Pis Moruğun Notları Kitap Bilgileri
Yazar: Charles Bukowski
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı: 176
Basım Tarihi: Eylül 2018
İlk Yayın Tarihi: 1969
Yayınevi: Parantez Yayınları
ISBN: 9789758441525
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Pis Moruğun Notları Kitap Tanıtımı
Bukowski''yi Dünya çapında meşhur eden, kültleşen öyküleri...
"bir hafta kalıp içtim, kiranın bitmesini bekleyerek, sonra da Village'in dışında bir oda tuttum. derli toplu büyükçe bir odaydı ve çok ucuzdu, nedenini anlayamamıştım. köşede bir bar buldum, bütün gün oturup bira içtim. param hızla tükeniyordu, ama her zamanki gibi nefret ediyordum iş aramaktan. sarhoş ve aç geçirdiğim her dakikanın benim için özel bir anlamı vardı. o gece iki şişe porto şarabı alıp odama çıktım. soyundum, bir bardak bulup ilk şarabı koydum ve karanlıkta yatağa uzandım. işte o zaman anladım odanın neden bu kadar ucuz olduğunu. "L" treni pencerenin önünden geçiyordu. durak pencerenin önündeydi. tam önümde. odanın tamamı trenin ışığı ile aydınlanıyordu. ve bir tren dolusu yüz geçiyordu önümden. korkunç yüzler: fahişeler, orangutanlar, deyyuslar, kaçıklar, katiller, efendilerim. sonra tren yavaşça hareket ediyordu ve oda bir kez daha karanlığa gömülüyordu bir sonraki tren dolusu yüzlere kadar, ki her seferinde beklediğimden çabuk geliyordu. iki şişe şarap almakla ne iyi etmiştim."
Pis Moruğun Notları Kitaptan Alıntılar
1. "Üşengeç değilsin, sadece mutsuzsun ve mutsuz insanlar yorgun olur, hiçbir şey yapmak istemezler."
2. "Üşengeç değilsin, sadece mutsuzsun ve mutsuz insanlar yorgun olur, hiçbir şey yapmak istemezler."
3. "İçinden gelen bir şey dışını güzelleştiriyor."
4. "aşk habersiz gelir gider."
5. ""Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır.
Kimseye yardıma ihtiyaçları olduğunu anlatmazlar, belli etmezler.""
6. "İnsan her zaman ihanet eder sonunda.
Kimseye güvenme
."
7. "Ne kadar iyi bir insan olduğunun hiçbir önemi yok. Nasıl olsa ilk hatanda en kötü insan sen olacaksın"
8. "Niyetim seni rahatsız etmek değil. Bazen kısa devre yapıyorum."
9. "-Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum.
-Tanrı mi efendim? Hangi Tanrı?
-O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki?"
10. "delileri kapatalım, ama kim deli?"
11. ""İnsan her zaman ihanet eder sonunda. Kimseye güvenme.. ""
12. "... kentler insanları öldürmek için inşa edilir ve bazı kentler insana kısmetli gelir bazıları gelmez, çoğu gelmez
."
13. ""iyi kadınlar da var.""
14. "Kitabı elinden çekip almasaydik sabaha kadar okurdu."
15. "... bir insanı neyin yiyip bitirdiğini asla bilemezsiniz,
."
Pis Moruğun Notları Kitap İncelemeleri
okumak yürek ister diyerek başlayalım :))
Öncelikle yazarımızı her kesim okur sevmeyebilir. Benim gibi naif kitapları seven biri ise hiç tanışmazsa
ile daha güzel :) En azından uzaktan sevmek daha kolaydır :)
Kitap, yazarın o zamanlar bir gazeteye gönderdiği makaleleri içeriyor.
her defasında gazete için belli bir hikayeler yazarmış. Ama yazdığı hikayeleri müdürü çoğu zaman okumazmış bile. Yazar da bakmış zaten ne yazsa basılıyor, teki bile okunmuyor o da ne aklına gelmişse yazmış. Yaşadıkları, gördükleri, rüyaları. İsmini de koymuş "Pis Moruğun Notları".
Yazarın dili,
*akıcı
*edebi hiçbir değeri yok
*küfürlü, argolu
*ama ne olmuş
bunlarla zaten ilgilenmiyor.
Kitabın başından son kısmına kadar yazarın vurdumduymazlığı, kadın düşkünlüğü, hayatı "iplememesi"ne şahit olacaksınız.
Bir tek son kısmında yazar biraz üzdü. Çünkü
'nin aslında neden böyle bir insana çevrildiğinin kanıtları var kitapta. Yazar bunu yine şakaya vurarak anlatmaya çalışsa da insanın içinde bir şeyler ona acımadan edemiyor.
..
Her türlü kitabı çok rahatlıkla okuyan kesim okurlara öneririm. Diğerleri ise benim gibi bir kaç sene kendini geliştirdikten sonra okumalı.
Keyifli okumalar..
Yazarın asıl adı Heinrich Karl Bukowski 'dir. Amerikalı yazar ve şair olan Bukowski, genellikle toplum dışı insanlar ile depresyonu konu alan yazıları ve alkolizme yatkın hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür. Yazılarında kendi hayat tarzını yazıp yazmadığı tartışma konusu olmuştur. Yazılarında Dostoyevski' den esinlendiği de görülmüştür.
Ben bu eseri okurken Oblomov'culuk akımına kapılmış bir yazar gördüm. Çalışmayı sevmeyen, huzuru dinginlikte arayan bir ruh vardı satır aralarında bana göre . Hakan Gûnday'ın Kinyas ve Kayra karmasını da hissettirdi bana bazı dizeler. Kadınlara ve alkolizme düşkünlüğünü fazlasıyla hissettim zaten ;)
Hayata karşı biraz kindar, kırgın, kızgın ama bir o kadar da hayatı ti'ye alan bir yazar bana göre Bukowski. Sebebini de babası ve annesinin O'na karşı sevgisiz, umursamaz bir tavır sergilemesinin uzantısı diye düşünüyorum. Çocukluğunda babasından yediği acımasız dayakların ve annesinin de kayıtsızca izlemesi, babasını desteklemesi ruhunda açtığı derin yaraların ilk tohumlarıydı belki de. Yine de iyimserliğini koruyup, annesinin sessizce izlemesini ' belki de içinden rahatsız olup haykırmak geliyordu ama yapamıyordu' diyerek dizelere dökmüş. Ne acı :((
Hayatın labirentinde kaybolmuş, çıkışı isyankârlıkta, toplumun kurallarını çiğnemekte bulmuş asi bir yazar. Okumak bazen hüzünlü, bazen keyifliydi. Ama totalde hayata bakış açısının çok çok farklı bir noktasında buluyorsunuz kendinizi sayın okur.
Elbette ve mutlaka tavsiye ediyorum :))