Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Nihat Genç Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Nihat Genç En Beğenilen Sözleri



1. "Akla yatkın bir yön bulmamız lazım, aşk için, yaşamak için, yoksa bütün suç, doğuştan gelen başıboş duygusallığımıza yıkılacak."


- Soğuk Sabun



2. "Goya'nın tablosundan fırlamış, yarı şeytan bir keçiyim."


- Soğuk Sabun



3. "Bilmece herkesin kolayca giremeyeceği münasebetleri ararken şuurun ve mantıki zincirlemelerin aydınlık sahasından uzaklaşıyor ve kendini çağrışımların en serseri akışına bırakıyor.
"Bilmece yapan maksadını gizlemek isterken, ruhunun en gizli kapaklarını açmış oluyor...""


- Modern Çağın Canileri



4. "Ha bu kuş beyinli ibne herüf nerden geldi akli­ma bu saat."


- Ofli Hoca



5. "Çocukların dünyaya coşkuyla atılan tavırlarına çok ihtiyacımız var, yaşam bu yüzden devam edecek."


- Soğuk Sabun



6. "68'in solcu kızları, uzun ve yağlı saçları, yıkanmamış kirli kot pantolonları,
rastgele giydikleri erkek kabanlarıyla bu topraklarda tüm reform hareketlerinden daha etkili oldu"


- İhtiyar Kemancı



7. "Gene sinirlendum."


- Ofli Hoca



8. ""Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı, içinde gezinen yar olmayınca""


- Modern Çağın Canileri



9. ""Köpeğe kemik atmakla iyilik yapılmış olmaz. Gerçek iyilik, köpek kadar açken kemiği köpekle paylaşmaktır.""


- Modern Çağın Canileri



10. "Erzincan’da deprem olur yardum etmezsun, savaş çikar yardum etmezsun, gardaşlarun ölür kulaklarini kapatursun... Nah sana müslümanluk!."


- Ofli Hoca



11. "Sayun cemaat, laf aramuzda kalsun, kimse kimseye söylemesin, lakün memleket yikiliy."


- Ofli Hoca



12. "...bu dini garişturan sizsiniz, iki de bir çikartur iki de bir giyersunuz."


- Ofli Hoca



13. "Affet beni anne, artık hiçbir güç bana, güçlüleri sevdiremez."


- Soğuk Sabun



14. "Ben bir cumhuriyet çocuğuyum ve cumhuriyet aşığıyım, bu topraklardaki en büyük siyasi olayın cumhuriyet olduğuna inancım tamdır."


- Modern Çağın Canileri



15. "Kültürün olabilmesi için dağın başındaki insanları, büyük şehirlerde hazırlanan kültür tabletleriyle uyutarak, onlara kendi doğru bildiğimiz şeyleri şırınga ederek hiçbir şey yapamayız; yalan söyler, kendimizi aldatırız. İnsanların bu toprakları yoğurmaları gerek. İnsanların karınları doymalı, soğan ekmek misali. Hep bu cümleyle bitiriyor konuşmasını: Karınları doymalı, bütün hikâyemiz bu kadar. Karnı doyan insan, kendi düğününü kendi yapar, kendi türküsünü kendi söyler, kendi yarasını kendi sarar, kendi acısıyla kendi güreşir. Ve bir zaman sonra bu insanların efsaneler yaratan türkülerini, oyunlarını, sevinçlerini görürsün ve dersin ki: Bütün bunların yaratıcısı kimdir? İşte bu toprağın kendisidir."


- Dün Korkusu



16. "Tek başına haklılık, tek başına mutluluk herkesi sadist yapar..."


- Soğuk Sabun



17. "Kadınlar erkeklerden daha dertli, cesaretli ve kuşkusuzdurlar. Bir kapı eşiğinde çok yaşlı bir kadın oturuyordu. Üstü başı yama içinde. Bu yaşlı ninenin elinde bir BORAZAN AĞIZLIĞI. Ona baka baka ağıtlar okuyordu. Çanakkale Savaşı’nda şehit düşen borazancı oğlunun ağızlığını sağ kalan askerler ona getirmişler. O günden beri o nine, tarlaya çalışmaya gidemeyecek yaşta oldu ğundan, oğlundan kalan ağızlığa baka baka ağıt söylüyordu. Yetiştirdiği evladından elinde bir o boru ağızlığı kalmıştı. Titrek, hafif sesiyle, on yedi, on sekiz yıldır yaktığı ağıtları okuyordu. Gözlerimden boşanacak yaşlan saklamak için gençlerin arkasına saklandım. O seste Türk halkının iniltisi yansıyordu!”"


- Köpekleşmenin Tarihi



18. "Hayatı fahişelikle geçmiş bir kadının cenazesini cemaat kılmak istemez.
Ofli hoca: Niçün kılmazsunuz?
Cemaat: Kötü kadundur hocam.
Ofli hoca: Ha bu kadunla beraber olanlar öldü, hepsinin namazini kildiniz mi?
Cemaat: Kildik hocam.
Ofli hoca: Peki bu kadının günahı altta kalmak midur?"


- Ofli Hoca



19. "Hepimiz anıların bunakları, kurbanları değil miyiz? Çünkü onları, çok ilişkisiz yerlerde, çok ilişkisiz zamanlarda anlatırız."


- Kompile Hikayeler



20. "Ula dedim, pezevenk, malini satmaya gelince fakirliğin her bir derecesini inçe ince ayarlarsun. Lakün' yarduma gelince, fakirlik kalmamuştur dersun!..."


- Ofli Hoca



21. "...bir gün onu bulamadan ölürsem, kemiklerimden tarak yapsınlar."


- Modern Çağın Canileri



22. "Yasemin, menekşe, mehtap, sümbül, ay ışığı, ayrılık, sevda, vs. gibi kelimelerle dolu melankolik edebiyatın imgeleri bugün sadece arabesk, amatör yazarlar tarafından kullanılır."


- Modern Çağın Canileri



23. "Nedür ha bu hal müslüman, siyaset diye diye olduk dünyanın puşti!..."


- Ofli Hoca



24. "Psikiyatristler için sağlıklı insan, meydandaki heykeldir, so­ğukkanlı, tunçtan, mermerden."


- Soğuk Sabun



25. "Madımak bin yıl geçse unutulmayacak!"


- Memleket Hikayeleri



26. "Kırk ayrı renkte, kırk değişik takım elbise de giyseniz, derinize yapışmış pislikleri artık herkes görüyor ve onları kazıyıp silecek tek bir güzel kelime anlamlı, değerli bir küçük dalınız kalmadı."


- Modern Çağın Canileri



27. "Orhan Kemal'i ellisinde yakalayan onlarca yoksulluk hastalığı, otuzunu geçmeden oynamaya başladı vücudumuzla."


- Modern Çağın Canileri



28. ""ayaktakımını" iktidar yaptılar.
Bu ayaktakımına gazeteler, televizyonlar bağışlayıp, bize çağ atlattılar, bin yıllık, ahlâki, sosyal, insanî ne kadar duygu varsa, hepsini ezip, parçaladılar, yok ettiler. Sadece para kazanmayı değil, "kanlısını" daha makbul, kutsal gördüler."


- Modern Çağın Canileri



29. "seni siyahlığın için seviyorum
şu göğsünü saran karanlık için
seni efkârlı sesin için seviyorum
gölgeli gözlerin için."


- Modern Çağın Canileri



30. "Coğrafyamızın nehirleri, dağları kadar eski hazinelerimiz olan türküler, bu toprakların hem siyasi, hem sosyal acılarının, mezarlıklarının şahididirler."


- Modern Çağın Canileri



31. "Hayal gelişmemiş, estetik gelişmemiş, buluş, orijinalite yok, alın tarihî çocuk oyuncaklarınızı önünüze, görün kültürünüzün acımasızlığını."


- Modern Çağın Canileri



32. "Oysa biz yoksul insanlarız, bir sarılmayla da doyarız."


- Köpekleşmenin Tarihi



33. "Yüzünü ezbere bildiğiniz o İslâmcı aydınlar çoktan Bağdat Caddesi’nde ev almaya başladı... Artık gecekondulara yeni bir yoksulluk meridyeni daha eklendi..."


- Köpekleşmenin Tarihi



34. "Yok­luk içinde yaşayruk cemaat, fakir insanlaruk, olsun, zenginler gibi gülelim."


- Ofli Hoca



35. "Kalbimi insanlığa, Allah'a açamazsam ahlaki zayıflık gösterir, zamanla vahşileşirim."


- Karanlığa Okunan Ezanlar



36. "...başkalarının hayallerine lağım fareleri gibi iğrenç ve korkakça bir yoldan giren, aşağılık, ruhsuz biri gibi hissediyorum kendimi."


- Modern Çağın Canileri



37. "Yeni çıkmış ekmeğin arasına tereyağ gibi, karanlı­ğın içine eriyip yayılacağız."


- Soğuk Sabun



38. "Sağlıklı, neşeli olmak, utanılacak bir duyguydu. Bu acı, hüzünlü dünyada neşeyle gülebilenler toplum dışı, kaygısız hoppalardır."


- Modern Çağın Canileri



39. "Bütün kitap raflarını önüme döküp, hiç tanımadığım ve anlamadığım o yazarların kitaplarını tek tek tutuşturdu elime. Yazarlar, kelimeler ve ülkem üzerine ilginç bileşimler kurmayı öğreniyordum. Toprağı, kültürü, sanatı ve tarihi yeni baştan, bambaşka bir dille anlam. Yeniden atlarımızı eğerledik; kitap sayfalarından atlayarak bu ülkeyi bu sefer sahiden fethettik."


- Dün Korkusu



40. ""Oysa insanın duyguları koşuyorsa, insan da ardından gitmeli.""


- İhtiyar Kemancı



41. "Aydın insanlar, karşısındaki, dışındaki insanları, değerli ve anlamlı bir şey yapmaya zorlar, duruşlarıyla, eserleri, ürünleriyle... Beni alkışlayıp, bana değer verin diye sabah, akşam çırpınmaz..."


- Modern Çağın Canileri



42. "Yeter artık, konuş, Hayyam'ın kadehi gibi, fırtınalardan, büyük ağaçlardan, doğanın yücellğinden konuş..."


- Soğuk Sabun



43. "Ahmet Haşim, seksen yıl önce meşrutiyetle birlikte mantar gibi türeyen cami karikatürü çirkin taş binaları korkuyla karşılayıp, bir soru sorar: “Sinan’ın eserlerinden eksik olmayan güvercinler, neden bu taş binalara uğramazlar!”"


- Köpekleşmenin Tarihi



44. "Ankara, sert ve kuru bir şehir. Bir köpek bile olsan, kıvrılıp yatacak bir köşe bulamazsın."


- Kompile Hikayeler



45. "Kardeşlerim, ne dini ne bilimi, mutlulukta geri kaldık."


- Modern Çağın Canileri



46. "...bu yeni nesil, utanma duygusunu öğrenemiyor. Acıma duygusunu öğrenemiyor. Sorumluluk duygusunu öğrenemiyor. Ama bir yığın tartışmayı bilim sanıyor, tarih sanıyor, din sanıyor."


- Modern Çağın Canileri



47. "Bayburt'ta bir asfalt yol yapmışlar, ortasından da yol işareti şerit çizmişler. Bir Bayburtlu amca tam da yolun ortasından şeritten gidiyor... Arkadan kamyon gelmiş, dart dart, amca çekil de geçelim, yolun ortasından gidilir mi? Amca kamyona dönmüş: "Devletimiz çizgiyi tam ortadan çekmiş, sen devletten daha mı iyi bileceksin nereden gidilecek!"...
Tarihin bu ülkeye armağanı bu eşsiz şehri, işte bu mecburiyet kafası, şehrin tam da ortasından yürüyerek, kilitlemiş, yok etmek üzereler!"


- Modern Çağın Canileri



48. "Kardeşlerim, milletimize, halkımıza, başsağlığı dileyecek hiç kimsemiz kalmamıştır, hepimizin başı sağolsun."


- Modern Çağın Canileri



49. ""puşt gardaşlarım, ibne gardaşlarım" diye hitap ettiği "gardaşlarıyla" elele, omuz omuza ülkeyi bir leş parçası gibi parçalayarak yerken..."


- Modern Çağın Canileri



50. "Yüzyılımızın en büyük cinayeti, müziğimizin bu ürkütücü, tehlikeli insanlar elinde paramparça edilmesidir!"


- Modern Çağın Canileri



51. "Sonra gördüm ki, sesi tatlı, yatağı sıcak, can tatlısı tahtırevan gibi bu güzel hayat, insanı ham ayva tadında bencil yapıyor..."


- Modern Çağın Canileri



52. "Devlet aslında nazik biridir ve sevişmeyi çok iyi bilir, bu bulaşıcı korku olmadan kimseyi düzemez devlet."


- Soğuk Sabun



53. "Başkaldırmayan toplumun hukuğu gelişmez, hukuğun gelişmediği yerde herkes herkesi düzer."


- Modern Çağın Canileri



54. "Birarada yaşamak için sevgiye asla ihtiyacımız yoktur, yapacağımız tek şey şiddete başvurmamaktır."


- Modern Çağın Canileri



55. "Modern dünyanın hastalığı mı umut ve beklentiler?"


- Modern Çağın Canileri



56. "İnsanların ekmeğine, yuvasına, aşına hizmet etmeyen hiçbir şey ne dindir, ne fikirdir. Bin yıldır bitmek bilmeyen, ossuruk alimlerin icat ettiği bu boktan püsürükten problemleri suratlarına fırlatacak soracaksınız, bu tartışmaların kapısı neden her yere varıyor da bir tek ekmek meselesine, bölüşmek meselesine gelmiyor? Siz ekranda halkı bomboş suratlarınızla uyuturken bu gecekondularda daha ne kadar bebekler ölecek?"


- Modern Çağın Canileri



57. "Hangi Tanrı bekliyor seni, başka bir dinin çalışma kampında."


- Soğuk Sabun



58. "Aklım şehit düşecek, yaşamayı başarırsam, adam gibi telli duvaklı meczubum artık."


- Soğuk Sabun



59. "Ne yapacaksın, uçmaya kanatları mı vardı! Bu hayali hapishanede biz neyi bekliyoruz ki? Ne Kürt'ü, Türk'ü, ne Pakistanlısı, bu topraklarda cellatlar ve kurbanlar var!"


- Modern Çağın Canileri



60. "Yüz yıllık emperyalist teorimize göre düşman hep saldırı konumunda. Sadece düşmanın hareket planı değişiyor. Şimdi de öyle, düşmanın adı var, coğrafyası yok, işte uluslararası şirketlerin mekânı belli değil. Silahlan gizli, kararları her gün tepemizde. Birileri bizler hiç sorgulamadan karar veriyorsa, aydınlanma dediğimiz eleştirel kültür bütünüyle sona ermiş demektir. Tartışma, uzlaşma, antlaşma hepsi tarihin çöplüğüne gömüldü, sadece 'kararlar' var."


- İhtiyar Kemancı



61. "Güzel kokulu sevgilim. En hoş kokulu çiçeklerin balını öperken nasılsa dudakların, öyle dinle beni."


- Modern Çağın Canileri



62. "Milletlerin karakterleri, büyük çöküş ve yükseliş anlarında ortaya çıkar"


- Modern Çağın Canileri



63. "Yöresel müziğin en büyük özelliği, insan sesine muhtaç olmasıdır, acılar, ağıtlar, üzüntüler, tüm yükünü, çığlıklar, haykırışlar, neşeli bağırışların sırtına yükler. Klasik Batı ve Türk müziğinin uygarlık aşaması, "enstrüman", yani alettir, şehir kültürü, insan sesinden acıyı, iniltiyi, ağıtı, sevinci alıp, alete yüklemiştir."


- Modern Çağın Canileri



64. "Gururun bittiği yerde aşk olmaz. Gururun bittiği yerde mizah olmaz. Gururun bittiği yerde herkesin ruhu kesesinde."


- Modern Çağın Canileri



65. "Medyanın gündemi esir alışı, halkı esir alışı. Ekranda olandan bahsetmek gibi bir gizli anayasayla yönetiliyoruz."


- Modern Çağın Canileri



66. "Bir yazar, başyazar, bestekâr, ülkesindeki en kanlı bıçağı odasında, satırlarıyla, melodisiyle, kendine saplamıyorsa, saplamayı denemiyorsa, ve buna rağmen eğlenecek bir şey bulabi-liyorsa, mutlu olabilecek makaleler yazabiliyorsa, burası gerçek bir tımarhanedir..."


- Modern Çağın Canileri



67. "Can sıkıntısını giderecek oyunlar içinde oynuyoruz, kendimizle, ülkemizle, ruhumuzla. Ve birileri bizimle sürekli oynuyor."


- Modern Çağın Canileri



68. "Görmesini, dokunmasını öğrenemeyenler, düşünmesini üretmesini nasıl öğrenebilir?"


- Kompile Hikayeler



69. "...insan gençliğinde, hayatı umutlarla, hayal kırıklıklarıyla karıştırır, boka sokar! İnsan, umutla dolan, hayal kırıklığıyla boşalan boş bir bağırsak mıdır? Hayal kırıklıkları insan soyunu yiyen bir kötülük meleği midir? Bilemiyorum!"


- Modern Çağın Canileri



70. "Güvenli olmayan sokaklarda tek kişi kalıyor, karizmatik liderimiz, yedi-sekiz yaşlarındaki çingene kızı Dö­ne. Tatlı bir kalbi vardı Döne'nin. Saçlarını hiç yıkamı­yordu. Beni hiç dinlemiyordu. Tatlı bir kalbi vardı saç­larının. Onu her gördüğümde, tabii samimi olduktan sonra, ne olur Döne, yıka şu saçlarını, yoksa konuş­mam, dedim. Döne, tehlikeli bir hikaye. Döne kızgınlıkla bana dönüp, 'ben karayım, fakat güzelim!' diyor, unutmuyorum."


- Soğuk Sabun



71. "Umutsuzluğu öğrendikçe delice umudu aradım."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



72. "Masallarımızda tanıdığımız en büyük korku "gulyabani" idi. Gece, iri suratlı, çarşafa sarılmış bir heyula karabasan gibi gelirdi. Artık yunus balığı kadar neşeli ve sessiz çocuklar, dünya tarihinin en büyük canavarını günlerce televizyondan izliyor."


- Modern Çağın Canileri



73. "Bu dağlarda koç gibi yakışıklı genç bir nesil bütünüyle gitti, geriye televizyonlarda, gazetelerde yakın tarihimizde görüyorsunuz, itin, ibnenin, üçkâğıtçının eline kaldık."


- Modern Çağın Canileri



74. "Düşünme alışkanlığı yok, eşyayı anlamak yok, varsa yoksa umut ya da umutsuzluk, umut yok eşşek oğlum, umut yok. Umut sağırlaştırır, kör eder, zavallı, uysal eder. En pis sarhoşluk en renkli umuttan daha iyidir, tarih umutların şehit olmuş halidir."


- Modern Çağın Canileri



75. "Şimdi gelmiş bana diy ki, hocam Allah’a şükür holdingim oldı... Cumaya gelince millet de arkasuna yapişmiş yanindan ayrılmay. Sanaysun pekmez siçay, millet arkasundan ya­layacak, Daha namazi, duasi, tespihi bitmeden, bizimki kalkay. Millet de arkasundan ayakkabusuz koşay!"


- Ofli Hoca



76. "Yanaklarıyla ciğer yemiş hovarda ruhlu bir sürü fraklı adam, TRT'yi istila etmiştir. Korodaki zebani kadınlar, gestapo şefi suratlarıyla onyıllar boyu bize şarkılar söylediler."


- Modern Çağın Canileri



77. "Ve bitmeyen bir deliler matinesine döndü hayatımız, hepimiz sabit bakışlarla aynı noktaya bakıyor yanımızdan akıveren bin bir güzel şeye vakit ayıramıyoruz."


- Modern Çağın Canileri



78. "Milletlin ekmeğünün yarisini ağzından cebren silahla alacasin, sonracima bu parayi bu vakuflardaki dürzülere dağutacasun, bu dürzüler bu ekmek parasiylan Al­lah içün dergi çikartacak, diyecekler ki, ey müslümanlar okuyun ha bu gaztalari müslü­manluk çoğalsun,"


- Ofli Hoca



79. "İnsan okudukça, öğrendikçe, ancak “komik” olarak düşünebileceği şeyleri, tarihi bir gerçek olarak gördüğünde şaşırıp kalıyor!.."


- Köpekleşmenin Tarihi



80. "Duasını, bedduasını, terk ettiği evini barkını, çağlar üstüne sıçrayan zekâsını, felsefeden, psikolojiden daha ince, daha ayrıntılı inanç abidesi türküleri dinledik, üç ayrı kıtada, ibadetle günlük yaşamı, çekmekle bitmeyen dertlerini gördük!"


- Modern Çağın Canileri



81. "Aslında "yakışıklı" kavramı bozuktu. Göksel Arsoy, Ediz Hun, Tarık Akan vs. yakışıklı adamlar değillerdi. Kız suratlı, düzgün, orantılı hatlara sahip adamlardı."


- Modern Çağın Canileri



82. "Genç bir delikanlı ölmüş. Kulaklarımı kapatıyor, koridorlarda koridorlara kaçıyorum, gitmiyor sesler, kurtulamıyorum. İnsanlar sahiden çıldırıyor. Ölüm Allah’ın emri niye bu hazımsızlık, kime küfrediyor, kiminle boğuşuyorsunuz."


- Dün Korkusu



83. "… hepsi beş dakika çocuklar, inanın hayat bu, bu kadar şansımız vardı, bitti ve işte gidiyorsunuz,"


- Dün Korkusu



84. "Tek başına mutluluk herkesi sadist yapar."


- Soğuk Sabun



85. "Bıktım, anlamadığı her şeyi kendine hakaret sayan cehennem yüzüne tiksintiyle tükürülen devletten, hakimden, seçimden, kanundan, insan haklarından..."


- Modern Çağın Canileri



86. "İşte, orada, sizin gibi yüce dağ başında eriyen kar idim, şimdi cesetlerinize uzaklardan, konforlu otobüslerin içinden bakan, el oldum!..."


- Modern Çağın Canileri



87. "
."


- Modern Çağın Canileri



88. "Sağcılık tarihinin en büyük uğursuzluğu, halkları düşman kılan, ülkeleri zehirleyen en ağır siyasi radyasyondur, bu yüzden suratları, yabani bir kara öküzün ayak tırnaklarına benzer, bunu, bu topraklarda benim kadar dile getiren yazar yoktur. Çünkü sağcılaşmış insan, öfke, panik, kargaşa, telaş, yaşamaz, tüm bu duygulan normal insanlar yaşar. Sağcılık hayra alâmet değildir, felaketlerin felaketidir. Otuz bin kişinin ölümünü dahi senaryo olarak görürler. Belleklerini uyaracak hiçbir facia, eylem türü yoktur, boynuz darbeleriyle kendilerini savunurlar. Çünkü sağcı insan, yaşamak için hayvan gibi sürekli "unutmak" zorundadır, iman, unutmadır
...
Dışarıda olup bitenler, zihinlerini hiç meşgul etmediği için, dış dünyada olup biten büyük felaketler dahi zihinlerinde iz bırakmaz. Bir müddet sonra hafızalarından silinir. Bitişi olmayan bir sersemlik halidir sağcılık, dış dünyayı bir rüyaymış gibi görürler. Saldırganlıkları, üzüntü duydukları, ülkelerini çok sevdikleri için değil, "rüyaları" bozuluyor, otladıkları çimenliğe, yoncalığa başka gölgeler giriyor diye, insan haklarına, tartışmaya, eleştirmeye, bilime düşmandırlar."


- Modern Çağın Canileri



89. "Göklerin patladığı yerlerde derin yarıklar bırakan bir çağdan geçiyoruz. Bir tarafta çakal sürüleri, işadamları, politikacılar..."


- Kompile Hikayeler



90. "Tanrısını, dünyasını kaybetmiş sağcı ahlak, kara tahta önünde, tüm rezilliklerinin-ezikliklerinin-hiçliklerinin intikamını bu çocuklardan alır. Hayvan egitimcileri bu kadar zalim midir? Çocukları yiyerek semirdiler."


- Kompile Hikayeler



91. "Etraf hep kalabalıktı. Yanımızda hep Allah'ın cezası birileri vardı."


- Kompile Hikayeler



92. "Afrikalıların ilk gördükleri saati, burun deliklerine asmaları gibi, Türk romanları, yazarları da aşkı, akıl hastanelerinin sahneleriyle öğrettiler!.. Hülya Koçyiğit, Belgin Doruk vs. gibi tiplerin neşesiz, heyecansız, akıl hastası gülüşlerine bir daha bakın. Mongol sineması..."


- Modern Çağın Canileri



93. "Görmüyor musun, kendi vatanımızda bile devletimiz bizi asıyor."


- Memleket Hikayeleri



94. "Tabiatın tasarladığı tam bir deliliktir Karadenizli'nin bedeni. Bitki ve hayvanlardan elde edilen besinin enerjisini hemen orada harcamak zorunda. Bedenindeki gerilim o dakikada denetimden mermi hızıyla çıkar. Karadeniz'li çocuk, ani kararlar, reflekslerle, bedenini yakan inanılmaz sıcaklığın kurbanı, kölesi olur!"


- İhtiyar Kemancı



95. "Bubi tuzağı, ölümlerin en kahpesi, güzel, sıcacık bir şey buldum sevinciyle sarılıyorsun bombaya. Amerika gökten insani yardım atacakmış, Vietnam'da da attılar, çocuklar bombalara yiyecek diye sarılırken öldüler!
Afganlı, Iraklı çocukların pazar yerinde bomba dolu tezgâhları seyreden fotoğrafları yayımlanıyor gazetelerde. Değil hayatlarımızı, rüyalarımızı dahi infilak ettiren bu bombalarla oynayarak büyüyen çocuklar!"


- İhtiyar Kemancı



96. "Tabiatüstü güçlere iman etmiş geri zekalı zavallılar topluluğu, bin yıldır yaşadığınız toprağı bir kere laboratuvara götürmediniz, üç tarafı denizle çevrili ülkenizden bir damla deniz suyunun kimyasına bakmadınız, üç çeşit peynir bilirsiniz, şamanizmden, mitolojilerden kalmış, sizi tabii ki herkes yönetir, De Gaulle, 'on bin çeşit peyniri olan bir toplumu nasıl yönetirim' diyor, üç çeşit peynir bilirler ama, bin çeşit şeyhe inanırlar, toplum, toprağa, taşa, eşyanın kendisine, ve kendilerine değil, bu adamlara inanır, peynir satamadıkları, denizi kullanamadıkları için,
inanç, din satar, geçinip giderler."


- Soğuk Sabun



97. ""Ey yolcu, benim burada oluş sebebim, seni buraya çağıran sebeptir!""


- Arkası Karanlık Ağaçlar



98. ""Yüreğimiz ne zaman acı çekse, onu hatırlarız, çocukluk günlerini.""


- İhtiyar Kemancı



99. "Sokak duvarının sıvasında bir desen gibiydi. Orada var mıydı, yok muydu? Herkesin önünden geçtiği bu adam o kadar oradaydı ve o kadar hareketsizdi ki, orada kayboldu. Herkesin ortasında görünmez oldu."


- Modern Çağın Canileri



100. "Dokunsan zırlayacak dar sevinçlerimizi hangi delikte bulsalar üstüne bir tekme geçirip patlatırlardı."


- Kompile Hikayeler



101. "İlk defa bir köy bakkalı görüyorum. Tek bir rafı vardı ve ne varsa yerdeydi."


- Kompile Hikayeler



102. "Kör öldü, badem gözlü oldu..."


- Modern Çağın Canileri



103. "11 Eylül günü birbiriyle sokak sokak savaşan, her gün cenaze kaldıran gençler,
12 Eylül günü kaçacak yer, gizlenecek delik arıyordu. Tüm partiler, dernekler, dergiler kapatıldı. Yaralı ve organları çürümüş hayvanlar gibi yarı canlı büyük bir mezarın içine düşmüştük. İşkenceler, basılan evler, kaçaklar, korku, mezarlıklardaki çukurların içinde,gizlenecek kadar savurdu hepimizi."


- İhtiyar Kemancı



104. "...şeyhin ağzuna bakmayacasun, ula okima yazman yok midir, Kur'ân’a kitaba kendün bakacasun ula, düşün düşün kafayi oynatacağum, ha bu kadar cahulluk olir mi...
Ne var ha bu kanuşuğumda, niçin kizarsiniz bu kadar, hâşâ yanunuzda Allah’a kitaba laf edilse ha bu kadar sinirlenmezsünüz, nedür derdünüz ula..."


- Ofli Hoca



105. "Tanrı bizi cezalandırmak için sağcı müteahhitleri mi seçti?"


- Modern Çağın Canileri



106. "Anneler, aydınlar, garsonlar, askerler, öptüğünüzde acısı geçmeyecek tokatlar atmayın!"


- Köpekleşmenin Tarihi



107. "Önümüzdeki on yıl yerli malı haftasında ilkokul çocukları okullarına, yerli malı yurdun malı, herkes bunu kullanmalı diye eroin, esrar götürürse şaşırmayalım."


- Modern Çağın Canileri



108. "Tanpınar “eski değerleri gerçekten seviyorsak onları değiştirebiliriz” der. Muhafazakâr İslâmcı aydınlar kör kazmalar gibi, gerçekten sevmiyorlar. Eleştiremeyen insanlar nasıl değiştirebilir?"


- Köpekleşmenin Tarihi



109. "Ülkemiz dünyanın en çok çalışan ulusu. Beş yaşında başlıyorlar çalışmaya. Çocuklar kiralık. Çocuklar satılık. Çocuklar ev geçindiriyor. Çocuklar ülkeyi geçindiriyor."


- Kompile Hikayeler



110. "İçimdeki sevinç hayata karşı tek silahımdı."


- Kompile Hikayeler



111. "Bizi koruyacak gerçek bir ailemiz, gerçek ülkemiz olmadı!.."


- Memleket Hikayeleri



112. "Ülkemizde “zenginlik” tarih boyu sınıf olamadı. Bugün ilkokula başlayan çocuklarımıza ilk söyleyeceğimiz sosyal terbiye, budur.. Zenginlik, kibir, küstahlık, kapris, şımarıklık, başkasını aşağılama hastalığıdır.. Bu hastalığı öğrenenler her şeye bulaştırır.. Çocuklarımız okullarından önce şunu öğrenmeli; okumakla bir bok olunmaz.. Ahlaksız bilgi yıkımdır.. Ahlakınız yoksa hiç okumayın, cahil kalın.."


- Karanlığa Okunan Ezanlar



113. "Komutanlarımız hatıralarında " kahramanlarımız, uçarak düşmana hücum ettiler" diye yazıyor ve peşinden şöyle ekliyorlar: "Buradaki uçarcası lafı bir benzetme değil, gerçekten uçtular. Conkbayırı tepesi uçurum, düşmanı kovalarken peşinden uçarak havada öldüler!".."


- Edebiyat Dersleri



114. ""İnsan olmanın tadı: Düşünceyle başlar!""


- İhtiyar Kemancı



115. "Akşam oldu, akşam oluyor, akşam olacak, hüzün geldi, hüzün gidiyor, cümleleriyle dolu onbinlerce şarkı, fare sürüleri gibi ruhları istila edip çürütüyor."


- Modern Çağın Canileri



116. "Aşkını, kalbini kaybetmiş muhafazakâr ahlâk, dar sevinçlerimizi sıkıştırdığımız teneffüslerimizi bile kilitledi."


- Kompile Hikayeler



117. "Erdem, toplumun ortak malıdır, bu erdemin sanatkârları, öğretmenler, hemşirelerdir! Hemşireler, öğretmenler, polisler, dinsiz, ırksız, yurtsuzdur.
Onların dini, ırkı, yurdu: "İNSANLIKTIR.""


- Edebiyat Dersleri



118. "Tükürdüğümüz şeyin kendi suratımız olduğunu bilemiyoruz. Ütopyadan, fanteziden kendimize düşünce kuruyor, vatanın acı trajedisi karşısında "Kardeşim ben savaşa karşıyım" gibi ossuruktan laflarla kaçıyoruz."


- Modern Çağın Canileri



119. "Vicdanlarımız utanmayacaksa, bu bedenleri neden taşıyoruz.
... bok torbasına dönmüş vicdanlarımız utanmayacaksa uçsuz bucaksız okyanus adalarına siktir olup gidelim."


- Modern Çağın Canileri



120. "Abilerim, amcalarım, kardeşlerim, buraya gelin! Batsın bu gelenek! Biz bu dünyaya bahşiş almaya, ihsan almaya gelmedik. Bizler bu ülkenin çocuklarıyız! Bu ülkeyi kökünden, değiştirmek istiyorsak, hepimizi köleleştiren bu el öpmeler, onun bunun yur dunda zorunlu kalmalar, onun-bunun ihsanına, aferinine muhtaç kalmalar, bitsin."


- Köpekleşmenin Tarihi



121. "Size afiyet olsun, esaret ekmeği bizim boğazımızdan geçmez."


- Edebiyat Derslerine Giriş



122. "Yirminci yüzyıl bir kıyamet, bir siren cıyıltısı. Tüm rüyalarımızı gömdü, elimizden alıverdi. Savaşın çıktığını duyduğu gün Stefan Zweig intihar etti, bu büyük rüya bitti diye."


- Kompile Hikayeler



123. "Fatih’in emaneti, Fatih’in türbesi midir, şurda belediye bir kaç yüz milyona onarır, Fatih’in emaneti, Fatih’in adaletidir."


- Soğuk Sabun



124. "Yeminle inat etmişler, bu ülkede güzel bir şey koymayacaklar."


- Memleket Hikayeleri



125. "Eski bir hikâye vardır, evin üç kızından birine küpe, birine terlik, birine de yüzük alınmış, komşu, biraz kahveniz var mı diye gelmiş... Küpe alan kız, başını sallayıp "bilmem nerde, bilmem nerde?" demiş, yüzük alınan kız, yüzüklü parmağıyla işaret ederek: "aha şurda, aha şurda!" demiş, terlik alınan da terlikleri göstermek için ayağını kaldırıp: "Kalkın verin, kalkın verin!" diyerek, cicilerini göstermiş..."


- İhtiyar Kemancı



126. "Eserlerinde Türkiye olmayanlar, Türkiye üzerine konuşamazlar."


- Köpekleşmenin Tarihi



127. "İçimdeki sevinç hayata karşı tek silahımdı."


- Kompile Hikayeler



128. "Bir ömür eve kapatılmış kızlar, bugün de bir işi olmayan kızlar, en şanslıları meslek yüksek, açık öğretim okuyan kızlar. Kızların namusuna sıkı sıkı yapışmış, kireç badana odalar, ahlak, namus karantinası."


- Kompile Hikayeler



129. "İncir tadında bir hayal yaşamak soylu bir duygu değil mi? Bu kadarı yetmez mi?"


- Modern Çağın Canileri



130. "Sayın cemaat, dün buranin pazariydi. Çikayim bir bakayim dedim. Eli ginali genç bir kadun. Elleri torba doli. Getirdi dükkânın önüne koydi. Dükkâncıya, ha bun­lara göz kulak ol, kimselere güvenmedim, sana güveniydin diye tenbih etdî. Dükkâncı aldi torbalari, götürdü yolun ortasina koydi. Dedim, uşağum, emanete hiyanettir, ayuptur yaptuğun. Dedi ki, hocam burasi dedikodusu bol memlekettir. Genç bir dişi kadundur, herkese güvenmesi iyi değüldür. Eyi de dedim, sen de bu kadar azgun düşünme, kadun çektü gitti, torbalari mi .ikecesun?.."


- Ofli Hoca



131. "...toplumsal alanda herkesin binlerce oyunu vardır, bu yüzden, başkalarının oyunlarını ciddiye almak zorundayız ve o oyunların kurallarını bilip, sahneye böyle çıkacaksın!"


- İhtiyar Kemancı



132. "Ve bugünlerde İsa’nın üstüne ineceği söylenen çam ağacı genç nesle daha şirin görünüyor! Bugünlerde insanlar gölgelenmek için plaj şemsiyelerini tercih ediyor ve hayatın neşesini de kutu koladan alıyorlar!..."


- Köpekleşmenin Tarihi



133. "Sanatçılar, ossuruk dizilerde ucuz orospulukları sanatla karıştırırlarsa, ölümü, yalanı, cinayeti, hak ettiği edebi, felsefi, mizahi, yani soylu çığlıklarla estetize edemezlerse, birileri işte, en temel, en vahşi, şiddet dolu güdülerimizle ruhlarımızı boksal, artıksal duygu çöplüklerine döndürür."


- Köpekleşmenin Tarihi



134. "Bugüne kadar bulundukları gazete, dergi, televizyon, kurum vs. hiçbir eleştiri getirmeyen İslâmcı aydınlar, artık, bir iktidar halinde kimi, neyi, nasıl eleştirebileceklerdir? Eleştiremeyeceklerse, nasıl değiştirebileceklerdir?"


- Köpekleşmenin Tarihi



135. "...bizim kuşağın evinde akciğer röntgenleri uzun yıllar fotoğraflarımız arasında saklı kaldı."


- Modern Çağın Canileri



136. "Zehirden bir ilaç gibi hepimiz her gün ahlâkın ne kadar bozulduğunu konuşuyoruz."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



137. "Allah işin gücüni birakti da sana yet­miş bin kişilik huriler ordusu mi hazirlay, bir tane topal karıyla ha bu hayati nasil yaşadun ula, insanda birazcuk kanaat olacak, kanaat etmesini bilmeyen ha bule sayulari kariştirir."


- Ofli Hoca



138. "Kalbimize girmek isteyen bir insan, onurumuz, gururumuz, ebedi sırrımızdır!"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



139. "“Sanki bir gün seni anladığımda çok mutlu olacağım gibi bir his var içimde!”"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



140. "“Sorma gardaşım, her şey yirmi sene içinde oldu.”"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



141. "Köleliği kaldırışımız dünyadaki siyasi değişmeler ve özellikle İngilizler’in baskısıyla oldu. Ne tuhaftır ki, Çanakkale Savaşlarında Osmanlı ordularında tek bir köle yok iken, insancıl İngilizler, savaşmak için karşımıza, kendi askerlerini değil, yer yüzünün birçok kıtasından zencileri getirdiler."


- Köpekleşmenin Tarihi



142. "ben sizden değilim, ben edebiyatı karşılıksız sevdim."


- Edebiyat Dersleri



143. "Ve gün geldi yoksullar bir, iki değil, takımyıldızları gibi çoğaldı, kim kimin derdine düşecek, unutuldu, öyle büyük bir dert peydah oldu ki, herkes kendi derdinin kuyusunda kaybolup gitti."


- Modern Çağın Canileri



144. ""Aysız bir geceye, aşksız bir hayata kimsenin tahammülü yok, kalbimiz çiçek sepetine dönmeden yaşayamayız.""


- İhtiyar Kemancı



145. "Doğuyla Batı arasındaki bütün uçurumlar cesetlerle doldu."


- Köpekleşmenin Tarihi



146. "Başta, Ödemiş, Tire, Nazilli, Milas, Ege’nin tüm dağları eşkıya kaynamaktadır. Efelik töresince, efenin biri afla düze indiğinde, dağlar boş kalmasın diye diğer efeler dağa çıkmaktadır"


- Köpekleşmenin Tarihi



147. "Tarihin en azgın krallığı Hıristiyanlık, ortaçağ boyunca, yoksul, dilenci, evsiz, şehir şehir gezen aç, çıplak dervişler üzerinden mesajını iletti. Hıristiyanlık bir yoksulluk diniydi ve tarihin en azgın krallığını kurdu."


- Köpekleşmenin Tarihi



148. "Bir gizcağuz ha bu memlekete başuni pencereden uzatmasun adı orospi olur."


- Ofli Hoca



149. "Gözlerimi kapadım, yeniden, bilinmez o şeylerin en dibinde Hint işi bir kandil yanıverdi içimde. Annemin, babamın çoktan toprak olmuş gözlerinin derinliğinde... Ah akşamlar, hep kararsan da, ah mürekkepler hep kara yazsan da, içimde tüm geçmiş zamanlardan sıcacık bir emanet var, ne kadar okşamışsa
annemin elleri, hepsi şimdi birden yüreğime doluştu.."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



150. "Batı coğrafyasını emperyalist sömürüyle, kölelikle, hırsızlıkla, soygunla, soykırımla kurdular. Bizler coğrafyamızı İstiklal savaşıyla inşa ettik.
Batı coğrafyasında bunca cinayet ve savaş makinelerinden sonra heyecandan, duygudan, vicdandan, insanlıktan bahsedebilir miyiz?"


- Karanlığa Okunan Ezanlar



151. ""... bu gençliğin, halkın beyinlerini zapturapt altına alıp akıl hastası yapanlar utansın. İnsan aklıyla dalga geçenler utansın!""


- İhtiyar Kemancı



152. ""Eee uşağum ne iş yapaysin?, "Yazarım!", "Parası var midur?", "Yoktur!", "Yoktur da ne boktur!".."


- Kompile Hikayeler



153. "Sanat müziğinin diğer büyük derdi "melankoliyle" ilgilidir. Abdülhak Hamid'in "Her yer karanlık" Makber şarkısı yüzyıldır zirvede, bir de peşinden "Hastayım yaşıyorum" şarkısı onlarca yıl zirvede.. Abdülhak Hamid, Makber'i, Hindistan'dan gelirken gemide ölmekte olan karısının başında yazmıştır, yolculuk aylarca sürmüş ve bu ürpertici karanlık sahneler ruhumuzu demir halkasıyla esir aldı. Zaten muhafazakâr melankolinin, mezarla, kabirle, türbeyle, ah öldüm, geberdim nidalarıyla bitmeyen bir derdi vardır..."


- Modern Çağın Canileri



154. "Şu İslam devleti, şu kâfir devleti... Her şeyin en iyisi Kur’an’da. İsmail’in kafasında her şey hazır ve nazır. Ben ne söylesem bâtıl, İsmail ne söylese hak, sünnet. Bir gün dayanamadım, “İnsanların diğer yarısı için kâfir deme İsmail, bir tuhaf oluyorum!” dedim. Bilinebilen en rahat ifadelerle güldü."


- Dün Korkusu



155. "Kalbimize girmek isteyen bir insan, onurumuz, gururumuz, ebedi sırrımızdır!"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



156. "Seçim zamanı gene geldiler köye.
......
Kaçtur kandiriyler sizi, beynini .iktiklerim."


- Ofli Hoca



157. "Sayun cemaat, geçenlerde bir Japon gizcağuz geldi yanima. Dedi ki, hocam, sizün dininize geçmek istiyrim.
....
Sizin burada inekler bile özgür, dağ bayur keyiflerince gezer, kimse garişmaz onlara. Dedim ki, gizum, ineklerimiz gezer lakün gadunlarumuz gezemez, bak ne güzel giz başina geze geze buralara gadar gelmişsin, şimdi müslüman olsan, gomazlar seni tek başina memleketine dönesin."


- Ofli Hoca



158. "Sayun cemaat, işinizi Allah’tan isteyin... Allah değüldür bu adam­lar, yaruna kalmaz ölür gider, onu da yatururuk teneşerün üstüne. Lakün, ölmez kal­maz Allah’tur, sizler Allah’un peşinden ayrulmayın!.... Maç kalabalığı gibi müteah­hitlerin peşinden dolaşmayın..."


- Ofli Hoca



159. "İktidar koltuğunun her insanın karakterinde travmatik bozukluklar yarattığı bilinen insani bir gerek; ağır bir kibir hastalığı ya da ağır bir megalomanlık belirtisi..."


- Aslanlı Yol'a Doğru



160. "Haber şöyle: Halk plaja koştu, vatandaş zor durumda..."


- Köpekleşmenin Tarihi



161. ""Ünlü şair ne demiştir, biliyorsunuzdur herhalde: “Orada bir köy var uzakta. O köy bizim köyümüzdür. Gitmesek de, görmesek de. O köy bizim köyümüzdür.” Şair utanmadan böyle dizeler yazmış. İnanılır gibi değil, bu zırva sözlere şiir diye hayran olanlar var hâlâ.""


- Köpekleşmenin Tarihi



162. "Ey halkım, bu bitmeyen uykuna zıbarana kadar devam et."


- Memleket Hikayeleri



163. "Amerikan sapığı gibi bu adamların götüne fare sokmadan, bu vahşi-manyak sağcılara, bu ülkenin dağında-taşında-şehrindeki amansız çaresizliği anlatmanın imkanı yok..."


- Memleket Hikayeleri



164. "Hep birlikte aynı cümle gençliğin ağıtı: Boğuluyoruz burada!"


- Memleket Hikayeleri



165. "Ahmet Efendü’nün müridleriyle Mehmed Efendü’nün müridleri tutturmuş ki, bizim şeyhimiz sizin şeyhinizden büyüktür, ondan iyi bilur, uşağum aklinizi başiniza alun, büyük olan Allah’tur, kim kimin içün büyük derse soni kötüdir, ha burdan ilân ediyrim, büyüklük küçüklük Allah’un bilebileceği iştir, sen kimsin ula..."


- Ofli Hoca



166. "Bir insanı bu denli değiştiren şey nedir? Aşağılanma duygusu. Bir insanın yüzüne tükürmek, bir ülkeyi yok etmekten daha ağır bir ceza!"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



167. "Çünkü sadece yalnız insanların güçlü hikayeleri vardır."


- İhtiyar Kemancı



168. "Bu aşk denilen şey, kimin fikri, bilmiyorum. Ondan hiç hoşlanmadım."


- Kompile Hikayeler



169. "PKK'yı, cemaati, AKP'yi kazıyın, altından Amerika çıkacaktır."


- Aslanlı Yol'a Doğru



170. "“Bundan 140 sene kadar evvel, 1800’de sağ bulunan Tüccari zamanında, hikâyelerimizin birçoğu sevdalıların muratlarına kavuşmadan ölmeleri ile sona erermiş. Bunlar Kerem ile Aslı ve Divan Edebiyatı’ndan Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin tipi hikâyelermiş. Birçok köylerde ve kasabalarda, yeniçeri ağalarından, köy kabadayılarından buna kızıp, hikâyesinde aşıkları birbirine kavuşturmayan hikâyecileri vuranlar ve öldürenler olmuş. Bunun üzerine Kars ve havalisi âşıkları toplamışlar ve bütün hikâyelerin sonunu hasretleri birbirine kavuşturup muratlarına erdirecek şekilde değiştirmeye karar vermişler. Bu tarihten itibaren sevdalıları birbirine kavuşturmayan veyahut ölümle nihayetlenen hikâyelere rastlamıyoruz...”"


- Köpekleşmenin Tarihi



171. "Zengin bir bey, paşa, öldüğünde malları hâzineye kalmasın diye ve servetini bir şekilde yine çocukları yönetsin diye, serveti etrafında bir vakıf kurardı."


- Köpekleşmenin Tarihi



172. "Sayun cemaat, bilirim seversiniz beni..."


- Ofli Hoca



173. "Ah insanoğlu! Ah insanoğlu! Senden vazgeçenler utansın..."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



174. "Aydınlar öldürülürken "Bu dünya beni ilgilendirmiyor" diyenler yazar oluyorsa, daha niceleri öldürülüyor, öldürülecek demektir."


- Saraya Kılınan Namazlar



175. "Mesela Demirci Mehmet Efe, Miralay Tevfik Bey’in, efenin kızanlarından Sökeli Ali Efe’yi öldürmesine bozulur, önce Miralayı öldürür, taş üstünde taş, omuz üstünde baş koymayacağım, diye şehrin tüm gaz bidonlarını toplayıp Denizli’yi yakmaya koyulur, yalvar-yakar vazgeçirtilirse de, katliama devam edip 80 kişiyi öldürür"


- Köpekleşmenin Tarihi



176. "Annem hayattayken, ne tembel, ne aptal bir çocuktum, nasılsa annem bulup buluştururdu, nasılsa bir çaresini mutlak bulurdu, girdiğim imtihanlarda bile, onun sabaha kadar okuduğu dualara güvenirdim. Annem öldüğünde gördüm ki yapayalnız ve tek başınayım, gerçekte hiçbir şey bilmiyor, elimden hiçbir şey gelmiyor, kendini beğenmiş bir mongol gibi büyümüşüm. Şefkatin, koruyuculuğun güveni içinde tiril tiril gömlekler giyip, saçlarımı ortadan ayırıp mışıl mışıl sokaklarda gezmişim."


- Köpekleşmenin Tarihi



177. "İslâmcı aydınlar, yoksulluğun adını çoktan siyasi bir inada ve ardından mafyatik, liberal düzenle huzur içinde büyüyen gazete, dergi, holding, şeyh, ağbi, patronlara dönüştürdüler..."


- Köpekleşmenin Tarihi



178. "Neden gününü doldursa da indirilmez ramazan imsakiyesi, neden? Arapça yazıyor diye."


- Kompile Hikayeler



179. "Genç yaşta bozuk bir ede­biyatçıyla tanışmak kadar tehlikeli bir hastalık yoktur."


- Edebiyat Derslerine Giriş



180. "Edebiyat, başkasının mektubunu yazmaktır."


- Edebiyat Derslerine Giriş



181. "Ağaçlar, çiçekler Kur’an’ın emirlerini ezberlemiş balıyla, meyvesiyle hıfz etmiştir. Lakün bir tek ade­moğlu bu emri anlamamış, onun içün Allah’ım emri yazili kitapla gelmiştir. İnsan yavrusu emirleri bilmek içün okumasi yazmasi şarttir."


- Ofli Hoca



182. ""Arzularını yatıştırıp, tutkularını solduranlar 'azaltılmış insan'dır.""


- Tek Tabanca



183. "Kaderimi demir yumruğumla parçalamak zorundayım."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



184. "Bu dünyada ne icat edilmişse “umutsuzlar” yaptı, umutlular, nasıl olsa, Allah'ın suyu, biri bir bardağa koyar diye bekledi..."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



185. "“Aydınlarımız iki yüzyıldır,şahlanmayı,ayağa kalkmayı öğretiyor ve her nesil kollarını, ayaklarını kırıyor.Bakın hâlâ İstanbul’un fethini öğretiyorlar. Bu nesle birileri ‘düşmeyi’ öğretsin. Bir tarafımızı kırmadan “düşebilmek...”"


- İhtiyar Kemancı



186. "Kitaplar nedir ki, binlerce ölü yazar. Ne elektrik faturasından anlıyorlar, ne dolmuş parasından..."


- Köpekleşmenin Tarihi



187. "Ateşin kıvılcımları gibi, sessizliğin de tınıları var, uçuşuyorlar, kulak zarındaki o tek sinircik hepsini yakalıyor, bitmeyen çın çın'lar ülkesi, ıssızlığın görünmez yaramaz çiçekleri gibi."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



188. "Bunları sizin için değil, kendi acımı hafifletmek için kendime yazıyorum."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



189. "İnsanın içinden, “Biz senin cemaziyülevvelini biliriz” demek geliyor. Bu deyimin aslını da Orhan Şaik Gökyay’ın Destursuz Bağa Girenler kitabından öğrendim. Eskiden evraklar, her ayın torbasına konup arşive kaldırılırmış. Fakir bir memur, işte bu üstünde cemaziyü’l evvel yazan ayın torbasından kendine bir don dikmiş. Sonra bu memur, çok yüksek makamlara gelmiş. Eski arkadaşları da onu gördükçe, biz senin cemaziyülevvelini biliriz, derlermiş."


- Köpekleşmenin Tarihi



190. "Ben şimdilik başımı döndürmem o yana/ Ben sizi sevmiyorum ne isterseniz deyin/ Gönlüm daha çok zaman burada yaşamak diler/ Henüz gencim, siz beni beyhude beklemeyin..."


- Köpekleşmenin Tarihi



191. "Dünyanın en güzel nehri Nil, bir zamanlar Osmanlı’nındı. Nil’in suları tatlı, sert ve içimi güzeldi. Çünkü Nil, bir altın madeni üstünden geçiyordu."


- Köpekleşmenin Tarihi



192. "Dayak yiyenler adına, dayak atanlar konuşuyor sabah akşam, konuşma özgürlüğü bu"


- Soğuk Sabun



193. ""Ben; Konya'nın, Diyarbakır'ın, Mardin'in, Siirt'in yazarı olmak istiyorum kardeşim. O insanın yemeklerini konuşmak istiyorum, o insanların yemeklerinin lezzeti olmak istiyorum. Ben, Urfa'nın türkülerine bir mısra daha eklemek istiyorum. Ancak böyle mutlu olabilirim.""


- Anadolu Yazarını Dinliyor



194. "Ülkeyi hortlaklar yönetiyor. Yaşlı liderler, sinir yıpratıcı, eziyet verici bir ömür sürüyorlar."


- Memleket Hikayeleri



195. "İnsanlar küçük mutluluk dedikleri şeylerle, yani eften püften gündelik ıvır zıvırlarla sürümden kazanmaya çalışıyorlar, oysa aşk bedelini ödeyemeyeceğimiz kadar pahalıdır, beladır, herkes alamaz ondan."


- Soğuk Sabun



196. "...iyi din­le, üç metre kefen çok bile bana, siz düşünün, dört metreden pantol yetiştiremezsunuz, leşunuzu sarmaya otuz metre kefen az kalur."


- Ofli Hoca



197. "sana sorayrim cemaat, erik ağaçlarunu silahla korkitabilir misin, oynama halinin desenleriyle lafuma cevap ver..."


- Ofli Hoca



198. "İnsan yaşlandıkça, çocukluğu başka
bir yatak, başka bir kucak gibi açılıyor önünde!"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



199. "Zehirden bir ilaç gibi hepimiz her gün ahlâkın ne kadar bozulduğunu konuşuyoruz"


- Arkası Karanlık Ağaçlar



200. "Eli yüzü düzgün, götüne kot yakışmış on binlerce genç kız, gecenin ilerleyen karanlığında, işte bu kara kavakların önünden taksiye binip, zengin muhitin çocuklarına seks oyuncağı olmak üzere yola çıkıyor, her gece... Götüne kot yakışmayan yüz binlercesi ise sabahın karanlığında, bir daha akşamın karanlığında dışarı çıkacakları konfeksiyon, ayakkabı, mobilya atölyelerine doğru yola çıkıyorlar!... İş bulamayan yüz binlercesi ise bu kavakları gün boyu seyredip aklını yiyor!.."


- Köpekleşmenin Tarihi



201. "Sümerbank'ın bej renginde gavat ayakkabıları olurdu."


- Kompile Hikayeler



202. "Dostum, şunu unutma, sefil bir insanın, vicdanı da, acıması da olmaz, önce para kazanmak, sonra acımak zorundayız."


- Kompile Hikayeler



203. "Elli yaşımda bile altımı ıslatıp bütün çocukluğumu koklayacağım... :D"


- Dün Korkusu



204. "İnsanoğlunun tabiat ve hayvan severliği büyük bir yalandır!"


- Memleket Hikayeleri



205. "hayatta hiçkimseye teşekkür etmeden ebediyen kalmak istiyorum, geride bıraktığım şehir, tanrı soluğu gibi bir sevgili vermedi bana, tüm hayatım yanılsama"


- Memleket Hikayeleri



206. "Ve şimdi çok daha iyi anlıyorum, hepimizin gerçek takımı Fener'dir. İbne, puşt, birbirinin kuyusunu kazan orada, arkasından konuşan orada, ruhsuzlar orada... Hepimiz Fenerliyiz, ruhumuza en uygun Fenerbahçe"


- Memleket Hikayeleri



207. ""Bu gazeteler, bu müteahhitler, bu bankalar, kaldıkları yerden hayatlarına mutlulukla devam ediyorlar, daha nice gencecik çocuklarımız kafaları kopup bedenleri parçalanarak ölüp gidecek ve yine "sağ zihniyet" doymayacak.""


- Hattı Müdafaa



208. "İnsanların başka insanlara karışmasını engelliyorlar. İnsanı azgınlaştırıp vahşileştiriyorlar ve baraj koydukça insanlara gaddarlaştırıp vahşileştiriyorlar suları!.. Artık bu insan her şeyi parçalar, şehir, kültür, medeniyet bırakmaz...."


- Karanlığa Okunan Ezanlar



209. "Okumuş, bilgili, genç teğmen, askerlere, düşman açıkta, siz burada horon tepiyorsunuz, der, o gemiler asker dolu, hepsinde azrail gibi toplar var, der.
Laz asker: " korkma komutanım, Allah'tan büyük değiller ya" diye cevap verir."


- Edebiyat Dersleri



210. "Anılardan büyük zorba var mıdır?"


- Kompile Hikayeler



211. "Hayatı fahişelikle geçmiş bir kadının cenazesini cemaat kılmak istemez.
Ofli hoca: Niçün kılmazsunuz?
Cemaat: Kötü kadundur hocam.
Ofli hoca: Ha bu kadunla beraber olanlar öldü, hepsinin namazini kildiniz mi?
Cemaat: Kildik hocam.
Ofli hoca: Peki bu kadının günahı altta kalmak midur?"


- Ofli Hoca



212. "Hak ve haksızlık, iyilik ve kötülük yine karıştı."


- Karanlığa Okunan Ezanlar



213. "Gazali bin yıl önce tabiatın bu muhteşem sırrının, daha büyük bir irade tarafından yönetildiğini söylerken, İbn-i Rüşd, bu sırrın hikmetinin, tabiatın kendi ilahi düzeninin içinde saklı olduğunu söyledi. Yani, İbn-i Rüşd, depremlerin meydana gelmesinin sebebinin yer altındaki sarsıntılar olduğunu, o kasabadaki cenabetler yüzünden meydana gelmediğini söyledi. Biz, İbn-i Rüşd’ü sevmedik, kovduk. İbn-i Rüşd’ü Batı okudu. Bu topraklar ve o dergileri yayınlayan cemaatlerin tümünde Gazali’nin düşünceleri hakim oldu."


- Köpekleşmenin Tarihi



214. "Turizm sektörü fuhuş turizminden dolayı dünya çapında büyüdü..."


- Köpekleşmenin Tarihi



215. "Halkevinin çalışma bölümlerinden birinin adı Köycülük şubesiydi. Üyelerinin köylere gitmesi şöyle dursun, tek köylünün oraya gelmesi akla bile gelecek bir şey değildi. O zaman halk kavramının içine köylü kavramı girmiş değildi. Gerçekte asıl halk bir tür parya idi. Halkçılık bölümü toplantılarında bir alay halkçılık yapılır, Behçet Kemal’in palavraları ve şiirleri dinlenirdi..."


- Köpekleşmenin Tarihi



216. "Bütün kurumlarıyla iki yüz yıldır değişen bir ülkede yaşıyoruz. Her şey alt-üst oldu ve tarihe karıştı. Ama, bahşiş, ihsan veren ve hayır sahibi insanların hayırlı işleri değişmedi. Bu sosyal tuzaklar bugün de toplumu zehirlemeye devam ediyor. Hayırse verler, insanların doğuştan sahip olduğu temel insanî haklara kulak asmıyorlar, uluslararası çalışma şartlarına uymuyorlar, vergilerini düzenli vermiyorlar, kredilerini dalavereli yollarla alıyorlar. Ama sonunda, bir hayır-hasenet işleyerek, güya topluma hizmet ettiklerini söylüyorlar. Ve bu toplumsal kervan böyle gelip, böyle gidiyor..."


- Köpekleşmenin Tarihi



217. "“Gramajı eksik yasalara boyun eğmedim.”"


- Soğuk Sabun



218. "Ben, ancak ruhumu koruyabilecek insanları severim."


- Edebiyat Derslerine Giriş



219. "“ Acı, uzun vadede demlenip insanın bilge yapabilir ama acı aniden beyne kamyon gibi çarpınca deliriyorsun...”"


- Bizim De Günümüz Gelecek



220. "ne lan bu hayat mı?"


- Memleket Hikayeleri



221. "Ekmekti derdimiz, yoksulluktu bitmeyen sargılı dikişlerimiz, köylü zekâmızdan, taşralı cahilliğimizden, muhteşem bir kandırılmışlıkla, büyük bir karanlık inşa ettiler."


- Memleket Hikayeleri



222. ""Mustafa Kemal, Ankara'ya giderken arkasında bıraktığı şehri İstanbul'u şöyle tasvir eder:
"Şişli'deki evimde yeni vaziyeti mülahaza ediyorum. İstanbul sokakları itilaf devletlerinin süngülü askerleriyle dolmuştu. Boğaziçi toplarını sağa sola çeviren düşman zırhlılarıyla, lacivert sularını göstermeyecek kadar örtülüydü. Herkes ancak pek zaruri ihtiyaçları için evden çıkabiliyor, sokaklarda hatır ve hayale gelmeyen hakaretlere uğramamak için caddelerin duvar diplerinden büzülerek, eğilerek ve korkarak yürüyebiliyordu. Bütün ihtiyatlara rağmen yine bin türlü feci tecavüz sahneleri eksik değildi. Koskoca İstanbul ve koskoca İstanbul'un yüz binlerce halkı sesleri kısılmış bir hâlde idi..."""


- Hattı Müdafaa



223. "Ruhum, gözlerim, debdebeli bir şatoya zafer sonrası girmiş bir kahraman gibi. Karla kaplı her yamaç soylu bir müzik. Soylu bir fikir. Dağlar soylu, heybetli, hiç ölmeyen öte dünyanın yaşlı insanları gibi görünüyor gözüme. Bu ıssızlığın incecik tınılarını yanıma alıp, bütün savaş alanlarının kanlı mızraklarını temizleyebilirim."


- Tek Tabanca



224. "Edebiyatın varlık sebebi de budur, insana, tabiatın ortasın­daki çaresizliğini anlatmaya, koyulur, Manas Destanı da bunu yapar, Dostoyevski de."


- Edebiyat Derslerine Giriş



225. ""Ülkesini herkes sever, kuşlar sever, kediler sever, tarlasını, bahçesini, milletini, atasını, herkes sever, sevmeyen bir kişi bulunmaz dünyada, yaradılışımız öyledir, toprağını herkes sever! Sevgiden kimsenin kuşkusu yok! Ancak "Nasıl seveceğiz bu ülkeyi?""


- Köpekleşmenin Tarihi



226. "Yaratılmış efsaneler, Âdem ile Havva arasında bir aşktan söz etmez. Elma var, yılan var, cennetten kovulma var, aşkın kalıntıları yok. Bu yüzden sadece aşk, "şeytansız" tek hikâyemizdir! Düşüverme içine. Tanrı'nın selamına bile aldırmaz insan."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



227. "Nasıl bilmem, yoksullar için hayat, doğunca değil, işe girince başlar."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



228. "Kurduğu hayallerin hepsi boş çıktı, bu yoksulluk enkazı altında canı çıktı, henüz 23 yaşında üç kocadan dul kalmış gibi ihtiyarladı yüzü."


- Arkası Karanlık Ağaçlar



229. "Gazetecilerin sabah sabah karga tulumba evlerinden toplanması artık hiç de ‘olağanüstü bir olay’ değil."


- Bizi Kandırası Umman Bulunmaz



230. "Tabii, çok mutlu değilim, her zaman yokluğu beni endişelendiren bir şeyler var.."


- Soğuk Sabun



231. "Görülme­miş bir kayıtsızlık, görülmemiş bir öfkeyi aynı anda taşır."


- Edebiyat Derslerine Giriş



232. "Ah insanlar! Söyleyin lütfen! Yalnız ve güvensiz bir insanın yarasını neyle örteriz!"


- Köpekleşmenin Tarihi



233. "Büyüklere saygı besledikleri için araştırma görevlisi olan sağcı çocuklar, bozuk, kör ölçüler içinde, hilkat garibesi master-doktora verirken, büyükleri, daşşaklarını tutup vatan-millet masalları okurken, sessizce, usulca, efendi efendi dinlemektedir."


- Köpekleşmenin Tarihi



234. "İki yüz yıldır eğitim dedik, okul dedik, ancak büyük-küçük, usta-çırak, hoca-mürid ilişkisi ruhlarımızı öyle bir istila etti ki, bilimsel bir metni, bir ürünü aşmak, çoğaltmak, yenilemek için eleştiri yapmayı, o ürünün sahibi insanlara hakaret etmek, küçük düşürmek şeklinde anladık."


- Köpekleşmenin Tarihi



235. ""... O kadar insan suçlu hissediyor kendini. Artık topluma güvenmiyor. Medyaya güvenmiyor. Annesine güvenmiyor. Artık bilgiye güvenmiyor. Artık habere güvenmiyor, konuşulanlara güvenmiyor ve toplumdan kuşku duyuyor. Eğer çağımız bir depresyon çağıysa, bu sahte bilgi, sahte haber, yalan, uydurma, suçlama, söylenti, dedikodu, iftira ve yakıştırmaların; bu depresyon çağının büyümesinde katkısı yüzde yetmiş. Hepimizde her gün; biri bize iftira atacak, bizi yanlış anlayacak, yanlış şeyler söyleyecek, falan falan şeyler yapacak ve insanlar benim hakkımda kötü düşünecek duygusu. Bu duyguyu oluşturuyorlar.""


- Anadolu Yazarını Dinliyor



236. "Osmanlı “sindirirken” güzel, yüce, büyük! Cumhuriyet sindirirken, vahşi, diktatör, otoriter! Olmaz böyle şey."


- Köpekleşmenin Tarihi



237. "Anneler, aydınlar, garsonlar, askerler, öptüğünüzde acısı geçmeyecek tokatlar atmayın!."


- Köpekleşmenin Tarihi



238. "Ayakları yere basan sağlam insanlar heyecan vermez, güven verirler ama izleyici kitlesi oluşturamaz."


- Bizim De Günümüz Gelecek



239. "Bir güneş, bir dünya, beş milyar çarpı galaksi, o kadar da böcek, kumlar ve bulutlar, ben olsam “açıklamam” ve “açıklanamayan” göğümde gülümserim."


- Bu Çağın Soylusu



240. "Güzel bir söz, çoktan hayatımız için lüks oluverdi. Oysa mutlu hayat dediğimiz şey, bizi övmüş, okşamış, şımartmış güzel sözleri topladığımız gizli sandıkların ta kendisidir. Güzel sözlerle okşanmamış bir kadın, canlı bir cenazedir!"


- Edebiyat Derslerine Giriş



241. "... artık hiçbir güç bana, güçlüleri sevdiremez."


- Soğuk Sabun



242. "Bok Çuvalı: Suriyeliler ümmetimiz Sayın Başkan! Biz onlarla her şeyimizi paylaşmak zorundayız!
Başkan: Bunu sen mi diyorsun Davutoğlu'nun sümüğü!.. Suriye'de bir milyon Müslüman'ı birbirine kırdıran Davutoğlu'na git sor, "Yüz binlerce kız çocuğunu kim öldürttü?" diye!"


- Bu Toprağın Dalkavukları



243. "“Korktuğumuz şey, içimizde korkuyla yüzleşmek isteyen korkusuz bir adamın varlığıdır.”"


- Bizim De Günümüz Gelecek



244. ""Çoğu zaman insan yaşayabilmek için kör olmalı, duymamalı, görmemeli...""


- Bizim De Günümüz Gelecek



245. "Soğuk neyse de, yokluk, ondan zır deli."


- Memleket Hikayeleri



246. "Bölüşmeye yanaşmayan bir Müslümanlık büyüyor."


- Soğuk Sabun



247. "Yoksulluk ve cehalet, iyilik ve kötülük bilmez. Cehalet ve yoksulluğun hiç merhameti yoktur."


- İhtiyar Kemancı



248. "...ey Müslüman uyan, uyan, bir damat lafudir anlatiy hoca efendu, damat mamad yok, ha bu İstanbul’da onar tane kari alan şeyhler midur damat, böyle damat mi olir, oturmiş particilerle senet sepet imzalay, din kardaşuna tekfur edeyi..."


- Ofli Hoca



249. "Sabah akşam salavat ge­tirmeyle beni kandirirsin, inanirim sana, cennet benim olsa yarisini sana verurum, sen cennetini sahibinden isteyeceksun, o cennetin sahibini de senden iyi tanirim, iki kelimeyle kandiramazsin oni..."


- Ofli Hoca



250. ""Heykel kadar soğuk çocuklar, zımparayla silinmiş gibi yanakları""


- Tek Tabanca

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: