Peter Handke En Beğenilen Sözleri
1. "Yağmurun hızlanması, görüş alanının boşalması, algıların bulanıklaşıp birbirine karışması, buna karşılık düşüncelerin kesinlikle netleşip zihne yerleşmemesi, onların da birbirine geçip tümüyle silinip gitmesi; sonunda bir şey kalmaması: Daha çok çocuklarda rastlanan bu duruma, 'olmayacak hayaller kurmak,' denirdi."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
2. "Çok fazla yalnız kalayım deme ha! Yalnızlıktan ölürsün."
- Solak Kadın
3. "İnsan her şeyi bilse de hiçbir şey öğrenmek gerekmese."
- Solak Kadın
4. "Es interessiert.. übrigens gar nicht, dic Wirklichkeit zeigen oder zu bewältigen, sondern es geht mir darum, meine Wirklichkeit zu zeigen (wenn auch nicht zu bewältigen).
Gerçekliği göstermek ya da onunla uğraşmakla ilgilenmiyorum, daha ziyade kendi gerçekliğimi (bununla baş edemesem bile) göstermekle ilgileniyorum."
- Ich bin ein Bewohner des Elfenbeinturms
5. "Sanki düşünceleri kendisine sataşmış, üstüne yürümüş, saldırmışlardı."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
6. ""Bir pervane gibidir acı.Tek farkı,insanı alıp götürmez bir yere.Döner döner habire içinde...""
- Solak Kadın
7. "Dün sensiz geçen günlerimi saymaktan vazgeçtiğimi farkettim."
- Solak Kadın
8. "Bilemezsin ne cennetler doğabiliyor kadın kadına olunca."
- Solak Kadın
9. "hayat çizgisi var ki yüzünüzde! Yanıp tutuşuyorum sizin için, içimde herşey sizin ateşinizi taşıyor"
- Solak Kadın
10. "Zaman zaman kimseye bakmasa bile yüzünde hiçbir başka değişiklik olmaksızın parlayı veren gözleri vardı."
- Solak Kadın
11. "Hava ne soğuk ne sıcak olsun isterim. Ilık bir rüzgar her zaman esmeli."
- Solak Kadın
12. "Hava ne soğuk, ne çok sıcak olsun isterim. Ilık bir rüzgâr her zaman esmeli."
- Solak Kadın
13. "Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere döner de döner habire."
- Solak Kadın
14. "Yalnızlık en buz gibi en iğrenç acıyı doğurur."
- Solak Kadın
15. "Aynanın önünde durdu, konuştu: kendini ihanet etmedim. Kimse seni aşağılayamaz artık!"
- Solak Kadın
16. "Öyle sessiz oturuyordu ki; kendi kendinin dikkatini bile çekmez olmuştu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
17. ""Artık başka hiç kimseye bir şey söylemediğimden, kendi kendime konuşuyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
18. "Öylesine var olmak büyük bir işkenceye dönüştü.
Ama aynı şekilde ölümden de ürperiyordu."
- Mutsuzluğa Doyum
19. "Gördüğü her şeyden rahatsız oluyor, olabildiğince az şey algılamaya çalışıyordu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
20. "Yaptığımız da, yemek tarifi değiş tokuş etmek değil! Bilemezsin ne cennetler doğabiliyor kadın kadına olunca."
- Solak Kadın
21. ""Her zaman vardır uzakta olan biri.""
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
22. "Aynanın önünde durdu, konuştu : Kendine ihanet etmedin. Kimse de seni aşağılayamaz artık !"
- Solak Kadın
23. "«Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere
Döner de döner habire.»"
- Solak Kadın
24. "Bir konuşma açacak olsam, söylediklerimi nasılsa anlamıyor, ben de susmayı yeğliyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
25. "Hiç gerçekten sevinmiyorsun. Bir kerecik gördüm
senin benim yaptığım birşeye gerçekten sevindiğini"
- Solak Kadın
26. "Benim düşlediğim adam bendeki, ona olan bağımlılığını koparmış kadını sevecek adamdır."
- Solak Kadın
27. "Evde oturan kişinin kartviziti penceresidir."
- Mutsuzluğa Doyum
28. "Bruno: «Bundan böyle nasıl yaşayacağını biliyor
musun?»
Kadın cevap verdi : «Hayır. Bir keresinde bir an için gelecekteki hayatım apaçık gözlerimin önünde canlandı,ta içime kadar işleyen buz gibi bir soğuk hava esti o anda.»"
- Solak Kadın
29. "«Başıma kalın örtüler sardım, uzun geceyi düşünerek.»"
- Solak Kadın
30. "Giderek birbirlerinden uzaklaşmadılar, hiç birlikte olmamışlardı ki."
- Mutsuzluğa Doyum
31. "Sanki gördüğü tek tek şeyler bütünün yerini tutar gibiydi."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
32. "Cinayet söz konusu olunca insan bir düşünceden öbürüne atlıyor" demişti bir filmde birisi."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
33. "Artık başka hiç kimseye bir şey söylemediğimden, kendi kendime konuşuyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
34. "‘Okurken yeniden gençleşiyorum.’"
- Mutsuzluğa Doyum
35. "Hep güçlü olmam gerekti, ama ben, güçsüz olmayı isterdim."
- Mutsuzluğa Doyum
36. "“Kafam biraz dağınık, kimi günlere katlanmak çok
güç”"
- Mutsuzluğa Doyum
37. "Yalnız hissetmiyordu kendini, olsa olsa bir bütünün yarısı olarak algılıyordu.
Ama onu bütünleyen biri yoktu."
- Mutsuzluğa Doyum
38. "'Bugün birşeyler düşünmek değil, yalnızca neşelenmek istiyorum.'"
- Mutsuzluğa Doyum
39. "Au pays de l'ideal : J'attends d'un homme q'u'il m'aime pour ce que
je suis et pour ce que je deviendrai.» Çevirmeye çalıştı :
«İdealin ülkesinde: Bir erkekten beni ne isem onun için sevmesini, ne oluyorsam onun için sevmesini bekliyorum..»"
- Solak Kadın
40. "Sana seni sevdiğimi çok söylemişimdir, ama ancak şimdi seninle sıkı sıkıya bağlı olduğumuzu hissediyorum. Evet, hayatta ve ölümde"
- Solak Kadın
41. "Kafam biraz dağınık, kimi günlere katlanmak çok güç."
- Mutsuzluğa Doyum
42. "“İnsanın kendini hıza bırakması gereklidir,” “Bunu başaramayanlar yaşamayı beceremezler…”"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
43. "yalnızca bu dünyadaki mutluluğa inanıyordu ve dünyasal mutluluk rastlantısaldı kuşkusuz"
- Mutsuzluğa Doyum
44. "İnsanın kendine ait olan şey, ancak yabancı bir yerde kesin ve belirleyici bir anlam kazanmaz mıydı ?"
- Çocuğun Öyküsü
45. "Yola çıktıkları insanı bırakıp unutuyorlar."
- Mutsuzluğa Doyum
46. "Giderek birbirlerinden uzaklaşmadılar, hiç birlikte olmamışlardı ki"
- Mutsuzluğa Doyum
47. "Yola çıktıkları insanı bırakıp unutuyorlar"
- Mutsuzluğa Doyum
48. "‘Aslında benim tipim değildi’"
- Mutsuzluğa Doyum
49. "Ne düşünürseniz
düşünün. Siz ne kadar benim hakkımda bir şey söyleyebileceğinizi sanarsanız, ben de sizden o ölçüde bağımsız olacağım. Bazen öyle geliyor ki, insan başkaları hakkında yeni her ne biliyorsa, o arada geçerliğini kaybetmiş şeylerdir bildikleri. Gelecekte bana biri nasıl olduğumu açıklayacak olursa , isterse bana iltifat etmek
ya da güç vermek için olsun- böyle bir küstahlığı dinlemek istemediğimi söyleyeceğim"
- Solak Kadın
50. "Hep de böyle aklın başındadır! Ah siz kadınlar, sizin bu zavallı aklı-başındalığınız!
Herşeye, herkese gösterdiğiniz o gaddarca anlayış !"
- Solak Kadın
51. "Çoğu kişi bir şeye sahip olur olmaz, kendisi olmaktan çıkar, dengesi bozulur ve gülünç duruma düşer. Kendisine bile yabancılaşıp, her şeye hasetle bakar."
- Konstans Gölü'nden Atla Geçiş
52. ""Her zaman vardır uzakta olan biri.""
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
53. "Öyle sessiz oturuyordu ki; kendi kendinin dikkatini bile çekmez olmuştu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
54. "Hiçbir şey etkileyemezdi artık onu."
- Mutsuzluğa Doyum
55. "Bir şey olmuştu, artık onu olmamış kılamazdı."
- Gerçek Duyguların Saati
56. "Benim için “gibi” diye bir şey yok, olsa olsa “kendim gibi” yaşamaya devam ederim."
- Gerçek Duyguların Saati
57. "Gördüğü her şeyden rahatsız oluyor, olabildiğince az şey algılamaya çalışıyordu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
58. "Herşeyi sonuna dek düşünebilecek kadar tutarlı değilim ve başım ağrıyor. Öylesi çok vızıltılar ve ıslıklarla dolu ki içi, başka hiçbir sese katlanamıyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
59. ""Devamını istiyorum. Devamının nasıl olacağını bayağı merak ediyorum." "Neyin devamının? Kimin?"
"Benim. Bizim. Hikayemin. Hikayemizin.""
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
60. "Kitapları, kendi yaşamının betimlemeleri gibi okuyor, okudukça canlanıyor, ilk kez kendini keşfedip, kendinden söz etmeyi öğreniyordu; ve okuduğu her kitapla kendine ilişkin daha çok şey geliyordu aklına."
- Mutsuzluğa Doyum
61. "Artık, gittikçe daha az "bizler"; "ben" yalnızca."
- Mutsuzluğa Doyum
62. "Hiçbir şeye sahip olamayanlar kaybedenlerdir, her şeye sahip olabilenler de kazananlardır,..."
- Konstans Gölü'nden Atla Geçiş
63. "Ne kadar acımasızsınız bugün! Üstelik bir zamanlar benim uğruma dağları deliyordunuz!"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
64. "Bugün birşeyler düşünmek değil, yalnızca neşelenmek istiyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
65. "Kendi geçmişinden sıyrılıp özgürleşiyordu
insan."
- Mutsuzluğa Doyum
66. "Kimi zaman elimde tuttuğum şeylerin neden çoktan elimden kayıp düşmemiş olduğuna şaşırıyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
67. "Yalnızlık en buz gibi, en iğrenç aıcıyı doğurur : Gerçeklikten kopmuşluğun acısı. İnsanın o zaman birilerine ihtiyacı olur, bize durumun henüz o kadar da kötü olmadığını gösterecek birilerine."
- Solak Kadın
68. "İnsanları tanıyalıberi hayvanları seviyorum..."
- Mutsuzluğa Doyum
69. "Öylesine var olmak büyük bir işkenceye dönüştü."
- Mutsuzluğa Doyum
70. "Bugün bir şeyler düşünmek değil, yalnızca neşelenmek istiyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
71. "...
Ortada belli bir neden yokken, birdenbire sözsüz bir duygulanışa kapıldığı olur..."
- Solak Kadın
72. "Seni seven kadını, eninde sonunda şu ya da bu biçimde hayal kırıklığına uğratacaksındır."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
73. "Artık başka hiç kimseye bir şey söylemediğimden, kendi kendime konuşuyorum. Kimi zaman, bir makinaymışım gibi geliyor."
- Mutsuzluğa Doyum
74. "Her biri bir başka yöne gitti,
Anlatılmaz bir öfkeyle, anlatılmaza doğru..."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
75. "Bugün bir şeyler düşünmek değil, yalnızca neşelenmek istiyorum."
- Mutsuzluğa Doyum
76. "Kimsenin canının ışık yakmak istemediği bir alacakaranlıktı."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
77. "İkimiz de gözlerimizi birbirimizden kaçırıyoruz, yalnızlık daha da artıyor."
- Mutsuzluğa Doyum
78. "Bu halk kesiminde derdi tasası olmayan insanlar bir tuhaftılar: bir tür kaçık."
- Mutsuzluğa Doyum
79. "Bugün dündü, dün ise geçmişten farklı değildi. Yine de sonu getirilebilen bir gün, arkada bırakılan bir hafta, yeni güzel bir yıl."
- Mutsuzluğa Doyum
80. "Olan bitenden o kadar uzaktı ki; gördüğü ya da işittiği şeyin içinde kendisini hiç bulamaz olmuştu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
81. "Her şey sefillik derecesinde normaldi."
- Gerçek Duyguların Saati
82. "İnsan her şeyi bilse de, hiçbir şey öğrenmek gerekmese..."
- Solak Kadın
83. "Hiçbir şey olmamıştı, artık bir şey olacağı da yoktu, bunun için kehanet bile gerekmiyordu."
- Mutsuzluğa Doyum
84. "‘İnsanları tanıyalıberi hayvanları seviyorum’"
- Mutsuzluğa Doyum
85. "Bir aralık kendi kendime yemin etmiştim, buraya dönecek olursam bir başkası olarak döneceğim diye! Ama bende değişmiş görünen tek şey şu: ayaklarım büyüdü, kendime yeni bir çift ayakkabı almak zorunda kaldım."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
86. "Şimdi gece esintisi burnuna ilk başta mutluluk sandığı bir koku gibi geliyordu."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
87. "... lezzetli bir şeyi gören kişi aynı anda bir başka lezzeti aramaya başlar."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
88. "Ne olursa olsun, buraya dönünce derin bir soluk alıyorum ben."
- Solak Kadın
89. "İnsan bir anda yalnızlaşabilir, odanın kapısını açarken, pencereyi kapatırken, bir yan yola saparken..."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
90. "Bana babamı hatırlatıyorsun. Onun gibi insancılsın, onun gibi de dalgınsın..."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
91. "Birini öldürdüğünü, sonra da gündelik hayatını sadece şekil açısından sürdüreceğini hayal eden var mıdır?"
- Gerçek Duyguların Saati
92. ""Anlatılmaz bir kederle koptular birbirlerinden.""
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
93. "Sizin güncelliğinize gösterdiğim işgüzar coşkuya lanet olsun!"
- Çocuğun Öyküsü
94. "Ama bütün hayatı boyunca korku ve dehşet içinde yaşayabilir mi insan? Bırak kalbin kanasın ve konuş!"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
95. "Hep aynı düşünceleri sonuna dek söylüyordum özenle."
- Mutsuzluğa Doyum
96. "Hiçbir şey olmamıştı, artık birşey olacağı da yoktu, bunun için kehanet bile gerekmiyordu."
- Mutsuzluğa Doyum
97. "Her zaman vardır uzakta olan biri."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
98. ""Yalnızlık en buz gibi, en iğrenç acıyı doğurur: Gerçeklikten kopmuşluğun acısı.İnsanın o zaman birilerine ihtiyacı olur, bize durumun henüz o kadar da kötü olmadığını gösterecek birilerine. ""
- Solak Kadın
99. "Şimdi biri benimle konuşacak olsa kafatasına vurup parçalarım."
- Gerçek Duyguların Saati
100. ""(...)Eğer rüya görmek insanın ne ise o olmak istemesiyse, ben rüya görüyor olmayı kabul ediyorum. ""
- Solak Kadın
101. "Bu suskunluğundan sıyrılacaksın. Yoksa bu suskunluğun senin ölümüne neden olur."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
102. ""Başıma kalın örtüler sardım, uzun geceyi düşünerek""
- Solak Kadın
103. "Her zaman vardır uzakta olan biri."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
104. ""Tüm insanların ruhudur oysa çocuklar.""
- Çocuğun Öyküsü
105. ""(...)Eğer rüya görmek insanın ne ise o olmak istemesiyse, ben rüya görüyor olmayı kabul ediyorum. ""
- Solak Kadın
106. "Kişisel yazgı gerçekten tuhaf bir biçimde gelişmiş olsa bile, düş kırıntılarına dek kişiliksizleştirilip, gelenekler, görenekler ve dinin törelerince öyle bir kemiriliyordu ki sonunda bireylerden insanca hiçbir şey arta kalmıyordu; kaldı ki yalnızca sövgü olarak tanınıyordu 'birey' sözcüğü."
- Mutsuzluğa Doyum
107. "Kendinde acayip bir illet fark ediyordu: her şeyin fiyatını öğrenmek isteği."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
108. "..yüzünde hiçbir başka değişiklik olmaksızın parlayıveren gözleri vardı."
- Solak Kadın
109. "Hayatın gidişine dur deyip biraz tatile girmiş birine ihtiyacım var,yani kısacası azıcık çıldırmış birine."
- Solak Kadın
110. "Yaşam onu düşkırıklığına uğratmış, giderek yanlızlığa gömülmüştü"
- Mutsuzluğa Doyum
111. "Böyle sözde uzak bir hedefe varınca, insanın başı dönmekle kalmaz, aynı zamanda her türlü yolculuktan ya da salt yola çıkmaktan bile bıkmış olurdu."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
112. "Kişisel yazgı gerçekten tuhaf bir biçimde gelişmiş olsa bile, düş kırıntılarına dek kişiliksizleştirilip, gelenekler, görenekler ve dinin törelerince öyle bir kemiriliyordu ki sonunda bireylerden insanca hiçbir şey arta kalmıyordu; kaldı ki yalnızca sövgü olarak tanınıyordu 'birey' sözcüğü."
- Mutsuzluğa Doyum
113. "Hayatın gidişine dur deyip biraz tatile girmiş birine ihtiyacım var,yani kısacası azıcık çıldırmış birine."
- Solak Kadın
114. "Artık hiçbir şey asla eskisi gibi olmayacak, diye düşündü."
- Gerçek Duyguların Saati
115. "Ses olan benim, siz değilsiniz!"
- Çocuğun Öyküsü
116. "Onlar yabancıydılar ve ben yabancılarla konuşmam-uzak durun hepiniz. Ses olan benim-siz değilsiniz!"
- Çocuğun Öyküsü
117. "«Şu sıra çevirdiğim kitapta Baudelaire'den bir alıntı geçiyor : Anladığı tek siyasal eylem ayaklanrnaymış. Birden şu geldi
aklıma : Anlaıdığın tek siyasal eylem cinnettir.»"
- Solak Kadın
118. "Haydi çocuk, oraya, ünün herkese açık ülkesine arka yoldan gidiyoruz."
- Çocuğun Öyküsü
119. "Masumiyet; ruhun bir biçimiydi!"
- Çocuğun Öyküsü
120. "Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere
Döner de döner habire."
- Solak Kadın
121. "Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere
Döner de döner habire."
- Solak Kadın
122. "Ona en çok sıkıntı veren, bir başkasına dönüşmüş olması ama yine de ailenin bir parçasıymış gibi davranmaya devam etmesinin gerekmesiydi."
- Gerçek Duyguların Saati
123. "Ümitsizlik büyüklerde çeşitli yollarla gizlenebilirdi belki, ama bir çocukta, ne olursa olsun farkına varılıyordu; ve umutsuz bir çocuk görmek dayanılmaz bir şeydi."
- Çocuğun Öyküsü
124. "Bir saniye sessizlik, diye düşündü, bu bitip tükenmeyen saçma gürültü içinde bir dakika susulsun!"
- Gerçek Duyguların Saati
125. "İnsanlara yaklaştıkça onlarla ortak yanlarımın azaldığını hissediyorum."
- Gerçek Duyguların Saati
126. "Yalnızlık en buz gibi, en iğrenç acıyı doğurur: gerçeklikten kopmuşluğun acısı. İnsanın o zaman binlerine ihtiyacı olur, bize durumun henüz o kadar da kötü olmadığını gösterecek binlerine."
- Solak Kadın
127. "Arkadaşlık, büyük oranda hesaba ve çıkara indirgenmiş bu yaşam biçiminde birbirini yakından tanımak, ama birbirine yakınlaşıp içini açmamak demekti. Herkesin aynı kaygıları taşıdığı açıktı; kimi kaygıyı hafife, kimi ağıra alarak ötekinden ayrılıyordu, o kadar, o da yaradılış sorunuydu."
- Mutsuzluğa Doyum
128. "Böylece herkes, her biri kendi usulünce, gündelik hayatını sürdürüyor, düşünerek ya da düşünmeden; her şey alışılmış yolunu izler görünüyor, her şeyin bir kumarmışçasına sallantıda olduğu o dehşetengiz durumlarda bile insan sanki hiçbir şey yokmuş gibi nasıl yaşar giderse, öyle .""
- Solak Kadın
129. "Bedende çirkin YARALAR olurdu, ruhta çirkin ACI."
- Gerçek Duyguların Saati
130. "Burada doğru yerde olduğumu hissetmiyorum artık, ama başka bir yerin de benim için doğru yer olacağını hiç düşünemiyorum."
- Gerçek Duyguların Saati
131. "ama gerçekten olmuş şeylerin bile dile getirilişi kurmaca değil midir az ya da çok?"
- Mutsuzluğa Doyum
132. "Yalnız, yapayalnız, yapayalnız / sokaktaki bir taş gibi / öylesine yapayalnızım."
- Mutsuzluğa Doyum
133. "Şiir, anıların kana karıştıktan ve damarlarda yıkandıktan sonra söze dökülmüş durumudur."
- Don Juan
134. "Arkadaşlık, büyük oranda hesaba ve çıkara indirgenmiş bu yaşam biçiminde birbirini yakından tanımak, ama birbirine yakınlaşıp içini açmamak demekti. Herkesin aynı kaygıları taşıdığı açıktı; kimi kaygıyı hafife, kimi ağıra alarak ötekinden ayrılıyordu, o kadar, o da yaradılış sorunuydu."
- Mutsuzluğa Doyum
135. "Düşünülebilir, görülebilir her şey yüklüydü."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
136. "İnsan evde tek başınaysa çabucak yoruluyor."
- Solak Kadın
137. "BAŞKA biri yoktu artık: yaşam koşulları onu, sevdiğinin yerine bir başkasının konulamayacağı, ona hep bağlı kalmayı gerektiren bir sevgi anlayışıyla eğitmişti."
- Mutsuzluğa Doyum
138. "“Sessizliğin içinde bulduğum huzur, hayatın acılarını bile kabullenmemi sağlıyor.”"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
139. ""Çocuk" denilen yükümlülük, sorgulanması bile doğru olmayan, doğal, anlamlı, apaçık bir yükümlülük değil miydi?"
- Çocuğun Öyküsü
140. "Hava çoktan karardı, ama ben gecenin yeni başladığını düşünmek zorundayım."
- Solak Kadın
141. "Hâlâ, arada bir sanki hiçbir yere ait değilmiş gibi, bir kenarda kalakalıyordu..."
- Çocuğun Öyküsü
142. ""Çocuk" denilen yükümlülük, sorgulanması bile doğru olmayan, doğal, anlamlı, apaçık bir yükümlülük değil miydi?"
- Çocuğun Öyküsü
143. "Hava çoktan karardı, ama ben gecenin yeni başladığını düşünmek zorundayım."
- Solak Kadın
144. "Kimsenin canının ışık yakmak istemediği bir alacakaranlıktı."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
145. "Evde oturan kişinin kartviziti penceresidir."
- Mutsuzluğa Doyum
146. "Sonu gelmeyen bir yenilgi. Buna yaşam denemezdi!"
- Mutsuzluğa Doyum
147. "Büyük kelimelerin "tarihsel" olduklarını ve zamanla anlamlarını yitirdiklerini iddia edecek kadar ileriye giden cahiller de kim oluyorlardı?
...
Bu modern insanlar nasıl yaşıyorlardı?
Ve kiminle yaşıyorlardı?"
- Çocuğun Öyküsü
148. "Ne düşünürseniz düşünün.Siz ne kadar benim hakkımda bir şey söyleyebileceğinizi sanırsanız,ben de sizden o ölçüde bağımsız olacağım."
- Solak Kadın
149. "Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere
Döner de döner habire."
- Solak Kadın
150. "Nasıl da yitik hayatlarmış bu bizimkiler, şimdiye kadar, değil mi?"
- Solak Kadın
151. "Kendinde acayip bir illet fark ediyordu: her şeyin fiyatını öğrenmek isteği."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
152. "Büyük kelimelerin "tarihsel" olduklarını ve zamanla anlamlarını yitirdiklerini iddia edecek kadar ileriye giden cahiller de kim oluyorlardı?
...
Bu modern insanlar nasıl yaşıyorlardı?
Ve kiminle yaşıyorlardı?"
- Çocuğun Öyküsü
153. "Ne düşünürseniz düşünün.Siz ne kadar benim hakkımda bir şey söyleyebileceğinizi sanırsanız,ben de sizden o ölçüde bağımsız olacağım."
- Solak Kadın
154. "Şimdiye kadar erkekler hep zayıf düşürdü beni. Kocam benden söz ederken ;
"Michele güçlüdür." Derdi. Aslında istediği onu ilgilendirmeyen şeyler konusunda güçlü olmam. 'çocuklar, ev işleri , vergi işleri. Ama benim asıl etkin olmak istediğim yerlerde yıkıp geçiyor beni. "Benim karım bir rüya âleminde yaşıyor ," diyor. Eğer rüya görmek insanın ne ise o olmak istemesiyse , ben rüya görüyor olmayı kabul ediyorum..."
- Solak Kadın
155. "Çocuklar, yalnızca kendi aralarındayken uygun koşulları bulan ve tüm acı ve haksızlıklara karşın, ancak bir aradayken özgüvenle davranabilen ve bir şeyler olabilen, kendine özgü ve çok farklı bir tür mü oluşturuyorlar? Eğer öyleyse, asıl ailelerinin "kendi türdeşleri" olması gerekmez miydi?"
- Çocuğun Öyküsü
156. ""Tüm insanların ruhudur oysa çocuklar. Gerçi daha az acı çeker bunu yaşamayan, ama rahatlığı, kaçırılmış bir mutluluktur. ""
- Çocuğun Öyküsü
157. "Karşısına çıkan her şeye “Artık gözüme görünmeyin!” demek istiyordu."
- Gerçek Duyguların Saati
158. "...himayesindeki adına da hep şuna inanmaz mıydı: "Benim için iyi olan, senin için de iyidir (ya da tersi)?""
- Çocuğun Öyküsü
159. ""Forvetlerden ve toptan gözünü ayırıp kaleciyi seyretmek çok zordur" ."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
160. "Arkadaşlık, büyük oranda hesaba ve çıkara indirgenmiş bu yaşam biçiminde birbirini yakından tanımak, ama birbirine yakınlaşıp içini açmamak demektir. Herkesin aynı kaygıları taşıdığı açıktı; kimi kaygıyı hafif, kimi ağıra alarak ötekinden ayrılıyordu, o kadar, o da yaradılış sorunuydu."
- Mutsuzluğa Doyum
161. "Başlarına gelen en güzel şey güzel bir karşılaşmaydı."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
162. "Yağmur mu başlamıştı? Hayır, bahçedeki kavak ağacından minicik hayvanlar düşüyordu; bu yüzden çimenlerde de, kitap sayfalarında da, sürekli bir gıcırtı vardı. Hem üflemekle de gitmiyorlardı hayvancıklar: Ne kadar güçlü üflenirse, o kadar sımsıkı tutunuyorlardı harflerin arasına; ancak ortalık durulduğunda ayrılıyorlardı yerlerinden…"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
163. "Belki de bizim bilmediğimiz yepyeni, bambaşka umutsuzluk biçimleri vardır."
- Mutsuzluğa Doyum
164. "Bunlar, genellikle keskin görüşlü kişilerdi ve kendi suçsuzluklarından korkunç biçimde emin yaşayıp giderken, yetişkin/çocuk ilişkisinde neyin yanlış olduğunu bir bilirkişi ağzıyla ifade etmesini beceriyorlardı; içlerinden bazıları böylesi bir keskin zekayı meslek haline getirmişlerdir hatta. Kendi çocuklarını ve sürdürdükleri çocuk olma haline saplanıp kalmış bu insanların, birer canavar İrisi oldukları, yakın ilişkide anlaşılıyordu;…"
- Çocuğun Öyküsü
165. ""Yalnızlık en buz gibi, en iğrenç acıyı doğurur: Gerçeklikten kopmuşluğun acısı. İnsanın o zaman binlerine ihtiyacı olur, bize durumun henüz o kadar da kötü olmadığını gösterecek binlerine.""
- Solak Kadın
166. "Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere
Döner de döner habire.
."
- Solak Kadın
167. "İnsan çoğunlukla rüyaların nasıl bittiğini hatırlar. Nasıl başladıklarınıysa hemen hemen hiç hatırlamaz!"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
168. "Biliyor musunuz, niçin asla bir yere varamazsınız siz? Hiç yalnız başınıza sarhoş olamazsınız da ondan! Kendi kendinize çıtkırıldım fotoğrafıymışsınız gibi yayılır durursunuz derli toplu evlerinizde. Yoktan yere sırlarınız varmış gibi yaparsınız; o kuru gürültünün sizin, o harika dostluklarınz, o budalaca insancıllıkla karşısına çıkanı boğan dostluklarınız, canlı ne varsa vesayetinize alma makinalarısınız siz. Yeri koklaya koklaya sürünür durursunuz, ölüm çenenizi düşürünceye kadar. Sana da senin yeni yaşamına da!"
- Solak Kadın
169. "Bir şey ifade etmiyordu anlattığı, hiç, ama hiçbir şey."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
170. "Bir erkekten, beni şuan olduğum ve ilerde olacağım ben için sevmesini bekliyorum."
- Solak Kadın
171. "Sanırım günün birinde yanlış yöne doğru yaşamaya başladım..."
- Solak Kadın
172. "Kendisini algılayan bilinci o kadar şiddetlenmişti ki bütün vücudunda hissettiği bir dokunuş duygusuna dönüşmüştü."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
173. "Onu ürküten şey bir bağırış değil, bir dizi sıradan cümlenin sonundaki, tepetaklak bir cümle oluyordu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
174. "Ne amaç güdüyordu, böyle ... (?) "Böyle" ne yaptığına gerekçe göstermek zorundaydı da onun için mi ... (?) Bu böyle sürecek miydi, ta ki ... (?) Öyle bir noktaya varmış mıydı ki ."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
175. ".. kadınlar için ise gelecek, bir şakadan başka bir şey değildi."
- Mutsuzluğa Doyum
176. "Ne düşünürseniz düşünün. Siz ne kadar benim hakkımda bir şey söyleyebileceğinizi sanırsanız, ben de sizden o ölçüde bağımsız olacağım. Bazen öyle geliyor ki, insan başkaları hakkında yeni her ne biliyorsa, o arada geçerliğini kaybetmiş şeylerdir bildikleri. Gelecekte bana biri nasıl olduğumu açıklayacak olursa -isterse bana iltifat etmek ya da güç vermek için olsun- böyle bir küstahlığı dinlemek istemediğimi söyleyeceğim."
- Solak Kadın
177. "Ich bin ein Bewohner des Elfenbeinturms..
Ben fildişi kulenin sakiniyim.."
- Ich bin ein Bewohner des Elfenbeinturms
178. ".. kadınlar için ise gelecek, bir şakadan başka bir şey değildi."
- Mutsuzluğa Doyum
179. ""Kimsenin canının ışık yakmak istemediği bir alacakaranlıktı.""
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
180. "Atışı yapan koşmaya başlayınca, daha top havalanmadan hemen önce kaleci ona duruşuyla, atlayacağı yönü ister istemez belli eder, öteki de rahatça topu öbür yöne vurabilir" dedi Bloch. "Kaleci için, kilitli bir kapıyı saman çöpüyle açmak gibi bir şeydir bu.""
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
181. "«Ne düşünürseniz düşünün. Siz ne kadar benim hakkımda bir şey söyleyebileceğinizi sanırsanız, ben de sizden o ölçüde bağımsız olacağım. Bazan öyle geliyor ki, insan başkaları hakkında yeni her ne biliyorsa, o arada geçerliğini kaybetmiş şeylerdir bildikleri. Gelecekte bana biri nasıl olduğumu açıklayacak olursa-isterse bana iltifat etmek ya da güç vermek için olsun böyle bir küstahlığı dinlemek istemediğimi söyleyeceğim.»"
- Solak Kadın
182. "Sen insanın korkmasını gerektirmeyen az sayıdaki kişiden birisin..."
- Solak Kadın
183. "Yaşlandıkça yaşlanacaksın ve yaşlanmanın umurunda olmadığını söyleyeceksin."
- Solak Kadın
184. "… nereye gideceğini tam bilememek, bu yönsüzlük içinde ölümü hiçe sayan bir enerji sahibi olmak; uçucunun uçucusu anlardan, önemsizin önemsizi şeylerden, daha doğrusu aslında yalnızca mongoloidlerde görülen, ‘geçici-şimdi’den duyulan ahmakça bir sevinç; aynı zamanda sanki yalnızca yasadışı insanlar değil de ayrıca bütün yasaların üstündelermiş, duvarları delip denizlerin üzerinde yürüyebilirlermiş, uçabilirlermiş, kendilerini görünmez kılabilirlermiş, bunu yaparken de ellerinden her türlü kötülük gelebilirmiş gibiydiler."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
185. "Son günlerde sizi özlemekten içim içime sığmadı. Lütfen kızmayın bana."
- Solak Kadın
186. ""Bir pervane gibidir acı
Tek farkı, insanı alıp götürmez bir yere
Döner de döner habire .""
- Solak Kadın
187. "Bakın, bakın , aşk denen şey hala var !"
- Solak Kadın
188. "Sen insanın korkmasını gerektirmeyen az sayıdaki kişiden birisin..."
- Solak Kadın
189. "Hayır, mutlu olmayı istemiyorum, memnun olayım yeter. Mutluluktan korkuyorum. Sanırım mutlu olmaya katlanamam, şu kafam dayanmaz. Çıldırır, bir daha da düzelmem, ya da ölürüm. Ya da birini öldürürüm."
- Solak Kadın
190. "Masumiyet ruhun bir biçimiydi!"
- Çocuğun Öyküsü
191. "Benim için “gibi” diye bir şey yok, olsa olsa “kendim gibi” yaşamaya devam ederim."
- Gerçek Duyguların Saati
192. "Sana ihtiyacım var."
- Solak Kadın
193. "Kişisel yazgı gerçekten tuhaf bir biçimde gelişmiş olsa bile, düş kırıntılarına dek kişiliksizleştirilip, gelenekler, görenekler ve dinin törelerince öyle bir kemiriliyordu ki sonunda bireylerden insanca hiçbir şey artık kalmıyordu…"
- Mutsuzluğa Doyum
194. "Kendilerine özgü bir dilleri vardı, bunu kullanarak yalnız kalmak istiyorlardı."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
195. "Hiç unutmamak: Karşılığında bir tek bu sözcük geliyor aklıma, -i halinde, yani belirtme halindeyken, asıl sözcüğü çağrıştıran bir ön sözcük. Neyi hiç unutmamak?"
- Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl
196. "Franziska sordu: "Peki, ne yapacaksın şimdi, yalnız?"
Kadın: "Evde oturacağım, ne halt edeceğimi bilemeyeceğim. ""
- Solak Kadın
197. "Yalnızsın, köpek gibi yalnız olman kendi suçun."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
198. "Böylece herkes, her biri kendi usulünce, gündelik hayatını sürdürüyor, düşünerek ya da düşünmeden; her şey alışılmış yolunu izler görünüyor, her şeyin bir kumarmışçasına sallantıda olduğu o dehşetengiz durumlarda bile insan sanki hiçbir şey yokmuş gibi nasıl yaşar giderse, öyle.»"
- Solak Kadın
199. "Kendisini algılayan bilinci o kadar şiddetlenmişti ki bütün vücudunda hissettiği bir dokunuş duygusuna dönüşmüştü; sanki bilinç, sanki düşünceleri kendisine sataşmış, üstüne yürümüş, saldırmışlardı."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
200. "...bir çocuğun ne olduğu konusunda ömürleri boyunca, küçücük bir fikir bile edinemeyen bazı öğretmenler affedilemezdi. Çocuklarla konuşuyorlardı -ama ses çıkarmadan; onları izliyorlardı - ama görmeden ve toplu haldeki çocuklar karşısında gösterdikleri huzur ve sabır, tek tek çocuklara karşı kayıtsızlıklarından ileri geliyordu.."
- Çocuğun Öyküsü
201. "… Liefering köyünden gelen yaşlı mı yaşlı, yarı sağır eczacı, ırmak üzerinde yankılanan bir sesle burçlarla ilgili kuramını geliştiriyordu; ona kalırsa burçlar yalnızca insanlar için değil bölgeler hatta ülkeler için geçerliydi. Devletlerin kaderi, üstlerinde hüküm süren yıldızlara bağlıydı! İnsanlık tarihini, halklar arasındaki ve halkların kendi içlerindeki olayları yönlendiren aslan, akrep, ikizler ya da boğa burcuydu. Avrupa birleşik Devletleri’nin kurulamayışının nedeni Avrupa’daki her ülkenin bir başka Burcun etkisi altında oluşuydu, bu burçların güçleri birbirine eşitti, hiçbiri ötekinin önüne geçemezdi."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
202. "Evet, bugün artık kadınla erkeği başından beri nefret beklemektedir. Karşı cinsler arasında hiç bugünkü kadar kirlilik ve pislik olmamıştı. Pislenmeden kalanlar da budalalardır. Belki taa başından beri böyleydi. Öyle olsa bile hiç bu kadar vahim ve açıkça olmamıştı. Eskiden birbirimize sessizce katlanıyor muyduk acaba?"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
203. "Yaşasın konuşmayla yazı arasındaki fark! Bu fark, hayatın yarısıdır."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
204. "Ağır bir şarap, iyi uyku veriyor içince.>>>
Salonda pencereye karşı ayakta durmuş, kırmızı şarabı içiyorlardı. Perdeler kapalı değildi, karın yağdığı bahçeye bakıyorlardı."
- Solak Kadın
205. "Kafam biraz dağınık, kimi günlere katlanmak çok güç."
- Mutsuzluğa Doyum
206. "Gülünç bir manzaradır, kaleciyi, top falan olmadan ama topu beklerken koşuşur görmek."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
207. ""Şiddet ve anlamsızlık nihayetinde aynı şey değil midir?"
- Gerçek Duyguların Saati
208. ""Okurken yeniden gençleşiyorum.""
- Mutsuzluğa Doyum
209. "Eskiden, bir süre görüşmediğimiz zamanlarda bazen birbirimize şöyle yazardık: "Seni merak ediyorum." Ben artık merak etmiyordum."
- Kısa Mektup Uzun Veda
210. "Göründüğün gibi değilsin sen, dürüst biri değilsin."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
211. ""Ne düşünürseniz düşünün. Siz ne kadar benim hakkımda bir şey söyleyebileceğinizi sanırsanız, ben de sizden o ölçüde bağımsız olacağım. Bazan öyle geliyor ki, insan başkaları hakkında yeni her ne biliyorsa, o arada geçerliğini kaybetmiş şeylerdir bildikleri.
Gelecekte bana biri nasıl olduğumu açıklayacak olursa -isterse bana iltifat etmek ya da güç vermek için olsun- böyle bir küstahlığı dinlemek istemediğimi söyleyeceğim"
- Solak Kadın
212. "Öylesine var olmak büyük bir işkenceye dönüştü."
- Mutsuzluğa Doyum
213. "“”-şimdi gece esintisi burnuna, sokağın ucundaki o karanlıktan doğru , ilk başta mutluluk sandığı bir koku gibi geliyordu.”"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
214. "…“bir tür sessizlik taciziydi sessizlik işkencesi.”"
- Meyve Hırsızı
215. "Olan bitenden o kadar uzaktı ki gördüğü ya da işittiği şeyin içinde kendisini hiç bulamaz olmuştu."
- Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
216. "Böylece, herkes, her biri kendi usulünce, gündelik hayatını sürdürüyor , düşünerek ya da düşünmeden; her şey alışılmış yolunu izler görünüyor, her şeyin bir kumarmışçasına sallantıda olduğu o dehşetengiz durumlarda bile insan sanki hiçbir şey yokmuş gibi nasıl yaşar giderse, öyle."
- Solak Kadın
217. "Ama asıl düşüncem, hep ama hep iyi şeyler yapmaktı. Evet, iyi şeyler. Ama bunun farkına iş işten geçtikten sonra vardım."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
218. "Öfkelendim; sonra öfkem geçti, duyduğum dehşet öyle kuvvetlendi ki odadaki eşyalar bir an yarasa kanatları misali hızla çırpıyormuş gibi göründü. Derken dehşetim de geçti, yerini, hâlâ aynı insan olduğum ve ne yapacağımı hâlâ bilemediğim için bu kez kuvvetli bir bıkkınlık hissi aldı."
- Kısa Mektup Uzun Veda
219. "İnsanlar ne de dertsiz– tasasız numarası yaparak yürüyorlardı, ne de düşmanca, umursamaz suratları vardı."
- Gerçek Duyguların Saati
220. "Çocuğun varlığı, yaşamın nasıl olması gerektiğini belirleyen bir hakikat ölçeği vermişti yetişkine."
- Çocuğun Öyküsü
221. "Arkadaşlık, büyük oranda hesaba ve çıkara indirgenmiş bu yaşam biçiminde birbirini yakından tanımak, ama birbirine yakınlaşıp içini açmamak demekti."
- Mutsuzluğa Doyum
222. "Bir süre sonra oyuncu: "O kadar uzak galaksiler vardır ki, ışıkları gökyüzünün kendi ışıltısından bile zayıftır. - Şu anda sizinle başka bir yerde olmak isterdim."
Kadın hemen cevap verdi: "Ne olur, beni projelerinize katmayın.""
- Solak Kadın
223. "Anladığım tek siyasal eylem cinayettir."
- Solak Kadın
224. "Çünkü kavga anında insan
halı silkelemede olduğu gibi
sakin olmamalıdır
insan başkalarına eziyet verdiğide
huzursuz olmalıdır."
- Kaspar
225. "Artık kendimi kendimden kurtaramam."
- Kaspar
226. "“Ondan zorla, adeta bir çeşit kurtarıcı olmasını bekliyorlardı. Neyden kurtarıcı? Sadece kurtarıcı. Neyden kurtarmak? Sadece kurtarmak…”"
- Don Juan
227. "Tüm insanların ruhudur oysa çocuklar. Gerçi daha az acı çeker bunu yaşamayan, ama rahatlığı, kaçırılmış bir mutluluktur."
- Çocuğun Öyküsü
228. "İnsanların kendilerine ilişkin anlatabilecekleri bir şeyleri yoktu."
- Mutsuzluğa Doyum
229. ""Şimdi bir şeyler daha deneyimleyecek olursam, sinir krizi geçiririm...""
- Kısa Mektup Uzun Veda
230. "Kendimden öyle sıkılıyordum ki en iyisi kafamı duvarlara vurmak olurdu. Bana eşlik edecek insanlar değildi aradığım, tek isteğim kendimden kurtulmaktı."
- Kısa Mektup Uzun Veda
231. "Yalnızca sevilmemekle kalmıyoruz, bize savaş açılıyor. İşin içine aşk girerse bu ancak savaşı başlatmak için oluyor."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
232. "Huzurumuz arzuya, arzumuz yeniden huzura dönüşüyordu. Çevremizde olup biteni neredeyse algılayamıyorduk, tıpkı rüyada olduğu gibi bir hareket yeni bir hareketi doğuruyordu."
- Kısa Mektup Uzun Veda
233. "Evde kadın aynanın önünde durup uzun uzun gözlerine baktı; kendini seyretmek için değil, sanki bu kendi hakkında sakince düşünmenin bir yoluymuş gibi."
- Solak Kadın
234. "Arkadaşlık, büyük oranda hesaba ve çıkara indirgenmiş bu yaşam biçiminde birbirini yakından tanımak, ama birbirine yakınlaşıp içini açmamak demekti."
- Mutsuzluğa Doyum
235. "Çünkü kavga anında insan
halı silkelemede olduğu gibi
sakin olmamalıdır
insan başkalarına eziyet verdiğide
huzursuz olmalıdır."
- Kaspar
236. "Kitapları, kendi yaşamının betimlemeleri gibi okuyor, okudukça canlanıyor, ilk kez kendini keşfedip kendinden söz etmeyi öğreniyordu ve okuduğu her kitapla kendine ilişkin daha çok şey geliyordu aklına."
- Mutsuzluğa Doyum
237. "Kendime değer vermiyorum yalnız olduğum zaman."
- Solak Kadın
238. "Hiçbir şey onu, teselli edilemezliği ve kederi gibi harekete geçiremezdi. Matemi dünyanın içinden taşıyıp götürmek ve onu oraya, dünyaya, aktarmak. Don Juan kederini yaşıyordu, bir kuvvet gibi. Kederi ondan daha fazlaydı ve onu aşıyordu. Adeta -hatta adeta bile değil- kederiyle silahlanmış bir halde, kendini asla öldürülemez değilse de, yara almaz hissediyordu. Keder onu başına buyruk yapan bir şeydi, karşı hamlesiyle de (veya daha doğrusu karşılıklı hamlelerle) onu tamamen geçirgen, her ne olursa olsun olanları duyumsayabilen, üstelik gerektiğinde görünmez bir hale getiriyordu. Kederi onun kumanyası gibiydi. Onu her bakımdan besliyordu. Sayesinde artık hiçbir yönden büyük ihtiyaçları kalmamıştı. Bu ihtiyaçlar artık söz konusu bile değildi. Fakat kederde ideal dünyevi yaşam olanağının bulunduğu ve başkaları için de bunun geçerli olduğu (bakınız "kederi dünyaya aktarmak") düşüncesini sürekli olarak kendinden uzak tutması gerekiyordu. Onun matemi, gelip geçici değil, temel bir uğraştı."
- Don Juan
239. "Zaman zaman duraklıyor, geniş pencerelerden bakıyor, sonra daha bir gayretle yazmayı sürdürüyordu."
- Solak Kadın
240. ""Bir gelecek düşünmek mümkün değildi, ancak geçmişteki bir şeylere dönme arzusu da yoktu. ""
- Çocuğun Öyküsü
241. "Karanlık, insanın burun deliklerine giren soğuk, bir de hiç kimseyle konuşamamak..
."
- Solak Kadın
242. "mutluyum ama aynı zamanda intihar da edebilirim..."
- Gerçek Duyguların Saati
243. "Tanımlanmış ben! -diye düşününce gururu okşandı. Tanımlanmış olması, artık kimsenin gözüne batmayacağı anlamına geliyordu, kendisinin bile."
- Gerçek Duyguların Saati
244. "Ödünç alınmış yaşam duyguları; organizması bugün hemen tekrar dışarı atıyordu onları. Ve organizması dışarı atmaktan bir şey yapmıyordu: sahte duyguları devre dışı bırakınca kendisinin de hiçbir şeyi hissedilmiyordu, olsa olsa sadece bütün dünyaya ters düşen, sıkıntı veren bir cisimsizliğin kadavra benzeri ağırlığı kaldırdı. sadece bütün dünyaya ters düşen, sıkıntı veren bir cisimsizliğin kadavra benzeri ağırlığı kaldırdı."
- Gerçek Duyguların Saati
245. "Bazen öyle geliyor ki, insan başkaları hakkında yeni her ne biliyorsa, o arada geçerliğini kaybetmiş şeylerdir bildikleri."
- Solak Kadın
246. "...kalabalıktaki çocukların gözleri -bir bak şunlara!- sonsuzluğun ruhunu aktarıyorlardı. Bu bakışı kaçırırsan vay haline!"
- Çocuğun Öyküsü
247. "Kitapları, kendi yaşamının betimlemeleri gibi okuyor, okudukça canlanıyor, ilk kez kendini keşfedip kendinden söz etmeyi öğreniyordu ve okuduğu her kitapla kendine ilişkin daha çok şey geliyordu aklına."
- Mutsuzluğa Doyum
248. "Her zaman vardır uzakta olan biri."
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
249. "Bir kadının gölgesi, karşısına çıkan en güzel gölge -daha önce hiç böylesine sevimli, canayakın bir gölge görmemişti!"
- Karanlık Bir Gecede Sessiz Evimden Çıktım
250. "Parola: ‘Bugün bir şeyler düşünmek değil, yalnızca neşelenmek istiyorum.’"
- Mutsuzluğa Doyum