Necip Tosun En Beğenilen Sözleri
1. "1.
- Miguel de Cervantes
2.
- Daniel Defoe
3.
-"
- Edebiyat Atlası
2. "Meğerse dinleyenim yokmuş. Ben de sustum."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
3. "1.
- Namık Kemal
2.
- Ahmet Mithat
3.
-"
- Edebiyat Atlası
4. "Hayatın üstünde yanlış anahtar denemekte ısrar ederseniz kilidi bozar asla içeri giremezsiniz."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
5. "Hayatta yıkılmamak için duyguya teslim olmamak gerekirdi."
- Ansızın Hayat
6. "İnsan göremediği bir şeyi sevebilir miydi?"
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
7. "Herkesin toplumdan gizlediği, ikinci bir kendisi vardır."
- Edebiyat Atlası
8. "İnsan gide gide kendisine varır, zaten kendinden başka gideceği bir yer de yoktur."
- Edebiyat Atlası
9. "İnsan en çok yalnız olunca kendisi."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
10. ""Yaralayan, ömür boyu yaralanmıştır.""
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
11. "Ağlama gözlerim Mevla'm kerimdir."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
12. "1. Ömer Kavur - Anayurt Oteli (Yusuf Atılgan)
2. Ömer Kavur – Yusuf İle Kenan (Onat Kutlar)
3. Ömer Kavur – Göl (Selim İleri)
4. Ömer Kavur – Ah… Güzel İstanbul (Füruzan)
5. Ömer Kavur –Körebe (Barış Pirhasan)
6. Halit Refiğ – Karılar Koğuşu (Kemal Tahir)
7. Metin Erksan – Susuz Yaz (Necati Cumali)
8. Atıf Yılmaz – Selvi Boylum Al Yazmalım (Cengiz Aytmatov)
9. Tunç Başaran – Uçurtmayı Vurmasınlar – (Feride Çiçekoğlu)
10. Halit Refiğ – Gurbet Kuşları (Orhan Kemal)
11. Atıf Yılmaz – Değirmen (Reşat Nuri Güntekin)
12. Zülfü Livaneli – Yer Demir Gök Bakır (Yaşar Kemal)
13. Erden Kıral – Hakkari’de Bir Mevsim (Ferit Edgü)
14. Metin Erksan – Beş Hikâye – Hanende Melek (Sabahattin Ali)
15. Metin Erksan – Beş Hikâye – Sazlık (Kenan Hulusi)
16. Metin Erksan – Beş Hikâye – Bir İntihar (Samet Ağaoğlu)
17. Metin Erksan – Beş Hikâye – Müthiş Bir Tren (Sait Faik Çevirisi)
18. Metin Erksan – Beş Hikâye – Eski Zaman Elbiseleri (Ahmet Hamdi Tanpınar)
19. Yücel Çakmaklı – Küçük Ağa (Tarık Buğra)"
- Edebiyat Atlası
13. "Allah'ım, intihar edenleri affet ama iftiracıları asla."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
14. "Orhan Pamuk’a göre, “Romanlar temel olarak görsel edebi kurmacalardır. Roman yazmak kelimelerle resim yapmak, roman okumak da başkalarının kelimeleriyle kafamızda resimler canlandırmaktır.”"
- Edebiyat Atlası
15. "“İlhama inanıyorum. Şiir ilhamla yazılıyor. Buna rağmen hemen her istediğimde, her oturduğumda şiir yazarım. Bu demek değil ki, her an, her saniye yazıyorum, öyle değil. Çok egzersizle şair, ilhamı bir bakıma ele geçiriyor sanki. İlhamı beklemiyor, fakat onu ihtiyaç duyduğu anda davet edebiliyor.”
Cahit Zarifoğlu"
- Edebiyat Atlası
16. "Allah acılarla kıvranan insana mutlaka tutunacağı bir şey veriyordu..."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
17. "Memduh Şevket Esendal yazarları ne güzel tanımlar:
“Üç türlü yazar vardır: Toplumun gerisinde kalan, ortada giden, bir de önünde olanlar. Toplumun önünde gidenlerin zamanında anlaşılması çok ender yazara nasip olmuştur. Yazarlığın en hası budur. Alkışı geride ve ortada olanlar toplar. Ama gene de unutulup gitmeleri engellenemez.”"
- Edebiyat Atlası
18. "İnsan ancak bilinç elden çıkınca içine teslim oluyor."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
19. "Hiçbir hırsı, beklentisi kalmamış, her şeyden bu kadar vazgeçmiş birini hangi umutsuzluk boğabilir, hangi hayat onu nasıl incitebilirdi?"
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
20. "“Popüler yazar, insanlar ne düşünüyorsa onu yazar. Bilge yazar, onlara üzerinde düşünecekleri bir şeyler sunar.”
Ambrose Bierce"
- Edebiyat Atlası
21. ""Bana sorarsan kütüphanene dön, yani kitap ol, aydınlan ve aydınlat."
Cemil Meriç"
- Edebiyat Atlası
22. "Cézanne bir ağaç görür. O ağacı daha önce de gören olmuştur. Ama o, “o ağacı kimsenin görmediği biçimde görmüştür.”"
- Edebiyat Atlası
23. "Hayatımıza giren hiç kimseyi, hiçbir şeyi söküp atamayız, onlar hep içimizde bir yerdedir. Kişiliğimizi bu insanlardan, bu durumlardan oluştururuz."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
24. "Bir ömür verilerek bırakın binlerce hayatı bir hayat bile anlaşılamıyormuş."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
25. "Herkes kendi içinde eriyip bütüne katılmalıydı."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
26. "Ortalama bir ömür bırakın dünya edebiyatını, ülke edebiyatını bile yeterince okumaya yetmiyor. Seçme yapmak fani olmamızın bir sonucu. Bu nedenle seçim yapmak kaçınılmaz."
- Edebiyat Atlası
27. "Ama ölmek çok uzundu: bir ömür sürüyordu. İnsan hep bekliyor, bekliyor, bekliyordu: umut gelecek, aşk gelecek, çocuk gelecek, itibar gelecek; güneşli günler, iğde kokuları, büyük zaferler ve fetihler gelecek..."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
28. "Günlük tutma disiplini, içinde yazarlık tutkusu ve yeteneği olan kişileri edebiyata, sanata, felsefeye yaklaştırır. Bu nedenle günlükler yazarlığın başlangıcı gibidir. Yazma anında olaylara, durumlara, yaşadıklarına bakar ve yaşadıklarını o zaman anlar. Günlükler, yaşanan günlerin, yaşantı parçacıklarının öznel tarihi yanında pek çok tanıklıkları da içerir. Bir yandan sisler, tüller arasında kalmış yaşam parçacıklarının aralanması işlevini görürken, bir yandan da kişilik oluşturma, yazınsal serüveni kontrol etme, tanıklıkları belgeleme gibi pek çok imkân sunar."
- Edebiyat Atlası
29. "Kimseye doğduğunda yol haritası olsun diye hayat bilgisi kitabı verilmiyordu. Yaşadıktan sonra o kitabı kendi yazıyordu. Ancak parmak izi gibi her kitap farklı oluyor, kimsenin işine yaramıyordu. Sadece başlık aynıydı: Ah Yalan Dünya."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
30. "Descartes’ın dediği gibi: “Bütün iyi kitapları okumak, bu kitapların yazarı olmuş geçmiş yüzyılların en değerli insanlarıyla konuşmak gibidir.”"
- Edebiyat Atlası
31. "Yazarın meselesi, ortaya hayatını koyarak derdini anlatma girişimidir."
- Edebiyat Atlası
32. "Her şeyin farkına varmış bir insanın mutlu olması düşünülemez."
- Öykü Terimleri Sözlüğü
33. "Büyülü gerçekçilik, fantastik, rüya kavramlarıyla keşfedilen Gabriel Garcia Marquez ve Jorge Luis Borges'in beslendikleri kaynaklar bizzat Binbir Gece Masalları'dır. Bu iki yazar da en önemli esin kaynaklarının "Binbir Gece Masalları" olduğunu belirtmişlerdir."
- Edebiyat Atlası
34. "Carl Custav Jung, “Anılar, Düşler, Düşünceler” kitabında şöyle der:
“Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.
Bu duygu ilk düş deneyimlerimle başladı ve doruğuna, bilinçdışı üzerinde çalıştığım dönemde ulaştı. Bir insan başkalarından daha çok şey biliyorsa yalnızlaşır ama bu, o insanın arkadaşlığa düşman olduğu anlamına gelmez, çünkü arkadaşlık konusunda hiç kimse yalnız bir insandan daha duyarlı olamaz ve arkadaşlık ancak, her insan kendi bireyselliğini unutup başkalarıyla özdeşleşmeye kalkmazsa gelişir.”"
- Edebiyat Atlası
35. "Okuma eylemi pasif bir eylem değildir; aksine, etkileyen, biçimlendiren, öneren, değiştiren aktif bir eylemdir. İnsanı değiştirir, yeni bir bakış açısı, inanç ve düşünce aktarır. İnsanı geliştirir, ileri taşır."
- Edebiyat Atlası
36. "Necip Fazıl “çok sevdiğiniz, kendinize yakın bulduğunuz yazarları öğrenelim?” sorusuna şöyle cevap verir:
“Bazı cins kafaların çok ileri tırmanış noktalarına kadar gittiklerini görüyorum… Mesela, bir Dostoyevski’yi alın ele… Bir Tolstoy’u alın… Benim Fransız edebiyatında takdir ettiğim bir romancı var: Marcel Proust. O hiç alakadâr değildir okuyucuyla… Okuyucu okumuş okumamış, münekkit sevmiş sevmemiş; yalnız içini aksettirir. Yani, mühim bir adam… Sonra yapı ustaları var… Zola’lar, şunlar, bunlar… Shakespeare’i çok beğenirim. Cidden çok severim onu… ‘Cins Kafa’ tabiri (Shakespeare) için caiz… Şiirde Rimbaud’u severim. Baudelaire’i tam severim diyemem, şayan-ı dikkattir. Valéry de bunların arasına girer.”"
- Edebiyat Atlası
37. "Yavaşça, kimseyi incitmeden, meşgul etmeden çıkacağız gündeminizden. Ama ruhlarımız hep peşinizde olacak. Çünkü hep üstümüzde gezineceksiniz."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
38. "Virginia Woolf yazı hakkında şöyle şunları söyler: “Yazar arkadaşım: ‘Bir cümle yazıyorum: sonra bir cümle daha’ demişti. Oysa yazmak, kırlarda koşuyormuş gibi bir şey olmalı.” Çünkü, yazmak onda bir varoluş biçimi, bir büyü. Çıldırırcasına yazanlardan biri. Her romanından sonra delilik nöbetleri geçirmesi boşuna değil. Yazmak, insanın ruhunun derinliklerinde dalgalarla boğuşmak demek."
- Edebiyat Atlası
39. ""En büyük olaylar , en şamatalı saatlerimiz değil, en sessiz saatlerimizdir. Yeni gürültüler bulanın değil, yeni değerler bulanların çevresinde döner dünya, sessiz döner."
Ve ekler: "Pazar yerinden ve şandan uzakta yer alır büyük olan her şey: hep pazar yerinden ve şandan uzakta barınmıştır yeni değerler yaratanlar.""
- Edebiyat Atlası
40. "Hiçbir doğru onlarca yıl kalmıyordu. İnsan inkâr ede ede, sile sile, kendini yalanlaya yalanlaya ilerliyordu."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
41. "" Bütün iyi kitapları okumak, bu kitapların yazarı olmuş geçmiş yüzyılların en değerli insanlarıyla konuşmak gibidir."
Descartes"
- Edebiyat Atlası
42. "Bu istasyonda herkes birbirini aramakta ama kimse kimseyi bulamamaktadır."
- Modern Öykü Kuramı
43. "Binbir Gece Masalları şöyle başlar: “Eskilerin yaşam öyküleri, zamanımızda yaşayanlara örnek oluştursun; böylece bir kimse kendinde başkasının başına gelenleri öğrenerek, geçmişteki insanların serüvenlerini ve söylediklerini dikkatle göz önünde tutup onurlandırarak, kendini ıslah etsin!""
- Edebiyat Atlası
44. "Demek ki sonunda insan kendi hayatının seyircisi oluyor, içine dönüyor, anılarının içinde yol alıyor."
- Emanet Hikayeler
45. "İlk kitaplar o yazarın daha sonraki serüveninin ana damarlarını gösteren en önemli kitap olma özelliğini taşır. Jorge Luis Borges bu durumu şöyle açıklar:
“Bugüne kadar elli-altmış kitap yazdım ama kitapların hepsinin yayımladığım ilk kitabın, 1923’te yayımlanan ‘Fervor de Buenos Aires’ adlı kitabın içinde olduklarını görüyorum. O kitabı hâlâ tekrar tekrar okuyorum.”"
- Edebiyat Atlası
46. "Edebiyata yaşamımızı anlamak, onu anlamlandırmak ve ona yön vermek için bir yol yöntem aradığımız için başvururuz."
- Edebiyat Atlası
47. "Demek buraya yaşanacak yer diye geliyorlar; burası ölünecek yer desem daha doğru."
- Modern Öykü Kuramı
48. "İnsan bakarak odanın içinden çıkamayacaksa bir pencere ne işe yarar? Bu yüzden şehir evlerindeki pencerelerin açılması ya da kapanması arasında fark yoktur."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
49. "Yalnızlık insanın insan olmanın ayrımına vardığı yerdir."
- Edebiyat Atlası
50. "" Ben hikmet ehliyim, siyaset ehli değil. Dünyaya bulaşmadım, öğretmenliği ve sessizliği seçtim. Onlar altın topladılar, ben hazine buldum. Onlar lezzet ve zevk aldılar; ben ise gam ve keder. Onlar yaşayanlara bağlandılar ben yaşama. Onlar elbiselerine sığmayacak kadar şişmanlarken; ben içim içime sığmayacak kadar aşık oldum. Onlar özgürlüğe ihanet ettiler, ben özgürlüğe vefalı kaldım. Onlar kalabalıkta birbirine yabancıyken, biz yalnızlıkta birbirimizi tanıyoruz."
Ali Şeriati"
- Edebiyat Atlası
51. "Biliyordum, yol kaderdir."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
52. "Uçan halılara inanıyordu, cenknamelere, saray basan Kürşatlara..."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
53. "Eğer sözcük dağarcığımız yeterli değilse derdimizi anlatacak en yakın kelimeyi seçeriz. Bazen tam isabet olmaz. Bu yüzden "onu demek istememiştim" deriz. Bu yüzden "onu demek için" okumalı..."
- Edebiyat Atlası
54. "“Yazmak için yaşıyorum ben.”
Katherine Mansfield"
- Edebiyat Atlası
55. "Yazar bir “meselesi” olduğu için yazar, yazı hayatı boyunca bu meseleyi güçlü bir dille insanlara aktarmak, inandırıcı kılmak için uğraşır. Meselesi olmayan bir yazarın yazma gerekçesi de yoktur. Mesele onu yazmaya davet eder, hatta zorlar, kışkırtır. Yazarın meselesi öncelikle hakikati edebiyatın diline dönüştürmektir. Çağına tanıklık, itiraz ve başkaldırıdır. Yaşadıklarıyla hesaplaşmadır. Bütün büyük yazarlar merhamet, adalet, vicdan, özgürlük temalarının izini sürerek çağını tutanaklara geçirir ve yarınlara aktarırlar."
- Edebiyat Atlası
56. "Bazı kitapları okurken sanki yazar karşımızda oturmuş tüm öyküyü, romanı bize anlatıyormuş gibi hissederiz. Ya da sanki bizim için yazmış gibi."
- Edebiyat Atlası
57. ""Benim kitap yazarı olmakla uzaktan yakından bir ilgim yok. Benim bütün meselem, kendi yaşamıma yön vermek. Benim tek işim tek uğraşım bu."
(Monteigne)"
- Edebiyat Atlası
58. "Yıllardır sanki hep boşluktan sesleniyormuşum, sesimin tek bir yankısı yokmuş."
- Emanet Hikayeler
59. "Dil yazdığımız yazıyı büyülü bir hale getirmektir: “Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yaptığı yıllarda, Tolstoy’un bir hikâyesini okurken, öylesine kendinden geçer ki, acaba kağıdın içinde büyülü bir şey var mı diye havaya kaldırır bakar. Tabiî ki, beyaz sahife üzerinde siyah harflerden başka bir şey göremez.""
- Edebiyat Atlası
60. ""İlk mektebe başladığımın daha ilk ayında zil çalar çalmaz sınıftan koşarak çıktığım için pusudaki kadın öğretmenden bir tokat yedim. O günden beri gücünü üzerimde denemeye yeltenen resmi veya gayr-i resmi her türden otorite açıktan düşmanım oldu. Bu düşmana hadidini bildirmek bahse konu olunca en büyük desteği bana şiir verdi. Birilerinin gözünde 'bi şey' olmağa lanet etmemin en tesirli silahıydı şiir."
İsmet Özel"
- Edebiyat Atlası
61. "Ritim, yazarın ruh duygu grafiğidir."
- Modern Öykü Kuramı
62. "Her gün bir perde iner ömrümüze, bir perde açılır, her şey birden değişir. Değişir tablolar, renkler, kokular, nesneler. Sorarız, ben hangi dündüm, hangi renk, hangi koku?"
- Küller ve Uçurumlar
63. "Yazmak, en iyi ihtimalle yalnızlıktır. Yazan kişi ya yalnız olduğundan yazacaktır, ya da yazdııkça yalnızlaşacaktır. Yazmak yalnızlığın insan ruhuna nakşettiği derin ve onulmaz bir yaradır."
- Edebiyat Atlası
64. ""Büyükler için yazılacak nice peri masalı var.""
- Öykü Terimleri Sözlüğü
65. "Edebiyat daima hayattan önce davranmıştır. Onu taklit etmemiş, kendi amaçlarına ulaşmak için ona biçim vermiştir."
- Edebiyat Atlası
66. ""Tıpkı kadınları olduğu gibi, ülkeleri de yatakdan kalktıkları halleriyle görmek gerekir."
Màrguez"
- Edebiyat Atlası
67. "Sosyal medyada insanların kendi kimliği ile yer almak zorunda olmaması, ortaya kar maskeli insanların çıkmasına yol açar ve basıtırılmış kinler, kötülük duyguları, intikam eylemi denetimsiz bir şekilde ortaya çıkar."
- Edebiyat Atlası
68. "Edebiyat, insana hayat karşısında bir birikim ve bilinç aktarır. Yaşananları yorumlar, gelecek tasarımında bulunur. Okuru uyarır, sarsar ve yüce, erdemli duygulara çağırır. Edebiyatçının üretim aşamasında böyle bir niyeti olmasa bile sonuç budur."
- Edebiyat Atlası
69. ""Kaç kez okudunuz Dostoyevski'yi? Orta bir dünya vatandaşı olabilmek için iki kez, orta bir yazar olabilmek için de beş kez okumalısınız Dostoyevski'yi."
Nuri Pakdil"
- Edebiyat Atlası
70. "La Fontane eleştirmeni "garip kişi" olarak nitelerken, Tolstoya göre eleştirmen " sanatçı olmayı beceremeyen zavallının biridir"."
- Edebiyat Atlası
71. "La Fontane eleştirmeni "garip kişi" olarak nitelerken, Tolstoya göre eleştirmen " sanatçı olmayı beceremeyen zavallının biridir"."
- Edebiyat Atlası
72. "Edebiyat büyük olaylara, yıkımlara giden yolları hisseder ve eserlerinde bunu sezdirir. Tıpkı Ömer Seyfettin'in Balkan Savaşı'nı tıpkı Kafka'nın yaklaşan 2. Dünya Savaşı'nı tıpkı İvo Andriç'in Boşnak kıyımını tıpkı Sezai Karakoç'un Ortadoğu'da yaşanacak dramı önceden haber vermesi gibi."
- Edebiyat Atlası
73. "Ama dünyanın düzeni böyle kurulmuş
Hikâyeyi yaşayan başka, anlatan başka
Bu yüzden burada her şey eksik, her şey yarım."
- Ansızın Hayat
74. "Eser bir çığlıktır ve kaynağı da huzursuzluktur."
- Modern Öykü Kuramı
75. "Hayatından Batılı eserleri, yazarları çıkaran Doğu insanı, Doğulu eserleri ve yazarları çıkardığında Batı insanı eksiktir, tamamlanmamıştır. Ülkemizde yaşanan kör kamplaşmadan ne yazık ki insanlığın ortak değeri, hafızası birikimi olan kitaplarda payını almıştır."
- Edebiyat Atlası
76. "Edebiyatsız bir dünya barbar, hoşgörüsüz ve ötekini anlamaktan uzak kaba bir dünya olurdu."
- Edebiyat Atlası
77. "Anlık, zamansal dönemler hariç, hiçbir
" güzelleme eleştirisi" kötü bir kitabı edebiyat dünyasına sokmayı başaramamış, geleceğe aktaramamıştır. Hiçbir "olumsuz eleştiri" de iyi bir kitabı edebiyat dünyasından silememiştir. Kısacası eleştiri rahatsız eder, baş ağrıtır ama yok edemez."
- Edebiyat Atlası
78. ""Doğrusu Heidegger okumalarım beni bir çok ayet-i kerimeyi, birçok hadis-i şerifi daha derinden kavrar duruma sokmuştur.""
- Edebiyat Atlası
79. "" Dünya karanlık, sıkıntılı, dar; içi hile ve tuzak dolu, savaşılıp mücadele edilen bir evdir."
Aşık Paşa- Garîb-nâme"
- Edebiyat Atlası
80. "Tolstoy kahramanlarının yazarlarını dinlemediğini belirterek, Anna Karanina'yı yazma deneyimini şöyle aktatır: " Varonski, Karenin ile konuşmasından sonra düelloya karar verince, benim için bile hiç beklenmedik bir iş yapmıştı. Romanların kahramanları, yaşamda nasıl yapmaları gerekiyorsa, öyle davranır, hem de yazarın bunu hiç beklemediği bir anda.""
- Edebiyat Atlası
81. "Yunus Emre dilin önemini şöyle dile getirir: " Keleci(söz) bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz/Sözü pişirip diyenin, işini ağ ede bir söz/ Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı/ Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz.""
- Edebiyat Atlası
82. "Oysa ben bıraktığın yerde değilim, orda kimse yok. Sesim yok, adım yok, ıssızım."
- Ansızın Hayat
83. "“Peki, hep böyle midir, ne kadar gidilirse gidilsin başladığı yere mi döner insan, bütün yıkımlardan sonra... Eteğindeki birikmiş yenilgiler, kimse duymaz mı sesini.""
- Ansızın Hayat
84. ""Ne zaman bir güçlükle ya da acıyla karşılaşsam, hep intiharı düşünmeye yazgılı olduğumu biliyorum. Beni korkutan da bu: temel ilkem intihar, gerçekleştiremediğim, hiçbir zaman da gerçekleştiremeyeceğim, ama düşüncesi duyarlığımı okşayan intihar."
(Cesare Pavese)"
- Edebiyat Atlası
85. "Sanat- edebiyatın gitgide pazarlanabilir bir metaya dönüştüğü, ürünün/yazının gidip, yazarın geldiği ve sonuç olarak genel bir kırılmanın ve yozlaşmanın yaşandığı günümüz edebiyat dünyasında, öykünün daha soy bir duruş sergilediğini görüyoruz. Tüketime prim vermiyor, işi ucuzlatmıyor. Tüketim medyasının pazarında hiçbir öykü malzemesi yok. Bu yüzden kendini takdim etmek isteen yazar, öyküyü terk etmek zorunda kalıyor ve başka türlerin kapısını çalıyor. Aslında öykünün bu soy duruşu boşuna değil. Çünkü öykünün sağlam bir arka planı var bu topraklarda. Bu direnç ve birikime dayanarak, dünya ölçeğinde türün zirveleri bu topraklarda yazılıyor. Öykü sağlam temeller üzerinde, geleceğe umutla bakıyor, insanlara, birikim, tecrübe aktarmayı sürdürüyor."
- Edebiyat Atlası
86. "Tebessümün ta içine gizlediği derin acı yine de kendini ele veriyordu."
- Ansızın Hayat
87. "Edebiyat sayıları kaydetmez, değerleri kaydeder. Bu anlamda yarınlarda çok satanlar değil , değerli yazarlar ve eserler var olacaktır."
- Edebiyat Atlası
88. "Ulysses genel okurdan çok beğenisi incelmiş seçkin okura seslenir."
- Edebiyat Atlası
89. "Harcanmak üzere verilmiş bozuk paralar olarak kabul etti hayatı."
- Ansızın Hayat
90. "... sarıldığı her şey kırılınca insanın kendisi ortaya çıkıyordu."
- Ansızın Hayat
91. ""Böyledir dönüşü devranın: Hızlı, vefasız ve bekasız."
Sadî"
- Edebiyat Atlası
92. "Biz, anlatmaktan hoşlandığımız hikâyeleriz. Sırf başkaları kim olduğumuzu anlasın diye değil, kendimizi anlayabilmek amacıyla da hikâyeler anlatırız."
- Öykü Terimleri Sözlüğü
93. "Ne kadar hızlanırsan hızlan, hiçbir şeye yetişemeyeceksin, her şey ya senden önce ya da senden sonra olacak."
- Ansızın Hayat
94. "Sağanaktan kaçtın, şimdi tenteden sızan bir damla için tüm gün bekliyorsun. Şimdi bekle kovan su dolacak, tentelerden sızarsa damlalar."
- Ansızın Hayat
95. "" Hiç kimse şu ya da bu şiiri anlamak zorunda değildir. Şiirimi bana şikayet ediyorlar. Anlamıyorsa niye rahatsız oluyor bilmem? Ben de botanikten hiç anlamam...Pardon ekonomi diyecektim. Neyse; o ya da bu; daha anlamadığım bir sürü şey var. Bilmek zorunda da değilim. Sloganlara kayalım, didaktik olalım vw söylev dili kullanalım istiyorlar herhalde. Bilirsiniz 'ayran kabartmak' denir buna. Gelişmemiş okuyucuda bu vardır. Hedefe dürbünle bakmak gibi bir şey bu. Yürümeye başlarsan, ne uzun yollardan geçmek gerekir."
Cahit Zarifoğlu"
- Edebiyat Atlası
96. "Çünkü ölümün her türlüsü öğretilmişti sana ama nasıl yaşanacağı öğretilmemişti."
- Ansızın Hayat
97. "Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar'ı da roman tarihinin eşsiz örneklerinden biridir. Yeraltından seslenen kahraman kendi ruh durumunu, hayatını, çatışmalarını, kırgınlıklarını iç dökmeyle anlatır. Niçin yeraltına sığındığını izah eder. Kahraman sadece kendisini eleştirmez, toplumun tüm değer yargılarına da karşı çıkar.
.......
Dostoyevski bu romanıyla bireyin bilinçaltının, iç dünyasının karanlıklarına yönelir. Yeraltından Notlar, " Ben hasta bir adamım..." cümlesiyle başlar."
- Edebiyat Atlası
98. "Ben hayatıma yürümüştüm, sen düşlerine. Sonuçta ikimiz de kaybettik.
Ben hayatımı, sen düşlerini."
- Ansızın Hayat
99. "Anılar bile kalmıyordu. Onlar da kişiyle birlikte değişiyordu. Eskiyordu, kılıktan kılığa geçiyordu."
- Öykümüzün Sınır Taşları
100. "Ve yine anladı ki, hayatı zaten tümüyle bir yanılgıymış."
- Öykümüzün Sınır Taşları
101. ""Sıkıntı işte. Keşke eve gitseydim. Kitaplar. Yerin dibine batsın kitaplar. Ne öğrettiler bana! Sökebildiler mi içimdeki huzursuzluğu. ""
- Öykümüzün Sınır Taşları
102. ""Avrupa edebiyatının kurucu kahramanı Homeros, son evrensel yazarı Goethe'dir."
Manguel"
- Edebiyat Atlası
103. "İçi boşalmıştı kelimelerin, konuşmalar anlamını yitirmişti."
- Otuzüçüncü Peron
104. "Beklentilerle geçen ömür ne kadar uzun sürüyordu Albayım"
- Emanet Hikayeler
105. "Hayır, görmüyorsun hiçbir şey. Çünkü burada değilsin. Hiç kimseyi, hiçbir şeyi görmüyorsun. Sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi, sözü bitirmiş, her şeyini yitirmiş gibi, sanki hayatın sadece upuzun bir bakışmış gibi kıpırtısız duruyorsun. Tersinden dünyaya sarkıtılmış bir durumda, B-O-Ş-L-U-K'ta sallanıp duruyorsun."
- Ansızın Hayat
106. ""Diyeceklerim de, kar suyu gibi birikti içime.""
- Öykümüzün Sınır Taşları
107. "Hayatta her şey cesurluk, erdem, zarafet kantarına vuracak sandım. Aldandım"
- Emanet Hikayeler
108. "İşte kışım beni almaya gelmişti. Zaten ömrün kışı aniden gelir."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
109. "Az az ölüyoruz her gün."
- Öykümüzün Sınır Taşları
110. ""Bana böyle şeyler yazdırmak baharın işi.""
- Öyküyü Sanat Yapanlar
111. "İnsanın kendisinin olmadığı bir hikayede varmış gibi anlatılmasından daha korkunç bir durum yok. Benimle hiç ilgisi olmayan benim diye her yerde anlatılıyor. Hep soruyorum, ben bu hikayede ne arıyorum ya da tüm bu hikayede olup bitenler benim hikayemde ne arıyor?"
- Emanet Hikayeler
112. "Oysa insan bir hayat boyu biriktirdiklerini döke döke ölür."
- Emanet Hikayeler
113. "Woolf'un deyişiyle modernistler, ‘ iskele yok, tek tuğla bile görülmemeli' derken; postmodernistler, ‘hadi binayı birlikte yapalım.' tavrındadırlar."
- Modern Öykü Kuramı
114. ""Ah yazgımızın yerine gelmesi için gerçekten yaşlanmamız, çirkinleşmemiz, buruşup kırışmamız ve bunamamız, ufku dar ve uyumlu kişilere dönüşmemiz mi gerekiyor?""
- Öyküyü Sanat Yapanlar
115. "Bu dünyada ruhuna yakın tek bir kişi bile yoktu.
Yapayalnızdı."
- Ansızın Hayat
116. "İnsan günün birinde, cam kırıklarının üstünde, acıyı iyice hissetsin diye, çıplak ayakla yürümek istiyor."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
117. "Bunu en iyi sen bilirsin: İnsanın kıyameti çaresizlik içinde sessiz sessiz yağan yağmuru seyretmektir."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
118. "Susan her insan mutlaka müthiş bir konuşma isteği ile doludur sadece muhatabını bulamamıştır."
- Emanet Hikayeler
119. ""Her şeyiniz var
Otomobiliniz
Yatınız
7 cüceli eviniz
Çocuklarınız
Bense ölümden korkmayacak kadar yalnızım.""
- Öykümüzün Sınır Taşları
120. "İnsanların içindeki öykülerle dışındaki öyküler çok farklıdır ve bu yüzden hiç anlaşılmazlar."
- Öykümüzün Sınır Taşları
121. "İnsanların içindeki öykülerle dışındaki öyküler çok farklıdır ve bu yüzden hiç anlaşılmazlar."
- Öykümüzün Sınır Taşları
122. "...insan kendine çarpar, tüm biriktirdikleri bir bir yere saçılır, bakarsın bütün bunlar ben miyim diye."
- Ansızın Hayat
123. "İnsan kırılmışlığından bakınca her şeyi görür..."
- Edebiyat Atlası
124. "Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?"
- Otuzüçüncü Peron
125. ""Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?""
- Otuzüçüncü Peron
126. "Hayat, tam da budur. Herkes kendi ölümünü yaşar."
- Öyküyü Sanat Yapanlar
127. "İnsan düşeni tutmayı değil düşüşü seyretmeyi seviyor."
- Emanet Hikayeler
128. ""Az az ölüyoruz her gün. Yağmurdan havadan söz eder gibi, insanın her gün az az öldüğünü görüyorum, her yanda gördüğüm insanların.""
- Öykümüzün Sınır Taşları
129. "Melodram, dramın okur beklentisine denk düşecek bir şekilde klişelere ve abartılara yaslanarak yoğun duygusallığa dönüşmesidir."
- Modern Öykü Kuramı
130. "Öykücüler küçük ayrıntılardan, büyük, kalıcı sonuçlar üretmeye çalışırlar."
- Modern Öykü Kuramı
131. "Bütün bir gece biriktirdikleri hayatı, sabah sokaklara, vitrinlere, parklara döke döke eve dönecekler."
- Ansızın Hayat
132. ""İnsanlarda bir telaş. Son anda bir şeye yetişeceklermiş gibi, son anda bir yerinden yakalayacaklarmış gibi hayatı, bir telaş, bir telaş. Ama yine de varacakları yer, yaşana yaşana kendilerine ait olmaktan çıkmış alışkanlıkları değil mi?""
- Küller ve Uçurumlar
133. "Şehir zaten nedir ki, insanın keşfettiği en büyük, en kalabalık yalnızlık."
- Emanet Hikayeler
134. "Çünkü insan tanımladığı, avucunun içine aldığı şeyi değersizleştirmeye, tanımlayamadığı şeyleriyse efsaneleştirmeye yatkındır."
- Modern Öykü Kuramı
135. "Çünkü her sözcük insanda ayrı bir anlam olarak yankılanır. Ve her insan sadece kendi sözlüğünü tamamlamak için yaşar. Bu yüzden hayat, kendine ait sözlüğü oluşturma serüvenidir."
- Ansızın Hayat
136. "İnsanın kendini tanıması için bunca yolu katetmesi bir haksızlıktı."
- Ansızın Hayat
137. "Çünkü hep kaçtın, hep, hep. Arzudan, heyecandan, ateşten. En çok da kendinden."
- Ansızın Hayat
138. "Çünkü ona göre (Borges), insanlığın bütün bir kaderi aynıdır. Aslında hep aynı öyküyü anlatırlar, ama değiştirerek. Hep aynı acılar yaşanır, aynı trajediler. Sahneler bile aynıdır. Sadece yenilenirler. Bütün insanlar aslında aynı insanlardır. Hem de yüzyıllardır."
- Öyküyü Sanat Yapanlar
139. "Zamanlar gelip geçecek, bahar gelecek, nehirler coşacak ama hiçbir şey değişmeyecektir."
- Öyküyü Sanat Yapanlar
140. "Öykü, gevezeliği kaldırmaz."
- Modern Öykü Kuramı
141. "Kapıları kapamış, perdeleri çekmiş, kurgulanmış hayatlarda, dışarıdakinden daha gerçek, daha derinlikli sandığı hayatlarda yitip gitmişti."
- Ansızın Hayat
142. "İçinin bütün eşyalarını toplamış, uzun bir yolculuğa çıkacak gibi kıyıda bekliyordu."
- Ansızın Hayat
143. "Yol hep aynı, bizden önceki insanların döktüğü kederlerin üzerinde yürüyorduk."
- Ansızın Hayat
144. ""Gerçek ne kadar yanıltıcı." diye düşündü, "Her şeyi nasıl da inandırıcı bir şekilde gizliyor. Hakikat bunun tam tersi oysa.""
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
145. "Sezai Karakoç da Batı'nın Doğu sanatlarından etkilendiğini belirtir:" Acaba, La Fontaine'in masallarında Kelile ve Dimme ve Gülistan, Bostan ve benzeri eserlerin etkisi ne derecededir? Romeo ve Juliet, bir nevi Batı'ya uyarlanmış, bir Leyla ile Mecnun değil midir? Salaman ile Absal'in Faust'ta izlerine rastlanmaz mı?"
- Edebiyat Atlası
146. "Ben bir hayat boyu kendi hikayemi, kendi hayatımı ararken , hiç tanımadığım insanların bana kendi hikayemi anlatmaları tuhaf."
- Emanet Hikayeler
147. "Şöyle demiştin: "Pencereleri şuraya koyacağım. Sabah uyandığında dağları karşında göreceksin. Ve karşıdaki dağlar kalbini neşeyle dolduracak." Gerçekten de eğer kaşıdaki dağları, masmavi gökyüzünü, cıvıl cıvıl öten kuşları göstermeyecekse pencereyi niye oraya koyarlar, insan bakarak odanın içinden çıkamayacaksa bir pencere ne işe yarar?"
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
148. "Gerçek sanatçılar bir metindeki anlamı asla bir aforizma olarak söylemez, estetik bir yaklaşımla istiridyenin içindeki inci gibi özenle gizlerler."
- Öykü Terimleri Sözlüğü
149. "Artık okuyacağı değil, anlatacağı bir hikâyesi olsun istiyordu, onun peşindeydi."
- Ansızın Hayat
150. "Bu şehirler, içlerinde kim bilir hangi hikâyeleri saklıyordu?"
- Ansızın Hayat
151. "Ama diyorum, Yusuf’un gömleğini ben yırtmadım. Ellerimi ben doğramadım."
- Küller ve Uçurumlar
152. "Mazi insanın hep peşindedir."
- Öykümüzün Sınır Taşları
153. "Adem yasak elmayı yediği için cennetten kovulmuştu. Bu ülkede Mehmet Akif'e de, Nazım Hikmet'e de, sırf elmayı yiyecek diye çok kötü davrandılar albayım . Onları dışarı attık."
- Emanet Hikayeler
154. "Gerçek hayatım, kurguladığım hikayelerdeymiş, hayat sadece başımdan geçmiş."
- Emanet Hikayeler
155. ""Kanımca kitap yazmak, herkes ne derse desin bir şarkı mırıldanmaya benzer- bir kere ahengi tutturun yeter, Madam, ne kadar yüksek ya da alçak sesle mırıldandığınızın hiç önemi yok."
L.Sterne"
- Dünya Romanının Serüveni
156. "“Hiç bağışlamaz mı hayat.”"
- Ansızın Hayat
157. "Her şeyin farkına varmış bir insanın mutlu olması düşünülemez. Farkındalık mutsuzluğu, yalnızlığı, hüznü getirir. Birey hep geçmişe bakar. Orada ise hep bir boşluk vardır..."
- Öykümüzün Sınır Taşları
158. ""Yaşanmadan da ölünmez ki! ""
- Öykümüzün Sınır Taşları
159. "Öykünün, özet yaşamaya talip modern insana sunduğu ilk cazip yanı kısa oluşudur."
- Modern Öykü Kuramı
160. ""Yaşanmadan da ölünmez ki! ""
- Öykümüzün Sınır Taşları
161. "İnsan biriktirdiği için acı çekiyor abi, biliyorsun. Zamanla her şey birikiyor, söylenmemiş söz, atılmamış çığlık, tutulmuş nefes: ağırlaşıyorsun. Bir zaman geliyor için almıyor artık hiçbir şeyi. O vakit tüm bu ağırlıkla ya dibe çöküyorsun ya da tüm birikenleri bir infilakla dışarı atıyorsun."
- Ansızın Hayat
162. "Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?"
- Otuzüçüncü Peron
163. "Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?"
- Otuzüçüncü Peron
164. "Çehov, "Öykülerimi nasıl yazdığımı bilmek istiyorsunuz değil mi?" diye sorduktan sonra, masanın üstüne şöyle bir bakıp gözüne ilişen ilk nesneyi, bir kül tablasını alarak eleştirmen Korolenko'nun önüne koyar ve şöyle der : "İşte! Yarın bu bir öykü olacak. Adı da kül tablası""
- Modern Öykü Kuramı
165. "Ölümün her türlüsü öğretilmişti sana ama nasıl yaşanacağı öğretilmemişti."
- Ansızın Hayat
166. "Alberto Manguel'in tespitlerine göre, Platon'un Diyaloglar'ına Homeros ve eserlerine 331 atıf vardır. Ona hayranlık duymakla birlikte ideal cumhuriyeti anlamadığını düşünür."
- Edebiyat Atlası
167. "Her şey geçip gidiyor, insan yaşadığı her şeyi bir gün kaybediyorsa, o vakit tüm bu anların yaşanmış ya da yaşanmamış olmasının, gerçek ya da hayal olmasının ne önemi var?"
- Öykümüzün Sınır Taşları
168. ""İnsanlar kentler kurmuş, evler kurmuş, kümelenmişler oraya. Toprağı bozuyor, havasızlıktan boğuluyor, birbirlerini bunaltıyorlar.""
- Öyküyü Sanat Yapanlar
169. ""Yaa hayat, işte sonunda beni de bu hale getirdin. Eserinle övün şimdi.""
- Günümüz Öyküsü
170. "Çehov, "Öykülerimi nasıl yazdığımı bilmek istiyorsunuz değil mi?" diye sorduktan sonra, masanın üstüne şöyle bir bakıp gözüne ilişen ilk nesneyi, bir kül tablasını alarak eleştirmen Korolenko'nun önüne koyar ve şöyle der : "İşte! Yarın bu bir öykü olacak. Adı da kül tablası""
- Modern Öykü Kuramı
171. "Uzun yolculuklara çıkmak istiyordu, bütün bir anılarını yanına alıp, dönüşü olmayan yolculuklara..."
- Ansızın Hayat
172. ""İşin zor."dedi."
"Çünkü kaybettiğini biliyorsun ve kafan sorularla dolu. Bu yüzden hep arayacaksın.""
- Otuzüçüncü Peron
173. "Konuşmuyorsun artık, hiç konuşmuyorsun çünkü sözcüklere güvenin kalmamış, sözü bitirmişsin."
- Ansızın Hayat
174. "Sonra ölüm geçer yanımızdan, anlık sarsıntılarla, rüzgârda titreyen bir mum alevi gibi, ölüm geçer yanımızdan. Cami avlusunda kırgın yüzler ve göğsümüzde doğum ve ölüm tarihleri yazılı bir resim bırakır gider: Unutmayacağız. Ama hayatta her şey unutulur, ölüm geçer yanımızdan, bir kırgın gün kalır geriye. Sonra ölüm gelir, bembeyaz lavaboya, bilek damarlarımız akar, akar. Odalar kapanır, tül perde havalanır. Bir tek ses kalır geriye, şıp şıp."
- Küller ve Uçurumlar
175. "Sürekli eli üşüyordu. Yurda yerleştirildiğinden beri hiç ısınmamıştı. Sadece kendisinin değil, yetiştirme yurdunun annesiz babasız çocuklarının hepsinin elleri üşürdü. Burada bütün mevsimler aynıydı: elleri hep üşütürdü. Özellikle anne, baba sözü geçtiğinde..."
- Ansızın Hayat
176. ""Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?""
- Otuzüçüncü Peron
177. "... çünkü nitelikli bir yazarın yazma gerekçesi, her durumda bir duyuş, hissediş olarak hayata dair bir tavır almak, ona müdahale etmek olmuştur. Değilse Gregor Samsa bir sabah korkulu bir rüyadan uyanınca kendini niçin bir hamam böceği olarak bulsun ki?"
- Modern Öykü Kuramı
178. "Bense ölümden korkmayacak kadar yalnızım."
- Öykümüzün Sınır Taşları
179. "Başkaları için yaşar, başkaları için çalışır, başkaları uğruna ölürsün."
- Öykümüzün Sınır Taşları
180. "Oysa aşk da tıpkı ölüm gibi deneyimsiz kavranamayacak bir hâldir. Rengi, reçetesi, tarifi hep eksik kalmaya mahkûmdur."
- Öykümüzün Sınır Taşları
181. "İnsan işte, bu delik deşik olmuş hayatta sanki hiç yokmuş gibi yeni, daha ağır bir dert edinir."
- Emanet Hikayeler
182. "Her hayat eklenecek hiçbir şeyin kalmayacağı temiz bir son ister."
- Emanet Hikayeler
183. ""Dala hafifçe tutunan, geçen yıldan kalma bir yaprak gibiyim.""
- Öyküyü Sanat Yapanlar
184. "İnsan sadece kendine çarpınca uyanır"
- Emanet Hikayeler
185. ""Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?""
- Otuzüçüncü Peron
186. "Bak ben o gecekonduya gömülmüş bir hikayeyim, beni çekip alabilir misin?"
- Emanet Hikayeler
187. "Otogarları severdi. Çünkü burada herkes gidiyordu. Sanki kimse yerinden memnun değildi, herkes gidiyordu."
- Ansızın Hayat
188. "Türk öykücülüğü, dünya öykücülüğünün hem mirasçısı hem de özgün , farklı bir sesi olmuştur."
- Öykümüzün Kırk Kapısı
189. "Ama ölmek çok uzundu: bir ömür sürüyordu. İnsan hep bekliyor, bekliyor, bekliyordu..."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
190. "Joyce'un kahramanları konuşa konuşa silikleşirlerken, Kafka'da kahramanlar iç dünyalarına düşüp boğulurlar. Joyce onlara "konuş konuş" der, "konuş da bat." Kafka da "eğil içine" der, "eğil de düş, kaybol." Joyce çıkışsızlığı doğal bir olay gibi anlatırken, Kafka hafakanlarla anlatır. Ama vardıkları yer aynıdır."
- Öyküyü Sanat Yapanlar
191. "... Yaşamamışım, hayat sadece başımdan geçmiş."
- Emanet Hikayeler
192. "Yaralayan, ömür boyu yaralanmıştır.."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
193. "Tolstoy 1901 ve 1902'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilmiş ancak ödülü kazanamamıştı. Tolstoy' un cevabı yerindedir: "Umrumda bile değil." O sene ödül Tolstoy yerine Fransız bir şaire verilmiştir: Sully Prodhome. Aslında ödül olayını bu örnek çarpıcı bir şekilde açıklamaktadır. Artık kaybedenin Tolstoy kazananın Sully Prodhome olduğu bir ödüllendirmenin güvenilirliği elbette tartışılacaktır."
- Edebiyat Atlası
194. "Zamanla ilgi değişir, beğeni değişir, bakışlar değişir. İnsan değişir, kitabın insandaki karşılığı da değişir. Ama kimi kitaplar vardır ki etkisini hiçbir zaman yitirmezler. Sizde "yer edecek" özelliklerini hep bünyelerinde taşırlar. Zaman geçer, siz değiştirirsiniz ama kitabın etkisi sizde aynı kalır."
- Edebiyat Atlası
195. "Paltomla akan ömrümün, ruhumun üstünü örtmeliydim."
- Küller ve Uçurumlar
196. "Acı, hayatın orantısız güç kullanmasından başka bir şey değildi."
- Emanet Hikayeler
197. "Gitmek bir anlamda tükenmek, yok olmaktır."
- Günümüz Öyküsü
198. "Oysa ben bıraktığın yerde değilim, orada kimse yok."
- Ansızın Hayat
199. "Dünya nasıl da anlamsız değil mi? Bir anda nasıl da siliniyor camda bir parmak ve izi gibi."
- Ansızın Hayat
200. "Anlamıştı, duygularınız yara almadan çevrenizi boşaltamıyor, kendinize dönemiyordunuz. Ve insanın yolculuğu hep kendine doğruydu..."
- Ansızın Hayat
201. "...belki hâlâ kitaplardan bir şey umanlar kalmıştır hayatta."
- Ansızın Hayat
202. "Bir gün kendimi bir HİÇ hissettim."
- Küller ve Uçurumlar
203. "Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla heran hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz."
- Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü Bir Tahlil
204. "Her gün bir perde iner ömrümüze, bir perde açılır, her şey birden değişir."
- Küller ve Uçurumlar
205. "Birbirinin aynı duygular, yarını heyecansız, bugünü tatminsiz, uçuşan, anlamsız, içi boş günler birbirini izliyordu."
- Otuzüçüncü Peron
206. "Çünkü modernizm, insanlara özet yaşatmayı dayatmaktadır."
- Modern Öykü Kuramı
207. "Artık yüzlerce sayfalık romanı haftalarca okumak yerine, o romandan uyarlanmış iki saatlik bir filmi seyretmek insanlara daha cazip gelmektedir."
- Modern Öykü Kuramı
208. "Hayatlarında omuzlarına hiçbir "sevinç kuşu" konmamıştır."
- Öykümüzün Sınır Taşları
209. "Hayat ancak kaybetmişlerin, yenilmişlerin diliyle tanımlanabilir. Çünkü en iyi mağluplar hayatı kavrayabilir."
- Edebiyat Atlası
210. "Aslında hayattaki boşlukları suni olarak biz oluşturuyoruz. Hep bir şeylerin eksik kaldığını düşünüyoruz. Bir şeyler eksik, yanlış, atlanmış. Bu yüzden önce bir boşluk oluşturuyor, sonra da elimize ne geçerse içine atıyoruz."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
211. ""Bekliyor, ama neyi beklediğini bilmiyordu. Yalnızca yalnızlığını, bir de içine işleyen soğuğu ve yüreğin olduğu yerde daha büyük bir ağırlığı duyuyordu.""
- Öyküyü Sanat Yapanlar
212. "Türkülerden umut kesinceye kadar bekledin."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
213. "Gece nasıl da örtüyordu her şeyi, gündüzün telaşını, çırpınışını."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
214. "İçimde bir yer ağrıdı."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
215. "İsmet Özel'in deyişiyle, "Çünkü kitaplar insanı kitaplara götürür.
... Okumanın rehberi okumaktır.""
- Edebiyat Atlası
216. "''Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise 'yenilmişlik' duygusudur.''"
- Edebiyat Atlası
217. "Gerçek olan şuydu; ben hayata yürümüştüm, sen düşlerine. Sonuçta ikimiz de kaybettik. Ben hayatıımı, sen düşlerini."
- Ansızın Hayat
218. "Her sözcük her insanda ayrı bir anlam olarak yankılanır. Ve her insan sadece kendi sözlüğünü tamamlamak için yaşar. Bu yüzden hayat, kendine ait sözlüğü oluşturma serüvenidir."
- Ansızın Hayat
219. "İnsanlar akıyor yanımda, gürültülü otobüsler.."
- Küller ve Uçurumlar
220. "''Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise 'yenilmişlik' duygusudur.''"
- Edebiyat Atlası
221. "Gerçek olan şuydu; ben hayata yürümüştüm, sen düşlerine. Sonuçta ikimiz de kaybettik. Ben hayatıımı, sen düşlerini."
- Ansızın Hayat
222. "Her sözcük her insanda ayrı bir anlam olarak yankılanır. Ve her insan sadece kendi sözlüğünü tamamlamak için yaşar. Bu yüzden hayat, kendine ait sözlüğü oluşturma serüvenidir."
- Ansızın Hayat
223. "O benim rüyamı görüyor, ben onun rüyasını."
- Emanet Hikayeler
224. "Çünkü her şeyin bittiğini, içinde bir şeylerin kırıldığını biliyordu."
- Ansızın Hayat
225. "İnsan biriktirdiği için acı çekiyor"
- Ansızın Hayat
226. ""Bir köşede sabit bekleyenler değil, kaybolmuşlar, kaybolmayı göze alanlar bulur hayatın tüm yitiğini...""
- Ansızın Hayat
227. "Gördün işte hayat bir ikindi vakti gibi gelip geçti yanından. Sana hiç değmedi."
- Ansızın Hayat
228. "“Sanrı” dedi raporlar, derin düş kırıklığının ağır tahribi."
- Küller ve Uçurumlar
229. "Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?"
- Otuzüçüncü Peron
230. "Romancı kadar geniş bir imkânı olmayan öykücü "kestirmeden" gitmek durumundadır."
- Modern Öykü Kuramı
231. "Şiir için sözcük ne kadar önemliyse öykü için de cümle o denli önemlidir."
- Modern Öykü Kuramı
232. "Böyledir dünyanın devranı: Kırık ayaklı atları vururlar."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
233. "Mezarda yatar gibiyim sadece üstümde toprak yok."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
234. "Belli bir yaşayış uygulamışlar bana. Görünmeyen bir giysi giydirmişler. Sıkıyor beni, çıkarıp atamıyorum."
- Öykümüzün Sınır Taşları
235. "Yaşamak diye önüne itilenler yaşamak değil, sıkıntı ve bunaltıdır."
- Öykümüzün Sınır Taşları
236. "Gogol, sıradan bir memur olan Akaki Akakiyeviç’e ‘palto’sunu giydirip St. Petersburg’un soğuk sokaklarına gönderdiğinde, bir anlamda öykü türünün de tümüyle kaderini değiştirmiş oluyordu.
Çünkü bu öyküyle sadece kendi ülkesinin yazarları olan Tolstoy, Dostoyevski ve Çehov’u değil, değişik tonlarda ve biçimlerde pek çok ülke öykücüsünü de derinden etkiliyor; herkesi paltosunun içine alarak yol açıcı, öncü bir işlevi yerine getiriyordu."
- Edebiyat Atlası
237. "Ne zaman ki dünyayı merak ettim, düş beni terketti."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
238. "Ama insanlar bir tuhaftı Albayım, ıstırapla, buhranla yazılan oyunları oynuyor ama boş hayallerle mutlu oluyordu."
- Emanet Hikayeler
239. "''Yaşlandıkça yalnızlaşacağımızı bize kimse söylemedi.''dedi. Ve ekledi: ''Oysa gitgide kalabalıklaşacağımızı sanıyorduk.''"
- Emanet Hikayeler
240. "Kendisini yok etmek için intihar etmez, acısını bitirmek için intihar eder."
- Dünya Romanının Serüveni
241. ""Etrafımdaki gürültülerin, akan hayatın, içime sızıp şarkımı susturmasına izin veremezdim. Orada çok ses vardı, artık içimin sesini duyamıyordum. Buraya bu sesleri daha iyi duymak için geldim. Benim korkum içimdeki seslerin susması. Plak birden durduğunda, müziğin sesi kesildiğinde nerede olduğunun bir önemi yok. Oysa yalnızlık anında, müziğin ritminde insan kaderine değebiliyor.""
- Emanet Hikayeler
242. "Meğerse dinleyenim yokmuş..,bende sustum."
- Gidilmemiş Yerlerin Türküsü
243. "Çünkü yazı, eninde sonunda ikinci bir kişi ya da kişilere yazılan bir mektuptur."
- Hayat ve Öykü
244. "Oysa insan kendini keşfetmeden hayatta neyin ayırdına varabilirdi ki?"
- Otuzüçüncü Peron
245. "Ama insanlar bir tuhaftı Albayım, ıstırapla, buhranla yazılan oyunları oynuyor ama boş hayallerle mutlu oluyordu."
- Emanet Hikayeler
246. "''Yaşlandıkça yalnızlaşacağımızı bize kimse söylemedi.''dedi. Ve ekledi: ''Oysa gitgide kalabalıklaşacağımızı sanıyorduk.''"
- Emanet Hikayeler
247. "Burada zaman yaşanan değil öldürülen bir şeydir. Burada yaşandığı için değil geçtiği için sevinilir zamanın."
- Ansızın Hayat
248. "Sanki bir yere takılıp kalmış, geriye doğru her şey sıfırlanmıştı."
- Ansızın Hayat
249. "İçinin sesine uymak. Kalbini dinlemek. Varlığına sahip çıkmak, kendin olmak: özgürlük."
- Ansızın Hayat
250. "Hepimiz birer İbrahim olmalıyız ve ateşi güle çevirmeliyiz. Taşı, mermeri, perdeleri söküp atmalıyız insanlığın üzerinden."
- Küller ve Uçurumlar