Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Patasana - Ahmet Ümit | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Patasana Kitap Bilgileri


Yazar: Ahmet Ümit
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: Kasım 2012
İlk Yayın Tarihi: 2000
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752897366
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Patasana Kitap Tanıtımı


Gaziantep yakınlarıdaki Antik Hitit kentinde bir kazı. Üç bin yıl önce yazılmış tabletler. Tabletlerin bulunmasıyla başlayan cinayetler. Yazman Patasana'nın itirafları. Parlak güneydoğu güneşinin altında karanlık sırlar... Hititlerin tükenişi, Asurlular... Osmanlının son dönemleri, Ermeniler... Günümüz Türkiyesi, Kürtler... Akan kardeş kanı... Bu toprakların değişmeyen yazgısı: Şiddet ve aşk... Bu topraklardaki kanlı tarihe bir ağıt... Bu toprakların zengin kültürüne bir güzelleme...



"Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı. Bedenine sinmiş soylu nefretini, görkemli giysilerin yüzündeki derin acıyı, tunçtan daha katı bir mutluluk maskesinin ardına gizleyerek Hatti kralının emrine koşan ikiyüzlü bir tören adamı. Sevdiği kadın, aşkı uğruna ölürken, kralına bağlılığın vakarıyla ellerini göğsünde kavuşturarak sessiz kalmayı seçen, yeryüzünün en onursuz erkeği. Erkeklerin yüz karası. Aşkı için ölmenin yüceliği yerine, sarayın taş duvarlarında büyüyen kendi değersiz varlığının görkemli gölgesine sığınmaktan çekinmeyen, sefihlerin en rezili. Ben ölüler içinde yüzen, ben, tanrılar tarafından alnına, 'Sonsuza kadar acılar içinde kıvranacaktır,' yazılan Saray Başyazmanı Patasana."

(Tanıtım Bülteninden)




Patasana Kitaptan Alıntılar


1. ""Eşitlik herkese aynı davranmak değil, herkese aynı özeni göstermektir.""




2. ""Her şeyi bilen insan hiçbir şeyi derinlemesine öğrenemez.""




3. "Yüreğimin yap dediğini, aklım yapma der.
Aklımın soylu bulduğu yüreğimce dalkavukluktur; yüreğimin doğru bulduğuysa aklımca suç."




4. "Umarım okuduklarını anlayacak, anladıklarından ders çıkaracak kadar akıllısındır. Ve umarım okuduklarını başkalarına anlatırsın, onlarda ötekilere."




5. "•
“İyi de seni sevmiyorsa ne yapabilirsin ki?”
•"




6. "“Bir yanım bahar rüzgârı gibi uçarı, tezcanlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağırkanlıdır. Bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım öğrendiklerime, bildiklerime.”"




7. ""Galiba sırların da bir ağırlığı var, insan o ağırlığı uzun süre taşıyamıyor.""




8. "" Eksik bir insan mısınız bilmiyorum ama gerçek aşkı bulamadığınız için şanssız olduğunuz kesin. ""




9. "•
“Yazık, beni en çok senin anlayacağını sanırdım, yanılmışım.”
•"




10. "Onunla karşılaşmamak için, geçebileceği yollarda bile yürümüyordum."




11. "••• Ey yabancı.Soylu musun,dindar mısın,iyi yürekli misin;yoksa zalim misin, akıllı mısın;yoksa işe yaramaz bir aptal mısın bilmiyorum. Umarım iyi bir insansındır. Umarım yüreğin sevgi ve cesaret doludur. Umarım okuduklarını anlayacak,anladıklarından ders çıkaracak kadar akıllısındır .Ve umarım okuduklarını başkalarına anlatırsın, onlar da ötekilerine.. Belki böyle insanlar akıllanır, belki zalimlikten vazgeçerler.•••"




12. "Sana kızmıştım, doğru; ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için, toprak buluttan vazgeçebilir mi?"




13. ""İnsana mutluluktan çok acı verse de aşksız geçmiş bir ömür bence fakir bir yaşamdır."
"Aşkı tatmadan ölen bir insan bence de eksik bir yaşam sürmüştür.""




14. "Aklımın soylu bulduğu yüreğimce dalkavukluktur; yüreğimin doğru bulduğuysa aklımca suç. Bir yanım bahar rüzgarı gibi uçarı, tez canlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır. Bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım öğrendiklerime, bildiklerime."




15. "" Yağmur yağmadığı için toprak buluttan vazgeçebilir mi? Ona gülümsemiyor diye anne yavrusundan vazgeçer mi? Tarla tohumundan, başak güneşten, böcek çiçekten vazgeçer mi? Benim senden vazgeçeceğimu nasıl düşünürsün? ""





Patasana Kitap İncelemeleri


Genel olarak iyi olarak nitelendirilebilecek bir kitap. Katil öznesi benim için tahmin edilebilir oldu fakat gerekçeyi okuyunca kendimi "Şimdi ne alakası var bunun?"demekten alamadım. Kitaptaki Esra karakterini gerçeklikten uzak buldum. Tepkileri ve konuşma tarzı gerçek hayatta karşılaşabileceğiniz bir insan izlenimi yaratmıyor. Özellikle kitaptaki diyalogları çok yapmacık buldum. Okurken içimden sürekli "Kim günlük hayatta böyle konuşur ki?"dedirten cinsten diyaloglar vardı. Açıkçası diyalogların bu kadar günlük hayattan uzak olması amatörlük ve gözlem eksikliği hissiyatı uyandırıyor. Ayrıca bulunan 2700 yıl öncesine ait tabletlerin dili de beni pek tahmin etmedi. Tabii ki tam olarak o zamana ait bir dil veya konuşma tarzı beklenemez fakat tabletlerin dilinin tamamen günümüz dili olması da bana televizyondaki tarih dizileri kadar bir tatmin duygusu yarattı anca. Ümit'in "Elveda Güzel Vatanım" isimli kitabındaki dönem Patasana tabletlerinden binlerce yıl daha yakın olmasına karşı dil ve üslup daha fazla eski zamana aitken Patasa tabletlerinin dilinin günümüz dil ve üslubuna bu derece yakın olmasını yadırgadım. "Elveda Güzel Vatanım"da Şehsuvar Sami için üzülebilirken ya da herhangi bir his hissedebilirken bu kitaptaki hiçbir karakter bende bir his uyandırmadı. Ne kendime yakın hissettim ne üzüntülerine üzüldüm ne de hislerini ve konuşmalarını kendime yakın buldum. Kurgu olarak genel anlamda güzel olsa da bu tarz teknik detaylar nedeniyle beni kendine pek bağlayamadı.




Kitabın Adı:


Kitabın Yazarı:


Tür: Polisiye Roman

Patasana, Ahmet Ümit’in 2000 yılında yayımlanan polisiye romanıdır. Kitabın adı olan Patasana, kitapta adı geçen bir Hitit saray kâtibinin adıdır. Bu el yazması tarafından gizlice yazılan ve gayri resmi tarihin ilk belgeleri olacak tabletleri bulan arkeologların kazıları sırasında etrafında meydana gelen esrarengiz cinayetler olay örgüsü konu edinmiştir.

Gaziantep yakınlardaki Antik Hitit kentinde bir kazı. Üç bin yıl önce yazılmış tabletler. Tabletlerin bulunmasıyla başlayan cinayetler. Yazman Patasana’nın itirafları. Parlak güneydoğu güneşinin altında karanlık sırlar… Hititlerin tükenişi, Asurlular… Osmanlının son dönemleri, Ermeniler… Günümüz Türkiye’si, Kürtler… Akan kardeşkanı… Bu toprakların değişmeyen yazgısı: Şiddet ve aşk… Bu topraklardaki kanlı tarihe bir ağıt… Bu toprakların zengin kültürüne bir güzelleme…

Karakterler
Esra: Arkeologların hikâyesinin anlatıldığı bölümün kahramanıdır. Kazıdan sorumlu olan Esra isimli arkeolog, olayları anlatan, yorumlayan ve zaman zaman okuyucuya rehberlik eden karakterdir
Patasana: Tabletlerin yer aldığı bölümlerin başkahramanıdır.
Eserin diğer karakterleri: Bernd, Timothy, Teoman, Murat, Kemal, Elif, Yüzbaşı Eşref, Kara kabir, Cimşit




Ahmet Ümit bu kitabında da cinayet romanı içerisinde tarihi bu sefer çok farklı bir şekilde işliyor.
MÖ 700'lü yıllara yani bundan 2700 yıl önceye götürüyor. Kitabın adı da olan Patasana.
Patasana aslında Hititler döneminin başyazmanı. Dönem Kral Pisiris dönemi yani Geç Hititler Dönemi. Normalde bilindiği üzere Krallar tabletlere gelecek nesillerin faydalanması için tablet yazarken kitabın kurgu olan kısmına göre Patasana isimli başyazmanımız tablete kendi hayal kırıklılıkları ile dolu hayatının bir özetini yazmış. Kitapta da yukarıda belirttiğim gibi bu kurgu olan tabletin bulunması ile başlıyor. Şunu söylemem şart Ahmet Ümit harika bir kurgu tablet yazmış. Hatta o kadar gerçekçi yazmış ki kitabı bir ara okurken sonrasında elime telefonu alıp böyle bir yazı var mı diye araştırmıştım da :)

Kitap, Esra isimli arkeolog ve çevresindeki kazı ekibindeki arkadaşlarının, Gaziantep teki kazı aşamasına geçip yukarıda belirttiğim Patasana tabletini bulmaları ile devam ediyor. Ve tabi bu esnada beklenmedik cinayetler baş gösteriyor.
Tabi burda Ahmet Ümit insanlığın öldürmesinin asla bitmemesine savaşlara katliamlara da çok güzel bir şekilde dikkat çekiyor.
Kitabı elinden bırakamayacağınız bir şekilde akıcı şekilde ilerliyor. Benim bu haftanın kitabıydı ancak dayanamayıp çok fazla okuyarak çarşamba günü bitirdim kitabı :)




Öncelikle şunu söylemek istiyorum kitaptaki baş karakter Esra kadar soğuk, yapay, cansız, donuk bir karakter görmedim ben. Bence Ahmet Ümit olay örgüsüne, kurguya verdiği önemi, nizamı karakterleri üzerinde yoğunlaştırmalı.

İçeriğe gelirsem kitap dolu dolu. Ermeni tehcirinden tutun da terör meselesine, Güneydoğu Anadolu yemeklerine, arkeolojiye, savaş psikolojisine kadar her şey var. Bazen bir şeyden bahsediyor olmak için zorlama diyaloglar olduğunu düşünsem de içi boş bir polisiye olmasından iyidir diye düşünüyorum.

Kitabın en sevdiğim yönü bir bölümde biten kelime, cümle ya da hisle diğer bölümün başlamasıydı.

Yalnız tabletler bölümü için ne yazık ki ben de hiç de 2700 yıl önce yazılmış hissi uyandırmadı. İsimler dışında değişen ne vardı?

Katile gelecek olursam Ahmet Ümit kitaplarında ya başından beri hiç kitabın içinde olmayıp da son 3-5 sayfada yer alan bir karakter katil çıkıyor ya da hiç dikkat çekilmeyen bir karakter. Bu nedenle tahmin etmek zor olmuyor. Hiç şaşmaz üstüne dikkat çekilenler katil çıkmıyor. (ufak bir spoiler mı oldu bu ). Ve açıkçası katilin gerekçelerini saçma buldum. Güzel bir noktaya değinmiş ama bilemedim...

Yine de verdiği bilgilerle akıcı üslubu ile ve biraz da merak unsuru ile kendini okutan bir kitap.




Bir insan yetmiş sekiz yıl boyunca bazı şeyleri nasıl içinde tutabilir? Ya da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilir? Peki ölümlere dikkat çekmek için birilerini öldürebilir mi?

Beni şaşırtmayı seven kitapları seviyorum. Bu yüzdendir ki beni şaşırtmayı başarabilen bir yazar bulduğumda diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum. Ahmet Ümit de bunlardan biri.

Önceden okuduğum polisiye kitaplarında o zamanlar odaklanma gücümün yüksek olmasından mıdır, yoksa yazarın yazış tarzı bana yakın gelmesinden midir bilinmez katili kitap bitmeden buluyordum. Ama bu sefer öyle olmadı.

"Umarım iyi bir insansındır. Umarım yüreğin sevgi ve cesaret doludur. Umarım okuduklarını anlayacak, anladıklarından ders çıkaracak kadar akıllısındır. Ve umarım okuduklarını başkalarına anlatırsın, onlar da ötekilere." (Sf. 21)

Kitabımızda; Hitit döneminde, saray yazmanı olan Patasana'nın yazdığı üç bin yıllık tabletleri bulan arkeologların, bu tabletleri çıkartırken bölgede yaşanan esrarengiz cinayetler anlatılıyor. Bu cinayetlerde geçmişimiz var. Susmak zorunda kalmak, yasak aşklar, ihanetler, hırs, öfke, kin aklınıza ne gelirse bu kitapta yaşanıyor. Kitabı okurken birçok duygu arasında gidip geldim. Kitapta birçok karekter yerine geçtim. Okurken siz de herkes olabilirsiniz. Okuyun pişman olmayacaksınız. Kitap çok sürükleyici. Şimdiden keyifli okumalar...

" Bazı şeyleri yaşamadan anlayamazsın". (Sf.105)



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: