Otuzların Kadını Kitap Bilgileri
Yazar: Tomris Uyar
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 4 dk.
Sayfa Sayısı: 108
Basım Tarihi: Ocak 2019
İlk Yayın Tarihi: 1992
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750810066
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Otuzların Kadını Kitap Tanıtımı
Tomris Uyar bu kitabında, Otuzların Kadını 'nın yağlı boya portresinin iç çizgilerini okumaktan başlayarak kimi zaman fiziksel özellikleriyle, kimi zaman da davranışlarıyla kendisine benzeyen diğer otuzlu kadınların öykülerini bir araya getiriyor.
Yazarın 'Yenilikçi' arayışının örnekleri olan bu öyküler toplum ve insan gerçekliğiyle birlikte bir değişim sürecindeki bireyin durumunu gözler önüne seriyor.
Otuzların Kadını Kitaptan Alıntılar
1. "Eski şeylerin hepsine veda etmek istiyorum."
2. "Çocukken de sözcüklerini seçmede, sevgini belirtmede tutumlu davranırdın."
3. "Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar."
4. "Belki de yazma eylemi, şu ufak tefek insan bedeninin koskoca bir dünyaya açılmasını sağlıyordur."
5. "Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar."
6. "İçe kapanık bir çocuk. Belki Mai ve Siyah'ı gerçekten anlıyordur."
7. "Dünya aydınları her savaşta olduğu gibi freni bozulmuş bir arabanın yokuş aşağı doğru iyice hızlanarak inmesini, uçuruma yuvarlanmasını seyretmişlerdi bir kere daha."
8. "... Otuzların Kadını kurgulanmayı değil anlatılmayı bekliyor."
9. "Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar."
10. "Kalabalık bir çarşıda, kızgın güneşin altında kalmış bir kedi yavrusu kadar çaresizim."
11. "Bir elli sekiz boyunda ve kırk altı kilo ağırlığındaki bedenimi yıkamak için ne kadar
az su gerektiğine şaşıp kalıyorum."
12. "Sınıftakilerle, evdekilerle ve okuduğum kitaplarla iletişim kurabilmem için üç ayrı Türkçe bilmem gerekiyor."
13. "Ben, benim. Benim neler yaşadığımı bilemeyeceğine göre toplumsal gözlemlerini kendine sakla."
14. ""Yaşamak, bir günü daha atlatmak demekti, o kadar.""
15. "Yalnızlığa sandığımdan daha çabuk alıştım."
Otuzların Kadını Kitap İncelemeleri
Tomris Uyar ... İlk defa okudum. İnsan tahlilleri karmaşık ama bir o kadar da güzel ve gerçekçi. Kendisi bir çok şaire ilham olmuş bir yazar ayrıca :D @katranmavisii 'cim 32 ime gireceğim için abla bunu bir oku bana daha var merak ettim dedi :) çok teşekkür ediyorum ona :) öneri üstüne kitap okumayı seviyorum :) kendi gibi minnoş bir kitap önermiş:) gençler sizleri seviyorum:)
Kitaba gelecek olursak ; Otuzlu yıllarda kadınları anlatıyor diye bir ibare okudum incelemelerin birinde. Hani o dönemin kadınları nasıldır gibi bir yaklaşımla yazılmış sanırım. Ama ben öyle hissetmedim. Tabiki döneme dair çok fazla , tarihi , sosyal , ideolojik yaklaşımlar vardı ama , ama kitapta 30'unda kadın nasıldır. Neler hisseder , nelere katlanır ya da nerede patlar ve her şey alt üst olur anlatılıyor bence ...
Hikaye hikaye farklı farklı kadınların hayatlarından kesitler veriliyor kitapta ama konu hep bir noktada birleşiyor. 30'unda kadın olmakta ... Nelere göğüs gerebileceğini, neleri atlatmayacağını ...
Severek okudum bastada söylemiştim. Umarım tekrar tekrar okuma fırsatı bulurum Tomris hanımcım seni :) İnsan kadınsa ve otuzundaysa hayat çok farklı , herşeye bakış açın çok farklı daha oturmuş hatta daha vurdumduymaz :D otuzunda kadınlara benden selamlar :D
Yakın zaman Türk Öykü yazarlarından Tomris Uyar Hanımefendi ile tanışma kitabım. İsmiyle müsemma Otuzların kadınının ince bir zekayla kurgulandığını söylemek isterim. 8 Biyografik öykü, öyküler arası teğet geçişler kısa film izler gibi, dilde kullanılan nezaket bir kenara hayatın her anını eleştiren, yaşadığı döneme dikkatle tanıklık ettiği her cümlesinden belli olan, pamuk şeker bir kalemi var :) Otuzların kadını iken okumanın ayrı bir keyif verdiğini de söylemeden geçemeyeceğim, zira ne kadar eğitimli, sosyal, karakterli, güçlü olsanız da bu coğrafya da kadın olmanın zorluklarını bir kez daha hatırlayacaksınız. Kitabın bende bıraktığı en güzel his, insanın “sevilmekten çok anlaşılmak” istemesi’nin gerçekliği .. Zira son öykü de verilen mesaj gibi; Özellikle bizim gibi toplumlarda, O yıllardan günümüze nispeten müspet yönde değişerek gelse de, bu toplum ayakları yere sağlam basan, kendi öz değerinin farkına varan, kendi işini kendi gören bir kadın profiline çok da alışık değil. Her şeyi o kadar kitabına göre yapmak zorundayız, erkeklerin istediği, hayal ettiği kadın olmak zorundayız ki onlar da bize hakettiğimiz mutluluğu bahşetmiş olsunlar :) Kitapta zaman zaman kendiniz, bazen anneniz, hatta anneanneniz zamanını size anlatan ince anektodlar var. Bilhassa otuzların kadınları olmak üzere, tüm hemcinslerimin okumasını tavsiye ederim. Keyifli olsun, verimli olsun ..
Otuzların Kadını her ne kadar öykü türünde geçse de mini bir roman gibi aslında. Çünkü tüm öyküler belirli bakış açılarıyla bir portreyi yansıtıyor. Farklı açılardan çizilen bu manzara en çok dönemsel açıdan dikkat çekici, adından da anlaşılabileceği gibi; otuzlu yılların gençliğini, genç erişkinliğini yaşamış bir kadın portresiyle başlıyor kitap.
Kimi zaman kadının kocasına, cemiyet hayatındaki arkadaşlarına, o dönemlerin yeni yerleşmekte olan, toplumsal, siyasal kıvrımlarına uzanıyoruz bu öykülerle. Tabii ki bunlar asla duygulardan yalıtılmış bir biçimde ele alınmıyor. Tomris Uyar'ın aslında yeterince nostaljik kalan o yıllara yaklaşımındaki marjinal, modern anlatımı karakterlerin fikirlerinde, tepkilerinde, söylemeyip hissettikleri pek çok düşün çekirdeğinde görünebiliyor.
Öyküler birbirine teğet geçerken aslında aynı zamanda bir portre çiziyor. Ve çizilen portrede bir kadının, Otuzların Kadını'nın sık sık girip çıktığını görüyoruz. Öyküler ondan bağımsız değiller ama öyküler onun salt iç dünyası da değil. Toplumsal gerçeklik, dönem tasvirleri, kadınlık ve erkekliğe dair algı, fikirlerin yaşanış biçimi, aydın kesimin düşünce yapısı, özgürlük ve hayatın gerçeği olan pek çok konuya dair dipnotlarla dolu. Döneme dair keyifli bir okuma yapmak isteyen okurlara öneririm.
Tomris Uyar;
Ülkü Tamer, Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Edip Cansever'in aşık olduğu ve adına şiirler yazılan bir kadın...
Otuzların Kadını ile 1930 lu yıllardaki otuz yaşlarındaki kadınların hayatların kesitler sunan kısa öykülerden oluşan bir kitap. Otuzlarımdayken özellikle okumayı tercih ettim.
Başından bir çok evlilik geçen yazarımızın evlilik ve boşanma konusunda da gerçek çıkarımlarını görüyoruz kitabında bir nevi. Otuzlarında olan tüm kadınların yaşadığı zorlukları, toplumdaki yeri ve sorumluluklarını çok güzel dile getirmiş. Kadını bir anne, bir eş, bir kız, bir anneanne ve bir torun olarak ayrı ayrı ele alarak ayrı hikayelerde betimlemiş. Kadın olmanın hangi rolde olursa olsun ne kadar zorlu olduğunun altını çizmiş.
İlk hikaye bir yağlı boya kadın tablosunun anlatılması ile başlıyor, tablonun ismi otuzların kadını, yani öyküyü anlatan kişinin annesi.. Yazarın kendi annesini anlattığı düşünülen bu portre, aynı zamanda yazarın da hayatından kesitler sunuyor bize. Annesinin başarısız geçen iki evliliğini anlatırken, başkalarının da hayatlarına değinmiş. Kadınların hayatları, iç dünyaları, evlilikleri, annelikleri derken 30lu yılların siyasi çalkantıları, ekonomik durumu, kültürel problemleri, kuşak çatışmaları, aile yapısı ve ilişkileri hakkındaki bilgilerini de bir tablo gibi yansıtmayı başarmış.
Kitabın belki de bende bıraktığı en önemli his, karakterlerin sevilmekten çok anlaşılmak istiyor oluşuydu.
Tomris Uyar'la tanışma kitabı olarak siz de seçebilirsiniz.
Hicbir alıntı yapamadım. Çünkü yapsaydım kitabı tümden yazmam gerekirdi.
Tomris Uyar... erkeklerin âşık olduğu, kadınların etkilendiği, haklı üne sahip, bence Türk öykücülüğünün kraliçesi. Dile ve kurguya hakimiyeti hayrete şayan.
Bilinç akışı gibi dağınık duran öykülerini öyle bir manevrayla toparlıyor ki hayran olmamak elde değil. Bu kitabında da annesinin portresinden yola çıkarak,zamanda ve mekânda kadınlar arasında yolculuğa götürüyor bizi,özellikle otuzlarında olan kadınlar. Her durakta biraz kendinize rastlıyorsunuz. Hele de otuzların sonuna gelmişseniz. Hele de yaşadığınız zamana ve mekâna ilişik yaşıyorsanız...Hele de hayat sizi güzelce bir evirip çevirip hayal kırıklığına uğratmışsa...Hele de topluma rağmen, kendi kişiliğiniz için direnmişseniz... Kitapta kendinizi bulmamanız mümkün değil.
Satır araları dikkatle okunmalı. Bir çırpıda bitecek izlenimi veren ama her kelimede farklı katmanlara götüren bir eser. Dönemin siyasî yapısı, toplumun esen değişim rüzgarlarıyla maruz kaldığı başkalaşım, aile ilişkilerindeki değişimler, yüz yıllar geçse de değişmeyecek insan tipleri ve daha nicesi için yaptığı tespitler tam on ikiden vuruyor.
Turgut'a, Cemal'e, Edip'e, Ulku'ye şiirler yazdıran ama en az o şiirler kadar muhteşem öyküler yazan kadın. Tomris Uyar. Bence günümüzde hakettiği değeri bulacak.
Okuyun.