Özgürlüğün Fecri Kitap Bilgileri
Yazar: Abdullah Galib Bergusi
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 136
Basım Tarihi: Aralık 2021
İlk Yayın Tarihi: Mart 2018
Yayınevi: Ekin Yayınları
ISBN: 9786055146696
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Özgürlüğün Fecri Kitap Tanıtımı
Abdullah Galib Bergusi. Türkiyeli okur onu “Yoldaki Mühendis” kitabıyla tanıdı. Filistin'in yaşayan efsanevi komutanlarından birisi olan Bergusi İsrail tarihinde 67 müebbet ve 5200 yıl hapisle en çok ceza verilen kişi. Bergusi Özgürlüğün Fecri ismiyle Türkçe'ye çevirdiğimiz bu yeni kitabında Filistinli bir direnişçi genç kızın hikayesini anlatıyor.
“Özgürlüğün Fecri… Fırtınalı bir havada, dalgalı denizin ortasında kalan bir genç kızın hikâyesi… Allah'a olan imanı ve davasına sadakati sayesinde sahili selamete ulaştı; yoksa çoktan boğulmuştu.
Macide; daha genç yaşta Siyonist işgalin kasvetine ve merhametsizliğine, dalgalı denizlerin karanlığına maruz kalmıştı. Öyle bir savaşa girmişti ki en güçlü adamların bile girmeye cesaret edemediği bir savaş... Bu çetin savaşa her ne kadar ilk başlarda istemeden girmiş olsa da sonradan Filistin direnişin en güçlü neferlerinden birisi oldu. En karanlık anda bile asla yeise düşmedi. Aydınlık sabahların bir gün geleceğine hep inandı.
Macide; şehit kızın annesi, direnişçi kocanın eşi ve kendisi de bir direnişçi... En karanlık anda bile asla yeise düşmedi. Aydınlık sabahların bir gün geleceğine hep inandı.
Bu hikayeyi 2003 yılından beridir tutsak olduğum hücremde kaleme aldım.”
Abdullah Galib Bergusi
Ramle Hapishanesi - Filistin
Özgürlüğün Fecri Kitaptan Alıntılar
1. "Allah bizimle. Allah'ı bulan neyi kaybetmiş?"
2. "Her gecenin bir sabahı, her sabahın da bir sevinci vardır."
3. ""
4. "
"
5. ""
6. "
Ben ise, olup biteni televizyondan seyrediyor gözyaşlarıma hâkim olamıyordum.
"
7. ""
8. "“Hüküm sahibi Allah'tır, beşer değil. Hüküm sahibi Allah'tır, beşer değil. Kesin hükmü verecek O'dur.”"
9. "
Ayetleri şehidimizin pak ve mübarek ruhuna okuyordum.
"
10. "Allah'a olan imanı ve davasına sadakati sayesinde sahili selamete ulaştı; yoksa çoktan boğulmuştu."
11. "
Yaşadıklarınızı adeta bizde yaşar olmuştuk.
"
12. "Açlık ve susuzluk... Yaralar ve acılar... Fiziksel durumumuz buydu...
"
13. "Allah'ın rahmetinden ümit kesme dememiş miydim sana? Karanlıkların dağılıp nurun bizi aydınlatacağını söylememiş miydim? Her gecenin bir sabahı, her sabahın da bir sevinci vardır."
14. "Uzun zamandır göremediğim bir şeyi daha keşfettim yüzümde... Dudaklarımdaki gülümseme..."
15. "Nasır, yüreğininin yumuşaklığına rağmen zulmün karşısında duran biriydi."
Özgürlüğün Fecri Kitap İncelemeleri
Özgürlüğün Fecri, mücahide bir kızın kalemsiz ve mürekkepsiz yazılan hatıralarıdır.
Kitapta, bireyin kendini tanıma ve özgürlüğünü kazanma yolunda karşılaştığı zorluklar ve bu zorluklara karşı verdiği mücadeleleri anlatıyor.
Onların mükemmel bir teslimiyet, gerçek bir Müslüman duruşu,son nefese kadar mücadele etmeleri ,Tertemiz bir adanmışlık, öyle güzel bir imana sahip olmaları onlar için yeterliydi.
Ayrıca özgürlüğün sadece fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal bir olgu olduğunu da vurguluyor .
Dil ve Anlatımında Bergusi'nin dili, sade , etkileyici ve anlaşılır olmasının yanı sıra derin bir duygusallık taşıyor. Anlatımı, bizlerin empati kurmasını ve onun yaşadığı zorlukları hissetmemizi sağlıyor.
Ana temasında özgürlük ve direniş, insan iradesi ve toplumsal uyanıştan bahsediyor. Bergusi, fiziksel olarak hapiste olsa da, ruhunun ve zihninin özgür kaldığını, zorlu koşullara rağmen umudunu kaybetmemesi ve direnişini sürdürmesidir. Fiziksel hapishaneye rağmen ruhun özgürlüğüdür.
Abdullah Galip bergusinin kişisel hikayesinin ötesinde, Filistin halkının ve genel olarak mazlum halkların özgürlük mücadelesine de değiniyor. Kitap, bireysel direnişin toplumsal bir uyanışa nasıl evrilebileceğini gösteriyor.
Okuyan herkese teşekkür ederim
Filistinli bir kadın direnişçinin hikayesi. Macide... Hayallerini günlüğünde biriktiren küçük bir genç kız. Ve onun direnişçi prensi İsmail...
Meğer ne büyük isyan içindeymişiz biz. Böyle zorluklar altında hala herşeye göğüs gerip geleceği, ülkesinin iyiliği için çabalayan, yılmayan Filistinliler, neden isyan etmiyor, Allah'a tevekkül ediyor, asla şikayet etmiyorlarken biz bu rahatlık içinde böyle isyan ediyoruz. Bir durup onlarında bizler gibi insan olduğunu kendimize hatırlatıp, hayatımıza çeki düzen vermeliyiz. Bu gaflet bataklığından çıkmalıyız.
Bu kitap birçok kadını cesaretlendirecek ve islam sancağının dünyanın dört bir yanında dalgandığı günlere ulaşmak için
savaşma kuvvetini kalplerine verecek bir hayat hikayesi... Muhakkak okunmalı!
Bizler, böyle pasif durduğumuz müddetçe hiçbir şey değişmez. Çalışmadan hiçbir şey yapamayız.
Direnişe destek olmalı, ne yapabiliyorsak yapmalıyız.
Bu zulmün sonlanması için...
Filistinlileri bir an evvel özgürlüklerine kavuştur Allah'ım. Yavrular, anne babalarıyla beraber mutlu sabahlara uyansınlar. Okullarına gitsinler.
Kadınlar eziyet görmesinler.
Kudüs böyle mahzun kalmasın Allah'ım.
Zulüm son bulsun. Bizim burda yüreğimiz dayanmıyor. Onlar bu eziyetlere nasıl dayanıyorlar, nasıl ayakta duruyorlar. Nasıl bir iman güçleri var ki böyle dimdik durabiliyorlar. Onların yüzlerinden tebessümü eksik etme. Onların acısını bizlere unutturma Allah'ım.
Yıllar önce okumuştum bu kitabı o zaman tevhid dini İslam ile yeni yeni tanışmış gencecik bir kızdım. Kitabın sonuna doğru yaklaşınca ağlamıştım hatta. Sanırım kendimi kitabın kahramanı Macide'nin yerine koymuştum. Siyonizmin karanlık yüzünü ve tüm zorluklara rağmen Filistin halkının nasıl bir direniş gösterdiklerini anlatan, Filistin direnişcilerinin kamp hayatı başta olmak üzere nasıl bir sosyal hayata sahip olduğunu aktaran bir kitap olmuş.
Aynı yazarın otobiyografisi ve zindan hatıralarından oluşan iki serilik Yoldaki Mühendis kitapları da okunduğunda Filistin mücadelesinin okuyucunun zihninde daha anlaşılır olmasına fayda sağlayacaktır.
Bugün Hamas'ın, İsrail ile yapılması muhtemel esir takası anlaşmasının yıllardır İsrail hapishanelerinde tutulan 3 Filistinli liderin serbest bırakılması ile ilgili bir habere denk geldim. Hamasın istediği üç isimden birinin de kitabın yazarı olan ve Kassam Tugayları Komutanlarından biri olan hayatında 67 kez müebbet yiyen Bergusi olduğunu öğrendiğimde kitabı elime alıp tekrar okumak istedim. TV de bombacı olarak aktarılan fakat müslümanların "Yoldaki Mühendisi" olarak bilinen Abdullah Galip Bergusi'ye, onun gibi tüm esaret altında olan kardeşlerime ve şuan #Aksa Tufanı için mücadele veren mücahitlere muzaffer olmaları için duacıyım. Hem de göz yaşlarıyla her gece
Ah Macidem..
" Ben mi?
Düşlerinde gezintiye çıkıp hayallerini günlüğünde biriktiren küçük bir genç kız."
“Hüküm sahibi Allah'tır, beşer değil. Hüküm sahibi Allah'tır, beşer değil. Kesin hükmü verecek O'dur.”
Filistinli bir kadının ve eşinin hayat hikayesini, Allah yolunda korkmadan mücadele ediyorlar. Geçmişten günümüze kadar halen devam eden siyonist saldırılarını ve baskılarını öğreniyoruz. Zor şartlar altında, ellerindeki kısıtlı imkanlarla, Filistin topraklarını canı pahasına savunan insanları bize anlatıyor bu hikaye. Şöyle düşündüm de, onlara mı kendi halimize mi üzülsem bilemedim. Onlar bu dünyada acı çekiyorlar ama inşallah ahiretlerini kurtarıyorlar. Bizim asıl kendi durumumuza üzülmemiz gerek, bu kadar zulmün olduğu bi zamanda çok rahat bir yaşamımız var..
Yazar çok zorlu şartlar altında bizlere hakikati anlatmak için elinden geleni yapıyor. Hapishanede, tek kişilik hücrede ve de sürekli işkence görüyor; ama yine de vazgeçmeden bizleri uyandırmak için elinden gelen herşeyi yapıyor. En azından kitaplarını okumak ve böyle bir mücahidi tanımak için mücadele etmemiz gerekir.
İçimiz nice Macide ve İsmail'leri yetiştirebilmek duasıyla..
Gazze, direnişin sesi olmuştu.
Halende aynı değil mi sizce durumlar ?
Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Bizimde onlara ve onlar gibi yardıma ihtiyaç olan Müslüman kardeşlerimize yardımcı olmamızı vesile kılsın..
İnsanı insan yapan şey derdi. Alimler "Adalet" kavramını "bir şeyi yerli yerine koymak" olarak açıklamışlar. Adaletin tam zıddı zulüm. Dolayısıyla derdin de layık olduğu bir yer olmalı, dert zalimin karşısında bir duruş kazandırıyorsa derttir. Değilse dert de bir zulüm değil midir? Kendi kendimize işlediğimiz bir zulüm:
Ev derdi, mal derdi, el âlem ne der derdi.
#
Macide, daha 18inde Ammanlı bir genç kız. Liseden mezun olur olmaz Filistinli İsmail ile evlendiriliyor. İsmail, Siyonist işgaline karşı Filistin'de direniş gruplarından birine mensup. Dava şuuruyla kurulan bir aile. 12 yıllık evlilikleri boyunca birbirlerini 3 ya da 4 ay görebiliyorlar. Macide 7 aylık bebeğini bir molotof kokteyli sonucu kaybediyor, birkaç yıl sonra ikizleri oluyor. Bir taraftan eşine olan sevgisi, bir taraftan onun yokluğunda Siyonizme karşı verdiği mücadelesiyle tek başına bir Ricalün Nisa örneği gösteriyor Mâcide: Yarım kalan okulunu bitiriyor, gazetecilik işine başlayıp zulmü yazılarıyla dünyaya duyuruyor, çocuklarının isimlerini verdigi bir anaokulu daha sonra da bir dernek açarak yüreklere dokunuyor.
Kıssadan hisse'yi Macide'nin fedakarlığı ışığında Fethi Ağabey'den alalım: "Kadınlaşan bu dünyada erkek seslere ihtiyacımız var." #ÖzgürlüğünFecri
#AbdullahGalipBergusi
#FethiGemuhluoğlu