Paris'ten Çiçeklerle Kitap Bilgileri
Yazar: Sarah Jio
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 30 dk.
Sayfa Sayısı: 335
Basım Tarihi: 20 Eylül 2018
İlk Yayın Tarihi: 20 Eylül 2018
Yayınevi: Pena Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786057976017
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Paris'ten Çiçeklerle Kitap Tanıtımı
Bu kitabı yazarken, karakterlerimin peşinden en etkileyici kafelere, güzel balkonlara ve canım Paris manzaralarına gittim. Bu seyahatte Montmartre’nin basamaklarına tırmandım, Rue de Cler pazarındaki renkli görüntülere hayranlıkla baktım, küçük ara sokaklardaki gizli kafelerde espresso yudumladım. Hepsi unutulmazdı.
Ama bu hikâye, çikolatalı kruvasanlardan ve bir bahar günündeki Eyfel Kulesi’nden daha derinlere iniyor. Bu hikâyenin sayfaları, 1940’lı yılların savaşla yıpranmış Paris’inde, gönül yaralarını ve travmaları ele alıyor. Günümüzde ise direnmeyi, affetmeyi ve sevmeyi becerebilen veya beceremeyen karakterleri.
Bu kitap, benim Paris’e yazdığım aşk mektubum. Ve belki bir gün, bir mektup daha yazarım. Şimdilik, hayal ettiğim bu hikâyenin, karakterlerin, Paris’in her şeyinin en ince detayına kadar keyfini çıkarmanızı umuyorum.
Nilüfer çiçekleri yürek parçalayıcı yolculuklardan geçer. Tohumları toprakla, artıklarla ve birbirine giren köklerle kaplı bulanık bataklık suyunda filizlenir. Çiçek açmaları için bu korkunç karanlıkta yolunu bulması gerekir, suyun üstünde bir yerde güneş ışığının olduğunu içten içe bilmeli ya da en azından bunu umut etmeli. Böylelikle bu yolculuktan zarar görmeden çıkar ve zafer kazanmış bir şekilde çiçek açar.
1940’ların işgal altındaki Paris’inde Paris’in tüm çiçeklerini beklerken Paris’in tüm acılarını kendinde bulan bir kadın… 2000’lerde Işığın Şehri Paris’in nostaljik havasında ve aydınlığında kendi acılarıyla ve geçmişiyle yüzleşebilmek için başka bir kadının geçmişinin peşinde iz süren başka bir kadın…
Kendine özgü sürükleyici tarzıyla Sarah Jio bu romanında bulanık sularda derinlere batmış iki nilüfer olan güçlü kadın karakterlerle geçmiş ve bugün arasında köprü kurarak hayatta önemli olan şeyleri hatırlatıyor.
Paris'ten Çiçeklerle Kitaptan Alıntılar
1. "“Acı ve keder tek bir şey yapmak ister, seni de kendisiyle beraber batırmayı.”"
2. "“La vie est un sommeil, l’amour en est le rêve.” : “Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur.”"
3. "Zaman şimdi sahip olduğumuz tek şey ve ben buna tutunuyorum. Sen eve dönene ve biz yeniden bir araya gelene kadar her saniyeye, her dakikaya, her güne tutunuyorum. Ve yeniden bir araya geleceğiz, bunu biliyorum. Bunu hissediyorum. Bu dünyada değilse de cennette. Kalplerimiz birlikte atıyor ve sonsuza kadar da böyle kalacak..."
4. "“Hayatımızdan ne anlam çıkarmaya çalışırsak çalışalım, çoğu bizim elimizde değil. Evet, eğitim alabiliriz, çok çalışabiliriz, iyi bir arkadaş, âşık, vatandaş, ebeveyn olabiliriz. Ama yine de olması gereken olacak. Bütün bunların yıldızlara yazıldığına inanmak insana özgürlük veriyor.”"
5. "Ben herhangi bir ülkeye veya insana ait değildim. Ben hiçbir bağı olmayan, hayatta sürüklenip giden bir hayalettim sadece."
6. "Annemin vefatından sonra hiçbir şey aynı olmamıştı. Hayatımızdaki neşenin büyük çoğunluğu mum alevi gibi sönüp gitmişti."
7. "Affetmek bir hediyedir. Hem affedilen hem kendiniz için. Ama hiç kimse hazır olmadıkça hediye veremez."
8. "Bazı şeyleri anlamak imkânsız. Kötülük gibi."
9. "Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur."
10. "Ve bağışlama, çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı."
11. "Dünyanın hali ne olursa olsun, şehrimizin üstüne düşen gölge ne kadar karanlık olursa olsun, bir tohum ekince ve ona güneş ışığı ile su verince büyüyeceğini bilmek bana inanılmaz rahatlatıcı geliyordu."
12. "Bütün saygıma rağmen, ben kimsenin gerçekte olduğu kişi olmayı bırakabileceğini düşünmüyorum."
13. "“Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur.”"
14. "... "Affetmek bir hediyedir," demişti. "Hem affedilen hem kendiniz için. Ama hiç kimse hazır olmadıkça hediye veremez.""
15. ""Hayatımızdan ne anlam çıkarmaya çalışırsak çalışalım, çoğu bizim elimizde değil. Evet, eğitim alabiliriz, çok çalışabiliriz, iyi bir arkadaş, âşık, vatandaş, ebeveyn olabiliriz. Ama yine de olması gereken olacak. Bütün bunların yıldızlara yazıldığına inanmak insana özgürlük veriyor.""
Paris'ten Çiçeklerle Kitap İncelemeleri
Paris’in günümüzdeki büyülü dünyası ile Nazi sömürüsü altındaki korkunç savaş dönemini birlikte ele alan yazar, o yıllarda yaşayan Celine ve günümüzde yaşan Caroline arasında çözülmeyi bekleyen bir bağ kurar.
Coraline bir kaza sonucu hafızasını kaybedip kendini yeniden bulma ve keşfetme yolculuğuna çıkarken hiç beklemediği gerçeklerle karşılaşır ve yüzleşmeyi bekleyen anılarla; sömürü altında olmanın tüm zorluklarıyla çiçek dükkanında babası ve kızı ile hayatın umut kırıntılarına tutunmuş olan Celine ile yolları kesişir. Celine’nin yaşadığı acıları, zorlukları okurken Coraline’nın da arayışlarına ortak olduk.
Anılar arası yolculuğun en iyi yazarlarından birisi kesinlikle sarah jio olduğunu düşünüyorum . neredeyse tüm kitaplarında geçmiş ve gelecek arasında bir köprü, bir bağ vardır. Belki de kitaplarını böylesine güzel kılan da kurduğu bu sıcacık bağlardır. Karakterleri o kadar içten yazıyor ki onlarla üzülmemek, sevinmemek elde değil. Yine bu acılarla ve yaşanmışlıklar dolu kitapta tarihin zorlu günlerine ışık tutarken her zaman umut ışığının ve sevginin bir yerlerde olduğunu bizlere gösterdi. Sanırım çok fazla sarah jio okumanın verdiği sezgisel güçle artık kitabın sonlarına doğru nerede ne olacağını tahmin edebiliyor olsam da bu asla okurken aldığım keyfin ötesine geçmedi. Sayfaların ardı arkası gelmeden bir gecede okumayı özlemişim. Her ne kadar hüzünlü bir hikaye gibi olsa da bu bir kenara sadece karakterlerin kendilerinden çıkarılacak çok ders vardı. Merakı olanlara tavsiye ederim, kalbinizin bir köşesinde eminim yer edecektir.
İki kadın zaman içinde Paris’te, gizemli bir aşk mektubu yığını ve şok edici sırlarıyla birlikte, II. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar uzanıp birbirine bağlanan hikayesi.
“Sarah Jio, sevgi, şükran ve affetme hakkındaki son derece okunaklı romanda geçmiş ve bugünü örüyor. ”-
Christina Baker Kline
Caroline, bir Paris hastanesinde geçmişine dair hiçbir hatırası olmadan uyandığında, yıllarca, Rue Cler’daki yayılan bir dairede üzgün, münzevi bir yaşam sürdüğünü öğrenmekle kafası karışır. Bir erkeğin ve küçük çocuğun belirsiz anılarını yavaşça yeniden kazanmaya başladığında, yardım edemese de, tehlikede olduğunu hissedebilmesine rağmen, hayatını tekrar birleştirmeye söz verir. Evinin yakınlarındaki restoranın şefiyle dostça bir arkadaşlığı başlar. Bu arada sisli geçmişi de aklını karıştırmaya devam eder, tıpkı onlarca yıl öncesine ait şaşırtıcı bir gizem gibi.
Nazi işgali altındaki Paris’te Céline adında genç bir dul, kızı için yeni bir hayat kurmaya, babasının çiçekçisinde çalışarak tekrar sevmeyi ummaya çalışıyor. Sonra acımasız bir Alman subay Yahudi soyunu keşfeder ve Céline, sevdiklerinin güvenliğini sağlamak için tehlikeli bir oyun oynamak zorunda kalır. Fakat en büyük korkuları gerçekleştiğinde, en çok sevdiği kişiyi kurtarmak için savaşmalıdır: kızı.
Yorumun tamamı için bağlantıya tıklayınız
Gelelim kitabın incelemesine. Sarah Jio'dan bu kitabı imzalı almak ayrıca mutluluk verici. Sarah Jio yine çok güzel bir eser bırakmış bize. Celine ve Cosi 'nin hikayesi Caroline'ın kendini affetmesine neden oluyor. Uzun süre elime alamadım. Ama kitabı aldığım gibi 2 saat içerisinde bitirdim. Her zamanki gibi chapter chapter giden bir roman. Ama o kadar güzel anlatılıyor ki hikayeden hikaye'ye atlamış hissine kapılmıyorsunuz. Roman boyunca belirsiz kalan her durum, romanın sonunda birbirine bağlanması, her şeyin netleşmesi damakta eşsiz bir tad bırakıyor. Cosi'nin aylarca gizli bölmede yaşaması aklıma acaba Madam Huet mu o gizli bölmeyi yaptırmış fikri getirmedi değil. Çünkü Alman Subay tarafından getirilen Celine o eve geldiğinde diğerleri çok dayanmadı gibisinden cümle kullandı. İçten içe o da eve gelen kadınlara acıdığını ve gizliden yardım mı etti diye düşündüm. Ki Hitler ölünce hemen kaçtı. Ve kitaptan öğreneceğimiz ve bir o kadar ince ayrıtılar da saklı o kadar güzel noktalar var ki. Sırf ırkı Yahudi diye öldürülen, tecavüze uğratılan toplum ve kadınlar var. Ve bence şu an ki toplum analizi çok iyi yapılmış. Ve bazı noktalarda insanın kendine sorması gereken sorularla denk gelmesi çok güzeldi.
#kitapyorumu
#sarahjio
#paristençiçeklerle
İyilik kalbe yerleşmiş bir tohumdur. Ve bu tohumun filizlerini insanların gözlerinde görebiliriz. Kimi soğuk bir duvar örsede gözlerine bize uzanan dalların varlığını hissederiz. Kimileri dallarım var çiçekler açtım dese de karanlık görürüz orada saf kötülük...
Sanırım tesadüf eseri de olsa gene bir ikinci dünya savaşı ve gene bir nazi almanyası hikayesinin derinliklerine çekilmiş buldum kendimi.
Sarah jio’nun yeni kitabı da eski kitaplarıyla aynı orantıda nefes kesici ve sürükleyici kah 1940 yıllarına gidip ağladım, kah 2009 yılına gidip ağladım sonsuz bir zaman diliminde kayboldum adeta.
Farklı zaman dilimlerinde farklı acılar cekmiş iki kadının yıllar sonra yollarının kesişmesinin hikayesi. Biri bir Alman subaya esirken diğeri hafızasına esir. Kitap genel anlamda çok güzel ve akıcıydı. Ama ne tam ağlattı beni nede mutlu etti bir şeyler eksikti sanki.
Keyifli huzur dolu günler mutlu okumalar
ALINTI;
Nilüfer çiçekleri yürek parçalayıcı yolculuklardan geçer. Tohumları toprakla, artıklarla ve birbirine giren köklerle kaplı bulanık bataklık suyunda filizlenir. Nilüferlerin çiçek açması için bu korkunç karanlıkta yolunu bulması gerekir. Balık ve böcekler tarafından yenmekten kaçınmalı, sürekli yoluna devam etmeli, eğer ortaya çıkacak gücü olursa, suyun üstünde bir yerde güneş ışığının olduğunu içten içe bilmeli ya da en azından bunu umut etmesi gerekir. Böyle yaptığında da, bu yolculuktan zarar görmeden çıkar ve zafer kazanmış bir şekilde çiçek açar.
İki kadın zaman içinde Paris’te, gizemli bir aşk mektubu yığını ve şok edici sırlarıyla birlikte, II. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar uzanıp birbirine bağlanan hikayesi.
Caroline, bir Paris hastanesinde geçmişine dair hiçbir hatırası olmadan uyandığında, yıllarca, Rue Cler’daki yayılan bir dairede üzgün, münzevi bir yaşam sürdüğünü öğrenmekle kafası karışır. Bir erkeğin ve küçük çocuğun belirsiz anılarını yavaşça yeniden kazanmaya başladığında, yardım edemese de, tehlikede olduğunu hissedebilmesine rağmen, hayatını tekrar birleştirmeye söz verir. Evinin yakınlarındaki restoranın şefiyle dostça bir arkadaşlığı başlar. Bu arada sisli geçmişi de aklını karıştırmaya devam eder, tıpkı onlarca yıl öncesine ait şaşırtıcı bir gizem gibi.
Nazi işgali altındaki Paris’te Céline adında genç bir dul, kızı için yeni bir hayat kurmaya, babasının çiçekçisinde çalışarak tekrar sevmeyi ummaya çalışıyor. Sonra acımasız bir Alman subay Yahudi soyunu keşfeder ve Céline, sevdiklerinin güvenliğini sağlamak için tehlikeli bir oyun oynamak zorunda kalır. Fakat en büyük korkuları gerçekleştiğinde, en çok sevdiği kişiyi kurtarmak için savaşmalıdır: kızı.
Caroline, Céline’in dolabında gizlenmiş mektuplarını keşfettiğinde, dairesinin karanlık sırları barındırdığını ve Céline ile hayal edebileceğinden daha fazla ortak noktası olduğunu fark eder.