Olasılıksız Kitap Bilgileri
Yazar: Adam Fawer
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 60 dk.
Sayfa Sayısı: 494
Basım Tarihi: Ekim 2023
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2005
Yayınevi: April Yayıncılık
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789756006054
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Olasılıksız Kitap Tanıtımı
Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi?
Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?
Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?
Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz?
Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘Olasılıksız’ tam size göre bir roman…
Olasılıksız Kitaptan Alıntılar
1. "Hayat satranç gibidir. On parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin..."
2. "•
“Hiçbir şeyden tamamen emin olamazsın…”"
3. "•
“Hiçbir şey imkansız değildir… Bazı şeylerin olma olasılığı daha düşüktür sadece.”"
4. ""Geleceği tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin.""
5. "Herkes cennete gitmek istiyor, fakat kimse ölmek istemiyor..."
6. "Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir."
7. ""Bitirmek için yarını, başkasına anlatmak için bitirmeyi beklemeyeceksiniz.""
8. "•
“Yaşıyorlar. Acı çekiyorlar. Ölüyorlar.”"
9. "“Eğer bir şey yapabileceğini düşünürsen, aslında bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün. Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman da çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile.”"
10. "Satranç hayat gibidir David demişti babası.
Her parçanın kendi işlevi vardır.Bazıları zayıftır, bazıları güçlü.Bazıları oyunun başında işe yarar,bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek."
11. "Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç."
12. "O zamanlar televizyon diye bir aygıt yoktu, yani insanlar kitap denen şeyleri okumak zorundaydılar."
13. ""...İmkansız diye bir şey yoktur, sadece bazı olayların olma olasılığı daha düşüktür...""
14. "¶¶
"...Hayat satranç gibidir. On parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin..."
¶¶"
15. "" İmkansızlık diye bir şey yoktur. Sadece gerçekleşme ihtimali düşük olasılıklar vardır. ""
Olasılıksız Kitap İncelemeleri
Cüzi irademizin evrenin ve bilemediğimiz sayısız bilginin, alemin, fikrin, olasılıkların yanında o kadar küçük kaldığını görüyoruz ki.
İmkansız veya olasılığı 0 dediğimiz olasılık uzayının aslında evrenin 'bildiğimiz gerçeklerin dışında doğru olmayacağı' fikrini reddettiği verilmek istenen mesajlardan biri. Evren ve insan beyni çok derin bir oluşum. Sınır ve bucak yok. Teorilerin, zihin akışının, toplu bilinçaltının iradesinin gerçekten hayata ve evrene hükmedeceğini kim bilebilir?
Kahramanımız epilepsi hastası David Caine ve şizofreni geçmişi olan ikizi Jasper Caine.
İkisinin de temporal lobundaki oluşumun birbirlerine benzer semptomlar göstermesini, önseziler ve öngörülerle geleceği dair ses ve görüntüler yakamaları onları bir deneyin gazisi olmalarına sebep oluyor.
Konusu bilimseverler için o kadar ilgi çekici ki.
Laplacenin şeytanı teorisini tam olarak David üzerinden işlendiğini görüyoruz, odaklanıp gözlerini yumduğunda HerAn'ı gördüğünü, olasılıkları saniyeler içinde hesaplayıp milyonlarca görüntü ve geleceklerin içinden döngüler ve zincirlere şahit olup doğru olanı tercih etmesi üzerine süreç devam ediyor. Ajan Nava ya da Tanja da tabi yadsınamayacak kadar romanı sürükleten karakterlerden birisi. David ile yakıştırmadım desem yalan olur :)) David'in kitap sonlarına doğru, gelecekte yalnız değilim, istesem görebilirdim ama Laplacenin şeytanları da sürpriz sever demesiyle bi tebessüm ettirmiyor değil.
İstatistik, olasılık, fizik, matematik, tıp, teşkilatlar, KGB, FBI, suç ve heyecan severler için mükemmel bir kitap.
Muhteşem bir bilimkurgu-aksiyon kitabi. Övündüğü kadar varmış.
Başları biraz sıksa da 70 sayfadan sonra kitap sizi resmen icine cekiyor ve elinizden bırakamıyorsunuz.
Kitaptaki karakterlerin bi zaman sonra aynı noktada buluşması birleşmesi o kadar güzeldi ki. Adam fawer cok ince bir zekayla yazmış romanini.
Peki o olasılık terimleri? Veya o bilimsel kurgular? Cok cok iyidi.
Kitabin içeriğiyle ilgili bahsedecek olursam:
Olasılıksız size şans diye bir şeyin olmadığını söylüyor . Her şeyin bir sebebi olduğundan, olayların birbirlerini etkileyerek tesadüf gibi görünen bir şeyi bile planlı bir hareketle ortaya çıkardığından bahsediyor.
Bir anda geleceği görebildiğinizi düşünün. Zihniniz saniyeler içinde bütün olasılıkları hesaplayabiliyor. Yoldan karşıya geçmeniz için bile olası bütün ihtimalleri görüyor ve ona göre adım atıyorsunuz. Bu halde yalnızca şimdi değil, gelecek de önünüze serilir. Bütün olasılıkları bilirseniz gelecekte neler olacağını da öğrenmiş olursunuz zaten.
Kitapta cok sevdiğim bir kısım :
Yazı tura attığımızda eğer tüm faktörleri bilirsek yazı mı tura mı geleceğini kesin bir doğrulukla hesaplayabiliriz. Yani kolumuzun açısını, paraya uyguladığımız kuvveti, paranın alaşımındaki maddelerin oranlarını, rüzgarın etkisini, yerçekim kuvvetini... Her şeyi bildiğimizde sonucu hesaplamak çocuk oyuncağı.
Yapılan deneylerle bir olayın ortaya çıkmasının beklenilmesi ama yine de tam bir kesinliği bulunmaması durumu yani: 'Olasılık' üzerine üniversitede ders veren öğretim görevlisi David Caine, epilepsi rahatsızlığına yakalandıktan sonra hayatı alt üst olur.
Hayatını idame ettirecek parayı kazanabilmek için birçok olasılıklar üzerine kurulmuş bir oyun, 'kumar' oynamaya karar verir.
Ilk bölümünde, poker oyununun içinde buluverdim kendimi ve bu oyunun nasıl oynandığını, kurallarına, terimlerine yabancı olduğum için okuma biraz ağır ilerledi.
İnsan beyni üzerinde çalışmalar yapan
Dr Tversky, geleceği görme ya da tahmini teoriler üretebilineceğine dair düşüncelerini gerçekleştirmek için denek olarak kendine aşık öğrencisini kullanır.
Bu iki karakterin yolları, CIA Ajanı Nava'ın vatan hainliği yaptığı deşifre olunca kesişiyor. Bu bölümde, heyecan ve merak okuru, olasılıklar içine çekiyor. Bir anda çok farklı bir atmosfere taşınan olaylar örgüsünün anlatım tarzıyla da hız kazanıyor ve okuru kitaba hapsediyor. Olasılıklar üzerine kafa yormaya ve olayların başlangıcından itibaren sonuna kadar nefes kesen maceraya atılan bir karaktere dönüştürüyorsunuz.
İnsan beyni kapasitesinin üzerine ne kadar paranoya üretilebilir ki?
'Öngörü' ; her insanın sahip olduğu fakat keşfi ender gerçekleşen bir yetenek midir?
#bilimkurgu severlere tavsiyemdir.
Aman Allah'ım bu neydiiiii" dedirten şahane ötesi bir kitapla karşınızdayım
Yıllar önce abimin askere götürüp okuduğu ve okuduktan sonra da kitapların atıldığını düşündüğü için çöpe attığı yıllarca nerede olduğunu merak ettiğim ve sonunda gerçekleri öğrendiğim kitap "Olasılıksız"
İçimde kalmış olacak ki gidip tekrar aldım ve okudum
Kitap aşırı heyecanlı, aksiyon ve macera dolu bir bilimkurgu. Olasılık derken aklınıza ne geliyorsa içinde var. Matematiğin ve fiziğin bu kadar zevk vereceğini söyleselerdi asla inanmazdım.
Tam anlamıyla Amerikan aksiyon filmlerinden çıkmış gibi. Yazarın anlatımı çok iyi ve dili aşırı anlaşılır. Kitapta 10'larca birbirinden bağımsız olayın sonraları birleşmesi ve ortaya çıkan o büyülü güzellik anlatılacak gibi değil. (En sevdiğim kitap tarzı)
Fizikten matematiğe, nörolojiden psikolojiye, felsefeden bilime, jasusluktan ajanlığa, aksiyondan maceraya ne ararsanız var. Bir solukta okuyacağınız bu kitabı önerim üzerine okuyup pişman olmayacağınıza eminim.
Özellikle aşırı monotonluktan sıkıldıysanız. Sürekli durağan kitaplar okuyorsanız canınıza can katacak bir kitap olduğunu söyleyeyim.Yazarın bir diğer kitabı olan "Empati" de şuan kitaplıktan bana bakıyor ve onu okumak için de sabırsızlanıyorum ama bu kadar hareketin üstüne durağan, sakin bir kitap okuma zamanıdır.
Şimdiden herkese keyifli okumalar diliyorum
Hayatınızın tek bir saniyesi bile tüm kaderinizi değiştirebilir mi? Bir insanın attığı küçücük bir adım, binlerce olasılığı nasıl etkileyebilir?
“Olasılıksız”, yalnızca bir roman değil; aynı zamanda beyninizin içinde koşturan düşünceleri hızla çarpıştıran bir zihin fırtınası. Kitabı elime aldığımda neyle karşılaşacağımı tam olarak bilmiyordum ama birkaç sayfa sonra zamanın nasıl aktığını unuttum. Çünkü bu kitapta sadece bir hikâye anlatılmıyor, okura başka bir düşünme biçimi teklif ediliyor: "Olasılıklarla düşünmek."
Karakterlerin her biri kendi içinde sürükleyici ve gizemli. David’in başından geçenler, Jeffery’nin analizleri, Caine’in karanlık tarafı... Hepsi, matematiksel teorilerle şekillenmiş ama son derece insani sorunlar yaşayan insanlar. Hikâye bir yandan bilimsel kavramlara dayanırken, diğer yandan oldukça insani ve dramatik bir temel üzerine oturuyor.
En çok etkilendiğim şeylerden biri, kitap boyunca yaşadığım “Acaba benim hayatım da böyle bir olasılık zinciri mi?” sorgulamasıydı. Bazı sahnelerde karakterin yerinde ben olsaydım ne yapardım diye düşündüm ve bu beni kitaba daha çok bağladı.
Adam Fawer, ağır konuları sade bir dille anlatma işini çok iyi başarıyor. Ne matematik korkutucu, ne de bilim sıkıcı geliyor. Tam tersine, her bölümde biraz daha merak ediyorsunuz, biraz daha içine çekiliyorsunuz. Kitabın temposu neredeyse hiç düşmüyor, tam anlamıyla bir solukta okunan türden.
Eğer siz de sadece olayları değil, neden-sonuç ilişkilerini de sorgulamayı seviyorsanız, akıcı bir kurguya bilimsel arka plan eşlik etsin istiyorsanız, “Olasılıksız” sizi fazlasıyla tatmin edecek.