Northanger Manastırı Kitap Bilgileri
Yazar: Jane Austen
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 8 dk.
Sayfa Sayısı: 252
Basım Tarihi: Ocak 2019
İlk Yayın Tarihi: 1818
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786053606574
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Northanger Manastırı Kitap Tanıtımı
Jane Austen (1775-1817): Kırk iki yıllık sade ve gözden uzak yaşantısına karşın yazdıklarıyla İngiliz edebiyat tarihinin bir kült romancısı olmayı başardı.
Eserlerinde sıradan insanların gündelik yaşamını derin bir gözlem gücüyle ele aldı. Taşra hayatını, genç kız masumiyetini ve aile değerlerini zarif olduğu kadar ironik üslubuyla işledi. Güçlü kadın karakterlerin başrolü oynadığı romanlarının tümü sinemaya uyarlandı.
Northanger Manastırı Jane Austen'ın yayımlanmak üzere tamamladığı ilk romanıdır. Yapısal sağlamlığıyla çağdaş eleştirmenlerin de hayranlığını kazanan eser yazarın ölümünden sonra 1817 yılında yayımlandı.
Northanger Manastırı Kitaptan Alıntılar
1. ""Ömrümün geri kalanını kitap okuyarak geçirmek istiyorum.""
2. "Ya da mesela âşık bir genç kadın her zaman
“Bir heykelin üstündeki Sabır Tanrıçası gibidir,
“Acılara gülümseyen.”"
3. "“Sevgili madam, genç kızların usulleri konusunda olmamı arzu edebileceğiniz kadar cahil değilim; bu harikulade hatıra defteri tutma alışkanlığıdır ki hanımların böyle yaygın kabul gören rahat yazı üslubunun oluşumuna epeyce katkıda bulunur. Güzel mektup yazma yeteneğinin kadınlara has olduğunu herkes kabul eder. Tabiat bir şeyler yapmış olabilir, ama eminim asıl destek hatıra defteri tutma eyleminden geliyor.”"
4. "Dostluk elbette aşk hüsranı sancılarının en tatlı merhemidir ."
5. "İnsanın kalbi birine aitse başka hiç kimsenin ilgisi pek bir şey ifade etmez. Sevilen kişiyle ilgili olmayan her şey o kadar yavan, o kadar sıradan gelir ki!"
6. "Ömrümün geri kalanını kitabı okuyarak geçirmek istiyorum."
7. "İnsanlar gerçekten birbirlerini seviyorlarsa yoksulluk servettir."
8. ""Ahh! Kitaptan o kadar zevk alıyorum ki.""
9. ""Biliyor musun, erkekler bizim gerçek arkadaşlıktan âciz olduğumuzu düşünüyorlar.""
10. "...gerçek dostlarım için yapmayacağım şey yoktur. İnsanları yarım sevmeyi bilmem, tabiatımda yok."
11. ""içinde zihnin en büyük güçlerinin sergilendiği, insan doğasının en derin bilgisinin, çeşitliliğinin en mutlu tarifinin, zekâ ve nüktenin en kıvrak coşkunluklarının dünyaya seçilen en güzel dilde aktarıldığı bir eser ..""
12. "Dünyada bu kadar sadakatsizlik ve ikiyüzlülük, bu kadar kötülük olacağı aklınıza gelir miydi?"
13. "``Kalbiniz dayanıklı mıdır?``"
14. "Als je middelen hebt om een vriend een dienst te bewijzen, houd ik er niet van om gierig te zijn.
Eğer bir dosta iyilik yapacak imkanın varsa, cimrilik yapmayı sevmem."
15. "Bir anne her zaman yanı başında olur. Bir anne sadık bir dost olur; etkisi her şeyin ötesinde olur."
Northanger Manastırı Kitap İncelemeleri
#OkudumBitti
#NORTHANGERMANASTIRI
JANEAUSTEN
TürkiyeİşbankasıYayınları /252 sayfa
Merhaba arkadaşlar, yazarın okuduğum ikinci kitabı ve dilini sevdim. İnsanların gündelik yaşamlarını derin bir gözlemle aktarıyor.
Bu kitap yazıldıktan on üç yıl sonra yayınlanıyor, yazar görememiş basıldığını. Yayıncı kitabı basmak için alıyor her nedense bir türlü yayınlamıyor 🙄🙄
Catherine on çocuklu bir ailenin kızı, Fullarton Köy'ün de yaşamaktadır.
On beş yaşına kadar çirkin, saftirik, sinirli bir şeydir, elinden iş gelmez, yaş aldıkça hem bedeni hem yüzü şekillenir. On yedi yaşında yüzüne bakılır hale gelir 😊
O zamana kadar topraklarının dışına çıkmamıştır. Allen ailesinden misafirlik teklifi alınca, ilk defa ailesinden uzağa Bath 'a gider. Orası eğlencelidir, balolar, tiyatrolar, mağazalar günleri dolu geçer. Yeni arkadaşlar edinir, hatta kendine sevgili bile bulur. 😊
Tilney ailesi Northanger Manastırı' n da yaşamaktadır, bayan Tilney ile arkadaş oldukları için davet edilir ve oraya gider. Kafasındaki manastırla pek uyuşmaz😊
Baba general Tilney çok yakın davranır, oğluna düşünmektedir. Sonrasında ne oluyorsa kızı apar topar evine gönderir, bu kaba davranışa ne Catherine ne de kendi çocukları anlam veremez. Ne oldu da general böyle davrandı, Catherine ne yapmış olabilir?
Severek okuduğum kitaplardan oldu. Jane Austen'in doğa betimlemeleri, insan tahlili hoşuma gidiyor. Okumanızı tavsiye ederim 🙃 😊
Kitapla kalın sevgili dostlar 💞
kitaba çok büyük bir beklentiyle başlamıştım çünkü Jane Austen'in kalemine gerçekten hayranım. Fakat ara ara kitabın yorumlarına baktığımda okurların sıkıldığını pek sevmediklerini gördüm ondan biraz beklentisiz okumaya deam ettim. ama aksine o kadar o kadaaarrr çok sevdim kiiii. Biraz daha zorlasam Gurur ve Önyargı'nın önüne geçecekti..... kitabın yazım tarzı, o sakinliği çok hoşuma gitti okumak için sürekli an kolladım. Henry'ye aşık oldum..... Eleanor'u da çok sevdim. Herkesin hayatında olmasını isteyecek türden bir arkadaş ve kız kardeş. Catherine hakkında zaten bir şey diyemem bile o kadar tatlı biri kii. Ve bazı konularda istikrarlı olması beni çok mutlu etti. Onun dışında nefretimi kazanan o iki buçuk (General'e buçuk veriyorum acıdığımdan.) kişinin ismini geçirmezsem içinde kalırdı. Bakın ben yemin ederim kitap karakterlerinden kolay kolay nefret eden biri değilim. Gerçekten. Aksine çoğunluğun sevmediği karakterleri sevdiğim için laf yerim ndmwmdmwmw AMA ISABBELA VE ABİSİNDEN ETİMLE KEMİĞİMLE NEFRET EDİYORUM. gerçekten o kadar iki yüzlü o kadar iğrenç karakterli kişiler ki okurken ayılıp bayıldım sürekli dnwmfmwme yakamızı paçamızı onlardan kurtarınca derin bi nefes aldım gerçekten. Allah düşmanımın hayatına öyle insanları sokmasın diyeceğim ama herkesin hayatının bir döneminde öyle insanlar girmiştir mlsf ya da girecektir.... Küçük kadınlar, Jane Eyre, Gurur ve Önyargı okuyup sevdiyseniz nolur gidin ve bu kitabı okuyunnnnn
Northanger Manastırı, Jane Austen'ın yirmili yaşlarında yazdığı ilk romanıdır. Eser, yazarın ölümünden sonra 1817 yılında yayımlanmıştır. Konusu ise henüz on yedi yaşında olan Catherine adındaki genç bir kızın yaşadıklarıdır.
Catherine, gotik romanları okumayı çok seven, iyi niyetli, sakin, sevecen bir kızdır. Üstelik yaşadığı dönemin kadınlarından da oldukça farklıdır. Onlar gibi ne zenginliğin ne de hırsın peşindedir. Tek önem verdiği şey kitaplarıdır. Kitaplarıyla olan dostluğudur...
Olaylar ise Bath'a gitmesiyle başlar. Bir anda kendini sosyetenin içinde bulur. İlk balosunda da Henry Tilney ile tanışır. Ardından Isabella ve John ile yakınlaşır, arkadaş olur. Fakat bu arkadaşlık başta iyi olsa da sonlara doğru farklı bir hâl almaya başlar. Gerçek dostluğu ise Henry'nin kız kardeşi olan Eleanor da bulur.
Catherine'in Northanger Manastırına gitmesiyle de başına tuhaf olaylar gelir. Zira fırtınanın şiddetli olduğu bir gecede korku filmlerini aratmayacak gizemli şeyler yaşar. Fakat sonrasında Henry'den öğrendikleriyle olayların iç yüzünü anlar, tüm korkularını kaybeder.
Romanın sonlarına doğru başka olaylar da yaşanır ancak okuru mutsuz edecek bir son olmaz. Fakat benim tek takıldığım sanki her şey oldubittiye geldi. Özellikle Catherine ve Henry'nin geride kaldığını, yazarın daha çok düşüncelerinin öne çıktığını fark ettim. Bu da beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.
Ancak çeviri hususunda kitabı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Ayrıca kitabın TRT Dinle uygulamasında radyo tiyatrosu da var. Mutlaka onu da dinlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar ve dinlemeler.
Jane Austen ile uzun zaman önce tanıştım ve beğenmediğim bir eseri olmadı tabii ki, bu kitabı da gönlümün efendisi olmayı başardı. Söz konusu yazarımız Austen olunca sevmemek imkansız benim için. Yayımlanmak üzere tamamladığı ilk roman olmasına rağmen ölümünden sonra basılması üzücü olmuş bence, iyi ki basılmış ve bu güzel eseri okuyabilmiş oldum böylece.
Baş kahramanımız bir kadın, Catherine Morland kalabalık bir ailenin üyelerinden biri ve babası Din görevlisi. Delidolu bir çocukluk yaşamış ve hiçbir şey öğrenmek istememiş, hayatını yaşamaya odaklamış bir kız olarak büyümüş Catherine. Fullerton köyünde yaşıyorlar. Yine Fullerton’da yaşayan Allenlerle sıkı dostlukları var ve Catherine ile Bath’a gitmek istiyorlar. Catherine ailesinin izniyle Allenlerle beraber Bath’a gidiyor. Bath sosyetesi ve balolar, evlenmek için can atan genç kızlar, sadece atlardan ve at arabalarından konuşan kendini bilmez erkekler, zengin aileler ve onların havalı çocukları gibi bir sürü şey Catherine’yi çok şaşırtacak ve insanları tanımayı, güvenmeyi öğrenecek. Catherine bu süre zarfında kitaplarla dostluğunu da ilerletecek; eski binalara ve manastırlara, şatolara ilgisi de bu yüzden. Kitaplarla kurduğu ayrı bir dünyası var onun. Hoşlandığı erkek ve hiç sevimli bulmadığı ve tiksindiği erkek arasında kalan ve yanlış arkadaşlıklar kuran Catherine’yi nasıl bir yol bekliyor?
Sürükleyici ve çarpıcı dili ile mizahı, Austen aşkınızı körükleyebilir ya da sizi ilk defa kendisine çekebilir. Mutlaka okuyun ve keyifli bir yolculuğa hazır olun...
Austen'ın okuduğum dördüncü kitabıydı. Yazarın yazdığı ilk kitabı imiş. Öncelikle histeri krizi geçirdiğimi kesinlikle söylemeliyim. Karakterlerin özellikleri o kadar net çizilmiş ki ve kendilerine yazılan özellikleri sonuna kadar taşıyorlar. Ana karakterimiz Catherine çok çok ama çok saf, dalgın, utangaç, acemi 17 yaşında bir genç kız. O dönemin şartlarına göre evlilik çağında. Olaylar da Catherine'in sosyeteye tanıtılması için yaşadığı kırsaldan aile dostlarıyla beraber Bath'a gitmesiyle başlıyor. Çevresindeki insanlar neyse ki az sayıda, karakter karmaşası yaşanmıyor.
Catherine'in çevresindekiler zengin koca avcısı ve sürekli konuşup dünya sadeve kendi etrafında dönüyor sanan (okurken bende ağzına bir tane çarpma isteği oluşturdu) bir başka kız Miss Thrope, bu kızın çok ama çok ama böbürlenen, sadece kendi düşüncelerini önemseyen boş boğaz bir ağabeyi ve hanım hanımcık bir Miss Tilney ile yeni bir Bay Darcy sendromu yaşatan, ne hissettiği belirsiz Miss Tilney'in ağabeyi Henry Tilney'den oluşuyor. Bazı diyalogları okurken kitabın içine dalıp 'hayır öyle değil, bi kes sesini' diye ciyaklayasım geldi. Catherine i de sağlam bir sarsmak istedim ama olmadı. Neyseki sonu tatmin etti..
Yazarın ilk yazdığı eseri olduğu için acemiliği okunuyor ama Austen tarzında oldupunu ve hoşlandığımı belirtebiliriö.