Ölüm Diken Üstünde Kitap Bilgileri
Yazar: Agatha Christie
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 188
Basım Tarihi: Nisan 2020
İlk Yayın Tarihi: Mart 1935
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789754053241
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Ölüm Diken Üstünde Kitap Tanıtımı
La Bourget’den Croydon’a giden uçağın iki numaralı koltuğunda oturan kadını talihsiz bir son beklemektedir. Zavallı kadını ansızın bir eşekarası sokar ve kadın ölür.
Aynı uçakta yolculuk eden Hercule Poirot, kadının arı sokmasından öldüğüne inanmaz. Scotland Yard ve Surete ile çalışan Poirot, kendi yöntemiyle bu esrarengiz ölümü çözmeye çalışır.
Ölüm Diken Üstünde Kitaptan Alıntılar
1. "Müzik... İnsana bütün dertlerini unutturacak tek şey."
2. "Yaşam haksızlıklarla dolu."
3. ""Ben yalan değil, gerçeği istiyorum. ""
4. "Bilgi garanti demektir. Bilgi kuvvettir."
5. ""Hayatın acı taraflarından biride budur. Kadınların yaşlanması. ""
6. "Dönerek Stephen'e elini sallarken, göz göze geldiler. İşte bu bakışta birbirlerine söylemedikleri bütün duygular toplanmıştı."
7. "Bilgi kuvvettir."
8. "Cevaplar her zaman sorulara bağlıdır."
9. "İnsan bir konuyu dikkatle incelerse, bütün güçlükler ortadan kalkar."
10. "“Yine de bence siz aptallara özgü bir cennette yaşamaktansa, gerçekleri olduğu gibi görmeyi tercih edecek insanlardansınız. Zaten... o cennette fazla yaşayamazdınız. Kadınları ortadan kaldırmak giderek alışkanlık yaratan bir şeydir.”"
11. "“ Cinayet işleyen bir insan kaygılı olur tabii.”"
12. "Söylediklerine göre, bir kere cinayet işleyen bir insan, ondan sonra başkalarını da rahatlıkla öldürebilirmiş."
13. "“ Yaşam haksızlıklarla dolu. “"
14. ""Gerçeği söyleyen bir insanın hiç kimseden korkmaması gerekir.""
15. "Müzik... İnsana bütün dertlerini unutturacak tek şey."
Ölüm Diken Üstünde Kitap İncelemeleri
İlginç bir Hercule Pairot macerasıydı. Çünkü Agatha Christie olağanın aksine Hercule Poirot’yu başlarda biraz geri plana atmış gibiydi. Kitabın ilk üçte birlik kısmında dedektifimiz pek ortalıklarda yoktu çünkü. Ama sonra ortaya çıkmasıyla beraber kitabın ivmesi artmaya başladı nihayet. Her zaman olduğu gibi baştan sona katilin kimliği hakkında belirsizlikler sürdü. Bu da merak uyandırıcı bir etki yarattı haliyle. Sürpriz unsurlar, ilginç karakterler ve onların hikayeleri oldukça güzeldi. Hoşuma giden noktalardan biri de Hercule Pairot’nun geçici bir süreliğine iki kişiyi yanına yardımcı olarak almasıydı. Hep yalnız çalışan dedektifimizi böyle görmek ilginç oldu. Açıkçası hoşuma da gitti. Tabii maalesef bu durum çok uzun sürmedi. Olumsuz olarak görebileceğim noktalardan biri ise biz okura verilen ipuçlarının diğer kitaplara kıyasla yetersiz olmasıydı. Katile gelirsek de, kim olduğunu tahmin etmek daha önce belirttiğim nedenden dolayı oldukça güçtü. Katilin nedenleri ve yöntemi ise doyurucuydu bunun dışında tabii. Agatha Christie’nin diğer kitaplarının seviyesinde bir hikayesi olmasa da gene de yazarımız güzel bir kurgu oluşturmuştu. Diğer Hercule Poirot maceraları kadar olmasa da şans verilebilir bence. Ayrıca Doğu Ekspresinde Cinayet romanına yapılan bir gönderme de çok hoşuma gitti.
Yine harika bir Agatha Christie kitabı okudum. Paris’ten Londra’ya giden bir uçakta yaşlı ve zengin olan bir kadının öldürülmesi üzerine cinayetin sırları çözülmeye çalışılıyor. Yazarın meşhur karakteri Hercule Poirot ile bu kitapta tanışmış oldum aynı zamanda. Cinayetin işlendiği uçakta bulunan Belçikalı dedektifimiz Hercule Poirot ve onunla beraber bu garip cinayetin aydınlatılması üzerine çalışan diğer kişilerle sürükleyici bir maceraya çıkarıyor kitap bizi. Cinayetin garip tarafı, öldürülen kadının uzaktan bakınca ucundaki floşlar nedeniyle eşek arısına benzeyen, fakat yakından inceleyince genelde Afrika yerlilerinin kullandığı ucu zehirli bir dikenle öldürülmesi... Hercule Poirot ise o mükemmel dedektif içgüdüsüyle hem okuyucuyu hem de kitaptaki diğer karakterleri şaşırtarak bu garipliklerle dolu cinayeti adım adım çözüme götürüyor. Daha fazla detaya girmiyorum; kitabı okuyacaklar için bu kadarı yeter diye düşünüyorum.
Agatha Christie’nin her kitabında olduğu gibi bu kitabında da sürükleyici ve akıcı bir dili vardı. Zaten polisiye kitaplarda olan o merak duygusu özellikle Agatha Christie’nin kitaplarında da sayfaları nasıl çevirdiğini fark ettirmeden okuyucuyu içinde sürüklüyor. Akıcı ve sürükleyici kitaplar arıyorsanız Ölüm Diken Üstünde de, yazarın diğer kitapları da bu konuda idealdir.
Ölüm Diken Üstünde, uçakta gerçekleşen bir cinayeti anlatıyor. Fransa’dan İngiltere’ye giden uçakta oldukça zengin bir kadın olan Madam Giselle ölü bulunur. Tesadüf eseri, Hercule Poirot’da aynı uçakta yolculuk etmektedir. Hal böyle olunca sevgili Hercule bu cinayet karşısında kayıtsız kalamaz.
Hercule Poirot, incelemeye başladığında uçağın içerisinde bir arı olduğunu ve yolculardan biri tarafından öldürüldüğünü ve Madam Giselle’in ayağının dibinde ucu zehirli bir diken olduğunu görür. İğnenin ucundaki zehrin ise Afrika’ya özgü bir tür olan Boomslang yılanının zehri olduğu anlaşılır. Acaba katil kimdi, Madam Giselle’i neden öldürmüştü ve neden böyle bir yöntem seçmişti?
Şimdiye kadar okuduğum en farklı Agatha Christie romanıydı. Agatha, genellikle romandaki kahramanları ada, ev, gemi, tren gibi yerlere kapatır ve cinayet çözülene kadar herkes orada olur. Ancak bu roman bir uçakta gerçekleşmesine rağmen kimseyi uçağa hapsetmemiş. Poirot, bu kez, cinayeti daha uzun sürede ve dağınık bir şekilde çözüyor. Bu kitabı da çok sevmiş olmakla birlikte ben, bir alana kapatılmış halde çözülen cinayetleri daha çok sevdiğimi fark ettim. Ölüm Diken Üstünde, çok iyi kurgulanmış bir cinayet romanıydı. Son ana kadar katili bulamadım ve öğrendiğimde şok oldum. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Merak, son sayfaya kadar bizi terk etmiyor.
Keyifli okumalar!