Rene Girard En Beğenilen Sözleri
1. "MutIu oImanın iki yoIu var: Ya istekIerinizi azaItacaksınız ya da imkanIarınızı zorIayacaksınız."
- Dostoyevski
2. ""Şu günlerde tam anlamıyla deli gibiyim ... Ruhum iyileşmiyor ve asla iyileşmeyecek.""
- Dostoyevski
3. "Arzular ve insanlar birbirlerine çelişkili işaretler gönderecek biçimde yapılmıştır"
- Şiddet ve Kutsal
4. "Kem göz inancı, bir toplulukta yaşanan her tatsız olayın herhangi bir bireyin sırtına yıkılabilmesine olanak verir."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
5. "Bir kadın bakıyor pencereden. Mutsuz. Bir adam geçiyor karşı kaldırımdan. Umutsuz… Aşk, tam ortada duruyor. Adam bakıyor. Kadın ağlıyor. Aşk, geçip gidiyor."
- Dostoyevski
6. "Dostoyevski’nin de dediği gibi: “Anlayabilmesi için önce kalbi olmalı insanın.”"
- Dostoyevski
7. ""Şu günlerde tam anlamıyla deli gibiyim... Ruhum iyileşmiyor ve iyileşmeyecek.""
- Dostoyevski
8. "Hiç olmazsa tek bir insanla, sanki kendi kendimleymişim gibi her şeyi konuşmak istiyorum.
Dostoyevski"
- Dostoyevski
9. "Aslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır."
- Dostoyevski
10. "Herkes bir başkasına ait hakikati gitgide daha çok açığa vurmaktadır ama o hakikatin içinde kendisinin de bulunduğunu görememektedir"
- Şiddet ve Kutsal
11. "вír ínsαnın sєvílmєsí íçín kєndíní gσ̈stєrmєmєsí gєrєkír; чüzünü gσ̈stєrdí mí sєvgí σrtαdαn sílínír."
- Dostoyevski
12. "Dostoyevski’nin de dediği gibi: “Sevebileceğiniz birine öyle kolayca rastlayamazsınız.”"
- Dostoyevski
13. "Anıların güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir.
Fyodor Dostoyevski"
- Dostoyevski
14. "“İnsana en çok acı veren şey, söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur.”"
- Dostoyevski
15. "Saf akıl, gururun karşısında kördür."
- Dostoyevski
16. "-çift taraflı şiddet ilkesi, ödetme ilkesi. Ya bu ilke haklıdır ve adalet intikamla yerine gelmektedir, ya da hiçbir yerde adalet yoktur."
- Şiddet ve Kutsal
17. "Herkes şiddetin son sözünü kendisi söylemek istediğinden hiçbir gerçek vargıya ulaşılmaksızın, bir misillemenin ardından bir başkası geliyor"
- Şiddet ve Kutsal
18. "İntikam tehdidini bertaraf eden, yargı sistemidir"
- Şiddet ve Kutsal
19. ""İnsana en çok acı veren şey, söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur. "
Dostoyevski"
- Dostoyevski
20. "Öteki nefretinin temelinde, Kendi nefreti vardır."
- Dostoyevski
21. "Hiç olmazsa tek bir insanla, sanki kendi kendimleymişim gibi her şeyi konuşmak istiyorum..."
- Dostoyevski
22. ""Onu delice seviyorum... Birçok açıdan onunla ilişkimde saçma sapan davrandığımı, benim için umut olmadığını biliyorum ama umut olmuş olmamış, fark etmez. Başka şey düşünemiyorum. Yalnızca onu görmek, yalnızca sesini duymak istiyorum. Zavallı bir deliyim ben... Böyle aşk hastalıktır.""
- Dostoyevski
23. ""Kendimi Üzdüğüm Kadar, Kimseyi Üzmedim.""
- Dostoyevski
24. ""İçten gülen insanda sahtelik aramam. İnsan gülerken kendini ele verir.”"
- Dostoyevski
25. "Öteki nefretinin temelinde, Kendi nefreti vardır."
- Dostoyevski
26. "Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı."
- Dostoyevski
27. "“Aslında insanı en çok acıtan şey,
hayal kırıklıkları değil.
Yaşanması mümkünken,
yaşayamadığı mutluluklardır.”
Dostoyevski"
- Dostoyevski
28. "Doyurulmamış şiddet her zaman bir yedek kurban arıyor, sonunda buluyor da."
- Şiddet ve Kutsal
29. "Herkes kendini cehennemde yalnız sanır ve zaten onu cehennem kılan da budur."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
30. ""Cehennem nedir?
Bence cehennem sevme yetisinin kaybıdır.""
- Dostoyevski
31. "Şiddete son vermek için şiddet kullanmaktan vazgeçilemiyor. Şiddetin bitmez tükenmezliğinin nedeni tam da bu."
- Şiddet ve Kutsal
32. "''Dipsiz bir sıkıntıya gömülmüştür benliği; arzusu kalmamıştır.''"
- Dostoyevski
33. ""İnsan birşeyi elde etmek için çabalar. Onu elde edince de bir kenara atar. Gerçek değerini ise onu kaybedince anlar.""
- Dostoyevski
34. "Çok tuhaftı!
Ağlayamadım; ama ruhum paramparça olmuştu.
Fyodor Dostoyevski"
- Dostoyevski
35. "'' Ah şu benim bitmek bilmez sakarlığım.
Yine, yırtık cebime koymuşum umudu.''
"
- Dostoyevski
36. "''İnsan ya bir Tanrı'ya sahiptir ya da bir puta...''"
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
37. ""Kişide ne kadar çok kurbanlık işareti varsa, yıldırımı başına çekme ihtimali de o kadar fazladır.""
- Günah Keçisi
38. "Yalnızken kurulan düşler şövalyeliğin ilk adımıdır."
- Dostoyevski
39. ""İnsana en çok acı veren şey,
Söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki
Uçurumdur."
Dostoyevski"
- Dostoyevski
40. "İnsana en çok acı veren şey, söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur."
- Dostoyevski
41. "Hassas bir kalbe sahipsen dünya seni elbette incitir…"
- Dostoyevski
42. "Bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir."
- Dostoyevski
43. "Hepsini küçümsüyordum, ama öte yandan sanki korkuyordum da onlardan."
- Dostoyevski
44. ""Ben tek başımayım, onlarsa birlik"."
- Dostoyevski
45. "Git ve artık bir daha gelme... Bir daha ayak basma buralara!"
- Dostoyevski
46. "Ben kurban değil, merhamet isterim."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
47. "Dostoyevski aşırı ikiye bölünmeyi ustalıkla vurgular. ''Raskol'' parçalanma, ayrılık demektir."
- Dostoyevski
48. "Dostoyevski kendini her yerde dışlanan, aşağılanan biri gibi, hiçbir yere çağrılmayan, olmaz ya çağrıldığında da zevkle kapı dışarı edilen biri gibi görür."
- Dostoyevski
49. "Düşmanların mı var? Ne hoş. Bu hayatta bazı konularda karakterli bir duruş sergilemişsin demektir.
Fyodor Dostoyevski"
- Dostoyevski
50. "Daha evvel Dostoyevski'nin de ağladığı gibi: "Cehennem, insan yüreğinde sevginin bittiği yerdedir.""
- Dostoyevski
51. "Dağcının ufku genişledikçe, dağın doruğu yaklaşır."
- Dostoyevski
52. "Aşk oyununun şans oyunundan farkı yoktur."
- Dostoyevski
53. "Romancı şeytan değil, onun avukatı, advocatus diaboli’dir, bizi doğruya götürmek için yanlışı öğütler. Okurun görevi, az önce okuduğu şeyin “İsa’yı kötüleme değil, bir övgü olduğunu” anlamaktır"
- Dostoyevski
54. "Bir kadın, âşık için neyse; rakip, kıskanç için neyse; rulet, kumarbaz için neyse; Hegel’in “tanrısallığın canlı örneği” olarak gördüğü Napoleon, Raskolnikov için neyse, Stavrogin de Ecinniler için odur. Stavrogin daha önceki tüm yeraltı ilişkilerinin bireşimidir. Romancı hiçbir şey eklemez, hiçbir şey çıkarmaz; sergilediği kesinlik tüm bir olay dizisinin özünü ya da nedenini ortaya çıkaran bir olaybilimcininkini andırır."
- Dostoyevski
55. "Gereken çözüm hiç kuşkusuz yücegönüllülüktür."
- Dostoyevski
56. "Öznelerin yüzeysel farklılıklarının ötesinde, tüm yapıtlar aslında birdir; işte tarihi ne olursa olsun, bir Dostoyevski metnini daha ilk bakışta tanıyan okurun duyarlı olduğu şey bu birliktir."
- Dostoyevski
57. ""Şu günlerde tam anlamıyla deli gibiyim. Ruhum iyileşmiyor ve asla iyileşmeyecek.""
- Dostoyevski
58. "dipsiz bir sıkıntıya gömülmüştür benliği; arzusu kalmamıştır"
- Dostoyevski
59. "Zavallı bir deliyim ben... Böyle aşk hastalıktır."
- Dostoyevski
60. "O yalnızca mutlu insanları sever."
- Dostoyevski
61. "Gururlu kişi, bilindiği üzere, bencillikle suçlanmak ister"
- Dostoyevski
62. "Düşünsenize, yalnız rahatım kaçmasın, tasasızca tembellik edeyim diye, dünyadaki her şeyden çok sevdiğim varlığın karım olmasından vazgeçersem, onu mutlu etmeye çalışmaktan vazgeçersem ve onun sıkıntılarını, acılarını, kaygılarını, zayıflığını önemsemezsem, bir tek belki günün birinde pek değerli yaşamımı rahatsız edebilecek birtakım tasalardan ötürü onu unutur, bırakırsam, ne kadar büyük bir aptallık etmiş olurum."
- Dostoyevski
63. "Dostoyevski'nin önünde yalnızca iki yol kalmıştır: tam delilik ya da deha, önce delilik, ardından deha."
- Dostoyevski
64. ""Zamana güven! Herşey unutulur.""
- Dostoyevski
65. "Tek istediğim kimseye yük olmadan yaşayıp gitmek."
- Dostoyevski
66. "Bireylerin özünde de, tıpkı onları şekillendiren dinsel ve kültürel sistemlerin özünde olduğu gibi, gizli bir şey vardır ve bu sadece modern dinselliğin soyut "günah"ı değildir, psikanalizin "kompleksler"i değildir, çürümekte olan ve kimi zaman pis kokusunu yayan herhangi bir cesettir söz konusu olan."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
67. "Aldırmayın, insanlar sizi çözemedikleri zaman önyargılarını kullanırlar."
- Dostoyevski
68. "Puşkin Yevgeni Onegin’i, Gogol Ölü Canlar’ı, Lermontov Zamanımızın Bir Kahramanı’nı yazmıştır; son olarak da, hepsinin en dengesizi olan Dostoyevski aynı zamanda en dahi olandır"
- Dostoyevski
69. "ama umut olmuş olmamış, fark etmez. Başka şey düşünemiyorum."
- Dostoyevski
70. "Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, bu kadınlar çoğunlukla kazanırlar oyunda, şanslıdırlar."
- Dostoyevski
71. "Gelgelelim, insan ilişkilerinde, kişi arzusunu gizleyerek talihten kaçabilir. Ama kişinin arzusunu gizleyebilmesi için, kendine söz geçirebilmesi gerekir."
- Dostoyevski
72. "Mazoşizmle sadizm yitik birlik özlemini yansıtır, ama bu özleme gurur karışır; onun uyandırdığı arzu da toplamak şöyle dursun, dağıtır. Çünkü her zaman Öteki’ye doğru sapar."
- Dostoyevski
73. ""Beni sevmemek için neden bu kadar direniyordun""
- Dostoyevski
74. "Yalnızca onu görmek, yalnızca sesini duymak istiyorum..."
- Dostoyevski
75. "Zamana güven her şey unutulur."
- Dostoyevski
76. "Bu kadar güzel bir gökyüzü altında,
bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu."
- Dostoyevski
77. "Gururum şu eriştiği doruğu aşamaz bir daha. Her yerde inanılmaz saygı görüyorum, herkes beni öyle merak ediyor ki... Herkes bana olağanüstü biri gibi bakıyor."
- Dostoyevski
78. "Bu kadar güzel bir gökyüzü altında,
bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu."
- Dostoyevski
79. "Cehennem nedir? Bence cehennem sevme yetisinin kaybıdır."
- Dostoyevski
80. ""Ama insanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür.
Evet, eşi bulunmaz bir nankör!""
- Dostoyevski
81. "düşünde ne kadar yücelirse, gerçek yaşamında da o kadar alçalır."
- Dostoyevski
82. "sevgi azalınca zayıflamaya başlar. O zaman evlilik kaçınılmaz olur"
- Dostoyevski
83. ""İnsana en çok acı veren şey,
Söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki
Uçurumdur.""
- Dostoyevski
84. "Ben İsa’ya bir çocuk gibi inanmam, ona inancımıöyle dile getirmem.Şükredişim kuşku sınavından geçmiştir"
- Dostoyevski
85. ""Ne kadar karmaşık olursa olsun, eninde sonunda çözümlenmeyecek hiçbir muamma yoktur.""
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
86. "Yığın daima kıyıma yönelir, çünkü onda kargaşa yaratan şeyin, onu turba'ya(guruh) dönüştüren şeyin doğal nedenleriyle ilginmez. Yığın, tanımı gereği, eylem arar, ama doğal nedenler üzerinde etkili olamaz. Dolayısıyla, erişebileceği ve şiddet açlığını yatıştıracak bir neden arar. Yığın üyeleri potansiyel olarak daima kıyımcıdır, çünkü topluluğu yozlaştıran, çürüten, lekeli, saf olmayan öğelerden kargaşaya sürükleyen hainlerden temizlemeyi hayal eder. Yığının yığın olma hali, onu bir araya getiren ya da seferber eden - başka deyişle, mob'a dönüştüren - karanlık çağrıyla aynı şeydir."
- Günah Keçisi
87. "İnsanlar kendi cehennemlerini kendileri yaratır ve oraya inmekte birbirlerine yardımcı olurlar"
- Günah Keçisi
88. "“Aslında insanın canını en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.” Geç kalmadan, henüz vakit varken ve yaşanması mümkünken yaşanmalı her şey. Yarın geç olması ile meşhurdur. Unutmamalı hiç."
- Dostoyevski
89. "Gerçekliğe düşkün bir adamda, gerçek bağışlanma ve aklanma yalanla bağdaşmaz."
- Dostoyevski
90. "Nefrete sevgiden daha fazla inanırım çünkü nefretin sahtesi olmaz."
- Dostoyevski
91. "Sık sık, şiddetin "akıldışı" olduğu söylenir. Oysa şiddet nedensiz değil; hatta zincirlerinden boşanmak istediğinde kendine gayet yerinde nedenler bulmayı da iyi biliyor. Ancak, bu nedenler ne kadar yerinde olursa olsun hiçbir biçimde ciddiye alınamaz."
- Şiddet ve Kutsal
92. "Yüreğimden söküp atmak elimde değil sizi"
- Dostoyevski
93. "Düşkünüzdür böyle şeylere. Kendilerine çekerler bizi."
- Dostoyevski
94. ""Dünyanın en zor hissi ;kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur.""
- Dostoyevski
95. ""Beni kahreden nedir Varenka, biliyor musunuz? Para değil. Yaşamın bu dağdağaları, bu fısıltılar, bıyık altından gülmeler, iğneleyici sözler ...""
- Dostoyevski
96. "öğretmendir; çok az para kazanıyordur."
- Dostoyevski
97. "Kan, dokunduğu her şeye şiddetin ve ölümün rengini verir. Bu nedenle kan demek “intikam” demektir."
- Şiddet ve Kutsal
98. "Dahi Dostoyevski, romancı bir Dostoyevski'dir. Dolayısıyla, özgürlüğün anlamını onun kuramsal düşüncelerine değil, tam anlamıyla ve bütünüyle romansı olan metinlerine sormak gerekir. Bu özgürlük Sartre'ınki kadar köktendir, çünkü Dostoyevski evreni de Sartre evreni gibi nesnel değerlerden yoksundur."
- Dostoyevski
99. "Yapıtın nesnel anlamını belirleyen kişi yazar değil, okurdur."
- Dostoyevski
100. "Benimle birlikte toplamayan dağıtıyor demektir."
- Dostoyevski
101. "“İçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini.”"
- Dostoyevski
102. "Her şeyin iyisi eskidenmiş..."
- Dostoyevski
103. "Rahatsız edici anıları derinlerde gömülü tutan şey gururdur"
- Dostoyevski
104. ""Salgına son vermek için, der kehanet, aşağılık suçluyu şehirden kovmak gerekir.""
- Günah Keçisi
105. "İnsanlar kendi cehennemlerini kendileri yaratır ve oraya inmekte birbirlerine yardım ederler."
- Günah Keçisi
106. "Dostoyevski 1863’te Yeraltından Notlar’ı yazmak yerine delirseydi, Ezilenler’de deliliğinin öncü belirtilerini kolaylıkla bulabilirdik. Belki de 1863’te, Dostoyevski’nin önünde delilikten ya da dehadan başka çıkış noktası yoktur."
- Dostoyevski
107. "sözleri ona hem hoş geliyor, hem üzülüyordu."
- Dostoyevski
108. "dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur"
- Dostoyevski
109. "“Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur.”"
- Dostoyevski
110. "Hiç kimseye bir kötülük ettiğiniz yok, herkes nefret ediyor sizden."
- Dostoyevski
111. "İnsan varlığının dengesini bozan ve yeraltını yaratan da bu asla doyurulamayan arzudur."
- Dostoyevski
112. "Ama her zaman bir an gelir, düş ona yetmez olur."
- Dostoyevski
113. "Birçok açıdan onunla ilişkimde saçma sapan davrandığımı, benim için umut olmadığını biliyorum"
- Dostoyevski
114. "Onunlayım, onunum"
- Dostoyevski
115. "Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!"
- Dostoyevski
116. ""Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun.""
- Dostoyevski
117. "Bizim insanlarımız artık kendi sorunlarıyla yüz yüze gelmeye, bir sorunun varlığını kabullenmeye mecbur kaldıklarını sonunda görecekler midir? Bunu beklemeyin; hakikatten kaçmak söz konusu olduğunda imkanlar tükenmez."
- Günah Keçisi
118. "Dostoyevski keşke demenin ağırlığına şöyle değiniyor: “Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.”"
- Dostoyevski
119. ""Ya odanda öldürdüğün örümcek bütün hayatı boyunca senin onun oda arkadaşı olduğunu sanıyorsa.""
- Dostoyevski
120. "Proust, Yeniden Bulunmuş Zaman'ın estetik devriminin her şeyden önce tinsel bir devrim olduğunu söylemiştir hep; haklı olduğunu şimdi görüyoruz. Zamanı tekrar bulmak, başkalarının kanıları tarafından örtülmüş gerçek izlenimi tekrar bulmak demektir; söz konusu kanının başkasına ait olduğunu keşfetmek demektir; dolayım işleminin, tam da artık özerk ve kendiliğinden almadığımız anda, çok canlı bir özerklik ve kendiliğindenlik izlemini yarattığını anlamak demektir."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
121. "Şiddet, topluluk içine bir kez girdi mi durmadan yayılıp çığrından çıkmaktadır."
- Şiddet ve Kutsal
122. "Herkes kendini cehennemde yalnız sanır ve zaten onu cehennem kılan da budur."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
123. "Rulet de, kadın gibi, kendini ona kaptıranlara, kaybetmekten aşırı korkanlara kötü davranır."
- Dostoyevski
124. "Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim."
- Dostoyevski
125. "Dostoyevskiden nahif bir isyan:
"İnsana olan saygımı kaybetmemek için
insanlardan uzak duruyorum""
- Dostoyevski
126. "Hakaret eden, yalnızca hakarete uğrayanın amacını değil, eyleminin araçlarını da tanımlar."
- Dostoyevski
127. ""Ya odanda öldürdüğün örümcek bütün hayatı boyunca senin onun oda arkadaşı olduğunu sanıyorsa.""
- Dostoyevski
128. "Hakaret eden, yalnızca hakarete uğrayanın amacını değil, eyleminin araçlarını da tanımlar."
- Dostoyevski
129. "Her biri yeraltı insanıyla birlikte haykırır: “Ben tek başımayım, onlarsa birlik”."
- Dostoyevski
130. "Yeraltı psikolojisi kendiliğinden her zaman daha sağlam ve daha sert yapılara yönelir. Efendilik efendiliği çeker, kölelik köleliği çeker. Arzu duymayan efendi çevresinde yalnızca köleler görür ve yalnızca kölelerle karşılaştığı için arzu duyamaz."
- Dostoyevski
131. ""Akıllı insanla konuşmak zevklidir.""
- Dostoyevski
132. "Ölüm, insanın başına gelebilecek en kötü şiddetten başka bir şey değildir."
- Şiddet ve Kutsal
133. "O'nun size sevgi ile bakmış olduğunu, gizlice her davranışınızı yönettiğini anlıyacaksınız."
- Dostoyevski
134. "Gücümü içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim ."
- Dostoyevski
135. "bireysel nevrozlar ve baskıcı toplumsal yapılar temelde sertleşmiş, taşlaşmış gururdan kaynaklanır."
- Dostoyevski
136. "“Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur.”"
- Dostoyevski
137. "Eğer ertelediğini şey mutluluğun ise,
Kaybedeceğin şey , koca bir hayat olur."
- Dostoyevski
138. ""Kutsal, şiddettir ama dinsel alanda şiddete tapılmasının nedeni onun barış getirmek için gerekli olmasıdır; dinsellik olduğu gibi barışa yöneliktir, ama bu barışın yolları asla kurbanın şiddetinden yoksun değildir.""
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
139. "Kendi gururumuzun asasını elimizde sıkıca tuttuğumuzu sanırız, ama en ufak başarısızlıkta o asa elimizden kayıp, başkasının ellerinde ortaya çıkıverir daha önce hiç olmadığı kadar parlayarak."
- Dostoyevski
140. "Her kitap ya da aşağı yukarı her kitap, yeni bir dönüşüme işaret eder ve dönüşüm de her zamanki sorunlara yeni bir açıdan bakılmasını gerektirir."
- Dostoyevski
141. "Rus olmaktan utanç, babasının oğlu olmaktan utanç, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski olmaktan utanç, işte tüm bu utançlar birikip birikip Karamazov’ların o güçlü esintisiyle hava alır, ferahlar ve dağılır."
- Dostoyevski
142. "“Bir süre yıkıldım; korkunç bir kusurum var: sınırsız bir gurur, bir kibir. Okuyucuların beklentilerini boşa çıkarma ve çok güzel olabilecek bir yapıtı boşa harcama düşüncesi beni tam anlamıyla öldürüyor. Golyadkin’den iğreniyorum. Bir sürü parça baştan savma... Tüm bunlar yaşamı katlanılmaz kılıyor bana.”"
- Dostoyevski
143. "... ortada bir kurban olduktan sonra, onun kim olduğu çok da önemli değil."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
144. "Nasıl ki, yalnızca Don Juan'lar hepsini aldattıkları için kadınlara çekici gelirler, para da parayı çeker."
- Dostoyevski
145. "“Yine yırtık cebime koymuşum umudu...”"
- Dostoyevski
146. ""Akıllı insanla konuşmak zevklidir.""
- Dostoyevski
147. "''Cervantes'in gözünde Don Kişot, görevlerini ihmal eden bir adamdır. Ama çılgınlığı henüz Hıristiyan ve uygar toplumun değerlerine tümüyle ters düşmez. Yanılsama çok göz alıcıdır ama etkileri zararsızdır. Çelişkiye düşmeden diyebiliriz ki Don Kişot roman kahramanların en az deli olanıdır. Ama dolayımlayıcı yaklaştıkça yalan da kabalaşır ve sonuçlan ciddileşir. Yalanı hala kabul etmiyorsak bunun nedeni, renksizden, sıradandan, hatta iğrenç ve acımasızdan yana bir önyargıya sahip olmamızdır, başka bir deyişle onları gerçeklik ölçüsü yapmaktayızdır.''"
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
148. "Dostoyevski ve Proust sadizmin taklide dayalı özelliğini anlamışlardır. Aslında kendi kendini alçalttığı, küçük düşürdüğü halde birtakım ucuz işkencecilerden eziyet gördüğünü sandığı şölenden sonra, yeraltı adamı, eline düşen zavallı fahişeye gerçekten işkence eder. Zverkov çetesinin kendisine yaptığını sandığı şeyleri taklit eder; daha önceki sahneler sırasında sancısının bu sıradan figüranlara kazandırdığı tanrısallığa kendisi ulaşmayı ister."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
149. "Bugünlerde maske takıp dolaşanların sayısı o kadar çoğaldı ki maskenin altında kim olduğunu anlamak çok zor efendim."
- Dostoyevski
150. "Saf akıl, gururun karşısında kördür."
- Dostoyevski
151. "Herkes kendini cehennemde yalnız sanır ve zaten onu cehennem kılan da budur."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
152. ""Onlar birlik, ben tek başımayım.""
- Dostoyevski
153. "Seven, sevdiğini yerden yere
vurur."
- Günah Keçisi
154. "Dostoyevski’deki sezginin felsefi bir anlamı vardır. Descartes’tan Nietzsche’ye dek, tüm Batı bireyciliğiyle söyleşmeye çağırır."
- Dostoyevski
155. ""Dünyanın en gereksiz, en işe yaramaz adamını alın, bir gişe memuru yapın. Kendini önemli biri zannedip hemen sizi kendisinden aşağı görmeye başlayacaktır.""
- Dostoyevski
156. "Nasıl bir melek, bir bilseniz dostum. Tanışmadınız onunla"
- Dostoyevski
157. "''Arzuyu ve edebiyatın işlevini Flaubert'in romanlarıda da buluruz. Emma Bovary, imgeleminin dopdolu olduğu romantik kahramanlar aracılığıyla arzu eder. Genç kızlığı sırasında bir çırpıda okuyup bitirdiği sıradan yapıtlar ondaki tüm doğallığı yok etmiştir.''"
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
158. ""Geri kalan zamanlarda son derece pısırık bir görüntü çizen dinsel kuramlar, ritüellerde hakikaten inanılmaz bir gözüpeklik içine girerler.""
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
159. "Sonuçta, kurbanlarını kutsallaştıranlar katillerin kendileridir."
- Günah Keçisi
160. "İlkel ''tabular'' arasında en ünlülerinden, belki üstüne en çok yazı yazılmışlarından biri aylık kanamadır. Aylık kanama kirlenme sayılır ve kadınlardan o sırada uzak durmaları istenir; ortak kullanılan eşyaya, bazen de bulaşma tehlikesi nedeniyle kendi yiyeceklerine bile dokunmaları yasaklanır."
- Şiddet ve Kutsal
161. "Fyodor Mihayloviç kendini her yerde dışlanan, aşağılanan biri gibi, hiçbir yere çağrılmayan, olmaz ya çağrıldığında da zevkle kapı dışarı edilen biri gibi görür."
- Dostoyevski
162. "... düşünde ne kadar yücelirse, gerçek yaşamında da o kadar alçalır."
- Dostoyevski
163. "Herkese, sizinle eşitlermiş gibi bakıyorsunuz, gene de korkuyorlar sizden"
- Dostoyevski
164. "Saf akıl, gururun karşısında kördür."
- Dostoyevski
165. "Dostoyevski romantizmin özünden yoksun olduğu için kötü bir romantik değildir, tersine o özden gereğinden de fazla vardır kendisinde, her an delilik ya da deha yoluna sapmaya hazırdır. Kendisini Turgenyev tarzı saygıdeğer ve seçkin yazarların, demek ki Batı romantizminin tüm iyi öğrencilerinin rahatsız edici ikizi gibi görür."
- Dostoyevski
166. "Zor olan bir cinayet işlemek değil, onun izlerini silmektir."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
167. "Bugün hiçbir sorun, insan sorunundan daha büyük bir gelecek vaat etmiyor."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
168. "(...)
’yle
’ın aynı gerçeği açığa vurmak için gösterilen iki çaba olduğunu kabul etmek gerekir. İki yapıtın en önemli sahneleri hep sonbahar ya da kış sonu akşamlarında geçer; kar sulusepken yağar; insan hem üşüyordur, hem de ona sıcak geliyordur; hava nemli, pis, bulanık,
İki öyküde de, aynı türde rekabetlere, aynı izleklere rastlanır, reddedilen çağrı ve sonradan Samuel Beckett’te de ortaya çıkacak fiziksel kovulma da bu izleklerdendir."
- Dostoyevski
169. "Ben tek başımayım, onlarsa birlik."
- Dostoyevski
170. "İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar"
- Dostoyevski
171. "Dostoyevski’nin önünde yalnızca iki yol kalmıştır: tam delilik ya da daha, önce delilik, ardından deha."
- Dostoyevski
172. "düşlerinde ele geçirdiği şeyleri yaşamın bütününe yayar."
- Dostoyevski
173. "Raskolnikov yalnız bir düşçüdür, coşkunluklarla bunalımlar arasında gidip gelir, gülünçlüğü takıntı haline getirmiştir."
- Dostoyevski
174. "Gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.."
- Dostoyevski
175. "Çok tuhaftı,ağlayamadım.Ama ruhum paramparça olmuştu"
- Dostoyevski
176. ""her aşkın sahiplenici yanından" vazgeçmek şöyle dursun, ondan başka bir şeyle ilgilenmezler."
- Dostoyevski
177. "“Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur.”"
- Dostoyevski
178. ""İçten gülen insanda sahtelik aramam. İnsan gülerken kendini ele verir.”"
- Dostoyevski
179. ""Şu günlerde tam anlamıyla deli gibiyim...
Ruhum iyileşmiyor ve asla iyileşmeyecek.""
- Dostoyevski
180. "“Farklılığın” eziyet ve kıyıma uğradığını her yerde işitiyoruz, ama bu söylem ille de kurbanların söylemi değildir. Evrensel reddederken daha da soyut bir evrenselin içine düşen, çağdaş çoğulculuğun sonu gelmez söylemidir daha çok.
En kapalı kültürlerde bile insanlar kendilerinin özgür ve evrensele açık olduklarına inanırlar ; farklılaştırıcı karakterleri, en dar kültürel alanların bile kendi içlerinden, tükenmezmiş gibi yaşanmasını sağlar. İşte bu yanılsamayı tehlikeye atan her şey bizi ürkütür ve içimizdeki çok eskiden kalma kıyımcı eğilimi uyandırır. Bu eğilim her zaman aynı yolu tutar, hep aynı basmakalıplarda vücut bulur, her zaman aynı tehdide karşılık verir. Etrafımızda tekrarlanan şeyin tersine, kıyımcıların kafasına takılan şey asla farklılık değil, onun dile getirilmeyen karşıtıdır hep :Farksızlaşma."
- Günah Keçisi
181. "“Beni kahreden nedir Varenka, biliyor musunuz?” diye yazar: “Para değil. Yaşamın bu dağdağaları, bu fısıltılar, bıyık altından gülmeler, iğneleyici sözler...”"
- Dostoyevski
182. "Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur."
- Dostoyevski
183. "Deliliğe ne kadar yaklaşılırsa, gerçekliğe de o kadar yaklaşılır ve kişi deliliğe kapılmazsa, ister istemez gerçekliğe erişmek durumundadır."
- Dostoyevski
184. "Dostoyevski ' ye göre
Dünyanın en zor hissi ;
Kendini ait hissetmediğin
Bir yerde bulunmam
Zorunluluğudur.."
- Dostoyevski
185. "Bazı toplumlarda bulaşıcı hastalıkların, örneğin çiçek hastalığının ayrı bir tanrısı oluyor. Hastalar hastalıkları boyunca bu tanrıya adanıyor ve topluluktan yalıtılarak bir ''bilen''e ya da bir din kişisine, yani vaktiyle hastalığı kapmış ama hayatta kalmış bir kişiye emanet ediliyor. Hastanın emanet edildiği kişi, tanrının gücünden pay alan, şiddetin etkilerine karşı bağışıklık kazanmış sayılan biri."
- Şiddet ve Kutsal
186. "Gerçekten de dinin her zaman tek bir amacı var: Karşılıklı şiddetin geri gelmesini önlemek."
- Şiddet ve Kutsal
187. "Düşmanlığı çığrından çıkaran farklılıklar değil, farklılıkların yitirilmesi."
- Şiddet ve Kutsal
188. "Mazoşist kişi kendi acısını her zaman kendinden geçmişçesine işleyen zanaatçıdır."
- Dostoyevski
189. "Genellikle kendi doğallığına inanan okur, zaten etrafındaki dünyaya yansıttığı anlamları yapıta da yansıtır. Cervantes'i kesinlikle anlamamış olan 19.yüzyıl, onun kahramanının "özgünlüğünü" öve öve bitirememiştir. Romantik okur, temelde sadece daha üst bir hakikat olan olağanüstü bir yanlış okumayla, Don Kişot gibi mükemmel bir taklitçiyle özdeşleşerek onu örnek-kişi yapar"
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
190. "Herkes dostundan sakınsın,
Kardeşlerinizin hiçbirine güvenmeyin.
Çünkü her kardeş Yakup gibi aldatıcı,
Her dost iftiracıdır.
Dost dostu aldatıyor,
Kimse gerçeği söylemiyor.
Dillerine yalan söylemeyi öğrettiler,
Suç işleye işleye yorgun düştüler."
- Şiddet ve Kutsal
191. "İçsel dolayımla ilgili Dostoyevski sezişini Stavrogin'in kişiliğinde incelemek gerekir. Stavrogin Ecinniler romanında tüm kişilerin dolayımlayıcısıdır. Onu hiç tereddüt etmeden bir Deccal olarak görmek gerekir."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
192. "Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğu."
- Dostoyevski
193. "Geç kalmadan, henüz vakit varken ve yaşanması mümkünken yaşanmalı her şey. Yarın geç olması ile meşhurdur. Unutmamalı hiç."
- Dostoyevski
194. "Kendi planlarımızı yapıyorduk; ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk."
- Dostoyevski
195. "Çıkıp gittiğinizde ayağınızı bastığınız yerleri öpmeyecek miyim sanıyorsunuz?"
- Dostoyevski
196. "Dostoyevski uzun süre hiçbir şeyi benimseyemez. Onun benimsediği her şeyin olumsuz olduğunu anlamak gerekir; Rus’tur ama Batıya karşı; emekçidir ama zenginlere karşı; suçludur ama suçsuzlara karşı. Her yerde yabancıdır; entelektüel ve sanatçı olarak eğiliminin olduğu kadar baba anısının da kendisini uzaklaştırdığı Rus yaşamına yabancı.."
- Dostoyevski
197. "Raskol parçalanma, ayrılık demektir."
- Dostoyevski
198. "Ortaçağ toplulukları vebadan öyle korkuyorlardı ki, adı bile ürkütüyordu onları ;mümkün olduğunca uzun süre adını anmaktan, hatta salgınların sonuçlarını şiddetlendirmek pahasına bile olsa, gerekli önlemleri almaktan kaçındılar. Öyle güçsüzdüler ki, hakikati kabullenmek, onlar için, durumla yüzleşmek ve karşı koymak değil, yıkıcı etkisine kendini teslim etmek ve normal yaşam sürüyormuş gibi yapmaktan vazgeçmek olacaktı. Tüm halk böyle bir körlüğe seve seve katılıyordu. Gerçekliği reddetme yönündeki bu ümitsiz irade “günah keçisi " avını teşvik ediyordu.
La Fontaine, Vebadan Hasta Hayvanlar masalında bu korkunç terimi dile getirerek uğursuz gücünü bir bakıma topluluk içinde serbest bırakmaktan duyulan bu yarı dini tiksintiyi mükemmel biçimde ifade eder :
Veba(adıyla anmalı çünkü)..."
- Günah Keçisi
199. "“Dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin yerde bulunma zorunluluğudur.”"
- Dostoyevski
200. "Umutsuz yaşamak, hayattan istifa etmektir."
- Dostoyevski
201. "Dünya hassas kalpler için cehennemdir...
Dostoyevski"
- Dostoyevski
202. "Zaten edebiyat eleştirisinde bile, eserlerin sonsuz çeşitliliği, onların sözle tarif edilemez ve tüketilemez niteliği, aynı yorumu iki yez yinelemenin imkânsızlığı, kısacası, her türlü belirleyici sözün yadsınması üzerinde saplantılı bir ısrarla durulmasından daha boş ve aldatıcı bir şey göremiyorum."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
203. "Yetti artık yeraltı psikolojisi"
- Dostoyevski
204. "Günah keçisi bir kez felaketin biricik nedeni olarak kabul edildikten sonra, bu felaket kelimenin tam anlamıyla onun nesnesi olur ve o da artık cezalandırmak veya ödüllendirmek için keyfince kullanabilir bu nesneyi."
- Günah Keçisi
205. "Otto Rank’ın, yazında ikiz izleği üstüne denemesinde, çok iyi gördüğü gibi:
Ne yazık ki, Rank o çevrenin etkisinin neye dayandığını açıklamaz. Ortamın deliliğe çanak tuttuğunu söylemek yetmez, çünkü delilikle ortam birbirinden asla ayrılamaz. Bürokratik görünüş, iç yüzü ikiz sanrısı olan bir yapının dış yüzüdür. Olayın kendisi bile ikilidir;
"
- Dostoyevski
206. "Batı bireyciliği, tarihi boyunca, Ortaçağ felsefesinde Tanrı’ya özgü olan ayrıcalıkları yavaş yavaş üstlenmiştir. Burada söz konusu olan basit bir felsefe tarzı, öznelliğe duyulan geçici bir hayranlık değildir; Descartes’tan beri,
’dan başka başlangıç noktası kalmamıştır. Kant, keyfi bir uzlaşmayla, öznelciliğin vanalarını bir süre kapalı tutmayı başarmıştır, ama gerçeklik sonuca ulaşmak zorundadır ve sonunda vanalar patlar. Saltık idealistlik ve Prometheusçu düşünce Descartes’çılığı aşırı sonuçlara vardıracaktır."
- Dostoyevski
207. "Mazoşist her zaman önünde sonunda karşısında bir sadist bulur, sadist de bir mazoşist"
- Dostoyevski
208. "Kölelik efendiliğin geleceğidir; dolayısıyla Proust ve Dostoyevski, Stendhal'in geleceğidir; onların yapıtları Stendhal'in yapıtının hakikatidir."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
209. "Anlamıyor oluşumuzdan bütünüyle biz sorumlu değiliz."
- Şiddet ve Kutsal
210. "Gururlu insan, ancak kendini bilen ve kendini büyük bir titizlikle sorgulayıp küçümseyen insandır."
- Dostoyevski
211. "Ama inanın bana, ne düşündüğünüz umrumda değil .."
- Dostoyevski
212. "..öylesine güzel bir gökyüzünün altında bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu?"
- Dostoyevski
213. "İşte bu yüzden yalnızca zenginler kazanır; onlar kendilerine kaybetme hakkı tanıyabilir. Nasıl ki, yalnızca Don Juan’lar hepsini aldattıkları için kadınlara çekici gelirler, para da parayı çeker."
- Dostoyevski
214. "Raskolnikov yalnızlığının kendini öteki insanlardan üstün mü, yoksa aşağı mı, bir tanrı birey mi, yoksa bir solucan birey mi kıldığını bilemez."
- Dostoyevski
215. ""İnsana olan saygımı kaybetmemek için insanlardan uzak duruyorum""
- Dostoyevski
216. "Yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inmeye çalışın. Çünkü mesafe ne kadar artarsa, dönüş maliyeti de o kadar artar..."
- Dostoyevski
217. "Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.."
- Dostoyevski
218. ""Çok korkuyorum, dedi Vanya arada, çünkü gurur kemiriyor hepsinin içini.""
- Dostoyevski
219. "Herkes kendini cehennemde yalnız sanır ve zaten onu cehennem kılan da budur.""
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
220. "“Duvarı yıkacak gücüm yoksa,onu yıkmak için kendimi parçalayacak halim yok tabii ki,fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek değilim.”"
- Dostoyevski
221. "Mutsuz bilincin kendisi, bir öz-bilincin ötekine bakışıdır ve her ikisi de kendisidir..."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
222. "Dostoyevski psikologların psikoloğudur. Dostoyevski bilinçdışının yeraltı dünyasına doktorlardan, hukukçulardan, suç uzmanlarından ve psikopatlardan daha derin bir şekilde sokulmuştur."
- Dostoyevski
223. "“Duvarı yıkacak gücüm yoksa,onu yıkmak için kendimi parçalayacak halim yok tabii ki,fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek değilim.”"
- Dostoyevski
224. "Dostoyevski, Yeraltından Notlar’dan başlayarak, “elindeki kanıtları yinelemek”le, insanlara ve kendine
sürekli aynı noktadan bakarak kendini haklı görmekle yetinmez olur, içindeki cinleri, birer birer romanlarında canlandırarak kovar. Her kitap ya da aşağı yukarı her kitap, yeni bir dönüşüme işaret eder ve dönüşüm de her zamanki sorunlara yeni bir açıdan bakılmasını gerektirir."
- Dostoyevski
225. "Beşeri bilimlerin, belirli bir edebiyat eleştirisi zihniyetinin kendisini istila etmesine izin vermesinin bir gerileme işareti olduğu kanısındayım."
- Dünyanın Kuruluşundan Beri Gizli Kalmış Sırlar
226. "Ayine, akut bunalım dönemlerinin dışında başvurulmaktadır; etkisi tedavi edici değil, önleyicidir."
- Şiddet ve Kutsal
227. "Kutsal, insanın egemen olma çabası ölçüsünde insanın kendisine egemen olan her şeydir."
- Şiddet ve Kutsal
228. "Bir İslam geleneğine göre, Tanrının İbrahim’e oğlun İshak yerine kurban et diye yolladığı koç daha önce Habil tarafından kurban edilmiş koçtur; ilk seferinde bir insanın yaşamını kurtarmış olan hayvan, birini daha kurtarmıştır."
- Şiddet ve Kutsal
229. "Kişinin kendine söz geçirmesiyle yeraltından kurtulması olanaklı mıdır?"
- Dostoyevski
230. "
’de ağır basan duygusal söz sanatı çelişkiyi açığa vurmaz, ama onunla gururun varlığını gizleyecek biçimde oynar. Dostoyevski’nin sanatı, büyük döneminde, bunun tam tersini yapar. Gururla bencilliği gizlendikleri yerden çıkarır; yanıltıcı ölçüde alçakgönüllülüğe ve özgeciliğe benzeyen tutumların içinde onların varlığını ortaya koyar."
- Dostoyevski
231. "Toplumsal gerçeklikle bireysel psikoloji arasında, yüzeysel uyumsuzluğun ötesinde, çok derin bir uyum vardır."
- Dostoyevski
232. "Dostoyevski'ye özgü bilinç, tıpkı Kierkegaard'ın Ben'i gibi, dışsal bir dayanak olmadan varlığını sürdüremez. Tanrı-dolayımlayıcıdan vazgeçtiği anda insan-dolayımlayıcının etkisi altına düşer. Üç boyutlu perspektifin, bir tablonun tüm hatlarını tablonun "arkasında" ya da "önündeki" belli bir noktaya yönlendirdiği gibi, Hıristiyanlık da hayatı bir kaçış noktasına doğru, ya Tanrı'ya ya da Öteki'ne doğru yönlendirir."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
233. "Proust'un züppeliği Stendhal'in kibrinin bir karikatürü olarak tanımlanabilir; aynı şekilde, Flaubert bovarizminin abartılması olarak da görülebilir."
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
234. "Şiddet ile kutsal birbirinden ayrılamaz."
- Şiddet ve Kutsal
235. "Bir süre yıkıldım; korkunç bir kusurum var, sınırsız bir gurur, bir kibir."
- Dostoyevski
236. "İyi yürekli bir aptaldan daha aptal bir şey olabilir mi?
*Dostoyevski"
- Dostoyevski
237. "Dostoyevski 1863’te Yeraltından Notlar’ı yazmak yerine delirseydi, Ezilenler’de deliliğinin öncü belirtilerini kolaylıkla bulabilirdik. Belki de 1863’te, Dostoyevski’nin önünde delilikten ya da dehadan başka çıkış noktası yoktur."
- Dostoyevski
238. "Tanrı, din sözcüklerinde cehaletten, karanlıktan, zincirlerden ve kırbaçtan başka bir şey görmüyorum"
- Dostoyevski
239. "İlk İsa insanı üstinsan yapmak istemiştir, ama Prometheus'çu düşünceninkilerin tersi yollardan."
- Dostoyevski
240. "Gerçekliğe düşkün bir adamda, gerçek bağışlanma ve aklanma yalanla bağdaşmaz."
- Dostoyevski
241. "“Deliliğe ne kadar yaklaşılırsa, gerçekliğe de o kadar yaklaşılır ve kişi deliliğe kapılmazsa, ister istemez gerçekliğe erişmek durumundadır.”"
- Dostoyevski
242. "İçgüdüsel olarak, kardeşlik ilişkisini bir sevgi ilişkisi gibi düşünme eğiliminde oluyoruz ama, aklımıza gelebilen mitolojik, edebi ve tarihsel örnekler hep çatışma örnekleri: Habil ile Kabil, Yakub ile Esav, Eteokles ile Polyneikes, Romus ile Romulus, Aslan Yürekli Richard ile Topraksız john vb."
- Şiddet ve Kutsal
243. "Kendi gururumuzun asasını elimizde sıkıca tuttuğumuzu sanırız, ama en ufak başarısızlıkta o asa elimizden kayıp, başkasının ellerinde ortaya çıkıverir daha önce hiç olmadığı kadar parlayarak."
- Dostoyevski
244. "her an özgün, sağduyulu, ince, ama aynı zamanda çelişkili, son derece temiz yürekli, tam anlamıyla şövalyece davranışlar sergiliyor"
- Dostoyevski
245. "Kültür silikleştiğinde insanlar kendilerini güçsüz hissederler ;felaketin büyüklüğü karşısında şaşkına dönerler ama doğal nedenlerle ilgilenmek akıllarına gelmez ;bu nedenleri daha iyi tanımakla onlar üzerinde etkide bulunabilecekleri fikri ruşeym halde kalır."
- Günah Keçisi
246. "Bir Yufka Yürekli’de, kendimizi bir kez daha küçük memurların evreninde buluruz. Öykü Öteki’nin tıpkısıdır, ama bu kez dışarıdan görülüyordur; kahramanın sanrılarını paylaşmayan bir gözlemci anlatır olan biteni."
- Dostoyevski
247. "Karamazov Kardeşler’in yapısı İtiraflar’ınkine ve İlahi Komedya'nınkine yakındır. Tanrı’nın ete kemiğe bürünmesinin yapısı, Batı sanatının, Batı deneyiminin temel yapısıdır."
- Dostoyevski
248. "- " Tutkuya gelince (...) o suskunlukla başlar...""
- Romantik Yalan ve Romansal Hakikat
249. "Cezaevinden önceki yapıtlarda da rastlanan takıntılar burada hiç olmadığı kadar baskıcı, tedirgin edici, dayanılmaz bir biçimde ortaya çıkar. Bu takıntının yapısal çizgileri zamanla belirginleşmiş, kesinleşmiş ve yalınlaşmıştır, tıpkı yüz çizgilerinin bir karikatürcünün elinde yalınlaştığı gibi. Dostoyevski o dönemki tüm yazılarında takıntılı durumları birbiri ardına sıralar; onları öyle belirgin kılar ki ne oldukları konusunda yanılgıya düşmek neredeyse olanaksızdır."
- Dostoyevski
250. "(...) gurur, az ya da çok uzun vadede, her zaman aradığı şeyle taban tabana zıt sonuçlar doğuran, çelişkili ve kör bir güçtür. En bağnaz gurur, en ufak başarısızlıkta ötekinin karşısında yerlere kadar eğilmeye hazırdır; demek ki, dışarıdan alçakgönüllülüğe benzer. En aşırı bencillik bizi, en ufak bozgunda, gönüllü kölelere dönüştürür; demek ki, dışarıdan özveri ruhuna benzer."
- Dostoyevski