birincilerden olmadıklarını anladığı gün, bütün varlığı ayaklandı ve bu, hayatının ilk bunalımı oldu.
."
- Jean-Christophe 1
133. "Ölmek mi? diye düşünüyordu, daha değil. Zafere eriştikten sonra belki... Zafer... Durmadan içini yakıp kavuran, bütün yorgunlukları, bütün kinleri, hayatın bütün o çirkefleri arasında farkında olmadan ona destek olan değişmez fikir!
."
- Jean-Christophe 1
134. "“Kadınlara en az saygı gösterenlerin, durmadan kadına saygıdan söz edenler olduğunu da söylemekten geri kalmadı.”"
- Jean-Christophe 2
135. "Ah! Bazı anlar var... İnsan olmaktan utandığımız..."
- Pierre ve Luce
136. "Ah! Ne acı şeydi bu; görmemek, duymamak, bu zavallı vücudu ayakta tutmaya çalışmak... Bu iğrenç hayatla savaşmak... Soluksuz, hiçbir şey düşünemeden yuvarlanmak!..
."
- Jean-Christophe 1
137. "- Yaşamak ne güzel şey!..
Yaşamak ..
..yalnız hissediyordu kendini: yalnız, her zaman olduğu gibi; belki de her zamankinden daha yalnız; ama kedersiz, Tanrısal bir yalnızlıktı bu. Artık ne o yakıp kavuran ateş vardı, ne karanlık. Pencerenin karşısında sırtüstü uzanmış, gözleri, pırıl pırıl parlayan sisli havayla kamaşarak, gülümsedi:
- Yaşamak ne güzel şey!..
Yaşamak . ."
- Jean-Christophe 1
138. "Her şeye o kadar yukarıdan bakan bir adamdı ama hayatta kendinden üstün kimselere karşı âdeta aşağılık bir hayranlık duyardı. Sonsuz bir bağımsızlık duygusu taşıdığı hâlde körü körüne itaat ederdi. Aydın düşünceli olduğunu ileri sürse de bütün boş inanışlara bağlıydı. Bir yandan kahramanlığa düşkün, gerçekten cesur adamdı, bir yandan da o kadar çekingendi ki! Yarı yolda kalan, gelişmemiş bir yaradılış.
."
- Jean-Christophe 1
139. "Yazık ki, bir gün o sevdiklerine denk olsa, özlediği o ışıklı mutluluğa erse bile hülyalarının ne kadar boş olduğunu görecek...
."
- Jean-Christophe 1
140. "“Müzik de, inanç gibi, günün çok keskin ışığından kaçmak için bir sığınaktı.”"
- Jean-Christophe 2
141. "Seven insan, farkında olmadan kendini sevdiğinin ruhuna uydurur.
."
- Jean-Christophe 2
142. "Vatandan daha büyük bir şey vardır: İnsanlığın vicdanı.
."
- Jean Christophe 3
143. "Görmeyi bilen bir göz için ne tükenmez bir zenginlik vardır bir damla ışıkta!"
- Jean Christophe 3
144. ""Az önce, günden önce şafak sökerken / ruhun bedenin içinde hâlâ uyurken..."
Dante, Ilahi Komedya, "Araf", IX. Kanto."
- Jean-Christophe 1
145. "Kendini açığa vurmasını bilen güçlü bir bilinç başlı başına bir kudrettir.
."
- Jean-Christophe 2
146. ".. kimse .. serbestliğini kötüye kullanmaz hoşuna giden şeyi yapar, canının istediği gibi düşünür, inanır, istediğini sever, istemediğini de sevmez; kimse karışmaz buna.
Orada kimsenin inancına karışılmaz; kimsenin vicdanını kurcalamazlar, düşüncesini yönetmeye kalkmazlar.
Orada politikacılar edebiyat ve sanat işlerine burunlarını sokmaz; dostlarına ve kendilerini tutanlara nişan, mevki ve para dağıtmazlar, istediklerine ün ve başarı sağlayan dernekler yoktur orada; orada eleştirmenler, tanınmamış sanatçıları boğmaya kalkmaz; gazeteciler satın alınamaz!
İnsanlar birbirlerine karşı çok yumuşak, çok şefkatli davranır... Kimse kimseyi kötülemez, dedikodu nedir bilinmez...
."
- Jean-Christophe 1
147. "Öyle bir yaşamak, sevmek, mutlu olmak ihtiyacındaydı kil ...
Aşk; sevendedir, sevilende değil! Saf olan, temiz olan insanların her şeyi saftır, temizdir. Kuvvetli olanların, sağlam olanların her şeyi temizdir. Bazı kuşları en güzel renklerle süsleyen sevgi, namuslu ruhların derinliğinde yatan en asil duyguları da meydana çıkarır. İnsanın sevdiğine, yalnız iyi taraflarını göstermek isteği, sevginin yarattığı güzel hayale uygun olan düşüncelerden ve hareketlerden zevk almak ihtiyacını aşılar. Ve ruhun içinde yıkandığı gençlik banyosu, kuvvetin ve sevincin kutsal aydınlığı, güzeldir, iyilik getirir ve ruhu yüceltir."
- Jean-Christophe 1
148. "“Sevgili, sevenin ruhuyla kaynaşır, bir olur onunla.”"
- Jean-Christophe 1
149. ".. her gün yeniden başlanması gereken ve hiç soluk almadan sürdürülen çetin bir kavga ..
."
- Jean-Christophe 2
150. "Insanların hiç bağışlamadıkları şey, kendilerinden vazgeçilmesidir.
."
- Jean Christophe 3
151. ".. Ölülerden daha ölü diriler var ..
."
- Jean-Christophe 1
152. "Sevinç, çılgınca sevinç, olan ve olacak her şeyi aydınlatan güneş, o muhteşem yaratma sevinci! Yalnız yaratışta sevinç var. Var olan yalnız yaratanlardır. Ötekilerin hepsi, yeryüzünde sürüklenen, hayata yabancı gölgelerdir... Hayata sevinç adına ne varsa yaratma sevincidir: Aşk, deha, eylem... Biricik ocaktan fışkıran kuvvet alevidir sevinç. Büyük ocağın kenarında yer bulamayanlar... Yükselme hırsı içinde çırpınanlar, benciller, kısır aylaklar bile onun soluk yansımalarında ısınmak isterler...
."
- Jean-Christophe 1
153. "Zincirlerinden kurtulan ruhu boşlukları aşıyordu; hava ile sarhoş, keskin seslerle göğü delen kırlangıçlar gibi... Sevinç! Sevinç! Bir şey yok artık. Sonsuz mutluluktan başka!...
."
- Jean-Christophe 1
154. "Tatlı bir rüyadan, berrak bir müzikten başka bir şey yok. Bu yaz güneşinin altın ışıklarını titreştiren bir müzik.
."
- Jean-Christophe 1
155. "Sağlam, güçlü, özgür insan yaradılışı! İşte tek erdem buydu... Ötekilerin canı cehenneme!
Hani insanların ahlak adını verdikleri şu mızmız ihtiyatlılık politikasının ufak tefek kurallarının hayatı kilit altına almaya kalkmasına insanın güleceği gelir!
Hayat hepsini önüne katıp süpürerek yoluna devam eder.
!"
- Jean-Christophe 1
156. "Ne olurdu insanlar aynı anda doğup aynı anda ölselerdi.
."
- Jean-Christophe 2
157. "
."
- Jean Christophe 3
158. "Bir çiçek gördükleri zaman bu insanların tek düşüncesi onu saksıya, bir kuş görünce kafese koymak, özgür bir insanı da uzaklaştırmaktı.
."
- Jean Christophe 3
159. "Size kendini olduğu gibi verenlerin sevgisi daima kötüye kullanılır.
."
- Jean-Christophe 1
160. "(İnkar etmenin, tasdik etmeye oranla iki misli kuvveti vardır. Yerçekimi kanununun doğrudan doğruya bir sonucudur bu: Bir taşı yere düşürmek havaya fırlatmaktan daha kolaydır)."
- Jean-Christophe 1
161. "Birbirlerinin yüzlerindeki, seslerindeki en küçük, en ince anlamı bile seziyorlardı, tıpkı açık bir kitabı okur gibi. Kaldı ki gözleri kapalı olsa da okuyabilirlerdi. Çünkü ikisi de kendi kalbini dinlerken sevdiğinin kalbinin yankısını duyuyordu içinde.
."
- Jean-Christophe 1
162. "Hiçbir şeye bağlı değildi artık... Yalnızdı... Yapayalnız!.. Ne büyük mutluluktu yalnız olmak, kendinde olmak! Zincirlerinden kurtulmak, anılarının işkencesinden, sevilen ya da nefret edilen yüzlerin hayaletlerinden kurtulmak! Ne büyük mutluluktu!.. Nihayet, hayatın tutsağı olmadan, kendi başına yaşamak ne büyük mutluluktu!..
."
- Jean-Christophe 1
163. "Yakıcı ve tatlı ışık... Sessizlik... Bahar güneşinin ilk ışınlarıyla ürperen toprağın gülümseyişi... İki genç vücudun taze aşkı bir nisan sabahıdır. Gençlikteki aşklar, yapraklar üzerinde titreşen çiyler gibidir, güneşle dağılır.
."
- Jean-Christophe 1
164. "Ama bilmiyordu her zamankinden daha az özgür olduğunu, hiçbir yaratığın özgür olmadığını, tabiatı yöneten kanunun bile özgür olmadığını, belki de yalnız ölümün insanı bağlarından kurtardığını bilmiyordu.
Fakat kozayı delerek çıkan krizalit, yeni zarfının içinde derin bir hazla geriniyordu: Henüz yeni hapishanesinin sınırlarını öğrenecek kadar vakit bulamamıştı.
."
- Jean-Christophe 1
165. "Hayat, diye tekrarladı Olivier. Nedir hayat?
— Bir trajedi, dedi Christophe. .!
."
- Jean-Christophe 2
166. "“Hayat! Tümüyle hayat! Her şeyi görmeli, her şeyi tanımalı. Sevmeli, araştırmalı, doğru olanı kucaklamalı.”"
- Jean-Christophe 2
167. "İdealleştirmek! Bu, hayata cepheden bakmaktan korkmak, varlıkları olduğu gibi görememekti... Her yerde aynı çekingenlik, aynı erkekçe açık yüreklilikten yoksunluk. Her yerde zoraki bir coşkunluk, tumturaklı ve tiyatrovari bir şatafat: yurtseverlikte, içkide, dinde...
."
- Jean-Christophe 1
168. "Ne bencillik, ne böbürlenme ne de art düşünceler ... Yaşlı, gülen gözlerinden "sevgi” okunuyordu hep. .. Gönülleri, yüzleri, gözleri içli bir iyilik ve şefkat ışığıyla aydınlanıvermişti. Ömürlerinde bir daha bulamayacakları tertemiz, mutlu bir kendini veriş ânıydı bu.
."
- Jean-Christophe 1
169. "Herkesin isteyebileceği en az bir mutluluk vardır. Ama kimsenin daha fazlasını istemeye hakkı yoktur: Fazlasını kendinizde arayın; başkaları borçlu değildir bunu size.
."
- Jean-Christophe 1
170. "Değeri olan bir şeyin en büyük düşmanı -kötü olan şey değil, (kötülükler de bir şeye mal olur) -alışkanlık halinde gelen şeydir. Ruhun öldürücü düşmanı; günlerin yıpratışıdır.
."
- Jean-Christophe 1
171. "Acı çeken iki kişi bir aradayken ve bu acılarını hafifletecek bir çare bulamazlarken, bıkkınlık getirmenin önüne geçilemez, iki kişiden her biri çektiği acıdan ötekini sorumlu tutar ve ikisi de sonunda buna inanır. Yalnız olmak daha iyidir. Hiç olmazsa insan yalnız kendi acısını duyar.
."
- Jean-Christophe 2
172. "Anna Karenina, Savaş ve Barış'la birlikte, bu olgunluk çağının doruğunu oluşturur. Daha kusursuz bir yapıttır bu, sanatından daha emin bir düşünceyle yönetilir, deneyim açısından daha da zengindir, gönül dünyasının hiç bir gizi yoktur bu yapıt için."
- Tolstoy’un Yaşamı
173. "Ama baskın çıkan, hayattı... Ruhu ölüm dolu, bedeni hayat dolu.
Öyle bir yaşama sevincidir ki bu, acı, merhamet, umutsuzluk, kaybolan hir varlığın açtığı onulmaz yaralar, bütün o ölüm kabusları, hepsi, ama hepsi, kuvvetli insanlarda bu yaşama sevincini kamçılamaktan başka bir şey yapmaz.
."
- Jean-Christophe 1
174. "Öldürücü bir bunalımdı bu. Hele insanın çevresinde hâlâ sevgilinin buralarda yaşadığını gösteren maddi izler duruyor, etrafımızdaki şeyler onun anısını canlandırıyorsa ve alışık olduğumuz dekorun içinde yaşamak zorunda kalıyor da yitirilen mutluluğu yeniden yaşamak için çırpınıyorsak, bu bunalım daha dayanılmaz olur. O zaman bir uçurumun kenannda buluruz kendimizi. Eğiliriz, başımız döner, düşecek gibi oluruz, düşeriz. İnsan kendini ölümle karşı karşıya bulur. Gerçekten de böyleyizdir.
Sevilen insanın yokluğu başka bir ölümdür.
Bizim için en aziz varlığın uzaklaşmasına tanık olmuşuzdur. Hayat si linir gider, kapkara bir çukur açılır önümüzde; yokluk.
."
- Jean-Christophe 1
175. "Çanlar... Gün doğarken! Çanların yakınışı, biraz kederli, cana yakın, rahat sesleri. Ağır akışında bu seslerin rüyaları, geçmiş günlerin rüyaları, şimdi yok olmuş varlıkların istekleri, umutları, kederleri saklı. .. Yüzyılların biriktirdiği anılar titreşiyor bu müzikte. Nice yaslar, nice şenlikler!
."
- Jean-Christophe 1
176. "Sanıyor musun ki, ben döneceğim yolumdan? Daha yüzyıllar var önümde. Yaşasın hayat! Yaşasın sevinç! Yaşasın kaderimize karşı yürüttüğümüz savaş! Yaşasın yüreklerimizi dolduran sevgi! Yaşasın inancımızı tazeleyen dostluk,-sevgiden daha tatlı olan dostluk! Yaşasın gün! Yaşasın gece! Gün, şan, şeref!
Hayal ve eylem tanrısına, müziği yaratan Tanrı ya hamdolsun!
."
- Jean-Christophe 2
177. "“Dâhi bir erkek ne kadar azsa, iyi bir kadın da o kadar azdır.”"
- Jean-Christophe 2
178. "“Herkes yalnız yaşar ve yalnız ölür; -duygularını dile getirmekten korkarak ve duyguları derinleştikçe bunları dile getirme ihtiyacını daha kuvvetle duyarak.”"
- Jean-Christophe 2
179. "Kitapları en iyi sığınaktı onun için. Unutkan ve aldatıcı değildi hiç onlar.
."
- Jean-Christophe 2
180. "Biz bugünün eleştirmenleri gibi, "İki Tolstoy var, bunalımdan önceki ile bunalımdan sonraki; biri iyidir, öteki değildir" demiyorduk. Bizim için yalnız bir Tolstoy vardı, onu bütünüyle seviyorduk. Çünkü içgüdüyle, böyle ruhlarda her şeyin tutarlı, her şeyin birbirine bağlı olduğunu seziyorduk."
- Tolstoy’un Yaşamı
181. ""Sanıyor musun ki, ben döneceğim
yolumdan?""
- Jean-Christophe 1
182. "Acı çeken insan, bunun nereden geldiğini bilirse, duyduğu acıyı azaltabilir. Düşüncesiyle onu vücudunun iyileştirililebilecek, gerekirse koparılıp atılabilecek bir parçasına hapsedebilir; çevresini sınırlandırabilir, onu kendisinden uzaklaştırabilir."
- Jean-Christophe 1
183. "Her şeyi anlamalı, hiçbir şeyden nefret etmemeli. Sanatçı, fırtınada hep Kuzeyi gösteren pusuladır.
."
- Jean Christophe 3
184. "Halk sâde, apaçık, güçlü sözler söyleyenlerin yanındadır. Sağlam bir yalanı, kansız cansız bir gerçekten daha çok sever.
."
- Jean-Christophe 2
185. "“Çocukluğumdan beri sanatla, özellikle müzikle beslenmiştim; diyebilirim ki,
...” (Préface à la Lettre inédite de Tolstoi)"
- Jean-Christophe 1
186. "“Dost da düşman da kalıcı değildi, bir esinti değiştiriveriyordu onları.”"
- Jean Christophe 3
187. ""Ah! Sizi anlayabilen tek kişi bulunmaz, işte en büyük felaket bu!"
."
- Jean-Christophe 2
188. "En büyük düşman, hastalık halindeki şüpheciliktir. Hoşgörüyle, insanca davranılabilir, böyle yapılmalıdır da. Ama insan doğru ve iyi olduğuna inandığı şeyden şüphe etmemelidir. İnandığı şeyi savunmalıdır. Gücümüz ne olursa olsun vazgeçemeyiz görevimizi yapmaktan.
."
- Jean-Christophe 2
189. "Diriliş, Tolstoy'un sanatsal vasiyetnamesidir bir bakıma. Savaş ve Barış nasıl olgunluk çağını taçlandırmışsa, bu yapıt da yaşamın son yıllarını taçlandırır, en son tepedir, tepelerin -en güçlüsü olmasa bile- en yükseğidir, sisler içinde görünmez doruktur."
- Tolstoy’un Yaşamı
190. ""Bugünün en güzel yanı, bir yarını olması.""
- Pierre ve Luce
191. ""Halk, bir oyun sayar yüceliği. Onu olduğu gibi görebildiği zaman da manzarasına katlanamaz."
."
- Jean-Christophe 1
192. "Kendilerini okudukları romanların kahramanlarına benzetiyor ve hiç kendilerinin olmayan duyguları kendilerine mal ediyorlardı.
Ama bütün bu küçük yalanların, bu küçük bencilliklerin, aşkın tanrısal ışığı önünde eriyeceği an yaklaşıyordu artık. Bir gün, bir saat, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen birkaç saniye... Ve bu o kadar beklenmedik bir şey olmuştu ki!
."
- Jean-Christophe 1
193. "“İnsanın, ömrünün sonunda hiçbir zaman yalnız kalmadığını düşünmesi ne güzel şey, en yalnız olduğu zaman bile!..”"
- Jean Christophe 3
194. "İnsanların çoğu yirmisinde, ya da otuzunda ölür; bu sınırı aşınca, artık kendi kendilerinin yansımasından başka bir şey değildirler; .. bundan sonraki yaşayışları kendi kendilerini taklitle geçer.
Her gün biraz daha mekanikleşerek ve daha da gülünçleşerek eskiden konuştuklarını, sevdiklerini, yaptıklarını yeniden yaşamak isterler.
."
- Jean-Christophe 1
195. "".... Ölmedim ben, barınağımı değiştirdim. Beni gören, bana ağlayan sende yaşıyorum. Sevgili, sevenin ruhuyla kaynaşır, bir olur onunla."
."
- Jean-Christophe 1
196. "“İstese de istemese de, gözleri dünyanın büyük komedisini görmeye başlamıştı artık.”"
- Jean-Christophe 2
197. "İnsanların haksızlıkları, kaderin acımasızlığı karşısında iyi olmak, iyi kalmak... Bunca, hırçınca çatışmalar arasında yumuşaklığı ve hayırsevediği elden bırakmamak...
Geçirdiği tecrübeler sırasında ruhundaki hazineye el sürdürmemek..
."
- Jean-Christophe 2
198. "Peki ne zaman herkes eşit olacak?"
"Ölümden sonra, elbet! Kimseden bir şey kalmayacak."
."
- Jean-Christophe 2
199. "Yaşama çılgınlığı, -hedefsiz, frensiz ve hiçbir şey düşünmeden- yaşama hırsı için yaşamak!
."
- Jean-Christophe 1
200. "“Soyluluk insanın ruhunda olmalı. Ruhunda soyluluk olmadan, soylu olduğunu öne sürenlerin paçavra kadar önemi yoktur gözümde.”"
- Jean-Christophe 1
201. "“Çünkü, insanların özelliklerini belirleyen şey, fikirlerinden çok mizaçlarıdır. İnsanları birbirinden ayırmak için aklımızla yaptığımız gerçek ya da uydurma ayırım, ne olursa olsun, yapılabilecek tek ayırım, sağlam yapılı olanlar ile olmayanlar arasındadır.”"
- Jean-Christophe 1
202. "Seven insanın bencilliği, sevdiğindeki en beğendiği erdemlerin bile kendisi uğruna feda edilmemesini içine sindiremez."
- Jean-Christophe 2
203. "Yalnız hiçbir şey yapmayanlar yanılgıya düşmezler.
Canlı hakikate yönelen yanılgı, ölü hakikatten daha verimlidir.
."
- Jean-Christophe 2
204. ""Savaş ve Barış çağımızın en geniş
destanıdır, çağdaş bir İlyada'dır. Sayısız
yüzler, tutkular kımıldar burada. Sayılmaz
dalgaları bulunan bu insan okyanusu
üzerinde, fırtınaları huzurla başlatıp
durduran güçlü bir ruhun varlığı sezilir.""
- Tolstoy’un Yaşamı
205. ""Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.""
- Beethoven
206. "Susuyoruz, gözlerimiz kapalı; ama senin gözlerinin o anlatılmaz ışığını görüyor ve konuşmayan ağzının gülüşünü içiyor ve senin yüreğine sokularak sonsuz hayatın nabzını dinliyorum.
."
- Jean Christophe 3
207. "Ama insanların çoğu soğuk bir düşünceyle başkalarının mutluluklarından ya da hakikatten çok kendi huzurlarına düşkünlük göstermiyorlar mı? İçtenlikle inanç sahibi olanlar, ideallerinin böyle çiğnendiğini anlarlarsa, büyük bir acı duymazlar mı bundan?
."
- Jean-Christophe 1
208. "Çoğunluğu bir ruh koleksiyonundan başka bir şey olmayan, yaşayan ruhların, bu kadar çabuk değişmesini, hatta kaybolmasını, yepyeni bir kişiliğe bürünmesini şimdiye kadar hiç sınamamış olan zavallı bir çocuk için, bu basit gerçek çok acıydı ve buna inanamıyordu bir türlü.
."
- Jean-Christophe 1
209. "Kederi bile ışıklı. Bu müziklerde canlanan sevgili ustalarını, çoktan ölmüş gitmiş dehaları düşünüyor. Sevgiyle dolup taşıyor yüreği. Bu şanlı dostların yarattığı erişilmez mutluluğu düşünüyor, bu mutluluğun uzaktan uzağa yansıyışı bile ne kadar yakıcı hala. Onlar gibi olmayı özlüyor. Tanrısal bir gülüşle onun yoksulluğunu aydınlatan bu büyük aşkla, ışıklar serpmek istiyor bir gün. Tanrılaşmak, bir sevinç kaynağı olmak, bir hayat güneşi olmak!..
."
- Jean-Christophe 1
210. ""Ben sevgi için yaratılmışım, nefret için değil.” Sevgi ve sevginin bir başka şekli olan anlaşma için.
."
- Jean-Christophe 2
211. "“Görmeyi bilen bir göz için ne tükenmez bir zenginlik vardır bir damla ışıkta!”"
- Jean Christophe 3
212. "Zayıf ve duygulu insanlar için, mutlulukların en büyüğünü bir kere tatmış olmaktan büyük mutsuzluk olamaz.
."
- Jean-Christophe 2
213. "..her şey ayrılıktan daha iyiydi besbelli. Yoksulluk bile, ölüm bile... yeter ki birlikte olsunlar.
."
- Jean-Christophe 2
214. "Bu dünya fazla yaşlı, ölmeliydi, ölmeli."
- Pierre ve Luce
215. "Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun acısından daha büyük acı olamaz."
- Jean-Christophe 1
216. "Söyleyecek bir şeyi olmadan konuşmak! Hiç sonu gelmez miydi bu gevezeliğin?
Yerli yersiz ve her fırsatta çiğnenen bunca güzel şeyler... Yıpratılan yüksek duygular!.. İşin daha kötüsü bütün bunların bir şeye yaramayışı. Herkesin önünde kalbini çırılçıplak göstermek alışkanlığından, sırlarını gürültüyle sayıp dökmeye karşı duyulan duygulu bir eğilimden doğuyordu bu. Söyleyecek bir şeyi olmadan konuşmak! Hiç sonu gelmez miydi bu gevezeliğin?
- Hey! Susun artık bütün bataklık kurbağaları!
."
- Jean-Christophe 1
217. ""Sevgi ve karakterin olmadığı yerde, ne büyük insan ne büyük sanatçı ne de büyük mücadele insanı vardır."
- Beethoven
218. "Karımın benim gibi müziği sevip sevmemesinden bana ne. O müziğin ta kendisidir benim için!
."
- Jean-Christophe 2
219. "“Hiçbir şey insanı, belirli bir hedefi olmayan bir aşk kadar yıpratmaz. Böyle bir duygu insanın bütün kuvvetini tüketir. Ne olduğu bilinen bir ihtiras bütün duyguları son haddine kadar gerginleştirir, yorar, ama hiç olmazsa bunun neden ileri geldiği bilinir. Bu, boşluğa atılmaktan daha iyidir!”"
- Jean-Christophe 1
220. "Ne var ki bir halkın, yüzlerce yıllık yapısını bir anda değiştirivermek mümkün değildi."
- Jean-Christophe 1
221. "Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun acısından daha büyük acı olamaz."
- Jean-Christophe 1
222. "İstemek neye yarardı ki? İstediklerinden hiç birini yapmadıktan sonra... İstediğinin aksini yapmış, böylece de istemediği bir duruma düşmüştü: İşte hayatının bilançosu.
."
- Jean-Christophe 1
223. ""Ayrılmamız gerek. Artık dayanacak gücümüz kalmadı!"
Ne kadar alçakgönüllü olursa olsun, hiçbir insanın onsuz yaşayamayacağı şeydi bu. Dostluktu.
Son"
- Jean-Christophe 1
224. "Geçmişin yükü, geçirilen sınanmalar, bıkıp usandıran tecrübeler, kırılmış sevgiler,— yüzlerce yıllık bir şarap küpü ki, dibinde acı bir can sıkıntısı tortusu birikmiştir...
."
- Jean-Christophe 2
225. "Zihnimizin ördüğü bir aldanış örtüsüne bürünmüş halde yaşayıp gidiyoruz. Bu örtü, gözlerimizden gerçeğin yüzünü gizlemektedir."
- Jean-Christophe 1
226. "Kitap sevenler gönüllü birer fetişisttirler.
Sayfalar kirli, leke içinde olsa bile içinden rüyaların kaynağı fışkırdığından kutsaldır bu sayfalar onlar için.
."
- Jean-Christophe 2
227. "- İnsanca olmak söz konusu değil, insan olmak söz konusu... İnsancaymış... Kurban olsunlar sizin insan sevginize!.. Yirmi şey birden sevilemez, birçok Tanrıya tapılamaz!..
."
- Jean-Christophe 2
228. "Heyhat!.. Hakikati görmek ihtiyacını duymayanlarla bunu istedikleri biçimde görebilenler, kendi yarattıkları tatlı rüyalara gömülenler için yaşamak ne kolay şey!
."
- Jean-Christophe 1
229. "Büyülenmiş gibiydi. Bin bir düşünce çalkalanıyordu kafasının içinde. Bir şey anlamıyordu bundan. Bir dağdan yükselen buharlar gibi, kalbinin derinliklerinden geliyordu bu düşünceler. Bu aşk sisinin içinde, nereye gittiğini bilmeden yürüyordu. Bütün benliği bir tek düşüncenin çevresinde dönüyordu. Anlaşılmaz bir istek, pervaneyi çeken alev gibi korkunç ve göz kamaştıran bir şeydi bu. Doğanın kör kuvvetlerinin birden kaynayışı gibi bir şey...
."
- Jean-Christophe 1
230. ".. kendi ölümüne ağlamak geliyordu içinden..
Ölümün ne olduğunu pek iyi bilmiyordu, ama korkunç bir şey olmalıydı bu her halde.
..Unutulup gitmişti. Bir gün o da ölürse böyle unutulacaktı demek! Bu düşünce ötekiler gülüp söylerken oyuyordu onun beynini. O da ölse, bunlar yine böyle neşeli olabileceklerdi demek?..
Hepsinden nefret ediyordu, kendi ölümüne ağlamak geliyordu içinden.
."
- Jean-Christophe 1
231. "Zihnimizin ördüğü bir aldanış örtüsüne bürünmüş halde yaşayıp gidiyoruz. Bu örtü, gözlerimizden gerçeğin yüzünü gizlemektedir. Istırap hakkındaki düşüncelerimiz ile acı duyan, kanayan varlık arasında hiçbir ilişki yok. Ölüm düşüncesi ile ölen vücudun ve ruhun çırpınmaları, can çekişmesi de apayrı şeyler...
."
- Jean-Christophe 1
232. "“Aşk; sevendedir, sevilende değil! Saf olan, temiz olan insanların her şeyi saftır, temizdir. Kuvvetli olanların, sağlam olanların her şeyi temizdir. Bazı kuşları en güzel renklerle süsleyen sevgi, namuslu ruhların derinliğinde yatan en asil duyguları da meydana çıkarır. İnsanın sevdiğine, yalnız iyi taraflarını göstermek isteği, sevginin yarattığı güzel hayale uygun olan düşüncelerden ve hareketlerden zevk almak ihtiyacını aşılar. Ve ruhun içinde yıkandığı gençlik banyosu, kuvvetin ve sevincin kutsal aydınlığı, güzeldir, iyilik getirir ve ruhu yüceltir.”"
- Jean-Christophe 1
233. ".. insanı dinlendiren ve arıtan o ilahi sessizlik ..
Oysa iç yalnızlık herkesin kutsal hakkıydı.
."
- Jean-Christophe 2
234. "Tek bir düşüncesi vardı: Kaçmak, olabildiğince çabuk kaçmak. Sanki bu şehirden kaçmakla, burada uğradığı hayal kırıklığını burada bırakacakmış gibi.
."
- Jean-Christophe 2
235. ".. birbiriyle çelişik iki yan vardı sanki: hiçbir şeye inanmayan kararsız bir karakterle, hiçbir şeye kulak asmadan hayatı alt üst eden hesaplı bir akıl.
."
- Jean-Christophe 2
236. "Hem sonra yürek diye bir şey var insanda. İster istemez yüreği hangi ortamda olursa olsun, bir şeylere, birilerine bağlanmak zorundaydı. Zira bağlanmazsa, yaşayamaz.
."
- Jean-Christophe 2
237. "Ne iyi şeydi yalnız olmak!"
- Jean-Christophe 1
238. "Seven insan ne azı bilir ne çoğu, o her şeyini verir sevdiğine.
."
- Jean Christophe 3
239. "“Sanatta olduğu kadar sevgide de başkasının dediğini değil, kendi hissettiğini söylemelidir insan. Söyleyecek sözü olmadan konuşmak için elini çabuk tutmaya kalkan aslında hiçbir şey söylememiş olur.”"
- Jean Christophe 3
240. "Ama ne istediğinizi bildiğiniz yok ki. Öğrenmek de istemiyorsunuz: Taraf tutmaktan, bir düşüncenin sorumluluğunu yüklenmekten ödünüz kopuyor... Allah cezasını versin şu ihtiyatlılığınızın! Hiçbir tarafı tutmadığınızı, tarafların üstünde olduğunuzu söylersiniz, değil mi? Üstünde diyeceğinize, altında deseniz daha doğru olur...
."
- Jean-Christophe 1
241. ".. kayığını günlerinin akıntısına bırakmıştı. Eli dümende hareketsiz, sağa sola bakmadan gözleri ileride... Hedefine dikilmiş.
.. Bu belirsiz geleceği tek bir atom bile yok edebilirdi ama ne önemi vardı bunun! O yalnız bu gelecekte yaşıyordu ya.
."
- Jean-Christophe 1
242. "Yaratış ölümü öldürmektir.
Yazık o kısır yaratığa ki, yeryüzünde yalnız ve yolunu şaşırmış bir halde, kuruyan vücudunu ve hiçbir zaman bir hayat aleviyle aydınlanmayacak olan içindeki geceyi seyreder! Yazık o ruha ki, baharda hayat ve aşkla dolu çiçekli bir ağaç gibi verimli değildir!... Dünya istediği kadar böyle bir insanı ünlere ve mutluluklara boğmuş olsun: Bir kadavranın başına taç giydirmekten başka bir şey değildir bu.
."
- Jean-Christophe 1
243. "Şimdi ikisi de bu dünyanın ne kadar kötü olduğunu, sevenin sevilmediğini düşünüyorlardı. Sevilen de sevmiyordu. Seven ve sevilen de ayrılıyorlardı er geç, günün birinde... Acı duyan, acı veriyordu... En bahtsız olan da her zaman acı çeken değildi.
."
- Jean-Christophe 1
244. "“Güzel bir kitap ruhun sessizliğinde mırıldanılan bir sırdı onlar için. Bir sayfadan büyük bir haz duydukları zaman, yüksek sesle okuyacak yerde, biri ötekine uzatır, parmağını beğendiği pasajın üstüne koyup ‘
’ derdi.”"
- Jean-Christophe 2
245. "Daha önce de burayı görmüş gibi geliyordu ona. ...Ve birdenbire bu hayat ummanında uzaktan uzağa baş döndürücü dakikalar açılıverdi önünde. Zaman içinde bir geçit. Artık insan kim bilir, kaçıncı yüzyılda yaşamaktadır. Kaç yüzyıldır böyledir, bilemez.
.. öylesine bir duyguya kapılmıştı ki, bütün bunları daha önce yaşadığını sanıyordu. Şimdi olanlar şimdi değil, başka bir zamanda oluyordu sanki. Artık o kendisi değildi. Kendine dışarıdan, çok uzaktan, sanki bir yerde bir başkası ayakta duruyormuş gibi bakıyordu. Bir arı kovanını andırırcasına kaynaşıyordu bilmediği anılar kafasında. Damarlarında kanın uğultusu duyuluyordu:
"Öyleyse... Öyleyse... Öyleyse..." Yüzyılların uğultusu...
."
- Jean-Christophe 2
246. "Aklı savunanlar, akıl için çalışmaktan uzaktılar... Bu kozmopolit çıkarcılar için çalışıyorlardı. Ülkenin geleceğini güle oynaya çiğneyen bu adamlar bir inancı yıkarken yerine başka bir inancı koymak için yapmıyorlardı bunu, kendilerini koymak için yapıyorlardı.
."
- Jean-Christophe 2
247. "Sen bu halinle neye benziyorsun biliyor musun? Kuyruğunu kovalayan köpeğe..."
- Jean-Christophe 1
248. "Ne iyi şeydi yalnız olmak!"
- Jean-Christophe 1
249. "
...
Sessizlik, sessizlik ve gece!.. Artık onda boşluktan ve boşluk ihtiyacından başka bir şey yoktu. ..Bir zamanlar coşkun atılışlarla şarkılar söyleyerek göklere yükselen o neşeli kuş yoktu şimdi!"
- Jean Christophe 3
250. "..
, neden veremediğin şeyler için sana sitem etmeli? Olduğun halinle çok güzel ve çok aziz değil misin? Senin gülümseyişini sevmeli, ..
."
- Jean Christophe 3