Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Nejdet Sançar Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Nejdet Sançar En Beğenilen Sözleri



1. "Deden Kür Şad'a de ki. O dünyada bıraktıklarım sizlere lâyık olmak, alınlarından öpülmek için çalışıyorlar."


- Afşın'a Mektuplar



2. "İstanbul'dan Atsız Amcan da gelmişti. Ama, cenazende bulunmaya dayanamayacağını anlayarak bir gün sonra.

Hayatın nice kasırgalarına göz kırpmadan göğüs germiş; kayalar kadar sağlam bir irade, senin tabutunun arkasından yürümek kudretini kendisinde bulamamıştı."


- Afşın'a Mektuplar



3. "Ve kara toprak... Ah, hele sen kara toprak! o şeffaf pembe teni, sümbül menekşe gözleri nasıl kucaklayıverdin?

Sakın, Afşın'ımızı incitme, korkutma, hırpalama kara toprak..."


- Afşın'a Mektuplar



4. "Türk tarihi, iki yanı kahramanlık, şan ve ahlâk heykelleriy­le süslü uzun ve ulu bir yoldur."


- Irkımızın Kahramanları



5. ""

Eceli gelen rahat döşeğinde de ölür.

""


- Tarihte Türk - İtalyan Savaşları



6. ""Millet” yerine 'Türk halkı" demek yetmiyormuş gibi, bunun yanı sıra bir de 'Türkiye halkı” sözünün kullanılması ise, bir takım sığıntıları sinsice, vatanımıza ortak çıkarma gibi bir niyet ve gayretin neticesidir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



7. ""Türkiye'de hâkim olan unsur Türk ırkına mensup olanlarıdır. Hiçbir Rum, Ermeni, Yahudi ve Arnavut Türklüğe yâr olmayacaktır."

ATSIZ"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



8. "yorganı yüzüne kadar çekti. Sonra hiçbir söz söylemeden odadan çıkıp gitti.

Sen artık yaşamıyordun.

Kâinat başıma yıkılsa böylesine perişan olmazdım."


- Afşın'a Mektuplar



9. "Herkesin gözleri dolmuştu. Sesli sesli ağlayanlar, hıçkıranlar vardı... Senin için ağlanmazdı da ne yapılırdı?"


- Afşın'a Mektuplar



10. "Milletler, ancak, kendi hayat felsefeleri olan milliyetçiliklerine sarılmak suretiyle, insanlığın
üzerinden hiç eksilmeyen büyük kasırgalara göğüs gerebilirler."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



11. "1944'ün Türkçülük aleyhindeki o meşhur haçlı seferi iş­te böyle başladı. Atsız - Sabahattin Ali dâvâsının görüldüğü sırada, Ankara’da, o zamanın milliyetçi gençlerinin komünizm aleyhine tertipledikleri nümayişler, haçlı seferinin kurmay­larını büsbütün kudurttu. Türkiye’deki bütün şer kuvvetleri tek cephe halinde Türkçülüğe yaylım ateşine girişirken, Türk milliyetçileri de tevkif edilmeye başlandılar."


- Afşın'a Mektuplar



12. "Türk milleti:
“Türk kökünden gelenlerle, Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur.”"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



13. "Kahramanlığa âşık Türk milleti, gönlünü en çok yiğitlikle­re ve yiğitlere verdiği içindir ki, bu ilk kahraman atasını -ara­dan her şeyi unutturacak kadar büyük bir zaman geçtiği halde- gönlünde yaşatmış, yüzyıllarca sonra: «Alp Er Tunga öldü mü, kötü dünya kaldı mı, zaman öcünü aldı mı, şimdi yürek parça­lanır!» diye ağlamıştır. Dünyada hiç bir kahraman gösterile­mez ki, hâtırası bu kadar uzun zaman yaşamış bulunsun!"


- Irkımızın Kahramanları



14. "Türkçülük, Türk milletinin ülküsüdür. Bir millet, ülküsünden korktuğu değil ona dört elle sarıldığı takdirde kazanır. Milletin ülküsüne sarılıp yükselmesine ise, üst basamaklardaki devlet adamına düşen vazife büyüktür."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



15. "İnsan yetişmiş, iyi niyetli, vatansever ve milliyetçi olmadıkça; toplumuna hizmet aşkıyla dolup taşmadıkça, onun eline teslim edilecek silah da, sistem de kısır ve yavan kalmaya mahkûmdur."


- Makaleler 1



16. "Türk’ün Milli Ülküsü, milletinin ortak vicdanında “Kızıl Elma” adı ile anılan ve yaşayan davadır. Bu dava, tarihte yüzyıllarca, tek devletin sınırları içinde, maddi ve manevi bakımlardan üstün ve mutlu bir cemiyet olarak yaşayan soyumuzun, gelecekte de, aynı mutlu seviyeye ulaşması ve erişmesidir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



17. "Ve 1960 yılının 5 Kasım Cumartesi saat 3 ü 15 geçe gelip çatan ölüm...

Bilmem ki, Azrail, bu taze filizi nasıl kırıp kopardın? Bu incecik fidana nasıl kıydın?."


- Afşın'a Mektuplar



18. "Sana daha ne yazayım?
Senin bana söylediğin son sözler, benim de
sana son söz­ lerim olsun:
— Allaha ısmarladık, Afşın’cığım!..."


- Afşın'a Mektuplar



19. ""Türk soyunun milli ülküsü Türkçülüktür. Türkçülük de, Türk adlı milletin bütününü içine alan fikirdir.""


- Makaleler 1



20. "Sana benzesin isterim toprağı Anadolu'nun ,
Sana benzesin sosyalist toprak, Macar toprağı, kardeş toprağım."


- Nazım Hikmet Masalı



21. "Çünkü Turancılık, bizim için hem insanî, hem de milli bir davadır. Ve çünkü hürriyet ve istiklalleri bahis konusu olan milyonlar sadece insan değil, aynı zamanda Türktürler."


- Makaleler 1



22. "Cihan vatandan ibarettir itikadımca"


- Afşın'a Mektuplar



23. "Tanrı'nın, kendisine bağışladığı insanlığa ve onun da üstünde, damarlarında dolaşan kanın kutsallığına inanan hangi Türk böyle bir şerefsizliği kabul edebilirdi?"


- Afşın'a Mektuplar



24. "O ulu Türklerin biz bugünkü torunları da diye­biliriz ki, gücü ne olursa olsun, insan kuvveti, Türk gönülleri­mizdeki Türklük sevgisini bitiremez. Bu sevgiyi ne dışannm büyük düşmanlarının, ne bunak müstebitlerin, ne sütübozuk soysuzların, vatansızların ve ne de iğrenç dalkavukların gay­retleri değil, ancak üzerimize çökecek yök, yahut altımızdan yarılacak olan yer, yani Tanrı gücü yokedebilir..."


- Afşın'a Mektuplar



25. "Nazım Hikmetin, Türkiye' den kaçtiktan sonraki yıllarında , Rus toprakları ile Moskof pençesindeki öteki yurtlarda fink atarken vatan hasreti duyması veya duyabilmesi, imkansızdır. Çünkü o, bir komünistir. Kominizmde 《 vatan》diye bir mesele yoktur. Varlığı kabul edilmeyen bir şeyin hasreti, nasıl duyulabilir ?"


- Nazım Hikmet Masalı



26. "Bu sıralarda Türkler, Çinlilerin ancak bir vilâyet­leri kadar bir nufusa sahiptiler. Fakat o koca memleketten vergi alıyorlardı. Türklüğü her bakımdan bu üstün duruma ulaştıran büyük kahraman, büyük asker ve büyük dâhi Mete’dir."


- Irkımızın Kahramanları



27. "Nâzım Hikmet'in, iki Rus şairinden aktarmalar yapmış olduğu ortaya çıktıktan sonra ise, kızıl propagandanın yürüttüğü «büyük şair!» lik iddiası tamamen iflas etmiştir.

Bu şairlerden birisi, kızıl Rus edebiyatında büyük isimler arasında sayılan ve anılan Viladimir Mayakovski'dir. Nâzım Hikmet, Mayakovski'nin serbest nazım, yarım kafiye, mısralarda gürültülü edâ gibi özellikleriyle birlikte bir taklitçisi durumundadır. 1935 yılındaki kalem tartışmaları sırasında, Peyami Safa, bu konuyu da ele alarak, Nâzım Hikmet'in «... nazım şekline, fikirlerine, kelime bölüm- lerine varıncaya kadar...» Rus şairini taklit ettiğini ileri sürdüğü zaman, bu iddialar cevapsız kalmış ve çürütülememişti.

Fakat, bu taklitçiliğin daha mühimi ve söz götürmezi, yine bir Rus şairi olan S. Yesenin'den yaptığı aktarmalarda, bütün itiraz veya kulp takma kapılarını kapayacak bir şekilde ortaya konmuştur.

Nâzım Hikmet'in, S. Yesenin'den aldıklarını tesbit eden Rus türkologlarından Mihailov'dur. Yeni çağlar Türk edebiyatı üzerindeki bilgisi ile tanınmış olan bu Rusyalı türkolog, S. Yesenin ile Nâzım Hikmet Verzanski'yi ele aldığı bir incelemesinde, iki şairdeki imajları karşılaştırıp, birçok şiirlerde ortak unusrlar bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu ortaklık (!), bir kısım şiirlerinde, kelimesi kelimesine bir benzerlik halini almıştır."


- Nazım Hikmet Masalı



28. "Bu çarpışma Kül Tegin'in son savaşı oldu. Onun hayatınca Türk birliği için çarpan kalbi bu savaşta durdu...

Toprak ana, milyonlarca oğlunun yanına bu oğlunu'da almıştı."


- Irkımızın Kahramanları



29. "Kür Şad, tarihin tozlu sayfaları içinde gizli kalmış bir kah­ramanın adıdır. Fakat bu ad, yalnız bu yiğit Gök Türk çocuğuna ait sayılamaz. Kür Şad adında, namları belirsiz o kırk Türklük fedâisinin kişilikleri de gizlidir."


- Irkımızın Kahramanları



30. "" Dünya üzerinde, şöyle böyle kalemler oldukları halde, komünizmin azgın propagandası ile şişirile şişirile şöhrete ulaştırılan bir çok kızıl kalem vardır. Nâzım Hikmet de bunlardan birisidir.""


- Nazım Hikmet Masalı



31. "" Dünya üzerinde, şöyle böyle kalemler oldukları halde, komünizmin azgın propagandası ile şişirile şişirile şöhrete ulaştırılan bir çok kızıl kalem vardır. Nâzım Hikmet de bunlardan birisidir.""


- Nazım Hikmet Masalı



32. "Tarihteki düşmanlıkları yaratan, milletlerin, başkalarının topraklarında kendilerine hayat sahası aramaları­dır."


- Türk Moskof ve Komünist



33. "Türk dünyası, sadece hainleri değil, alçakların da kaçacak delik arayacakları o mutlu güne muhakkak kavuşacaktır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



34. "Atatürkçülük diye ileri sürülen şey ciddi bir fikir değildir, sadece bir edebiyattır! Evet… Bugünkü Atatürkçülük gürültüsü sadece bir edebiyattır, hem de, Mustafa Kemal ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir edebiyat..."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



35. "Türk milliyetçiliği aleyhine açılmış kampanya büyük bir şiddet ve şirretlikle devam ediyor, hürriyetleri ellerinden alınmış milliyetçiler, uydurma bir ırkçılık ve Turancılıkla suçlandırılıyor, memlekette korkunç bir hava estiriliyordu."


- Afşın'a Mektuplar



36. "Ve biz, iki zavallı, bekliyor, ümitle bekleyip duru­yorduk. O ümit yok mu? Fırtınadan kudurmuş bir denizde tutu­nabilecek bir dal parçası bile olsa, ümit, yine ümitti."


- Afşın'a Mektuplar



37. "Türkçülükle komünistlik, Türkiye’de, aşağı yukarı cumhuriyetin ilânından beri savaş halinde bulunuyor.
Bu savaş, ilk zamanlarda, dikkati çekecek bir halde bile değildi. Fakat, komünizmin, bütün insanlık âlemi kadar Türkiye için de nasıl korkunç bir belâ olduğunun anla­şılmaya başlanmasından sonradır ki şiddetini arttırdı."


- Türk Moskof ve Komünist



38. ""- Başyazı ne idi, neyden bahsediyordu?
- Galiba bir Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla ve orduyu over tarzda yazılmış bir yazı idi. Bu yazının içinde, Öksüz Türkiye diye bir yazı olduğu için mecmuanın kapatıldığına inanıyorum..""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



39. "Moskof uşaklığını bugün, kölesi olduğu yaratıkların yurdunda devam ettiren Nâzım Hikmet’e, vatanı satmaya kalktığı için tıkıldığı hapishanede, devlet hâzinesinden
para verdirerek eser (!) hazırlatılması, o devrin marifetidir. Aynı yolun yolcusu olup kızıl cennete kaçarken cehennemi boylayan Sabahattin Ali’ye devlet kapısında vazifeler verilmesi o devrin işidir."


- Türk Moskof ve Komünist



40. "Türkçülükten ürken ve ona sırt çeviren devlet adamı, bu korkunç gafletini, ince ve başarılı bir siyaset sanacak kadar da fikirsizdir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



41. ""... İste bunlardan sonradır ki, ben hakiki vaziyeti kavradım. Ve Atsız'ın Reha ile kıyas kabul etmeyecek bir adam olduğuna karar vererek Reha ile alakamı tamamen kestim." Hamza Sadi Özbek"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



42. "Bu yolda yürümeye karar verirken, Türkçülüğün, ona gönül verenler için bir ateşten gömlek olduğunu elbette biliyordunuz. Bunu örnekler ve tecrübelerle gördükten sonra da Türkçü kalmanız, muhakkak ki, damarlarınızda dolaşan kanın büyüklüğünü içten duymanızdandır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



43. "Macar ihtilâli kan seli içinde bastırılırken gösterilen kızıl Moskof vahşeti, milletlerin gözünü işte böyle açtı,
Fakat buna rağmen hâlâ komünizmin korkunçluğunu anlayamıyan, ona meyletmekte devam eden ve kızıl ideolojinin çığırtkanlığını yapanlara ne demeli?"


- Türk Moskof ve Komünist



44. "Moskof adı bizim için sözlerin en kötüsüdür. Kuzeyin dondurucu ve yıkıcı rüzgârına Moskof rüzgârı diye ad verişimiz bundandır. Hainlik edenlere “Moskofluk
etme!” deyişimiz de bundandır."


- Türk Moskof ve Komünist



45. "insan; düşünecek, kafasındo bir
şey tasarlayacak, bu tasarladığını düşündüğü ve istediği
şekilde, yani kendi iradesiyle yoğuracaktır ki bir sanat
eseri meydana gelebilsin."


- Nazım Hikmet Masalı



46. "insanların milliyetlerini ortaya koyan, bilinen insani ölçülerdir. Hiçbir insanın milliyeti, bu ölçülerin dışındaki yollar ve yakıştırmalar ile tayin edilemez."


- Nazım Hikmet Masalı



47. "Atilâ ordularının saçtığı dehşet sonucunda, Avrupalı milletler, Tanrıdan korkar gibi Türk adından da korkar olmuşlardır."


- Irkımızın Kahramanları



48. "Bu yeraltı nezarethanesinin koridoru çok dardı. Bir hücrenin kapısı açıldığı zaman "karşıki hücreye değerdi. Fakat bu nezarethanenin bir de konforlu (!) tarafı vardı. Helâsı alafranga idi. Ancak, bu alafranga helânın suyu yoktu. Her gün bir büyük teneke su getirilir, yarısı bir günlük pisliği gidermek için helâya dökülürdü. Helâdan arta kalan da su küpüne konurdu. Yeraltı nezarethanesinin misafirleri (!) bu küpten hem su içerler, hem de ellerini yıkarlardı. İşte, vazifelilerin birkaç saatlik nöbetlerini dahi güçlükle tuttukları bu nezarethanede birçok vatandaşlar suçlarını (!) itiraf (!) ettirmek üzere günlerce tutulurlardı. Türk milliyetçilerinden bu yeraltı hücrelerinde misafir (!) edilen tek kişi Atsız' dır."


- Makaleler 1



49. "Biz, dile getirilen köleler ve
uşakların ağzı ile, doğu illerimizden parçalar istemeye yeltenenlerin; Boğazları ele geçirebilmek için, oraların
korunmasında Mehmed’in yanına ahmak ve kaabiliyetsiz mujiği de koymak isteğini ileri sürüp kuzey ayıları­nın bile kanmıyacağı sersemce hilelere baş vuranın da hep bu Moskof olduğunu biliyoruz."


- Türk Moskof ve Komünist



50. "Bozkurt'u, bir milli sembol olarak gönlünde yaşatan; Ergenekon efsanesi ile büyülenip bu yönden de Türklüğüne sımsıkı bağlanan bir Türk çocuğuna, hangi yıkıcı fikir veya inanç tesir edebilir?"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



51. "Milletlerin varlıklarında rol oynayan en büyük manevi güç, muhakkak ki, ülküleridir. Çünkü
insanlar, bir ülkü etrafında toplandıkları zamandır ki, sadece kendi küçük meseleleri için yaşayan basit varlıklar olmaktan kurtulur ve o manevi hava içinde adeta devleşirler."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



52. "Türkiye’miz, birçok fikirlerin ve inançların birbirleriyle kıyasıya çarpıştığı bir meydan haline gelmiş bulunuyor. Birbirleriyle mücadele eden bu kuvvetler arasında vatanımızın bir parçasını devletimizden koparmak veya Türkiye’yi bütünü ile en büyük düşmanımızın pençesine teslim etmek isteyenler bulunduğu gibi, şahsi temeller üzerine oturtulmuş bir nevi menfaat ortaklıkları şeklindeki, siyasi veya siyasi olmayan, teşekküller de vardır. Maddi ve manevi güçleri birbirlerinden bu çeşitli yıkıcı veya zararlı kuvvetler karşısında ise, Türklüğü ayakta tutacak tek bir fikir olarak sadece Türkçülük bulunuyor."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



53. "" Babamın Rusya'da istediği kişiye otomobil hediye etme imkânı vardı. Babamın refahı, parsı vardı. Alın bakın babamın yazdığı oyunlara... Oyun mıdır onlar? Para için yazılmış şeylerdir sadece... Babam görmüyor muydu gerçekleri? Babam bilmiyor muydu? Biliyordu ve bu yüzden bıkkındı... Küskündü... Babam korkuyordu...""


- Nazım Hikmet Masalı



54. "" Tarihimizde, soykütüklerinin bir yanı ile Türk'ten gayrı bir köke bağlı oldukları halde kendilerini Türk saymış ve bunun sonucu Türklük için yaşamış, kafasını ve kalemini Türklük yolunda kullanmış kimseler yok değildir. Bunlardan Türk olmak şerefini kim esirgemiştir?

Babası Arnavut olan Mehmet Âkif, enbüyük Türk şairlerden biri değil midir ?..

Yıldırım Bayazıd ile Abdulhak Hamid 'in de anneleri Türk değildir. Buna dayanarak birincisini büyük bir Türk sultanı ve kahramanı, diğerini büyük Türk şairi saymayan çıkmış mıdır?"


- Nazım Hikmet Masalı



55. "Nâzım Hikmet'in sanat kaderi de, bu kızıl grafik ile çizilmiştir. Sanatçının hürriyetini elinden alan, onu belirli bir sınırın içine hapseden marksist zihniyetin grafiği.."


- Nazım Hikmet Masalı



56. "Yıkıcı fikirlerin önüne çekilecek en sağlam set, Türkçülük şuurudur."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



57. "Kür Şad’a Çin saraylarında o kahramanlık destanını yarattıran, Kül Tigin’i tarihin en büyük şehitleri arasına yükselten bu sevgidir. Kaşgarlı bilgin Mahmud, o büyük eserini bu sevgiyle meydana getirmiştir. Nevai’nin “Sen kılıçsız, yalnız kaleminle Türk ülkelerini, Türk milletinin kalbini fethedeceksin; onları tek bir millet yapacaksın!” diye duyduğu ses, bu sevginin sesidir. Türklük sevgisidir ki Ali Suavi’yi Çırağına saldırtmış, Nâmık Kemal’i sürgünlerde gezdirmiş hapislerde çürütmüştür. Rıza Nur’u büyük Rıza Nur yapan, Türklüğün Rıza Nur’u yapan, o da bu sevgidir."


- Türklük Sevgisi



58. "Komünistler seçimden önce evlere giderek seçimde rey vermedikleri takdirde yeniden geleceklerini söylemişlerdir. Bu yeniden gelmenin ne demek olacağı kolayca anlaşılır. Bu demokratik (!) iş başına gelen komünistler ilk olarak muhalefetin temizlenmesi işine giriştiler"


- Kızıl Cennet Masalı



59. "Bir toplum, fikir hürriyeti uğruna kendisi için zararlı fikirlere de hürriyet hakkı tanımamalıdır."


- Makaleler 1



60. "24 saatta 24 Lenin,
24 saat Marks,
24 saat Engelsiz,
yüz dirhem kara ekmek,
20 ton kitap
........."


- Nazım Hikmet Masalı



61. "Alp Er Tunga öldü mü
Isız ajun kaldı mi
Ödlek ölçün aldı mı
Emdi yürek yırtılır"


- Irkımızın Kahramanları



62. "Futbolda eski kurdum,
Fenerbahçenin forvetleri
Mahallede kaydırak oynayan birer piçkurusuyken
Ben
en ağır hfbekleri yere vurdum.
Futbolda eski kurdum
Santradan alınca pası
Çakarım
Hooooooooooooop
5 numro top
Açık ağzından girer golkipin karnına."


- Nazım Hikmet Masalı



63. "Varlıklı bir kişinin fakirlik oyunu oynaması, elbette ki, bir büyük insanlık kusurudur. Ama bu, ancak; şeref, haysiyet, ahlâk; namus, erdem gibi insanlık meziyetlerine sahip bulunanlar ve değer verenler içindir. Bu yüce insanlık duygu ve inançlarını burjuva uydurmaları diye kabul ederek, doğup büyüdükleri vatanı dahi satmaktan çekinmeyecek kadar çamurlaşabilenler için fakirlik oyunu oynamak, su içmek kadar tabiidir, basittir."


- Nazım Hikmet Masalı



64. "Nazım Hikmet, komünizmin, bu şişirip büyütme oyunundan çok yararlanmıştır. Hem de sadece yaşarken değil, Türkiye'den kaçıp gittiği Rusya'da, öz vatanı olduğunu iıan ettiği toprakların altına girdikten sonra da ..."


- Nazım Hikmet Masalı



65. "Nâzım Hikmet'in şiirleri arasında, uzun veya kısa cümlelerin, şurasından burasından kesilip alt alta getirilmesi suretiyle manzume şekline sokulmuş olanlar da vardır. Moskova'da yetiştirilip Türkiye'ye gönderildikten sonra
yayımladığı şiir kitaplarında bunun örnekleri çok olduğu gibi, Rusya'ya kaçtıktan sonraki yıllardan ölümüne kadar yazdığı şiirlerde de az değildir."


- Nazım Hikmet Masalı



66. "Çin'in milletimize karşı yüzyıllarca uyguladığı bir siyaset vardır: Silâh gücü ve askerlik kaabiliyeti ile alt edemediği Türkleri, milliyetlerini unutturarak yenmeye uğraşmak...

Çinliler, Türk prens ve beğleri arasına geçimsizlik tohumları atmak ve Çin prenseslerini Türkeline göndermek suretiyle bu maksatlarına varmaya uğraşmışlardır.

Bu siyasetin, tarihimizin Gök Türkler çağında büyük bir ustalıkla tatbik edildiğini görüyoruz."


- Irkımızın Kahramanları



67. "Sekiz yıl sonra sana yeniden mektup yazıyorum. Fakat sekiz yıl önceki gibi senden cevap bekleyerek değil. Çünkü sen artık yoksun.

Kader, seni hayatının on altıncı yılında toprağa çekti. Sen artık bir avuç topraksın. 14 yaşında bütün varlığınla bağlandığın, gönül verdiğin vatanın bir avuç toprağı..

Geride bıraktığın annen, baban ve diğer seni sevenler için de hazin bir hâtıra.."


- Afşın'a Mektuplar



68. "Türk’ün Türklük için yaşayan çocukları var oldukça, Türk Bayrağı Türk göklerinde nasıl dalgalanacaksa; ulu atamız Oğuz Kağan’a yol gösteren ve Türk’ü Ergenekon’dan çıkarıp büyük yurduna kavuşturan bozkurt da öyle yaşayacaktır. Çünkü bozkurt, Türk demektir. Türklük varoldukça, O’nu meydana getiren maddi ve manevi bütün unsurlar da var olacaktır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



69. "" Türk'ü sevdim, seveceğim.
Ama bunun sonunda ızdıraplar varmış, felaketler varmış, hatta karşılaşılacak türlü kahpeliklerdoluymuş.
Hepsi kabul!
Türk Irkı sağolsun! ""


- Türkçülük Üzerine Makaleler



70. "Türkçülük, Türk soyunun ülküsüdür. Bu ülkü kısaca: “Bölünmez bir bütün olan Türk Milletinin kendi ana yurdunda, maddi ve manevi yönlerden en üstün ve en mutlu bir cemiyet haline gelmesi” diye ifade olunabilir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



71. "Kızıl sözlükte, komünist olmayan veya komünizme karşı bulunan herkes faşisttir."


- Gizli Komünist Belgeleri



72. ""Benim için 'ırkçılık-turancılık davasının sanıklarındandır' diyor. Evet, uzun müddet bu davanın sanığı olarak bulundum. Hattâ bu uğurda bir iki ay da hapis yattım. Fakat bu benim iftiharımdır. Bugüne kadar olan hayatımın en büyük iftiharıdır. Çünkü mert olmayan eller tarafından yaratılan bu dava ile millet ve milliyetçilik yolunda ıstırap çekmek şerefine ulaştım. Bununla nasıl övünç duymayım? Hasan Âli'nin ve Hasan Âli gibilerin bu iftiharın manasını anlayamayacaklarını takdir ediyorum. Ne yapalım. Tanrı, beş parmağı bir yaratmamış...""


- Hasan Ali ile Hesaplaşma



73. "- "Irkçılık meselesi?"
- "Irkçılık meselesine gelince, Türklerin üstün bir ırk olduğuna kendimi idrak ettiğim ilk günden beri kaniyim ve ölünceye kadar da bu kanaatte kalacağım.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



74. "Ertuğrul Beğ’in küçük beğliğini, yarının önünde durulmaz büyük imparatorluğu haline getirecek olan, sadece kahramanlık mayası değil, aynı zamanda bu büyük ahlâk ve erdemdi. Yıldırım’lar, Murad’lar, Fatih’ler, Yavuz’lar ve Kanunîler işte bu sağlam temel üzerinde yükselecekler ve Türkiye, böyle bir temele dayandığı için ebedî olacaktı."


- Irkımızın Kahramanları



75. "- "Sonra 4 Mart 1925'te ihraç olundum.
- Ne sebeple?
- Resmi kayıtlara göre serkeşlikten, kendi kanaatime göre Türk milliyetçisi olduğum için."

ATSIZ"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



76. "Maarifimizin milli ve milliyetçi bir tutumu ve müfredat programı bulunmamasına ve her seviyedeki mekteplerimizde, Türkçülüğe karşı fikirlerin adeta cirit oynar halde olmasına rağmen, Tanrı’ya şükürler olsun ki, memleketimizin dört bir köşesinde, Türkçülük ruhunu kaybetmemiş binlerce, onbinlerce Türk çocuğu yaşamaktadır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



77. "Sanat, sanattır. Onu sadece bir fikrin propagandası yolunda basit bir alet haline getirmeye calışmak yanlıştır, sakattır. Hele o fikir, komünizm gibi, madde karşılığında hizmet edilen bir fikir olursa...

Kalem maşa haline getirilirse sanat da kömürleşir."


- Nazım Hikmet Masalı



78. "Moskof parası bir insana şöhret, şan, rahat vesaire sağlar ama, büyük şairlik rütbesini veremez. Çünkü büyük şairlik verilecek bir rütbe değil, hak ederek alınabilecek bir ünvandır."


- Nazım Hikmet Masalı



79. "Bir düşman ordusunu yenmek ve onun başındaki insanı top­rağa sermek, şüphesiz, rastlanmamış şeylerden değildir. Ancak, bu savaşın şartları düşünülürse, Tomris’in kahramanlığının bü­yüklüğü anlaşılır. Kirus, kudretli devrinde olan bir devletin bü­yük ordusunun kumandanı; Tomris ise bir milletin sadece bir kolunun başbuğudur. Sonra unutmamak lâzımdır ki, yenilen or­dunun kumandanı erkek, yeneninki kadındır. Tomris’in, savaşı, düşman bir devletin hükümdarı ile evlenmemek için yapmış olması da en önemli tarafıdır. Yani o, damarlarındaki kanın başka kanlarla karışmış olarak devam etmemesi için, o kanın hepsini akıtmayı göze alarak savaşa yürümüştür. Böyle bir kadın, kazansa da, kazanmasa da, elbette ki kahramandır. Tomris, üstelik kazanmıştır da.. Bu bakımdan, Türk kızları için, ne güzel bir örnektir?
Damarlarında onun kanını taşıyan Türk kızlarının tarihin karanlıkları arasında bir yıldız gibi parlayan bu demir yürekli kahramandan alacakları çok şey yardır."


- Irkımızın Kahramanları



80. "Türk düşmanları hangi oyunlara başvururlarsa vursunlar, emellerine ulaşmaları imkansızdır. Çünkü; < Üstte gök basmadığı, altta yer delinmediği> takdirde Türk soyunun yurdunu ve törelerini hiçbir kuvvet yok edemez."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



81. "En büyük iftiharım Türk yaratıldığımdır."


- İsmet İnönü ile Hesaplaşma



82. "Nazım Hikmet, doğup büyüdüğü vatandan, o vatanı, en büyük düşmanına satma yolunda çalışmak için kaçmış ve 1963 yılındaki ölüm günlerine kadar bir Kremlin kölesi ve dolayısıyla bir Türk ve Türkiye düşmanı olarak yaşamış ve çalışmıştır."


- Nazım Hikmet Masalı



83. "İnsanların milliyetlerini ortaya koyan, bilinen insanî ölçüleridir. Hiçbir insanın milliyeti, bu ölçülerin dışındaki yollar ve yakıştırmalar ile tayin edilemez."


- Nazım Hikmet Masalı



84. "Türkiye' den kaçıp uçakla Rusya' ya gittiği zaman, Moskova havaalaninda Rus ajansına verdiği ve o yolla bütün dünyaya yayılan demecindeki :《......Ben Sovyetler Birliğinin çocuğuyum, 24 yıl sonra bu büyük şehre gelirken asıl ve büyük vatanıma dönmüş bulunuyorum....》 sözleri ile, daha 1950' lerde anlaşılmış degil miydi?"


- Nazım Hikmet Masalı



85. "“Korktuğum için sustum sanmayın.
Sadece acıdığım için sustum.”"


- İsmet İnönü ile Hesaplaşma



86. "Yavuz'un atalarının ve çocuklarının gözleri hep batıda olmuştu.Bunun içindir ki Türk orduları Viyana kapılarına kadar dayanmıştılar. Lâkin Yavuz'un gözleri, güneşin doğduğu taraflarda dolaşıyordu. Çünkü Türklük güneşi bu ufuklarda idi. Onun içindir ki Safevi İsmail' i yere serdiği savaşta yarıda bırakılmış işi tamamlamak istememesi mümkün değildi. Nitekim, Mısır zaferinden sonra İran'a yeni bir sefer için hazırlanmaya başlamıştı. Bu defa kim bilir nerelere kadar yürüyecekti?"


- Irkımızın Kahramanları



87. "Türk’ün Türklük için yaşayan çocukları var oldukça, Türk Bayrağı Türk göklerinde nasıl dalgalanacaksa; ulu atamız Oğuz Kağan’a yol gösteren ve Türk’ü Ergenekon’dan çıkarıp büyük yurduna kavuşturan bozkurt da öyle yaşayacaktır. Çünkü bozkurt, Türk demektir. Türklük var oldukça, O’nu meydana getiren maddi ve manevi bütün unsurlar da var olacaktır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



88. "Kızıl çamurlardan birisi de Moskof esiri Türklerin, Türk'ten gayrı milletler gibi gösterilmeye yeltenilmesidir."


- Gizli Komünist Belgeleri



89. "Kökü çok uzak yüzyıllara  kadar uzanan, Tanzimat'tan sonra ise şuurlu fikir adamlarımız tarafından işlenerek bir sistem haline getirilen Türkçülüğü, yabancı bir milletin emperyalizminin icadı gibi göstermeye yeltenmek, elbette ki gerçeği ve fikri, çamurla sıvamaya çalışmaktan başka bir şey değildir."


- Gizli Komünist Belgeleri



90. ""Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir. Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu’nun bahtsızlığı, ekseriya mukadderatını Türklerden başkasının idare etmiş olmasıdır.”"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



91. "Sembol ile milletin birbirine en uygun düşeni ise, şüphesiz kurt ile Türk’tür. Çünkü kurt, hayvanlar dünyasının pençesi en sert olanı; Türk ise, insanlık aleminin yiğitlikte en önde bulunanıdır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



92. "Ne ümitlerle gelip dünyaya
En güzel ismi takındın: Afşın!
Böyle erken bırakıp gitme neden?
Kaç bahar, kaç yılı doldurdu yaşın?
Kaldı senden bize bir gamlı seda...
Bir vedadır o seda, sade veda’"


- Afşın'a Mektuplar



93. ""Türkiye'de hâkim olan unsur Türk ırkına mensup olanlarıdır. Hiçbir Rum, Ermeni, Yahudi ve Arnavut Türklüğe yâr olmayacaktır."

ATSIZ"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



94. "Türk ırkçılığı hiç kimsenin aleyhinde olmayıp sadece bir milletin saadetini istemek bakımından tamamen insanî ve aynı zaman da bir koruma fikridir."


- Türklük Sevgisi



95. "Türklüğe karşı ve milli varlığımızı yıkıcı fikir ve hareketlere hizmet yolunda bulunanların, o davaların kitaplarını ve dergilerini nasıl yaymakta olduklarını sizler de bilmektesiniz. Bu memlekette, bu şekilde yayılma imkanına en az sahip, Türkçü yayımlardır. Halbuki, tamamen aksi olması gerekli değil midir?"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



96. "Komünist bir sanatçı ise bu şekilde bir roman veya
piyes yazarnaz. Çünkü o, herşeyi «sınıf» açısından ele al-
maya ve değerlendirmeye mecburdur. Yani marksist ka-
lem sadece «ezen sınıf!» ile «ezilen sınıf!» hikôyesini ele
alacak, bu meselenin doğurduğu münasebetleri, mücade-
leleri vesaireyi işleyecektir. Bundan dolayı, komünist bir
sanatçı, eli kolu bağlı bir kalem sahibidir"


- Nazım Hikmet Masalı



97. "Onların dilinde “demokrasi” nin mânası “ komü­nizm” dir. Kızıl sözlükte “dost hükümet”, “Kremlin'in emrinde kukla hükümet” demektir. “İleri unsurlar”,
vatan haini komünistler; “mürteci” 1er, komünizme kar­şı koyan bütün insanlardır. Komünizmin yayılmasına
tedbir almanın bu sözlükteki karşılığı “savaş kışkırtıcı­lığı” dır. Kızıl sistemin yerleşmesini sağlamak için tedbir düşünmek ise “demokratik tedbirler almak” tır. Eu
mâna ve kelime yalancılığının en iğrençleri “faşist” ve
“temizleme” sözleri üzerindedir. Onların dilinde “fa­şist” komünistten gayrı herkes, ‘temizleme” ise komü­nist olmıyanlann (ve bazan da gününü dolduran kızılların) yok edilmesidir"


- Türk Moskof ve Komünist



98. "Bu eserin hazırlanmasının tek sebebi, Türklüğe karşı düşmanlık yolunda maşa gibi kullanılan bir kişinin şişirile şişirile efsaneleştirilmeye yeltenilen varlığını teşrih masasına sermektir. Böylece soyuma ve yurduma küçük de
olsa bir hizmet yapabildimse mutlu olacağım."


- Nazım Hikmet Masalı



99. "Hakim: “Turancılık hakkındaki düşünceleriniz?”
Hüseyin Namık Orkun: “Efendim, ben bir kere Turancı değilim...”"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



100. "Mehmet, babasının Moskof parası ile satın alınmış olduğunu öğrenince ondan tiksinmiştir. Verzanski adını atıp onun yerine başka bir isim almasının tek sebebi budur."


- Nazım Hikmet Masalı



101. "Tarih; düştüğümüz büyük sıkıntılar ve tehlikeler sırasında, < Oğuz Kağan> ve < Ergenekon> destanlarındaki yol gösterici ve kurtarıcı < Bozkurt>un, her zaman soyumuzun içinden çıkıp başına geçtiğini ve Tanrı’nın en yüce soyunu tehlikeler içinden çıkarıp zafere ve selamete ulaştırdığını gösteriyor."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



102. "Mehmet, babasının Moskof parası ile satın alınmış olduğunu öğrenince ondan tiksinmiştir. Verzanski adını atıp onun yerine başka bir isim almasının tek sebebi budur."


- Nazım Hikmet Masalı



103. "Komünistler, Türkiye’nin nüfusuna göre çok küçük bir topluluk da olsalar, sırtlarını dayadıkları dış kuvvetler tarafından kendilerine sağlanan büyük imkanlar, devlet ve milletimizi tehdit eden iç düşmanın en tehlikelisi durumundadırlar."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



104. "Türk milliyetçilerinin tevkif edilmesine başlandığı ve Türkçülük aleyhindeki korkunç kampanyanın büyük bir azgınlıkla devam ettirildiği o ilk günlerde, zalimler, çomakları vasıtasıyle annene bir teklifte bulunmuşlardı: Annen, bir bağışlanma yazısı yazacak ve bu yazı makinenin başmdakine sunulacaktı. Evet, teklife göre, milletimize gönül Verdiğimiz için, böyle bir sevginin mânâsını dahi anlayamayacak seviyedeki insanlardan af dileyecektik. Tanrı'nın, kendisine bağışladığı insanlığa ve onun da üstünde, damarlarında dolaşan kanın kutsallığına inanan hangi Türk böyle bir şerefsizliği kabul edebilirdi? Annen de etmedi. Ve işte manevî ıstırapların yanında maddî sıkıntılara göğüs germek zorunda kalmasının sebebi de bu oldu. O, yüzyıllardan beri ıstırapla yoğurulmakta olan bir soyun yetişkin bir kızı idi. Kendi vatanında, kendi bayrağının gölgesinde, kendinden olmayanların işkencelerine dayansındı. Fakat sen masum ve talihsiz yavrudan ne istiyorlar, senin sütünü niçin kesiyorlardı?"


- Afşın'a Mektuplar



105. "Türk genci tepeden tırnağa kadar, Türklük ruhu ve şuuru ile dolmaya mecburdur. Ancak bu ruh ve şuurdur ki, Türk gencine, bu günün çetin dünyasında yapmak zorunda olduğu büyük mücadele, yenilmez bir güç sağlayabilir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



106. "Fikir, düşünce, inanç, meyil, siyasi veya iktisadi görüş ve daha birçok yönlerden aralarında en küçük bir yakınlık bulunmayan; aksine pek çoğu ülkü, dava veya menfaat ayrılığı gibi çeşitli ehemmiyetli cihetlerden birbirlerinin karşısında ve hatta bazıları birbirlerinin can düşmanı durumunda görülen o kadar teşekkül, o kadar insan, nasıl oluyor da, Atatürkçülük denen fikirde hemen can kardeşi ve hatta daha da ileri, adeta yapışık kardeşler haline gelebiliyorlar?"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



107. "Türk’ün düşmanı olduklarından Türk ülküsüne de düşmanlık edenler milletimizi parçalara bölmek için, dün olduğu gibi bugün de çalışmaktadırlar. Türk’ün bir vazifesi de bu hile karşısında uyanık bulunmaktır. Bu soyun evladı olmakla övünen Türkler Tanrı’nın birliğine nasıl iman ediyorlarsa, Türk birliğine ve bütünlüğüne de öyle inanmalıdırlar. Unutmamalı ki, Türk’ü, coğrafyasına ve kollarına göre parçalara ayırmak, soyumuzun kökünü kazımaya uğraşan düşmanların ekmeğine yağ sürmek demektir. Bir Türk bilerek, böyle bir alçaklığı asla yapamaz."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



108. "Komünizm, kendini maddeye ve mevkiye satanların şerefsizlik ve haysiyetsizlik yoludur. Kürtçülük, bininci yılına doğru yol almakta bulunan Türkiye’nin yarı parçasını satmaya çalışan ihanettir. Din çalışmaları şekline sokulan hareketler de ötekilerden farklı şeyler değildir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



109. "Dış ve iç düşmanlarımızın, Türk’ü vurmak için giriştikleri hareketlerde yüzyıllardan beri, ustalıkla kullandıkları bir kozları vardır. Bu, Türk’ün sıfatıdır. Doğru, mert, yiğit ve efendi Türk; hileye gerektiği derecede akıl erdiremediği için, düşmanları tarafından kolayca kandırılıp vurulmaktadır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



110. "Bütün Türkler bir ordu.. Bu dört kelime, Türk soyunun ülküsünü dile getiren sözlerin en güzellerinden birisidir. Büyük fikir adamımız Ziya Gökalp'ın bir manzumesinden çıkarılıp bir ülkü parolası haline getirilen bu söz, emelleri hiçbir karşılık beklemeden Türklüğe hizmet olan on binlerce aydın Türkün de parolasıdır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



111. "Kısacası, şanlı atalarımız Gök Türkler gibi “Türk milleti yok olmasın diye gündüz oturmadan, gece uyumadan, ölesiye bitesiye çalışmak” lazımdır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



112. "Türkler, birçok insanlık meziyetlerini varlıklarında toplamış bir millettir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



113. "Afşın! Anadolu dağlarının zirvesi efkârlı, doruğu poyrazlı, düzlüğü serindir. Dereler, ırmaklar akar Akdeniz’e doğru, Ka­radeniz’e doğru, Hazar’a doğru. Güller sümbüller açar, bülbül­ler ötüşür bahçelerinde... Tepeliğinde, yaylağında bozkurtlar; sarpında, uçurumunda alageyikler seğirtir. Günler, aylar, mev­simler, yıllar gelir geçer... Ay ışıtır, güneş ısıtır bu mübarek toprakları... İşte sen, «şühedâ gövdesi dağlar, taşlar»la çev­relenmiş, sıkınca «şühedâ fışkıracak» kutsal topraklarda yatı­yorsun şimdi. O topraklar ki, «binlerce kefensiz yatanı» kara bağrına basmış. Alelâde bir toprak değil o...

Sonra Afşın, şunu unutma ki, kara topraktan geldik, yine kara toprağa gideceğiz. Bedenler çürür, ufalır, vatan toprak­larına karışır, gider... Lâkin, ruhlar ebedîdirler. Ve ebediyet diyarında ezelden ebede yaşar dururlar. Şimdi senin sevimli, cana yakın ruhun da orada, o diyardadır."


- Afşın'a Mektuplar



114. "Tomris, Türk kızları için ne güzel bir örnektir. Damarlarında onun kanını taşıyan Türk kızları beyaz perdelerin hokkabaz kılıklı yaratıklarına değil, tarihin karanlıkları arasında bir yıldız gibi parlayan demir yürekli Tomris'e benzemeye uğraşmalıdırlar. Bu, bir vazife ve bir şereftir."


- Irkımızın Kahramanları



115. "Gregory'nin maruz bırakıldığı işkencelerden biri de ıslak havlu işe döğülmektir. Hakkında hazırlanan iftiranameyi imzalatmak için önce çırılçıplak soyup yüzünü ve böbreklerini döğmüşler, daha sonra aynı işi hayaları üzerinde yapmışlardır. Bu işkenceden sonra iftiranameyi imzalamak zorunda kalan Gregory, erkekliğini ebediyen kaybetmek felaketine uğramıştır"


- Kızıl Cennet Masalı



116. "Moliere ve Shakespeare, yüzyıllardan beri, hiçbir zorlama yapılmadan, bütün dünyada okunuyor ve oynanıyor. Yunus Emre'nin şiirleri ile Ömer Seyfeddin'in hikayeleri de, yazıldıkları günlerden beri okunuyor. Çünkü, onların piyesleri, şiirleri ve hikayeleri sanat eserleridir. Ve çünkü edebi değerler, adlarını, sanat güçleriyle zamana da kabul ettirebilen kişilerdir."


- Nazım Hikmet Masalı



117. "Bir insan, bir maksat veya bir gaye ile nekadar şişirilirse şişirilsin, tarih, onun hakkında ergeç, gerçek hükmünü verir. Nâzım Hikmet de, hakkındaki (hele 1960 sonrasının azgınlık yıllarında ustalıkla ve hatta şirretçe devam ettirilen) propagandaya rağmen, bu yasanın dışında bir muamele göremeyecektir."


- Nazım Hikmet Masalı



118. "Komünizm, bütün insanî duygular, düşünceler ve inançlar ile birlikte Tanrıyı da inkâr ettiği için, milyonların gönüllerindeki Allah inancını ve sevgisini baltalamak da, kızılların vazifeleri arasında yer almıştır. Türkiyeli komünistlerin, yıllardan beri, Allah adını uygunsuz şekillerde kullanma yolundaki gayretleri, Tanrı'yı maddî bir varlıkmış gibi dile getirmeye yeltenmeleri, hattâ daha da azıtarak, büyük bir utanmazlıkla «Allah'ın kuyruğu!» gibi pek çirkin deyimler kullanmaları, hep bundandır. Nâzım Hikmet, Türkiye'nin yazı hayatında son yıllarda çok görülen bu adiliğin de öncüsüdür.

Bir kere, şiirlerinde, Allah adı hep küçük harfle yazılmıştır. Halbuki, bu şiirlerin yer aldığı kitaplarında Lenin, Marx, Engels gibi kızıl öncüler büyük harfle yazılıdır. Bu da gösteriyor ki, Tanrı adının küçük harfle yazılması bilerek yapılmış bir münasebetsizliktir ve kızıl ideolojiye gözü kapalı bir hizmettir."


- Nazım Hikmet Masalı



119. ""Muddei Umûmi - Maznun nereye gidecekmiş?
- Türkistan'a.
Müddei Umûmi - Neresi burası?
- Şarkî Türkistan!"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



120. "''Burada mühim bir noktaya temas edeceğim. Bozkurt'un kapağının tam üstünde 'Her Irkın Üstünde Türk Irkı' yazılıdır. Mecmua bu şekilde dört yıl çıkmış, hiç bir makamın tenkit ve itirazına maruz kalmamıştır.''"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



121. "Fasulye gibi yaşıyorum son zamanlarda
kuru fasulye gibi.
kuru fasulyenin plakisi yapılır
benden o da yapılmaz"


- Nazım Hikmet Masalı



122. "Mısralarında ruhları okşayan bir hava seziliyordu. Bu sebepten kendisine, gelecek için çok şeyler vadeden bir kabiliyet olarak bakılıyordu.Yaralı hayalet adlı manzumesinden alınan bu şiirler bu ümide hak verdirecek örneklerden birisidir:

Bir gece bir odada dört arkadaş toplandık
Bir uzak rüya olan-geçmiş günleri andık.
Gözlerimiz yaşlıydı, gönüllerimiz mahzun,
Hepimiz memleketten konuştuk uzun uzun.
Dördümüzden ikisi aydın uşaklarından,
Elelerin kanıydı damarlarındaki kan ....

Onlardı en ziyade ağlayan için için ...
Bu hali nihayete erdirebilmek için
Bir sedefli tanbura vererek küçüğüne
Dedim ki: «Kımıldanın, bu küskün haliniz ne?
Bir çal da dinleyelim, haydi, Sarı Zeybeği,
Canlansın gözümüzde yalçın dağların beği .. »"


- Nazım Hikmet Masalı



123. "Geleneklere bağlılığın toplumları geri bırakacağı iddiasının yanlışlığına en güzel delil ise en gelenekçi fakat en ileri iki millet olan Japonlar ve İngilizlerdir."


- Gizli Komünist Belgeleri



124. "Hangi yaşta bulunursa bulunsun, bugün her Türkçü, Türklük Ülküsü yolunda kendisini nelerin beklemekte olduğunu iyice bilmelidir. Sürülmek, işinden olmak, maddi ve manevi sıkıntılara boğulmak, hürriyetsiz bırakılmak gibi sıkıntılar, dertler ve belalar, bu yoldaki Türkler için göğüslenmesi gereken hususlardır. Bu sıkıntılar, dertler ve belalar başkaları için çok ağır, candan bezdirici, kahredici olabilir. Fakat, uğramakta olduğu haksızlıkların, karşısına dikilen belaların ana kaynaklarını, sebebini ve manasını bilen Türkçü için bunlar, kahır değil; aksine kendine tarihi ve ırki vazifesini ihtar eden uyandırıcı kırbaçlardır ve öyle olması lazımdır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



125. "Sembollerle sembolü benimseyen milletler arasında bazı uygunluklar olduğu muhakkaktır. Sembol ile milletin birbirine en uygun düşeni ise, şüphesiz kurt ile Türk’tür. Çünkü kurt, hayvanlar dünyasının pençesi en sert olanı; Türk ise, insanlık aleminin yiğitlikte en önde bulunanıdır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



126. "Fakat şartlar ne olursa olsun, zafer bizim olacaktır. Çünkü karşımızdaki kuvvetlerin hepsi maddenin, adi çıkarların esiridir. Menfaat temeli üzerinde yükselen kuvvet, ebedi ve ilahi ülküyü nasıl yok edebilir?"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



127. "Ülkünün manasını bilmeyen ve kavrayamayanlar ile, ülkücü olmak vasfından yoksun bulunanlar, Türk ülküsünü savunanların karşısına her zaman “maddi imkan” teranesiyle dikilmeye çalışmışlardır. Ülkülerin, maddi imkanlar üstünde, daha çok uzak geleceklere bakan, hayalle karışık büyük davalar olduğunu hatırlamak, onların nasıl yanıldıklarını anlamaya yeter."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



128. "Genç Türk! Genç Türkçü! Tarihin şu tehlikeli dönemecinde, kara bulutlar ile örtülü Türk göklerinin altında, senin, ırkını dize getirebilmek, vatanını kirli ayaklara çiğnetmemek için giriştiğin mücadeleyi, o vatanı yaratmak ve ayakta tutmak için kanlarını akıtan milyonlarca şehidin ruhu, muhakkak ki, gurur ve gıpta ile takip etmektedirler."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



129. "Genç Türkçüler, bulundukları yurt köşesinde ve ilk fırsatta, Türkçülük ocakları kurup onun etrafında toplanmalı ve disiplinli bir çalışmaya girerek bu yolda ilk adımı atmalıdır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



130. "Onun milletinin koyun güden çobanı
Başka ırkın elmas taçlı bakanından uludur"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



131. "“…Bolşevizme gelince, onun bize nüfuz etmesini önleyen dinimiz, ananelerimiz ve sosyal bünyemiz göz önüne alınırsa, bu doktrinin memleketimizde hiçbir şansı olmadığı anlaşılır.
…İçtimai nokta-i nazardan dini kaidelerimiz bizi bolşevikliği kabul etmekten alıkoymaktadır. Hatta Türk Milleti, lüzumu halinde ona karşı savaşmaya hazırdır.”"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



132. "Sen, seni sevenlerin ellerinin üzerinde mezara giderken, Atsız amcan, kendisini İstanbul'dan Ankara'ya getiren tirende, sonradan kabir taşına yazdırdığımız şu ağıtı kaleme alıyordu :

VEDA

Ne ümitlerle gelip dünyaya,
En güzel ismi takındın: Afşın !
Böyle erken bırakıp gitme neden?
Kaç bahar, kaç yılı doldurdu yaşın?
Kaldı senden bize bir gamlı sedâ ;
Bir vedâdır o seda, sade vedâ"


- Afşın'a Mektuplar



133. "Nihal Atsız

Atsız: Askerî Tıbbiye’de üç sene okudum. Sonra 4 Mart 1925’te ihraç oldum.
Hakim: Ne sebeple?
Atsız: Resmî kayıtlara göre serkeşlikten, kendi kanaatime göre Türk milliyetçisi olduğum için."


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



134. "Edebi değerler, böyle maksatlı ve ideolojik zorlamalarla değil, gerçek sanat gücüne sahip insanların kalem ürünleriyle ortaya çıkar. Bu gibi eserler otoriteler tarafından yapılan incelemeler ile değerlendirildikten sonra, zaman da, yanılmaz mührünü o hükümlerin üstüne basınca, bu ayardaki sanatçılar miletlerinin ve insanlığın malı olurlar."


- Nazım Hikmet Masalı



135. "Nâzım Hikmet, kalemini, komünizm propagandası yolunda bir vasıta, bir âlet olarak, işte, böyle kullandı. Ve Türkiye'den kaçtıktan sonra da, aynı şekilde kullanmaya, böyle devam etti. Ancak Türkiye'de iken yazdıkları ile, yurttan kaçtıktan sonra yazdıkları arasında bazı farklar bulunduğu da muhakkaktır. Bu farklardan biri, kızıl ideolojiyi, Türkiye'de iken yapmaya mecbur kaldığı gibi, birtakım tüllere büründürmeye lüzum görmeden işlemesi, diğeri ise bu moskofluk hizmeti işini, eski yazılarına göre, daha ustaca yapmış olmasıdır."


- Nazım Hikmet Masalı



136. "Nazım Hikmet, bilindiği gibi, soykütüğünün bir yanı ile Polonyalı bir ıslavdır. Ve ayrıca ataları arasında Türk'ten başka milletlere mensup kişiler de vardır. Böyle olmasına rağmen Türklüğü benimseyip bu millete ve bu yurda bağlanabilir, Türklük için yaşar, Türk milleti için yazabilir ve bu suretle de bu milletin şairi sayılmak gibi büyük bir şerefi kazanabilirdi."


- Nazım Hikmet Masalı



137. "1944'te İstanbul Emniyet Müdürlüğünde işkence yerleri vardı ve bu yerlerde Türk milliyetçilerine işkence yapılmıştır.

Yapılan işkencelerin en hafifi, sanıkları aç bırakmaktır. Bu ceza (!) Prof, Zeki Velidi Togan'a uygulanmıştır. Sebep de Zeki Velidi Bey'i, istenildiği şekilde ifade vermeye mecbur etmektir,
işte Türk tarihî alanının dünya çapındaki şöhretli bir Türk profesörüne Türk emniyetinde reva görülen muamele..."


- Makaleler 1



138. "Ve o kuvvet, böyle bir mücadele için gerekli bütün imkanlara sahip; Silahları var, paraları var, propaganda imkanları var.

Sizin tek silahınız ise, damarlarınızda dolaşan Türk kanı ile iman dolu kalplerinizdeki o ilahi büyük aşk ateşi!"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



139. "Türkler, Çinlilerin ancak bir vilâyetleri kadar bir nüfusa sahiptiler. Fakat o koca memleketten vergi alıyorlardı. Türklüğü her bakımdan bu üstün duruma ulaştıran büyük kahraman, büyük asker ve büyük dâhi Mete'dir."


- Irkımızın Kahramanları



140. "Yine eskiler, "tekrir" niyetine kullanılan kelimelerin manaya ve dolayısıyla şiire yarar sağlamayanlarına "kesret-i tekrar" (= tekrar çokluğu) demişlerdir. Eğer Nazım Hikmet'in bu «ve» li mısralarını görseler, bunu da belki "cinnet-i tekrar" diye adlandırırlardı."


- Nazım Hikmet Masalı



141. "Istanbul’dan Atsız Amcan da gelmişti. Ama, cenazende bulunmaya dayanamayacağını anlayarak bir gün sonra.. Hayatın nice kasırgalarına göz kırpmadan göğüs germiş; kayalar kadar sağlam bir irade, senin tabutunun arkasından yürümek kudretini kendinde bulamamıştı."


- Afşın'a Mektuplar



142. "Atilâ, Türk soyunun baş kahramanlarından birisidir. Avru­pa’yı bir sel gibi kaplayan orduları ile Doğu ve Batı Roma’yı ha­raca bağlamış, bir çok şehirler zaptetmiş, bu suretle Türkün sa­vaş gücünü dünyaya bir kere de o tanıtmıştır. Düşmanları için o kadar sert ve amansız olan bu büyük savaşçı, kendi milletine karşı çok yumuşak ve kibirsiz yaşamıştır."


- Irkımızın Kahramanları



143. "Yıllarca inandığımız, bugün inanmakta olduğumuz, yarında inanmakta devam edeceğimiz bu büyük ülkünün, en güzel parolası “Bütün Türkler bir ordu” sözüdür."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



144. "Türkçe şiirler yazmış olması, Nazım Hikmet'i Türk saymak için yeterli sebep değildir. Çünkü bir insanın şu ve ya bu dille şiirler ve yazılar yazması, muhakkak, o dillerin sahibi milletten olmasını gerektirmez."


- Nazım Hikmet Masalı



145. "Senin bana söylediğin son sözler, benim de sana son sözlerim olsun:
- Allaha ısmarladık, Afşın’cığım !...

Ankara, 16 Mart 1963"


- Afşın'a Mektuplar



146. "Bu memleketin vatansever her çocuğu şunu unutmamaya mecburdur: Türk dünyasının büyük bir par­çasını pençesinde bulunduran Moskof’un gözü bugün de Türklüğün son kalesi olan Türkiye’dedir."


- Türk Moskof ve Komünist



147. "Dünya Savaşı'nın atom bombaları Japon milletinin kökünü kazımak için değil. Japonya'yı kavga dışı bırakmak için atılmıştı. Fakat, Türkistan ufuklarında elli yıldan beri esen kızıl kasırganın hedefi,Türk'ün kökünü kazımaktır. Atom bombasından çeyrek yüzyıl sonra. Japonya, kendi kaderine hâkim bir milletin vatanıdır. Türkistan Türk'ü ise. dünyanın bugüne kadar gördüğü en vahşi ve en korkunç bir istilânın altında kan kusmaktadır. Hiroşima faciasından yirmi beş yıl sonra, atom bombası sadece acı bir hâtıradır. Türkistan Türk'ünü 1917 'den beri kızıl bir kâbus ğbi pençesinde kıvrandıran o korkunç istilâ ise hâlâ bir vakıadır. Yani, hangi yönden ele alınırsa alınsın Japonların uğradıkları atom faciası ile Türkistan Türkünün elli yıldan beri karşı karşıya bulunduğu büyük felâketi mukayese etmeye imkân yoktur."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



148. "Türk olmanın tek şartı bir Türk kadar, Türk olmaktır."


- Türklük Sevgisi



149. "Kür Şad, tarihin tozlu sayfaları içinde gizli kalmış bir kah­ramanın adıdır. Fakat bu ad, yalnız bu yiğit Gök Türk çocuğuna ait sayılamaz. Kür Şad adında, namları belirsiz o kırk Türklük fedâisinin kişilikleri de gizlidir.
Türk göklerinde, yüzyıllar içersinde, sayısız güneşler görül­müştür. Kür Şad, bunların en parlaklarından birisidir. O, kanlı bir ufkun ardında kaybolalı bin üç yüz yıl oluyor. Kür Şad, o gündenberi yok. Fakat Kür Şad’lık ruhu Türk göklerinin ebedî bekçisidir."


- Irkımızın Kahramanları



150. "Atilâ’nın ölümü, büyük bir olay oldu. Avrupa’yı, kafasının üstünde sallanan bir topuzdan kurtaran bu ölüm Türkler ara­ sında büyük yas yarattı. Atilâ’nın ölüsü içiçe geçirilmiş üç ta­buta kondu. Bunlardan birincisi altın, İkincisi gümüş, üçüncüsü demirdi. Bu ölüm, askerleri ve halkı saçlarını yolarak ağlat­ mış, en seçme ve yiğit atlılar büyük hükümdarın ölüsü etra­ fında savaş oyunları oynamışlardır. Gömülme işi de geceleyin gizlice yapılmıştır.
Atilâ, Türk soyunun baş kahramanlarından birisidir. Avru­pa’yı bir sel gibi kaplayan orduları ile Doğu ve Batı Roma’yı ha­raca bağlamış, bir çok şehirler zaptetmiş, bu suretle Türkün sa­vaş gücünü dünyaya bir kere de o tanıtmıştır. Düşmanları için o kadar sert ve amansız olan bu büyük savaşçı, kendi milletine karşı çok yumuşak ve kibrsiz yaşamıştır. Kun tarihinin bu son büyük kahramanı, bu özellikleri ile de milletimiz için en güzel örneklerden birisidir."


- Irkımızın Kahramanları



151. "İstanbul'dan Atsız Amcan da gelmişti. Ama, cenazende bulunmaya dayanamayacağını anlayarak bir gün sonra.. Hayatın nice kasırgalarına göz kırpmadan göğüs germiş; kayalar kadar sağlam bir irade, senin tabutunun arkasından yürümek kudretini kendinde bulamamıştı."


- Afşın'a Mektuplar



152. "Bu mısra kılığına büründürülmüş satırların sahibinin büyük şair olup olamayacağını düşünmeye kalkmadan önce, şu sorunun cevabını vermek gerekir:
Bunlar şiir midir veya şiir bu mudur?
Beğenmediği kimselere, tulumbacı naraları atar gibi "behey!" diye seslenmeler, veya:

O bir komik ademdir
Portakaloğlu zademdir.

gibi sözlerle hakarete kalkışmak; aynı harfleri yanyana dizip makine gürültüsü çıkarmak veya çıkardığını sanmak; dosta, düşmana günde beş vakit yuf çekmekle övünmek; hünerlilik derecesini, kalecinin açık ağzından topu karnı­
na götürmekle dile getirmek ...
Evet; şiir, böyle basit, acaip ve garip sözler yığını mıdır ?"


- Nazım Hikmet Masalı



153. "''Burada merhum Atatürk'ün bir sözü alındı. Bu söz Yücel Mecmuası'nda aynen neşrolunmuştur ve şudur:
'Öyle bir Türk dili meydana gelmiş ki Anadolu'daki bir Türk ile Kaşgar'lı bir Türk de bunu anlayabilir.''

(Türk Dil Kurumuna direktif verirken söylemiştir.)"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



154. "Sanat, sanattır. Onu sadece bir fikrin propagandası yolunda basit bir alet haline getirmeye calışmak yanlıştır, sakattır. Hele o fikir, komünizm gibi, madde karşılığında hizmet edilen bir fikir olursa...
Kalem maşa haline getirilirse sanat da kömürleşir.
Nazım'ın sanat kaderini bir seviyede donduran, kızıl renkli kara talihi olmuştur."


- Nazım Hikmet Masalı



155. "Nâzım Hikmet'in şiirlerini ve şairliğini böylece gözden geçirdikten sonra, meseleyi, bir kere de umumî yönü ile ele alıp, Marksizmin sanat anlayışı üzerinde biraz durmak faydasız olmaz.
Marksizm, hayat anlayışı ve prensipleri bakımından hür ve gerçek sanata karşıdır. Çünkü Marksizm, sanat eserlerini ortaya koyacak insanı kabul etmez. Marksizm'de insan yoktur, sınıf vardır. İnsan, sınıfın ürünüdür. Bunun için ayrı bir varlığı ve dolayısıyla şahsiyeti yoktur.
Halbuki, insanlık tarihinin en eski çağlarından beri ortaya konmuş olan sanat eserleri, insanların, yani şahsiyet sahibi kişilerin eserleridir. İnsan; düşünecek, kafasında bir şey tasarlayacak, bu tasarladığını düşündüğü ve istediği şekilde, yani kendi iradesiyle yoğuracaktır ki bir sanat eseri meydana gelebilsin."


- Nazım Hikmet Masalı



156. "Evet, «şiire benzer yazı!>>>
Gerçekten de, Nâzım Hikmet'in, Moskova'da yetiştirilip Türkiye'ye gönderilmesinden sonra yazdıklarının büyük çoğunluğu bu «şiire benzer yazılar!» dan başka şeyler değildir.
Fakat bu «şiire benzer yazı» lardaki saldırılar, küfürler, külhânî lâflar ve diğer acâiplikler ile münasebetsizlikler esas gayenin, asıl maksadın çerezleridir. Çünkü asıl maksat ve gaye komünizm propagandasıdır. Ve Nâzım Hikmet, o günlerden başlayıp son nefesine kadar hep bu propagandayı yapmış; kalemini hep, Türkiye'yi Moskof esiri yapacak plânın gerçekleşmesi yolunda kullanmıştır.

Moskova'daki, ihtilâlci robotlar yetiştiren öğrenim yuvasında, ona, insanlığın, «proletarya» ile ondan gayrı olanlar diye ikiye ayrıldığı öğretilmişti."


- Nazım Hikmet Masalı



157. "Ummak, yaşamaktan da betermiş!
Hulyaları yıllar yere sermiş;
Rüzgarlar eser şimdi yerinde.
Kim, kendini bulmuş eserinde?
Kim, talihinin sırrına ermiş?
Kim ?"


- Nazım Hikmet Masalı



158. "Atsız Amcan, kendisini İstanbul’dan Ankara’ya getiren tirende, sonradan kabir taşına yazdırdığımız şu ağıtı kaleme alıyordu :

V E D Â
Ne ümitlerle gelip dünyaya,
En güzel ismi takındın: Afşin!
Böyle erken bırakıp gitme neden?
Kaç bahar, kaç yılı doldurdu yaşın?
Kaldı senden bize bir gamlı sedâ;
Bir vedâdır o seda, sade vedâ!.."


- Afşın'a Mektuplar



159. "Türkçülüğün, Türkiye’nin hayatında söz sahibi olması ise, yurdumuz üzerinde iktisadi ve siyasi birtakım ince hesapları bulunan dış kuvvetlerin bu yoldaki emellerine set çekilmesi olurdu. Çünkü, devlet gemisinin dümenini elinde bulunduracak milliyetçi fikri hiçbir şekilde tavlamak mümkün olamazdı."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



160. "Doğru, mert, yiğit ve efendi Türk; hileye gerektiği derecede akıl erdiremediği için, düşmanları tarafından kolayca kandırılıp vurulmaktadır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



161. "İnsan ile sistem bir araya geldiği takdirde milletler ihtiyaçları olan şeyleri elde edebilirler. Nasıl insan, milliyetçiliği nispetinde insansa, fikir ve sistem de milliyetçilik görüş ve temeline dayandığı nispette fikir ve sistemdir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



162. "Türklük için çarpan kalplerin hepsinin bir bayrak altında toplanmaları lazımdır. Bu mücadelenin, Türk’ün varlığı mücadelesi olduğuna inanmak lazımdır. Korkusuz, er kişiler haline gelmek lazımdır. Kısacası, şanlı atalarımız Gök Türkler gibi “Türk milleti yok olmasın diye gündüz oturmadan, gece uyumadan, ölesiye bitesiye çalışmak” lazımdır. Bunu yapamazsak alınlarımıza yazılacak kara lekeyi hak ediyoruz demektir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



163. "“Türk’üz, Türkçüyüz ve Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal (en azından, hiç olmazsa) o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir.”"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



164. "Benim için «ırkçılık-turancılık davasının sanıklarınandır» diyor. Evet, uzun müddet bu davanın sanığı olarak bulundum. Hattâ bu uğurda bir yıl iki ay da hapis yattım. Fakat bu benim iftiharımdır. Bugüne kadar olan hayatımın en büyük iftiharıdır. Çünkü mert olmıyan eller tarafından yaratılan bu dava ile millet ve milliyetçilik yolunda ıstırap çekmek şerefine ulaştım. Bununla nasıl övünç duymayım? Hasan Âli'nin ve Hasan Ali gibilerin bu iftiharın manasını anlıyamıyacaklarını takdir ediyorum. Ne yapalım. Tanrı, beş parmağı bir yaratmamış.."


- Hasan Ali ile Hesaplaşma



165. "Masal uydurmak kolaydır. Tarihte, hele komünizmin insanlığın başına bela olmasından sonra, böyle masallar çok uydurulmuştur. Fakat masallar, masal kalmaya mahkumdurlar. Ne kadar ustaca uydurulursa uydurulsun,bir masalın, gerçeğin tahtına oturup kalması mümkün değildir."


- Nazım Hikmet Masalı



166. "Komünizm, bütün insani duygular, düşünceler ve inançlar ile birlikte Tanrıyı da inkar ettiği için, milyonların gö­nüllerindeki Allah inancını ve sevgisini baltalamak da, kızılların vazifeleri arasında yer almıştır."


- Nazım Hikmet Masalı



167. "Tasfiye, komünizmdeki vahşet ruhunun tecellisi olan bir takım saklanması imkansız cinayetleri, meşru ve kanuni hadiseler gibi göstermek üzre oynanan bir kanlı komediden başka bir şey değildir."


- Kızıl Cennet Masalı



168. "Yani, Nazım Hikmet'in eserlerinin bu emir kulu talihsiz milletlerin dillerine çevrilmesi bir mecburiyettir ve sadece komünizm propagandası ile ilgili bir meseledir."


- Nazım Hikmet Masalı



169. "“Millet” yerine “Türk halkı” demek yetmiyormuş gibi, bunun yanı sıra bir de “Türkiye halkı” sözünün kullanılması ise, birtakım sığıntıları sinsice, vatanımıza ortak çıkarma gibi bir niyet ve gayretin neticesidir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



170. ""Türkiye bugünkü Misak-ı Milli hudutları içerisinde bulunan devlettir. Türk de bunun içinde bulunan Tüklerdir. Fakat Türk adının bir de geniş manası vardır. Bu seksen milyonluk bir alemin adıdır. Bu alem bizim siyasi hudutlarımızın dışında bulunan, bizim dilimizi konuşan ve bizim kadim tarihimizle öğünen insanlarla birlikte seksen milyonluk bir kitledir.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



171. ""... İste bunlardan sonradır ki, ben hakiki vaziyeti kavradım. Ve Atsız'ın Reha ile kıyas kabul etmeyecek bir adam olduğuna karar vererek Reha ile alakamı tamamen kestim."

Hamza Sadi Özbek"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



172. ""Beni beraat ettirin demeyeceğim çünkü benim için suç olarak gösterilen şey bu toprakları, bu ırkı sevmekten başka bir şey değildir.
Yurdumu ve ırkımı seviyorum, onun içindir ki Türk ırkçısıyım.
Bu sevginin manasını anlamayanlara sözüm yok. Eğer bu günahsa beni mahkum ediniz. Bu mahkumiyeti övünçle kabul ederim, şeref sayarım.
Sizden adalet bekliyorum da demeyeceğim çünkü bu mahkeme adil değilse, o zaman büsbütün manasızdır. En büyük mahkeme olan tarihin huzurunda alnı açık bir Türk oğlu olarak, hiç endişem yok. On ayı doldurmakta olan ve büyük kısmı tahta masalarda yatmakla geçen hürriyetsizliğimi, millet yolunda çekilmiş, şerefli bir felaket olarak sayıyorum. Duvarlar, ezilmiş hayvanların kan lekeleri ve rengini kaybetmiş, köpeklerin bile yatmayacağı pis hücrelerde geçen haftalarım içinde bir ışık sızacak kadar küçük deliği olmayan, tavanı basık bir inde, hayır bir in değil, mezarda, ışığa güneşe ve hayata hasret çekerek geçirdiğim günlerim, uykusuz gecelerim, yarın benim için acı fakat övünçlü hatıralarım olacaktır. Bunlardan yılmış değilim. Bilakis bahtiyarım. Yuvamın dağıtılmış olmasına, eşimin bir Türk anası olmak şerefini kazanacağı günlerde çektiği dayanılması güç ızdırapları ve akıttığı gözyaşlarını unutmamış olmama ve bugün hayat kavgasında minimini yavrusuyla tek başına kalmış olmasının ruhunda yarattığı fırtınalara rağmen bahtiyarım.
Türk'ü sevdim, seveceğim. Ama bunun sonunda ızdıraplar varmış, felaketler varmış, hatta karşılaşılacak türlü kahpelikler doluymuş. Hepsi kabul! Türk Irkı sağolsun!""


- Türkçülük Üzerine Makaleler



173. "Şiiri, komünizm propagandasının bir vasıtası haline getirdikten sonra yazdıklarından görülecek örnekler, Nazım Hikmet'in büyük şair sayılıp sayılamayacağı hususundaki hükmü kolaylaştıracaktır. İşte, Yakup ­ Kadri Karaosmanoğlu'na saldırdığı "Cevap"başlıklı şiirinden parça:

Behey!
Kara boynuz gibi kaşlı
Mukaddes Apis başlı
adam!
Behey!
karamaça bey,
behey, yüzü kara.
Ruhunu zenci bir esir gibi çıkardın pazara,
bir orospu odası yaptın kafa tasını ...
Haki ceketli ölülerin ceplerinden
çalarak parasını
satın aldın kendine
İsviçre dağlarının havasını"


- Nazım Hikmet Masalı



174. "Ve ikinci açık mektupta kendisine «vatan haini!» denilen kızıl Sabahattin Ali’ye Atsız aleyhine hakaret dâvâsı açtırıldı.1944'ün Türkçülük aleyhindeki o meşhur haçlı seferi iş­te böyle başladı. Atsız - Sabahattin Ali dâvâsının görüldüğü sırada, Ankara’da, o zamanın milliyetçi gençlerinin komünizm aleyhine tertipledikleri nümayişler, haçlı seferinin kurmaylarını büsbütün kudurttu. Türkiye’deki bütün şer kuvvetleri tek cephe halinde Türkçülüğe yaylım ateşine girişirken, Türk milliyetçileri de tevkif edilmeye başlandılar."


- Afşın'a Mektuplar



175. "Tarihte büyük rol oynayacak Selçuk ailesinin en savaşçı ço­cuğu Çağrı Beğ idi. Selçuk Beğ’in bu yiğit torununun bütün hayatı savaş yerlerinde geçmiştir denebilir."


- Irkımızın Kahramanları



176. "Radyoda harmandalı çalarken, masa üzerinde dizini yere vurarak oynayışın.. Annen, karnında taşıdığı ıstıraplı günlerde seni iyi besleyememişti ama, damarlarındaki temiz Yörük kanım elbette ki sana devretmişti. Senin, üç yaşlarında bir bebek iken, harmandalını duyar duymaz coşman ve bir yetişkin efe ciddiyetiyle oynamanda, bunun rolü olduğu muhakkaktı."


- Afşın'a Mektuplar



177. ""Cihan vatandan ibarettir itikadımca""


- Afşın'a Mektuplar



178. "Peyami Safa'nın, eski arkadaşı olduğu için, yakından tanıdığı Nazım Hikmet hakkındaki bu hükmünü, o yıllardan biraz daha öncelere ait hatıralarımla, ben de doğrulamak isterim : Nazım Hikmet, sabahları bizim evin önünden geçerek bir yere (belki de çalıştığı yere) giderdi. Peyami Safa'nın yazdığı gibi, kafasında bir işçi kasketi bulunurdu. Boyunbağı takmazdı. Elinde, her sabah, içinde beyaz peynir, domates, taze biber vesaire gibi mevsimlik yiyecekler tıkıştırılmış bir ekmek parçası bulunur
ve onu ısırıp çiğneyerek yoluna devam ederdi"


- Nazım Hikmet Masalı



179. "Müddei Umûmi; Maznun nereye gidecekmiş?
- Türkistan’a...
Müddei Umûmi; Neresi burası?
- Şarkî Türkistan!"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



180. ""Zeki Velidi: 'Söylediklerinin bir kısmı doğrudur. Sekiz nokta doğru değildir.
..
Atsız'ın benimde bulunduğum bir yerde, hükümet aleyhine söz söylediğini ben hiç duymadım.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



181. "Bu yeraltı nezarethanesinin koridoru çok dardı. Bir hücrenin kapısı açıldığı zaman "karşıki hücreye değerdi. Fakat bu nezarethanenin bir de konforlu (!) tarafı vardı. Helâsı alafranga idi. Ancak, bu alafranga helânın suyu yoktu. Her gün bir büyük teneke su getirilir, yarısı bir günlük pisliği gidermek için helâya dökülürdü. Helâdan arta kalan da su küpüne konurdu. Yeraltı nezarethanesinin misafirleri (!) bu küpten hem su içerler, hem de ellerini yıkarlardı. İşte, vazifelilerin birkaç saatlik nöbetlerini dahi güçlükle tuttukları bu nezarethanede birçok vatandaşlar suçlarını (!) itiraf (!) ettirmek üzere günlerce tutulurlardı. Türk milliyetçilerinden bu yeraltı hücrelerinde misafir (!) edilen tek kişi Atsız' dır."


- Makaleler 1



182. "O ümit yok mu? Fırtınadan kudurmuş bir denizde tutunabilecek bir dal parçası bile olsa, ümit, yine ümitti."


- Afşın'a Mektuplar



183. "Kirus, hayatında çok kan akıtmış bir hükümdardı. Peçenek ordusunun kahraman kadın başbuğu Tomris, yok ettiği düşman
ordusunun askerleriyle birlikte toprağa serilmiş kumandanına,bu kan akıtıcılığından dolayı hakettiği bir muamelede bulundu.
Kirus'un kafasını kan dolu bir fiçıya atarak: "Hayatında kan içmeye doyamamıştın, şimdi doya doya iç" dedi.

Tarihin, Tomris'in zaferi hakkında verdiği bilgi bu kadardır.

Bir düşman ordusunu yenmek ve onun başındaki insanı toprağa sermek, şüphesiz, rastlanmamış şeylerden değildir. Ancak,
bu savaşın şartları düşünülürse, Tomris'in kahramanlığının büyüklüğü anlaşılır.

Kirus, kudretli devrinde olan bir devletin büyük ordusunun kumandanı; Tomris ise bir milletin sadece bir kolunun başbuğudur. Sonra unutmamak lâzımdır ki, yenilen
ordunun kumandanı erkek, yeneninki kadındır.

Tomris'in, savaşı,düşman bir devletin hükümdarı ile evlenmemek için yapmış olması da en önemli tarafıdır. Yani o, damarlarındaki kanın başka
kanlarla karışmış olarak devam etmemesi için, o kanın hepsini akıtmayı göze alarak savaşa yürümüştür.

Böyle bir kadın, kazansa da, kazanmasa da, elbette ki kahramandır. Tomris, üstelik kazanmıştır da.. Bu bakımdan, Türk kızları için, ne güzel bir örnektir?

Damarlarında onun kanını taşıyan Türk kızlarının tarihin karanlıkları arasında bir yıldız gibi parlayan bu demir yürekli
kahramandan alacakları çok şey vardır."


- Irkımızın Kahramanları



184. ""Fehiman Tokluoglu hariç, 1944 kahramanlarının tamamı bugün hayatta değildir. Atsiz'in kardeşi Nejdet Sançar da 22 Şubat 1975'te vefat etmiştir. Ona ve artık aramızda bulunmayan 1944 kahramanlarına Tanrı'dan rahmet dilerim."

Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



185. "1954 te, Ankara'dan sana yazdığım mektuplara, sen ilkokul çocuğu mini mini Afşin, devamlı olarak cevaplar verirdin. Bana ne güzel şeyler yazardın! Hele imlânın düzgünlüğü ve ifaden, baban olarak bana nekadar gurur verirdi! İşte o yıl, seninle, böyle aylarca mektuplaşmıştık.

Sekiz yıl sonra sana yeniden mektup yazıyorum. Fakat sekiz yıl önceki gibi senden cevap bekleyerek değil. Çünkü sen artık yoksun. Kader, seni hayatının on altıncı yılında toprağa çekti. Sen artık bir avuç topraksın. 14 yaşında bütün varlığınla bağlandığın, gönül verdiğin vatanın bir avuç toprağı.. Geride bıraktığın annen, baban ve diğer seni sevenler için de hazin bir hâtıra.."


- Afşın'a Mektuplar



186. "Annen, bir ba­ğışlanma yazısı yazacak ve bu yazı makinenin başındakine sunulacaktı. Evet, teklife göre, milletimize gönül verdiğimiz için, böyle bir sevginin mânâsını dahi anlayamayacak seviyedeki insanlardan af dileyecektik..."


- Afşın'a Mektuplar



187. "Doğumunu, talebelerimden birisinin emniyet müdürlüğü­ne haber vermesiyle aynı günün akşamına doğru öğrendim.Bir insan için bu ne güzel bir haberdi! Fakat ne de acıydı!Bir Türk anası bir yavru dünyaya getiriyor, doğan yavrunun babası, milliyetçiliğinden dolayı hürriyeti elinden alındığı için, onlardan uzaklarda bulunuyordu."


- Afşın'a Mektuplar



188. "Sekiz yıl sonra sana yeniden mektup yazıyorum. Fakat sekiz yıl önceki gibi senden cevap bekleyerek değil. Çünkü sen artık yoksun."


- Afşın'a Mektuplar



189. "Vicdanlarını kuzey iklimine satmış olanları, Türk'ün ilâhî Bozkurtuna "it!” demeye ve bu adî horlamayı yaparken cibiliyetlerini ortaya koymaya sevkeden nedir'? Kızgın çölün sarı altınları ile gözleri dönenleri, Türk'ü bu mânevî güçten mahrum bırakmak için, tarihimizin onuncu yüzyıldan öncesini inkâra yönelten hangi sebeptir?"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



190. "Sistem, elbette, mühimdir. Ama, sistemi uygulayacak insan çok daha mühimdir. İnsan ise, ancak, milliyetçi olduğu nispette insandır. Bu sebepten sistemi, fikri, kanunu uygulayacak olan milliyetçi insanları, heyetleri, hükümetleri bulmadan, herhangi bir sisteme bel bağlamak boştur."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



191. "Türkçülükten ürken ve ona sırt çeviren devlet adamı, bu korkunç gafletini, ince ve başarılı bir siyaset sanacak kadar da fikirsizdir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



192. "Vatanımızın bugünkü serdengeçti bekçileri genç Türkçüler!
Hayatlarının en renkli ve ateşli yıllarında, aşk oyunları ile dolması hak sayılan temiz kalplerini, vatana sıkılan kurşunlara siper yapan asil yiğitler:
Selâm size! Üstünüzde bütün bakışlar!
Bir gün olur tarih sizi elbet alkışlar!"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



193. "Çağımız, milliyetçilik çağıdır. Yükselmek ancak, milliyetçilik yolundan giden milletlerin hakkıdır. Onun için Türklerin, bütün varlıklarıyla sarılacakları tek fikir, Türk milliyetçiliği, yani Türkçülüktür. Bu gerçeği anlayamayan devlet adamı değil, adam bile sayılamaz."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



194. "Milli Mücadele, Türk'ün, bütün bir düşman dünyasına karşı, vatan topraklarında yürüttüğü ve zaferle sona erdirdiği bir savaştır. Bu zaferi zümreler veya sınıflar değil,millet; Türk milleti kazanmıştır."


- Nazım Hikmet Masalı



195. "Tethiş, cebir ve şiddet olmadan bir proleterya diktatörlüğü düşünülemezl„

Bu söz Lenin'indir. Bolşevik ihtilâlinden çok önce söylenmiş olan bu tek cümleye, komünizm denilen İptidaî sistemin ruhuna ait bir formül diye bakmak Filhakika yirminci yüzyılın birinci yarısını dolduran komünist vahşetlerinin sırrı, sanki bu tek cümlede gizli gibidir."


- Kızıl Cennet Masalı



196. "Radyoda harmandalı çalarken, masa üzerinde dizini yere vurarak oynayışın.. Annen, karnında taşıdığı ıstıraplı günlerde seni iyi besleyememişti ama, damarlarındaki temiz Yörük kanım elbette ki sana devretmişti. Senin, üç yaşlarında bir bebek iken, harmandalını duyar duymaz coşman ve bir yetişkin efe ciddiyetiyle oynamanda, bunun rolü olduğu muhakkaktı."


- Afşın'a Mektuplar



197. ""Cihan vatandan ibarettir itikadımca""


- Afşın'a Mektuplar



198. "Peyami Safa'nın, eski arkadaşı olduğu için, yakından tanıdığı Nazım Hikmet hakkındaki bu hükmünü, o yıllardan biraz daha öncelere ait hatıralarımla, ben de doğrulamak isterim : Nazım Hikmet, sabahları bizim evin önünden geçerek bir yere (belki de çalıştığı yere) giderdi. Peyami Safa'nın yazdığı gibi, kafasında bir işçi kasketi bulunurdu. Boyunbağı takmazdı. Elinde, her sabah, içinde beyaz peynir, domates, taze biber vesaire gibi mevsimlik yiyecekler tıkıştırılmış bir ekmek parçası bulunur
ve onu ısırıp çiğneyerek yoluna devam ederdi"


- Nazım Hikmet Masalı



199. ""Zeki Velidi: 'Söylediklerinin bir kısmı doğrudur. Sekiz nokta doğru değildir.
..
Atsız'ın benimde bulunduğum bir yerde, hükümet aleyhine söz söylediğini ben hiç duymadım.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



200. "Türklük sevgisi ilahi bir ateştir."


- Türklük Sevgisi



201. "Tanrı Türk'ü Korusun.

Nejdet Sançar.
(Ankara, 1 Nisan 1966)"


- Gizli Komünist Belgeleri



202. "Hakim olduğu topraklarda başka fikirleri yaşatmayan komünizm, öteki memleketlerde, kızıl ideoloji için sonsuz bir hürriyet ister."


- Gizli Komünist Belgeleri



203. "O ümit yok mu? Fırtınadan kudurmuş bir denizde tutunabilecek bir dal parçası bile olsa, ümit, yine ümitti."


- Afşın'a Mektuplar



204. "Türk ırkçılığı, bu büyük fakat talihsiz milleti hiçbir karşılık beklemeden seven Türklerden bir kısmının masum ve samimi millet imanlarıdır."


- Türklük Sevgisi



205. "O yılların bu «cebi kara ekmekli !» şairine, Moskova' da, «vatandaş kavgasının darülfünun talebesi» olarak bulunduğu 19 yaşlarında Marx ' ı, Engels'i, Lenin' i ve kızıl davanın birçok kitabını okutmuşlardı. Bunu, kendisi şöyle
anlatıyor:
24 saatta 24 saat Lenin,
24 saat Marks,
24 saat Engels,
yüz dirhem kara ekmek,
20 ton kitap
Balık çorbası, tüfek talimi, tiyatro, balet
Kitap
Patates kamyonu başında süngü tak bekle nöbet.
KlTAP ... KlTAP ..
Madde, şuur, istismar, fazla kıymet
KITAP .. KITAP .. KlTAP ."


- Nazım Hikmet Masalı



206. "Türkiye'nin ilk büyük (!) komünistlerinden birisi olan Nazım Hikmet, «proleterya davası!» güden ve o kadrodan bir şair kişi gibi gö­rünürken, aslında, Atsız'ın bir yazısında dediği gibi «domuzuna proleterlik» satan bir yaratıktı."


- Nazım Hikmet Masalı



207. "Cadde boş,
bomboş,
cebim gibi.

Kara ekmek, boş cep vesaire gibi sözler,
kızılların kalemlerinin yemleridir. İnsanların duygularını gıcıklamak için bol bol kullanılan bu gibi sözlerin veya deyimlerin, onların yaşadıkları hayat ile pek ilgisi yoktur."


- Nazım Hikmet Masalı



208. "Nazım Hikmet'in komünist propagandayı başarı ile yaptığı muhakkaktır. Fakat bir fikri, edebiyatın insan ruhu üzerindeki tesirinden de faydalanarak ve şiir kılığına büründürerek başarı ile propaganda etmek, hiçbir zaman büyük şair olmaya yetmez."


- Nazım Hikmet Masalı



209. "İşte, insanın yüzü kızarmadan okuyamayacağı satırları:
Lakin ey kara meyhanelerin sarhoş papazı!
Senin dışında değil miydi
Kıllı kollarında kıvranan meyhanecinin kızı?
Yoksa kendi altında sen
Kendinle mi yattın?
Diyelim ki senden evvel baban yok
lsa gibi ...
Yine fakat bacakları arasından çıktığın
Meryem gibi bir anan da mı yok?"


- Nazım Hikmet Masalı



210. "Türk genci! Hatırından çıkarma ki:
Bütün Türkler bir devlet halinde, bir bayrak altında toplanacaklardır."


- İsmet İnönü ile Hesaplaşma



211. ""Hepimiz 22 kişi idik. Şunlar;

Zeki Velidi Togan, Atsız, Hasan Ferit Cansever, Hüseyin Namık Orkun, Orhan Şâik, Tevetoğlu, Alparslan, Reha Oğuz, İsmet Rasin, Nurullah Barıman, Hamza Sadi Özbek, Sofuoğlu Zeki, Muzaffer Eriş, Fehiman Altan, Cebbar Şenel, Sait Bilgiç, Cemal Oğuz Öcal, Hikmet Tanyu, Fazıl Hisarcıklılar, Cihat Savaş, Yusuf Kadıgil ve ben.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



212. "Ateşsiz duman olmaz diyorlar, halbuki ben buraya ateşsiz dumanların neticesi olarak gelmişimdir!"


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



213. ""Zeki Bey burada Hamdullah Suphi'nin kendilerini evine çağırarak bu azıtılanları kaldırın dediğini ve daha bir takım hadiselerden bahsettikten sonra coşarak bu hadiselerin ehemmiyetsiz meseleler olduğunu söyledi ve bu sözlerini şöyle bitirdi:
- Ateşsiz duman olmaz diyorlar, halbuki ben buraya ateşsiz dumanların neticesi olarak gelmişimdir.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



214. "Tarihin her tehlikeli anında, içinde yol gösterici Bozkurtunu çıkararak selamet kıyılarına erişmesini bilmiş Türk soyu, bugünkü tehlikeli dönemeci de elbette ki aşacaktır. Ve onun içindir ki, tehlike büyüdükçe, kurtuluş günü de yaklaşıyor demektir. Türk dünyası, sadece hainleri değil, alçakların da kaçacak delik arayacakları o mutlu güne muhakkak kavuşacaktır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



215. "Komünizm, dünya hakimiyeti ardında bulunan Moskof emperyalizminin sinsi ve maskeli silahıdır."


- Gizli Komünist Belgeleri



216. "'Fikir tarihimizde yer almış bütün büyük milliyetçiler, bu sebepten Türk milliyetçiliği, bütün Türklere seslenen bir fikir olarak düşünmüş ve işlemişlerdir. Ahmet Vefik, Müşir Süleymanpaşalardan Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul'a, Dr. Rıza Nur'a ve daha sonrakilere kadar her nesilden bütün milliyetçilerin Türk milliyetçiliğini bu manada anlamış olmalarının sebebi budur.""


- Makaleler 1



217. "Nazım Hikmet, bilindiği gibi, soykütüğünün bir yanı ile Polonyalı bir slavdır. Ve ayrıca ataları arasında Türk'­ten başka milletlere mensup kişiler de vardır, öyle olmasına rağmen Türklüğü benimseyip bu millete ve bu yurda
bağlanabilir, Türklük için yaşar, Türk milleti için yazabilir ve bu suretle bu milletin şairi sayılmak gibi büyük bir serefi kazanabilirdi,
Tarihimizde, soykütüklerinin bir yanı ile Türk'ten gayrı bir köke bağlı oldukları halde kendilerini Türk saymış ve bunun sonucu Türklük için yaşamış, kafasını ve kalemini Türklük yolunda kullanmış kimseler yok değildir. Bunlardan Türk olma şerefini kim esirgemiştir ?"


- Nazım Hikmet Masalı



218. "Ordu, tarihin en değerli varlığı olabilmek şerefini ancak Türk milletinin bağrında çıktığı zaman kazanabilmiştir."


- Türklük Sevgisi



219. "Insan olan vatanını satar mı ?

diyor. İnsan olan, elbette, vatanını satmak gibi bir alçaklığa kalkmaz. Ama kendisi 19 yaşından başlayıp ölüm günlerine kadar, bu vatanı -hem de onun en büyük düş­manına- satmak için didinip durmadı mı? Nazım Verzanski Yoldaş şu tek mısrasındaki hükmü ile, başkalarıyla birlikte kendisini de insanlık kadrosunun dışına atmış değil midir?"


- Nazım Hikmet Masalı



220. "Türk ırkçılığına gelince: Bu temel unsur, önce, Türk soyunun büyüklüğüne ve üstünlüğüne inanmak ve ahlakımız, kahramanlığımız, mertliğimiz, faziletimiz, askerliğimiz, büyük devlet kurma gücümüz, sanat dehamız vesaire gibi Tanrı bağışı bu büyük vasıflarımızı koruma ve yaşatma istek ve vazifemizdir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



221. "Bütün Türkler bir ordu…"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



222. "Şu büyük gerçeği daima hatırlamalısınız: Türkçülük, Türklüğe karşı ve düşman yıkıcı ve zararlı fikir ve inançların hiçbirisinde bulunmayan bir güce sahiptir. Bu güç Türkçülüğün bir ülkü oluşudur. Halbuki mücadele etmekte ve yenmek zorunda bulunduğumuz karşı kuvvetlerin hiçbirisi ülkü değildir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



223. "İnsanlar. dünyaya bir vazife için gelmektedirler. Türk yaratılanlar için bu vazife Türklüğe hizmettir. Bu hizmetin formülü de: "Her şey Türklük için” dir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



224. "Tarihte birçok ihtilâller görülmüştür.
... Kür Şad’ın kırk arkadaşı ile birlikte yaptığı 639 ihtilâli, bunlardan hiç birisine benzemez. Bir kere, Kür Şad ihtilâlinde hiçbir şahsî düşünce yoktur.
Kür Şad, büyük bir ülkü, Türk bağımsızlığı ülküsü için ileri atılmıştır.
...
Türk göklerinde, yüzyıllar içersinde, sayısız güneşler görül­müştür. Kür Şad, bunların en parlaklarından birisidir. O, kanlı bir ufkun ardında kaybolalı bin üç yüz yıl oluyor. Kür Şad, o gündenberi yok. Fakat Kür Şad’lık ruhu Türk göklerinin ebedî bekçisidir."


- Irkımızın Kahramanları



225. "O ümit yok mu? Fırtınadan kudurmuş bir denizde tutunabilecek bir dal parçası bile olsa, ümit, yine ümitti."


- Afşın'a Mektuplar



226. "Türkiye'nin ilk büyük (!) komünistlerinden birisi olan Nazım Hikmet, «proleterya davası!» güden ve o kadrodan bir şair kişi gibi gö­rünürken, aslında, Atsız'ın bir yazısında dediği gibi «domuzuna proleterlik» satan bir yaratıktı."


- Nazım Hikmet Masalı



227. "Cadde boş,
bomboş,
cebim gibi.

Kara ekmek, boş cep vesaire gibi sözler,
kızılların kalemlerinin yemleridir. İnsanların duygularını gıcıklamak için bol bol kullanılan bu gibi sözlerin veya deyimlerin, onların yaşadıkları hayat ile pek ilgisi yoktur."


- Nazım Hikmet Masalı



228. "Nazım Hikmet'in komünist propagandayı başarı ile yaptığı muhakkaktır. Fakat bir fikri, edebiyatın insan ruhu üzerindeki tesirinden de faydalanarak ve şiir kılığına büründürerek başarı ile propaganda etmek, hiçbir zaman büyük şair olmaya yetmez."


- Nazım Hikmet Masalı



229. "Nazım Hikmet'in boynuna takılmak istenen bir altın kolye de, bütün Türklerin anlayabileceği bir Türkçe yaratmaya çalışan ve hatta o dili yaratan (!) bir şair olduğu iddiasıdır. Bu iddia, herşeyden önce, Nazım Hikmet'in varlığını kızıl bir alev gibi sarmış olan komünistliğine aykırıdır.Çünkü, bütün Türklerin anlayabilecekleri ortak dil, bir Türklük meselesi, yani bir milli davadır. Bu sebepten, "milli" nin düşmanı olan ve "millet" varlığını inkar eden bir
komünistin, böylesine milli bir millet davasının savunucusu olabileceğini kabul etmek; aklı, fikri, mantığı inkar olur."


- Nazım Hikmet Masalı



230. "Bir an için, bir komünistin de, marksist prensiplere rağmen, bir insan olarak kalbinde vatan sevgisi duyabileceğini kabul edelim. Ama, buna rağmen, Nazım Hikmet'in kalbinde Türkiye'nin hasretini duymuş olabileceğini kabul etmek yine mümkün olmaz. Çünkü o, Türkiye'den kaçıp Moskova'ya ayak bastığı zaman, Moskof topraklarının
asıl vatanı olduğunu bütün dünyaya ilan etmişti. Asıl vatanında bulunan bir insan, başka bir vatanın hasretini, hem de şişirile şişirile yazıldığı derecesiyle, nasıl duyabilir?"


- Nazım Hikmet Masalı



231. "Memleketimi seviyorum
çınarlarında kolon vurdum, hapishanelerinde yattım!
diyor. Bu adamın, Türkiye'yi, bir «Bağımsız (!?!) Sovyetler Birliği!!» ülkesi yapma yolundaki çalışmaları, artık, Mısır'daki Sağır Sultan'ın kulağına kadar ulaşmış olsa gerektir. Bu sözde, bu iddiada, en küçük bir samimiyet düşünülebilir mi?"


- Nazım Hikmet Masalı



232. "Nazım Hikmet, elbette ki, bir şairdir. Dünyanın her ülkesinde, sanat gücünün ve şairliğinin derecesi nisbeti ne olursa olsun, bu yolda eserler veren kalem sahiplerine şair denildiği için, Nazım Hikmet de bir şairdir."


- Nazım Hikmet Masalı



233. "Bu milletin yakın çağlar tarihinde, nefret duyguları ile anılan bir hayli kişi vardır. Nazım Hikmet Verzanski bunların en lanetlilerinden birisidir. O, herşeyden çok ve herşeyden önce alnına kendisi tarafından yapıştırılmış Türklük düşmanlığı ve vatan hainliği lekeleriyle anılacaktır."


- Nazım Hikmet Masalı



234. ""Türkçülük, Türklerin yükselmesi, tarihteki yerlerini alabilmeleridir. Yani sınai, kültür, iktisat, siyaset, askerlik sahasında tekâmül etmek, ordunun kuvvetlenmesi demektir.""


- 1944 Irkçılık Turancılık Davası



235. "Kızıl sözlükte inkılâp ve inkılâpçılar, komünizm ve komünistler anlamındadır. (...)
Kızıllar, Moskova'dan, Türk dilinin kökünden koparılması ve uydurma kelimelerle anlaşılmaz bir hâle getirilmesi emrini aldıktan sonra, "inkılâp" sözü yerini "devrim"e bırakmış, bunun sonucu olarak Kremlin'in Türkiye inkılapçıları da devrimciler olmuşlardır."


- Gizli Komünist Belgeleri



236. ""Tuhaf birşey gibi gelecek ama, ben bugünlerde Mehmet Emin'i, inkar olunan taraflarıyla keşfettim. Şüphesiz milli Türk şairi filan değil ama, iyi şair. Adamcağı­zın bu esaslı tarafını, kulaktan dolma, tenkid eder dururmuşuz." Sadece şu sözler bile, bu adamın kültürünün derecesi hakkında bir hükme varmaya yetmez mi?"


- Nazım Hikmet Masalı



237. "Tarih; düştüğümüz büyük sıkıntılar ve tehlikeler sırasında, ve destanlarındaki yol gösterici ve kurtarıcı un, her zaman soyumuzun içinden çıkıp başına geçtiğini ve Tanrı’nın en yüce soyunu tehlikeler içinden çıkarıp zafere ve selamete ulaştırdığını gösteriyor."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



238. "Bu Islav kanlı ve ruhlu şairin hapisten çıkması için adeta yırtınırcasına uğraşanlar bile, hiçbir sebep yokken yurttan kaçması karşısında ağızları­nı açamayacak hale gelmişlerdi"


- Nazım Hikmet Masalı



239. "Bugünkü Türkiye, "karın doyurucu!" fabrikalardan önce "ruh doyurucu" okullara muhtaçtır. Midesi gereği kadar doldurulamayan bir millet kolay kolay yok olmaz ama, kafası boş ve millî şuûr ile millî ruhtan yoksun bir millet kolaylıkla tuşa gelebilir.

Bu dâvânın en güç. en çetin tarafı ise onu yürütmek, yürütebilmek değil, meseleyi boş kafalara sokup anlatabilmektir."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



240. "Evet, Atatürkçülük, Gazi Mustafa Kemal’in heybetli varlığını siper yaparak, o siperin arkasından kendi adi çıkarlarını, siyasi ihtiraslarını veya Türklük aleyhindeki melun fikirlerini kolayca, rahatça ve hatta şirretçe söylemenin, yazmanın adından başka bir şey değildir. Öyle olmasaydı, hürriyetçisinden diktacısına, sosyalistinden kapitalistine, solcusundan komünistine, renksizinden Türklük düşmanına kadar o yıllardan beri o kadar kişi Atatürkçülük taslayıp durabilirler miydi?"


- Türkçülük Üzerine Makaleler



241. "Kül Tegin, millet yolunda toprağa düşeli yüzyıllar oluyor.
Onun, uğrunda şehit düştüğü ve yüzyıllardanberi bağrında yat­makta olduğu topraklar ise, bugün yeni Kül Tegin’ler beklemekte."


- Irkımızın Kahramanları



242. "Türk'ün en kötüsü Türk olmayanın en iyisinden iyidir."


- İsmet İnönü ile Hesaplaşma



243. "Peyami Safa, sonradan araları açılıp da,
birbirleri aleyhine yazılar yazdıkları vakit, bunların birisinde, Nazım Hikmet'in bu yalancı proleterliğini şu satırlarıyla ortaya koymuştu :
" İşçi, niçin kasket, ot ceket ve ütüsüz pantolon
giyer? Çünkü soğan ekmek yer ve daha iyi giymeye parası yoktur. Fakat bir adam, Nazım Hikmet gibi gah aile sofrasında, gah (benimle beraber) birçok burjuva ziyafetlerinde kanlı biftekleri, istakozları,börekleri afiyetle yer,zamanına göre ayda yüzlerce lira kazanır ve gene de iş­çi kasketi ile, ot ceketle ve ütüsüz pantalonla gezer; bu adam samimi bir komünist değil, bir bolşevik mankenidir.""


- Nazım Hikmet Masalı



244. "İşte Nazım Hikmet, parlak yarınlar vadeden şairliğini, kuzeyin buzları içine, bu sebepten ve böyle gömdü. Milli Mücadele'nin zaferle bitmesinden sonra Türkiye'ye geldiği zaman, artık o, eskisi gibi bir şair değildi."


- Nazım Hikmet Masalı



245. "Selam size! Üstünüzde bütün bakışlar.
Bir gün olur tarih sizi elbet alkışlar."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



246. "Moskof parası bir insana şöhret, şan, rahat vesaire sağlar ama, büyük şairlik rütbesini veremez. Çünkü büyük şairlik verilecek bir rütbe değil, hak ederek alınabilecek bir ünvandır."


- Nazım Hikmet Masalı



247. "Komünistlerin idam ettikleri Bulgar vatanseveri Petkov'un arkadaşlarından ve Bulgar Çiftçi Partisinden yedi mebus 1947 yılı aralık ayında Türkiyeye sığındılar."


- Kızıl Cennet Masalı



248. "Sen gül dalında gonca,
Ben dağ yolunda yonca.
Sen açılır, gülersin
Ben sararıp solunca."


- Nazım Hikmet Masalı



249. "İnsan ise, ancak, milliyetçi olduğu nispette insandır."


- Türkçülük Üzerine Makaleler



250. "Kopardılar ayı gökten,
Bir ipek dala astılar...
Yurt dediler, gölgesine
Ayaklarını bastılar.

(Arif Nihat Asya)"


- Nazım Hikmet Masalı

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: