Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine - Arthur Schopenhauer | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine Kitap Bilgileri


Yazar: Arthur Schopenhauer
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Ağustos 2013
İlk Yayın Tarihi: Ağustos 2013
Yayınevi: Say Yayınları
Orijinal Dil: Almanca
ISBN: 9789754687002
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine Kitap Tanıtımı


Akıllı insan her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden azâde olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıyla mümkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ile birlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır; ve böylelikle sözüm ona hemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra, münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir ruha sahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir.



Hayatta nasılsa edebiyatta da öyle: Her nereye dönseniz derhal kendinizi düzelmez, yola gelmez bir insan güruhuyla karşı karşıya buluyorsunuz, her tarafı her bir köşeyi doldurmuşlar, tıpkı yaz sinekleri gibi sürü halinde her yere doluşup her şeyi kirletiyorlar. Bir yığın berbat kitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğup kurutan edebiyatın istilacı yabani otları da öyle. İnsanların zamanını, parasını, dikkatini -ki bunların meşru hak sahibi iyi kitaplar ve onların soylu hedefleridir- gasp etmektedirler.

(Tanıtım Yazısından)




Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine Kitaptan Alıntılar


1. "Okumaksızın geçen boş zaman bir tür ölüm, insanın canlı canlı gömülmesidir."




2. "Okumaksızın geçen boş zaman bir tür ölüm, insanın canlı canlı gömülmesidir."




3. "İnsan olmak ve insan olarak kalmak giderek zorlaşıyor."




4. "“İnsan olmak ve insan olarak kalmak giderek zorlaşıyor.”"




5. "—eğer yapacak bir şeyiniz yoksa, sükuneti muhafaza etmek zordur."




6. "Böyle bir insan her şeyi konuşur.Herkesle konuşur.Her konuştuğu,konuştuğu yerde kalır.Hiçbiri kendisini bağlamaz.Tek derdi konuşmaktır.İster ki hep kendisi konuşsun ve kendisinden konuşulsun.Dinlemeye tahammülü yoktur, dinlemeye aldırdığı da.Dinlenilmese de konuşan hep kendisi olsun ister.Yeter ki kendisi konuşsun ve kendisinden konuşulsun.Her göze görünür olmak için her kılığa bürünür, konuşulmak için her şeyi göze alır.O derece varla yok arası bir yerdedir ki sürekli varlığına delil ve tanık arar.."




7. "Sıradan insan hayatının mutluluğunu kendi dışındaki şeylere, mala mülke, şana şöhrete, kadın ve çocuklara, dostlara, cemiyete ve benzerlerine bağlar, dolasıyla bunları kaybettiği yahut hayal kırıklığına uğratıcı bulduğu zaman, mutluluğunun temeli çöker.Bir başka deyişle onun çekim merkezi kendi dışındadır; her heves ve arzuya bağlı olarak bu mütemadiyen yerini değiştirir…"




8. "..bir insan ne kadar kendisine ve kendisinde olana sahipse başkalarında o kadar az şey bulabilecektir; ve onların haz duydukları yüzlerce şey ona yavan ve yüzeysel gelecektir."




9. "Bir şeyin sahtesi aslının en büyük düşmanıdır."




10. "… harici koşullar bir insanın hayatının ve mutluluğunun efendisi olmasına elverecek kadar müsait olmalıdır; ya da “Bilgelik bir mirasla birlikte iyidir ve ( onunla birlikte )
güneşi görenlere kazanç getirebilir.."




11. "En iyi öğretmen iyi bir kitaptır.Kitabın insanın en iyi, en sadık dostu olduğu öğretildi nice zamandir.."




12. "İnsan tabiaten daima toplar.Çünkü o akıl sahibi varlıktır ve akıl daima birlik peşinde koşar.Aynı zamanda insan dağıtır.İnsan hem maddi-fiziki, hem de ruhi-manevi yapısı bakımından önüne geçilemeyen bir dağılmaya maruzdur."




13. "Sıradan insanlar sadece zamanlarını nasıl harcayacaklarını düşünürler; herhangi bir yeteneğe sahip insan zamanını nasıl kullanacağıyla meşgul olur.Bir insanın olabileceği ya da başarabileceği en iyi ve en büyük şeyin kaynağı kendisidir…"




14. "Ünsiyet düşünceyle kurulur ve düşünce ünsiyet içinde filizlenir.Ünsiyetin olmadığı yerde düşünce kök salamaz.."




15. "En genel gözlem bize insan mutluluğunun iki temel düşmanın ıstırap ve can sıkıntısı olduğunu gösterir…"





Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine Kitap İncelemeleri


Uzun süredir başlamak istediğim Schopenhouer okuma serüvenine bu kitabıyla başlamış oldum. Alıntılardan gördüğüm harika tespitleri, okuyarak ben de tecrübe etmiş oldum. Bu kitapta yazar ilk olarak okumaların nasıl yapılması gerektiğini, nasıl kitaplar okunması gerektiğini, ne tür yazar gömleği giymiş insanların okunmaması gerektiğini anlatıyor. Örneğin

şu kitabın kaynakçasına bir bakın. Ben lisede dönem ödevi yaptığımda daha dolu bir kaynakça sunmuştum öğretmenime. Maalesef para verip çok satanlar listesine giren bu tarz kitaplar, bu tarz reklamlara aldanıp geniş kitleler tarafından okunuyor. Sonrasında en çok okunanlar arasında yılların eskitemediği

,

vb. yazarlar arasında yerlerini alıyorlar.
İkinci kısımda ise nasıl kitap yazılır, kitap yazmak ihtiyacına nasıl varılır ve yazmak bir gereklilik arz eder, yazılan eserlerin nasıl klasikler arasına girebileceğinden bahsediyor.
Son kısımda ise düşünmeden ve düşünme sonrası bir şeyler yazma zorunluluğu hissetmekten bahsediyor.
Kısacası kitap yazmak isteyen arkadaşların, nasıl insanların okunmayacağını bilmek isteyenlerin bu kitabı notlar alarak altını çizerek okuması gerektiğini düşünüyorum. Başlangıç olarak beğendim.Diğer Schopenhouer kitaplarında görüşmek üzere, iyi okumalar :)




Okumak için geç kaldığım bir kitap, keşke okumak bende bir alışkanlık olmadan önce bu kitabı okusaydım çünkü o zaman bu kadar çok okumazdım ya da benim için bende bir zaman geçirme uğraşından öteye geçmeyen eserleri kaldırıp bir kenara atardım. Kitap bize gösteriyor ki aslında okuma alışkanlığı çoğu zaman düşünceyi geliştiren bir eylemden daha çok özgün düşünmeyi yok eden bir eyleme dönüşüyor okurda, başkalarının düşüncelerini fikirlerini benimseyip onlara inanıp hiçbir düşünceyi kendi kafamızdan değil sadece okuduklarımızdan alıp onların tellallığını yapıyoruz o da yetmiyormuş gibi kendimizi çok bilgili, ve zeki zannetmeye başlıyoruz. Oysa ki bir papağandan farkımız yok daha önce söylenenleri söyleyip sanki ilk söyleyen bizmişiz gibi davranıyoruz. Ya da hiç düşünmemiş, düşündüğünü dile dahi getiremiş bir yazarın çalakelem yazdığı eserlerde günlerimizi, dinlenerek düşünerek geçireceğimiz vakti heba ediyoruz. Schopenhauer kitapta diyor ki :Her insanın serbest zamanı tam olarak onun kendisi kadar kıymetlidir. Sanırım biz de o kelimele çöplüklerini okuyarak kendimizi kıymetsizleştirdik. Bu kitap bize nasıl okumalıyız, kimleri okumalıyız, okurken nelere dikkat etmeliyiz, neyi okumamalıyız gibi konularda yol gösteriyor. Kitapta da söylendiği gibi sayfayı doldurmak için yazılan hiçbir şey okunmaya değmez. Onun için ben de daha fazla uzatmadan diyebilirim ki bu kitap okumadan önce okunması gereken ilk kitap. İyi okumalar.




Dört bölümden oluşan kitabımızda Schopenhauer, okumak yazmak ve yaşamak üzerine düşüncelerini açıklıyor.
Başlarda üzerinde durduğu yargıları kabul etsemde daha sonraları söylediği radikal görüşleri ve keskin sınırları beni rahatsız etti.
Özellikle kitapta bulunan yazım ve noktalama yanlışları beni gerçekten zorladı. Virgül atlanması, anlam bozuklukları, yanlış cümle kalıpları…
Örneğin; yazar kitabın boş vakitte okununca zihni mahvedeceğini düşünüyor, bizler boş vakitlerimizde kitap okurken başkaları yaşamadığımız hayatı yaşıyor biz ise kitapların arasında savunmasız o dünyaya kapılıyormuşuz. Veyahut pek çok konuda köleliği savunmuş, beklentinin güzelliğinden bahsetmiş. Kendi ile o kadar çelişmiş ki aynı anda hem hürlüğü, tekliği hem de köleliği bireysellik dışı kavramları savunuyor.
Dili çok sert ve keskin. Karşısındakine öğütler vermek yerine onu yermek istiyor. Hem art arda kitap okuma diyor, hem kitap okumadan geçen zaman ölüm gibidir, diyor.
Kitap kendini kanıtlama arzusu ile yazılmış. İlk sayfalarda tutturulan o kaliteli çizgi yerini bilmişliğe ve hırsa bırakmış.
Bir daha bu yazarın kitaplarını okuyacağımı düşünmüyor yazım hatalarından dolayı yayınevinden kitap alacağımı da pek sanmıyorum.
Kitap elbette felaket bir kitap değil ama inandığım tüm doğrular önce yıkıldı sonra yeniden inşa edildi. Bunu göz önünde bulundurarak okumanızı tavsiye ederim.
Hepinize keyifli okumalar dilerim.




Schopenhauer'ın bu eseri, okumanın ve yazmanın insan hayatında ne kadar önemli olduğuna dair düşüncelerini içeren bir denemeler derlemesidir. Eserinde, okumanın önemini vurgulayarak, "her zaman kendimiz olmaktan uzaklaştığımızda, ancak okuyarak kendimiz olabiliriz" şeklinde bir fikir öne sürmektedir. Ayrıca, okumanın insan düşüncesini geliştirerek, düşünsel açıdan da zenginleştirdiğini savunur.

Schopenhauer, yazmanın da okumak kadar önemli olduğunu düşünmektedir. Yazmanın, insanların kendi düşüncelerini ifade ederek kendilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olduğunu ve bu yolla kendilerini ifade edebilme yeteneklerinin geliştiğini belirtir. Eserinde ayrıca, iyi bir yazar olabilmek için, önce iyi bir okur olmanın gerektiğini ve okumadan öğrenilen bilgi ve deneyimlerin yazıya dökülmesinin mümkün olmadığını vurgular.

Kısacası "Okumak ve Yazmak Üzerine" kitabı , okuma ve yazmanın insan hayatındaki önemine dair düşünceleri içeren bir başvuru kaynağıdır. Eserde, okumanın ve yazmanın insan zihni ve düşüncesini nasıl geliştirdiğine dair açıklamalar bulunur. Kitap, ayrıca yazarlık sanatının öğrenilmesi için yapılması gerekenler hakkında fikirler sunar ve okuyuculara iyi bir yazar olmak için nasıl bir yol izleyeceklerine dair fikirler verir.




"Okumak,Yazmak ve Yaşamak Üzerine" adlı kitabın yazarıyla, yeni farkındalıklar edinip, yeni bakış açısı kazanmış bulunmaktayım..Okumanın öneminden başlayıp, kitabın gerekliliğinden, çevirinin zahmetli bir uğraş olmasından fakat takdir edilmeyip karşılığını alamamasından bahsedilir.. Mesleğime olan muhabbetim kitabın öğretmene yaklaşımıyla daha çok arttı.. Çünkü talebesinin elinden tutup onu zirveye taşıyabilecek ve bunun daha fazlasını yapabilecek olan öğretmenin sorumluluğunu hiç de göründüğü gibi kolay olmadığını öğrendim diğer önemli bir nokta ise çok okumanın ancak derin düşünmeyle hazmedilebileceğini yani eğer bir kimse daha sonra üzerinde durup düşünmeksizin sürekli okursa, okuduklarının kök salamayacağını ve büyük bir bölümünün kaybolacağını belirtiyor yazar.. Nasıl ki aldığımız gıdalar bizi yemekle değil sindirimle beslerse okumanın ve üzerinde düşünmenin bu duruma benzediğini ve bedensel gıdalarımızla zihinsel gıdalarımız arasındaki durumun hemen hemen aynı olduğunu söylüyor..Hayatlarını okuyarak geçirenlerin bilgelikleri ile hayatlarını düşünerek geçirenler arasındaki farklılıklar çok sarih bir şekilde dile getirilmiş.Fakat kitabın şöyle bir özelliği de var; yazarlar üzerine, kitap yazmanın muhtevası hakkında yazmış olanlara ya da yazacak olanlara eleştiri yapılıyor. Sanırım bu durum kitabın adından dolayı böyle diye düşünüyorum.. Ve son olarak eser yazacak olanlara kararlı, belirli ve berrak bir eser yazmanın açıklığını, ayırt edici özellikleri ile ortaya koymuştur..



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: