Perde ve Mana Kitap Bilgileri
Yazar: İbrahim Kalın
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 1 dk.
Sayfa Sayısı: 142
Basım Tarihi: Haziran 2022
İlk Yayın Tarihi: 2020
Yayınevi: İnsan Yayınları
ISBN: 9789755749396
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Perde ve Mana Kitap Tanıtımı
Aklın amel defteri bir hayli kabarık. Sevabı mı yoksa günahı mı daha çok, söylemek zor. İnsanların hayatını kolaylaştıran icatları yapan da Elhamra Sarayı’nı ve Selimiye’yi inşa eden de akıl, milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşları yöneten de kitlesel imha silahlarını yapan da akıl. Elbette farklı akıllar bunlar. Dolayısıyla temel soru şu: Bu fark nereden geliyor? Akıl, kendi özündeki iyiliği unutup neden kötülüğe râm oluyor? Kötüyü kutsayan ve meşrulaştıran akıl nasıl bir varlıktır? Kendi tabiatına ihanet eden bir akılla nasıl mücadele edilir?
Elinizdeki kitap bu sorulara cevap ararken akıl, kalp, ruh, mânâ, hakikat ve varlık kavramlarını yerli yerine oturtmayı ve aralarındaki bütünleyici ilişkiyi ortaya koymayı hedefliyor.
Perde ve Mana Kitaptan Alıntılar
1. ""İnsanın en büyük hatalarından biri, fâni ve sonlu olanı mutlaklaştırması, mutlak olanı da izafileştirmesidir.
Dünya ve ona ait olan her şey sonlu ve geçicidir.
Mutlak ve ebedi olan yalnızca Allah’tır.""
2. ""Allah kullarından hakikat, adalet ve merhamete aykırı hiçbir şey istemez.""
3. "Düşünecek kalpleri, işitecek kulakları yok mu?
Oysa, gerçek olan şu ki, kör olan gözler değil, kör olan göğüslerde ki kalplerdir."
4. "Hakikat zuhur ettiğinde, ışığını her yere yayar. Sahih bir akıl, kendi ışığını hakikatin ışığıyla birleştirir. Akıl ile erdemin, mantıksal çıkarım ile manevî tecrübenin, düşünmek ile yaşamanın bütünleştiği yer de burasıdır."
5. "Başımın üstündeki yıldızlı gök kubbe ile, içimdeki ahlak kanunu aynı ontolojik akliyete dayanır; ikisi de bizi kendine hayran bırakır. İkiside bizden iyi, doğru ve güzel olmamızı talep eder. '"
6. "Eğitim sisteminin pratik faydası gençleri meslek hayatına hazırlamak olabilir ama onları iyi insan yapar mı?"
7. ""Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı, düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları yok mu? Oysa gerçek şu ki kör olan gözler değildir, kör olan göğüslerde ki kalplerdir." (Hac, 22:46)"
8. "Kendi aklını kullanmaya cüret/cesaret et!"
9. "Bilmeye ve bulmaya cüret etmek demek, "Hakikate ulaşmak için geri durma, işi yarım bırakma, ayağa kalk ve yürü..." demektir."
10. ""De ki: "Öyleyse [bilin ki tüm hakikatin] kesin/son delili yalnızca Allah'ındır."" (En'âm, 6:149)"
11. "Akıl, kendi özündeki iyiliği unutup neden kötülüğe râm oluyor?"
12. "İnanmak istemeyene hiçbir delil yeterli değildir."
13. "Tatmayan ne yazık ki bilmez..."
14. "Düşünen , tefekkür eden ve aklını kullananlar ,
Allah'ı hak ettiği gibi tanımakta zorluk çekmezler"
15. "Mekânın sahibi ne sensin, ne ben, ne de öteki; mekânin sahibi ötesi."
Perde ve Mana Kitap İncelemeleri
Perde ve Mana- Akıl Üzerine Bir Tahlil isimli eserinde
harikulade bakış acısı ve keskin zekasıyla hayran kaldığım felsefe tadında akıl, mana, deliller ve insan üzerine tahlillerini nefis bir şekilde bizlere sunmakta.
Bu kadar bilgi, terim ve yazarın üslubu karşısında aklım, nutkum tutuldu efendim. Entelektüel kelimesinin bir karşılığı olsa bu muhakkak
olmalı. Okurken hiç bilmediğim terimlere rastlasam da okumak çok zevkliydi. Biraz tarihte yolculuk gibi gelmiş geçmiş tüm bilim adamları ışığında ve tabi ki de bu tahlilleri destekleyecek kaynaklar ile dipnotlarla zengin bilgi denizinde buluverdim kendimi. Kanıtların en büyüğü ayet ayet inen Kur'anı Kerim elbette. Her sorunun cevabı orda. İnsan yaratılırken önce akıl yaratılmış. Bu bakış açısıyla da insanların düşünmesi ayırt etmesi ve aklını kullanması beklenmektedir. Tüm işaretler ve manalar doğruya, iyiye ve güzele yönelmemizi isterken neden diye soruyor insan? Hemen, önce kendi hayatını sorguluyor sonra da insanlık için kısa süreli bir tefekküre yöneliyor.
Ben bu kitapla arındım, sorguladım, anladım, rehberimi (kur'an) daha da özümsedim ve istikametimi güçlendirdim.
Takva ehli olmayı ve her zaman tefekkür edebilmeyi nasip etsin Rabbım bizlere.
En büyük teşekkür İbrahim Kalın'a, bizi şaşırtmaya ve kendimize getirmeye devam et abi.
Kalemin, kelâmın ve üslubun hep olsun hayatımızda. Sizler de nasiplenin efendim. Yavaş yavaş sindire sindire okuyun. Ben bol bol not aldım. Altını çizdiğim cümleleri de aldım kabul ettim :))
Keyifli okumalar...
Entelektüel haz veren kitaplar arasında ilk üç kitap arasına girdi benim için. Kitapta aklın,kalbin ve ruhun birlikte iyi olması gerektiğini belirtiyor. Bu belirtmeyi yaparken gerek Kant'tan örneklerle destekliyor gerek İslam filozoflarından. Toplum olarak bizler ifrat ve tefrit noktasında sürekli gidip geliyoruz. İbrahim Kalın beyefendi bu kitapta bize aklı ya materyalist düzeye indirgendiğimiz için ya da rasyonellikten soyutladığımız için inananların bu halde olduğunu söylüyor.
Bir diğer mesele de akıl üstü kavramını çok güzel tanımlamış ve desteklediği tüm metinlerin kaynakçasını vermiş. Akıl dışı ve akıl üstü kavramları arasında ki fark güzel açıklanmış .
Son olarak hikmetle bakabilmek , görebilmek gibi kavramlardan bahsedebiliriz. Bir şey tamamen rasyonel bir bakış açısı irdelendiğinde, nasıl sorusuna cevabını verebiliriz fakat neden sorusuna cevap vermekte zorlandığımız olur. Bu noktalarda hem üretilen veriler bize fayda sağlasa da doğru , iyi ve güzel olmayacaktır. Kitapta, bir şeyin doğru olması aynı zamanda iyi ve güzel olmasını gerektirir, diye bir cümle var. Bu o kadar derin bir cümleki...
İbrahim Kalın beyefendinin okuduğum ilk kitabıydı ve nasipse bundan sonra daha sık okuma yapacağım kendisinin kitaplarını.
Herkese keyifli okumalar diliyorum.
İbrahim Kalın'ın felsefe ve din ile harmanlanmış insanı düşünme aleminde seyahate çıkaran harika bir eser.Akıl üzerine yazmış olduğu bu eser hem Batı tarafından hem de İslam üzerinde akla verdiği değeri yalın bir şekilde okuyucuya aktarmış.Sadece aklı ele almamış ,aklın bir çok kavram ile olan ilişkisini verdiği çarpıcı örneklerle aklın sınırlarını zorlamıştır .
Akıl ;vicdan ,hikmet, evren ,kalp ile olan bağını çok güzel değinmiş.Sahih bir akıl, kendi ışığını hakikatin ışığı ile birleştirir .İnsan, akıl ve hikmet kavramlarının birleştirmesiyle melekut alem ile fani dünya arasındaki aydınlığı fark edecektir.Hikmet kadar tefekkürün aklın ontolojisi için ne kadar ehemmiyetli olduğunu göstermektedir.Sahih akıl ,tefekkür ile beşeri olanla ilahi olan arasındaki bağı hissedebilir.Tefekkür yolda olmak ,yola revan olmaktır.
Hikmet ile olan ünsiyet Yaratıcının varlığını bilmeye götürmektedir. Hikmet kendi özünde iyi ,güzel ,doğru olan ile manevi birlikteliğini de göstermekte .Yani iyi varsa güzelde vardır,doğru varsa iyi de vardır.Bu bütünlüğün bize hakikatini sunmaktadır. Allah’ın tabiatta olan işaretlerini bize gösterecek olan akıldır. Bu da hepsi bir bütün olan akıl, hikmet,tevekkül,kalp gözü ile muazzam yaratılıştaki tabiatın keşfedilmesini sağlar.
Gerçekten çok beğendiğim bu eser zihnim zorlayan bir yolculuğa çıkararak aklın mutlak gayesini anlamama vesile olmuştur .
Doğru bilginin ve erdemli davranışın zemini olarak akıl, doğru kullanıldığında insanı meleklerden üstün kılabilirken, yanlış yola girdiğinde hayvanlardan daha aşağı ve şeytandan daha yıkıcı bir güç haline gelebilir.
Akıl hakikati yansıtan bir ayna haline geldiğinde-ki bu çok ciddi bir çalışmayı, dikkati ve gayreti gerektirir-hakikatin kaynağı olan ilahi varlıktan bir iz taşır. Aklın ışığı, hakikatin bu ışığından gelir. Perde kalktığında ortaya çıkan mânâ, aklı aydınlatır. Zira hakikatin kendını ifade etmek için zuhur etmesi ve ortaya çıkması yeterlidir. Bunun için hakikat ile idrak melekelerimizin arasındaki perdelerin kalkması gerekir. İnsan ile halikat arasındaki cehalet, nefsaniyet, inat, hırs ve kötülük gibi perdeler kalktığında hakikat açık seçik görülür. Bu görülme nazar, müşahede, şehadet etme, idrak ve zevk gibi kognitif ve varoluşsal tecrübelerin temelini oluşturur. Hakikat zuhur ettiğinde ışığını her yere yayar. Sahih bir akıl, kendi ışığını hakikatin ışığıyla birleştirir. Akıl ile erdemin, mantıksal çıkarım ile manevi recrübenin, düşünmek ile yaşamanın bütünleştiği yer de burasıdır.
Akıl, düşünce, fikir, mânâ, olaylar ve dayandırdığı felsefik sebep-sonuç ilişkilerini Kur'anı Kerim ekseninde felsefik bir dil kullanılarak başarılı bir şekilde anlatılmış bir eser. Düşündüren, sorgulatan eserin sürekli satır aralarını çizdim. Okumaktan büyük keyif aldığım bir kitaptı kitapla kalın.
İnce ve küçük boy kitap olmasına rağmen içi dolu dolu ve tekrar tekrar okunması gereken bir kitap, Perde Ve Mânâ kitabı. İbrahim Kalın hocamız çok güzel bir şekilde akıl üzerine tahlil yapmış ki fazlası var mı diye düşünmezsiniz bile. Bir çok soruya cevap vermiş ve bu cevaplar farklı farklı düşünürlerden geçmiş ve son durak Kuranı Kerim de bitirmiş. İçinde bir çok aklınızı kurcalayan veyahut başkalarının diline doladığı soruların cevaplarını bulabilirsiniz kardeşlerim.
Bir kaç tanesi şunlar;
- Akıl nedir? Aklın sınırları nelerdir?
- Aydınlanmış çağ, aydınlanmış insan ile aydınlanma çağı ve insanın farkı nedir?
- Varlığa bakmak, tefekkür etmek tam manasıyla ne demektir?
-Hikmetin temeli nedir?
- Kuranı Kerim literatüründe akıl nedir?
- Pratik akıl yeterli midir?
- Akıl ve sezgi ayrı mıdır? İslam geleneğinde bu ayrım nedir?
- Akıl mı üstündür yoksa sezgi mı?
- İslam akıl ve mantık dinidir denilirken ne kast edilmiştir?
- Özgürlük nedir?
- Sezebildiğimiz her şeyi akledebilir miyiz?
- Akılsız din veya dinsiz akıl olur mu?
- doğru olan bir şey hep iyi midir?
- Aklın çalışma prensibi nasıldır?
- İslam akla engel mi?
- Akıl, kalp ve vicdan nedir ve birbirlerinden ayrı düşünülebilir mi?
- Bedensel duyular kalp ile ilişkili midir?
- Arzusu olmayan akıl ve aklı olmayan arzunun, insan üzerine nasıl etki eder?
- Aklı doğru kullanmak erdemli bir davranış için yeterli midir?
Vb. Daha bir çok sorunun cevabı var kitapta.
Kısacası elinizde varsa okuyun yoksa da en kısa zamanda almanızı öneririm kardeşlerim