Piruze Kitap Bilgileri
Yazar: Sinan Akyüz
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 50 dk.
Sayfa Sayısı: 453
Basım Tarihi: Ağustos 2024
İlk Yayın Tarihi: 2 Kasım 2016
Yayınevi: Alfa Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786051063058
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Piruze Kitap Tanıtımı
Çok Satan Kitaplarıyla Tanınan Sinan Akyüz’den Şam’a Gelin Giden Piruze’nin Gerçek Yaşam Öyküsü… Yeni ‘Bir Kızım Olmadan Asla’ Romanı!
"Erkeklere 'Bu evde eksik oları sensin' dediğimizde, adamların yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar. Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı. Erkekler evlendikten sonra bunları neden yapmıyorlar? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?"
Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.
Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi, hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyeceğe benziyor.
İki Kişilik Yalnzılık, Sevmek Zorunda Değilsin Beni, Yatağımdaki Yabancı gibi çok okunan kitapalrın yazarı Sinan Akyüz’ün kaleminden genç yaşta Şam’da gelin olan Piruze’nin gerçek yaşam öyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız....
Piruze Kitaptan Alıntılar
1. "“Vesselam kadın olmanın kendisi zor.”"
2. ""Bu dünyada belki aşk sahibi olamadım ama gönül sahibi oldum. Bu da bana yetiyor artık.”"
3. "“Aşk; nefsi sarhoş eden, duyguları azdıran kötülük şarabı gibidir. Ne yazık ki o korkunç aşk açlığı bizleri duygularımıza yenik düşürüyor. Sonra da gözümüzü yaşlı kılıyor.""
4. "Kötü kitap, kötü kadın gibidir. Erkeğin başına bela açar …"
5. "Ah şu erkekler yok mu? Başka bir kadına gideceklerini bildikleri halde neden evleniyorlar?"
6. ""İrade olan yerde elbet bir çare de olurmuş.""
7. "" Belki de kendi kabuğuma çekildim . Yaşamımın eski kalıbı kırıldı artık . Olayların gidişatına bıraktım kendimi . Bundan sonra ne olacaksa o olsun. ""
8. ""Bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.""
9. ""Geçmiş benim içimde bir yaradır.""
10. "Bismillah çektik,
Hayırlı kazanç için dua eyledik,
Tekrar Bismillah çektik,
Sağ ayağımızı içeriye attık."
11. ""Aşk; Ne yazık ki o korkunç aşk açlığı bizleri duygularımıza yenik düşürüyor. Sonra da gözümüzü yaşlı kılıyor.""
12. "Dünyanın neresinde olursan ol , "Kadınlar evlenince mezara giriyorlar.""
13. ""İnsan anasından, babasından ve öz yurdundan ayrı düşünce, yetim kalırmış..""
14. "Aşktan kör olmuş birine nasihat vermek , sarhoş birinin eline kılıç vermeye benzer."
15. ""İster sonsuz, ister toplu iğne başı kadar küçük olsun, gerçek acıyla er ya da geç yüzleşiyor insan.""
Piruze Kitap İncelemeleri
Kadınlar, kadınlar, kadınlar... Evlatları için her şeye katlanmak zorunda olan kadınlar. Sadece evlatları için erkeğin boyunduruğunda olmak zorunda olan kadınlar. Dayak yiyip, aşağılanan ama evlatları için pes etmeyen kadınlar. Her türlü zorluğa katlanmak zorunda kalan kadınlar. Ne kadar zayıf dursa da aslında en güçlü varlıklar olan kadınlar...
Yine bir kadına edilen eziyetleri anlatan, bir kadının evlatları için savaşını anlatan bir kitap. Şam'da bir Türk gelin Piruze. Ailesini dinlemeyip aşık olduğu Şamlı bir erkekle evlenip, her türlü eziyete evlatları için katlanan, daha sonra tam evlatlarıyla kaçacakken kocasına yakalanıp evlatlarını arkada bırakıp kaçmak zorunda kalan, evlatlarını 21 yıl görmeyen, onlar için mücadele edip, kendi ayakları üzerinde durmayı başarıp, başarılı bir iş kadını olan Piruze'nin muhteşem öyküsü.
Kitap Piruze'nin gerçek yaşanmış hayatını anlatıyor. Bir kadına yapılan onca şeyi okudukça dehşete düştüm. Bir kez daha kızlarımızın okumasının neden bu kadar önemli olduğunu anladım. Bir kadın kendi ayakları üzerinde durabilmeli gerçekten. Çıkıp da kızların okumasına ne gerek var diyen zihniyetler yüzünden hayatı kararıp da hiçbir desteği olmadığı için daha da mahvolan, sırf bu yüzden her şeye katlanmak zorunda olan nice hayatlar var. Keşke hiçbir olmasa ama malesef yaşamımızın acı gerçekleri. :(
İncelememi kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum. "Vesselam kadın olmanın kendisi zor."
Ama kitapda da dediği gibi iradenin olduğu yerde elbet çare de vardır. Daha bilinçli, daha iradeli kızlarımızın yetişmesi dileğiyle. Keyifli okumalar...
İstanbullu bir Türk kızı olan Piruze'nin Şamlı biriyle evlenmesinden bahsediyor. Ah kahrolası aşk insana neler yaptırıyor. Göz göre göre kendi celladıyla evleniyor. Ve birçok sıkıntı çekiyor... burası herkesin romandan çıkaracağı sonuç.
Şimdi gelelim benim kendi bakış açıma.
Bu kitapta bir Türk kızının yaşadığı dramdan bahsediyor. Ve ona hayatı zulmeden bir kocası kaynanası ve daha nicesi ama yazara göre bunların tek suçlusu Şeriat!
Neden efendim erkeklerin şeriata göre 4 kadınla evlenme hakkı varmış kabul. Amaa bu romanda erkekler başka kadınlarla evlenmiyorki eşlerini aldatıyor ve şeriatın buna izin verdiğini kim söylemiş ???
Yazarımız aldatmayı evlenme gibi empoze ederek sanki şeriat aldatmaya izin veriyor bu yüzden erkekler eşlerini aldatıyor demeye getirmiş.
Kitapta arap erkeklerinin ne kadar çapkın olduğundan söz edilmiş ama karısını aldatan Türk'ten de ingilizden de bahsetmesine rağmen sanki sadece araplar bu suçu işliyor gibi gösterilmiş. Malesef dünyanın her yerinde hangi ırk olursa olsun aldatma gibi suçlar işleniyor
Şeriatın insanın özgürlüğünü kısıtladığı söylenir. Peki öyleyse şamlı kadınlar nasıl açık saçık mini etekli gezebiliyor?? Suriye gibi bir yerde romandaki karakter Raina koşup eniştesine sarılıyor . Hangi şeriatın uygulandığı yerde namahremler böyle açık saçık giyinip sarılıp birbirini öpebiliyorlar?
Onuda geçtim bu saçmalıkları empoze etmeye çalışan yazara çok şaşırıyorum, çok hayalperest, belliki güzel uyduruyor
Âşık karalı mısın, candan yaralı mısın?
Nedir sendeki bu hal,
yoksa Şam'a gelin giden Türk kızı mısın?
Kalemini beğendiğim yazar
’ ün, gerçek hayat hikayelerini aktardığı, severek okuduğum romanlarından birisi
..
Olay örgüsüne kısaca değinmek gerekirse, Babasının Türk bir diplomat olması sebebiyle daha küçük yaşta birçok ülke gezmiş, görmüş birisinden bahsediyoruz ki bu kişi başkahramanımız Piruze’den başkası değil.
Piruze ailesinin değil belki ama kendisi için son durak, Şam’a gelmiştir artık. Her ne kadar alışmaya çalışsa da bu öyle basit olmayacaktır. Zira kalması için bir sebebi vardır artık: âşık olduğu adam…
Fazla detay vermeyeceğim, merak edersek okuruz belki… Zira çevirceğiniz her sayfadan lezzet alacağınıza eminim.
Sadece şunuları söylemek istiyorum ki Ortadoğu’da buna benzer çok fazla hikaye vardır. Biz sadece Piruze’ ye Sinan Akyüz sayesinde tanık olduk. Onun yaşadığı ihanete, onu aldatmalarına, ona uygulanan fiziki ve psikolojik şiddete şahit olduk ve dahi en önemlisi onun hasretine, ödediği en büyük bedeli olan özlemine şahit olduk…
Daha nice bedel ödeyenlere armağan edillen kitaptır
…
Son olarak bi’ temenniyle bitirmek istiyorum…
Kadınlar ve çocuklar için daha yaşanılabilir bir dünya ümidiyle… Selamlar…
Piruze gerçek yaşam hikayesinden esinlenerek yazılmış etkileyici bir Roman. Piruze babasının görevi gereği gittikleri Şam'da hayatının baharında bir gence aşık olur ailesi ve çevresinde ki tanıdıkları Şamlı bir gençle evlenmesini istemez çünkü ülkede şeriat kuralları geçerlidir erkeğin hak ve hukukunu daha üstün kılan kurallardır bunlar.Aşkın gözü kör olduğu için Piruze kimseyi dinlemez evlenir.İlk aylar güzel geçer mutludurlar her ikiside ama sonra sonra ülkenin erkeğe verdiği üstünlük baskın çıkar Piruze gördüğü kötü davranışlardan pişman olmaya başlar kayınpeder ölmeden önce el üstünde tutulan Piruze sonra eve hakim olan koca tarafından horlanmaya dövülmeye başlanır Şam erkeğine tanınan 4 evlilik hakkı koca tarafından kullanılmaya kalkılır yeniden evlenme girişimi başarısız olur adam çıldırır iftiralar dolayarak tekrar dayak atmaya başlar Piruze artik dayanamaz çocuklarınıda alıp kaçmak ister ama hava limanında yakalanınca çocukları bırakmak zorunda kalıp oradan kaçar bir şekilde İstanbul'a gelir yıllar sonra güçlü bir işkadını olur fakat 21 yıldır çocuklarına hasret yaşar tesadüfen oğlunun biriyle görüşme fırsatı yakalar ... yani roman ve gerçek hikayeden de anladığımız gibi kadınların çilesi bu dünyada hiç bitmiyor Dünyada kadın olmak zor İslam ülkelerinde kadın olmak daha zor özellikle şeriatla yönetilen ülkelerde ölümle eşdeğer... kitabı bir solukta okuyacağınıza eminim.
Piruze,önce babasının görevi dolayısıyla İstanbul da, sonrasında İngiltere de ve en sonda Şam da yaşayan bir kızın hikayesi anlatılmaktadır. Piruze okul yıllarını İstanbul ve İngiltere de tamamlamıştır. Tam gençlik yıllarında babasının tayini Şam'a çıkar ve Piruze burayı hiç sevmediği halde burada yaşamaya başlar. Şam'da hiç beklemediği bir anda Wassim adında bir gence aşık olur ve babasının itirazına rağmen Wassim ile evlenir. Başta her şey güzel gider, bir tane Amer adında oğulları olur. Piruze ikinci çocukları İmad'a hamileyken kayın pederi vefat eder ve işler bundan sonra tersine döner. Wassim annesinin yanına taşınmak ister, Piruze istemediği halde kayın validesinin yanına taşınırlar. Bu sırada Wassim, Piruze'yi aldatmaya başlar. Sonrasında üçüncü çocukları Rami dünyaya gelir ve işler Piruze için içinden çıkılmaz bir hal alır. Wassim tam ikinci bir kadınla evlenmek üzereyken, Piruze olanları öğrenir ve olayı engeller. O günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmaz. Wassim, Piruze'yi dövmeye ondan intikam almaya çalışır. Sonunda da Piruze Şam'dan kaçmaya karar verir, çocuklarını da alır ve hava alanına gider. Fakat, Wassim bunu bir şekilde öğrenir, Piruze kaçar ama çocuklarını orada bırakmak zorunda kalır. Ve Piruze'nin çocuklarına özlemi başlar. Hangi ana evlatlarından ayrı kalmaya dayanabilir. Tam üç kez Şam'a gider çocuklarını görmek için amam başarılı olamaz. İlkinde Wassim Onu hapse attırır, İkincisin de kayın biraderi Onu öldüresiye döver. Üçüncüsünde ise, Onları hiç bulamaz. Çünkü oturdukları evleri satmışlardır. Ve kimse nerede olduklarını bilmez.