Pascal Mercier En Beğenilen Sözleri
1. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin okuyan mı okumayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu."
- Lizbon'a Gece Treni
2. "Hayat, yaşadığımız şey değildir; yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir."
- Lizbon'a Gece Treni
3. "“Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin okuyan mı, okumayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu…”"
- Lizbon'a Gece Treni
4. "“Oysa kendi ruhlarındaki hareketleri dikkatle izlemeyenler mutlaka mutsuz olurlar.”"
- Lizbon'a Gece Treni
5. "“Yolculuk edemeyen insanlara neden acırız? Dıştan genişleyemeyecekleri için içlerinde de yayılıp genişleyemezler de ondan; kendilerini çoğaltamazlar, böylece kendi içlerinde kapsamlı gezilere çıkamazlar, başka kim ve ne olabileceklerini keşfetme fırsatından yoksun kalırlar…”"
- Lizbon'a Gece Treni
6. "“Dersten sonra o muazzam belleğiyle kitaplıkta oturur ve o kara gözleri, en gürültülü patlamanın bile hiçbir şekilde etkileyemeyeceği inanılmaz dikkatli, terk edilmiş bakışıyla bütün o kalın kitapları, satır satır, sayfa sayfa emerdi.
‘Amadeu bir kitabı okursa,’ demişti bir başka öğretmen, ‘o kitapta harf kalmaz. Yalnızca anlamı değil, matbaanın mürekkebini de yutar o…”"
- Lizbon'a Gece Treni
7. "“Adlar; başkalarının bize, bizim de onlara giydirdiğimiz görünmez gölgelerdir…”"
- Lizbon'a Gece Treni
8. "“Hristiyanların Küllü Çarşamba Bayramı’nda alınlarına palmiye ağaçlarının külüyle çizilen haç. Küllü Çarşamba; Musa Peygamberin çölde geçirdiği 40 günü anmak için tutulan 40 günlük orucun başlangıcındadır…”"
- Lizbon'a Gece Treni
9. "“Bir manastır kitaplığı gibi,’ diye düşündü Gregorius, ‘eski zamanlarda, varlıklı bir aileden gelen, klasik eğitim almış bir yatılı öğrencinin kitaplığı gibi. Duvarlar boyunca ilerlemeyi göze alamadı, ama Oxford basımı, lacivert, adları altın yaldızla yazılı Yunan klasiklerini çabucak buldu gözleri, daha ileride Cicero, Horatius, kilise babalarının yazıları, San Ignacio'nun OBRAS COMPLETAS’ı duruyordu. Bu eve gireli on dakika olmamıştı bile, ama Gregorius ‘keşke hep burada kalsam’ demeye başlamıştı. Burası Amadeu de Prado'nun kitaplığı olmalıydı. Öyle miydi?
"Amadeu burayı, kitapları severdi. Öyle az zamanım var ki Adriana,' derdi sık sık, 'okumak için öyle az zamanım var ki, belki de rahip olsam daha iyi olurdu.’ Ama o muayenehanenin hep açık olmasını isterdi, sabahtan akşama kadar. ‘Acısı olan, korkusu olan bekleyemez,' derdi hep, ben onun yorulduğunu görüp biraz yavaşlatmaya çalıştığımda. Geceleri uyuyamayınca okurdu ve yazardı. Ya da belki okuması, yazması, düşünmesi gerektiğini hissettiği için uyuyamazdı. bilmiyorum. Onun bu uykusuzluğu bir lanetti ve eminim ki çektiği bu acılar olmasaydı, huzursuzluğu olmasaydı, durup dinlenmeden kelimeleri arayıp durmasaydı, beyni çok daha uzun bir süre çalışırdı. Belki de hâlá hayatta olurdu. Yaşasaydı bu yıl, 20 Aralık'ta seksen dört yaşında olacaktı…”"
- Lizbon'a Gece Treni
10. ""Geçmiş şeylerin izleri beni neden üzüyor, bunlar sevinçli bir şeyin izleri olsalar bile?""
- Lizbon'a Gece Treni
11. "Acılar karşısında sözlerin gücü çabuk tükenir."
- Lizbon'a Gece Treni
12. "“Yaptığımız her şeyin yalnızlık korkusundan yapıldığı doğru mu?
Hayatımızın sonunda pişmanlık duyacağımız her şeyden vazgeçmemiz bu yüzden mi?
Düşündüklerimizi bu kadar nadiren söylememizin nedeni bu mu?
Yoksa niye bütün o şiddetli geçimsizlik çekilen evliliklere, yalancı arkadaşlıklara, can sıkıcı doğum günü yemeklerine tutunup kalıyoruz ki?
Bütün bunlardan vazgeçseydik, sinsice gelişen şantaja bir son verseydik ve kendimize tutunsaydık, ne olurdu?
Bastırılmış arzularımızın ve onların tutsaklaştırılmasına duyduğumuz öfkenin bir fıskiye gibi fışkırmasına izin verseydik?
Çünkü korkulan yalnızlığın temelinde ne vardır aslında?
Söylenmeyen sitemlerin sessizliği mi?
Evlilik yalanlarının ve dostane yarı gerçeklerin mayın tarlasından soluğunu tutarak görünmeden geçmek için duyulan zorunluluğun olmaması mı?
Yemek yerken karşımızda kimsenin oturmama özgürlüğü mü?
Yaylım ateşi gibi süren buluşmalar kesildiğinde önümüzde açılan zamanın bolluğu mu?
Bunlar harika şeyler değil mi?
Cennetsi bir durum?
Öyleyse neden korkuyoruz bunlardan?
Nesnesini düşünmediğimiz için var olan bir korku mu duyuyoruz sonunda?
Düşüncesiz ana-babalar ve öğretmenler tarafından kafamıza sokulmuş bir korku?
Özgürlüğümüzün ne kadar büyüdüğünü görselerdi başkalarının bize imrenmeyeceklerinden nasıl bu kadar emin olabiliyoruz?”"
- Lizbon'a Gece Treni
13. "Çoğu kez olduğu gibi düşünceleriyle baş başaydı, ruhunu dışarıya karşı kilitlemişti."
- Lizbon'a Gece Treni
14. "Herhangi birinin benden herhangi bir şey beklemesini istemiyorum."
- Lizbon'a Gece Treni
15. "“Hayat, yaşadığımız şey değildir;
Hayat, yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir,”
diye yazmıştı Prado…"
- Lizbon'a Gece Treni
16. "“A imaginação, o nosso último santuário”,
derdi Amadeu.
(Portekizce: ‘Hayal gücü, o bizim son sığınağımız’)."
- Lizbon'a Gece Treni
17. "“Bir yerden ayrılırken geride kendimizden bir şey bırakıyoruz, oradan gitsek de orada kalıyoruz. Öyle şeyler var ki bizde, ancak oraya geri dönerek bulabiliriz onları.”"
- Lizbon'a Gece Treni
18. "İnsan bazen bir şeye sahip olana kadar onun eksikliğini hissetmez ve sonra bir anda onun eksikliğini çektiği kafasına dank eder."
- Lizbon'a Gece Treni
19. ""İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak gerisine ne oluyor?""
- Lizbon'a Gece Treni
20. "Yol almakta olan bir trende oturur gibiyim kendi içimde."
- Lizbon'a Gece Treni
21. "“Amadeu dil tutkunuydu, dilin büyüsüne kapılmış biriydi, yanlış söylenen bir kelime onu bir bıçak darbesinden çok yaralardı…”"
- Lizbon'a Gece Treni
22. "İnsan, hakkında artık hiçbir şey bilmediği bir şeyi arayamazdı ki."
- Lizbon'a Gece Treni
23. "Hayatta mücadele etmeyi gülünç buluyorum da ondan, demişti, insan zaten kendisiyle yeterince mücadele ediyor."
- Lizbon'a Gece Treni
24. "Adlar, başkalarının bize, bizim de onlara giydirdiğimiz görünmez gölgelerdir."
- Lizbon'a Gece Treni
25. "İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak, gerisine ne oluyor?"
- Lizbon'a Gece Treni
26. "Geçmiş şeylerin izleri beni neden üzüyor, bunlar sevinçli bir şeyin izleri olsalar bile?"
- Lizbon'a Gece Treni
27. "İnsan başkalarını kendi hayatının yapıtaşları yapmamalı, kendi mutluluğunu kurma yolunda destek olarak kullanmamalı.
."
- Lizbon'a Gece Treni
28. "Hayat , yaşadığımız şey değidir; yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir."
- Lizbon'a Gece Treni
29. ""Kitapları çalardım. Kitaba para verilmezdi, o zaman böyle düşünüyordum, bu günde böyle düşünüyorum""
- Lizbon'a Gece Treni
30. "Her şey üzerinde baştan sona düşünüyordu. Hep sonuna kadar düşünüyordu, sonuçlar ne kadar karanlık olursa olsun."
- Lizbon'a Gece Treni
31. "Hayalgücü, son sığınağımız."
- Lizbon'a Gece Treni
32. "Evren öylece var, başımıza ne geldiği onun umurunda değil, hiç umurunda değil."
- Lizbon'a Gece Treni
33. "İnsanların söyledikleri çoğunlukla tutarsız ve çelişkili, diye yakınmıştı, üstelik söylediklerini hemen unutuyorlardı."
- Lizbon'a Gece Treni
34. "Ne yaptıysam sadece kendim için yaptım, başkaları seyretsin diye değil."
- Lizbon'a Gece Treni
35. "Yolculuk etmek isterdi, hep daha uzaklara gitmek, hayal gücünün önünde açtığı mekanlarda kaybolmak isterdi."
- Lizbon'a Gece Treni
36. "Okuyacak onca kitabımız vardı, çıkacağımız onca yolculuk."
- Sözlerin Ağırlığı
37. "...kitapçıya uğramak istiyorum..."
- Lea
38. "İnsan kendiyle ilgili gerçeği ancak kendi bulabilir."
- Lizbon'a Gece Treni
39. "Gregorius, "İnsanların sizi olduğunuz gibi gördükleri kanısında mısınız?" diye sordu.
Yunanlı kahkahalarla güldü. "Elbette hayır!""
- Lizbon'a Gece Treni
40. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. birinin okuyan mı okumayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu . Gregorius bunu iddia ettiğinde insanlar şaşırıyorlardı, kimileri de böyle bir çarpık bir fikir karşısında başlarını iki yana sağlıyorlardı. Ama böyleydi Gregorius biliyordu bunu. Biliyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
41. "Âna güzelliğini ve korkutuculuğunu veren ölümdür. Zaman, yalnızca ölüm sayesinde yaşayan bir zaman olur."
- Lizbon'a Gece Treni
42. "Sarsılan bir samimiyetten daha büyük bir yabancılaşma yoktur.
."
- Sözlerin Ağırlığı
43. "Ne yapmış olursa olsun, hayatta kalması için kendisine yardım edilmesine herkesin hakkı vardır. Kişi olarak vardır, insan olarak vardır."
- Lizbon'a Gece Treni
44. "İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak - gerisine ne oluyor?"
- Lizbon'a Gece Treni
45. "Geri kalmış Portekiz' de, geri plana itilmiş bir kadın olarak acaba kendin bu konuda düşünmeye yeterli bulmadığından mıydı diye sordum kendime. Adalet ve yargı sadece erkekleri ilgilendiren şeyler olduğundan mı? Yoksa daha kötüsü müydü: Babamın işine karşı ne merak ne de kuşku beslediğinden miydi? Tarrafal' daki insanların kaderlerinin senin aklını hiç meşgul etmemesinden miydi?"
- Lizbon'a Gece Treni
46. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin okuyan mı okumayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu.
."
- Lizbon'a Gece Treni
47. "“Asıl önemli olan, her insanın kendi hayatını nasıl yaşadığıydı, yazgısındaki her dönemeçti, mutlu ve mutsuz geçirdiği her andı, bu gerçek değişmezdi.”"
- Sözlerin Ağırlığı
48. ""It's just talking, you know; just talking. People like to talk. Basically, that's it. Talking.""
- Lizbon'a Gece Treni
49. "Merak duymadan, soru sormadan, kuşkulanıp tartışmadan nasıl mutlu oluruz? Düşünmenin keyfine varmadan?"
- Lizbon'a Gece Treni
50. "Bir gün bir yerde şöyle bir cümle okumuştum: "Arkadaşlıkların süresi vardır ve biterler. Bizimki bitmeyecek, diye düşünmüştüm o zaman bizimki bitmeyecek."
- Lizbon'a Gece Treni
51. "Babamı bizimle konuşmaya neden zorlamadın da sadece bir anıt olup çıktın? Bu sayede payına düşen güç seni mutlu mu etti? Çocuklarınla suskunca, evet gizlice suç ortaklığı yapmakta üstüne yoktu. Babamla bizim aramızda diplomatik arabuluculuk yapmakta da üstüne yoktu, bu rolden hoşlanıyordun, kendini beğenmişlikle oynuyordun onu. Evliliğin sana tanıdığı daracık hareket alanının öcünü mü alıyordun? Toplum içinde yer edinememenin ve babamın ağrılarının verdiği sıkıntının diyeti miydi?
Sana her karşı çıktığımda neden boyun eğdin? Neden direnmedim bana ve böylece tartışmalar dayanmayı öğretmedin? Ben bunu oyun oynarcasına, rahatlıkla öğrenmedim de, ders kitabından öğrenir gibi binbir güçlükle, inceden inceye uğraşarak öğrendim, hatta bu yüzden çoğu zaman ölçüyü kaçırıp, hedefimi aştım"
- Lizbon'a Gece Treni
52. "Gregorius ne zaman tereddütte kalsa yaptığı şeyi yaptı: Bir kitap alıp açtı"
- Lizbon'a Gece Treni
53. ".. altlarında ezilmemek için günleri saymam gerektiğini anladım.
."
- Lizbon'a Gece Treni
54. "“Belli bir kişiye yönelik değil hıncım… daha çok hayata ve hayatta karşılaşılan rastlantılardaki haksızlığa karşıydı.”"
- Sözlerin Ağırlığı
55. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler."
- Lizbon'a Gece Treni
56. "Acılar karşısında sözlerin gücü çabuk tükenir.
."
- Lizbon'a Gece Treni
57. "Başkaları senin mahkemendir."
- Lizbon'a Gece Treni
58. "Hayatımızın gerçek yönetmeni rastlantıdır -gaddar, acımasız ve büyüleyici bir cazibesi olan bir yönetmen.
."
- Lizbon'a Gece Treni
59. "Yol almakta olan bir trende oturur gibiyim kendi içimde.
."
- Lizbon'a Gece Treni
60. "Hayal gücü, o bizim son mabedimiz."
- Lizbon'a Gece Treni
61. "Sen de kitaplara sığınıyorsun artık, demişti annesi, oğlu da okumayı keşfettiğinde.
."
- Lizbon'a Gece Treni
62. ""... başkalarının mutluluğunu kendi mutluluğun saydın... Oysa kendi ruhlarındaki hareketleri dikkatle izlemeyenler mutlaka mutsuz olurlar"
Marcus Aurelius"
- Lizbon'a Gece Treni
63. "Ciddi olarak ölümsüz olmayı arzulayan var mı? Kim sonsuza kadar yaşamak ister?"
- Lizbon'a Gece Treni
64. "Uyanık olamam, çünkü hiçbir şey eskiden olduğu gibi görünmüyor, ya da ilk kez uyanığım ve önceki her şey adi bir uykuydu.
."
- Lea
65. "Sorun şu ki, neyin doğru olduğunu önceden bilemiyorsunuz."
- Lizbon'a Gece Treni
66. "İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak - gerisine ne oluyor?
."
- Lizbon'a Gece Treni
67. "İnsan nasıl değiştiğini tam olarak hissedemez, geri dönüp bakınca da hem başka birini görür, hem de başka olmayan birini.."
- Sözlerin Ağırlığı
68. "Neden gününüzü böyle bir şeyle ziyan ediyorsunuz?"
- Lizbon'a Gece Treni
69. "...aşağılanmadan daha kötü bir şey olabilir mi, en dayanılmaz acı bile onun yanında hiçtir."
- Lizbon'a Gece Treni
70. "İçinde bir şeylerin kırılıp parçalandığını hatırlatan tek şey, gördüğü hayallerdi."
- Lizbon'a Gece Treni
71. "SON
"Hayat, yaşadığımız şey değildir; yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir...""
- Lizbon'a Gece Treni
72. "Hayat, yaşadığımız şey değildir; hayat, yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir, ..
Son"
- Lizbon'a Gece Treni
73. "Şimdi sen de kitaplara sığınıyorsun. Kitap okuru değildi annesi. Acıydı bu, ama kitap okuru değildi."
- Lizbon'a Gece Treni
74. "Bir iç dünyanın dış dünyası bile hâlâ iç dünyamızın bir parçasıdır, hele de bir yabancının iç dünyası hakkındaki düşüncelerimiz kesin ve dayanaklı olmaktan öylesine uzaktırlar ki, karşımızdakinden çok kendimizi ortaya koyarlar."
- Lizbon'a Gece Treni
75. "Yalnızlık dediğimiz şey nedir aslında, derdi, sadece başkalarının eksikliği olmamalı, insan bir başına olabilir ama yalnız olmaz; ve insanların yanındayken de yalnız olabilir, o zaman nedir yalnızlık?"
- Lizbon'a Gece Treni
76. "“Bana verilen hayatı nasıl kullandım ben?”"
- Sözlerin Ağırlığı
77. "İnsanın ne derece gördüğü, pek çok şeye bağlıdır."
- Lizbon'a Gece Treni
78. "İkisinin de sesleri saygı doluydu, kişinin kendisinden çok üstün olan birine göstereceği türden bir saygıydı bu. Ama bunun yanında bir başka duygu da dolmuştu odaya, Gregorius bunun mahcubiyet olduğunu yavaş yavaş anladı, çok geride kalmış ve insanın, belleğinden tamamen silemeden yadsımayı yeğlediği biri suçlamadan doğan mahcubiyet."
- Lizbon'a Gece Treni
79. "Bir şeyle vedalaşabilmek için, öyle bir karşı durmalıyız ki o şeye, içimizde bir mesafe oluşsun."
- Lizbon'a Gece Treni
80. "Bazen bir şeyden korkar insan, çünkü başka bir şeyden korkmaktadır."
- Lizbon'a Gece Treni
81. "...Niçin gölgeler her zaman aydınlıktan daha güçlü? ..."
- Lea
82. "Yaşadığımız binlerce şeyden olsa olsa bir tanesini dile getiririz, onu da gelişigüzel ve hak ettiği özeni göstermeden yaparız."
- Lizbon'a Gece Treni
83. "Zaman, yalnızca ölüm sayesinde yaşayan bir zaman olur."
- Lizbon'a Gece Treni
84. "Hayatımızın gerçek yönetmeni rastlantıdır: gaddar, acımasız ve büyüleyici bir cazibesi olan bir yönetmen."
- Lizbon'a Gece Treni
85. "Yaptığımız her şeyin yalnızlık korkusundan yapıldığı doğru mu?"
- Lizbon'a Gece Treni
86. "Demek ki başkalarının algılamasının kendisini etkilememesini doğal karşılıyordu Doxiades. Bir insanın buna hiç aldırmaması mümkün müydü? Ve bu, duyarlılık eksikliği miydi? Ya da elde etmek için uğraşmaya değer içsel bağımsızlık mı?"
- Lizbon'a Gece Treni
87. "Âna güzelliğini ve korkutuculuğunu veren ölümdür. Zaman , yalnızca ölüm sayesinde yaşayan bir zaman olur.”"
- Lizbon'a Gece Treni
88. "Bugün geriye kalan hayatımın ilk günü."
- Sözlerin Ağırlığı
89. "Her birimiz birden çok kişiyiz, pek çoğuz, ifrat sayıda kendimiziz. Bu yüzden, çevresini küçümseyen kişiyle o çevreden zevk alan ya da onun yüzünden üzülen kişi aynı değildir.
Varlığımızın engin sömürgesinde farklı düşünen ve farklı hisseden pek çok türde insan vardır.
."
- Lizbon'a Gece Treni
90. ".. hayatımıza kuşbakışı bakamamamız. Ne öne ne arkaya doğru.
Bir şey rast giderse şansımız var demektir.
."
- Lizbon'a Gece Treni
91. "Gömmek, başkalarının işi; ölenin bu konuyla hiçbir ilgisi yok.
."
- Lizbon'a Gece Treni
92. "Her birimiz birden çok kişiyiz, pek çoğuz, ifrat sayıda kendimiziz.
Pessoa"
- Lizbon'a Gece Treni
93. ".. çünkü insanın dış dünyasının görünen her bir parçası biraz da iç dünyasıydı.
."
- Lizbon'a Gece Treni
94. "Her şey geçici, mesafeli ve unutulmaya yazgılı; ..
."
- Lizbon'a Gece Treni
95. "Hayatımız sürüklenen kumlardan meydana gelen geçici oluşumlardır, bir rüzgarla kurulur, bir başkasıyla yıkılır. Doğru dürüst kurulamadan dağılıp giden nafile oluşumlardır."
- Lizbon'a Gece Treni
96. "Başarısızlığın da öldürücü olabileceği düşüncesi yabancı onlara."
- Lizbon'a Gece Treni
97. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin okuyan mı okumayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu."
- Lizbon'a Gece Treni
98. "İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak-gerisine ne oluyor?"
- Lizbon'a Gece Treni
99. "Çocuklarının karşısında liyakatini kanıtlamak bir baba için ne kadar zordur! Ve kişinin, bütün zayıflıklarıyla, körlüğüyle, hataları ve cesaretsizliğiyle çocuklarının ruhlarına kazındığı düşüncesi ne kadar katlanılmazdır!"
- Lizbon'a Gece Treni
100. ""Tembel yaratıklarız biz , güvene ihtiyaç duyarız""
- Lizbon'a Gece Treni
101. "Bu bilinçliliğin başkalarıyla aramıza soktuğu mesafe, dışımızın başkalarına kendi gözlerimize göründüğü gibi görünmediğini anladığımızda bir kez daha büyür."
- Lizbon'a Gece Treni
102. ""Susmak zorunda kalmaktan doğan yalnızlık; böyle bir şey de var.""
- Lizbon'a Gece Treni
103. "Akan zamanı ve ölümü düşünmenin yol açtığı fikir, insanın ne istediğini aniden bilmez oluşu muydu?"
- Lizbon'a Gece Treni
104. "İnsanın kendisini tam anlamıyla kavrayabilmesinin en iyi yolunun bir başkasını tanımayı ve anlamayı öğrenmek olması mümkün müydü?"
- Lizbon'a Gece Treni
105. "Diktatörlük bir gerçekse devrim görev olur"
- Lizbon'a Gece Treni
106. "Zaman duruyordu, yo hayır, durmuyordu da onu kendisiyle birlikte sürüklemiyor, bir geleceğe doğru taşımıyordu, yanı başından ilgisizce, kendisine değmeden akıp gidiyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
107. ".. başkalarının algılamasının kendisini etkilememesi...
Bir insanın buna hiç aldırmaması mümkün müydü? Ve bu, duyarlılık eksikliği miydi? Ya da elde etmek için uğraşmaya değen içsel bağımsızlık mı?"
- Lizbon'a Gece Treni
108. "'Ötekiler senin duruşma salonundur'
."
- Lizbon'a Gece Treni
109. "Kimi tanıdım ben, gerçekten tanıdım? Kime yalnızca alıştım?"
- Sözlerin Ağırlığı
110. "... evrendeki en sadık insandı, sadakat diniydi onun. Özgürlüğe ve biraz da mutluluğa karşılık sadakat, daha azı değil."
- Lizbon'a Gece Treni
111. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler."
- Lizbon'a Gece Treni
112. "...Her şeyin görünenden ibaret olmadığını nereden bileceklerdi ki? ..."
- Lea
113. "İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak, gerisine ne oluyor?"
- Lizbon'a Gece Treni
114. "Ben bir başkasına gerçekten kulak verdim mi hiç? Onu söyledikleriyle birlikte içime aldım mı, içimdeki ırmağın yönünün değişmesine izin verdim mi?"
- Lizbon'a Gece Treni
115. "“Her an son anım olabilir.”"
- Lizbon'a Gece Treni
116. "Rüşveti beden, ruhtan daha zor kabul eder."
- Lizbon'a Gece Treni
117. "İnsan kendiyle ilgili gerçeği ancak kendi bulabilir, ..
."
- Lizbon'a Gece Treni
118. "İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak, gerisine ne oluyor?"
- Lizbon'a Gece Treni
119. "Ben bir başkasına gerçekten kulak verdim mi hiç? Onu söyledikleriyle birlikte içime aldım mı, içimdeki ırmağın yönünün değişmesine izin verdim mi?"
- Lizbon'a Gece Treni
120. "Hayattaki şeyler insanın üzerine binince gidebileceği bir yer olsun ..
Acı, çaresizlik, yalnızlık, ölüm.
.. inançlı olmak gerekmez. Mekânın kendisi yeterli.
."
- Sözlerin Ağırlığı
121. "…
Sabahları daha erken kalkıyor. Sanki güne… evet, güne artık sadece katlanılacak bir şey olarak bakmıyor gibi."
- Lizbon'a Gece Treni
122. ""Onun sadece dışarıdan katılabildiği bir geçmişi vardı. Kitaplar sayesinde buna anıt dikti.""
- Lizbon'a Gece Treni
123. "Bir vitrinin önünde duruyordum, gözümü alan ışık yüzünden vitrindeki malları değil kendi yansımanı görüyordum. Kendi kendime engel olmam canımı sıkmıştı -hele de bu durum, kendime karşı her zamanki hal ve tavrımın bir simgesi gibiyken-, tam birleştirdiğim ellerimin sağladığı gölge sayesinde bakışlarımı içeriye yönlendirebilecekken vitrindeki yansımın arkasında -dünyayı değiştiren tehditkar bir fırtınanın gölgesi gibi geldi bana- uzun boylu bir adam silüeti göründü. Adam durdu, gömleğinin cebinden bir sigara paketi çıkardı, bir sigara alıp dudakların arasına sıkıştırdı. Çektiği ilk nefesi dışarı verirken, gözleri çevrede dolaştı, sonunda benim üzerimde karar kıldı. "Biz insanlar birbirimiz hakkında ne biliriz? " diye düşündüm ve -adamın cama yansıyan bakışlarıyla karşılaşmamak için- vitrinde sergilenenleri zahmetsizce görebiliyormuşum gibi yaptım. Yabancı adam, saçları kırlaşmış, sert hatlı, ince bir suratı, altın çerçeveli yuvarlak gözlük camlarının arkasında siyah gözleri olan sıska birini görüyordu orada. Aynadaki aksime eleştirel gözlerle baktım. Her zamanki gibi köşeli omuzlarımda dimdikten de dik duruyordum, başın boynumun izin verdiğinden de yukarıdaydı, biraz da geriye kaykılmıştı, benden hoşlananların bile söyledikleri kuşkusuz doğruydu: İnsanları ve onlara dair her şeyi hor gören kibirli bir adamın biriydim, her şeye ve herkese söyleyecek alaycı bir sözün vardı. Sigara içen adam böyle bir izlenim edinmiş olmalıydı.
Ne kadar da yanılıyordu!"
- Lizbon'a Gece Treni
124. "Paylaşılmış bir hayat demek istiyorum. Yakın uzaklıkta paylaşılmış; uzak yakınlıkta."
- Lizbon'a Gece Treni
125. "Hiç anlayamıyorum, insan nasıl bu kadar unutkan olabilir?"
- Lizbon'a Gece Treni
126. "Mesleğini sarsılmaz bir sebatla uygulamış olan bir doktor. Suç olmayan bir suçun bedelini, hayatını tehlikeye atarak ödemeye çalışmış bir direnişçi. En büyük tutkusu, insan hayatının suskun deneyimlerini o suskunluklarından çekip almak olan bir söz kuyumcusu."
- Lizbon'a Gece Treni
127. "İnsan kendiyle ilgili gerçeği ancak kendi bulabilir."
- Lizbon'a Gece Treni
128. "...bir çare olarak keşfetmişti okumayı, tadına varınca da eline ne geçerse okumuştu. Sen de kitaplara sığınıyorsun artık, demişti annesi."
- Lizbon'a Gece Treni
129. "Bazen bir şeyden korkar insan, çünkü başka bir şeyden korkmaktadır."
- Lizbon'a Gece Treni
130. "Sarsılan bir samimiyetten daha büyük bir yabancılaşma yoktur."
- Sözlerin Ağırlığı
131. "Sarsılan bir samimiyetten daha büyük bir yabancılaşma yoktur."
- Sözlerin Ağırlığı
132. "Yatağa uzandı, ışığı söndürdü, müziği açtı. Yeni bir zamanın içine kaydı."
- Sözlerin Ağırlığı
133. "Evler, ağaçlar, yıldızlar gibi görmeyiz insanları. Onları, belli bir biçimde karşılaşma ve böylece kendi içimizin bir parçası yapma beklentisiyle görürüz. Hayal gücümüz onları kendi arzularımıza ve umutlarımıza uyacak biçimde kesip biçer."
- Lizbon'a Gece Treni
134. "Hayata yön veren olayların altında çoğunlukla inanılmaz derecede sessiz bir dramatiklik gizlidir. Patlamaya, yükselen alevlere ve yanardağın lav püskürtmesine o kadar benzemez ki, yaşandığı anda o deneyim çoğu kez fark edilmez bile. Devrimsel etkisi ortaya çıkarken ve bir hayatın bambaşka bir ışığa bürünüp yepyeni bir melodiye kavuşmasını sağlarken, sessizce yapar bunu; ve bu muhteşem sessizlikte yatar onun asıl soyluluğu."
- Lizbon'a Gece Treni
135. "Sarsılan bir samimiyetten daha büyük bir yabancılaşma yoktur."
- Sözlerin Ağırlığı
136. ""Kendine karşı keşke böyle acımasızca dürüst olmasaydı!""
- Lizbon'a Gece Treni
137. "Ben bir başkasına gerçekten kulak verdim mi hiç? Onu söyledikleriyle birlikte içime aldım mı, içimdeki ırmağın yönünün değişmesine izin verdim mi?
."
- Lizbon'a Gece Treni
138. "Hayat, yaşadığımız şey değildir; yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir."
- Lizbon'a Gece Treni
139. "Bir yerden ayrılırken geride kendimizden bir şey bırakıyoruz, oradan gitsek de orada kalıyoruz."
- Lizbon'a Gece Treni
140. "Kelimelerin bir etkisinin olması, insanı harekete geçirmesi, durdurması, güldürüp ağlatması... Daha çocukken bile bir muamma gibi gelirdi bu ona ve bundan etkilenmekten hiç geri kalmamıştı. Nasıl başarıyordu bunu kelimeler? Büyüye benzemiyor muydu?"
- Lizbon'a Gece Treni
141. "" Pek çok gaddarlık düşüncesizlikten doğar, hayal gücü eksikliğinden.""
- Sözlerin Ağırlığı
142. "Çoğunlukla salt konuşmuş olmak için konuşurlardı."
- Lizbon'a Gece Treni
143. "Diktatörlük bir gerçekse, devrim görev olur."
- Lizbon'a Gece Treni
144. "İnsanların söyledikleri çoğunlukla tutarsız ve çelişkili diye yakınmıştı, üstelik söylediklerini hemen unutuyorlardı. Yunanlı bunu dokunaklı buluyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
145. "İnsanın ne derecede gördüğü, pek çok şeye bağlıdır, ..
."
- Lizbon'a Gece Treni
146. "Seni okuyan biri olarak sevdim, seni çok sevdim. Seni yiyip bitiren -bu okuma düşkünlüğün bana tekinsiz görünse de.
."
- Lizbon'a Gece Treni
147. "Adlar, başkalarının bize, bizim de onlara giydirdiğimiz görünmez gölgelerdir.
."
- Lizbon'a Gece Treni
148. "'İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak gerisine ne oluyor?'"
- Lizbon'a Gece Treni
149. "Yol almakta olan bir trende oturur gibiyim kendi içimde."
- Lizbon'a Gece Treni
150. "...Bildiğimi sandığım şey, yalnızca kendi kurguladıklarımın onun üzerine düşen gölgesinden ibaretti..."
- Lea
151. "...her şey ne kadar değişmişti ve bu değişim ne denli korkunçtu! ..."
- Lea
152. "Çoğunlukla salt konuşmuş olmak için konuşurlardı."
- Lizbon'a Gece Treni
153. "Diktatörlük bir gerçekse, devrim görev olur."
- Lizbon'a Gece Treni
154. "Mesele ruh olduğunda elimizde pek az şey vardır"
- Lizbon'a Gece Treni
155. "Unutmanın moloz yığınlarıyız."
- Lizbon'a Gece Treni
156. "Oysa kendi ruhlarındaki hareketleri izlemeyenler mutlaka mutsuz olurlar."
- Lizbon'a Gece Treni
157. "... önce saygı duyulan, sonradan aforoz edilen, en sonunda da yeniden saygı gösterilen doktorun, bedenlerinde izler bıraktığı o iki kişinin el kol hareketleri geliyordu aklına hep."
- Lizbon'a Gece Treni
158. "İnsanlar konuşurlar ve konuşmanın tadını çıkarırlar, tıpkı dillerinden sözlerin yorgunluğu gitsin diye…"
- Lizbon'a Gece Treni
159. "Bu sabahtan beri hayatıma bir başka şekil vermek istediğimi seziyorum. Bu yeni şeklin ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok. Ama ertelenmeye, en küçük bir ertelenmeye tahammülü yok. Çünkü zamanım tükeniyor, belki de geriye pek fazla zamanım kalmadı."
- Lizbon'a Gece Treni
160. "Oysa kendi ruhlarındaki hareketleri dikkatle izlemeyenler mutlaka mutsuz olurlar.
."
- Lizbon'a Gece Treni
161. "'Acısı olan, korkusu olan bekleyemez, ' ..
."
- Lizbon'a Gece Treni
162. "Diktatörlük bir gerçekse devrim görev olur.
."
- Lizbon'a Gece Treni
163. ".. bir kitabı okursa,' demişti bir başka öğretmen, 'o kitapta harf kalmaz. Yalnızca anlamı değil, matbaanın mürekkebini de yutar o.
."
- Lizbon'a Gece Treni
164. "Uykusuz insanları sessiz bir dayanışma birbirine bağlar."
- Lizbon'a Gece Treni
165. "...Zamanı durdurmak niçin mümkün değil? ..."
- Lea
166. "...I cannot be awake, for nothing looks to me as it did before,/Or else I am awake for the first time, and all before has been/a mean sleep...
...Uyanık olamam, çünkü hiçbir şey eskiden olduğu gibi görünmüyor, ya da ilk kez uyanığım ve önceki her şey adi 1uykuydu..."
- Lea
167. "Biz insanlar standart değiliz ki, çatlaklar ve yarıklarla doluyuz, içimizde değişik düzlüklerde yaşıyoruz, onlara tırmanıyoruz, onlardan aşağı düşüyoruz."
- Sözlerin Ağırlığı
168. "Kimi tanıdım ben, gerçekten tanıdım? Kime yalnızca alıştım?."
- Sözlerin Ağırlığı
169. "Gömmek, başkalarının işi; ölenin bu konuyla hiçbir ilgisi yok."
- Lizbon'a Gece Treni
170. "Söz konusu olan insanın yapmayı ve yaşamayı istediği şeyler; çünkü ancak onlar insanın kendi hayatını, o çok özel hayatı bütünleştirebilirler, çünkü onlar olmadan hayat eksik kalır, tamamlanmamış bir yapıt ve sıradan bir parçadır."
- Lizbon'a Gece Treni
171. "Sen de kitaplara sığınıyorsun artık, demişti annesi."
- Lizbon'a Gece Treni
172. "Mümkün değil sınırsız dürüstlük. Gücümüzü aşar."
- Lizbon'a Gece Treni
173. "Ya kendimi kaybetmek istersem?"
- Lizbon'a Gece Treni
174. "Geçmiş şeylerin izleri beni neden üzüyor, bunlar sevinçli bir şeylerin izleri olsalar bile?"
- Lizbon'a Gece Treni
175. "İnsanın yaptığı her şey, bilinemeyen derinlikte saklı bir iç hayatın tamamlanmamış, adeta gülünesi çaresizlikteki ifadesidir sadece, bu iç hayat yüzeye çıkmaya çabalar ama onun uzağına bile ulaşamaz.
."
- Lizbon'a Gece Treni
176. ".. vedalaşmayı öğretebileceğini sanıyordum. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum: Onunla vedalaşmayı. İnsan kendi hayatına hiç kimsenin yapmadığı kadar damga vurmuş olan biriyle nasıl vedalaşır?
:(("
- Lizbon'a Gece Treni
177. "Tahammülsüzlüğe karşı savaş verecekti"
- Lizbon'a Gece Treni
178. "Yoksa biz, bir hayatı bütün olarak anlatabilmek için yeterince şey yaşamış olma ihtiyacında mıyız?"
- Lizbon'a Gece Treni
179. "İnsan hakkında artık hiçbir şey bilmediği bir şeyi arayamazdı ki."
- Lizbon'a Gece Treni
180. "Mümkün değil sınırsız dürüstlük. Gücümüzü aşar."
- Lizbon'a Gece Treni
181. "Ya kendimi kaybetmek istersem?"
- Lizbon'a Gece Treni
182. "Geçmiş şeylerin izleri beni neden üzüyor, bunlar sevinçli bir şeylerin izleri olsalar bile?"
- Lizbon'a Gece Treni
183. "Üçüncü kişinin uğruna yaşanan bir aşk. Terk edilmenin umarsızlığından doğan bir aşk.
Ayrılığın acısına dayanak olacak bir aşk. Karşındakiyle ilgilenmeden yaşanan bir aşk.
."
- Lea
184. "Sessizlikte başkalarının beklentileri susar.
."
- Sözlerin Ağırlığı
185. "Korkularımızın asıl nedenlerini bilen var mı?"
- Lizbon'a Gece Treni
186. "Her birimiz birden çok kişiyiz, pek çoğuz, ifrat sayıda kendimiziz. Bu yüzden, çevresini küçümseyen kişiyle o çevreden zevk alan ya da onun yüzünden üzülen kişi aynı değildir. Varlığımızın engin sömürgesinde farklı düşünen ve farklı hisseden pek çok türde insan vardır.
Fernando Pessoa, HUZURSUZLUĞUN KİTABI, 30.12.1932 tarihli not"
- Lizbon'a Gece Treni
187. "Kalın bir kitap değildi, ama ağır ilerliyordu okurken.
Duyguların dilini başka bir dile çevirmenin ne kadar zor olabileceğini başka hiçbir kitapta bu kadar açık seçik hissetmemişti."
- Sözlerin Ağırlığı
188. ""Aradığı ben değildim, hayattı...""
- Lizbon'a Gece Treni
189. "Ne kendimi ne de başkalarını kandırmaya çalıştığım duygusu değil. Asıl, kendimi ıskaladığıma, kendi hayatımın yanından geçip gittiğime dair kuşku duyuyorum."
- Sözlerin Ağırlığı
190. "“Günün birinde öleceğini düşün, belki de yarın.”
“Hep düşünüyorum bunu, o yüzden işi kırıp güneşte oturuyorum.”"
- Lizbon'a Gece Treni
191. "Ana-babaların çocuklarında yanık izi gibi asla silinmeyecek izler bıraktıkları planlanmamış ve bilinmedik, ama yine de kaçınılmaz ve karşı konulmaz şiddeti düşünmek bile ürpertiyor beni. Ana babaların arzularının ve korkularının şekilleri, yakıcı bir kalemle, güçsüz ve başlarına ne geldiğini hiç bilmeyen küçüklerin ruhlarına kazınır."
- Lizbon'a Gece Treni
192. "Susmak zorunda kalmaktan doğan yalnızlık; böyle bir şey de var."
- Lizbon'a Gece Treni
193. "Acılar karşısında sözlerin gücü çabuk tükenir."
- Lizbon'a Gece Treni
194. "Kendim için gerçekten önemli saydığım bir şey söz konusu olduğunda başkalarının konuşmalarına karşı neden bu kadar kıt sözlü, kaba ve nankör oluyordum? Başkaları benim için önemli olan şeyi elimden almak istemezken ben onu onlara karşı neden hiddetle savunmak ihtiyacımı hissediyordum?"
- Lizbon'a Gece Treni
195. ""En kötüsü çekilen acılar ve yaralar değil" dedi Eça. "En kötüsü aşağılanmak.""
- Lizbon'a Gece Treni
196. "Gregorius'un ömründe hiç canı sıkılmamıştı. İnsanın, hayatının zamanını ne yapacağını bilmemesi: Bunun
kadar anlaşılmaz bulduğu bir şey yoktu. Şimdi de can sıkıntısı çekmiyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
197. "Çoğu kez olduğu gibi düşünceleriyle baş başaydı, ruhunu dışarıya karşı kilitlemişti."
- Lizbon'a Gece Treni
198. "Ana-babaların arzularını ve korkularını gösteren çizgiler ateşten bir kalemle, güçsüz ve başlarına ne geldiğini hiç bilmeyen küçüklerin ruhlarına kazınır. Ruhlara dağlanmış o metni bulmak ve ne yazıldığını sökmek için bir ömür harcarız, onu anladığımıza da asla emin olamayız."
- Lizbon'a Gece Treni
199. "Korkularımızın asıl nedenlerini bilen var mı?"
- Lizbon'a Gece Treni
200. "İnsan yazmadıkça tam olarak uyanık olmuyor. Ve kim olmadığını bilmemesi bir yana, kim olduğu hakkında da bir fikri olmuyor."
- Lizbon'a Gece Treni
201. "Bizi birer oyuncuya dönüştürüyorlardı. Artık kendimiz olmamıza izin vermiyorlardı;
kendimizden uzaklaştıran bu kişiler için orada olmamız isteniyordu. Ve en kötüsü: Başkaları bizden bunu yapmamızı bekliyordu. Belki de aslında
. Belki de belirleyen
ve bizleri rahatlatan bir belirsizliğe sığınmak bizim de işimize geliyordu."
."
- Lea
202. "İnsanların eylemleri, onları doğuran nedenlerden bağımsızca sınıflandırılabilecek olaylar değildir. Bir şeyi hile ya da yanlışlık sayalım, hakaret ya da kaba bir söz, aldatmaca ya da hata sayalım, kararımızı hep arkasında nasıl bir neden yattığına göre veririz.
.. Çünkü bir eylemin nasıl bir eylem olduğunu belirleyen güdülerdir
."
- Sözlerin Ağırlığı
203. "Dışlanarak yalnız kalmak; son zamanlarda Prado' nun aklını kurcalayan buydu. Başkalarının saygısına ve ilgisine bağımlı olmamız ve bunun bize onlara bağımlı kılması."
- Lizbon'a Gece Treni
204. ""Ama unutmak aynı zamanda kurtulmak da değil midir? Fazlalıklardan kurtulmak? O arada bazı şeyleri yitirsek bile, kendimizden bir şeyleri yitirsek bile?""
- Sözlerin Ağırlığı
205. "Acaba insan hep kendi içinde yalnızca ara bölmelerde mi yaşar, ve asla kendine ulaşamayıp sadece ara bölmeyi mi genişletir? Acaba ben şimdi de böyle bir ara bölmede miyim? Bunu düşününce ürküyorum. Kendimizle ilgili ne kadar az şey bilerek yaşıyoruz."
- Sözlerin Ağırlığı
206. "Onca insanın Tanrı' ya olan inancını sarsan deprem hakkında, 1755 yılında olduğu ve Lizbon' u yıktığı dışında bir şey bilmiyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
207. "Hepimiz kalıptan çıkmışız gibi aynı değiliz, hiç değiliz."
- Lizbon'a Gece Treni
208. "Vedalaşmak, insanın kendi kendisiyle de yaptığı bir şeydir: karşısındakinin bakışları altında kendine arka çıkmasıdır."
- Lizbon'a Gece Treni
209. "..: Bedenin ve bağımsız düşüncenin kötülendiği, başımıza gelebilecek en iyi şeylerin günah diye damgalandığı bir dünya. Diktatörleri, gaddarları ve katilleri sevmemizin istendiği bir dünya, ister onların kanlı çizmeleriyle attıkları adımlar kulakları sağır edercesine sokaklarda yankılansın, ister kedi gibi sessizce, korkak gölgeler halinde sokaklardan gizlice süzülsünler ve parlayan çeliği kurbanlarının kalplerine arkadan saplasınlar.
."
- Lizbon'a Gece Treni
210. "Sen de kitaplara sığınıyorsun artık demişti annesi, oğlu da okumayı keşfettiğinde."
- Lizbon'a Gece Treni
211. "Acısı olan, korkusu olan bekleyemez."
- Lizbon'a Gece Treni
212. "“Gömmek , başkalarının işi; ölenin bu konuyla hiçbir ilgisi yok.”"
- Lizbon'a Gece Treni
213. "İnsan yazmadıkça tam olarak uyanık olmuyor. Ve kim olmadığını bilmemesi bir yana, kim olduğu hakkında da bir fikri olmuyor."
- Lizbon'a Gece Treni
214. "Dışlanarak yalnız kalmak; son zamanlarda Prado' nun aklını kurcalayan buydu. Başkalarının saygısına ve ilgisine bağımlı olmamız ve bunun bize onlara bağımlı kılması."
- Lizbon'a Gece Treni
215. "Onca insanın Tanrı' ya olan inancını sarsan deprem hakkında, 1755 yılında olduğu ve Lizbon' u yıktığı dışında bir şey bilmiyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
216. "Hepimiz kalıptan çıkmışız gibi aynı değiliz, hiç değiliz."
- Lizbon'a Gece Treni
217. "Vedalaşmak, insanın kendi kendisiyle de yaptığı bir şeydir: karşısındakinin bakışları altında kendine arka çıkmasıdır."
- Lizbon'a Gece Treni
218. "İnsanın, kendi isteğiyle, hiç karşı koymadan, hatta bir anlamda hoşnutluk duyarak bir uçurumun kenarında durup aşağı bakması gibi.
Karşılığında, insanın yaşamı da dahil her şeyini vererek elde ettiği mutluluk.
."
- Lea
219. ".. çünkü kişinin kendi dahil olduğu ruhsal acıya dayanması, başkasının neden olduğu bir ruhsal acıya dayanmasından daha kolaydı."
- Lea
220. "Kitapları çalardım. Kitaba para verilmezdi. O zamanda öyle düşünürdüm. Şimdi de böyle düşünüyorum"
- Lizbon'a Gece Treni
221. "Ama unutmak aynı zamanda kurtulmak da değil midir? Fazlalıklardan kurtulmak?"
- Sözlerin Ağırlığı
222. ""Merak, alışıldık zeminde nadir bir lükstür.""
- Lizbon'a Gece Treni
223. ""...ihtirasın kendinde onursuzluk yoktur.""
- Lizbon'a Gece Treni
224. "Çünkü insanın bir tane hayatı vardır, bir tek hayatı. Ama senin için bu hayat neredeyse bitmiştir, o hayatı yaşarken kendine hiç dikkat etmedin, başkalarının mutluluğunu kendi mutluluğun saydın… Oysa kendi ruhlarındaki hareketleri dikkatle izlemeyenler mutlaka mutsuz olurlar."
- Lizbon'a Gece Treni
225. "Bir yerden ayrılırken geride kendimizden bir şey bırakıyoruz, oradan gitsek de orada kalıyoruz."
- Lizbon'a Gece Treni
226. "Adlar, başkalarının bize, bizim de onlara giydirdiğimiz gölgelerdir."
- Lizbon'a Gece Treni
227. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin okuyan mı okuyamayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu."
- Lizbon'a Gece Treni
228. "Uykusuz insanları sessiz bir dayanışma birbirine bağlar."
- Lizbon'a Gece Treni
229. "Ama unutmak aynı zamanda kurtulmak da değil midir? Fazlalıklardan kurtulmak?"
- Sözlerin Ağırlığı
230. "Adlar, başkalarının bize, bizim de onlara giydirdiğimiz gölgelerdir."
- Lizbon'a Gece Treni
231. "Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin okuyan mı okuyamayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu."
- Lizbon'a Gece Treni
232. "Uykusuz insanları sessiz bir dayanışma birbirine bağlar."
- Lizbon'a Gece Treni
233. "“Bir tiksinme vardır,” (…) “çok özel bir tiksinme, karşımızda durmadan yalan söyleyen biri olduğunda hissettiğimiz tiksinme.”"
- Lizbon'a Gece Treni
234. "Duygular ne kadar da gel-gitli ve bulanık!
."
- Sözlerin Ağırlığı
235. "Barda dizilmiş yüzler/ Sıradan yaşamlarına sarılıyor/
Işıklar asla sönme meli /Müzik hep çalmalı ...
."
- Lea
236. "..hayat benim arkamda yaşanmış gibi, ben de kendime o zaman neredeydim diye soruyorum. Bazı epizotları, hatta bütün bir dönemi hatırlayamamak: ..
Şimdiyse, birden bir kayıp gibi görünüyor bana bu unutmak, bazı durumlarda karanlık, acıtan bir boşluk, küçük, sessiz bir felaket olarak.
."
- Sözlerin Ağırlığı
237. "“…kulakları sağır eden bir sessizlikle çevrilmişti.”"
- Lizbon'a Gece Treni
238. "Mahremiyet bölünemez."
- Sözlerin Ağırlığı
239. "Yine mızmızlanır gibi çıkıyordu sesi, geçmişi, geri getirilemeyecek biçimde bitmiş olarak kabul etmekten sakındığı anlaşılıyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
240. "Geçmiş şeylerin izleri beni neden üzüyor, bunlar sevinçli şeylerin izleri olsalar bile?"
- Lizbon'a Gece Treni
241. "Hayat, yaşadığımız şey değildir; hayat, yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir."
- Lizbon'a Gece Treni
242. "Ruhun felç olmasını önlemek için bir mücadele bu. Neden daha önce başlamadım ki buna! İnsan yazmadıkça tam olarak uyanık olmuyor. Ve kim olmadığını bilmemesi bir yana, kim olduğu hakkında da bir fikri olmuyor."
- Lizbon'a Gece Treni
243. "... insana itici gelebilecek her şeyi, kahverengi gözlerindeki yorgun ve iyi niyetli bakış siliyordu."
- Lizbon'a Gece Treni
244. "Ya kendini kandırma konusunda gerçek bir virtüözse o, benden hep bir adım öndeyse? Sana karşı koyup, Hayır sen kendini kandırıyorsun, sen öyle böyle değilsin mi demeliydim?"
- Lizbon'a Gece Treni
245. "Prado'un yaptığını yapmaya çalıştı: Kendini yabancı birinin gözlerinin içine sokmaya, onun bakışını kendi içinde kurmaya ve bu bakışın içinden bakarak kendi aksini kendi içine almaya. Kendisiyle bir yabancıyla, yeni tanıdığı biriyle karşılaşır gibi karşılaşmaya.
....
Hepsinin karşısında bu aynı tablo vardı; yine de, Prado'nun dediği gibi, hepsi biraz farklı görmüşlerdi, çünkü insanın dış dünyasının görünen her bir parçası biraz da iç dünyasıydı. Portekizli, hayatının bir tek dakikasında bile başkalarının gözüne göründüğü gibi olmadığına emindi; kendi dış görünüşünde -ne kadar tanıdık olsa da- kendisini tanıyamamıştı ve bu yabancılık karşısında büyük bir dehşete kapılmıştı."
- Lizbon'a Gece Treni
246. "Ama yaşamak istemediğim bir başka dünya daha var: Bedenin ve bağımsız düşüncenin kötülendiği, başınıza gelebilecek en iyi şeylerin günah diye damgalandığı bir dünya. Diktatörleri, gaddarları ve katilleri sevmemizin istendiği bir dünya."
- Lizbon'a Gece Treni
247. "Hayat yaşadığımız şey değildir, yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir."
- Lizbon'a Gece Treni
248. "Söz konusu olan; hayatın tamamlanmadan, küçük parçalar halinde ve umduğu ahenge kavuşmadan kalacağını "şimdi şu anda" bilmesiydi. Kötü olan, bunu bilmek işte yani ölüm korkusu."
- Lizbon'a Gece Treni
249. "Sessizlikte başkalarının beklentileri susar."
- Sözlerin Ağırlığı
250. "Yaşamak güzel, çünkü yaşamak başlamaktır, her zaman, her an."
- Sözlerin Ağırlığı