Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum - Baek Sehee | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Kitap Bilgileri


Yazar: Baek Sehee
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Ekim 2024
İlk Yayın Tarihi: 20 Haziran 2018
Yayınevi: Nova Kitap
ISBN: 9786259520223
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Kitap Tanıtımı


Psikiyatrist: Evet, size nasıl yardımcı olabilirim?

Ben: Şey, sanırım biraz depresifim. Biraz daha detaya gireyim mi?

Bir yayınevinin sosyal medya yöneticiliğini başarıyla üstlenen Baek Sehee’nin hayatında her şey yolunda gitmektedir; ta ki depresyon nedeniyle psikiyatristle görüşmeye başlayana dek.

Baek devamlı bir üzüntü, kaygı ve kendinden şüphe duyma hâli içindeyken, çevresine karşı da son derece yargılayıcıdır. İşyerinde ve sosyal çevresinde duygularını gizlemekte ustadır; yaşam tarzının gerektirdiği sakinliği göstermek ise onun için çocuk oyuncağıdır. Ancak tüm bu çaba onu yorucu, bunaltıcı bir boşluğa sürükler ve derin ilişkiler kurmasını engeller. Bunun normal olamayacağını düşünür, hayat buysa eğer, bu normal olamaz.

Ama madem bu kadar umutsuz, o zaman en sevdiği yemeği; şöyle acılı, bol baharatlı bir tabak tteokbokki’yi nasıl sürekli isteyebilir?

Baek, 12 haftalık bir süreçte psikiyatristiyle olan diyaloglarını kaydederek, kendini istismar döngüsüne hapseden geribildirim mekanizmalarını, ani tepkilerini ve zararlı davranışlarını çözmeye başlar. Kısmen anı, kısmen kişisel gelişim kitabı olan Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum, depresif ve zor zamanlarda elinizin altında bulundurmanız gereken bir rehber.

“Baştan sona dürüst ve özgün. Benzer depresyon ve anksiyete türlerinden mustarip gençlerde yankı uyandıracak samimi bir kendini keşfetme çabası.” –Library Journal

“Samimi... içten... Baek’in psikolojik rahatsızlıklar hakkındaki konuşmaları normalleştirme gayesi takdire şayan.”

–Publishers Weekly

“Baek, açıksözlülüğü ve mizahıyla okurlarını sarmalıyor.” –Booklist




Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Kitaptan Alıntılar


1. "Duygularımız söz konusu olunca dürüst olmakta neden bu kadar başarısızız?"




2. "Karanlıkta yüzleşmeyenler hiçbir zaman ışığın değerini bilemez."




3. "“Kadehlerimizi daha pozitif düşünmeye kaldıralım!”"




4. "“Duygularımız söz konusu olunca dürüst olmakta neden bu kadar başarısızız?"




5. "“Duygularımız söz konusu olunca dürüst olmakta neden bu kadar başarısızız?”"




6. "Peki ya yalnız kalmayı hem seviyor hem de nefret ediyor olmam?"




7. "Duygularımız söz konusu olunca dürüst olmakta neden bu kadar başarısızız?"




8. "Depresif hissettiğinizde bakış açınız değişir ve aynı durumu farklı bir şekilde düşünüyorsunuz."




9. "Birine sırtımı dayayıp üzgün olasım geldi."




10. "Peki ya yalnız kalmayı hem seviyor hem de nefret ediyor olmam?"




11. "Yazmak, kendinize 3 boyutlu bakmanın bir yolu olabilir."




12. "HAYAT
"Burada önemli olan sevilip sevilmediğiniz değil, size gösterilen sevgiyi nasıl karşıladığınızdır.""




13. "Ne mi diliyorum? Sevmek ve sevilmek istiyorum. Şüphe duymadan rahatlıkla."




14. "Öyle bir noktaya geldim ki birini sevmek ile sevmemek arasındaki farkı anlayamıyorum."




15. "Yirmi yaşındaki hâlim, bugünkü hâlimle tanışsa mutluluktan ağlardı."





Ölmek İstiyorum Ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum Kitap İncelemeleri


Hayatımda hiç tteokbokki yemedim. Tteokbokki yaşama tutunduracak kadar güzel mi!?

Canlar, kitabın konusu psikoloji okumayı seven ben için aşırı ilgi çekiciydi. Hele ki yazarın bunları gerçek ses kayıtlarını diyologlar haline getirip kitap haline getirmesi muhteşem gelmişti kulağa! Ama sadece kulağıma güzel geldi...

Kitabın hakkını yemiyeyim, ilk 70 sayfada kitabı çok beğenmiştim, sonra tekrar etmeye başladı. Psikiyatri hastaya hiçbir yarar sağlamıyordu ki kitabın sonunda da yazar belirtmiş yararını göremediğini. Yazarın aldığı en doğru kararlardan biri psikiyatriye gitmek fikrimce ama psikiyatrist... Sanki bakkaldan diploma almış gibiydi... Bazı yorumları desen...ben daha iyi psikiyatristlik taslarım:D Benim bildiğim psikologlar, psikiyatristler cevabı söylemezler, cevabı kişiye buldururlar. Bunlarda yazar soru sordu psikiyatrist cevapladı, sanki rolleri değistirip durdular.

Yazar bu depresif ruh durumundan kurtulammamış bu yüzden ikinci kitabı varmış okumayı düşünmüyorum an itibariyle ama okuya da bilirim. Ayrıca olumsuz eleştirilerde "kitap çok boğucuydu, depresifti, okunmaya değmez" gibi ibareler vardı. Anlamadığım şey psikolojik olarak dengesiz ruh halindeki bir insanın psikiyatrist ile konuşmlarını nasıl bekliyorlar? Elbette ki yazarın ruh halini yansıtıp geçirecek bu yüzden bu yönden başarılı buldum.

Kitabın bu yönden eleştirilmesini doğru bulmadım. Zaten kitabın amacı bu???

Okuyacaklara keyifli okumalar diliyorum, okumasanız da olur ama okunabilir de:)

(Dipnot: kendimi bulduğum, altını çizdiğim çok satır oldu.)




Yazarın depresyon konusunu kaleme aldığı kişisel gelişim yazısı, kendi hayatından anılar barındırıyor ve bize  ışık tutmayı amaçlıyor. Hemen hemen  hepimizde bulunan  farklı sorunların normal olduğunu, yanlız olmadığımızı vurguluyor. En çok üzerinde durduğu öz güven, öz saygı beni benden aldı...
Karşımda olsa  onu bu kitabını yazmasından dolayı  takdir edip ona sizde bu öz saygı ve güven yeterince var, var olmayan kişilerle başımız dertte derdim. Ve aynı konularda olmasa da her birimizin  olağan depresifliği her ne kadar kabul etmeyenlerimiz de olsa  kendisine hepimizin ağzından "Yanlız değilsin!" demek istiyorum.
Kitabı okurken kimi anlarda  bahsi geçen depresyon sebepleri fazla yersiz gelse de depresyon dediğimiz şey de burada önem kazanıyor olsa gerek; bize göre önemsiz, ona göre önemli. İlerleyen zamanlarda  giderek artan ve hayatı yaşanmaz hale getiren depresyonu, terapistinin verdiği önerilerle, önlemlerle el birliği ile nasıl yerle yeksan edip  parçala ayırdı; bölüştürdü ve bu bölüştürmeden payımızı aldık çok şükür..! Alıntılarda sizlerle de bolca paylaştığım bu konuda saatlerce yazmak, kişisel fikirlerimi paylaşmak isterdim ama sırada okunmayı bekleyen bir kitabım var ve depresyona giremeyecek kadar da yoksul olduğunu duydum onu -Kunt Hamsun'un Açlık'ını- yanlız bırakmamak için aranızdan ayrılıyorum.




Bu kitabı Amazon çok satanlarda gördüm sonra dnrde ve Migros’ta gördüm sürekli olarak beni kendine çekiyordu resmen ve nedenini anladım. Kitapta anlatılmak istenen depresif ruh hali ve neşeli ruh halinin bir arada olabilmesinin normal olduğu. Duygularımız eş zamanlı varolabilir. Güney Kore çok satanı olan bu kitap gerçekten içsel yolculuğa çıkmanız için bir araç. Ben kendimi sürekli depresif modda halde hissederim bu doğduğumdan beri böyle ama aynı zamanda eğlenirim ve neşeliyim yıllarca kendime sordum neden hep mutsuzum ben diye sadece benim böyle olduğumu kendimde bir sorun olduğunu düşünürdüm ama bu kitap bana gösterdi ki benim gibi dünyada bir çok insan var. Bazı insanlar diğer insanların destekleri, ilgileri, sevgileri ve takdir etmeleri olmadan mutluluğu yakalayamıyor insanların düşündüklerini öyle çok önemsiyorlar ki kendilerinden uzaklaşmasınlar diye kendi düşüncelerini, hislerini saklıyorlar. Kendilerini açmaktan korkuyorlar çünkü kaybetmek istemiyorlar. Sürekli olarak birinin sevgisine muhtaç Yaşıyorlar çünkü özsaygıları düşük. Halbuki yaptığınız işi biri övmediğinde değeri düşüyor mu? Ya da siz kendinizi çok sevdiğinizde başkalarının sevgisi ne kadar önemli? Bu kitap size yol gösterici değil ama kendinizi tanımanız anlamanız ve iç hesaplaşma yapabilmeniz için bir araç. Bir distimi (sürekli depresif hissetme) hastasının terapi sürecini kayda alması ve bu kayıtları kitap haline getirmesini anlatıyor. Kişi terapiye giderken kendini buluyor, bilinçaltındaki sebepleri öğreniyor. Ben gerçekten beğendim ve öneriririm.




Kitabın ana kahramanının dediği gibi "benim gibi yaşayanların yalnız olmadıklarını bilmeleri için" yazılmış bir anı kitabı.
Tekrarlayan ve daimi bir depresiflikten muzdarip Baek Sehee'nin psikiyatrist ile olan görüşmelerini derlemiş. Burada kısır döngüde ki ruh durumunu, kendini kıyasıya yargılamasını ve bir nevi kendi kuyruğunu kovalamasını okuyoruz.
Bundan sonrası belki haddim olmayarak, çokta anlamadığım bir ruh durumunu okurken ki hislerim ve düşüncelerimi aktaracağım.
Benim jenerasyonum da depresyon bir anne terliğini bakardı. Öyle kendi düşüncelerin ile başbaşa kalman çok zordu. Yapman gerekeni yapar ve yoluna bakardın. Tabi bir de yaşadığın coğrafyanın da bunda etkisi var. Yani empatim de bir yere kadar. Kimseyi hissettikleri için de yargılamak bana düşmez.
İnsanın kendini sorgulaması bana göre dozunda yapılırsa gelişim için doğru bir yoldur. Fakat burada bundan fazlası var. Psikiyatristi bile kendini sorgulama iten bu davranış birazda yazarın kendi kültürü ile doğru orantılı. Bir de yeni neslin bizlere göre daha az özgüvene sahip olmaları, sosyal medya ve akran zorbalığı da bu depresyon batağından çıkamamalarının bir sebebi olabilir. Etkilenmeye fazla açıklar ve fazla uyarana maruz kalıyorlar. Pesimist yanları da ağır basıyor. Ailenin de bu ruh durumunu etkilediği aşikar.
Özetle bana çok hitap etmeyen, belki bu durumlardan muzdarip kişilerin yada genclerin daha çok feyz alabileceği bir kitap.






O kadar çok damarlarıma işledi ki… Ruhumun derinliklerine dokunan, kendimi tanımamı sağlayan bir yolculuğun kapılarını araladı. Her sayfasında, kendi kırılganlıklarımı, karanlık taraflarımı ve o karanlıkta aradığım küçücük mutluluk ışıklarını buldum. Bazen gülümseyerek bazen de içimden bir şeyler koparak okudum.

Kitap boyunca yazarın dürüstlüğü ve cesareti karşısında hayran kaldım. Onun kelimeleriyle sanki kendi düşüncelerimi, o sessiz çığlıklarımı okuyordum. “Evet, tam da böyle hissediyorum,” dediğim anlarda gözlerim doldu. Hayatın ağırlığını sırtımda taşırken, küçük kaçış noktaları arayan ruhum bu kitapta kendini buldu. Tatlı bir şey yemenin o anlık huzuru, içimdeki kaosu kısa bir süreliğine susturmayı başardı.

Bu kitap, sadece bir anlatı değil; bir ayna. Bana gösterdiği şeyler bazen korkutucuydu, ama aynı zamanda rahatlatıcı. Hepimiz farklı şekillerde savruluyoruz hayatta, ama bu savrulmaların içinde birbirimizi bulabiliyoruz. Kitap, “yalnız değilsin” diyordu sanki; bu, içimde bir umut kıvılcımı yaktı.

Şimdi, her duyguyu iliklerime kadar hissederken, bir tatlıdan fazlasını arıyorum belki de: kendimi, huzuru, affetmeyi… Ama biliyorum ki, hayat ne kadar zor olursa olsun, hep bir yerde bizi ayakta tutacak bir şeyler var. Bu kitap bana bunu hatırlattı.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: