Orhan Hançerlioğlu En Beğenilen Sözleri
1. "İçimde hep bir boşluk, bir eksiklik vardı. Ne istediğimi bilmiyorum ama böylesine bir yaşayışı istemediğim de gerçekti. Ben galiba yaşadığım sürece kendimi hep istemediklerini yapmaya zorladım."
- Yedinci Gün
2. "İnsan, bilinenin çok daha üstünde, çok daha güçlü, çok daha özgür bir yaratıktı. Her şey onun elindeydi, onun keyfine, dileğine bağlıydı."
- Yedinci Gün
3. ""Allah'ı ararsan gönlünde ara,
Mekke'de, Kudüs'te, Hac'da değildir."
Yunus Emre"
- Düşünce Tarihi
4. "-Yalnızım…’’ dedi ‘’çok yalnızım…
-Eh, bizim anamız babamız mı var? Herkes yalnızdır şu dünya üstünde… Anası, babası, çoluğu çocuğu olanlar bile yalnızdır. İnsan yalnız yaratılmıştır nasılsa… Yalnızca sürükleyecek ömrünü…
-Değer mi ki?…
-Değse ne olacak?… Gelmek senin elinde miydi de gitmek elinde olsun?… Marifet ölmekte değil, yaşamakta."
- Yedinci Gün
5. ""Erdem, haz almakta ölçülü olmaktır.""
- Düşünce Tarihi
6. "Tanrı, dünyamızdan kötülükleri ya atmak istiyor ama atamıyor, ya atabilir ama atmak istemiyor, ya ne atabiliyor ne de atmak istiyor. Bu konuda başka bir ihtimal olamaz. Atmak istiyor da atamıyorsa, bu güçsüzlüktür. Tanrının özüne aykırıdır. Atabiliyor da atmak istemiyorsa bu kötülüktür. Tanrının özüne aykırıdır. Ne atabiliyor ne de atmak istiyorsa bu hem güçsüzlük, hem de kötülüktür ki, Tanrı'nın özüne büsbütün aykırıdır. Hem atabiliyor, hem atmak istiyorsa -Tanrı'ya yakışan da budur
-bütün bu kötülükler hâlâ neden duruyor?"
- Düşünce Tarihi
7. "‘’Yaşamak?… Evet ama nasıl yaşamak?"
- Yedinci Gün
8. ""Bu kadar iğrenç bir şeye Tanrı razı olamaz". Sonya'nın ağzıyla bu yargıya varan Dostoyevski, yaşadığı sürece onu kıvrandıracak olan ikiliği, Suç ve Ceza'nın dördüncü bölümünde, Raskolnikov'un ağzından ortaya atıyor: "Ama gene de razı oluyor işte...""
- Düşünce Tarihi
9. "‘’Kötü bir dünya bu…’’ diye mırıldandı. ‘’Ben bu dünyayı sevmiyorum…"
- Yedinci Gün
10. "Huzur nerededir?... diye düşündü. Hangi sosyal yapılardadır?..."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
11. "Gün, birdenbire doğmaz. Aydınlık, karanlığın içindedir. Gök, aydınlığını, karanlığının içinden süzer."
- Düşünce Tarihi
12. ""Tımarhaneden ya da idealist düşünürlerin okulundan çıkmamış her insan, dünyanın kendi benliği dışında varolduğunu bilir.""
- Felsefe Ansiklopedisi
13. "Siz yaşıyorsunuz diye ben ölmek istiyorum. Dünyanız size mübarek olsun."
- Yedinci Gün
14. "Pythagoras(Pisagor), gizli bir din okulu kurmuştur. Öğrencilerine ahlak, siyaset ve din öğretmektedir. Bu bilimlerin tümüne
adını veriyor. Ilk anlamı, insan bilgisinin tümünü kuşatan demek olan matematik sözcüğü de buradan gelmektedir."
- Düşünce Tarihi
15. "Platon, Devlet adlı ünlü yapıtında, çömlekçi zengin olmamalı, diyor, çömlekçi zengin olursa çömlekçiliği bırakır, çömleksiz ne yaparız sonra?... İşte Platon'un devleti böylesine bir temele oturmaktadır. Amaç, çömlekçiye çömlek yaptırarak, hem çömlekçinin, hem de toplumun mutluluğunu sağlamaktır."
- Düşünce Tarihi
16. "Kendimi, amacına inanmadığım bir makinanın dişlilerinden biri haline koymuştum. Bütün öteki çarklar nasıl dönüyorsa ben de onlara bakarak öylece dönüyordum."
- Yedinci Gün
17. "Sokrates'in öğrencisi Atinalı Antisthenes (1.Ö. 444-368), insanın tam bağımsızlık ve özgürlüğünü savunan, erdeme ve mutluluğa böylelikle erişebileceğini ileri süren bir okul kurmuştur. Antisthenes'e göre, insanın ereği (gayesi) mutluluktur, mutluluk da her türlü bağdan kurtulmuş içsel bir özgürlükle gerçekleşir. İstenilecek tek şey erdem, kaçınılacak tek şey erdemsizliktir. Gerçek erdem, insanın hiçbir değere bağlı ve tutsak olmamasıyla elde edilir. Bunu sağlamak için de insanın bütün tutkularından sıyrılması gerekir. İnsan hiçbir hazzın, isteğin, sağlığın, zenginliğin, güzelliğin, şan ve şerefin peşinden koşmamalıdır."
- Düşünce Tarihi
18. ""İnsanın gücü güçsüzlüğündedir.""
- Düşünce Tarihi
19. "İçgüdü, belli bir olay karşısında belli bir davranıştır. Düşmanını görmek, hayvanı ya bağırtır, ya kaçırtır, ya da düşmanına saldırtır. İnsanınsa ne türlü davranacağı belli değildir, daha doğrusu ne türlü davranacağı o anda içinde bulunduğu sosyal, ethik ve entelektüel koşullara bağlıdır. Bağırmak, kaçmak, saldırmak şöyle dursun, insan - eğer o anda işine öyle geliyorsa - düşmanını yanaklarından öpebilir. Ama, içinde, gene de hoş olmayan bir duygu kıvranır. İnsanın içgüdüsü işte bu kadarcıktır ve pek güçsüzdür."
- Düşünce Tarihi
20. "‘Sevmek de yaşamak için değil miydi?’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
21. "Soyluluğunuz geçmişinizden değil, gittiğiniz yoldan geliyor. Sizler geleceğin ekincilerisiniz. Atalarınızın yurdundan sürülünüz, yurdunuz çocuklarınızın yurdudur. Babalarınızın çocukları olmak günahını çocuklarınızla temizleyiniz. Geçmiş böylece kurtarılacaktır."
- Düşünce Tarihi
22. ""Ey insan kardeşlerim, sizler belki insanüstü olmayacaksınız, ama insanüstünün babaları olabilirsiniz. Dünya dediğiniz şeyi siz yaratmalısınız. O, sizin aklınız, düşünceniz, sevginiz olmalı..."
Friedrich Nietzsche"
- Düşünce Tarihi
23. "Sırlarımız içimizdeyken bizim emrimizdedirler, ama dışarıya çıkar çıkmaz biz onların emirlerine boyun eğmek zorunda kalırız."
- Yedinci Gün
24. "Keşke Bakan olacağıma bir bakkal olsaydım."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
25. "‘Sevmek de yaşamak için değil miydi?’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
26. "Gözleri mavi olan tamamen beyaz kediler her zaman ya da hemen her zaman sağırdır."
- Düşünce Tarihi
27. "İyi bir kanunu uygulayan bir ülkede duruşması gerçekten yapılarak asılan kişi, Osmanlı imparatorluğunda yaşayan paşaların herhangi birinden daha özgürdür."
- Düşünce Tarihi
28. ""Gerçek tasavvufçu, herkesin anlayamadığı şeyleri bildiği halde, bunları halka söylemez. Bildiklerini açığa vurursa onu öldürürler. Buna, ikiyüzlülük diyebilirsiniz. Ama dış'la iç'in bir ayrılığı olmalıdır. Her inanış, kendi alanında değerlendirilmelidir. Gerçek, halka daha işin başında ve açıkça söylenirse ya yollarını sapıtırlar, ya da o gerçeği söyleyeni suçlarlar. Halk ve gerçek ayrı ayrı gözetilerek, ortalama bir yolla, halkı gerçeğe yavaş yavaş alıştırmak gerektir."
Şeyh Bedrettin
Varidat"
- Düşünce Tarihi
29. "Yahudi sözcüğü, en büyük İsrail kabilesi olan Yahuda kabilesine ilişkinliği dile getirir, Yahuda kabilesinden olan demektir, daha sonra Musa dininden olan'ı adlandırmıştır. Yahudiliğe, Musa'nın adına bağlanarak Musevilik denir. Yahudilerin kutsal kitabı bu dinin kurucusu olarak peygamber Ibrahim'i gösterir. İlkin tanrının buyruklarını kabilesine ileten oymuş. Oğlu İshak ve İshak'ın oğlu Yakub da bu dini sürdürmüşler. Daha sonra Musa (Yahudi inançlarına göre İ.Ö. 1440 da ölmüş) Sinâ dağında Tanrı'nın on buyruğunu alıyor ve Yahudi dini böylelikle biçimleniyor."
- Düşünce Tarihi
30. "Hayvan, doğa karşısında tam ve uygun, insansa eksik ve doğaya karşıt bir varlıktır. Hayvanın bütün davranışları doğanın isteğine göre düzenlenmiştir, insanın bütün davranışlarıysa doğaya karşıdır."
- Düşünce Tarihi
31. "Ispartalı Khilon, tutkularını dizginle, ölçülü ol, diyor. Dostlarının iyi günlerine yavaş yavaş git, kötü günlerine koşa koşa. Kendinden yaşlıyı say. Kanunlara uy. Haksızlığa uğrarsan barış, hakarete uğrarsan öç al. Ölmüşleri öv. Kendini bil."
- Düşünce Tarihi
32. "Tek bir kişi yoktur ki, kendine kendinden büyük bir düşman bulmuş olsun."
- Düşünce Tarihi
33. "İnsanlar eğriliği, eğrilik yapmak korkusundan değil, eğriliğe uğramak korkusundan ayıplarlar."
- Düşünce Tarihi
34. "ADIAPHORIE: Duygusuzluk.
ADIAPHORON: Umursamazlık, İlgisizlik.
ADÎMÜLİMKÂN: Olanaksız."
- Felsefe Ansiklopedisi
35. "Acılarımızda çeşitli ikiyüzlülükler vardır. Sevdiğimiz kişinin ölümüne acırken kendi yoksunluğumuza ağlarız. O ölünün bizim için iyi duygularını düşünerek acırız. O ölüyle birlikte ya malımız, ya mutluluğumuz, ya da gücümüz gitmiştir. Gerçekte acındığımız bunlardır. Ölüler sadece, diriler için akan gözyaşlarının şerefini taşırlar."
- Düşünce Tarihi
36. "Din kurumu, bütün biçimlerinde, usla çelişiktir. Dinin inanmayı şart koştuğu dogmalar çoğunlukla gerçekdışı konulardır."
- Düşünce Tarihi
37. ""İnsanlar akla ne kadar bağlanırlarsa, mutluluktan o kadar uzaklaşırlar. Davranışlarını akla göre düzenleyenler, delilerden daha deli olduklarından, insanlıklarını unutur, Tanrılığa özenirler. Bilim üstüne bilim, sanat üstüne sanat yığarlar. Bütün bunları da doğaya karşı savaşmak için kullanmaya kalkarlar. Ey ulu Tanrılar; kendilerine deli, akılsız, budala, avanak gibi güzel adlar verilen kişilerden daha mutlu kişiler var mıdır yeryüzünde?..."
Erasmus"
- Düşünce Tarihi
38. "“Gelmek senin elinde miydi de gitmek elinde olsun?… Marifet ölmekte değil, yaşamakta..”"
- Yedinci Gün
39. "Friedrich Nietzsche (1844-1900), insanüstü (Al. Über-mensch) varsayımıyla, geleceğin nazizm ve faşizm gibi ünlü canavarlıklarının temellerini atmaktadır. Zerdüşt böyle dedi adlı yapıtında bir peygamber gösterişiyle (yaşamının son yıllarında büsbütün çıldırmış ve mektuplarını peygamber olarak imzalamıştır) şöyle diyor: Maymuna göre insan neyse insana göre de insanüstü odur"
- Düşünce Tarihi
40. "Kant'ın da dediği gibi, el, dışarıya doğru uzanmış bir beyindir."
- Düşünce Tarihi
41. "İyi olmayan insanlar arasında iyi kalmak isteyen bir insan er geç ortadan silinir."
- Düşünce Tarihi
42. "Kant'ın da dediği gibi, el, dışarıya doğru uzanmış bir beyindir."
- Düşünce Tarihi
43. "Sen saf bir adamsın koca Sokrates. Şunu anlamalısın ki, doğru adam, her işte, doğru olmayanın karşısında zararlı çıkar. Bir doğruyla bir eğri ortak olsa, bu ortaklığın sonunda, zararda olan hep doğrudur. Doğru adam çok, eğri adam az vergi verir."
- Düşünce Tarihi
44. ""Tanrı'yı arayan, sonunda kendisini bulur.""
- Düşünce Tarihi
45. "❝Bir gün güvendiğin o dağlara kar yağacak.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
46. "Samuel Reinach, Orpehus adlı kitabında şöyle demektedir: Hamurabi kanunları, Musevi kanunları için ileri sürülmesi gelenek haline gelen tarihten yedi yüzyıl önce yapılmıştır. Eğer Musevi kanunlarının Musa'ya tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, tanrı, Hamurabi'nin yapıtını aşırmış demektir."
- Düşünce Tarihi
47. "Suçunu sadece kendisi bilen, cezadan yakayı kurtaran bir katilin çektiği vicdan acısı, insanın kendi varlığına, kendi benliğine dönmek isteyişidir."
- Düşünce Tarihi
48. "Ölüm, bir görünüşten başka bir şey değildir. Gerçekte ölüm yoktur, yaşamak vardır. Ölüm de yaşamak içindir. Ölümü önemseyişimizin nedeni, doğumu önemseyişimizdir. Doğum da, ölüm de yaşamak iradesinin birer görünüşünden ibarettir. Görünüşler ne olursa olsun yaşamak sürüp gitmektedir. Ölüm kendi objemiz için pek önemli görünmektedir ama, insan objesinin yaşama isteği için zorunludur. Sonsuz sürekliliğin bir parçası oluşumuz bizi avundurmalıdır. Kendilerini öldürenler sadece acı çeken bedenlerinin acısına son verebilirler, sonsuz sürekliliklerine engel olamazlar."
- Düşünce Tarihi
49. "Görüldüğü gibi, din kurumu her zaman ve her yerde güçlülerin yanındadır. Bu dünyadan umutlarını kesmiş bulunan ezilmişler, onun öbür dünya vaatlerine dört elle sarılmışlardır. Ne var ki bu oyalanma da yetmiyor, ara sıra canları boğazlarına gelip başkaldırıyorlar. Oyalamanın bir başka yolu dinleri çeşitlendirip, bu çeşitli dinleri de küçük ayrıntılarla çeşitli mezheplere ayırarak, ezilmişleri birbirlerine saldırtmaktır."
- Düşünce Tarihi
50. "Utanmayın, aslandan ya da gül ağacından geldiğiniz söylenseydi, hiç kuşku yok, hoşunuza gidecekti. Kutsal Kitap size, yüzyıllarca, bir toprak külçesinden varolduğunuzu söyleyip durdu da niçin utanmadınız? (Felsefe Tarihi, s. 345-346).
Prof.Dr. Alfred Weber"
- Düşünce Tarihi
51. "İnsanlar bilmediklerinin tutsağıdırlar,"
- Düşünce Tarihi
52. "Mevlâna'nın öğrencileri arasında Süryanos adında bir de Rum delikanlısı var. Çetrefil lakırdı etmesini beceremeyen, açık sözlü bir genç olacak ki, uluorta konuşmalarından ötürü yakalayıp kadı'nın önüne götürüyorlar. Kadı soruyor: Sen Mevlâna'ya tanrı diyormuşsun, doğru mu?... Süryanos hep o açık sözlülükle: Yalan, diyor, ben Mevlâna'ya tanrı demedim, tanrıyı yaratandır dedim. Tanrı benim, ama bunu yıllardır bilmiyordum, bana tanrı olduğumu Mevlâna öğretti... Süryanos'u iyice çıldırmış sanarak bırakıyorlar. O da gelip olup bitenleri Mevlâna'ya anlatıyor. Mevlâna: Kadı'ya deseydin ki, diyor, yazıklar olsun sana, eğer sen de tanrı olamadıysan."
- Düşünce Tarihi
53. "Atinalı Solon, hiçbir şeyde aşırı olma, ölçülü kal, diyor. Keder doğuran hazdan kaç. Çabuk dost edinme, edindiklerini de çabuk gözünden düşürme. Hükmedilmeyi inceleyerek hükmetmeyi öğren. Yurttaşlarına, en hoşlarına gideni değil, en iyiyi söyle. Görünmeyenleri görünenlerden çıkar."
- Düşünce Tarihi
54. "Kutsal kitapların dış anlamlarını (zahir ilmi) peygamberler, iç anlamlarını (bâtın ilmi) da imamlar bildirirler. Tenzil adı verilen dış anlamlar kafaları olgunlaşmamış insan sürülerini yönetmek içindir, gerçek tevil adı verilen iç anlamlardadır. Örneğin, dış anlamda evli erkek ve kadınların birbirleriyle cinsel ilişki kurmalarını bildiren zinâ, iç anlamda tarikat sırlarını açıklamak demektir."
- Düşünce Tarihi
55. "Ilk din kitabı, İ.Ö. 2000 yılında Hindistan'da düzenleniyor. Evreni kişileştirip tanrılaştırmak da Hintlilere özgü buluş. Aşırı zengin azınlıkla aşırı yoksul çoğunluğun yaşadığı bu büyük ülke, aynı zamanda, gizemciliğin (mistisizmin) de kaynağı."
- Düşünce Tarihi
56. "Ozan Petrarca (1304-1374), Yalnızlık Üstüne (De Vita Solitaria) adlı kitabında yalnız yaşamanın erdemini savunuyor. Petrarca'ya göre mutluluk, iç ve dış etkilerden sıyrılmakla, bağımsız olmakla mümkündür. İnsanın ilk ödevi kendini geliştirmektir. Bu gelişmeye ancak yalnız yaşamakla erişilebilir. Yalnız yaşamak, insanları sevmeye engel değildir. İnsan yalnız yaşar ama, her zaman insanlarla ilgilenir, onlarla beraber olabilir."
- Düşünce Tarihi
57. "Sonrası olmayan, sonralarını vaat etmeyen hiçbir mutluluğun tadı yok."
- Yedinci Gün
58. "Yirmi dört saatlik günler ve yedişer günlük haftalar tertipleyen ilk takvimin günümüzden yetmiş yüzyıl önce (1.Ö. V. bin yıl) eski Mısır'da yapıldığını hatırlarsanız, gök bilgisinin eski Mısır'da ne kadar gelişmiş bulunduğunu bütün gerçekliğiyle belirtmiş olursunuz."
- Düşünce Tarihi
59. "Yaşlılar, iyi sofraların başında otururlar. Konuşma hevesini artırıp yiyip içme hevesini azaltan yaşlılığa çok şeyler borçluyuz. Ama insanın içini gıcıklayan öyle zevkler vardır ki, yaşlılar bunları duyamazlar diyebilirsiniz. Doğru, ama yaşlılar bu zevklerin yokluğunu da duymazlar. Yokluğunu duymadığın şeyin üzüntüsünü de duymazsın."
- Düşünce Tarihi
60. "Devlet yıkılmaya yaklaştığında vergiler artar. Vergilerin artması da devletin yoksulluğunu önleyemez. Böyle bir durumda, kazanmaktan umut kesilmiş olacağından, pazarlardaki alışveriş durur."
- Düşünce Tarihi
61. "Din kurumu her zaman ve her yerde güçlülerin yanındadır."
- Düşünce Tarihi
62. ""İnsanlar ölümlü tanrılar, tanrılar ölümsüz insanlardır.""
- Düşünce Tarihi
63. "Düşünmek onu büsbütün yoruyor, bitiriyordu.."
- Yedinci Gün
64. "‘Sevgi bir sanı, bir aldanma, isteyerek, bilerek ya da kendi kendini zorlayarak bir düş yaratmadan başka bir şey değil…’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
65. "Üstün güçlerle çevrili olduklarını gören, bu üstün güçlerden korkan ilk insan toplulukları koruyucularını çevrelerinde aradılar. Bu koruyucu çoğu zaman bir hayvan, kimi topluluklarda bir bitki, pek az rastlanmakla beraber kimi topluluklarda da deniz ya da yıldız oldu. Bu koruyucunun adına totem dendi. Insan denilen yaratığın ilk dini, totem dinidir."
- Düşünce Tarihi
66. "Tevrat, Hermes'in İ.Ö. 3000 yılında yaşadığı bilindiğine göre, insan soyunun günümüzden on bin yıl önce başladığını bildirmektedir. Oysa bilim, günümüzden kırk milyon yıl önce insana pek benzeyen yaratıkların yaşamaya başladığını hesaplamış bulunuyor. Çağdaş bilimle Tevrat'ın arasında,
var."
- Düşünce Tarihi
67. "Sebepler bir yana, dünyada ne çok bahtsız vardı. Gerçek olan insanların acı çekmesiydi. Saadet dediğimiz, belki de, bu acıların kısa bir zaman için dinmesinden, durulmasından ibaretti."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
68. "Feuerbach'a göre, dinin gerçeği aşktadır. Önceleri insanlar, kendi niteliklerinin fantastik yansımaları olan Tanrılar yaratmışlardır. Tanrılar, insanlık düzenini kurmaya yetmediler. Oysa, bu düzeni kuracak olan, insanın başka insanlara karşı duyduğu bağlılıktır. Bu bağlılık, en yetkin biçimine aşkta ulaşır. Hele cinsel aşk, bu duygusal insan bağlılığının en yoğunlaşmış biçimidir. Dostluk, acıma, vazgeçme, coşkunluk gibi çeşitli eğilimler, yetkinliği cinsel aşkta beliren aşkın çeşitli görünüşleridir. İnsanlar arasındaki bütün sorunlar aşkın gücüyle çözülecektir. Aşkı kutsallaştırmak gerekir. İnsanlar, böylelikle, bütün acılarından kurtulacaklardır."
- Düşünce Tarihi
69. "Galiye tarikatına bağlı olanlara göre Ali, Tanrı'dır ve bulutlar üstünde oturmaktadır. Bir gün yeryüzüne inerek dünyayı düzeltecektir. Gök gürlemesi Ali'nin sesi, yıldırım Ali'nin kamçısıdır."
- Düşünce Tarihi
70. "Her şeyden önce, insan, elinde olmadan içine girdiği bir sosyal alanda, gönlünün dilediği gibi yaşayamıyordu. Saadeti engelleyen birçok toplum kuralları doğmuştu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
71. "Nedenini çözemediğimiz bir olayla karşılaştık mı Tanrıdan medet umuyoruz. Mademki bu olayın nedenini bulamıyorum, şu halde bu bir Tanrı işidir, demek kadar sakat bir düşünce olabilir mi?"
- Düşünce Tarihi
72. "Mutluluğu gelecekte görüyorsanız onu şimdiden bulmuşsunuz demektir, ummak mutlu olmaktır. Gerçek nedenleri bulmaya çalışın, gerçek nedenleri bilmedikçe huylarınızı düzenleyemezsiniz. Sinirlenmemek elinizdedir ve sinirleriniz uysal köpekler gibidir, düşüncenizin buyruğundan dışarı çıkamazlar.
Mutsuzluğumuzu doğuran kuşku ve korku birer hastalıktır, hasta olduğumuzu değil, sağlam olduğumuzu düşünmeliyiz...."
- Düşünce Tarihi
73. "Her şeyden önce, insan, elinde olmadan içine girdiği bir sosyal alanda, gönlünün dilediği gibi yaşayamıyordu. Saadeti engelleyen birçok toplum kuralları doğmuştu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
74. "Ben, diyordu Max Stirner(Biricik İnsan ve Özgelgesi) dünyayı ve insanları sadece kendim için kutlamaktayım. Benden gayrisi benim umurum değildir. Her şey benim için yaratılmıştır, bütün mutluluklar benim içindir. Bu dünya benim dünyamdır, benim özelgemdir (malım, mülküm). Gerçek benim. Bir iş biliyorum, o da benim işimdir. Benim işimi iyilikle ya da kötülükle yorumlayamazsınız. Çünkü işim demek ben demeğim. Bense ne iyi, ne de kötüyümdür. Olduğum gibi biricik insanım. İyinin de, kötünün de benim için hiçbir anlamı yoktur. Hiçbir şey, önünde, kendimi alçaltmamı gerektirecek bir yücelikte değildir. Yüce olan bir şey var: Ben. Beni benden başka hiçbir şey ilgilendirmez."
- Düşünce Tarihi
75. "Yaşlılar aşırı zevklerden yoksundur. Eğer yaşlılık, bizlerden, gençliğin o en kötü kusurunu uzaklaştırıyorsa ne büyük bir iyilik ediyor. Bedensel zevk, doğanın insanlara verdiği en büyük beladır. Şehvetin göze aldırmadığı hiçbir kötülük yoktur. Şehvetle erdem bir arada bulunamazlar. Akıl, zevk isteğini uzaklaştırmaya yetmiyorsa, bunu yapabilen yaşlılığa saygı duymalıyız."
- Düşünce Tarihi
76. "Rodoslu Kleobulos, ölçü en iyi şey, diyor, babayı saymak gerek. Dinlemeyi sevmeli, gevezeliği değil. Hazza hükmetmeli. Zorla hiçbir şey yapmamalı. Yurttaşlara en iyi öğütleri vermeli. Çocukları eğitmeli. Halka karşı olana düşman gözüyle bakmalı."
- Düşünce Tarihi
77. "Ama niçin?... Niçin içimde bir tiksinti var? Niçin kendimden iğrenir gibiyim?..."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
78. "Yaşamak?...ama nasıl yaşamak?.."
- Yedinci Gün
79. "Ne tuhaf… Öyle bir adam ki, mutluluğunu bilgisizliğine, görgüsüzlüğüne borçlu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
80. "
: ...İyinin işi, Tanrının işi, insanlığın işi, gerçeğin işi, özgürlüğün işi, ruhun işi ve daha gerisinde de sayılamayacak kadar iş kalabalığı..., hiçbir gerçek yoktur. Bütün gerçekler benim için olanlardır. Tepeden tırnağa kadar benim işim olmayan her işe uğurlar olsun..."
- Düşünce Tarihi
81. "
: ...İyinin işi, Tanrının işi, insanlığın işi, gerçeğin işi, özgürlüğün işi, ruhun işi ve daha gerisinde de sayılamayacak kadar iş kalabalığı..., hiçbir gerçek yoktur. Bütün gerçekler benim için olanlardır. Tepeden tırnağa kadar benim işim olmayan her işe uğurlar olsun..."
- Düşünce Tarihi
82. ""Tanrıyı arayan, sonunda kendisini bulur.""
- Düşünce Tarihi
83. "İlk insan, soğumuş lav kayalarının üstüne çıkıp çevresine bakınca, kendisine göre değerlendirdiği iki şey gördü: Kendisinden aşağıda olanlar, kendisinden yukarda olanlar... Kendisinden aşağıda olanlara aldırmadı ama, kendisinden yukarda olanlardan ölesiye korktu."
- Düşünce Tarihi
84. "İlk insan, soğumuş lav kayaların üstüne çıkıp çevresine bakınca, kendisine göre değerlendirdiği iki şey gördü: kendisinden aşağıda olanlar, kendisinden yukarı olanlar.. Kendisinden aşağıda olanlara aldırmadı ama kendisinden yukarıda olanlardan ölesiye korktu. Uçsuz bucaksız bir doğanın ortasında ne kadar yalnızdı. Gökler gürlüyor, şimşekler çakıyor, yıldırımlar düşüyor, kendisinden çok güçlü hayvanlar saldırıp parçaliyordu. Kendisinden yukarıda olanların en üstünde gök vardı. Artık yüzyıllar boyunca korkacakti bu gökten, saygı duyacakti bu göğe. Öylesine bir korku öylesine bir saygıydi ki bu, gelecek kuşakların en akıllılari bile kendilerini bundan kurtaramayacaklardi. Milyonlarca yıl yücelik, tanrılık, güçlülük ölçüsünü mavi ellerinde tutacaktı gök. Gök, ona bağırıyor, parmağını sallıyor ; onu boğmak için sağanaklarini, onu yakmak için yıldırımlarini gönderiyordu. Ona yalvarır, ona tapar, yaltaklanirsa korurdu da."
- Düşünce Tarihi
85. "[…] insanlardan uzak, insan kalabilmişlerdi."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
86. "❝Güçsüzler temizlenir, güçlüler ayakta kalır. Bu, bir evren kuralıdır.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
87. "“Gerçek dostlar az, demek yerine, kanımın yuvarları az, demek daha iyi olmaz mı?” diyor;
Alain (Emile Chartier, 1868-1951)
Bilindiği gibi, en çok oksijen, deniz yüzünde, alçak yerlerde vardır.
Gerekli oksijen gazını alabilmek için, deniz yüzünde, kanın bir milimetre küpüne dört buçuk milyon yuvar yeterken, deniz yüzünden dört bin metre yükseklikteki bir dağda sekiz milyon yuvar az gelir.
Bu hesaba göre, mutluluğumuz için dağlara tırmanmamız gerekmektedir...."
- Düşünce Tarihi
88. "bulunca Şükrederiz, bulmayınca sabrederiz,"
- Düşünce Tarihi
89. "Ne var ki artık, yoksulluk ve acı çeken insan yığınlarına öğütler yetmiyor.Onları baskı altında tutacak, başkaldırmalarını önleyecek bir güç gerekmektedir.Bu güç ‘devlet’tir."
- Düşünce Tarihi
90. "‘Yenilmeyeceğim babacığım, üzülme, yenilmeyeceğim.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
91. "Ne var ki artık, yoksulluk ve acı çeken insan yığınlarına öğütler yetmiyor.Onları baskı altında tutacak, başkaldırmalarını önleyecek bir güç gerekmektedir.Bu güç ‘devlet’tir."
- Düşünce Tarihi
92. "‘Yenilmeyeceğim babacığım, üzülme, yenilmeyeceğim.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
93. "...gelişmenin sonunda içlerinden biri çıkacak, bir toprak parçasının çevresine kazıklar çakıp, burası benimdir, diyecektir. İnsanlık tarihi, artık, bu kazığı çıkarmak için çekilen acıların tarihidir."
- Düşünce Tarihi
94. "Sessizlik en güzel şeydir."
- Düşünce Tarihi
95. "Sonrası olmayan, sonralarını vaat etmeyen hiçbir mutluluğun tadı yok."
- Yedinci Gün
96. "Insanın özgürlüğü, aklın gücünde belirir."
- Düşünce Tarihi
97. "Sümer Tanrısı Marduk'un büyük önemi, bugün dünya uluslarını etkileyen üç büyük dine kaynaklık etmiş olmasıdır. Tevrat'la Incil'deki hikâyelerin, kuralların kaynağını görmek isterseniz, İ.Ö. IV. bin yıla kadar inmeniz gerekecek. O zamanlar Dicle'yle Fırat nehirleri arasında (Mezopotamya) Sümerler diye adlandırılan bir kavim yaşıyordu. Sümerlerin birçok tanrıları arasında Marduk, maddeye biçim veren ve deltayı yaratan tanrı sayılıyordu. Tevrat'la İncil'deki hikâyelerin çoğu Sümer efsaneleridir."
- Düşünce Tarihi
98. "Din, mal edinilerek eşitsizliğin doğmasına izin verdiği halde zekât yasasını koyarak, kendi yarattığı kötülükle gene kendisi uğraşmak gibi bir çelişmeye niçin düşmüştür?"
- Düşünce Tarihi
99. "Hegelcilik, düşünsel felsefenin doruğu ve sonudur. Klasik felsefe ve kurgu (spekülasyon), Hegelcilikle, yirmi beş yüzyıl süren yapıtını bitirmiştir. Hegelcilik, kendi çağını kaparken gelecek çağlara yön veren insansal imgelemin en üstün başarısı olarak kalacak ve her zaman saygıyla anılacaktır."
- Düşünce Tarihi
100. "Bilgelik, mutlu bir yaşamanın, hem sonucu hem de nedenidir."
- Düşünce Tarihi
101. "Yakınamıyacak kadar yorgun..."
- Yedinci Gün
102. "‘Oysa sevgi hayatın bütün güçlüklerini çözebilir mi?...’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
103. "Büyümek istemiyor, yıllara karşı, Tanrı’ya karşı çocukça bir inatla direniyordum."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
104. "Zaman ne çabuk geçiyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
105. "❝Aptal kuş ökseye dört ayağıyla yakalanırmış.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
106. "Gelmek senin elinde miydi de gitmek elinde olsun?… Marifet ölmekte değil, yaşamakta."
- Yedinci Gün
107. "Her şey bir hava zerresi, renk, bir ışık içinde eriyip gidiyordu. Evren, sevgilerle yüklüydü."
- Yedinci Gün
108. "İlk insan, soğumuş lav kayalarının üstüne çıkıp çevresine bakınca, kendisine göre değerlendirdiği iki şey gördü: Kendisinden aşağıda olanlar, kendisinden yukarda olanlar... Kendisinden aşağıda olanlara aldırmadı ama, kendisin
den yukarda olanlardan ölesiye korktu."
- Düşünce Tarihi
109. "‘Geriye dönmekse, hayal edilemeyecek kadar imkânsızdı artık...’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
110. "Hayat uçurumlarla doludur."
- Yedinci Gün
111. "Hayat uçurumlarla doludur."
- Yedinci Gün
112. "İnsanlardan bütün gerçekleri söküp alıyor; bir roman, bir film, bir masal duygusu uyandırıyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
113. "‘Seni sevmekle, belki de hayatımın en büyük suçunu işledim.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
114. "Tarihte bilinen ilk kutsal kitap, Vedizm dininin kitabı olan Rigveda'dır"
- Düşünce Tarihi
115. "Annem mutfakta yediğini söyleyerek sahandaki yemeği ablamla benim aramda bölüştürmüştü. Yalandı. Yalan olduğunu her üçümüz de biliyorduk."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
116. "‘[…] kitaplıktan bir kitap çektim. Okumaya başladım.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
117. "Hiçbir şey yoktan gelmez, hiçbir şey yok olmaz."
- Düşünce Tarihi
118. "Bir kimseyi affeden onun üstünde yükselir, ondan öç alan onun haline düşer."
- Düşünce Tarihi
119. "Terzi Hermes’in, kendinden sonraki bütün düşünsel akımlara ışık tutan düşüncesi şudur:
İnsanlar ölümlü tanrılar, tanrılar ölümsüz insanlardır."
- Düşünce Tarihi
120. "Kötü, berbat günler yaşanıyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
121. "Mutluluk, bilgisizliktedir. Bir adam vardı, bu adam evlendikten sonra karısına bir kutu dolusu elmas aldı. Elmaslar sahteydi. Adam, karsını, verdiği elmasların pek değerli olduğuna inandırmıştı. Kadıncağız çok mutluydu. Bu değersiz cam parçalarına bakarken, gözleri doluyor, ellleri titriyordu. Bilgisizliğin verdiği bu mutluluğu, hangi bilim verebilir ? Ya da bu elmasların sahteliğini bilmeyenin mutluluğuyla, bu elmasların gerçeğini boynuna takanın mutluluğu arasında ne fark vardır?"
- Düşünce Tarihi
122. "Annem mutfakta yediğini söyleyerek sahandaki yemeği ablamla benim aramda bölüştürmüştü. Yalandı. Yalan olduğunu her üçümüz de biliyorduk."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
123. "Hiçbir şey yoktan gelmez, hiçbir şey yok olmaz."
- Düşünce Tarihi
124. "Bir kimseyi affeden onun üstünde yükselir, ondan öç alan onun haline düşer."
- Düşünce Tarihi
125. "Terzi Hermes’in, kendinden sonraki bütün düşünsel akımlara ışık tutan düşüncesi şudur:
İnsanlar ölümlü tanrılar, tanrılar ölümsüz insanlardır."
- Düşünce Tarihi
126. "Kötü, berbat günler yaşanıyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
127. "Hegel'e göre felsefenin görevi evreni açıklamaktır. Evreni açıklamak felsefenin törebilim, bilgi, kuramı, metafizik vb. gibi bütün öteki sorunlarını da açıklamak demektir. Evreni açıklamak, onun sebebini açıklamakla olur. Evren, nedensellikle açıklanamaz. Çünkü her ilk neden'in de bir nedeni olmalıdır, kendisi açıklanamayan bir ilk nedense evreni açıklayamaz. Evreni açıklayabilecek olan, bir ilk neden değil, ilk sebep'tir, bir ereksel sebep."
- Düşünce Tarihi
128. "Ben bu dünyayı sevmiyorum."
- Yedinci Gün
129. "'Evrenin içinde dünya. Dünyanın içinde Türkiye. Türkiye'de istanbul şehri, istanbul şehrinde sokak. Sokağın içinde ev. Evin içinde oda. Odanın içinde ben... Ne tuhaf.'"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
130. "‘[…] insanların, şu uçsuz bucaksız evrende, yapabilecekleri tek şey yaşamaktır.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
131. "Bir gün Artemis tapınağında çocuklarla oyun oynuyormuş. Kendisine şaşkınlıkla bakanlara: "Ne şaştınız reziller, sizinle birlikte devleti yönetmek daha mı iyi sanki?" demiş."
- Düşünce Tarihi
132. "''Hayat uçurumlarla doludur..''"
- Yedinci Gün
133. "İnsan ancak bir şey bilebilir, diyor Pascal; yakında öleceğini. Bundan başka hiçbir şeyi kesinlikle bilemez. Ölüme karşı gözlerimizi kapamaya çalışmak neye yarar, gerçek şu ki, ister açıklayalım ister açıklamayalım, bu ölüm hepimizi korkutmaktadır."
- Düşünce Tarihi
134. "Ölümden neden korkuyorsunuz? Siz varken ölüm yoktur, ölüm varken de siz olmayacaksınız."
- Düşünce Tarihi
135. "Yaşamak ne güzel şeydi. Dünya, bahtlı insanların gereği gibi yaşayabilmeleri için kusursuz yaratılmıştı."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
136. "‘Aşk yaşanabilir, ama parasız yaşanamazmış.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
137. "❝Seni sevmek delilikse, evet, deliyim ben.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
138. "Sonrası olmayan, sonralarını vaat etmeyen hiçbir mutluluğun tadı yok."
- Yedinci Gün
139. "Yalanla gerçek; karşılıklı serbest kalınca, yalan hiçbir
zaman tutunamaz."
- Düşünce Tarihi
140. "Dövüştüğü zaman onur korur, yaralanırsa yaralarını sarar, ağladıkça gözyaşlarını siler, yaşadıkça yanından ayrılmaz mıydı?"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
141. "Yaşamak ne güzel şeydi. Dünya, bahtlı insanların gereği gibi yaşayabilmeleri için kusursuz yaratılmıştı."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
142. "‘Aşk yaşanabilir, ama parasız yaşanamazmış.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
143. "❝Seni sevmek delilikse, evet, deliyim ben.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
144. ""Kötü bir dünya bu..." diye mırıldandı. "Ben bu dünyayı sevmiyorum...""
- Yedinci Gün
145. "[…] çılgıncasına sevilmeye değer yaratıklarız."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
146. "Bir şeyi değerlendirmek için ille de kaybetmek mi gerekir?"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
147. "Dünya; arabaları, hayvanları, ağaçları, yapıları ve insanlarıyla bir düş güzelliği içinde parlıyordu."
- Yedinci Gün
148. "Ben bu yaşamayı sevmiyorum."
- Yedinci Gün
149. "Milet’li Thales de, ölçülü ol, diyor. Kötü yoldan zengin olma. Babadan kötü şeyi kapma. Kefaletin yoldaşı felakettir. Ana babana ne etmişsen çocuklarından onu bekle. Kendini dizginleyememek kadar kötü şey yok. Acınmaktan çok kıskanıl."
- Düşünce Tarihi
150. ""İnsan, mutluluk içindir. Ancak yaşamaktan, onun verebileceği mutluluktan fazlasını beklememelidir.""
- Düşünce Tarihi
151. "Her şey bizi birbirimize itiyordu. Bir düşte yaşıyor gibiydik.
Oysa gerçekten yaşamak bu değil midir?..."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
152. "İçimdeki canavar uyanıyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
153. "[…] çılgıncasına sevilmeye değer yaratıklarız."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
154. "Bir şeyi değerlendirmek için ille de kaybetmek mi gerekir?"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
155. ""İnsan, mutluluk içindir. Ancak yaşamaktan, onun verebileceği mutluluktan fazlasını beklememelidir.""
- Düşünce Tarihi
156. "Saltın alanına girmeyecekse neyle uğraşacaktı felsefe?"
- Başlangıcından Bugüne Özgürlük Düşüncesi
157. "‘Yapabilseydim eğer… ne kadar isterdim, düşünmemeyi.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
158. "İnsanı mutlu kılan, ne kıyasıya içme, ne tıka basa yeme, ne cinsel sapıklıklar, ne de zengin sofralarını dolduran balıklarla etlerin sağladığı hazlardır. İnsanı mutlu kılan; akla uygun ve sade alışkanlıklar, arayacağımız ve sakınacağımız şeyleri iyice ölçebilen, ruha rahatsızlık veren yanlış inanışları söküp atabilen bir akıldır.O halde bu söylediklerimizin ilkesi, iyiliklerin en büyüğü olan bilgeliktir"
- Düşünce Tarihi
159. ""Hayvansal zeka ve çaba, sadece doğadan yararlanmakla kalmış, doğayı yararına uygun olarak değiştirip, ona egemen olmakla insanlaşmıştır.""
- Düşünce Tarihi
160. "❝Benim için sen herkesten daha önemlisin.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
161. "Saltın alanına girmeyecekse neyle uğraşacaktı felsefe?"
- Başlangıcından Bugüne Özgürlük Düşüncesi
162. "‘Yapabilseydim eğer… ne kadar isterdim, düşünmemeyi.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
163. "Bütün bu semtler, kendisi gibi solgun, değişmiş, yaşlanmıştı. Aşina yüzler yerlerini yabancılara bırakmışlardı."
- Yedinci Gün
164. "Geçmiş bütün ürpertileriyle karşısına dikilmişti."
- Yedinci Gün
165. "[…] insan, erişemeyeceğini istememekle, bir çeşit Nirvana’laşmakla mutluluğu elde edebilirdi."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
166. "Ne vardı bana öyle bakacak?.. O güne kadar bir arkadaş olarak gördüğüm yüzünde, beni korkutan bir kadının güzelliği belirmişti."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
167. "Yaşadığım düşü hiç kimsenin anlamasını istemiyordum."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
168. "❝Benim elimde olansa yalnız şu: Seni sevmek.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
169. "Senden kaçmak… Uzaklara, çok uzaklara kaçmak senden. Belki istediğim sadece buydu. Yapamadımsa eğer, bunu da, her yanımı bir anda donduran o Tanrısal güçsüzlüğe borçluyum."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
170. "Denize düşen küçük bir çocuğu kurtarmak için elbisenizin ıslanmasını, cüzdanınızın denizin dibine düşmesini, hastalanmayı, boğulmayı göze alarak hemen atlamalısınız. Çünkü siz de denize düşerseniz sizin için de atlamaları gerekir. Başkalarına olmasını istemeyeceğiniz şeyi kendiniz için de istemeyeceğinize göre, kendiniz için istediğinizi başkaları için de isteyeceksiniz."
- Düşünce Tarihi
171. ""Dinlemeyi sevmeli, gevezeliği değil.""
- Düşünce Tarihi
172. "Maymun, soğuğa karşı kıllanarak yaşar. İnsan kıllamamayınca, maymunun derisini yüzüp kendi sırtına geçirerek yaşar. Bu yüzdendir ki, dağ hayvanı dağda, ova hayvanı ovada, deniz hayvanı denizde, sıcak hava hayvanı sıcakta, soğuk hava hayvanı soğukta, yaşayabildiği halde insan, dünyanın her köşesinde yaşamaktadır."
- Düşünce Tarihi
173. "‘Ölüm ne biçim şeydir acaba?... İnsan, sonsuz bir uykuya mı dalar, düşünmez mi, acı duymaz mı?... Öyleyse ne güzel.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
174. "‘Sevgimiz gerçekse eğer, ikimiz, bütün bir evrene bedel olmalıydık.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
175. "‘Şaşmamalıydık. Her şey umduğumuz gibi olamazdı. Hayal kırıklıklarına da uğrayacaktık.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
176. "❝Belki de her şey olması gerektiği gibi oldu. Bilemeyiz ki… Niçin diye soramayız.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
177. "İnsan denilen varlık, kendisiyle savaşmanın mutluluğunu da sezmiştir. Bu savaş, İslam düşüncesinde, Melâmilik adı altında yeni bir mutluluk yolu (tarikat) olarak belirmektedir.
İlk Melamiler, Nişabur Türkleridir. Bu yolun ilk yolcusu olarak da Ebu Hafs-ı Haddad (Ölümü: Hicri 260) adlı bir Türk gösteriliyor.
İnsanın, hem kendince hem de başkalarınca kınanması gerektiğini belirten bir de ilgi çekici öyküsü var. Ebu Hafs, kendisinden öğüt almak isteyen birine şöyle diyor:
"Ticaret yap, kazancını dilencilere dağıt, sonra sen dilen, ekmeğini dilendiğin parayla al, daha sonra ticareti de, dilenmeyi de bırak.""
- Düşünce Tarihi
178. "İnsan pekala, memleketin her yerinde ölebilirdi."
- Yedinci Gün
179. ""Siz yaşıyorsunuz diye ben ölmek istiyorum. Dünyanız size mübarek olsun."
Ya da şöyle: "Hayatı kendiniz için çekilmez hale koyduğunuz yetişmiyormuş gibi bana da zehrettiniz.
Oysa beraberce ne güzel yaşayabilirdik.""
- Yedinci Gün
180. "Mutluluk, bir yaz denizinin karşısında,bir ağaç gölgesindedir. Tedirgin edilmeden üstünde uyunan bir toprak parçasıdır.Bir bahar sabahında çıplak ayakla koşulan ıslak çimenlerdir. Sıcak bir günün bitimine doğru, birdenbire esiveren serin bir yeldedir. Güvenli bir düşüncenin aydınlığında, uygun bir sesin titreşimindedir. İstekle ısırılan bir peynir diliminde,yanarak içilen bir yudum suda,özlemle aranan bir fincan kahvededir.Bakkaldan alınan bir paketi taşırken dergilerden yapılmış kese kağıdında göz ucuyla okunuveren güzel bir sözdedir. Günün ilk aydınlığında,gecenin son karanlığındadır.Özlenen sevgilinin dudaklarındadır. Bir annenin okşayışında, bir babanın bakışında, bir çocuğun gülüşündedir.
Çevremiz mutluluklarla doludur."
- Düşünce Tarihi
181. "İnsan, bahtı ya da bahtsızlığı karşısında ne kadar çaresizdi."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
182. "Her şeye rağmen, sokak lambaları karanlığın içinde neşeyle parıldıyordu. Evren gülüyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
183. "Bir mutluluk ne çabuk başlıyor ne çabuk bitiyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
184. "Günün biteceğini, çiçeğin dalından kopacağını, kuşların susacağını düşünmezdim."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
185. "[…] insanların ölümden korkusu yaşamaya doymamış olmalarından değil miydi?"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
186. "[…] insan, erişemeyeceğini istememekle, bir çeşit Nirvana’laşmakla mutluluğu elde edebilirdi."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
187. "Ne vardı bana öyle bakacak?.. O güne kadar bir arkadaş olarak gördüğüm yüzünde, beni korkutan bir kadının güzelliği belirmişti."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
188. "Yaşadığım düşü hiç kimsenin anlamasını istemiyordum."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
189. "❝Benim elimde olansa yalnız şu: Seni sevmek.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
190. "Senden kaçmak… Uzaklara, çok uzaklara kaçmak senden. Belki istediğim sadece buydu. Yapamadımsa eğer, bunu da, her yanımı bir anda donduran o Tanrısal güçsüzlüğe borçluyum."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
191. "‘Ölüm ne biçim şeydir acaba?... İnsan, sonsuz bir uykuya mı dalar, düşünmez mi, acı duymaz mı?... Öyleyse ne güzel.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
192. "‘Sevgimiz gerçekse eğer, ikimiz, bütün bir evrene bedel olmalıydık.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
193. "‘Şaşmamalıydık. Her şey umduğumuz gibi olamazdı. Hayal kırıklıklarına da uğrayacaktık.’"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
194. "❝Belki de her şey olması gerektiği gibi oldu. Bilemeyiz ki… Niçin diye soramayız.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
195. "O, bütün eylemlerimi şaşmaz bir ölçüyle değerlendirir. Özgür olmasaydım vicdanım olmazdı. Çünkü, böylesine bir değer ölçüsüne göre değil, beni nasıl güdüyorlarsa öyle davranmak zorunda bulunacaktım. Fırtınanın önüne katılan yaprağın vicdanı sızlamaz, götürülür, gitmek zorundadır, gideceği yolu özgür eylemiyle seçmemiştir. Bir ödevi yerine getirmekte değil, sadece güdülmekte, götürülmektedir. Benimse şöyle ya da böyle davranışım, her an vicdanımca ölçülmektedir. Vicdanım, beni överek ya da yererek davranışlarımdaki (eylemimdeki) özgürlüğü belirtir. Vicdanım, özgürlüğümün bilincidir."
- Başlangıcından Bugüne Özgürlük Düşüncesi
196. "Raslantı, vakti gelmiş bir zorunluktur."
- Başlangıcından Bugüne Özgürlük Düşüncesi
197. ""Ludwig Wittgenstein'a göre insanın bu dünyadaki durumu, bir sineğin şişe içindeki durumuna benzer. Şişeye sıkışmış olan sinek, dışarı çıkmak ister fakat bunu nasıl başarabileceğini bilmez. İşte felsefenin amacı, sineğe şişeden nasıl çıkacağını göstermektir.""
- Felsefe Sözlüğü
198. "Sağduyulu insan, bütün kitapları okumak zorunda değildir. Ömür süresini iyice hesaplayarak birtakım iyi işler yapacaktır. Bu işleri ona sadece kendi aklı öğretir. İnsan, yöntemini bilirse, bütün yaşamı boyunca gerekli olan bilimi kendisinde bulabilir."
- Düşünce Tarihi
199. "Bir bildiği daha var, kuşkulardan kurtulmanın insanı güzelleştireceği."
- Düşünce Tarihi
200. "Sevgilim, anlamıyor musun, benim için tasarladıklarının hepsi ancak seninle mümkün, seninle güzel... Sen olmadıktan sonra bütün bunlar neye yarar?..."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
201. "... Ancak, hiyerofan denilen başrahibin yeni ermişine söylediği gibi, her akıl bu gerçeği kavrayamaz... Büyük sırrı gönlümüzde saklayarak eylemlerimizle söyleyelim. Bilim gücümüz, inan kılıcımız, sükut kalkanımız olsun. Ufaklıklar ki büyük çoğunluktur ya aptal ya da kötüdürler. Aptalsalar bu gerçek karşısında akıllarını büsbütün yitirirler. Kötüyseler bu gerçeği kötüye kullanarak büsbütün kötülük ederler. Gerçeği gizlemekten başka çıkar bir yol yoktur. Bilmek, bulmak, susmak gerek..."
- Düşünce Tarihi
202. "İnsan, özünü anlamadığı nedenlerin kölesidir. Seçmek zorunda bulunduğumuz için seçeriz."
- Düşünce Tarihi
203. "Güllü neredeydi şimdi?.. Kim bilir hangi köşede, soğuktan donmamak için ellerini koltuk altlarına sıkıştırıp dizlerini karnına çekerek kıvrılmış kalmıştı."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
204. ""Bu kadar iğrenç bir şeye Tanrı razı olamaz". Sonya'nın ağzıyla bu yargıya varan Dostoyevski, yaşadığı sürece onu kıvrandıracak olan ikiliği, Suç ve Ceza'nın dördüncü bölümünde, Raskolnikov'un ağzından ortaya atıyor: "Ama gene de razı oluyor işte.”"
- Düşünce Tarihi
205. "Günlerden beri bir düşte yaşıyor gibiyim. Kafamın içini bin bir düşünce dolduruyor. Oysa söyleyebileceğim ne kadar kısa: Seni seviyorum."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
206. "❝[…] her şeyin olduğu halde mutluluğun değerini bilmiyor, küçücük bir duyguya yeniliyorsun.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
207. "Sevgilim… Bu adı ilk olarak yazmak gücünü kendimde bulabildiğim şu anda, varmak istediğim sonuç seni şaşırtacak: Kendimi öldüreceğim. Korkaklığı, bayağılığı, güçsüzlüğü göze aldım. Herkesin neler söyleyeceğini, ne kadar hor görülüp nasıl alaya alınacağımı şimdiden biliyorum. Kim ne derse desin, yaşamanın hiçbir tadı, hiçbir anlamı yok artık."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
208. "[…] ah sevgilim, sana erişen bir daha senden dönemez."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
209. "❝Bu millette deli hayranlığı var efendim, deli hayranlığı...
Tevekkeli en büyük vezirlere bile deli dememişler.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
210. "Evren sevgilerle yüklüydü."
- Yedinci Gün
211. "Başı, bir çeşit sarhoşluk içinde, bir yaz denizinde tatlı tatlı yalpalayan bir sandaldaymışçasına dönüyordu."
- Yedinci Gün
212. "En büyük felaket, ölümü felaket saymaktır."
- Düşünce Tarihi
213. "İki dünya arasında, leş gibi kokan bir havayı ciğerlerine çekerek, insan iradesinin bütün gücüyle böylesine dimdik ayakta durabilmek, küçücük bir itme, miskin bir davranışla birinden öbürüne geçebilmek ne kadar da kolaydı. Bu kolaylık karşısında bütün o direnmeler, sızlanmalar, yaltaklanmalar, sürünmeler değer miydi?"
- Yedinci Gün
214. "İnsanlar, "o kadar güzelsin ki, geçme dur!..." diyebilecekleri bir yaşamın özlemi içindedirler."
- Düşünce Tarihi
215. "[…] her hikâyenin bir sonucu olması gerek […]"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
216. "Sağduyulu insan, bütün kitapları okumak zorunda değildir. Ömür süresini iyice hesaplayarak birtakım iyi işler yapacaktır. Bu işleri ona sadece kendi aklı öğretir. İnsan, yöntemini bilirse, bütün yaşamı boyunca gerekli olan bilimi kendisinde bulabilir."
- Düşünce Tarihi
217. "Bir bildiği daha var, kuşkulardan kurtulmanın insanı güzelleştireceği."
- Düşünce Tarihi
218. "Sevgilim, anlamıyor musun, benim için tasarladıklarının hepsi ancak seninle mümkün, seninle güzel... Sen olmadıktan sonra bütün bunlar neye yarar?..."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
219. "İnsan, özünü anlamadığı nedenlerin kölesidir. Seçmek zorunda bulunduğumuz için seçeriz."
- Düşünce Tarihi
220. ""Bu kadar iğrenç bir şeye Tanrı razı olamaz". Sonya'nın ağzıyla bu yargıya varan Dostoyevski, yaşadığı sürece onu kıvrandıracak olan ikiliği, Suç ve Ceza'nın dördüncü bölümünde, Raskolnikov'un ağzından ortaya atıyor: "Ama gene de razı oluyor işte.”"
- Düşünce Tarihi
221. "İnsanlar, "o kadar güzelsin ki, geçme dur!..." diyebilecekleri bir yaşamın özlemi içindedirler."
- Düşünce Tarihi
222. "Oluş'la ölüm düşünceleri yanlıştır. Hiçbir şey yoktan gelmez,hiçbir şey yok olmaz. Olmak yerine birleşmek, ölmek yerine ayrılmak denmelidir. Yer değiştirmekten, toplanmaktan, dış görünüşlerin değişmesinden başka değişme yoktur. Öz değişmez."
- Düşünce Tarihi
223. "Milyonlarca yıl önce, gök boşluğunda sıcak bir gaz bulutu belirdi. Bu bulut, uzun bir gelişme sonunda dünyamız olacak. Biz insanlar, acı ve tatlı bütün serüvenlerimizi onun üstünde yaşayacağız: Öykümüz, güneşin parlak ışıkları altında renklenen bu bulutla başlıyor."
- Düşünce Tarihi
224. "Cehennem, öldükten sonra kötülerin gideceği yer, cennetin karşıtı. Kötüler ve iyiler, dinsel açıdan günah işleyenler ve günahsızlardır. İbraniler günah işleyenleri, suçluları, kurban edilenleri Kudüs dolaylarında Hinnom vadisi denilen bir yere atarlarmış, burayada "Gehinnom" derlermiş. "Cehennem " sözcüğü arapçaya burdan geçmiştir."
- İnanç Sözlüğü
225. "❝Sırlarla dolu evrenin senin bir bakışında toplanması ne tuhaf...❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
226. "Dokunsalar yıkılabilirdim."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
227. "Hiçbir şeyle öğünülmemelidir. Dindarlık bile gizli tutulmalı bir övünç nedeni olmamalıdır."
- Mutluluk Düşüncesi / Başlangıcından Bugüne
228. "Ne var ki artık, yoksulluk ve acı çeken insan yığınlarına öğütler yetmiyor. Onları baskı altında tutacak, başkaldırmalarını önleyecek bir güç gerekmektedir. Bu güç, devlettir."
- Düşünce Tarihi
229. "Bir yanda sonsuzdan gelip sonsuza giden sonsuz bir uzay, öteki yanda düşünen yepyeni bir varlık insan..."
- Düşünce Tarihi
230. "Yalanla gerçek, karşılıklı serbest kalınca, yalan hiçbir zaman tutunamaz."
- Düşünce Tarihi
231. "Sümer efsanelerinin mirasçısı olan Asur-Babi-lonya uygarlığının büyük yapıtı olan Hamurabi kanunları, Tevrat kurallarına kaynaklık etmişlerdir. Samuel Reinach,Orpheus adlı kitabında şöyle demektedir: Hamurabi kanunları, Musevi kanunları için ileri sürülmesi gelenek haline gelen tarihten 700 yıl önce yapılmıştır. Eğer Musevi kanunlarının Musa'ya tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, tanrı, Hamurabi'nin yapıtını aşırmış demektir."
- Düşünce Tarihi
232. "İnsansal emeği hayvansal çaba'dan ayıran, bu emeğin bilinçli oluşudur"
- Düşünce Tarihi
233. "Kendini bil."
- Düşünce Tarihi
234. "İnsanlara, en hoşlarına gideni değil, en iyiyi söylemelisin"
- Düşünce Tarihi
235. "İçinde, tırnak uçlarından, saç diplerine kadar dolaşan bir sızı vardı."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
236. "İnsan nasıl böyle bir düş kurabilir, sonra da, o düşten böylesine bir kolaylıkla nasıl uyanabilirdi?"
- Yedinci Gün
237. "'' Marifet ölmekte değil, yaşamakta..''"
- Yedinci Gün
238. "Alimallah ayağımızdaki donu bile çekip alırlar […]"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
239. "Hayata onunla beraber başlamıştı, onunla beraber bitirmek istiyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
240. "Ya bir son, ya bir aralık ya da bir başlangıçtı ölüm..."
- Yedinci Gün
241. "Matematik ve fizik gelişiyordu ama, insanların büyük çoğunluğu bilgisizdi. Bu yüzdendir ki bilginin getirdiği bilimsel deyişler, çoğunluğun elinde bayağılaşıveriyordu. Böylelikle evrenin herhangi bir makineden başka bir şey olmadığı ileri sürüldü. Bir makine de kendi kendine yapılamayacağına göre, herhalde bunun bir işçisi olmalıydı"
- Düşünce Tarihi
242. "Bundan sonra benim için yaşamak demek, ancak istediklerimi yapabilmek demektir."
- Yedinci Gün
243. "Nietzsche çıldırarak ölmüştür."
- Felsefe Ansiklopedisi
244. "Neden korkuyordu? Bir suçu mu vardı?... Adam mı öldürmüş, hırsızlık mı etmişti? Polis ona ne diyebilir, ne yapabilirdi?... "Suçluyum..." diye düşündü, "Evet suçluyum... Karısı, çocukları, dostları, büyük memurluk sandalyesi olan bir adamın bütün bunları bir anda hiçe sayıp ortadan yok olması dünyanın en büyük suçudur.""
- Yedinci Gün
245. "İnsan, bilinenin çok daha üstünde, çok daha güçlü, çok daha özgür bir yaratıktı. Her şey onun elindeydi, onun keyfine, dileğine bağlıydı."
- Yedinci Gün
246. "❝Pazarları.❞"
- Ali - Kutu Kutu İçinde
247. "Ölümü korkusuzca karşılayabilmek için yaşamaya doymam gerekiyordu."
- Ali - Kutu Kutu İçinde
248. "Şimdi kafasında, ölüm düşüncesi daha bir aydınlık içinde belirliyordu. İstanbul'da kötü bir otelin pis kokulu bir odasındaydı. Yaşamanın bütün değerlerini yitirmiş, onu, yıllarca her yönden saran bağları bir anda koparıp atmıştı. Ölecekti. Buraya ölmek için gelmiş olmalıydı."
- Yedinci Gün
249. "Oluş'la ölüm düşünceleri yanlıştır. Hiçbir şey yoktan gelmez,hiçbir şey yok olmaz. Olmak yerine birleşmek, ölmek yerine ayrılmak denmelidir. Yer değiştirmekten, toplanmaktan, dış görünüşlerin değişmesinden başka değişme yoktur. Öz değişmez."
- Düşünce Tarihi
250. "Milyonlarca yıl önce, gök boşluğunda sıcak bir gaz bulutu belirdi. Bu bulut, uzun bir gelişme sonunda dünyamız olacak. Biz insanlar, acı ve tatlı bütün serüvenlerimizi onun üstünde yaşayacağız: Öykümüz, güneşin parlak ışıkları altında renklenen bu bulutla başlıyor."
- Düşünce Tarihi