Ölüm Sessiz Geldi Kitap Bilgileri
Yazar: Agatha Christie
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.
Sayfa Sayısı: 256
Basım Tarihi: Ekim 2017
İlk Yayın Tarihi: 1963
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789752110281
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Ölüm Sessiz Geldi Kitap Tanıtımı
Styles St. Mary köyündeki Styles Köşkü'nde son zamanlarda garip olaylar meydana gelmektedir. Sonunda bir gün, köşkteki yaşlı Bayan Inglethorp'un sağ kolu olan Evelyn, "Zavallı Emily... Hepsi, ama hepsi köpekbalığından farksızlar," diye mırıldanarak evden dışarı fırlar. Varlığıyla Bayan Inglethorp için bir güvence oluşturan Evelyn'in gidişi, köşkün havasını tümüyle değiştirir. Artık koca evde sonsuz bir kuşku ve ürkütücü bir kötülük havası esmeye başlar... Kırık bir kahve fincanı, bir damla mum yağı, Begonya tarhı...
Dedektif Poirot, efsanevi zekâsını kullanarak bu ipuçları sayesinde olayı aydınlatacaktır...
(Tanıtım Bülteninden)
Ölüm Sessiz Geldi Kitaptan Alıntılar
1. "Vicdanları rahat olanlar derin uyurlarmış."
2. "Ne yazık ki, böyle güzel anlar uzun sürmez."
3. "Her katil mutlaka birinin eski arkadaşıdır."
4. "“Ne yazık ki, güzel anlar uzun sürmez.”"
5. ""Önsezi muhteşem bir şey! İnsan bunu ne açıklayabilir ne de görmezlikten gelebilir.""
6. "Gerçekten birini görmeden sevecek kadar
güzel bir kalbe de çok az insan sahip."
7. "Vicdanları rahat olanlar derin uyurlarmış."
8. "“Hayal gücü iyi bir yol göstericidir ama kötü bir ustadır. En basit açıklama, çoğu kez en doğru olandır.”"
9. "“Tanrım, ne berbat bir dünya bu!”"
10. ""Ben özgür olmak istiyorum!""
11. "“Aslında insanın özellikle delil aramasına hiç gerek yok, biraz mantık her şeye yeter.”"
12. ""Hayal gücünü fazla zorluyorsun. Hayal gücü iyi bir yol gösterici, ama kötü bir ustadır. En basit açıklama çoğu kez en doğru olandır.""
13. "İnsanın zaman zaman kendi otoritesini göstermesi gerekir."
14. "İyi bir dinleyici her zaman teşvik edicidir, sohbetin daha hoş geçmesini sağlar."
15. "İnsan karışıklığa hiçbir zaman göz yummamalıdır."
Ölüm Sessiz Geldi Kitap İncelemeleri
Agatha Christie'nin 1920 yılında yayınladığı ilk polisiye romanı olan "Ölüm Sessiz Geldi" ile meşhur Belçika'lı dedektif Hercule Poirot karakterini yaratmıştır. Hercule Poirot zekası, espri yeteneği, keskin gözlemciliği ve Avrupalı nezaketiyle dikkat çeken bir dedektiftir. Cinayetleri "küçük gri hücreler" dediği beynini kullanarak çözer.
Birinci Dünya Savaşı sonrası aldigi yaralardan İyileşmek icin Hastings, arkadaşı John ısrar ile Styles'te kalmaya başlar. John bu köşkte üvey anneleri olan Emily Inglethorp ile birlikte yaşamaktadır. Hasting geldikten sonra bir sürü olay yaşanmaya başlar. Emily'nin yardımcısı Evelyn evi terk eder. Emily öldürülür. Genç kocası Alfred Emily'nin öldürüldüğü gün evde yoktur. Emily'nin manevi kızı Ctnthia Murdoch olayların olduğu yan odada hiçbir ses duymamıştır. Bunun yanında kırık bir kahve fincanı, yanmış bir vasiyetname kağıdı bulunur. Tabi ki bu kadar olayın gizemini çözmek Poirot'a düşer.
Emily'nin yeni kocası, 2 üvey oğlu, yardımcıları, doktorları, okuttuğu öğrencisi... kim varsa sanki hepsi katil gibi geliyor. Bir taraftan da Poirot ile Hastings'in tatlı sert atısarak delil bulmalarını ve olayı incelemelerini okuyorsunuz.
Kitap Hastigs'in anlatımıyla yazılmış. Daha ilk kitabında Agatha Christie polisiyenin kraliçesi olacağını belli etmiş. Ben çok beğenerek okudum. Tavsiye ederim.
Oldukça heyecanlı ve bir o kadar merak uyandırıcı bir Agatha Christie kitabıydı. Ayrıca bu kitap Agatha Christie’nin ilk yazdığı kitaptır. Bununla beraber Hercule Poirot da ilk defa bu kitapla sahneye çıkmıştır. Bu bakımdan çok özel bir anlamı var bu kitabın.
Kitaba gelirsek; en başından en sonuna kadar hızlı bir tempoda ilerledi. Bu bakımdan bir an olsun sıkmadı haliyle. Cinayetten sonra sahne alan Hercule Poirot girdiği ilk andan itibaren tutarsız gibi görünse de aslında ilmek ilmek işlenmiş bir iş çıkarıyordu. Ama zaman zaman zorlanması hatta deyim yerindeyse işi bir sonuca bağlamak adına kıvranması usta dedektifin de aslında özünde herkes gibi bir insan olduğunu bize gösterir gibiydi. Bu bakımdan Agatha Christie’nin bu basit ama güzel düşüncesi çok hoşuma gitti. Bir de çok hoşuma giden bir başka konu da kitabın başında Hastings’e ve dolayısıyla biz okura verilen ipuçlarıydı. Kitabın sonunda Hercule Poirot her şeyi açıklarken bu ipuçlarının aslında ne kadar önemli olduğu da ortaya çıktı. Agatha Christie’nin okurlar için bıraktığı bu ipuçlarını çok değerli buldum. Her şeyi baştan sona büyük bir titizlikle oluşturmuş belli ki.
Son olarak bunun Agatha Christie’nin ilk kitabı olması da beni şaşırtmadı değil. İlk kitabından bu kadar güzel bir iş çıkarması takdire şayan.
Altın Kitaplar, Agatha Christie kitaplarının kapaklarını birer birer güncelliyor. Bende daha önce kütüphanemde olmayan bu kitapları güncelleme sırasıyla edinip mümkün olduğunca kronolojik okumaya çalışıyordum ki, Hercule Pairot'un geçtiği ilk romanı 'Ölüm Sessiz Geldi' yeni kapağıyla piyasaya çıktı. Sırayı başa sarıp hemen okumaya başladım ve bitirdim.
Konusuna kısaca değinecek olursak, Styles köşkünde taze kocası, üvey oğulları ve himayesi altındaki hemşire bir kızla yaşayan hayırsever Emily bir gece yatağında çırpınarak ölür. Ölümün bir zehirlenme olduğuna karar veren doktorlar adlı bir soruşturmayı başlatırlar. O sırada konakta misafir olan Hastings, konağın bulunduğu köyde yaşayan eski dostu ünlü dedektif Hercule Pairot'u olaya dahil eder. Ve soruşturma başlar. Alışık olunduğu üzere bir ev dolusu şüpheli vardır. Ve tabiki Pairot küçük gri hücreleri sayensinde görülmeyeni görür ve sis perdesini aralar.
Kitabın sonu gerçekten supriz etkisi oluşturuyor, tabiki bu etkiyi verebilmek için Christie olayları birazcık karıştırmış. Okurken herkesi suçlayabilecek nedenleriniz oluyor. Ve kısa kısa geçen kanıtlarda gerek yazıldığı dönemin üzerinden bir asır geçmiş olmasından gerekse bazıları arasında bağlantının görülebilir olmamasından sonucuna ulaşmak kolay olmuyor. (Küçük klasik Agatha hilesi)
Dönemin İngiltere'sine merak duyan ve klasik polisiye sevenlerdenseniz tavsiyemdir.
İyi okumalar.
Pandeminin başladığı sıralarda bi arkadaşımın önerisiyle 10 Küçük Zenci’nin mini dizisini izlemiştim. Dizi beni çok şaşırtmış ve etkilemişti.Halbuki çoğu kişi dizinin kitaba göre yavan olduğunu söylemişti. İşte o zaman Agatha Christie okumak istediğime karar verdim. O zamanlar sınav döneminde olduğum için de kitap okumaya zaman ayıramadım ve erteledim. Yaz tatilinde bir kitapçıya gittiğimizde bir reyonda Agatha’nın kitaplarını görünce aklıma okumak istediğim geldi. Fakat nerden başlamalı bilmiyordum. İnternetten yaptığım hızlı ve kısa bi araştırma ile bu kitaba başlamam gerektiğini öğrendim.
Okuduğum basımın önsözünde kitabın yazım aşamasındaki zorlukları anlatması çok hoşuma gitti. Ayrıca Son Halka bölümünün değiştirilmemiş hali de bulunuyordu.
Kitap çok güzel kurgulanmış adeta aklımızla oyun oynuyordu. Kesin budur dediğimizde Agatha gülüp ben bunu düşünmedim mi sanıyorsun diyerek neden o kişinin katil olmaması gerektiğini anlatıyordu. Öyle ki bir zamanlar gerçek katili/katilleri düşünmüş de olsam dedektifin konuşmaları beni vazgeçirmişti. Sonunda öğrendiğimde ise ihanete uğramış gibi hissettim ama aynı zamanda Poirot’un ve Agatha’nın zekasına hayran kaldım. Bir sonraki kitaplarını okumak için çok heyecanlıyım. Ve tabiki önerilere de açığım. Sonra şu kitabı okumalısın gibi önerilerde bulunursanız çok memnun olurum.
Ölüm Sessiz Geldi ( The Mysterious Affair Style) , yazarın ilk eseri. 1920 yılında yayınlanan eser, aynı zamanda Belçikalı Dedektif Hercule Poirot karakterinin de ilk ortaya çıktığı roman.
Kitap, bir köşkte beklenmedik anda gerçekleşen bir olay etrafında kurgulanıyor. Evin hanımı; iki üvey oğlu, bir gelini, bir himayesinde bulunan kızı , beşten fazla ev hizmetlisi, bir misafiri ve yeni eşiyle köşkte hayat sürüyor. Bir gece yarısı seslere uyanan ev ahalisi, hanımın zehirlenerek ölmesine şahit oluyor.
O esnada köşkte olan misafir de bir gazi. Yani Arthur Hastings. Misafir olarak köşkte kaldığı sırada bunun yaşanması onu bir serüvenin içine sokuyor. Bütün olayı da Bay Hastings'in ağzından dinliyoruz. Bir şeylerin karmaşıklığını ve garipliğini fark eden Hastings, eski bir dostundan yardım istiyor. O eski dost ise Belçikalı Dedektif Hercule Poirot.
Bu durumu araştırmaya başlayan Poirot, fikirleri ve yaptıkları ile insanları şaşırtıyor. Ancak zeki kişiliği, detaylara olan hakimiyeti ve kendine has özellikleri ile Poirot bu yumağı çözüyor.
Kitap, çok zevkliydi. Kurgusu gayet keyif verdi. Poirot'u okumak da keza çok keyifliydi. Gerçekten ikonik bir karakter. Sonda bir tahminim doğruydu, ama bir başka gerçeği hiç tahmin edemedim.
Keyifli okumalar.
P.S. : İlk kitabı okumakla beraber, önümüzdeki 4 yıldan fazla bir süreçte yazarın bütün eserlerini sırası ile okuyup kütüphaneme dahil etmeye karar verdim, umarım başarırım.