Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Osman Balcıgil Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Osman Balcıgil En Beğenilen Sözleri



1. "Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir."


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



2. "Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller."


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



3. "“Savaşın sonunu sadece ölüler görür…”
-Platon"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



4. "“Sevinmek ve üzülmek bir arada yaşanılabilir miydi?”"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



5. "“Gençseniz,güzelseniz,aileniz tarafından seviliyor ve destekleniyorsanız hayat güzeldir…”"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



6. "“Hayat seni önüne katıyor ve sürüklüyor…”"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



7. "“Güzel ya da yakışıklı olmak başlangıç için önemlidir. Ardından başka meziyetler de gelir ama güzel ya da yakışıklı olmak, hep elde var birdir…”"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



8. ""Mamafih bu hasret öyle bir hasrettir ki, yan yana olduğumuz zamanlarda bile bakidir.""


- Yeşil Mürekkep



9. "“Yetişkinler hiçbir şeyi kendi başlarına anlamazlar.
Çocuklar durmaksızın anlatmaktan yorgun düşerler…”
-Mark Twain."


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



10. "“Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir…”"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



11. ""Ama..." dedi kendi kendine."Susmak, susmayı kabullenmek, gerçekleri görüp de susarak bir hayat geçirmek de onursuzluk olurdu.""


- Yeşil Mürekkep



12. "Ancak muhteşem hayatlar yaşayan insanlar muhteşem yapıtlar ortaya koyarlar."


- Yeşil Mürekkep



13. "Ne yol boyu ne de sonra, iki konuyu kimseyle tartışmayın: Bunlardan birincisi, din; ikincisi, içinde bulunduğunuz ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiği. Bir yerde dikiş tutturmak ve itibar görmek istiyorsanız, bu iki netameli konuya hiç girmeyin. Bir tehdit yoksa neye inandığınızı tabii ki söyleyin ama asla karşınızdakinin aklını, kendi fikrinize yatırmaya çalışmayın. Bırakın herkes bildiği yola gitsin."


- Zerdüşt'ün Sırrı



14. "İnsanlara yeni bir yaşam tarzının nimetlerinden söz ediyorsanız, halihazırdakini savunanlardan korkmanız gerekir."


- Yeşil Mürekkep



15. "Hapishane Şarkıları nı üç kopya olarak temize çekti.Birini can dostu Pertev'e, öteki dayı oğlu Reşit'e, birini de Nazım'a(Hikmet) gönderecekti.
"Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma""


- Yeşil Mürekkep



16. "Bazı durumlarda, inanan insanların gözü dinden başka bir mesele görmez, rahiplerin söylediklerinden başka bir söz duymaz oluyor."


- Zerdüşt'ün Sırrı



17. "Bütün dünyayı, kocaman bir ülke olarak görmek istiyordu Sabahattin.
Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmayan, kavgasız gürültüsüz, barış ve huzur içinde yaşanan bir dünyanın vatandaşı olmak istiyordu."


- Yeşil Mürekkep



18. "Yaşadığımız dönemin en büyük cahili, diploma almayı eğitim sananlardır.."


- Bilginin Efendisi



19. "“Ateş gibi yanan kalbimin sıcaklığını ne kadar sarf etsem bu soğuk tabakayı ısıtamayacağımı anlıyorum. Adımlarım hiç kimseninkine uymuyor. Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor…Yolun ortasında… Herkes…”"


- Yeşil Mürekkep



20. "Diktatörlerden arınmış, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, eşit çalışmanın karşılığında eşit gelir elde edilen bir dünyada nefes almaktı genç yazarın hayali."


- Yeşil Mürekkep



21. ""Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim."
Nazım HİKMET"


- Karanlık Oda



22. "savaş nedir biliyorduk.. bir ülke kaybetmenin ve onu geri almanın ne anlama geldiğinin gayet farkındaydık..bizden sonraki nesillerin, esaret ile özgürlük arasındaki farkı bizim kadar derinden idrak edemeyecek olmalarını düşünmek, alttan alta sevinmemize, huzur bulmamıza yol açıyordu.."


- Cumhuriyet Gibi Bir Kadın Nahit Hanım



23. "Delikanlım!
Sen ki, ya köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha...
Nazım Hikmet"


- Karanlık Oda



24. ""Güzel ülkemiz, yirmi yıla yakın süredir 'bağnazlık ve taassubu' ders olarak görmüş, emperyalizmin beslemesi, şu veya bu tarikat çıkışlı ' talebelerin ' elinde...""


- Karanlık Oda



25. ""Sen, benim ve Leyla'nın tanıdığı en iyi komünisttin be Nazım""


- Putlar Yıkılırken



26. ""Dünyayı yaşanılmaz hale getiren, insandı.""


- Yeşil Mürekkep



27. ""Sen sevginle, beni dünyada erişilebilecek saadetlerin en büyüğüne eriştirdin.""


- Yeşil Mürekkep



28. ""Bu sefer kapitalizmin eleştirisini yapmayacağım. Kapitalizm nedeniyle çöken ahlaki değerler üzerinde çalışacağım.""


- Putlar Yıkılırken



29. ""Ne fark var onlarla aramızda?... Hepimiz işçiyiz. Onlardan tek farkım fikir işçisi olmam""


- Putlar Yıkılırken



30. ""Güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz"
Nazım Hikmet"


- Putlar Yıkılırken



31. ""Bakıyorum gece gelen telgrafa.
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek
yumruklarıyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o.
Yoldaştı o...""


- Putlar Yıkılırken



32. "Öğretmen, memur, makinist, marangoz, hapis cezası alanların hepsi, emekçi ve sınıflarının haklarını savunan aslan gibi mücadele insanlarıydı."


- Putlar Yıkılırken



33. ""Ankara'yla ters düşenlere vatan haini muamelesi yapılıyor.""


- Putlar Yıkılırken



34. "“1937 Haziran aylarında kötü bir haber aldı Sabahattin. ‘Kuyucaklı Yusuf’ mahkeme kararıyla toplatılmıştı. Kitabı yayımlayan yayınevinden aldığı bilgiye göre, gerekçe ‘halkı aile hayatı ve askerlikten soğutmak’tı. Sabahattin’i, kitabın yazarı olduğu için ve Remzi Kitabevi’nin sahibi Remzi Bengi’yi de kitabı sattıklarından dolayı mahkemeye çağırdılar.
Mahkeme 7 Ekim 1937’de Eskişehir’de görülecekti. Canı sıkıldı Sabahattin’in. İyi bir avukat olan asker arkadaşı Niyazi’nin görüşünü aldı. Kılı kırk yaran arkadaşı: ‘Bir kere mutlaka bilirkişiden görüş alacaklardır. Bir bilirkişiden değil, üç bilirkişiden kitabı inceleyip düşüncelerini bildirmelerini isteyeceklerdir. Mahkeme, bilirkişilerin tarafsız olmasına dikkat etmek zorundadır,’ deyince, içine su serpildi Sabahattin’in. Eşi Aliye’ye; ‘Göreceksin, bilirkişiler gayet iyi bir yorum yazacaklar ve beraat edeceğim!,’ dedi…”"


- Yeşil Mürekkep



35. ""Niçin ruhumuzun asla ısınamadığı kalıplarda kalmaya mecburuz? Bir insana bundan daha büyük bir işkence olur mu?""


- Yeşil Mürekkep



36. ""Kapitalizm, çıkarlarına denk düşmediğinde, kendi veremli kızının kurtarılmasına bile izin vermeyecek kadar aşağılık bir düzen...""


- Putlar Yıkılırken



37. ""Tam da tahmin ettiğim gibi, insanlar eleştirilmeye gelemiyorlar.""


- Putlar Yıkılırken



38. "Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım."


- Yeşil Mürekkep



39. "Biliyor musun, ben hayatta en çok seni görmeyi seviyorum."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



40. "Ülke, kifayetsiz yöneticilerin uyguladıkları yanlış politikalar nedeniyle, büyük çöküşe doğru koşar adım gidiyor."


- Kızıl Çengi



41. "...izleyen herkes, kapitalizmin sadece malları değil, aşk, sanat, ilim gibi ürünleri de ticaret konusu yaptığına ikna olmuştu."


- Putlar Yıkılırken



42. "Ülkelerini birinci lige taşımaya çalışan, hukuk, adalet, özgürlük gibi kavramları alabildiğine önemseyen aydınlardı."


- Putlar Yıkılırken



43. "“Sinop Hapishanesi’nde kaldığı sürede, arkadaşlarının gönderdiği kitapların içinden çıkan Jack London’ın orijinal dilinde ‘Demir Ökçe’si çok ilgisini çekti Sabahattin’in. Türkçeye kazandırılmasının yararlı olacağını düşündü.
Sabahattin Ali, London’ın devrimci mücadelede işçi sınıfına önderlik rolü vermesinden alabildiğine etkilenmişti. Bu kitabı Türkçe bilen herkesin okuyabilmesi için çevirmesi gerektiğini düşündü. Kitabı, yeşil mürekkepli dolmakalemini ve bir deste kağıdı önüne koydu ve yazmaya koyuldu…”"


- Yeşil Mürekkep



44. ""Türkiye'nin sosyalist gerçekçi yazarlara ihtiyacı var...""


- Putlar Yıkılırken



45. ""Dün
ben
şehrin meydanına gidip:
'Onlar için
kardeşlerimizi öldürmeyelim
ölmeyelim!' dedim.
yarın
gece
gireceğim kodese..."
Nazım Hikmet"


- Putlar Yıkılırken



46. ""Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat
yüreğini yüreklerimizin yanına at!""


- Putlar Yıkılırken



47. ""Yasal olarak çalışmayan bir parti aranarak bulunmaz ya da kapısı çalınıp kayıt yaptırılmaz.""


- Putlar Yıkılırken



48. ""İnsanların çok iyi bir dünyada yaşamalarını istiyordun. Sosyalizm bu yolda sarılabileceğin yegâne öğretiydi""


- Putlar Yıkılırken



49. "“ Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak…”"


- Putlar Yıkılırken



50. "Neyim var kaybedecek zincirlerimden başka?"


- Yeşil Mürekkep



51. "Bu memlekette erkek karısını yüz kadınla aldatsa mesele olmaz, kadın bir erkekle üç beş saat hoşca vakit geçirse dünyanın sonu gelir."


- Kızıl Çengi



52. "“1934 Haziranın sonlarından itibaren tüm Türkiye soyadı meselesine kilitlenmişti. Kanun teklifi Meclis’te kabul edilmiş, 2 Temmuz’da Resmî Gazete’de yayımlanmıştı. O gün bugündür bütün aileler kendileri için uygun, güzel bir soyadı bulmanın peşine düşmüşlerdi.
O akşamlardan birinde, Rıfat Bey yeğenine ‘Soyadı meselesini düşündün mü, Sabahattin’ diye sorar. Genç adamın cevabı hazırdı: ‘Arada bir babamın ismindeki ‘Ali’yi* soyadı gibi kullanıyorum zaten, dayı. Kitaplarımda da kullandım. Değiştirmem artık,’ der…”

*Sabahattin Ali’nin babası, Piyade Yüzbaşısı Cihangirli Ali Salahattin’di. Ali, Sabahattin’in dedesinin de ismiydi.

**Soyadı düzenlemesi:
Sabahattin Ali'nin ailesi Soyadı Kanunu sonrasında "Şenyuva" soyadını aldı. Fakat yazar kitaplarında babasının ön adı olan "Ali"yi kullanmak istedi. Ayrıca çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan şiir ve hikâyelerinde "Sabahattin Ali" imzasını kullandı."


- Yeşil Mürekkep



53. "Acaba, ben nereye gitsem sorunlar da peşim sıra oraya mı gidiyor?

."


- Celile



54. "“Sabahattin, başını güneşe çevirip ‘Kerahet Vakti!’ dedi ve kahvelerin parasını fincanın yanına bıraktı, kalktı…”"


- Yeşil Mürekkep



55. ""Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir...""


- Yeşil Mürekkep



56. "“Acaba dünyada, ülkesinin yetenekli evlatlarını bu kadar kolay harcayabilen, bir çırpıda silip atan başka bir ülke var mıdır?”"


- Putlar Yıkılırken



57. "“Gazeteler sabun köpüğüdür.
Sadece sıradan insanlar
gazetelere itibar ederek
düşünce geliştirirler...”"


- En Hüzünlü Eylül



58. "Bildiğim bir şey varsa, o da sanatta, şiirde güzellik kendi başına bir anlam taşımaz. Bir manası olmalı güzelliğin."


- Yeşil Mürekkep



59. "“Sabahattin, ‘Hapishane Şarkıları’nın ilkini Aydın Hapishanesi’nden çıktıktan sonra, çok geçmeden tekrar hapse düştüğü Konya Hapishanesi’nden yazmıştı. Üç kopya olarak temize çekti, birini Nâzım Hikmet’e gönderecekti. Nâzım’a göndereceği kopyayı zarfa koymadan bir kez daha okudu, gözleri doldu. Elinin tersiyle gözünden yanağına doğru süzülen tek damla gözyaşını sildi ve yazdığı satırları okudu:
‘Başın öne eğilmesin,
Aldırma gönül aldırma,
Ağladığın duyulmasın,
Aldırma gönül aldırma!’…”"


- Yeşil Mürekkep



60. "Savaş kazanıp sırtüstü yatılacak topraklarda yaşamıyoruz. Bu coğrafya başkalarına benzemez."


- Putlar Yıkılırken



61. "“Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat
yüreğini yüreklerimizin yanına at.”"


- Putlar Yıkılırken



62. "“Sabahattin (Ali), okulun en sakin yerlerinden biri olan kütüphanede, neredeyse kendiyle özdeşleşmiş köşesine çekildi. Önünde kocaman bir Almanca sözlük, elinde kendinden 24 yaş büyük olan Kafka’nın ‘Der Prozess’ isimli kitabı vardı. ‘Ne yazık, yayımlandığını görememiş,’ diye düşündü kitabı incelerken..
Kitabın girişinde, 1914-1915 arasında yazıldığını okuyunca, ‘Demek bir kitabı insanlara ulaştırmak o kadar da kolay bir iş değilmiş. Kafka gibi bir yazarın kitabının yayımlanması bile on yıl sürdüyse,’ diye düşündü..
Sonraki günlerde, bir Yahudi olduğu için Kafka’nın eserlerinin Almanya’da uzunca süre yasaklı olduğunu öğrenecek ve yine şaşıracaktı..
‘Der Prozess’i okurken, not defterine yeşil mürekkeple ‘suç, özgürlük, yabancılaşma, sorumluluk, otoriteye karşı çıkma’ gibi kavramları not aldı. Bütün bunların Türkçe karşılıklarını da buldu ve yazdı…”"


- Yeşil Mürekkep



63. "Hep denir ya,hayat siz planlar yaparken başınıza gelendir diye."


- Kızıl Çengi



64. "“ İcap ederse daha müessir surette iş görürüz ki, Türk vatanının sevdiği adamlar, vatansızların tecavüzlerine uğrayacak kadar yalnız değilledir.”"


- Putlar Yıkılırken



65. "Edirne'de öğretmenlik yaparken Türkleri çevredeki Yahudilerin üzerine saldırtan Nihal'le (Atsız) hala arkadaş olmaya devam edebilir miydi?
Kuşkusuz edemezdi.
Hitler'in, Mussolini'nin, Franco'nun yaptıklarının suç olduğunu söylemeyen, tersine onların yaptıklarının kendi ülkesinde de uygulanmasını isteyen biriyle aynı yolda nasıl yürüyebilir, aynı havayı nasıl teneffüs edebilirdi?"


- Yeşil Mürekkep



66. "Adı Türkiye olan bu koca ülkeyi, kim neresinden tutuyorsa orasından çekiştiriyor. Yaptığı hareketin bir adım sonrasını hesaplamadan. Ne büyüklükte bir hata yaptığının farkında bile olmadan."


- Yağmur Çiseliyor



67. "“Hüseyin'in katli,
Adem'in tövbesinin kabulü,
İdris'in diri olarak göğe yükselmesi,
Nuh’un tufandan kurtulması,
İbrahim'in ateşte yanmaması,
Yakup ile oğlu Yusuf'un kavuşması,
Eyüp'ün hastalıklarının iyileşmesi,
Musa'nın Kızıldeniz’i yarması,
Yunus'un balığın karnından çıkması,
İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılıp
göğe yükselmesi...”"


- En Hüzünlü Eylül



68. "Dünyayı yaşanılmaz hale getiren, insandı."


- Yeşil Mürekkep



69. "Bir adamdan hem hoca hem koca olmaz …"


- Kızıl Çengi



70. "Niçin ruhumuzun asla ısınamadığı kalıplarda kalmaya mecburuz? Bir insana bundan daha büyük bir işkence olur mu?"


- Yeşil Mürekkep



71. "... keşke anlatabilseydim sana, insanın içinden bir parça koptuğunda neler hissettiğini... Ama ne kabil...

."


- Celile



72. "“Hayat bir hikâye gibidir. Ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar güzel olduğu önemlidir...”
~ Lecius Annaeus Seneca ~"


- En Hüzünlü Eylül



73. "“ Bak sen! Nasırlar gitmiş, tırnaklar düzelmiş. Anadolu toprağı gibi kurak, çatlaklardı oysa.”"


- Putlar Yıkılırken



74. "“İstanbullu olmak, denizle yaşamayı bilmek demekti...”"


- En Hüzünlü Eylül



75. "Tanıdığın en dirençli kadın kim?

."


- Celile



76. "İnsanlarını böylesine tüketen başka bir ülke olamazdı.."


- İpek Sabahlık



77. "Aşk galip gelince, akla perde iner!"


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



78. "Ne olurdu sanki biraz da yürekli olabilseydi?

."


- Celile



79. "Ateş gibi yanan kalbimin sıcaklığını ne kadar sarf etsem bu soğuk tabakayı ısıtamayacağımı anlıyorum. Adımlarım hiç kimseninkine uymuyor. Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor…"


- Yeşil Mürekkep



80. "İnsanlarını böylesine tüketen başka bir ülke olamazdı..."


- İpek Sabahlık



81. "Aşk olmalı, güzelliğin öteki adı.

."


- Celile



82. "“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür...”"


- En Hüzünlü Eylül



83. "“Bir kemanın telini sonsuza kadar geremezsiniz.
Kopar. Toplumlar da keman teli gibidir...”"


- En Hüzünlü Eylül



84. "“Sabahattin (Ali), son hamle olarak bir elini Pertev’in ötekini Hüseyin Nihal Atsız’ın omzuna koydu ve ‘Binmezsem bensiz gidecek’ diyerek başıyla treni işaret etti.. Pertev elindeki gazeteyi Sabahattin’e uzattı. 28 Kasım 1928 tarihli Cumhuriyet gazetesi iki arkadaşın elleri arasında yer değiştirirken, ‘Sakla!’ diye bağırdı Pertev. ‘Latin harfleriyle basılan ilk gazetelerden biri. Yüz yıl sonra çok değerli olacak!…”"


- Yeşil Mürekkep



85. ""Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler."

Y. K. Beyatlı"


- Celile



86. "“Dixi et salvavi animam meam.”
(Latince: “Konuştum ve ruhumu korudum.”)
~Martin Luther King~"


- En Hüzünlü Eylül



87. "Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme ki sana dargınım
Ben gene sana vurgunum

Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben yine sana vurgunum."


- Yeşil Mürekkep



88. "“Türk hükümeti tarafından Almanya’ya dil öğrenmeye gönderilen Türk gençlerinden biriydi Sabahattin (Ali). Potsdam’da ‘Deutsches Institut für Ausländer’da yatılı okumaya başladı. Sabahattin Almancayla yatar, Almancayla kalkar olmuştu. Alman edebiyatının o eşsiz eserlerini bir an önce Almancadan okumak için yanıp tutuşuyordu. Bu dili öğrendiğinde sadece Almanya’da yazılmış edebi eserleri değil, Avusturya, İsviçre, Alsace, Bohemya gibi bölgelerden çıkmış yazarları da okuyabilme heyecanını dile getiriyordu.
Etrafındakiler zar zor Goethe, Schiller gibi göreceli yeni isimleri sayarken, o 800 yılında doğmuş Alman edebiyatçı Rahip Otfrid von Weissenburg’un adını zikretmeye başlamıştı bile…”"


- Yeşil Mürekkep



89. "“Sabahattin, Gazi Mustafa Kemal’i uzun uzun övdüğü ve başlığını ‘Benim Aşkım’ koyduğu şiirinin özellikle de son dörtlüğüyle isteneni tam olarak yapmıştı:

‘Hem bunları ne çıkar anlatsam bir diziye,
Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya,
Kısacası; gönlümü verdim Ulu Gazi’ye,
Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor…”"


- Yeşil Mürekkep



90. ""Neyim var kaybedecek zincirlerimden başka?""


- Yeşil Mürekkep



91. "Belki , karşı karşıya olunduğunda ya da sıcağı sıcağına hiçbir zaman kabul edilebilir bir durum değil ölüm.

."


- Celile



92. "Hepimiz okumuştuk John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar’ını."


- En Hüzünlü Eylül



93. "Bazı kadınlar böyledir. Siz istediğiniz kadar zekânızla, aklınızla, bilginizle, kariyerinizle, toplum nezdindeki saygın yerinizle konuşun, onlar için havacıva anlamı taşır."


- Kızıl Çengi



94. "“1955 Yılının 15 Haziran günü açılacak olan İstanbul Hilton Oteli, Hilton Oteller Zincirinin ABD dışına uzanan ilk halkalarından. İstanbul ilk beş yıldızlı oteline kavuşmuş olacaktı...”"


- En Hüzünlü Eylül



95. "“Dini devlet düzeni haline getirmiş bir imparatorluktan, demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla çalıştıran bir ulus devlete dönmek kolay bir iş değildir. Hatta imkânsızdır. Atatürk ve arkadaşları bu imkânsızı gerçekleştirdiler...”"


- En Hüzünlü Eylül



96. ""Başım dağ saçlarım kardır
Deli rüzgarlarım vardır
Ovalar bana çok dardır
Benim meskenim dağlardır..."
Sabahattin Ali"


- Yeşil Mürekkep



97. "Elini tutan, yatağını paylaştığın, kalbini dolduran bir erkeğin yoksa, dünyanın en anlamlı ve büyük kalabalıklarının içinde de bulunsan, kendini bir türlü tamamlanmış hissetmezsin.

."


- Celile



98. "Başına indirilen bir odun parçasıyla, kanlar içinde yığıldı yere. Yeşil mürekkepli dolmakalemi düştü cebinden. Çantasından, yeni romanının sayfaları savruldu etrafa. Yazıları yetim kalmıştı.
Biricik kızı Filiz de öyle..
Gözleri bir daha açılmamak üzere kapanırken, cüzdanında güzel Aliye 'nin fotoğrafları da ağlıyordu."


- Yeşil Mürekkep



99. "Ne fark var onlarla aramızda? Hepimiz işçiyiz. Onlardan tek farkım fikir işçisi olmam."


- Putlar Yıkılırken



100. "Bak sevgilim, ben mutsuz olmak için yaratılmış bir kadınım. Seni de mutsuz ederim."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



101. "" Dünyayı yaşanılamaz hale getiren ,insandı. ""


- Yeşil Mürekkep



102. "“1928 Yılının Kasımı, İstanbul’un inci misali yapılarından Sirkeci Garı her zaman olduğu gibi hareketliydi.
Peltek Sabahattin (Ali), kendini yolcu etmeye gelenlerin ortasında yerini almış, her zamanki gibi parlıyordu. Titizlikle taranmış saçları, gözlüğü, takım elbisesi, paltosu, kravatı ve fötr şapkasıyla, tam bir salon beyfendisi gibi görünüyordu. Neler anlatmıyordu ki geçmişe, bugüne, geleceğe dair ve Otuz İki Kısım Tekmili Birden*…”

*Otuz İki Kısım Tekmili Birden:
Osmanlı’nın son dönemlerinde Darülbedayi’de Şehir Tiyatroları ‘Arkası Yarın’ türündeki tek sahnelik tiyatro oyunlarını bir araya toplayıp bütün halinde sahneye koyarlardı. Böyle zamanlarda gişelerin önündeki ‘Çığırtkanlar’, ellerindeki çıngırakları çalarak, ‘Otuz İki Kısım Tekmili Birden!’ diye bağırır, bu durumu halka duyururdu."


- Yeşil Mürekkep



103. "Bir gün sahneye çıkarsan en önde oturanlar arasında olacağım, Afife..."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



104. "“Kıbrıs Türkiye’nin burnunun dibindeydi. Anamur’a kırk kilometre olan Yeşil Ada’nın Yunanistan’a uzaklığı bin kilometredir ki, bu bile Kıbrıs’ın Anadolu’nun devamı olduğunun kanıtı sayılmalıydı..
.. 400 Yıl süreyle Osmanlı egemenliğinde yaşayan Yeşil Ada’nın, İngilizlere terk edilmiş olmasının arkasında yatan neden, Osmanlının madden ve manen sıkışmış olmasıydı...”"


- En Hüzünlü Eylül



105. "Küçük hayatlar yaşamış kimselerden büyük roman karakterleri çıkmaz."


- Kurgu ile Gerçeğin Aşkı



106. "“Varlık ve yokluk... iki kutup... Varoluş ışık, yokluk karanlık... Mümkün varlığı işaret edense , gölge... Gölge ne tam ışıktır ne de tam karanlık ... Aynı anda hem ışıktır, hem karanlık.."


- Bilginin Efendisi



107. "En çok ihtiyaç duyduğum zamanda sensiz kaldım..."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



108. "Bir el, kalbini söküp almış gibi oldu."


- Yeşil Mürekkep



109. "Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda ;
Dokunabilir misiniz
Gözyaşlarıma , ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel ,
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce .

Bir yer var , biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün ;
Epice yaklaşmışım , duyuyorum;
Anlatamıyorum .

Orhan Veli"


- Cumhuriyet Gibi Bir Kadın Nahit Hanım



110. "Bazen sevinirken üzülür, bazen de üzülürken sevinirsiniz. Böyle olunca, uçlar birbirlerini bir şekilde dengeler. en iyisi sevinirken sevinmektir ama galiba bu yalnızca o çocukluk yıllarında olur. En beteri ise, tahmin edeceğiniz gibi üzülürken üzülmektir."


- En Hüzünlü Eylül



111. "“ Bir ülkenin nasıl yönetildiği devletin meselesidir. Ülkede yaşayanlar bunu üzerlerine alınmayabilirler. Nihayetinde hataları yapanlar kendileri değildir. Buna karşılık toplumsal bir mesele, bizzat kendilerinin meselesidir. Düşünsenize, ‘hırsızlık rejimi’ demekle ‘Hırsızsınız!’ demek arasındaki farkı.”"


- Putlar Yıkılırken



112. "“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim”
Nâzım Hikmet"


- Yeşil Mürekkep



113. "Keşke anlatabilseydim sana, insanın içinden bir parça koptuğunda neler hissettiğini."


- Celile



114. "“Kendi vatanında, kendine ait bayrağın altında, özgür yaşayan bir ulusun çocukları olarak yaşamak hafife alınacak bir durum da, duygu da değildi kuşkusuz. Bayrağımızı gördüğümüz zaman gözlerimizin yaşarmasının, İstiklâl Marşımızı okurken duygulanıyor olmamızın ardında, zamanında yaşanmış çok ama çok büyük dramlar ve sonunda elde edilen daha da büyük bir zafer vardı...”"


- En Hüzünlü Eylül



115. ""Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım...""


- Yeşil Mürekkep



116. "Ve her zaman olduğu gibi, istenileni değil istediğini yaptı."


- Celile



117. "Fikirlere ambargo konuluyor. İnsanlardan, bir düşünceye körü körüne angaje olmaları isteniyor."


- Putlar Yıkılırken



118. "Bu ne adaletsizlikti böyle!"


- Yeşil Mürekkep



119. ""Bak sevgilim, ben mutsuz olmak için yaratılmış bir kadınım. Seni de mutsuz ederim.""


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



120. "Kuşkusuz, çocuklar doğacakları kenti seçme kakkına sahip değildir. Değiştirme imkânını ise çok azı yakalayabilir."


- Yeşil Mürekkep



121. ""Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım...""


- Yeşil Mürekkep



122. "Dünyanın başka hiçbir yerinde gündemi bu kadar çabuk değişen ama ne hikmetse hep başladığı noktaya dönen başka bir ülke varsa da ben bilmiyorum."


- Melek Terörist Fahişe



123. "Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kapsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben yine sana Vurgunum.""


- Yeşil Mürekkep



124. ""Niçin ruhumuzun asla ısınamadığı kalıplarda kalmaya mecburuz? Bir insana bundan daha büyük bir işkence olur mu?""


- Yeşil Mürekkep



125. "Tam da Nâzım'ın söylediği gibi, şöhret geçiciydi, insanlar ve meslekler kalıcı değildi, her şey ve herkes unutulmaya mahkûmdu."


- Yeşil Mürekkep



126. "Genç terzi Effimia, Hristiyanlığı kabul eden İstanbullulardandı. Onun yaşadığı dönemde, İstanbul'a paganlık hakimdi ve Effimiadan beklenen de bu yaygın inanca uyumlu davranmaktı. Genç kız baskıya başkaldırdı.
Önce tehdit edildi, sonra aşağılandı, ardından taşlandı. Hiç bir caydırma metodu sonuç vermeyince işkence yapılarak öldürüldü... (16 Eylül 303)"


- En Hüzünlü Eylül



127. "Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kapsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben yine sana Vurgunum.""


- Yeşil Mürekkep



128. "Ne büyük bir aşktı bu!
Karşılıksız ama büyük!"


- Yeşil Mürekkep



129. "𝘽𝙞𝙧 𝙨̧𝙚𝙝𝙞𝙧 𝙣𝙖𝙨ı𝙡 𝙗𝙤̈𝙮𝙡𝙚 𝙥𝙖𝙧𝙘̧𝙖𝙡𝙖𝙣ı𝙧!..."


- Yağmur Çiseliyor



130. "Havasından mıdır suyundan mı bilinmez, üzerinde yaşadığımız topraklar, tıpkı yüz otuz iki yıl öncesinde olduğu gibi, Sabahattin Ali'nin döneminde de, bugün de, aklın peşinde koşan evlatlarını yok etmeyi sürdürüyordu.
Ne yazık!"


- Yeşil Mürekkep



131. "Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor... Yolun ortasında... Herkes...""


- Yeşil Mürekkep



132. "Düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya âşık olurdu. Karakteri böyleydi."


- Yeşil Mürekkep



133. ""Neticesiz bir aşka verdim gençliğimi
Ne ufak bir temayül ne de bir iltifat gördüm.
Önünde yalvararak söylerken sevdiğimi
Gözlerinde yüzüme inen bir tokat gördüm.""


- Yeşil Mürekkep



134. "İçinde geçmekte olduğumuz zaman,ne yazık ki ahlâkî krizin zirve yaptığı bir dönem.."


- Melek Terörist Fahişe



135. "Bilirsiniz, ağlamanın kaçınılmaz olduğu durumlar vardır."


- En Hüzünlü Eylül



136. "Eğer kimsesizseniz, İstanbul acımasız bir şehirdir."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



137. ""Neticesiz bir aşka verdim gençliğimi
Ne ufak bir temayül ne de bir iltifat gördüm.
Önünde yalvararak söylerken sevdiğimi
Gözlerinde yüzüme inen bir tokat gördüm.""


- Yeşil Mürekkep



138. "Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor... Yolun ortasında... Herkes...""


- Yeşil Mürekkep



139. "Düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya âşık olurdu. Karakteri böyleydi."


- Yeşil Mürekkep



140. "𝘾̧𝙖𝙧𝙚𝙨𝙞𝙯 𝙞𝙣𝙨𝙖𝙣𝙡𝙖𝙧 𝙠𝙚𝙣𝙙𝙞 𝙜𝙤̈𝙗𝙚𝙠 𝙗𝙖𝙜̆𝙡𝙖𝙧ı𝙣ı 𝙠𝙚𝙣𝙙𝙞𝙡𝙚𝙧𝙞 𝙠𝙚𝙨𝙢𝙚𝙠 𝙯𝙤𝙧𝙪𝙣𝙙𝙖.."


- Yağmur Çiseliyor



141. ""Zaman yok olunca, yerini zifiri siyah bir sonsuzluk, kara bir delik alıyormuş.""


- Yeşil Mürekkep



142. ""Filozoflar dünyayı sadece çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır. Oysa sorun onu değiştirmektir.""


- Yeşil Mürekkep



143. ""Birkaç şeyin ters gitme olasılığı varsa, en fazla zarar verecek olan en önce ters gider""


- Kızıl Çengi



144. "Ne olurdu sanki biraz da yürekli olabilseydi?"


- Celile



145. "Gurbette olanlar memleketleriyle yatar, memleketleriyle kalkar."


- Yeşil Mürekkep



146. "Bildiğim bir şey varsa, o da sanatta, şiirde güzellik kendi başına bir anlam taşımaz. Bir manası olmalı güzelliğin.""


- Yeşil Mürekkep



147. ""Ah sevgili Marcel, keşke anlatabilseydim sana, insanın içinden
bir parça koptuğunda neler hissettiğini ... Ama ne kabil . .."


- Celile



148. "Bir bedeli vardı elbette "kendin olmanın"..."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



149. "Hayatın bazen çok tatlı olduğunu itiraf ederim. Fakat herkes için değil. Mesela ben hayatımın bir bilançosunu yapsam, bütün ömrümdeki zevkli anlar ihtimal bir hafta bile tutmazlar."


- Yeşil Mürekkep



150. ""Hayat bir hikaye gibidir. Ne kadar uzun oLduğu değiL ne kadar güzeL oLduğu önemLidir.""


- En Hüzünlü Eylül



151. "Sarsılmış da olsa, kitaplardan oluşan dünyasına geri dönmekten başka çaresi yoktu."


- Yeşil Mürekkep



152. "Ne kadar güzel İstanbul, tam da bu mevsimde ve gün batarken, değil mi?"


- Yağmur Çiseliyor



153. "Yağmur çiseliyor
Serez çarşısı dilsiz
Serez çarşısı kör
Havada konuşamamanın, görememenin kahrolası hüznü.."


- Yağmur Çiseliyor



154. ""Milletin diline düşmeyeceksin azizim . İnsanı rezil de ederler , vezir de."


- En Hüzünlü Eylül



155. "“Niçin ruhumuzun asla ısınamadığı kalıplarda kalmaya mecburuz? Bir insana bundan daha büyük bir işkence olur mu?”"


- Yeşil Mürekkep



156. "Bir kemanın teLini sonsuza kadar geremezsiniz, kopar."


- En Hüzünlü Eylül



157. "Sarsılmış da olsa, kitaplardan oluşan dünyasına geri dönmekten başka çaresi yoktu."


- Yeşil Mürekkep



158. "Ben değilsem kim? Şimdi değilse ne zaman?"


- Celile



159. ""Gurbette olanlar memleketleriyle yatar,memleketleriyle kalkarlar. Akıllarında hep ,geride bıraktıklarının zihinlerine kazınmış fotoğrafları vardır.
Özellikle de aşklarının !""


- Yeşil Mürekkep



160. "Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
Akarsuyun
Meyve çağında ağacın
Serpilip gelişen hayatın düşmanı."


- Yeşil Mürekkep



161. ""Zaman yok olunca, yerini zifiri siyah bir sonsuzluk, kara bir delik alıyormuş. ""


- Yeşil Mürekkep



162. "Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım."


- Yeşil Mürekkep



163. "Geri döndüğüm kent belki aynı ama bakan gözler değişti...""


- Celile



164. "Gurbette olanlar memleketleriyle yatar, memleketleriyle kalkar. Akıllarında hep, geride bıraktıklarının zihinlerine kazınmış fotoğrafları vardır."


- Yeşil Mürekkep



165. ""Susmak, susmayı kabullenmek, gerçekleri görüp de susarak bir hayat geçirmek de onursuzluk olurdu.""


- Yeşil Mürekkep



166. "𝙎𝙞𝙯 𝙠𝙚𝙣𝙙𝙞𝙣𝙞𝙯𝙚 𝙞𝙣𝙖𝙣ı𝙣, 𝙗𝙖ş𝙠𝙖𝙡𝙖𝙧ı 𝙙𝙖 𝙨𝙞𝙯𝙚 𝙞𝙣𝙖𝙣𝙖𝙘𝙖𝙠𝙩ı𝙧"


- Karanlık Oda



167. "Zamanının tümünü kâğıt, kalem, kitap arasında geçiriyordu."


- Yeşil Mürekkep



168. ""Ne kendi kararlarına kimseyi karıştırır ne de kimsenin kararlarını değiştirmeye uğraşırdı.""


- En Hüzünlü Eylül



169. ""Sanki, erkeklerden topyekûn intikam almaya çalışıyorsun gibi..."

Şuh bir kahkaha attı bu sözlerime karşılık Cahide.

"Babam dahil olmak üzere, hepsi de hak etmiyorlar mı?""


- Kızıl Çengi



170. "İktidarın her yaptığını onaylayanlara, köşe başlarını tutmuş erk sahiplerinin peşinde dolaşıp durmaksızın "Ağamsın, paşamsın" diyenlere aydın denilemezdi."


- Yeşil Mürekkep



171. "Arkadaşlarının tersine, bir baltaya sap olamamıştı henüz,"


- Yeşil Mürekkep



172. "Seni çok göreceğim geldi. Mamafih bu hasret öyle bir hasrettir ki yan yana olduğumuz zamanlarda bile bakidir."


- Yeşil Mürekkep



173. "Çok zaman kaybetmişti. Elinden kayıp gitmekte olan hayatı bir yerinden yakalamalıydı.."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



174. "Yaşadığımız dönemin en büyük cahili, diploma almayı eğitim sananlardır."


- Bilginin Efendisi



175. "Anlaşmanın ihtimali yoksa konuşmanın gereği yoktur.."


- Bilginin Efendisi



176. "Nasıl oluyordu da bazı insanlar kafalarını ikiye, üçe, yirmi üçe bölüp düşünebiliyorlardı?"


- Kızıl Çengi



177. "Sen de tiksinmiyor musun bu dünyadan? Sana da iğrenç, rezil görünmüyor mu yaşanmakta olan her şey?"


- İpek Sabahlık



178. "Her şey bana engel oldu alemde
Bir coşkun nehirdim, yıktım bendimi..."


- Yeşil Mürekkep



179. "Bütün dünyayı, kocaman bir ülke olarak görmek istiyordu...

Din, dil, irk, cinsiyet ayrımı yapılmayan, kavgasız gürültüsüz, barış ve huzur içinde yaşanan bir dünyanın vatandaşı olmak istiyordu."


- Yeşil Mürekkep



180. "Onunla aynı yerde bulunmak , aynı havayı soluyor olmak her şeye rağmen iyi geliyordu ."


- İpek Sabahlık



181. "İyi kurgulanmış bir düzende, hiçbir kadının meslek olarak orospuluğu seçeceğine asla inanmıyorum."


- Melek Terörist Fahişe



182. "… her şey ve herkes unutulmaya mahkumdu."


- Yeşil Mürekkep



183. ""Türkiye..." diye ısrar etti Sabahattin. "Süratle zaten çok az olan özgürlüklerini tümüyle unutmaya hazırlanıyor.""


- Yeşil Mürekkep



184. "Belaların arka arkaya gelmek gibi bir huyu vardır."


- Yeşil Mürekkep



185. "Geriye dönük hatalarımız üzerine ağlamak ya da yargıda bulunmak yerine, geleceğe bakalım."


- Zerdüşt'ün Sırrı



186. ""... yaştan değil ama dertten ağarmış saçlarını büyük bir titizlikle taradı, altın çerçeveli gözlüklerini taktı. ""


- Yeşil Mürekkep



187. "Sevdiği insanLarı sırtına aLır, gerekirse sonsuza kadar götürürdü."


- En Hüzünlü Eylül



188. "...şimdiye kadar kendimden başka kimseye kötülük etmemem için gayret ederdim. Artık kendime de kötülük etmemek için bu kararı verdim."


- Yeşil Mürekkep



189. "Dünyanın başka hiçbir yerinde gündemi bu kadar çabuk değişen ama ne hikmetse hep başladığı noktaya dönen başka bir ülke varsa da ben bilmiyorum.."


- Melek Terörist Fahişe



190. "Ne kadar haklı olduğun değil, neden yana olduğun önemli olan.""


- İpek Sabahlık



191. "“Uzaktan da olsa, seni izliyorum “dedi Nâzım."


- İpek Sabahlık



192. ""Ankara eğer mutlu değilse, bunun faturasını birisine, birilerine ödetir.""


- Ben Suat Derviş



193. ""Ben değilsem kim? Şimdi
değilse ne zaman?""


- Celile



194. "Neyim var kaybedecek zincirlerimden başka?"


- Yeşil Mürekkep



195. ""Neticesiz bir aşka verdim gençliğimi
Ne ufak bir temayül ne de bir iltifat gördüm...""


- Yeşil Mürekkep



196. "Ne hikmetse, kimsenin otoriter düzen ya da haklar ve özgürlükler gibi kavramlara itibar ettiği yoktu."


- Yeşil Mürekkep



197. "Eğer kimsesizseniz, İstanbul acımasız bir şehirdir."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



198. "... insan yokluğun içine de doğabilirdi pekala ama varlıktan yokluğa geçiş yapmak sahiden zor oluyordu."


- İpek Sabahlık



199. ""..artık birleşmemiz bi gün meselesi oldu...Benim için dünyada her şey sensin...""


- Yeşil Mürekkep



200. "Diktatörlerden arınmış, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, eşit çalışmanın karşılığında eşit gelir elde edilen bir dünyada nefes almaktı..."


- Yeşil Mürekkep



201. "Hepimiz, hükümetin devlet mekanizmasını kendi çıkarları doğrultusunda ve aşırıya kaçarak kullandığını görüyoruz."


- En Hüzünlü Eylül



202. "Diktatörlerden arınmış, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, eşit çalışmanın karşılığında eşit gelir elde edilen bir dünyada nefes almaktı..."


- Yeşil Mürekkep



203. "Zamanının tümünü kağıt, kalem, kitap arasında geçiriyordu."


- Yeşil Mürekkep



204. "Ülkenin meseleleri o kadar zor ve derindi ki,"


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



205. "Artık demir alma günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol."


- Celile



206. "ABD devlet başkanı Truman'ın doktrini ve Marshall planı tıkır tıkır yürüyordu.
1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılmış, 140.000 günahsız Japon katledilerek, ABD dünyanın en azından bir yarısının ağabeyi olmuştu.
Batı Avrupa ülkeleri ABD ile birlikte hareket etmelerinin yararlı olacağı düşüncesiyle görüşmelere başlamışlardı hemen.
Sosyalist ülkelerde boş durmamıştı tabii.
Dünya tam anlamıyla iki kutuplu bir gezegen haline dönüşmüştü.
Soğuk Savaş, tam anlamıyla başlamıştı."


- Yeşil Mürekkep



207. "Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım…"


- Yeşil Mürekkep



208. "Ne yazık ki mutsuzluk, mutluluğun ikiz kardeşidir!"


- Celile



209. ""Kim , kiminle ,nerede ,ne yaptı,kim gördü ,ne dedi? " Oyunu misali anlattı."


- En Hüzünlü Eylül



210. "Darülbedayi’de oynan Othello’da, Desmona rolünü Bedia Muvahhit, Emilla’yı ise Neyyire Neyir başarıyla canlandırmışlardı.

İlk filmi Ateşten Gömlek’te çok başarılı olmuştu sevgili Bedia.

Darülbedayi: 1927’de İstanbul Şehir Tiyatrosu olarak değiştirildi.

Bedia Muvahhit: Cumhuriyet dönemi sinema be tiyatro oyunculuğu yapan ilk kadındır.

Neyyire Neyir : Gerçek adı ile Münire Eyüp Ertuğrul.

Türk tiyatro ve sinema oyuncusu. Türk sinemasının ilk kadın oyuncularından birisidir. Türk tiyatrosu ve tiyatrosunun öncülerinden Muhsin Ertuğrul'un eşidir."


- İpek Sabahlık



211. "Deniz’i tanıyordu. Kim tanımıyordu ki delikanlıyı? Üniversite öğrencileri şöyle dursun sokaktaki insan bile haberdardı
"


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



212. ""Başım dağ saçlarım kardır
Deli rüzgârlarım vardır
Ovalar bana çok dardır
Benim meskenim dağlardır...""


- Yeşil Mürekkep



213. "İktidarın her yaptığını onaylayanlara, köşe başlarını tutmuş erk sahiplerinin peşinde dolaşıp durmaksızın “Ağamsın, paşamsın" diyenlere aydın denilemezdi.
Çünkü onların yaptığı en yumuşak ifadeyle "iktidar yardakçılığı" sayılırdı."


- Yeşil Mürekkep



214. "Ateş gibi yanan kalbimin sıcaklığını ne kadar sarf etsem bu soğuk tabakayı ısıtamayacağımı anlıyorum. Adımlarım hiç kimseninkine uymuyor. Herkes beni yolun ortasında bırakıveriyor... Yolun ortasında... Herkes...."


- Yeşil Mürekkep



215. ""Niçin ruhumuzun asla ısınamadığı kalıplarda kalmaya mecburuz? Bir insana bundan daha büyük bir işkence olur mu?""


- Yeşil Mürekkep



216. "Biliyor musunuz, "etme bulma dünyası" lafı var ya hani, sahiden doğru galiba."


- Zerdüşt'ün Sırrı



217. "Eğer kullanılmayacaksa, bilgi ne işe yarar ki?""


- Bilginin Efendisi



218. "Gurbette olanlar memleketleriyle yatar,memleketleriyle kalkarlar. Akıllarında hep ,geride bıraktıklarının zihinlerine kazınmış fotoğrafları vardır.
Özellikle de aşklarının !"


- Yeşil Mürekkep



219. "Gerçekler ne çabuk hatıraya, hayale dönüşüyor değil mi?"


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



220. "Yüzleşeceklerdi. Birbirleriyle, kendileriyle ve her şeyle."


- Putlar Yıkılırken



221. "Güzel ya da yakışıklı olmak başlangıç için önemlidir. Ardından başka meziyetler de gelir ama güzel ya da yakışıklı olmak, hep elde var birdir."


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



222. "Bazı dönemlerde sarf edilen kimi sözler, insanların üzerine yapışır ve tüm geleceğini etkiler."


- İpek Sabahlık



223. "<

Ben hayatta en çok seni görmeyi seviyorum.

>"


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



224. "Aşk galip gelince, akla perde iner..!"


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



225. ""Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi...""


- Yeşil Mürekkep



226. "Güzel ya da yakışıklı olmak başlangıç için önemlidir. Ardından başka meziyetler de gelir ama güzel ya da yakışıklı olmak, hep elde var birdir."


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



227. "𝙂𝙤̈𝙣𝙡𝙪̈ 𝙖𝙨̧𝙠 𝙞𝙡𝙚 𝙙𝙤𝙡𝙪 𝙤𝙡𝙖𝙣𝙡𝙖𝙧ı𝙣 𝙗𝙪𝙡𝙪𝙣𝙙𝙪𝙜̆𝙪 𝙮𝙚𝙧𝙡𝙚𝙧𝙙𝙚, 𝘾𝙚𝙮𝙡𝙖𝙣 𝙞𝙡𝙚 𝘼𝙨𝙡𝙖𝙣 𝙗𝙞𝙡𝙚 𝙗𝙖𝙧ı𝙨̧ 𝙞𝙘̧𝙞𝙣𝙙𝙚 𝙮𝙖𝙨̧𝙖𝙧𝙡𝙖𝙧."


- Yağmur Çiseliyor



228. ""Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim a
Akarsuyun
Meyve çağında ağacın
Serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına: -çürüyen diş, dökülen et-
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki sevgilim, elbet
Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle:
İşçi tulumuyla bu güzelim memlekette Hürriyet."

Nazım Hikmet"


- Yeşil Mürekkep



229. "Hayatım bazen çok tatlı olduğunu itiraf ederim. Fakat herkes için değil. Mesela ben hayatımın bir bilançosunu yapsam, bütün ömrümdeki zevkli anlar ihtimal bir hafta bile tutmazlar."


- Yeşil Mürekkep



230. "𝐇𝐞𝐫𝐤𝐞𝐬 𝐛𝐞𝐧𝐢 𝐲𝐨𝐥𝐮𝐧 𝐨𝐫𝐭𝐚𝐬ı𝐧𝐝𝐚 𝐛ı𝐫𝐚𝐤ı𝐯𝐞𝐫𝐢𝐲𝐨𝐫..."


- Kara İblis Firarda



231. "Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya"


- Yeşil Mürekkep



232. "Güzeli anlatabilmek için çirkini, geceyi tarif edebilmek için gündüzü, iliklerinize, kemiklerinize kadar hissedebilmelisiniz..."


- İpek Sabahlık



233. "Hayat nasıl da tepindi üzerimizde değil mi?"


- Putlar Yıkılırken



234. "“Dünyayı yaşanılmaz hale getiren , insandı.”"


- Yeşil Mürekkep



235. "Vatan ataların mezarlarının bulunduğu yerdir."


- Melek Terörist Fahişe



236. "...sessiz sedasız bir kenarda oturmayı seçenlere pek bir şey olmamıştı ama kendi gibi ülkeleri için ateşe atılmaktan yılmayanlara tam anlamıyla kabus yaşatmıştı bu ülke."


- Yeşil Mürekkep



237. "“Anlaşmanın ihtimali yoksa, konuşmanın lüzumu yoktur!”"


- Cumhuriyet Gibi Bir Kadın Nahit Hanım



238. "Artık demir alma günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol."


- Celile



239. "İyi ve kötü, güzel ve çirkin, güçlü ve zayıf, umut ve umutsuzluk birbirlerinin ikiz kardeşidir..."


- Yeşil Mürekkep



240. "Benim için dünyada her şey sensin."


- Yeşil Mürekkep



241. "Biliyor musun, ben hayatta en çok seni görmeyi seviyorum.."


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale



242. "En azından yüz yıldır, bu toprakların gençleri, aydınları ülkeleri için kendilerini feda ediyor. Dilerim yüz yıl daha sürmesin."


- Celile



243. "Çünkü sen sevginle beni dünyada erişilebilecek saadetlerin en büyüğüne eriştirdin."


- Yeşil Mürekkep



244. "...Ülkesinde yaşama, konuşma ve yazmaya dair özgürlüklerin her geçen gün biraz daha fazla kısıtlanıyor olmasına hiddetleniyordu."


- Yeşil Mürekkep



245. ""Ya Rabbim, hayat nasıl bir şey?""


- En Hüzünlü Eylül



246. ""Dünyanın en basit,en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir.Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz ?""


- Yeşil Mürekkep



247. "Kız çocuğun olduğunda çok dikkat etmelisin Cevdet. Kadınların düşüşü erkeklerinki gibi olmuyor."


- Kızıl Çengi



248. "Kötülüğün vatanı bütün dünya."


- Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var



249. "Dünyayı yaşanılamaz hale getiren, insandı."


- Yeşil Mürekkep



250. "Aşk galip gelince, akla perde iner!"


- Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: